İktidar, 2021 yılında, 2023 yılı seçimleri öncesinde, “öz denetleyici” adı verilen ve tarafsız olması beklenen Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Basın İlan Kurumu (BİK), Basın Kartı Komisyonu ve Sulh Ceza Hakimlikleri ve benzeri kurum ve araçları, eleştirel, araştıran ve sorgulayan gazetecileri ve medya kuruluşlarını dize getirmek için seferber etti.
Tutuklu iş insanı Osman Kavala’yı tahliye etmediği için Avrupa Konseyi’nin Türkiye’yi ihlal prosedürüne tabi tutması, 2021’de de ülkede “örgüt propagandası”, “hakaret” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten hukuka aykırı yargılamaların devam etmesine engel olmadı. 180 ülkeli RSF Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 153. sırada gösterilen Türkiye, darbe girişimiyle birlikte sekiz gazeteciyi keyfi tutukladığı gerekçesiyle sadece 2021’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde ağır tazminata mahkum oldu.
2021’de yayımlanan dört ayrı BİA Medya Gözlem Raporu, 35 gazetecinin (İdris Sayılğan, Hakan Aygün, Müyesser Yıldız, İsmail Dükel, Kemal Sancılı, İnan Kızılkaya, Eren Keskin, Zana Kaya, Alican Uludağ, Özgür Boğatekin, Ayten Akgün, Berat Gonca, Ozan Kaplanoğlu, Sinan Aygül, Hakkı Boltan, Cihat Ünal, Ömer Özdemir, Serhat Şefkatlı, Olgun Matur, Osman Yakut, Cem Şimşek, Hikmet Tunç, Mahir Kanaat, Tunca Öğreten, Ömer Çelik, Metin Yoksu, Eray Sargın, Enver Aysever, Ali Arslan, Can Bedros Çapar, Necip Çapraz, Yılmaz Odabaşı, Perihan Kaya, Doğan Ergün, Kaan Göktaş) Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “hakaret”, “Cumhurbaşkanına hakaret”, “örgüt üyeliği”, “örgüte bilerek yardım”, “gizli belge temin ve açıklama” veya “casusluk” gibi suçlamaları temelinde, Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) “terör örgütü propagandası” vb. düzenlemeleri uyarınca toplam 92 yıl 6 ay 24 gün hapis cezasına mahkum edildiğine işaret ediyor.
2021’de yayımlanan dört ayrı BİA Medya Gözlem Raporu’na göre altısı (Fatih Portakal, Oktay Candemir, Burak Şahin ve çizer Sefer Selvi, Mustafa Sönmez, Cem Bahtiyar) “Cumhurbaşkanına hakaret”ten olmak üzere, toplam 64 gazeteci (Özer Akdemir, Seyhan Avşar, Necdet Önemli, Fatih Portakal, Hatice Kamer, Banu Güven, Ferhat Çelik, İdris Yılmaz, Özgür Boğatekin, Alican Uludağ, Olcay Büyüktaş Akça, Melike Aydın, Melis Alphan, İnci Aydın, İdris Sayılğan, Naci Kaya, Ali Orhan, Hasan Yavaşlar, Özkan Mayda, Kenan Baş, Onur Fazıl Soydal, Mahir Kanaat, Tunca Öğreten, Ömer Çelik, Metin Yoksu, Eray Sargın, Derya Okatan, Fırat Yeşilçınar, Doğan Güzel, Sinan Balık, Amine Demirkıran, Davut Uçar, Elif Aydoğmuş, Reyhan Hacıoğlu, Zeki Erden, Özgür Paksoy, Mesut Kaynar, Hüseyin Gündüz, Kemal Bozkurt, Burcu Özkaya, Sevdiye Ergürbüz, Günay Aksoy, Ersin Çaksu, Önder Elaldı, Ender Öndeş, Gülfem Karataş, Gökhan Çetin, Bayram Balcı ve Yılmaz Bozkurt, Bekir Şahin, Yakup Önal, Ahmet Kanbal, Mehmet Şah Oruç, Rojda Aydın, Nurcan Yalçın, Halime Parlak, Canan Coşkun, Ali Açar, Can Uğur, Ruşen Takva vd) TMK ve TCK, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) kapsamında yargılandıkları davalarda beraat etti.
CHP’li Bülent Tezcan, Basın İlan Kurumu’nun (BİK) resmi ilan ve reklam kesme yetkisinin kaldırılması için 13 Ekim 2021’de yasa teklifi verdi. Kurum yüzde 90’ı iktidarın kontrol ettiği ulusal medya kuruluşlarından eleştirel olanlara acımıyor: Evrensel gazetesi 835 gündür ilan alamazken Sözcü gazetesi de Saygı Öztürk’ün, AKP milletvekilinin partizanlığına dair yargının “basın özgürlüğü” saydığı iki köşe yazısından ilan kesme ceza aldı. Cumhuriyet gazetesine de yıl içinde 74 günlük ilan kesme cezası verildi. Ayrıca Korkusuz, BirGün, Karar, Millî Gazete, Yeniçağ ve Yeni Asya, BİK’in 2021’de resmi ilanı çok gördüğü gazetelerden oldu.
Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, 2020 için, gazetelere toplam 803 gün ilan kesme cezası verildiğini, BİK’in Cumhuriyet’i 110 gün, Birgün’ü 112 gün, Evrensel’i 65 gün, Korkusuz’u 29 gün, Sözcü’yü de 17 gün boyunca ilandan yoksun bıraktığını açıklamıştı. Bildirici, “Demek ki, BİK’in 2020 yılı içerisinde İstanbul’daki gazetelere verdiği cezaların yüzde 88’i bu beş gazeteye verilmiş!” demişti.
On yıllarını meslekte geçiren gazeteciler Nadire Mater, Aydın Engin ve Kazım Güleçyüz ile Evrensel gazetesi Ankara Temsilcisi Birkan Bulut, verilemeyen veya yenilenmeyen basın kartları için Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na (CİB) karşı hukuki mücadele veriyor; iktisatçı gazeteci Mustafa Sönmez ise mücadelesini kazandı.
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 2021’de Fox TV, Halk TV, Tele1 ve KRT gibi eleştirel veya sorgulayıcı yayın yapan kuruluşları cezalandırmakla meşguldü. RTÜK üyesi İlhan Taşçı, bu kuruluşlara 21 milyon 500 TL tutarında 71 ceza verilirken iktidarı destekleyen kanallara, “100 bin şikayete rağmen” işlem yapılmadığını duyurdu. RTÜK, 2021’de televizyon kanalları başta olmak üzere görsel işitsel medyaya 158 para cezası, 48 program durdurma ve yayın durdurma cezası verdi. RTÜK’ün verdiği cezaların toplamıysa 31 milyon 629 bin 996 TL’yi buldu.
Son beş yılda haber ve program yayınlarından dolayı 227 program durdurma cezasına hükmeden RTÜK, 692 para cezası karşılığında da yayıncı kuruluşlarına toplam 88 milyon 69 bin 808 TL adli para cezası verdi.
2021 yılında en az 41 gazeteci gözaltına alındı. Uzun yıllar dünyanın “en büyük gazeteci hapishaneleri”nden olan Türkiye’de, yargı, son üç yıldır gazetecilere yönelik pratikte “adli kontrol”e ağırlık veriyor. Artık tutuklanma ve gözaltına alınma sırası sokaktaki yurttaşla röportaj yapan yurttaş gazetecilere geldi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 27 Nisan 2021 tarihli “Ses ve Görüntü Kaydı Alınması” Genelgesinin daha ilk günlerinde İstanbul’daki LGBTİ eylemini izleyen AFP foto-muhabiri Bülent Kılıç’ın arkadan kelepçelenip, boğazına basılarak gözaltına alınması gazeteci örgütlerinin OHAL ilanından beri gerçekleştirdiği ilk toplu protesto eylemine yol açtı.
Son beş yılda toplam 270 haberci özellikle toplumsal eylemleri kamuoyuna yansıtmaya çalışırken gözaltına alındı. 2017’de 85, 2018’de 47, 2019’da 49 gazeteci, 2020’de 48 haberci gözaltına alınmıştı.
2021’de en az 56 medya temsilcisi görev başında saldırıya uğrarken, medya çalışanlarından Bursa’da yaşayan radyocu Hazım Özsu yorumlarını beğenmeyen bir dinleyicisi tarafından evinin girişinde öldürüldü. Kasım’da Danıştay tarafından yürürlüğü durdurulana dek polis müdahalelerinin görüntülenmesine yasak getiren “Ses ve Görüntü Kaydı Alınması” Genelgesi, medya temsilcilerinin keyfi şekilde engellenmesi, gözaltına alınması veya saldırıya uğramasına zemin oluşturdu.
Temmuz’da Suruç Katliamı’nın altıncı yıldönümünde görev yapan 10 gazeteci saldırıya uğradı. Ancak Genelgenin yürürlüğünün durdurulması, habercilere yönelik hukuka aykırı müdahaleleri sonlandıramadı. Yılın acı gelişmelerinde biri de, bir haberciye fiziksel saldırılardan birinin failinin, HaberTürk TV temsilcisi Muharrem Sarıkaya olmasıydı.
Türkiye’de son beş yılda, en az 141 haberci görev başında saldırıya uğradı. 2017’de 20 gazeteci ve iki medya kuruluşu, 2018’de 19 gazeteci ve bir medya kuruluşu; 2019’da 26 gazeteci, 2020’de de 18 haberci şiddetin hedefi olmuştu. 2016 ve 2017 yıllarında iki Suriyeli gazeteci kendi ülkelerinin muhalifleri tarafından Türkiye’de öldürülürken 2018’de Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğu’nda bu ülkeden özel olarak gelen bir infaz timi tarafından öldürülmüştü.
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’ten 1 Ocak 2022’ye kadar en az 70 gazeteci, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” başlıklı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 299. maddesi gerekçesiyle hapis, ertelemeli hapis ve para cezasına mahkum edildi. Avrupa Konseyi’nin çağrılarına rağmen iktidarın onca yıldır yürürlükten kaldırmaya yanaşmadığı bu düzenleme uyarınca geçen yıl mahkum edilen medya temsilcilerinin sayısı yediydi.
Kamuoyu önünde hak savunucularını hedef göstererek yargıya mesaj vermekten geri durmayan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şikayetçi olduğu yedi gazeteci (Ayten Akgün, Hakkı Boltan, Cem Şimşek, Yılmaz Odabaşı, Perihan Kaya, Doğan Ergün ve Kaan Göktaş) toplam 8 yıl 10 ay 27 gün hapse mahkum edildi. Adalet Bakanlığı, iktidarın Avrupa Konseyi’nin çağrılarına rağmen yürürlükten kaldırmaya yanaşmadığı TCK’nın 299. maddesinden yargılama izni vermeyi sürdürüyor.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sosyal medyayı “dijital faşizm” sözüyle hedef aldığı, diğer iktidar temsilcilerinin de “yabancı fondan yararlanan medya kuruluşları”nı tehdit ettiği 2021 boyunca, internet haber mecrasında yayımlanan 975 habere Sulh Ceza Hakimlikleri ya da Erişim Sağlayıcıları Birliği kararıyla erişim engeli getirildi.
“Kişilik hakları” veya “unutulma hakkı”; rüşvet, yolsuzluk, usulsüzlük, kayırmacılık, şiddet, dinsel sömürü, cinsel taciz gibi pek çok konuda adı geçenlerin paravanı oldu. İfade Özgürlüğü Derneği‘nin (İFÖD) hukuk ekibinin çalışmasıyla, girişimci Fettah Tamince’ye ilişkin Diken’de yayımlanan bir haber için verilmiş erişim yasağının kaldırılması bu keyfiyeti gösteren bir örnek oluşturdu.
2021 yılında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin hedefi olan Anayasa Mahkemesi (AYM), dokuz gazeteci ve üç medya kuruluşunun yaptığı başvurularda devleti, tazminat ve mahkeme gideri dahil toplam 139 bin 225 TL ödemeye mahkum etti. Son beş yılda, 49 gazeteci ve 12 medya kuruluşunun başvurusunda AYM’nin hükmettiği tazminat tutarı 443 bin 658 TL’yi buldu.
Tutuklu iş insanı Osman Kavala’yı tahliye etmediği için Türkiye’nin Avrupa Konseyi önünde ihlal prosedürüne sokulmasına neden olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bu kez gazeteci haklarını hiçe saydığı gerekçesiyle Türkiye’yi 2021’de toplam 114 bin 440 Avro (1 milyon 192 bin 250 TL) tazminata mahkum etti. Tazminatın ağırlığında, darbe girişiminden sonra sekiz gazetecinin dayanaksız şekilde tutuklanmasına yönelik ihlal kararları etkili oldu.
Özellikle Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra gazeteci tutukluluğu ile ilgili yoğun başvuru aldığı halde 2017’yi pas geçen AİHM, yine de son beş yılda Türkiye’yi 36 gazetecinin başvurusunda toplam 343 bin 380 avro (3 milyon 65 bin 699 TL) tazminata mahkum etmiş oldu.
Devletin “Susurluk Raporu”nda itiraf ettiği, iktidarın da iyi niyet adımı olarak Barış Sürecinde son anda zamanaşımından kurtardığı gazeteci ve aydın Musa Anter’e ilişkin cinayet davası, “30 yıllık azami dava süresi” nedeniyle bir kez daha zamanaşımı tehlikesiyle karşı karşıya.
2021’de 35 gazeteci 92 yıl hapse mahkum edildi, en az 41 gazeteci gözaltına alındı. Uzun yıllar dünyanın “en büyük gazeteci hapishaneleri”nden olan Türkiye’de, yargı, son üç yıldır gazetecilere yönelik pratikte “adli kontrol”e ağırlık veriyor. Artık tutuklanma ve gözaltına alınma sırası sokaktaki yurttaşla röportaj yapan yurttaş gazetecilere geldi.
Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararından sonra bianet.org eski muhabiri Beyza Kural’a şiddet uygulayan üç polisin yargılanması, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına rağmen Mehmet Altan’ı tahliye etmeyen hakimlerin Yargıtay’da yargılanması, yine Ahmet Şık’ı “İmamın Ordusu” taslak kitabından keyfi şekilde tutuklayan hakimlerin Yargıtay’da yargılanması, Ankara’da 10 ayrı olayda gazetecilerin görevini yapmasını engelleyen polisler hakkında verilen takipsizlik kararının kaldırılması, Yeni Çağ gazetesi köşe yazarı Yavuz Selim Demirağ’a saldıranların dosyasının Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşınması, 2021’in umut verici gelişmelerinden oldu.
2021 yılında toplam 79 gazeteci, programcı ve medya çalışanının işine özellikle Cumhuriyet, Gazete Duvar, Halk TV ve Haber Global gibi iş yerlerinde yaşanan krizlerin yanı sıra çeşitli yayın anlaşmazlıkları veya istifaya zorlamalar gibi nedenlerle son verildi. 10’u 20 yılı aşkın süredir emek veren 24 Cumhuriyet çalışanı gazeteden ayrılırken “Gazetede tek adam yönetimi”ni eleştirdi. TRT bir Twitter paylaşımı nedeniyle 22 yıllık şef montajcısı Deniz Salmanlı’yı işinden etti. Devlet Bahçeli tarafından açıklanan Anayasa taslağının konuşulduğu yayın sonrası MHP’nin hedef aldığı HaberTürk TV Ankara temsilcisi Bülent Aydemir’in işine son verildi, kanalın genel yayın yönetmeni Kürşad Oğuz istifa etti.
2016 darbe girişimde 2 bin 708 gazeteciyle sektörü ağır şekilde etkileyen işsizlik, son beş yılda da toplam 807 haberciyi etkiledi. 2020’de 215, 2019’da 190, 2018’de 157, 2017’de166 medya çalışanı işsiz kalmıştı.