BİA Medya Gözlem Raporu’nun kapsadığı Ocak-Mart 2020 döneminde, Türkiye’nin Avrupa’ya geçişleri için yol verdiği sığınmacıların durumunun haberleştirilmesi, İdlib’e yönelik askeri operasyon ve Libya İç Savaşı’na yönelik Türkiye’nin müdahalesi gibi uluslararası boyutu olan gelişmelerin gündeme getirilmesi medyaya yönelik yeni ihlallere neden oldu.
Mart ayında Türkiye’yi etkisi altına alan küresel Koronavirüs salgınıyla ilgili çeşitli kentlerde haber yapan en az 12 gazeteci gözaltına alındı; üçü Emniyette ifade vermek zorunda kaldı. Suçlamalarda başlıcası “halk arasında endişe ve panik yaratmak amacıyla tehdit” olurken, salgın sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İBAN numarası vererek bağış istemesini eleştiren bir gazeteci de “dini değerleri aşağılama” iddiasıyla tutuklandı.
Ocak-Şubat-Mart 2020’de duruşması görülen davalarda 121 gazeteci Türk Ceza Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu ve Sermaye Piyasaları Kanunu kapsamında 25 farklı suç isnadı ile toplamda 1501 yıl 8 ay hapis cezası; yedi gazeteci de toplam 1 milyon 560 bin TL tazminat istemiyle karşı karşıyaydı.
Ekim 2019’da kabul edilen Birinci Yargı Paketi ile “örgüt propagandası”na ilişkin TMK’ya, “haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” cümlesi ekleyen Ak Parti – MHP ittifakı, Covid-19 salgınına karşı hapishanelerde 90 bin tahliyeyi öngören İnfaz Tasarısı’na, “terör” prosedürü uygulandığı için tutuklanan gazetecileri dahil etmedi.
Mart başında bir MİT mensubunun cenazesini haberleştirdiği için üç farklı medya kuruluşunda çalışan altı gazetecinin tutuklanmasında ise, uzun yıllar gündeme gelmeyen MİT Kanunu gerekçe oluşturuyordu. Diğer yandan, Article19, ECPMF, P24, IFEX, Freedom House, RSF ve IPS İletişim Vakfı, Haberin Var Mı?, Gazeteci Dayanışma Ağı gibi örgüt ve inisiyatifler; TGC, TGS, DİSK Basın İş, ÇGD ve Basın Konseyi gibi gazetecilik kuruluşları ile birlikte tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için çaba ve dayanışma içerisindeydi.
Gazeteci Cinayetleri/ Yargılama
13 yıldır devam eden Hrant Dink davası: Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de İstanbul Şişli’de gazete önünde öldürülmesiyle ilgili dönemin kamu ve güvenlik görevlilerine yönelik açılan ve cinayette ihmali bulunduğu iddia edilen kamu görevlilerinin yargılandığı dördü tutuklu 76 sanıklı davanın 103, 104 ve 105. duruşması 18-19-20 Şubat 2020 tarihlerinde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 18 Şubat’ta görülen 103. duruşmada dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdür Yardımcısı tanık Adem Sağlam ve Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanı Ahmet Selim Akyıldız SEGBİS aracılığıyla dinlendi. 104. duruşmada ilk olarak sanıklardan Samast’ı Samsun otogarından teslim alan dönemin Jandarma Komutanı Serdar Yücel ve 105. duruşmada suç örgütü lideri olduğu gerekçesiyle 66 yıl hapis cezası alan Yakup Kürşat Yılmaz ve İstanbul Jandarma Komutanlığı Aşırı Sağ Tim Komutanı Serkan Özel tanık olarak dinlendi. İfadelerin tamamlanmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek, Muharrem Demirkale ve Ercan Gün’ün tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme, eski Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz üzerindeki adli kontrolün kaldırılması talebini kısmen kabul etti. Dink Ailesi Avukatı Hakan Bakırcıoğlu’nun HTS (görüşme trafiği) kayıtlarına ilişkin bilirkişi raporu hazırlanması talebini ise mahkeme reddetti. MİT görevlilerinin dinlenmesine ilişkin kararını yeniden değerlendirmesi beklenen mahkeme bu konuda bir karar vermedi. Gelecek duruşmanın tarihleri 12-13 ve 14 Mayıs olarak belirlendi (20 Şubat)
Kaşıkçı cinayetine 1,5 yıl sonra dava: İstanbul Başsavcılığı, Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’ nda 2 Ekim 2018’de boğularak öldürülen ve cesedi bugüne kadar bulunamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı ile ilgili soruşturmanın tamamlandığını ve iddianame düzenlendiğini duyurdu. İddianamede, Kaşıkçı’nın öldürülmesi eylemini gerçekleştirmek üzere görevlendirme yapıp diğer şüphelilere gerekli talimatları veren şüpheliler Ahmet bin Muhammed El Asırı ve Saud Al Kahtanı hakkında “’tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye azmettirme’” suçundan hapis cezası istendi. Ayrıca iddianamede, olayın öncesinde maktulü Suudi Arabistan’a götürmek, kabul etmediği takdirde öldürmek üzere fikir birliği ve ortak suç işleme kararı ile hareket ederek Kaşıkçı’yı boğarak öldürdükleri gerekçesiyle 18 şüpheli hakkında “tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme’” suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Suudi Arabistan’ın Riyad Mahkemesi, cinayetle ilgili alelacele giriştiği yargılamada, El Asırı ve Saud Al Kahtani’ye dokunmamış, Aralık 2019’da 11 sanıklı davada beş kişiye idam, üçüne de 24’er yıl hapis cezası vermişti (25 Mart).
Anter Davası 27 yıldır “Yeşil”i bekliyor: Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, aydın ve gazeteci Musa Anter’in 1992’de öldürülmesi ve 90’larda JİTEM’in işlediği cinayetlerle ilgili 18 sanıklı davada, ne “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ı bulabildi, ne de İsveç’te bulunan PKK itirafçısı ve eski MİT elemanı Abdülkadir Aygan’ın beş yıldır ifadesini alabildi. Son olarak görülen 23. duruşmada, Anter’in öldürüldüğü gün olay yerine gitmek isterken kaçırılarak darp edilen gazeteci Ferit Aslan tanık olarak dinlendi. Aslan, “17 yıl sonra Mahmut Yıldırım’ın oğlu bir kitap yayımladı ve babasının daha önce bilinmeyen 10 fotoğrafını paylaştı. O fotoğraflardan birini görünce bizi kaçıranlardan birinin o olduğundan emin oldum” demişti. “Sizi kaçıranların beyaz Toros kullanmasının anlamı olabilir mi?” sorusu üzerine Aslan, “Enteresan bir şey ifade edeyim. Biz yarım saat, bir saat içinde gelmeyince gazetedekiler OHAL Valiliğine ihbarda bulunmuş. Bizi taşıyan taksinin plakasını da vermişler. Buna rağmen araçla Diyarbakır’dan çıkana kadar, ona yakın kontrol noktasının hiçbirisinde durdurulmadık. Beyaz Toros selektör yapıyordu, durdurulmadan devam ediyorduk” diye eklemişti. Duruşmada, 18 yıl koruculuk yapan ve daha önceden faili meçhul cinayetlerle ilgili yazdığı bir kitap da bulunan Bedran Akdağ dinlendi. Akdağ sanıkları tanımadığını söyledi. Duruşmada Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın ekibinde yer aldığı iddia edilen Mesut Mehmetoğlu da hakkındaki iddiaları reddetti. Anter Ailesi’nin avukatı Selim Okçuoğlu, Adalet Bakanlığı ve MİT’i yargı sürecinin önünü tıkamakla suçlamıştı. Okçuoğlu, Aygan’ın İsveç’ten ifadesinin istinabe yoluyla alınamamasını “işlemlerin Adalet Bakanlığında takılıp kalması”na bağlamıştı. Mahkeme heyeti, sanıklar Muhsin Gül, Mehmet Zahir Karadeniz, Fethi Çetin ve Mahmut Yıldırım hakkındaki yakalama emirlerinin infazını bekliyor. Mahkeme, JİTEM ile ilgili bir televizyon programı yapan Latif Şimşek’in tanık olarak davet edilmesine karşın duruşmaya katılmaması nedeniyle zorla getirme kararı vermişti. 25 Mart’ta sürmesi beklenen dava, koronavirüs nedeniyle 24 Nisan’a bırakıldı (25 Mart).
Tutuklamalar
Çin’in Wuhan kentinde görülmeye başlayan ve küresel bir salgına dönüşen Covid-19 hastalığının etkileri, Türkiye hapishanelerinde Mart ayının ortasından itibaren kendini göstermeye başladı. Adalet Bakanlığı, askıya aldığı aile ziyaretlerinin yerine mahpusların haftada bir 10 dakika olan haftalık telefon haklarının ikiye çıkarıldığını açıkladı. Diğer yandan, 70 yaşını aşan gazeteci Ahmet Altan ve kronik kalp rahatsızlığı olan Mümtazer Türköne gibi onlarca medya temsilcisi salgının yarattığı tehlikeyle yüz yüze kaldı.
Medya Gözlem Raporu yayımlandığında, tutuklulukları Terörle Mücadele Kanunu (TMK) mevzuatına dayandırılan bu gazetecilerin, koronavirüs tehdidi dolayısıyla 90 bin kişinin tahliyesini öngören İnfaz düzenlemesinden muaf tutulması öngörülüyordu. Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde, “Libya’da ölen bir MİT mensubunun cenazesi”ne dair tek bir haberden altı gazeteci birden tutuklandı. Böylece, Terörle Mücadele Kanunu, “örgüte üye olmamakla birlikte yardım”a dair TCK’nın 220/7. Maddesi, “Cumhurbaşkanı’na hakaret”e dair TCK’nın 299. Maddesi gibi düzenlemelerden sonra, son olarak da MİT Kanunu’nun da gazetecilerin tutuklanmasına zemin oluşturduğuna tanıklık edildi.
Keser ve Çelik’e MİT hapsi: Libya’da hayatını kaybeden MİT mensubunun cenaze töreniyle ilgili haberi, Yeniçağ gazetesini kaynak göstererek yayımlayan Yeni Yaşam gazetesi sorumlu müdürü Aydın Keser ve yayın yönetmeni Ferhat Çelik, önce gözaltından serbest bırakıldıkları halde, yeniden gözaltına alınıp bu kez tutuklandı. Tutuklama gerekçesi “MİT Kanunu’na muhalefet” idi (8 Mart).
Ağırel’e tutuklama: Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel, Libya’da hayatını kaybeden MİT görevlisinin cenaze haberiyle ilgili ifade verip serbest bırakıldıktan sonra yeniden gözaltına alınarak İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği’nce MİT Kanununa muhalefet suçlamasıyla tutuklandı. (8 Mart)
Sterk’e tutuklama: Avrupa’ya gitmek isteyen sığınmacıları izlemek için Edirne’ye giden Rudaw muhabiri Rawin Sterk, 29 Şubat’ta gözaltına alındıktan sonra 3 Mart’ta Ankara’ya getirildi. Bu arada sosyal medya paylaşımları incelenen Sterk, bir Belçika Mahkemesi’nin “PKK’nin terör örgütü olmadığı” yönünde aldığı kararın haberini ve İdlip’te öldürülen asker sayısıyla ilgili paylaşımları da gerekçe yapılarak “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklanarak Sincan Cezaevi’ne gönderildi (6 Mart).
Pehlivan’a “MİT” hapsi: İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, Libya’da hayatını kaybeden bir MİT görevlisinin Manisa’daki cenaze töreninin “Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi” başlığıyla haberleştirilmesi nedeniyle Odatv sitesi Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ı, “MİT Kanunu’na muhalefet” iddiasıyla tutuklandı (6 Mart).
Terkoğlu ve Kılınç’a “MİT” tutuklaması: İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, Libya’da hayatını kaybeden bir MİT görevlisinin Manisa’daki cenaze törenini “Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi” başlığıyla haberleştirilmesi nedeniyle Odatv sitesi haber müdürü Barış Terkoğlu ve muhabir Hülya Kılınç’ın tutuklanmasına karar verdi. (5 Mart).
Sayılğan’a tutuklama ve tahliye: Yunanistan sınırından Avrupa’ya geçmek isteyen mültecilerin durumunu haberleştirmek için gittiği Edirne’de 29 Şubat’ta gözaltına alınarak tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri İdris Sayılğan avukatlarının Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi’ne yaptığı itiraz üzerine tahliye edildi (3 Mart).
Dursunoğlu’na tutuklama ve tahliye: Yakın Doğu Haber sitesi yayın yönetmeni ve yazar Alptekin Dursunoğlu, İdlib sürecinde iktidarı “Suriye’de terör örgütleriyle işbirliği yapmak” ile eleştirdiği gerekçesiyle “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla tutuklandı. Gazeteci, üç gün sonra hazırlanan iddianame sonucunda, 16 Mart’ta çıkarıldığı mahkemece “suç ve suçluyu övmek”ten bin TL adli para cezasına mahkum edilip serbest bırakıldı (1-16 Mart).
Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde, “PKK üyeliği” veya “FETÖ mensubiyeti” ile suçlanan bazı medya temsilcileri, cezalarının bir bölümü infaz edildikten sonra tedbir amaçlı tahliye edildi.
Eser ve Topaloğlu’na tahliye: İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararı ile yurtdışı gezileri ve haklarında daha önce açılan davaları gerekçe göstererek, “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan Mezopotamya Ajansı muhabiri Sadiye Eser ve Sadık Topaloğlu 26 Mart 2020 tarihli ilk duruşmada tahliye edildi. Duruşma 15 Ekim tarihine ertelendi (26 Mart).
Akkuş’a tahliye: Yargıtay 16. Ceza Dairesi, “Zaman gazetesi davası” olarak bilinen ve 26 medya çalışanının ceza aldığı dosyada “örgüt üyeliği”nden ceza almış Zaman gazetesi genel yayın editörü Ali Akkuş’un yurtdışı yasağı ile tahliyesine karar verdi. Daire, temyize ilişkin kararını henüz vermedi. Dosyada ceza almış ancak henüz kesinleşmemiş diğer sanıklar halen tutuklu (13 Mart).
Aydın ve Demir’e tahliye: İzmir’de 12 Kasım 2019’da evlere yapılan baskınlar sonucu gözaltına alınıp 26 Kasım’da “PKK üyeliği” gerekçesiyle İzmir Aliağa Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’ne konulan Mezopotamya Haber Ajansı muhabirleri Melike Aydın 31 Ocak’ta, Ruken Demir ise 5 Mart’ta çıkarıldığı İzmir 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Demir hakkında “örgüt üyeliği” suçlamasıyla hazırlanan iddianamede “sözde röportaj” ifadesi kullanıldı (5 Mart).
Topaloğlu’na tahliye: Adıyaman Sulh Ceza Hakimliği, 27 Kasım’da Kahta ilçesinde gözaltına alınarak “PKK üyeliği” iddiasıyla tutuklanan KHK ile kapatılan DİHA Ajansı muhabiri Hacı Yusuf Topaloğlu 21 Ocak 2020’de görülen ilk duruşmada tahliye edildi (21 Ocak).
Evren’e ceza ve tahliye: İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi, “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla tutuklu yargıladığı Nokta dergisi eski haber müdürü İsmail Evren’i 6 yıl 3 ay hapse mahkum etti ve bir yıllık tutukluluğunun ardından tahliye etti (15 Ocak)
2020 yılının Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde en az 33 gazeteci ve medya temsilcisi gözaltına alındı; ayrıca üçü polis davetiyle ifade verdi. Bu gazetecilerden 12’si Koronavirüs kapsamında habercilik yaparken gözaltına alındı; üçü de bu kapsamda Emniyette ifade vermeye zorlandı. Gözaltılardan 17’si, Edirne Pazarkule’de Türkiye’nin Avrupa’ya geçişlerine yol verdiği sığınmacıların haberleştirilmesi sürecinde yaşandı.
Geçen yılın aynı döneminde dokuz gazeteci gözaltına alınırken, bunlardan altısıyla ilgili işlem Kürt Sorunu kapsamındaydı. 2019 yılının tamamında ise gözaltına alınanların sayısı 49’du; 26’sı ile ilgili işlem Kürt Sorunu ile bağlantılıydı.
Ses Kocaeli’de üç “Koronavirüs” gözaltısı: Ses Kocaeli gazetesi genel yayın yönetmeni İsmet Çiğit, sorumlu müdürü Ahmet Seminer ve yazar Güngör Aslan yerel bir hastanede iki kişinin korona virüs nedeniyle öldüğü iddiasını haberleştirdikleri için gözaltına alındı. Gazeteciler ifadelerinin ardından serbest bırakıldı (23 Mart).
Bartın’da üç gözaltı: Bartın’da çıkan Halk gazetesi ve Pusula gazetesi’nin sahibi Mustafa Ahmet Oktay ile yazı işleri müdürü Eren Sarıkaya,koronavirüs hakkında yapılan haberler nedeniyle gözaltına alındı; ifade verdikten sonra serbest bırakıldı (18 Mart).
Yaşar Anter’e gözaltı: Gazeteci Yaşar Anter, Sözcü Gazetesi’nde yayımlanan Dubai Şeyhi’nin yatının Bodrum’da demirlesine ilişkin haber nedeniyle “Halk arasında panik yaratmak ve tehdit” şüphesiyle gözaltına alındı. Yatta, Türkiye’nin çok sayıda sınır kapısında yapıldığı gibi sağlık ve ateşli hastalıklarla ilgili kontroller yapıldığını yazan gazeteci tutuklama talebiyle sevk edildiği Bodrum Sulh Ceza Hakimliği’nce serbest bırakıldı (15 Mart).
Özyol ve Küçükaydın’a “Koronavirüs” gözaltısı: Antalya merkezli haberimizvar.net haber sitesi yayın yönetmeni İdris Özyol ve genel yayın koordinatörü Ebru Küçükaydın, akşamdan yayınlanan bir koronavirüs haberi nedeniyle gözaltına alındı. Haberciler, Antalya Emniyet Müdürlüğü’nde “korku ve panik yaymak” şüphesiyle alınan ifadelerinin ardından serbest bırakıldı (14 Mart).
Akgün’e gözaltı: Edirne sınırında bekleyen mültecileri haberleştirirken 29 Şubat’ta “sınırı ihlal”den gözaltına alınıp Edirne İl Jandarma Komutanlığı’na götürülen Rudaw TV kameramanı Mehmet Şirin Akgün gözaltı süresi uzatıldıktan sonra çıkarıldığı hakimlikçe serbest bırakıldı (6 Mart).
Kaya’ya gözaltı: Mültecilerin sınırı geçme girişimlerini haberleştirmek için Edirne’ye giden Mezopotamya Ajansı muhabiri Naci Kaya, “askeri yasak bölgeyi ihlal” suçlamasıyla beş gün süreyle tutulduğu Edirne Merkez Jandarma Komutanlığı’nda ifadesi alındıktan sonra salıverildi (4 Mart).
Edirne’de en az 15 gözaltı: Edirne Pazarkule’de Türkiye’nin Avrupa’ya geçişlerine yol verdiği sığınmacıları izleyen en az dokuz uluslararası ve ulusal medya temsilcisi (EPA, AFP, Getty İmages, Nar Photos vs) “askeri yasak bölgeyi ihlal” suçlamasıyla gözaltına alındı; jandarma görevlilerince ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Aynı süreçte, görev yapmaya devam ettikleri için adlarının açıklanmasını istemeyen çoğu Fransa merkezli çalışan en az altı gazeteci aynı gerekçeyle gözaltına alındı (2 Mart).
Üç gazeteciye gözaltı: Ankara’nın Çankaya ilçesindeki evlerinde 29 Şubat gecesi bir grubun saldırı girişimine uğrayan ve bu nedenle şikayetçi olmak için karakola giden Rusya merkezli Sputnik Haber Ajansı çalışan üç gazeteci, Sputnik International kaynaklı Hatay İlçesiyle ilgili bir haber gerekçe gösterilerek gözaltına alındı (1 Mart).
Hakkı Boltan’a gözaltı: Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGİ) sözcüsü ve Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Hakkı Boltan, 19 Şubat’ta Diyarbakır’da bazı adreslere yapılan polis baskını sırasında yedi kişiyle birlikte gözaltına alındı. Boltan gözaltına alınan diğer kişilerle birlikte adli kontrol ve yurtdışı yasağı ile serbest bırakıldı (19 Şubat).
Şevval Şirin’e gözaltı: İstanbul Esenyurt’ta bir okuldaki cinsel istismar iddiası üzerine velilerin yaptığı eylemi ve istismar iddiasını haberleştiren Kanal D muhabiri Şevval Şirin iddiaları okul müdürüne sormak isteyince gözaltına alındı. Saatlerce bir odada alıkonan gazetecinin telefonuna da mahkeme kararı olmadığı halde el konuldu. Emniyet Şirin’in gözaltında olmadığını açıklasa da gazeteci, polislerden şikayetçi oldu. Bunun üzerine iki kadın polis de darp edildiklerini ileri sürdü (18 Şubat).
Yunus Duman’a gözaltı: Van’da 13 Şubat’ta yapılan ev baskınında bir ihbar üzerine gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı Van muhabiri Yunus Duman emniyetteki işlemlerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı (16 Şubat).
Gülşen İşeri’ye gözaltı: 2017 yılında hakkında BİMER’e yapılan isimsiz bir ihbar nedeniyle 22 Ocak’ta gözaltına alınan gazeteci-yazar Gülşen İşeri, ifade işleminin ardından serbest bırakıldı (22 Ocak).
Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde, Sputnik Haber Ajansı’nda çalışan üç gazetecinin evlerine “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganıyla saldırı girişiminde bulunuldu; Odatv sitesi genel yayın yönetmeni Barış Pehlivan gözaltına alınıp tutuklandığı gün, Silivri Hapishanesi’ne girişte bir görevlinin şiddetine maruz kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, FOX TV’ye sözlü saldırıda bulundu.
Geçen yılın aynı döneminde 4 gazeteci saldırıya uğramış; biri de ölümle tehdit edilmişti. Bu dönemde saldırıların çoğunluğu Nevşehir, Konya ve Nazilli’de yaşandı ve bu saldırılar yerel gazetecileri hedef aldı. 2019 yılının tamamında ise 26 gazeteci saldırıya uğramıştı. Bu gazetecilerden çoğu sokakta çeşitli gruplarca kıstırılarak darp edilen gazetecilerdi.
Pehlivan’a saldırı: Odatv sitesi genel yayın yönetmeni Barış Pehlivan, Libya’da yaşamını yitiren MİT mensubu hakkındaki haberlerle ilgili gözaltına alınıp tutuklandığı gün, Silivri Hapishanesi’ne girişte bir görevlinin şiddetine maruz kaldığı gerekçesiyle şikayetçi oldu. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün talimatıyla Ankara’dan İstanbul Silivri Ceza İnfaz Kurumu’na giden müfettişler, şiddetin, saat 22:38:50-22:39:10 zaman dilimi arasında yaşandığını kamera görüntülerinden tespit etti; idari soruşturma başlattı. Bakırköy Başsavcılığı, şikayetin medyanın gündemine gelmesiyle alelacele, “Pehlivan’ın infaz koruma memurları tarafından hiçbir şekilde darp edilmediği, sözlü ya da fiili kötü muamelede bulunulmadığı tespit edilmiştir” şeklinde açıklama yapmıştı (6 Mart).
Üç gazeteciye saldırı girişimi: Ankara’nın Çankaya ilçesinde bir grup, 29 Şubat gecesi, Rusya merkezli Sputnik Haber Ajansı’nda çalışan üç gazetecinin evlerine “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganıyla saldırı girişiminde bulundu. Polisin olayla ilgili soruşturma başlattığı bildirildi. Saldırı girişimi sonrası gazeteciler şikayette bulunmak için gittikleri karakolda gözaltına alınırken adliyedeki ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. Rusya Dışişleri Bakanlığı, saldırı girişimine ve gözaltı uygulamasına tepki gösterdi (1 Mart).
Erdoğan’dan FOX TV’ye sözlü saldırı: Cumhurbaşkanı Erdoğan, FOX TV muhabirinin “Muhalefet ‘birkaç şehidimiz var’ ifadenize tepki gösterdi. Bu eleştirilere yanıtınız ne olacak?” şeklindeki sorusuna kızdı; “Bakın FOX önce gazete olsun. Önce ciddi bir medya olsun. Yalan haber üretmeyi bırakın. Muhalefetin söylemleri de beni çok ilgilendirmiyor” dedi (25 Şubat).
Hak Arama ve Cezasızlık
Gazeteciler Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı’nın 90’lı yıllarda öldürülmesini de kapsayan Umut Davası, Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yargılama istediği beş sanıkla ilgili yargılama ile sürecekti. Ancak koronavirüs salgını nedeniyle davaların ertelenmesi üzerine bu duruşma da Kasım’a bırakıldı.
Araştırmacı gazeteci Ahmet Şık’ı “İmamın Ordusu” taslak kitabı nedeniyle Mart 2011’de komployla tutukladıkları gerekçesiyle yedi hâkim ve savcının “görevi kötüye kullanmak” ve “hürriyeti kısıtlamak” iddiasıyla Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nde yargılandıkları dava başladı. Yargılama Haziran ayına kaldı.
Umut Davası’nda adalet yok: Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, gazeteciler Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı’nın 90’lı yıllarda öldürülmesini de kapsayan Umut Davası’ndan, Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yargılama istediği beş sanığı yargılamaya devam ediyor. Ancak 20 Mart’ta yapılması beklenen dava, koronavirüs nedeniyle Kasım ayına ertelendi. Davada, sanıkların her biri içi hapis cezaları talep eden duruşma savcısının esas hakkındaki mütalaasına karşılık son savunmalarını yapmaları bekleniyor. Aydınların avukatı, savcılık mütalaası doğrultusunda sanıkların cezalandırılmasını talep etmişti. Kırmızı Bültenle arandığı ve bombacı olduğu ifade edilen Oğuz Demir’in davası da sürüyor (20 Mart).
Çetin Emeç cinayeti: İstanbul Suadiye’deki evinin önünde 7 Mart 1990’da uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden gazeteci Çetin Emeç, ölümünün 30. yıl dönümünde Zincirlikuyu’daki kabri başında anıldı. Cinayetten 10 yıl sonra Emeç’i, şoförü Sinan Ercan’ı, yazar Turan Dursun ve İranlı rejim muhalifi Ali Akbar Gorbani’yi öldürdükleri gerekçesiyle yargılanan İslami Hareket örgütü yöneticisi İrfan Çağrıcı ve dört kişi suçlu bulunmuştu. Ancak gazetecinin eşi Bilge Emeç, cinayetin asıl faillerinin yakalandığına inanmadığını söylemişti (7 Mart).
“Şık’a komploya” dava başladı: Yargıtay 14. Ceza Dairesi, araştırmacı gazeteci Ahmet Şık’ı “İmamın Ordusu” taslak kitabı nedeniyle Mart 2011’de komployla tutukladıkları gerekçesiyle yedi hâkim ve savcıyı “görevi kötüye kullanmak” ve “hürriyeti kısıtlamak”tan yargılamaya başladı. A.Alçık, A.E.Peksak, H.Şen, M. Ekinci, Ö. Diken. R. Çakır ve S. Mermerci ile ilgili yargılama 6 Mart’ta başladı. Yargılama 16 Haziran’a kaldı (6 Mart).
Hürriyet çalışanlarının sendika davası: Hürriyet gazetesinde sendikalı oldukları için işten çıkarılan 45 basın çalışanından 23’ünün açtığı işe iade davasının 27 Şubat tarihli duruşması İstanbul Bakırköy 6. İş Mahkemesi’nde görüldü. Davanın bir sonraki duruşmasının 11 Nisan’da yapılması kararlaştırıldı. (27 Şubat)
Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde görülen 74 duruşmada 121 gazetecinin, silahlı terör örgütüyle bağlantılı suçlar ve cumhurbaşkanına hakaret başta olmak üzere toplamda 25 farklı suçlama nedeniyle yargılanmasına devam edildi.
Dokuz gazeteci veya medya temsilcisinin, gazetecilik veya politik davalar kapsamında “Devletin birliğini bozmak” suçlamasıyla yargılandığı davada karar çıktı; sekizinin “Casusluk” veya “Devlete ait gizli belgeleri temin ve yayımlamak” iddiasıyla toplam 225 yıl hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi. 1 Ocak’tan itibaren 20 yargılamanın yerel mahkeme, 3’ünün ise istinaf aşaması sona ererken 30 gazeteci hakkında karar verildi. Geçtiğimiz üç ayın yargılama hükümlerine yansıyan bilançosu 18 beraat kararı, 13 hapis cezası ve 2 adli para cezası oldu.
Bu üç ay içinde 57 gazeteci, “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği”, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “örgüte yardım” gibi suçlamalar nedeniyle toplam 906 yıl hapisle yargılanması gündemdeydi. Bu davalardan 4’ü sona ererken 3 gazeteci toplamda 18 yıl 9 ay hapis cezası aldı. Terör örgütü üyeliğinin yanı sıra devletin birliğini bozmak suçlamasının da yer aldığı davada yargılanan 3 gazetecinin dosyaları ayrılarak beraatlerine karar verildi.
55 gazeteci veya medya çalışanı “örgüt propagandası”, “örgüt açıklamalarına yer vermek” veya “terörle mücadele edenin kimliğini açıklayarak hedef göstermek” gerekçeleriyle toplam 275 yıl hapisle yargılandı. 50 gazeteci terör örgütü propagandası, 37’si ise terör örgütü üyeliği isnadıyla karşı karşıya idi. Yargılamalar sonucunda altı gazeteci beraat ederken yedisi toplam 11 yıl 2 ay 8 gün hapse mahkum edildi. 3 gazeteci için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve bir gazeteci için cezanın infazının ertelenmesine karar verildi. Toplamda 3 yıl 2 ay hapis cezası alan iki gazeteci için ertelemeye yer olmadığına karar verildi.
“Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla sekiz, “devlet organlarını aşağılama”, daha sık bilinen adıyla 301. madde, kapsamında yargılanan altı; terörle mücadelede yer alan kamu görevlilerini hedef gösterme ile suçlanan beş gazetecinin davaları da rapora yansıdı.
Tüm bu suçlamalardan 121 gazeteci için istenen cezaların toplamı 9 ağırlaştırılmış müebbet, 4 müebbet ve 1501 yıl 8 ay hapis cezası oldu. Sanık sayısı ve cezalara ilişkin bu hesaplamaya “Cumhurbaşkanı’na hakaret”e dair yargılamalar dahil değil.
Takva “panik yaymak”tan ifade verdi: Gazeteci Ruşen Takva, Koronavirüs sürecinde yaptığı haberler yoluyla “korku ve panik yaydığı” şüphesiyle Van Emniyeti Siber Suçlar Şubesinde ifade verdi (31 Mart).
Baysal ifade sonrası serbest: Gazeteci yazar Nurcan Baysal, Diyarbakır Hapishanesi’nden kendisine gönderilen mektupları paylaşması ve Ahval haber portalında kimisi Koronavirüs ile ilgili yayınlanan yazıları nedeniyle hakkında soruşturma başlatıldığını 30 Mart’ta twitter hesabından duyurdu. Hakkında gözaltı işlemi uygulanmamasının sebebinin virüs olduğunu da duyuran gazeteci 31 Mart’ta ifadesini verdikten sonra serbest bırakıldı (31 Mart).
Candemir ifadeye çağrıldı: Van haberdar sitesi muhabiri Oktay Candemir, bölgedeki kovid-19 salgınını konu alan sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek ifadeye çağrıldı (31 Mart).
Can poliste ifade verdi: İzmir Emniyetine bağlı Biber Suçlar Şube Müdürlüğü, İz Gazete sitesi muhabiri Tugay Can’ı, “İzmir’de farklı iki ilçede sağlık çalışanlarının testi pozitif çıktı” başlıklı haberi nedeniyle “panik ve korku yaratmak” iddiasıyla ifadeye çağırdı. İfade verdikten sonra serbest bırakılan haberci, Twitter hesabından, “Ben aldığım bilgiyi defalarca teyit ederek halkı bilgilendiriyorum” diyerek uygulamaya tepki gösterdi (27 Mart).
Aysever’e “dini aşağılama” soruşturması: Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı 19 Mart 2020 tarihinde sosyal medya hesabından paylaştığı karikatür nedeniyle Enver Aysever hakkında halkın bir bölümünün dini değerlerini aşağılamaktan soruşturma açtı. Gazeteci 21 Mart’ta ifade verdi. (20 Mart)
Aydın Atay hakkında “Koronavirüs” haberi paylaşımı için soruşturma: 18 Mart 2020’de, “Diyarbakır Adliyesi kapandı” başlıklı Diyarbakır Adliyesi’nde alınan korona virüsü önlemlerine ilişkin haberi sosyal medya hesabından paylaştığı için gazeteci Aydın Atay hakkında halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak suçlaması ile soruşturma başlatıldı (18 Mart).
Hazal Ocak’a “hakaret” soruşturması: Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Kanal İstanbul güzergâhında satın aldığı arazi hakkında Cumhuriyet gazetesinde 20 Ocak 2020 tarihinde yayımlanan haberde imzası bulunan muhabir Hazal Ocak hakkında “kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla soruşturma açıldı (15 Şubat).
Tunç’a “asılsız haber” soruşturması: JinNews sitesi Van muhabiri Hikmet Tunç hakkında 13 Mayıs 2019 tarihli “4 milyon 500 bin TL karşılığında peşkeş çektiği Muradiye Şelalesi kaderine terk edildi” başlıklı haberi nedeniyle Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatıldı. Soruşturmanın, Muradiye Belediyesi’ne atanan kayyum Erkan Savar’ın “asılsız haber” şikayetiyle açıldığı açıklandı (6 Şubat)
Sayılğan’ın “üyelik ve propaganda” davası: KHK ile kapatılanDicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri İdris Sayılğan, geçmiş yıllarda sosyal medyada yaptığı paylaşımlar yaptığı gerekçesiyle “örgüt üyeliği ve propaganda” iddiasıyla yargılanıyor. Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 8 Ocak’ta görülen ilk duruşmada Sayılğan’ın beraat talebini reddetti. Suçlamaları kabul etmeyen Sayılğan’ın 25 Mart’ta gerçekleşmesi beklenen duruşması koronavirüs salgını kapsamında alınan tedbirler nedeniyle 13 Mayıs’a ertelendi (25 Mart).
Beritan Canözer’in “örgüt propagandası” davası: Jin News sitesi muhabiri Beritan Canözer’in 2013 ile 2016 yılları arasında yaptığı Twitter ve Facebook paylaşımlarının yanı sıra beğendiği gönderiler de gerekçe gösterilerek “örgüt propagandası” suçlamasıyla yargılandığı davaya Koronavirüs salgınına yönelik tedbirler nedeniyle devam edilemedi. Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Mart’ta görülmesi gereken duruşması 17 Haziran’a ertelendi (25 Mart).
Yağan’ın davasında erteleme: İleri haber sitesi eski yayın yönetmeni Onur Emre Yağan’ın sitede yayınlanan haberler ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle “zincirleme şekilde örgüt propagandası yapmak”tan yargılandığı davanın 20 Mart tarihli duruşması koronavirüs salgını nedeniyle 19 Haziran’a ertelendi (19 Mart).
Dündar’ın “MİT Tırları” davası: Cumhuriyet gazetesi eski yayın yönetmeni Can Dündar’ın, “MİT TIR’ları”na ilişkin 29 Mayıs 2015 tarihli “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşeti nedeniyle yargılandığı davada, mahkeme Dündar’ın Almanya’dan iadesine ilişkin talebin yerine getirilmesini bekliyor. 19 Mart 2020 tarihli duruşma, corona virüsü nedeniyle 19 Hazira’a bırakıldı. Dündar, haber nedeniyle “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek”, “siyasi ve askeri casusluk”, “gizli kalması gereken bilgileri açıklamak”, “terör örgütünün propagandasını yapmak” ile suçlanıoyır (19 Mart).
Turhan ve Öztaş’ın duruşması ertelendi: ETHA Ajansı muhabiri Tunahan Turhan ve Özgür Gelecek muhabiri Taylan Özgür Öztaş, bazı HDP’li belediyelere kayyum atanmasına karşı Kadıköy’de gerçekleştirilen protesto gösterisini haberleştirdiği için “Gösteri ve Yürüyüş Kanununa muhalefet”ten yargılanıyor. Mahkeme 18 Mart’ta gerçekleşmesi gereken ilk duruşmayı korona salgını nedeniyle ileri bir tarihe bıraktı (18 Mart).
Ayşegül Doğan’ın dosyası ertelendi: Kapatılan İMC TV Haber müdürü Ayşegül Doğan’ın, DTK üyeleriyle yaptığı röportajlar ve katıldığı etkinlikler nedeniyle “örgüt yöneticiliği” ile suçlandığı dava, korona salgını nedeniyle 10 Haziran’a ertelendi. Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi, Doğan’ı 22 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılıyor(18 Mart)
Cuştan ve Temel’e üyelik ve propaganda davası: İsminaz Temel ve Havva Cuştan’ın terör örgütü üyeliği ve propagandası iddialarıyla yargılandığı davanın 13 Mart 2020 tarihli duruşmasında avukat Ömer Çakırgöz, İsminaz Temel’in yurtdışında bulunan annesinin ameliyat olacağını belirterek seyahat yasağının kaldırılmasını talep etti. Mahkeme başkanı kararı bir sonraki celsede vermek üzere davayı 10 Haziran’a erteledi (13 Mart).
Mehmet Çakmakçı için mütalaa: Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı, çeşitli tarihlerde yaptığı telefon görüşmelerinde aktardığı bilgiler ve BDP Siyaset Akademisi’ne gidip gelmesiyle ilgili suçlanan gazeteci Mehmet Çakmakçı’nın “örgüt üyeliği” iddiasıyla cezalandırılmasını talep etti. Yargılamaya 10 Haziran’da devam edilecek. (11 Mart).
Yusuf Karataş için mütalaa: Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı, DTK bünyesinde yürüttüğü faaliyetleri gerekçe göstererek Evrensel gazetesi köşe yazarıYusuf Karataş’ın “terör örgütü yöneticiliği” iddiasıyla cezalandırılmasını istedi. Yargılamaya 4 Mayıs’ta devam edilecek. (11 Mart)
Kibriye Evren’in “üyelik” ve “propaganda” davası: Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 2018’de tutuklanan ve “örgüt üyeliği ve propagandası” ile yargılanan JinNews sitesi muhabiri Kibriye Evren hakkındaki adli tedbir kararının kaldırılmasına karar verdi..Evren hakkındaki yurtdışı yasağı ise devam ediyor (10 Mart).
Ceren Karlıdağ 2014’ten beri yargılanıyor: İzmir 32. Asliye Ceza Mahkemesi, 2014’te Ege Üniversitesi’nde öğrenciyken gözaltına alınan serbest gazeteci Ceren Karlıdağ’ı diğer 11 kişiyle birlikte “polise mukavemet” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Daha önce ifade veren Karlıdağ, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Ege Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisiydim, okuduğum bölüm gereği eylemin fotoğraflarını çekiyordum. Polis müdahalesi başladığında mukavemet etmedim, gazetecilik yaptığımı söylemeye çalıştım sadece” demişti (10 Mart).
Birgün’e açılan Fuat Avni Davası’nda ikinci duruşma: “Fuat Avni” adlı twitter hesabının paylaşımlarına ilişkin haberler nedeniyle dönemin BirGün gazetesi yöneticileri olan İbrahim Aydın, Barış İnce, Can Uğur ve Bülent Yılmaz hakkında “FETÖ’ye üye olmadan yardım” iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması görüldü. İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi, Barış İnce hakkında“Kaç Saat Oldu” hesabının paylaşımları nedeniyle açılan davanın bu dosya ile birleştirilmesine karar verdi ve duruşmayı 14 Nisan’a erteledi. (5 Mart)
Kırkaya’ya TMK davası: Sosyal medya hesabından 2014 – 2015 yılları arasında paylaştığı haberlerde “örgüt propagandası yaptığı” suçlamasıyla Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan gazeteci Kenan Kırkaya, 5 Mart’ta görülen son duruşmada suç teşkil ettiği iddia edilen paylaşımların kendisine ait olmadığını söyleyerek beraatını talep etti. Av. Özdoğan’ın sunduğu dosyanın incelenmesi için savcılığın süre talebi kabul edildi ve dava 4 Haziran’a ertelendi (5 Mart).
Mehmet Dursun’un üyelik davası: KHK ile kapatılan DİHA muhabiri Mehmet Dursun’un “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılandığı davanın 3 Mart tarihli duruşmasında davanın diğer sanıklarının ifadeleri dinlendi. Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren yargılama 21 Nisan’a kaldı. Dursun, 2014 yılında haber kaynakları ile yaptığı telefon görüşmeleri temelinde suçlanıyor. (3 Mart).
Meşale Tolu’nun “üyelik” yargılaması: İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi,, ETHA Ajansı çevirmeniMeşale Tolu dahil 27 kişiyi “terör örgütü üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla yargılamaya devam etti. Mahkeme, kovuşturmanın genişletilmesi taleplerinin celse arasında incelenmesine, taleplerin kabul edilmesi halinde dosyanın mütalaa için savcıya gönderilmesine karar verdi. Yargılama 14 Temmuz’da sürecek (25 Şubat).
Üç yayın yönetmeni davası: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan Özgür Gündem gazetesinin eş genel yayın yönetmeni Hüseyin Aykol, gazetenin yazı işleri müdürü Reyhan Çapan ve gazeteci Hasan Başak’ı gazetede yayınlanan haber ve köşe yazıları nedeniyle yargılıyor. Üç gazetecinin “suç işlemeye alenen tahrik”, “suçu ve suçluyu övmek” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamalarıyla yargılandıkları davanın 14. duruşması 20 Şubat’ta gerçekleşti. Avukat Özcan Kılıç, gazetede yayınlanan yazıların imzalı olduğunu, Basın Kanunu’na göre bu durumda sorumluluğun eser sahibi bağladığını, dolayısıyla bu üç sanığın sorumluluğunun olmadığını savundu; beraat talep etti. Mahkeme ara kararında, ifadelerinin alınması için Kemal Yakut ve Hasan Başak hakkında yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi. Bir sonraki duruşma 14 Mayıs’ta görülecek (20 Şubat).
ETHA muhabiri Ali Sönmez Kayar’ın “örgüt propagandası” davası: ETHA Ajansı muhabiri Ali Sönmez Kayar’ın İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın 19 Şubat’ta görülen duruşmasında Kayar’ın adli kontrol tedbirinin devam etmesine ve gizli tanığın 9 Haziran’a ertelenen duruşmada dinlenmesine karar verildi (19 Şubat)
Doğan Akın’ın “Fuat Avni” davası: T24 sitesi kurucusu ve genel yayın yönetmeni Doğan Akın’ın Mart 2014-Nisan 2016 arasında 108 adet Fuat Avni tweet’inin haberleştirmesi nedeniyle “örgüte yardım”dan yargılandığı davanın 19 Şubat tarihli duruşmasında, Akın kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Mahkeme, dosyanın mütalaa için savcıya gönderilmesine karar vererek davayı 17 Nisan 2020 tarihine erteledi (19 Şubat).
Şerife Oruç’un “örgüt üyeliği” yargılaması: 2018 yılında cezaevinden tahliye edilerek “örgüt üyeliğinden” yargılanan DİHA ajansı muhabiri Şerife Oruç hakkında mahkeme 18 Şubat’ta görülen onüçüncü duruşmada adli kontrol yükümlülükleri yerine getirmediği gerekçesiyle yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi. (18 Şubat)
Ferhat Parlak’ın “örgüt üyeliği” yargılaması: Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Silvan Mücadele Gazetesi sahibi Ferhat Parlak’ı “Örgüt üyeliği”nden yargılamaya devam etti. Parlak’ın 8 Temmuz 2019’da tahliye edildiği davada mahkeme, dinlenmeyen gizli tanıkların hazır edilmesi için müzekkere yazılmasını, olumsuz cevap verildiği takdirde gizli tanıkların dinlenmesinden vazgeçilmesini kararlaştırdı. Yargılama 6 Mayıs’a kaldı (17 Şubat).
Deniz Yücel’in davası: İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi,Die Welt gazetesi Türkiye muhabiri Deniz Yücel’i “PKK propagandası” ve “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla 18 yıl hapis istemiyle yargılamaya devam etti. Yücel’in Avukatı Verysel Ok, 13 Şubat’ta görülen duruşmada, mütalaanın ellerine duruşmadan bir gün önce ulaştığını belirterek esasa ilişkin savunmalarını hazırlamaları için süre istedi. Talebi kabul eden mahkeme, yargılamayı 2 Nisan’a bıraktı (13 Şubat)
Kaya’nın “yardım” davası: Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Ağrı Dağı’nda 2014 yılında düzenlenen festivalde çektiği görüntüler gerekçe gösterilerek “PKK’ya yardım” iddiasıyla tutuklanıp 30 Ekim 2010-9’da Birinci Yargı Reformu sonrası yapılan itiraz sonucu tahliye edilen DİHA muhabir Abdullah Kaya’yı yargılamaya devam etti. 13 Şubat’ta mahkeme, duruşmaya katılmayan bir sanığın dinlenmesine karar verdi. Davanın görülmesine 14 Mayıs’ta devam edilecek (13 Şubat).
Demirci’nin davası Haziran’daı: Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabiri Adil Demirci ve 22 kişinin “terör örgütü üyeliği” ve “terör örgütü propagandası” suçlamalarıyla yargılandığı davanın 13 Şubat’ta görülen duruşmasında mahkeme, adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması yönündeki talepleri, yargılamanın konusu bakımından ölçülü olmasını gerekçe göstererek reddetti. Dava 16 Haziran’da sürecek (13 Şubat).
Özdilek’e TMK davası: Cumhuriyet gazetesi muhabiri Zehra Özdilek hakkında yaptığı bir haberde gizli tanığın adını açık yazdığı gerekçesiyle “terörle mücadelede yer almış kişileri hedef göstermek” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyanın savcıya gönderilmesine karar verdi. Yargılama 14 Nisan’da sürecek(12 Şubat).
Van TV’ye “propaganda” davası: Van Ağır Ceza Mahkemesi, Van TV yetkilileri ve çalışanları Sibel Eres, Gülsün Altan ve Kadir Cesur, şirket ortağı Gürcan Bayrakçı ve sorumlu müdür Koçali Özipek’i “örgüt propagandası”ndan yargılamaya devam etti. Mahkeme savcısı, sunduğu esas hakkındaki mütalaasında Eres ve Altan hakkında “örgüt propagandası,” diğer tüm sanıklar için ise “zincirleme şekilde örgüt propagandası”ndan cezalandırılmalarını talep etti. Yargılama 7 Mayıs’a kaldı (11 Şubat).
Aykol, Kaya, Kızılkaya’nın 301 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesinin genel yayın yönetmenlerinden Hüseyin Aykol ve Bilir Kaya ile Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya ve Hatip Dicle’yi, “hükümeti, yargı organlarını veya emniyet teşkilatını” ve “Türk milletini ve Cumhuriyetini ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni alenen aşağılama” suçlamalarıyla yargılıyor. Dicle hakkında çıkarılan yakalama emrinin infazının beklenmesine karar veren mahkeme, davayı 2 Haziran’a erteledi (6 Şubat).
Altı haberciye Redhack davası: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın Redhack tarafından ele geçirilen kişisel e-posta hesabındaki bilgileri haberleştirdikleri gerekçesiyle yargılanan altı habercinin, yargılandığı davanın 6 Şubat tarihli duruşması görüldü. Diken Haber editörü Tunca Öğreten, ETHA haber müdürü Derya Okatan, Yolculuk gazetesi sorumlu müdürü Eray Sargın, DİHA muhabiri Metin Yoksu ve DİHA haber müdürü Ömer Çelik, BirGün Gazetesi çalışanı Mahir Kanaat, “örgüt üyeliği”, “bilişim sistemini bozma” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla yargılanıyor. Gazetecilerin avukatları savunmaya ilişkin beyanlarını sundu. Mahkeme Okatan ve Sargın’ın yurtdışı çıkış yasağının kaldırılmasına karar verdi. Gelecek duruşma 25 Haziran’da (6 Şubat).
Durket Süren’in TMK davası: Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesi, gazeteci Durket Süren’i “örgüte bilerek isteyerek yardım” ve “örgüt propagandası” iddiasıyla yargılanmaya devam etti. 5 Şubat’ta görülen duruşmada mahkeme heyeti Süren’in el konulan dijital materyallerine dair MASAK’tan istenen raporların dönüşünün beklenmesine karar verdi. Yargılama 18 Mayıs’ta devam edecek (5 Şubat).
TV 10 çalışanlarının “örgüte yardım” davası: İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan TV10 çalışanları Kemal Demir ile Kemal Karagöz’ü “örgüt üyesi olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım” iddiasıyla yargılıyor. 28 Ocak’ta görülen dördüncü duruşmada mahkeme, sanıklar hakkında uygulanan yurt dışına çıkış yasağının devamına ve Demir’e ait el konulan eşyaların iadesine karar verdi (28 Ocak).
Demir’in “üyelik” ve “propaganda” davası: Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi, DİHA Ajansı muhabiri Hayri Demir’in sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılamaya devam etti. Soruşturma dosyasına konu delillerin önemli bir kısmının Demir’in 28 Şubat 2016’da evine giren hırsızların çaldığı fotoğraf makinasına ait hafıza kartının emniyete ulaştırılmasıyla elde edildiği savunuluyor. Yargılamaya 28 Nisan’a devam edilecek (23 Ocak).
Altı gazeteciye BDDK davası: İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi, Bloomberg sitesinde 10 Ağustos 2018’te çıkan ve döviz kurlarının yol açtığı ekonomik krizi ele alan haber nedeniyle muhabirler Kerim Karakaya ve Fercan Yalınkılıç dahil 38 kişiyi “ekonomiye zarar vererek Sermaye Piyasaları Kanunu’nu ihlal etmek” suçlamalsıyla yargılamaya devam etti. Sosyal medyada ekonomiye dair yorumlardan bulunan gazeteciler Mustafa Sönmez, Merdan Yanardağ, Sedef Kabaş ve serbest gazeteci Orhan Kalkan da diğer sanıklar gibi, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) şikayetiyle beş yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Mahkeme, 17 Ocak’ta görülen duruşmada, daha önceki duruşmada ifade vermeyen sanıkların ifadesini dinledi. İfadesi alınamayan dört sanık hakkında yakalama kararı çıkaran mahkeme davayı 8 Mayıs’a bıraktı (17 Ocak).
Aslan ve Keleş’in “örgüt” davası: Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Büyükşehir Belediyesi binası çevresinde çekim yaptıkları gerekçesiyle “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan gazeteciler Arif Aslan ve Selman Keleş’i tutuksuz yargılamada, 16 Ocak 2020 tarihinde görülmesi planlanan duruşması, avukatın mahkemeye bildirdiği mazeret nedeniyle 7 Mayıs 2020’ye ertelendi (16 0cak).
Uludağ ve Güvenç’in 301 davası: ABD’li Rahip Brunson’a yönelik yargı işlemini “ABD ayarlı adalet”, “Rehine diplomasisi çökerken”, “Tutan da bırakan da yargı mı devlet mi” haberleriyle gündeme getiren Cumhuriyet Gazetesi muhabirleri Alican Uludağ ve Duygu Güvenç “Devletin yargı organlarını alenen aşağılamak” iddiasıyla İstanbul 2. Asliye Mahkemesi’nde yargılanıyor. 9 Ocak 2020’de görülen duruşmada, avukatların savunma için süre taleplerini kabul eden mahkeme, davanın bir sonraki duruşmasının 16 Nisan’da görülmesini kararlaştırdı (9 Ocak).
Seyhan Avşar’a TMK davası: İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Savcısı Asım Ekren’in çocuğun nitelikli cinsel istismarı dosyasında şüphelilerden haksız menfaat temin etmekten mahkum edildiğini gündeme getiren Cumhuriyet gazetesi yargı muhabiri Seyhan Avşar’ı “kamu görevlisini hedef göstermek”ten yargılamaya başladı. 9 Ocak’ta görülen ilk duruşmada Avşar, yaptığı haberin kesinleşmiş bir Yargıtay ilamının haberleştirilmesinden ibaret olduğunu söyledi ve beraatini talep etti. Aynı davada yargılanan Sözcü gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü Necdet Önemli’nin dinlenmesi için duruşma 21 Mayıs’a ertelendi (9 Ocak).
Üç gazeteciye TMK davası: Berkin Elvan’ın Gezi eylemleri sürecinde öldürülmesiyle ilgili soruşturmayı haberleştirirken “soruşturmasında adı geçen polislerden birinin yapılan haberlerde kimliğinin açıklandığı ve polisi ölümle tehdit eden sol örgütlere hedef gösterildiği” iddiasıyla üç gazeteciye üç yıl hapis istemiyle dava açıldı. Cumhuriyet gazetesi muhabirleri Canan Coşkun ve Ali Açar ile BirGün gazetesinden Can Uğur, Terörle Mücadele Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca “terörle mücadelede görev almış kamu görevlisini hedef göstermek” suçlamasıyla İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 9 Nisan’da yargılanmaya başlayacak (1 Ocak).
Taraf’ın “Balyoz”/“Egemen Planı” davası: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Taraf gazetesinde “Balyoz planı” ile kumpas kurdukları iddiasıyla gazetenin eski yayın yetkilileri Ahmet Altan, Yasemin Çongar ile Mehmet Baransu, Yıldıray Oğur ve Tuncay Opçin’i yargılamaya 10, 11 ve 12, Aralık günlerinde devam etti. 52’şer yıl hapisleri istenen sanıklara, “Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma çalma”, “Devletin güvenliğine dair gizli belgeleri temin etme”, “Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “Terör örgütü propagandası yapmak” suçlamaları yöneltiliyor. Mahkeme, Cemal Temizöz, Süha Tanyeri ve Ahmet Yavuz’un katılma taleplerini reddederken Dursun Çiçek ve Suat Aytın’ın dosyadaki katılan sıfatlarının korunduğunu bildirdi. Baransu’nun tutuklu bırakıldığı dosya, esas hakkında mütalaasını hazırlaması için Cumhuriyet savcısına yönlendirildi. Yargılama 8, 9, 10 Nisan 2020’de sürecek (1 Ocak).
Kayar’a “örgüt yöneticiliği” davası: Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Demokratik Toplum Kongresine (DTK) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gazeteci Sertaç Kayar’ı, 2011-2012 döneminde izlediği 31 ayrı basın açıklaması, yürüyüş ve etkinliği gerekçe göstererek “silahlı örgüt kurmak ve yönetmek” ile yargılamaya devam etti. Mahkeme, 22,5 yıla kadar hapis istemiyle yargıladığı gazeteci ile ilgili DTK binasında yapılan son aramada herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılıp rastlanılmadığının bilgisini Diyarbakır Başsavcılığı’ndan bekliyor. Dava, 1 Nisan’a kaldı (1 Ocak).
Dündar’ın Gündem davası: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışmak amacıyla başlatılan “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılarak “terör örgütlerinin yayınlarını bastığı ve yayınladığı” iddiasıyla gazeteci Can Dündar’ı yargılamaya devam etti. Mahkeme, Dündar’ın ifadesinin Almanya’da alınmasını bekliyor. Dava 21 Mayıs 2020’ye kaldı (1 Ocak).
Zarakolu’nun malına “KCK”dan el koyma: KCK Davasından yargılanan gazeteci, yazar, yayıncı Ragıp Zarakolu, 2011 yılında Siyaset Akademisi’nde yaptığı konuşma nedeniyle İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “örgüte yardım” iddiasıyla yargılanmaya devam etti. Zarakolu hakkında İsveç’ten iadesini, Kırmızı Bültenin sonuçlanmasını ve 7 Haziran 2018 tarihli yakalama emrinin infazını bekleyen mahkeme, “sanık Zarakolu hakkındaki kaçağın duruşmaya gelmesini sağlamak amacıyla Türkiye’de bulunan mallarına, hak ve alacaklarına el konulması talebinin kısmen kabul edilmesine, Zarakolu’na SGK tarafından yapılan ödemeler el konulmasına, Zarakolu yakalandığında veya teslim olduğunda el koymanın kaldırılmasına ilişkin karar ve bilgileri açısından SGK Başkanlığı’na gönderilmesine” karar verdi. Dava 14 Mayıs’a kaldı (1 Ocak).
Işıl Özgentürk’e beraat: Cumhuriyet Gazetesi yazarı Işıl Kasapoğlu’nun sosyal medya paylaşımları nedeniyle terör örgütü propagandası iddiasıyla yargılandığı davada İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi beraat kararı verdi. (5 Mart)
Ferdi Sertkal’a “propaganda” cezası: Yeni Yaşam muhabiri Ferdi Sertkal’ın sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “terör örgütü propagandası”ndan yargılandığı davanın Van 4. Ağır Ceza mahkemesinde 3 Mart’ta görülen duruşmasında, mahkeme heyeti Sertkal’a 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verdi. Hükmün açıklanması geri bırakıldı (3 Mart).
Aziz Oruç’a mahkumiyet: Kapatılan Dicle Haber Ajansı muhabiri Aziz Oruç’un paylaştığı tweetler nedeniyle yargılandığı davanın 2 Mart’ta gerçekleşen duruşmasında Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi zincirleme şekilde örgüt propagandası yaptığı gerekçesiyle gazeteciye 2 yıl 1 ay hapis cezası verdi. (2 Mart)
Mehmet Erol’a beraat: Sosyal medya paylaşımları paylaşımlar gerekçe gösterilerek “terör örgütü propagandası” yapmak suçlamasıyla yargılanan Mustafa Erol Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde 28 Şubat’ta görülen ilk duruşmada beraat etti. (28 Şubat)
Sultan Çoban’a 15 ay hapis cezası: Facebook paylaşımı nedeniyle “terör örgütü propagandası” yapmak iddiasıyla yargılanangazeteci Sultan Çoban’ın Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 27 Şubat’ta görülen duruşmasında, mahkeme Çoban’a 1 yıl 3 ay hapis cezası verilmesine ve cezanın infazının ertelenmesine karar verdi (27 Şubat).
Terkoğlu’na “gizliliği ihlal” davası: Elazığ Alperen Ocakları üyesi F.Y.’nin (17) cinsel istismara uğramasını yazan OdaTv sorumlu haber müdürü Barış Terkoğlu İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nce, ifadelerin doğruluğu kabul edilse de, “soruşturmanın gizliliğini ihlal” ettiği gerekçesiyle 6080 TL ödemeye mahkum edildi (24 Şubat).
Murat Güreş’e beraat: FETÖ soruşturmasından tutuklanan bir inşaat şirketi sahibinin ifadelerini yayımladığı için “soruşturmanın gizliliğini ihlal” suçundan yargılanan Gaziantep Ayıntap gazetesi yazarı Murat Güreş, davanın 20 Şubat’ta Gaziantep 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen duruşmasında beraat etti (20 Şubat).
Şirin Kabakçı’nın “örgüt (FETÖ) üyeliğinden” yargılamasında karar: KHK ile kapatılan Zaman gazetesinin eski Konya temsilcisi Şirin Kabakçı, İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “FETÖ örgütü üyeliği”, “soruşturmanın gizliliğinin ihlali,” ve “sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle hakaret” iddialarıyla yargılanıyordu. 20 Şubat 2020’deki karar duruşmasında, Kabakçı, “terör örgütü üyeliği” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası aldı. Kabakçı’nın “gizliliği ihlâl” suçundan beraatine hükmedildi ve “basın yoluyla hakaret” suçundan ise dosyanın ayrılmasına karar verildi (20 Şubat).
“Gündem” ana davasında karar: Özgür Gündem ana davasında gazetenin yazar ve yayın danışma kurulu üyeleri Filiz Koçali, Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay, Ragıp Zarakolu, Genel Yayın Yönetmeni Zana (Bilir) Kaya ile Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya, yazar Eren Keskin, İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı ve yayın danışma kurulu üyesi Bilge Aykut’u “Devletin birliğini bozmak” ve “örgüt üyeliği”nden yargılandığı davanın karar duruşması 14 Şubat’ta İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Mahkeme, haklarında yakalama emri bulunan ve henüz ifadesi alınmamış olan Filiz Koçali ve Ragıp Zarakolu’nun dosyalarının ayrılmasına; Zana (Bilir) Kaya, İnan Kızılkaya, Kemal Sancılı ve Eren Keskin adına süre talep edildiği için bu sanıklar yönünden de dosyanın ayrılmasına; Necmiye Alpay ve Bilge Aykut’un tüm suçlamalardan beraatine karar verdi. Aslı Erdoğan’ın da “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarında beraatine karar veren mahkeme, “örgüt propagandası” suçu yönünden de Basın Kanundaki dört aylık sürenin aşılması sebebiyle düşme kararı verdi. (14 Şubat)
Emre Orman’a “örgüt propagandası” cezası: İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi, sosyal medya paylaşımlarında “örgüt propagandası yaptığı” gerekçesiyle Net Haber Ajansı muhabiri Emre Orman’ı 1 yıl 6 ay 22 gün hapse mahkum etti. Mahkeme, hükmün açıklanmasını geri bıraktı (13 Şubat)
Ali İhsan Terzi’ye “propaganda cezası” : İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi, sosyal medya paylaşımlarında “terör örgütü propagandası yaptığı” iddiasıyla Evrensel gazetesi eski muhabiri Ali İhsan Terzi’yi 1 yıl 6 ay 22 gün hapse mahkum etti. Yargılama sonunda hükmün açıklanması geri bırakıldı (13 Şubat).
Keser’e “propaganda”dan beraat: Yeni Yaşam gazetesi yazı işleri müdürü Aydın Keser’e gazetenin 10 Ekim 2019 tarihli nüshasından yer alan “Bu Pınardan Barış Akmaz” manşeti ve “Barış Pınarından Kan Akacak” başlıklı haber nedeniyle “örgüt propagandası” yapmak suçlamasıyla dava açıldı. Keser, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 7 Şubat’ta görülen ilk duruşmada beraat etti (7 Şubat).
Güleçyüz ve Özdabak’a “FETÖ” cezası: İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi, “zincirleme şekilde FETÖ propagandası yaptıkları” gerekçesiyle Yeni Asya gazetesi genel yayın yönetmeni Kazım Güleçyüz ve karikatürist Halil İbrahim Özdabak’ı mahkum etti. Mahkeme, Güleçyüz’e ertelemesiz 1 yıl 8 ay, Özdabak’a ise ertelemesiz 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verdi (23 Ocak).
Kayyum protestosu takibine beraat: İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesi, Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediyelerine kayyum atamalarını protesto ettikleri için İstanbul’da 23 Ağustos 2019’da gözaltına alınıp haklarında dava açılan gazeteciler Berfin Aslan ve Perihan Erkılıç ile onların gözaltına alınmalarına itiraz ettiği için gözaltına alınan Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Mehmet Şahin’i beraat ettirdi (16 Ocak)
Osman Akın’ın TCK 301 yargılaması: Yeni Yaşam gazetesi eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Osman Akın gazetenin 1 Mart 2019 tarihli sayısında yayınlanan “Afrinli Tutuklulara Zulüm” başlıklı haber nedeniyle yargılandığı davanın İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmasında, “Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama” suçunu işlediği gerekçesiyle TCK 301’den 5 ay hapis cezası aldı. Mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. (9 Ocak)
Öncel’e TMK beraati: Mezopotamya Ajansı muhabiri Arjin Dilek Öncel hakkında bir twitter paylaşımı nedeniyle “terör örgütü propagandası” yaptığı iddiasıyla 1 buçuk yıldan 7 buçuk yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Öncel Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 8 Ocak 2020 tarihli ilk duruşmada beraat etti (8 Ocak).
Polat’ın “üyelik” davası: Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin dağıtımını yaparken tutuklanan ve terör örgütü üyeliği ile yargılanan Mezopotamya Ajansı muhabiri Barış Polat, Antep 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 6 yıl 3 ay hapis cezası aldı. Suç isnadının dayandığı deliller arasında sosyal medya paylaşımları, ‘heval’ hitabını kullanması ve evinde bulunan eski gazeteler bulunuyordu. (7 Ocak)
Ahmet Altan’a hapse onama: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi (İstinaf), Haberdar.com sitesinde 27 Haziran 2016’da yayımlanan “Ezip geçmek” adlı makalesi nedeniyle “Terör örgütü propagandası” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” iddialarıyla toplam 5 yıl 11 ay hapis cezası verilen gazeteci Ahmet Altan ile ilgili hükmü onadı. Altan, darbe girişiminden sorumlu tutularak ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmiş, Yargıtay kararı bozunca bu kez “FETÖ örgütüne bilerek yardım” iddiasıyla 10 yıl 6 ay hapse mahkum edilmişti. 1138 gün sonra 4 Kasım 2019’da tahliye edilen Ahmet Altan, İstanbul Başsavcılığı’nın itirazıyla 13 Kasım 2019’da yeniden tutuklanmıştı (3 Ocak).
TCK 299: Yedi sanıktan; biri mahkum
Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilişkin görüş ve eleştirileri nedeniyle toplam yedi gazetecinin adı davayla anıldı. Engin Korkmaz, Necla Demir, Ahmet Sever ve Erk Acarer toplamda 18 yıl 8 ay yıl hapis istemiyle yargılanmaya devam etti. Faruk Arhan 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası aldı; Dündar ve Yalçın’ın davası zaman aşımı nedeniyle düştü.
Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’te Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik yayınlar ve düşünceler nedeniyle yaygın şekilde kullanılmaya başlanan TCK’nın 299.maddesi, 1 Ocak 2020’ye kadar en az 61 gazetecinin hapis, ertelemeli hapis ve para cezasına mahkum edilmesine zemin oluşturdu.
Sadece 2019 yılında en az yedi gazeteci, toplam 3 yıl 2 ay 26 gün hapse, 35 bin TL adli para cezasına mahkum edilmişti. Aynı süreçte dört gazeteci de beraat etti. Erdoğan’a dair söylem ve düşünceler ÇGD Bursa yetkilisi Ozan Kaplanoğlu ve Yeniçağ gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ gibi gazetecileri yıl içinde “Cumhurbaşkanı’na hakaret” veya “kamu görevlisine hakaret” temelli kovuşturmalar nedeniyle hapishaneye bile düşürmüştü.
Engin Korkmaz’a “Cumhurbaşkanı” davası: Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Akdeniz Şube Başkanı ve Antalya Körfez gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Engin Korkmaz sosyal medya paylaşımları nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılanıyor. 11 Mart’ta Antalya 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Korkmaz beraatini talep etti; bir sonraki duruşma 9 Eylül’de görülecek (11 Mart).
Arhan’a 299’dan ceza: Sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla yargılanarak beraat eden gazeteci Faruk Arhan, kararın istinaf mahkemesine götürülmesi üzerine 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası aldı (26 Şubat).
Demir’e “Cumhurbaşkanına hakaret” davası: Gazete Karınca sitesi eski imtiyaz sahibi gazeteci Necla Demir hakkında açılan soruşturma “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla davaya dönüştü. Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen davanın ilk duruşması 13 Mayıs’ta (18 Şubat).
Ender İmrek’in 299 davası: Evrensel gazetesi için kaleme aldığı “Parıl parıl parlıyordu Hermes çanta” başlıklı yazısında “diğer tarafta bulunan güzel vasıfların Emine Erdoğan’da bulunmadığına dair kinayeli ifadeler kullandığı” iddiasıyla Ender İmrek’e dava açıldı. Dava, Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 29 Nisan’da başlayacak (18 Şubat)
Ahmet Sever’e “Cumhurbaşkanına Hakaret” davası: “İçimde Kalmasın/Tanıklığımdır” isimli kitabı gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret” iddiasıyla yargılanan T24 yazarı ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eski basın başdanışmanı Ahmet Sever’in İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 13 Şubat’ta görülen duruşmasında, Sever’in avukatının savunma yapması için zaman verilmesine karar verilerek yargılama 14 Mayıs’a ertelendi (13 Şubat)
Dündar ve Yalçın’ın davasında zamanaşımı: Cumhuriyet gazetesi eski genel yayın yönetmeni Can Dündar ile eski sorumlu müdürü Abbas Yalçın’nın “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla yargılandıkları davanın İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen on ikinci duruşmasında, mahkeme davanın Basın Kanununda belirtilen hak düşümü süresi dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle düşme kararı verdi (16 Ocak).
Acarer’e 299 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi,gazeteci Erk Acarer’i BirGün gazetesinde çıkan “Herkese var, Berkin’e yok” yazında “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret edildiği” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Mahkeme başkanı, gazetecinin ifadesinin Almanya’dan alınması için adresinin bilgilerinin alınmasına karar verdi. Dava 9 Nisan’a kaldı (1 Ocak).
Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde toplam beş gazetecinin “hakaret” suçlamasıyla açılan ceza davaları kapsamında yargılandıkları duruşmalar devam etti. Gazetecilerden biri beraat ederken; biri 7 bin 80 TL adli para cezasına mahkum edildi. Bir gazetecinin beş aylık hapis cezası İstinaf Mahkemesi tarafından onandı. Aynı dönemde “kişilik haklarına saldırı” veya “hakaret” iddiasıyla gündeme gelen tazminat davaları çerçevesinde yedi gazeteciden talep edilen toplam 1 milyon 560 bin TL’nin, 300 bin TL’lik kısmı yeniydi. Bir gazeteye açılan dava ise reddedildi.
Cumhuriyet gazetesi muhabiri Hazal Ocak’ın bir haberine açılan 1 milyon TL’lik ve Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız için açılan 250 bin TL’lik tazminat davaları devam ederken; Cumhuriyet gazetesi yetkilisi Alev Coşkun ve yazar Barış Terkoğlu için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın şikayetiyle 100 bin TL’lik yeni bir dava açıldı. Cumhuriyet gazetesi yetkilisi Orhan Erinç ve gazeteci Pelin Ünker’e “Paradise Paper” yazı dizisi nedeniyle açılan 10 bin TL’lik tazminat davası 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin davayı düşürme kararı kesinleşmişse kararın bir örneğinin alınması için ileri bir tarihe ertelendi. Burhan Kuzu’nun Cumhuriyet gazetesine açtığı tazminat davası ise reddedildi.
Aynı dönemde, Evrensel gazetesi yazarı Ceren Sözeri’nin bir yazısı için Evrensel gazetesine 200 bin TL’lik yeni bir dava açıldı.
Geçen yılın aynı döneminde 27 gazeteci “hakaret” veya “iftira” suçlamasıyla açılan ceza davaları kapsamında toplam 72 yıl 4 ay hapis cezası talebiyle yargılanmış; “hakaret”ten yargılanan üçü beraat ederken birine, “iftira”dan sanık birinde dava zamanaşımından düştü; bir diğerine de bir yıl bir ay hapis ve 8 bin 660 TL adli para cezası verilmişti. Aynı dönemde, 6 gazeteci ve 3 medya kuruluşu da “kişilik haklarına saldırı” veya “hakaret” iddiasıyla toplam 1 milyon 901 bin TL manevi tazminat istemiyle yargılanıyordu. Bu tazminat davalarından iki gazeteci ve bir medya kuruluşu 30 bin TL tazminat ödemeye mahkum olurken tazminatların bin TL’lik kısmı reddedildi.
Müyesser Yıldız’a hakaretten ceza: Odatv Ankara haber müdürü Müyesser Yıldız, darbe girişimine ilişkin yürütülen Genelkurmay Çatı Davasında ifade veren gizli tanık “Abdullah”ın beyanlarını konu alan yazıları nedeniyle yargılanıyordu. Gazetecinin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a hakaret ve iftira ettiği suçlamalarına ilişkin davada Ankara 35.Asliye Ceza Mahkemesi iftira suçunun oluşmadığına karar verirken kamu görevlisine hakaret suçu nedeniyle 7 bin 80 TL’lik adli para cezasına hükmetti. Mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. (5 Mart)
İbrahim Varlı’nın “hakaret” davası: Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olan Berat Albayrak Panama Belgeleri’ni konu edinen haberler nedeniyle BirGün Yayın Koordinatörü İbrahim Varlı, kendisine karşı açılan hakaret davasında çarptırıldığı adli para cezası kararını İstinaf mahkemesine taşıdı. Varlı’nın beraatine hükmedildi (20 Şubat).
Uğur Güç’e hakaret iddiası: soL Haber Portalı sorumlu müdürü ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) İstanbul temsilcisi Uğur Güç hakkında, Sol haber’de yayınlanan haberdeki ifadeler gerekçe gösterilerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatlarından Mustafa Doğan İnal’ın şikayetiyle Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Gazeteciyi “kamu görevlisine görevinden ötürü hakaret” ile yargılayan mahkeme, ilk duruşmada taraflara varsa delillerini sunmak ve esas hakkında savunmalarını yapmak için süre verdi. Davaı 4 Mayıs’a kaldı (11 Şubat).
Akgün’e “hakaret” cezası: Zonguldak’ta “Pensilvanya Hakimi” başlıklı haber nedeniyle “hakaret”ten beş ay hapse mahkum edilen “Halkın Sesi” gazetesi yazı işleri müdürü gazeteci Cevdet Akgün’ün cezası İstinafta onanınca 9 Ocak’ta teslim oldu. Mahkeme, Akgün’ün cezasını bu kez beş ay süreyle haftada bir gün imza atarak infaz etmesine karar verdi ve gazeteciyi serbest bıraktı (9 Ocak).
Dirik ve Acarer’in “hakaret” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Türkiye’den Suriye’ye sarin gazı yapımında kullanılan kimyasal silah hammaddesi sevkiyatı yapıldığına ilişkin iddiaları haberleştirdiği gerekçesiyle Cumhuriyet muhabiri Hakan Dirik ve BirGün gazetesinden Erk Acarer’i, eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a “yayın yoluyla hakaret ettikleri” gerekçesiyle yargılamaya devam etti. Haberin çıkmasından bir buçuk yıl sonra açılan dava 14 Mayıs’a kaldı (1 Ocak).
Tazminat Davaları
Kuzu’nun tazminat davasına red: Eski AKP milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun, uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti’yle fotoğraflarını ortaya çıkaran Cumhuriyet gazetesine açtığı “3 kuruşluk tazminat” davasını reddetti (12 Mart).
Cumhuriyet’e 1 milyon TL’lik dava: Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi, Cumhuriyet gazetesinin 6 Ekim 2019 tarihli sayısında çıkan “Boğaz manzaralı lüks müştemilat” başlıklı haber nedeniyle Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi ve Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun ile muhabir Hazal Ocak’ı Cengiz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz şikayetiyle 1 milyon TL’lik tazminat davası kapsamında yargılamaya başladı. Mahkeme, “kredibilitesi ve itibarı açısından telafisi olmayan zararlar doğurdukları” iddiasıyla yargılanan gazeteciler ve şikayetçi tarafa, tanık anlatımlarına karşı beyanda bulunmaları için iki hafta süre verdi. Mahkeme ayrıca Hazal Ocak’ın avukatının talebi üzerine haber konusu alana dair İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi ve İstanbul 9. İdare Mahkemesinde açılmış olan dava dosyalarının istenmesine de hükmetti (4 Mart).
Ceren Sözeri’ye tazminat davası: Turkuaz Medya Grubu yetkilisi Serhat Albayrak, Evrensel gazetesi köşe yazarı Ceren Sözeri’nin “AK Parti’ye kim oy kaybettirdi?” başlıklı yazı nedeniyle gazeteye 200 bin TL’lik dava açtı. Duruşma hakiminin izinli olması nedeniyle, 4 Mart’ta İstanbul 2 Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi beklenen duruşma ertelendi (4 Mart).
Cumhuriyet gazetesine 100 bin TL’lik tazminat davası: Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Barış Terkoğlu ve gazete yetkilisi Alev Coşkun hakkında, Trabzonspor ‘a dair “Damat n’oluyo, elin kolun oynuyo” yazısı nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın şikayetiyle 100 bin TL’lik tazminat davası açıldı (25 Şubat).
Erinç ve Ünker’e tazminat davası: Çalık Grubu’nun, Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan Malta’daki off-shore hesaplara dair “Paradise Papers” (Cennet Belgeleri) yazı dizisi nedeniyle dönemin Cumhuriyet gazetesi yetkilisi Orhan Erinç ve gazeteci Pelin Ünker’e açtığı 10 bin TL’lik tazminat davasıİstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde devam etti. Mahkeme, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında verilen düşme kararı kesinleşmiş ise bir örneğinin gönderilmesi için yazı yazılmasına karar verdi. Yargılama 28 Nisan’a kaldı (30 Ocak).
Akar’dan Yıldız’a 250 bin TL’lik dava: Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın kişilik haklarını hedef aldığı iddiasıyla Odatv sitesi Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız’ı 250 bin TL’lik tazminat davası kapsamında yargılamaya devam etti. Mahkeme, Akar’ın Yıldız’a açtığı ceza davasının sonucunun beklenmesine karar verdi. Dava 2 Nisan’a kaldı (1 Ocak).
Evrensel Gazetesi’ne ilan kesme cezası: Evrensel gazetesinin 13 Kasım 2019’daki sayfasında yayımlanan Mezopotamya Haber Ajansı kaynaklı “Eylem Planı Rapor” haber nedeniyle gazeteye 10 gün ilan kesme cezası verildi. Kararda, Gaziantep Üniversitesi’nin hazırladığı ve bölgede çalışan gazetecilerle görüşülerek hazırlanılan haberde yer alan bilgilerin “gerçekliğe uygunluğunun denetlenmediği” ileri sürüldü (10 Şubat).
BirGün ve Evrensel’e 49 gün ilan kesme: Basın İlan Kurumu (BİK), BirGün gazetesine “Bazı haberlerde yayın kaynağının kullanılmaması”, Evrensel gazetesine de “haber başlıkları” gerekçe gösterilerek toplam 49 günlük ilan kesme cezaları verdi.
Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde, üç haber sitesi sansürlendi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Kanal İstanbul güzergahında arazi aldığına yönelik çıkan 232 haber linkine (Cumhuriyet.com.tr, Bianet.org, Diken, BirGün, Artı Gerçek, Gazete Duvar, T24, Odatv, Sputnik Türkiye, Evrensel, Halk TV, Tele1, Gerçek Gündem, vs) erişim engeli getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın, “50 bin dolarlık çantası”; Konya’da bir TIR şoförünün geçim sıkıntısından kendini asması gibi içeriklere bu dönemde erişim engeli getirildi. “Türkiye’yi çeşitli terör gruplarıyla aynı düzlemde ve işbirliği halinde göstermeye çalıştığı” gerekçesiyle erişim engeli kararı verilen Wikipeia sitesi, Anayasa Mahkemesi’nin kısıtlamanın Anayasa aykırı olduğu yönünde verdiği kararda birlikte iki yıl sekiz ay sonra yeniden erişime açıldı.
Bu dönemde, Türkiye’de görevli uluslararası medya temsilcilerinden 150’den fazlası, oturum hakkı da sağlayan ve 31 Aralık 2019’da süreleri dolan basın kartları yenilenmiş değil. Ayrıca, eleştirel medya kuruluşlarında çalışan 27 gazetecinin basın kartı iptal edildi.
150 Uluslararası medya temsilcisi kartsız: Türkiye’de görevli uluslararası medya temsilcilerinden 150’den fazlası, oturum hakkı da sağlayan basın kartlarına kavuşmuş değil. Bu yıl ilk kez, uluslararası medya çalışanlarının ikamet izni, kullanım süreleri 31 Aralık’ta biten basın kartları olmaksızın yenilenmişti. Türkiye’de yasal ikamet için oldukça önemli olan bu süreç, etkinliklerin rahatlıkla izlenebilmesinin şartı olan basın kartlarının yenilenmesiyle tamamlanması bekleniyor (11 Mart).
OdaTV’ye erişim engeli: OdaTV Haber Müdürü ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu ile gazeteci Hülya Kılınç’ın tutuklanmalarının ardından OdaTv’ye 5 Mart’ta erişim engeli getirildi (5 Mart).
“Geçim sıkıntısı intiharı” haberine erişim engeli: Konya 1. Sulh Ceza Hakimliği Cumhuriyet Gazetesi’nin Konya’da yaşayan kamyon şoförü 37 yaşındaki evli ve iki çocuk babası M.Ç’nin maddi sıkıntılar nedeniyle kendini kamyonuna asarak intihar ettiğine ilişkin 16 Şubat tarihli habere erişim engeli getirdi. Karar, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın talebiyle alındı (25 Şubat).
Jin News’e 9. kez erişim engeli: Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen 21 Şubat 2020 tarihli kararla Jin News’e BTK tarafından dokuzuncu kez erişim engeli getirildi (22 Şubat).
Leman dahil 232 habere “Albayrak” sansürü: İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Hakimliği, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Kanal İstanbul güzergahında arazi aldığına yönelik çıkan 232 haber linkine (Cumhuriyet.com.tr, Bianet.org, Diken, BirGün, Artı Gerçek, Gazete Duvar, T24, Odatv, Sputnik Türkiye, Evrensel, Halk TV, Tele1, Gerçek Gündem, vs) erişim engeli getirdi. Erişim engeli getirilen medya kuruluşlarından biri de, konuyu kapağında işleyen Leman dergisinin İnternet sitesi oldu. Derginin Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Akgün, “Bu çağda dijital alanda getirilen sansür aslında tam tersi bir etki yarattı. Şu an kapak inanılmaz şekilde paylaşılıyor” dedi (15 Şubat).
Evrensel’e bakan engeli: Ankara 8. Sulh Ceza Mahkemesi, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un kurucusu olduğu Özel Maya Okulları’nın erişim engeli talebi üzerine bir öğretmenin işten atılmasına ilişkin Evrensel gazetesine ait sitede çıkan habere 10 Şubat 2020 tarihli kararla erişim engeli getirdi (13 Şubat).
50.000 dolarlık çanta haberine erişim engeli: İstanbul Anadolu 6. Sulh Ceza Hakimliği, Cumhuriyet Gazetesi’nin 27 Haziran 2019 tarihli “Saray’a kriz yok: Emine Erdoğan, 50 bin dolarlık çantasıyla Japonya’da” haberine erişim engeli getirdi (11 Şubat).
Parlamento Dergisi’nde sansür: HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Türk Parlamenterler Birliği yayın organı olan Parlamento Dergisi’nin Aralık 2019 sayısı için kaleme aldığı yazının sansürlendiğini duyurdu. Kerestecioğlu, kadınların seçme ve seçilme hakkını kazandığı 5 Aralık 1934’ün yıldönümü vesilesiyle yazdığı yazıda HDP’li milletvekillerinin hapiste olmaları ya da görevden alınmalarına değindiği bölümlerin tamamen çıkarıldığını söyledi (29 Ocak).
Oral ve Balıkçı’nın kartları iptal: Diyarbakır’da 30 yıldır gazetecilik yapan TGS Diyarbakır Temsilcisi olan Mahmut Oral ve Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti başkanlığı da yapmış gazeteci Faruk Balıkçı’nın basın kartları Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nca iptal edildi. Oral duruma, “Karşımızda gazetecilerin meslek örgütünün başkanının kartını bile iptal edebilecek bir zihniyet var” sözleriyle tepki gösterirken Balıkçı da, “Benim gazeteci olup olmadığıma karar verecek olan devlet değil halktır” diye konuştu (25 Ocak).
BirGün’de altı kart iptali: BirGün gazetesi, yayın Koordinatörleri Yaşar Aydın ve İbrahim Varlı, Ek Yayınlar Sorumlusu Berkant Gültekin, köşe yazarı Doğan Tılıç ve Ankara muhabirleri Hüseyin Şimşek ile Oktay Evsen’in basın kartlarının iptal edildiğini bildirdi (24 Ocak).
Evrensel’de 19 basın kartı iptali: Ankara’dan sürekli basın kartı sahibi ve Türkiye Gazeteciler Sendikası adına Basın Kartları Komisyonunda görev yapmış olan gazeteci Sultan Özer ve sürekli basın kartı sahibi Fevzi Argun ile Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat’ın basın kartları iptal edildi. Hiçbir gerekçe gösterilmeden Basın kartları iptal edilen, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının “Basın Kartı Sorgulama” bölümüne baktıklarında kartlarının karşısında “iptal edildi” ifadesini gören gazeteciler haberciler arasında, TGS Genel Başkanı ve Evrensel Gazetesi Haber Müdürü Yardımcısı Gökhan Durmuş, yazı işleri müdürü Şengül Karadağ Bayhan, haber editörü Vural Nasuhbeyoğlu, yazı işleri müdürü Görkem Kınacı, Sayfa Editörü İskender Bayhan, Haber Redaktörü Şükrü Taş, Foto Muhabiri Sevil Atar ve muhabirler Şerif Karataş, Derya Dursun, Ercüment Akdeniz, Elif Ekin Saltık, Elif Görgü, Emine Uyar, Mehmet Özer, Özer Akdemir ile köşe yazarı Erol Aral da bulunuyor (24 Ocak).
Wikipedia açıldı: Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hak ihlali kararının ardından dosyaya bakan Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin, Wikipedia’nın erişime engellenme kararını kaldırmasının ardından Wikipedia sitesi, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte erişime açıldı. AYM, oy çokluğu ve 6 üyenin karşı oy yazısıyla alınan kararı, yeniden yargılama yapılması için Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderilmişti. Site, Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin, içerdiği bazı yorumlar ve yazılarda “Türkiye’yi çeşitli terör gruplarıyla aynı düzlemde ve işbirliği halinde göstermeye çalıştığı” gerekçesiyle erişim engeli kararı verdiği 29 Nisan 2017 tarihinden bu yana yasaklıydı (15 Ocak).
Koronavirüs salgınına karşı fedakarlıkla mücadele veren sağlık emekçilerini alkışlayanlarla ilgili “Bir takım pisliklerin bu alkış kampanyasını nasıl sevinçle karşıladığını da buradan görüyor, izliyorum..” diye yazdı. Babaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan da alkışa destek verince Twitter hesabını kapattı. Virüsle ilgili haberler nedeniyle gözaltına alınan Ses Kocaeli gazetesi genel yayın yönetmeni İsmail Çiğit, “Haberlerin peşini bırakmak zorunda kaldık” dedi. Türkiye’nin ana muhalefet partisi CHP, objektif ve tarafsız yayın yapmadığı gerekçesiyle CNN Türk televizyonuna çıkmama kararı aldı.
Korona gözaltıları otosansüre mi sebep oluyor?: Korona virüsü haberi nedeniyle gözaltına alınan Ses Kocaeli gazetesi genel yayın yönetmeni İsmail Çiğit, “Ama bu bir göz dağıydı. Haberlerin peşini bırakmak zorunda kaldık. Artık sadece resmi açıklamaları yapıyoruz” ifadelerini kullandı (23 Mart).
Babaoğlu’dan “alkışa” hakaret: Sabah gazetesi köşe yazarı Haşmet Babaoğlu, sosyal medya üzerinde, koronavirüs salgınına karşı fedakarlıkla mücadele veren sağlık emekçilerini alkışlayanlarla ilgili “Bir takım pisliklerin bu alkış kampanyasını nasıl sevinçle karşıladığını da buradan görüyor, izliyorum..” diye yazdı. Babaoğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan sağlık personeline alkışlarla destek verince Twitter hesabını kapattı (21 Mart).
Gazetecilik nedir?: Gazeteci Emrah Temizkan, bir kavuşma hikayesinin nasıl haberleştirildiğini merceğine alarak sınır hattında çalışan basın mensuplarının habercilik pratiklerine, mesleki tutumlarına ilişkin izlenimlerini ve “Türkiye’de hakikat haberciliğinin yerine magazin ve devlet propagandasının ikame edildiği”ne ilişkin görüşleri journo’da yayımlanan yazısında paylaştı. (18 Mart)
Gazetecilere özel kısıtlama: Suriye’de çatışmaların yoğunlaşmasından sonra çatışmaları takip etmek için Cilvegözü Sınır Kapısı’na gitmek isteyen gazeteciler valilik izinleri olmadığı gerekçesiyle ilçeden çıkarıldı. Kapıda sadece TRT, Anadolu Ajansı ve A Haber gibi yayın kuruluşlarının çekim yapmasına izin verildiğine dair şikayetler oldu (15 Mart).
Fatih Portakal Yeni Yaşam’ı unuttu: Fox TV sunucusu Fatih Portakal, MİT mensubunun cenazesini haberleştirdiği için tutuklanan gazetecilerin isimlerini sayarken Yeni Yaşam gazetecileri Ferhat Çelik ve Aydın Keser’in adını anmadı. Olayın ardından Portakal’a ulaşan T24, “onların adlarını unuttum, telafisini yaparım”, cevabını aldı. Portakal, takip eden programında durumu kamuoyuyla paylaştı. (11-12 Mart).
CHP’nin CNN Türk Boykotu: CHP, “gerçekleri örterek “AK Parti söylemleri doğrultusunda adeta bir reklam ajansı gibi” çalıştığını öne sürdüğü CNN Türk’e karşı boykot kararı aldı ve vatandaşlara bu kanalı izlememe çağrısı yaptı. CHP, üyeleri de dahil olmak üzere CNN Türk yayınlarına katılmayacak. Kanalın Genel Müdürü boykot açıklamasından bir gün sonra, 7 Şubat’ta, CNN Türk’ün objektif ve tarafsız yayın yaptığını ve yapmaya devam edeceğini belirtti. Birgün Gazetesi’nin haberine göre Kılıçdaroğlu’nun davet edildiği iki programın son anda iptal edilmesi boykot kararına etki etti (6 Şubat).
“Anadolu Ajansı özür dilesin”: Anadolu Ajansı’nın 24 Haziran 2018 seçim sonuçlarını açıklama biçimini eleştiren ve “terör örgütü” yakıştırmasını yapan O.P, hakkında “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla açılan davanın 6 Şubat 20202 tarihli ilk duruşmasında beraat etti. Sanık avukatı Bolaç, “Anadolu Ajansı’nın sözkonusu dönem itibariyle yaşananlardan dolayı özür dilemesi gerekirken böyle bir şikayet yolunu seçmiştir. Yargı böyle gereksiz bir dava ile meşgul edilmektedir, derhal beraat kararı verilmeli” demişti (6 Şubat).
Anayasa Mahkemesi (AYM), Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde Anayasanın güvence altına aldığı ifade özgürlüğü ilkesinin dört gazeteci ve bir gazeteye yönelik ihlal edildiğine hükmetti; devleti toplam 30 bin 905 TL tazminat ödemeye mahkum etti. Bu dönemde, bir gazeteci ve bir gazeteye dair prosedür ve yargı kararlarının ifade özgürlüğü hakkına aykırılık oluşturmadığına karar verdi. Ayrıca, Sendika.org haber sitesine ilişkin erişime engeli kararını dört buçuk yıl görüşen AYM, sitenin bütünüyle erişime engellenmesinin ifade özgürlüğü ihlali olduğuna hükmederek orantısızlığa vurgu yaptı.
Geçen yılın aynı döneminde AYM, üç kişinin başvurusunda Anayasanın güvence altına aldığı ifade özgürlüğü hakkının hiçe sayıldığına hükmetti; söz konusu dosyada tazminata değil mahkeme gideri olarak 3 bin 94 TL ödenmesine hükmetti. AYM, 2019 yılının tamamında ise, 21’i gazeteci toplam 43 kişi ve beş medya kuruluşunun başvurusunda idareyi toplam 191 bin 592 TL tazminata mahkum etmişti.
AYM Sendika.org’a sansürü gördü: Anayasa Mahkemesi (AYM), Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) Sendika.org sitesine yönelik 25 Temmuz 2015’te getirdiği erişim engeli kararını dört buçuk yıl sonra görüştü. Site yetkililerinin Ekim 2015’te yaptığı başvuruyu karara bağlayan AYM sitenin bütünüyle erişime engellenmesinin ifade özgürlüğü ihlali olduğuna karar verdi. Mahkeme, kararı veren sulh ceza hakimliğinden yasak kararının kaldırılmasını istedi. Independent Turkish, AİHM’e yapılan başvurudan kısa bir süre sonra gelen kararın zamanlamasına dikkat çekti. TİB, OHAL kapsamında yayımlanan KHK ile Ağustos 2016’da kapatılmış, yetkileri Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) devredilmişti (11 Mart).
Yeni Akit’e AYM tazminatı: AYM, Yeni Akit gazetesinin 17-25 Aralık sürecinde yayınladığı “İşin Öz’ü: Akşamdan Yenilen Hurmalar, Geceleyin Mideyi Tırmalar!” başlıklı haber nedeniyle Basın İlan Kurumu’nun (BİK) verdiği bir günlük resmi ilan ve reklam durdurma cezasının ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna hükmetti. Öz’ün gönderdiği tekzibi yayımlamasına rağmen ceza verilen gazeteye, mahkeme gideri karşılığında 3 bin 240 TL ödenmesine hükmedildi. AYM, gazetelerin yayın hayatlarını büyük ölçüde resmî ilan ve reklamların yayımlanmasıyla sağladığını belirterek BİK’in önüne gelen şikâyetlerle ilgili dengeleme kriterlerini çok sıkı bir şekilde uygulaması gerektiğine vurgu yaptı. AYM son çare olarak resmi ilan ve reklam durdurma cezası verilmesi gerektiğini belirtti. Yeniden yargılama kararı veren AYM, gazetenin uğradığı maddi zararı ortaya koyan bir belgenin sunulmaması nedeniyle talebin reddine karar verdi. 9 Ocak tarihli karar, Mart’ta basına yansıdı (11 Mart).
AYM’den “gazeteci maaşları” düzenlemesine iptal: Anayasa Mahkemesi, gazetecilerin maaşlarını vaktinde ödemeyen işverenlerin, bu ücretleri %5 fazlasıyla ödemelerini garanti eden düzenlemeyi teşebbüs ve çalışma hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle Anayasa’ya aykırı olduğuna ilişkin ikinci kez karar verdi. İlki 19 Kasım 2019’da verilen kararlar, kanun iptalinin gazeteciler için bir güvenceyi daha ortadan kaldırdığı yönünde eleştirildi. (2 Mart)
AYM basın kartı şartını kaldırdı: Anayasa Mahkemesi, yıpranma hakkından faydalanmak için basın kartı sahibi olma şartını Anayasa’ya aykırı buldu. Düzenlemenin sosyal güvenlik hakkını sınırladığını kaydeden mahkeme, hakların ancak kanunla sınırlandırılabileceğini belirterek iptal etti. (14 Şubat)
AYM, Boğatekin’in başvurusunu reddetti: AYM, 2015 tarihli “WC Meydan Muharebesi” başlıklı yazısı nedeniyle hakaret suçundan oluşturulan hükmün ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine ilişkin başvurusunda istinaf kararının temyiz edilmemesi nedeniyle başvuru yollarının tüketilmediğine karar verdi (12 Şubat).
AYM’den Yeni Akit’e ret: Anayasa Mahkemesi, Yeni Akit gazetesinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile Ataşehir Belediyesindeki yolsuzluk iddiası hakkında yaptığı haberle ilgili başvurusunda karar verdi. AYM, “yeterince araştırılmadığı” gerekçesiyle haberin gerçeğe uygun olmadığını ve bu nedenle ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edilmediğine hükmetti. Mahkeme Başkanı Zühtü Arslan, Engin Yıldırım ve Yusuf Şevki Hakyemez karara karşı oy yazdı. 26 Aralık tarihli karar 11 Şubat’ta paylaşıldı. (11 Şubat)
Giresun Time’dan Dursun Onur’un basın özgürlüğü ihlal edildi: AYM, Giresun Time isimli yerel gündemi takip eden haber sitesinde köşe yazarlığı yapan Dursun Onur’un, Giresunspor Kulübü başkanının istifasını isteyen ve siyasi partiler ve ekonomik ilişkilerini merkeze alan yazıları nedeniyle “hakaret” iddiasıyla aldığı cezanın ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi. Mahkeme Onur’a 10 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti (29 Ocak).
AYM’den Yeni Akit lehine karar: AYM, Halk TV’de yayınlanan bir programa ilişkin Yeni Akit Gazetesi’nde “Pezevenk M ve Küfürbaz Y.” başlığı ile yayımlanan haberin ardından açılan 3 kuruş manevi tazminat talepli davada Yeni Akit aleyhine verilen kararın ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi. Yazıda yer verilen ifadelerin TV programında da dile getirildiğine ve yazının bu anlamda bir eleştiri niteliğinde olduğuna işaret eden AYM, tazminata hükmeden ilk derece mahkemesinin, yayınlanan haberi yayımlandığı bağlamdan ve haber içerisinde geçen bir kelimeyi yazının bütününden kopararak değerlendirme yaptığını belirtti. İhlal nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına karar veren mahkeme, bu şekilde yeterli giderimin sağlanacağını belirterek tazminat talebini reddetti (28 Ocak).
“Yeni Akit’e BİK cezası”na ret: AYM Temmuz 2013’te yayımlanan “Türkiye, Mısır, Brezilya… Her konuya verilecek bir cevabım var” başlıklı yazıda siyasi iktidarın istifasını talep eden kişiler için “pezevenk, kaltak” gibi ifadelerin kullanılması nedeniyle hükmedilen 3 günlük ilan kesme cezasının ifade özgürlüğünü ihlal etmediğine karar verdi. (16 Ocak)
AYM Sevinç’e hak verdi: AYM, dönemin Samsun Milletvekili ve Gençlik Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’a yönelik “Saray soytarısı” şeklindeki sözleri nedeniyle Halk TV eski genel yayın yönetmeni Şaban Sevinç’e yerel mahkemenin verdiği cezayı oy çokluğu ile ifade özgürlüğünün ihlali olarak gördü. AYM, “Bakan Kılıç’ın muhterem dedesi çok sevdiğimiz bir büyüğümüzdür. Keşke Sayın Bakan biraz dedesini örnek alsa da saraya soytarılık yapmak yerine, Samsun’a hizmet etse” sözlerinin seçim ortamında sarf edildiğinin yerel yargı tarafından dikkate alınmadığını belirtti: “Gerek müştekinin gerekse başvurucunun aynı seçim çevresinden birbirine rakip siyasi partilerden milletvekili adayı olduğu dikkate alındığında başvurucunun müştekiye yönelik sözleri değerlendirilirken yaşanan seçim yarışının sebebiyet verdiği tansiyon yüksekliğinin de dikkate alınması gerekir”. 28 Kasım 2019’da alınan ancak kamuoyuna henüz yansıyan karara göre, mahkeme gideri karşılığında Sevinç’e 2 bin 715 TL de ödenecek (9 Ocak).
Aykut Küçükkaya’nın başvurusunda ihlal kararı: AYM, Cumhuriyet Gazetesi ve haber sitesinin sorumlu yazı işleri müdürü Aykut Küçükkaya’nın başvurusunda, 2014 yılında Bilal Erdoğan’ın bazı bürokrat ve eğitimciler ile yaptığı toplantının ses kayıtlarının yayınlandığı habere dair verilen “içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi” kararının basın özgürlüğüne müdahale olduğuna karar verdi. Mahkeme, yeni imam hatip liseleri açılmasının tartışıldığı ses kayıtlarının kamunun gündeminde yer alan, kamusal faydası yüksek bir tartışmaya katkı sunduğu ve haberin toplantıya katılanların kişilik haklarına saldırı oluşturduğunun açıkça ortaya konulmadığını kaydederek erişim engelleme kararının demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığına ve Küçükkaya’ya 6 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi (9 Ocak).
AYM’de Hayko Bağdat kazandı: AYM, eski Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek’in gazeteci Hayko Bağdat’a açtığı hakaret davasında, Bağdat’ın Anayasa’nın 26. maddesince güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. 7 Aralık 2015’te Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi, Gökçek ile sosyal medyada yaşadığı tartışma sırasında ironi olarak kullandığı “Melih Gökçek Ermeni’ymiş bağrıma taş basıp deyiverdim” gibi ifadeler nedeniyle Bağdat’ı 1160 TL adli para cezasına çarptırmıştı. İfade özgürlüğünün hukuka aykırı şekilde ihlal edildiğini savunan Bağdat, Ocak 2016’da konuyu AYM’ye taşımıştı. AYM, Bağdat’a manevi tazminat olarak 9 bin 150 TL ödenmesine de hükmetti (3 Ocak).
Ocak- Mart 2020 döneminde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), sekiz gazetecinin ifade özgürlüğünün ihlal edilmesinin gerekçe göstererek yaptıkları başvuruda Türkiye’yi mahkeme giderleri dahil toplam 10 bin 200 avro (yaklaşık 76 bin 500 TL) tazminata mahkum etti. Türkiye’nin mahkumiyetine kaynaklık eden düzenlemeler “örgüt propagandası” ve “hakaret”e dair hükümler oldu.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AKBK), “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “kamu görevlisine hakaret” gibi dosyalarda özellikle gazeteciler dahil olduğunda ifade özgürlüğüne ilişkin yargılamalarda sorunlar tespit ettiği Türkiye’yi gelişmiş denetime aldı; Türk Ceza Kanunu ile Terörle Mücadele Kanunu dahil birçok yasa maddesinin de gözden geçirilmesini talep etti.
Geçem yılın aynı döneminde yine ifade özgürlüğü bakımından, üçü gazeteci olmak üzere toplam dokuz kişinin başvurusunda Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesini ihlalden 43 bin 060 avro (264 bin 472 TL) tazminata mahkum edilmişti.
2019 yılının tamamında ise AİHM, üçü gazeteci 14 kişinin başvurusunda Türkiye’yi mahkeme giderleri dahil toplam 66 bin 240 Avro (410 bin 672 TL) tazminat ödemeye mahkum ediyordu. AİHM, iki Özgür Gündem gazetesi yetkilisinin başvurusunda, “şiddetin savunulması” gerekçesiyle ifade özgürlüğü hakkının ihlal edilmediğine hükmetti.
AİHM Zümrüt’ü haklı buldu: AİHM, “R.’nin İtlerinden Yüce Allah’a Sığınmak” başlıklı köşe yazısı nedeniyle Samsun’da çıkan Haber isimli gazetenin köşe yazarı Osman Zümrüt’e AK Parti milletvekiline “hakaret”ten 12 Ekim 2011 tarihinde verilen 1.740 TL’lik para cezasını ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna karar verdi. AİHM, “Zümrüt v. Türkiye” kararında başvıurucuya 950 avro maddi 3 bin 250 avro da manevi tazminat olmak üzere toplam 4 bin 200 avro (31 bin 500 TL) ödenmesine hükmetti (17 Mart).
Türkiye AKBK’nın takibinde: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının üye ülkelerdeki uygulamasını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AKBK), 3-5 Mart tarihli oturumunda ifade özgürlüğü hakkı bağlamında Türkiye’yi ele alarak bir dizi değerlendirmede ve talepte bulundu. Komite, özellikle gazetecilerin de dahil edildiği ifade özgürlüğüne ilişkin yargılamaların istatistik bilgilerinin paylaşılmasını ve Türk Ceza Kanunu ile Terörle Mücadele Kanunu’ndaki ilgili maddelerin gözden geçirilmesini talep etti. Ayrıca “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “kamu görevlisine hakaret” suçlamalarına ilişkin yapılan başvuruları da gelişmiş denetimi kapsamına aldı. (5 Mart)
AİHM’den Özer için ihlal kararı: AİHM “Kürt Sorunu, Çözüm Arayışları ve Sorumluluğumuz” makalesi nedeniyle 2008’de “örgüt propagandası”ndan 15 ay hapis verilen “Yeni Dünya İçin Çağrı” gazetesi sahibiAziz Özer’in başvurusunda Türkiye’yi 2 bin avro (yaklaşık 15 bin TL) tazminata mahkum etti (11 Şubat).
AİHM’den dergilere el konulmasına ilişkin ihlal kararı: AİHM, Özgür Halk ve Demokratik Modernite dergisinin Haziran/Temmuz 2001 sayısına ait 1350 nüshasına Diyarbakır’dan İstanbul’a götürürken polislerce “örgüt propagandası” gerekçesiyle el konulmasının ve gazetenin genel yayın yönetmenine “örgüt propagandası” iddiasıyla hapis cezası verilmesinin ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna karar verdi. AİHM, “Kapmaz ve Diğerleri v. Türkiye” kararında, Özgür Halk ve Demokratik Modernite dergisinin sahibi, editörleri ve genel yayın yönetmeni olan beş başvurucuya 1500 avro (yaklaşık 11 bin 250 TL) avro manevi tazminat ödenmesine hükmetti (7 Ocak).
AİHM’in Demir kararı: AİHM, Haftalık Birecik’in Sesi dergisinin sahibi ve editörü Şefket Demir’in başvurusunda, polislerin bazı davranışlarını eleştiren 15 Şubat 2008 tarihli “Polis misin lord mu?” yazısı nedeniyle “hakaret” iddiasıyla 2 ay 15 gün hapis cezası verilmesini ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna karar verdi. AİHM, söz konusu “Demir v. Türkiye” kararında, 2 bin 500 avro (18 bin 750 TL) manevi tazminat ödenmesine hükmetti (7 Ocak).
RTÜK’ten yayıncılara: Kovid-19 salgını tedbirleri kapsamında yayıncıların RTÜK’e ödediği “Reklam Üst Kurul Payları”nın Ocak, Şubat ve Mart ayı ödemeleri ertelendi (1 Nisan).
TGC’den RTÜK’e tepki: Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) Tele1, Halk TV ve Habertürk’e uyguladığı para ve yayın durdurma cezalarına yaptığı açıklamayla tepki gösterdi (27 Mart).
RTÜK’ten Halk TV, Tele 1 ve Habertürk için idari yaptırım kararı: RTÜK 25 Mart’taki son toplantısında Halk TV’de Ayşenur Arslan’ın sunduğu “Medya Mahallesi” programında kullanılan bazı ifadeleri, “ayrımcılık” ve “tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerinin ihlal” olarak değerlendirip üst limitten idari yaptırım kararı aldı. RTÜK ayrıca Tele 1’de yayınlanan “Kulis” ve Habertürk’teki “Para Gündem” programlarında, salgın hastalığa ilişkin, “hiçbir otorite tarafından teyit edilmemiş bilgilerin gerçeklik ve doğruluk ilkelerine aykırı bir şekilde izleyiciye aktarılması” nedeniyle Tele 1 ve Habertürk’e idari yaptırım uyguladı (25 Mart)
Tele 1’e Can Ataklı cezası: Can Ataklı’nın Tele 1’deki “Gün Başlıyor” programında, derslerde başörtülü öğretmenlerin yer almasını “çok yanlış ve facia” olarak nitelemesi, ilgili yasanın “Yayın hizmetleri… Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz” ilkesine aykırı bulunarak, Tele 1’e en üst limitten idari yaptırım ve 5 kez program durdurma cezası verildi (25 Mart).
ATV’ye “Gel dese aşk” uyarısı: RTÜK, “Gel dese Aşk” dizisinde “dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez” hükmünün ihlali nedeniyle, ATV’ye bir defaya mahsus olmak üzere uyarı cezası verdi (25 Mart).
RTÜK’ten Virüs yayınları için “uyarı”: RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Koronavirüs ile ilgili yayınlarla ilgili yayımladığı uyarıda, “Bilimsellikten uzak ve resmi mahiyet taşımayan haberler, paylaşılan sahte belgeler toplumumuzu yersiz bir endişeye ve korkuya sevk etmektedir, buna tahammül edemeyiz. Bilim Kurulu’nun ve bakanlığın haricinde güvenilir olmayan kaynaklardan gelen bilgilerin araştırılmadan aktarılması, asılsız iddiaların vatandaşlara yansıtılması kabul edilemez” dedi (17 Mart).
Halk TV’ye “Günaydın Türkiye” cezası: Halk TV’de yayınlanan “Günaydın Türkiye” isimli programda “hukukun üstünlüğü” ihlal edildiği gerekçesiyle idari para cezası verildi (11 Mart).
CHP’nin Yeni RTÜK Üyesi Okan Konuralp: Meclis Genel Kurulunda, gazeteci Faruk Bildirici’nin üyeliğinin düşürülmesiyle CHP kontenjanından boş bulunan Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeliğine gazeteci Okan Konuralp seçildi (11 Mart).
“Çukur”dan Show TV’ye ceza: RTÜK “Çukur” dizisi nedeniyle Show TV’ye 355.358 TL’lik para idari para cezası verdi. Cezaya gerekçe olarak, Televizyonlarda yayınlanan dizi, film ve müzik kliplerinde alkollü içkileri özendirici görüntülere yer verilemez” maddesinin ihlali gösterildi (17 Şubat).
Halk TV’ye Ceviz Kabuğu cezası: 24 Ocak’ta yayınlanan Ceviz Kabuğu isimli programda “Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz; haberin verilişinde abartılı ses ve görüntüye, doğal sesin dışında efekt ve müziğe yer verilemez; görüntülerin arşiv veya canlandırma niteliği ile ajanslardan veya başka bir medya kaynağından alınan haberlerin kaynağının belirtilmesi zorunludur.” ilkesinin ihlali nedeniyleidari para cezası verildi (5 Şubat).
Tele 1’e “Deprem Özel” yayını ve “Ana Haber Bülten” için bir ceza daha: Tele 1’de 24 Ocak’ta yayınlanan “Deprem Özel” yayınında ve 27 Ocak’ta yayınlanan “Ana Haber Bülten”inde, Yayın İlkeleri Rehberi’nde “Doğal afet haberleri gibi yayınlarda izleyicilerde korku, panik, endişe yaratacak ifadeler kullanılmamalı gerilimi artıracak nitelikteki yorumlardan kaçınılmalıdır” ifadesinin gereğine uygun yayın yapılmadığı gerekçesiyle, tarafsızlık ilkesinin ihlal edildiğine kanaat getirilmiş ve kanata idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir (5 Şubat).
FOX TV’ye idari para cezası: 6 Ocak’ta yayınlanan FOX Ana Haber bülteninde Libya’ya asker gönderme konusundaki tartışmalara ilişkin “tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır…” ilkesinin ihlali nedeniyle, RTÜK Fox TV’ye idari para cezası verdi (5 Şubat).
Habertürk’e “Deprem Özel Yayını” nedeniyle idari para cezası: RTÜK, 24 Ocak tarihli “Deprem Özel Yayını”na, “tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkesine aykırı yayın yapıldığı” iddiasıyla Habertürk TV’ye idari para cezası verilmesine karar verdi. Kararda, “Türkiye’de depremle mücadele konusunda ne yazık ki başarısız bir ülkeyiz. Bunun da temel nedeni depremle mücadele konusundaki yanlış politikamızdır…” şeklinde başlayan ifadelerin kamuoyunda kanaat oluşturarak, tüm ülkeyi derinden sarsan bir afet üzerinden toplumu yanlış yönlendirebilecek yayın yapıldığı ileri sürüldü (5 Şubat).
RTÜK Cezaları
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 89 para cezası, iki uyarı cezası ve beş program durdurma cezası verirken radyo kuruluşlarına bu dönemde herhangi bir işlem yapılmadı. Kurul, TV’lere toplam 5.520.078 TL para cezası verdi (Reklam yayınlarının ve ticari yayınların değerlendirme dışı bırakıldığı çalışma, RTÜK’ün 2 Ocak – 25 Mart tarihleri arasında gerçekleştirdiği 13 toplantının kayıtları incelenerek hazırlandı).
RTÜK “Tarafsızlık” ilkesini ihlalden 13 para cezası; “Sigara yasağını ihlal”den 3; “Milli ve manevi değerlere aykırılık”tan 2; “Çocuk ve gençlerin gelişimine zararlı yayınlardan” 4; “aşağılama”dan 2; “milli-manevi değerleri ihlal”den 2; “hukukun üstünlüğü”nü ihlalden 1; kişileri fal veya batıl inançlar yoluyla istismar edemez” ilkesini ihlalden 62 para cezası verdi.
RTÜK geçen yılın aynı döneminde (Ocak-Şubat-Mart 2019) haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 29 para cezası verirken radyo kuruluşlarına bu dönemde herhangi bir işlem yapılmadı. Kurul, TV’lere toplam 1.967.066 TL para cezası vermişti. Kurul 2019 yılının tamamında haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına toplam 57 para cezası ve 24 program durdurma cezası vermişti. Radyo kuruluşlarına bu dönemde herhangi bir işlem yapılmadı. Kurul, TV’lere toplam 4 milyon 90 bin 999 TL para cezası vermişti.
Tarafsızlık ilkesi: RTÜK6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan; “Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır” ilkesinin ihlali nedeniyle toplam 967.747 TL (FOX TV – 594.167 TL; HALK TV – 77.643 TL; HABERTÜRK 160.020 TL; TELE 1 51.762 TL; KRT 25.881 TL; BEYAZ TV – 32.393; TV 5 – 25.881) para cezası verdi.
Ayrımcılık: 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan “Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez”ilkesinin ihlal gerekçesiyle toplam 77.643 TL (TELE 1 – 51.762 TL; HALK TV 25.881 TL) para cezası ve 5 program yayını durdurma TELE 1 – “Gün Başlıyor”) cezası verdi.
Hukukun Üstünlüğü: Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz.” ilkesinin ihlali nedeniyle, 28.881 TL(Halk TV) para cezası verildi.
Sigara yasağını ihlal: 4207 sayılı Kanunun 3. maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Televizyonda yayınlanan programlarda, filmlerde, dizilerde, müzik kliplerinde, reklam ve tanıtım filmlerinde tütün ürünleri kullanılamaz, görüntülerine yer verilemez” ilkesinin ihlali nedeniyle 51.282 TL (BAHARTÜRK TV) para cezası verildi.
Aşağılama: 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan, “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez” ilkesine aykırılık iddiasıyla toplam 42.946 TL (KRT TV – 17.065 TL; TELE 1 – 25.881 TL) para cezası verildi.
Milli ve manevi değerler: 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan; “Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz”ilkesine aykırı yayın yapmak gerekçesiyle, toplam 1.212.214 TL (FOX TV – “Yasak Elma” dizisi – 1.188.333,00 TL; GONCA TV – 25.881 TL) para cezası verildi.
Çocuk ve gençlerin gelişimi: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan“Çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz” ilkesini ihlalden toplam 1.475.952 TL (BLD TV – 21.114; Dream TV 21.114 TL; SHOW TV – 491.703 TL; FOX TV 942.021 TL) idari para cezası verdi.
Batıl İnanç: 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (r) bendinde yer alan; “Yayın hizmetleri… kişileri fal veya batıl inançlar yoluyla istismar edemez” ilkesinin ihlali nedeniyle, toplam 1.663.413 TL (SÜPER TV – PALMİYE TV.; (CANLAR TV – ARMA SEBİL; EVİN TV; YASİN TV ; TLC TV) para cezası verdi.