MEDYA GÖZLEM VERİTABANI
ENGLISH
BİA MEDYA GÖZLEM / NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2018
Gün Gün Üç Aylık Medya/İfade Özgürlüğü İhlalleri Tam Metin
2018 2. Çeyrek Medya Gözlem Raporu - Tam Metin
Erol Önderoğlu - Bia Haber Merkezi 13/07/2018

127 gazeteci, gazetecilik ve politik davalar çerçevesinde 1 Temmuz’a hapishanede girdi. Hapishanedeki 127 gazeteciden 33’ü yargılanıyor, 40’ının soruşturması sürüyor. 24 gazeteci hükümlü, 30 gazeteci dosyası üst mahkemeye taşındı.

Nisan-Mayıs-Haziran 2018’i kapsayan BİA Medya Gözlem Raporu, medyanın birçok düzlemde karşılaştığı politik, yasal veya fiziki baskılara dikkat çekiyor, 315 gazeteci, köşe yazarı, yayın sorumlusu veya çizerin, tüm ceza ve tazminat davaları kapsamında 47 ağırlaştırılmış müebbet, 1 müebbet hapis, 3 bin 34 yıl yıl 6 ay hapis, 4 milyon 40 bin TL maddi veya manevi tazminat istemiyle yargılandığını gösteriyor.

Rapora göre 33’ü son üç ayda görülen davalar çerçevesinde, “darbecilik”, “örgüt propagandası”, “örgüt üyeliği”, “devlet kurumlarını aşağılamak”, “hakaret” veya “Cumhurbaşkanı’na hakaret” gibi iddialarla toplam 2 ağırlaştırılmış müebbet, 137 yıl 2 ay 19 gün hapse mahkum edildi.

BİA Medya Gözlem Raporu’nda “öldürülen gazeteciler”, “hapisteki gazeteciler”, “saldırı, tehdit ve engellemeler”, “cezasızlık / hak aramaları”, “soruşturmalar, açılan-süren davalar, kararlar”, “hakaret, kişilik hakları ve tazminat davaları”, “yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar”, “Anayasa Mahkemesi”, “AİHM” ve “RTÜK” gibi bölümler yer alıyor.

Gazeteci Cinayetleri / Yargılama

Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in 9 Ocak 2007’de İstanbul Şişli’deki gazetesi önünde öldürülmesine ilişkin Fethullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, dönemin Trabzon İl jandarma Komutanı Ali Öz, dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, dönemin jandarma ve emniyet görevlileri ile ana dava hükümlüleri dahil altısı tutuklu 10’u firari 85 sanığın yargılandığı davaya 10, 11, 12 Temmuz günlerinde devam ediliyork.

Kürt aydını, gazeteci Musa Anter’in 1992’de öldürülmesi ve 1990’larda JİTEM’in işlediği cinayetlerle ilgili 18 sanıklı davada, ne “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım bulunabildi, ne de İsveç’te yaşayan PKK itirafçısı ve eski MİT elemanı Abdülkadir Aygan’ın dört yıldır ifadesi alınabildi. Genelkurmay eski İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin’in 2 Nisan 2018’te katıldığı bir televizyon programında Mahmut Yıldırım’ın yaşadığı ve Türkiye’de olduğuna dair kendisine kimi bilgilerin ulaştığını söylediği kayıtlar mahkemede dinlendi. Mahkeme, Pekin’in duruşmada tanık olarak dinlenip dinlenilmeyeceğine 11 Temmuz’da karar verecek.

Hrant Dink Cinayeti

Dink davasında 6 tutuklu kaldı: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de İstanbul Şişli’deki gazetesi önünde öldürülmesine ilişkin kamu görevlileri dahil 85 sanığın yargılandığı davada, dönemin Samsun Emniyet Müdürlüğü görevlisi Yakup Kurtaran ve dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi Özkan Mumcu’yu tahliye ettirdi (13 Haziran).

Davanın 74. Duruşmasında ise, hakkında Dink cinayetine ilişkin evrakı gizlediği ve FETÖ üyesi olduğu yönünde iddialar bulunan dönemin Mülkiye Başmüfettişi Şükrü Yıldız tahliye edildi. Davada, Cinayetle bağlantılı olmakla suçlanan dönemin Trabzon İl Jandarma komutanı Albay Ali Öz ve gazeteci Ercan Gün, İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, Samsun Güvenlik Şube Müdürü Yakup Kurtaran, Trabzon Jandarma İstihbarat görevlisi Metin Yıldız, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı görevlisi astsubay Yavuz Karakaya ve İstanbul Jandarma İstihbarat görevlisi Yüzbaşı Muharrem Demirkale tutuklu yargılanıyor.

Altısı tutuklu 10’u firari 85 sanığın yargılandığı davanın tutuksuz sanıkları arasında Trabzon Emniyeti güvenlik amiri Özkan Mumcu, İstanbul Jandarma Komutanlığı görevlileri Bekir Yokuş, Mustafa Küçük, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı istihbarat görevlileri Uzman Çavuş Ahmet Faruk Aydoğdu ve İstanbul İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Ali Barış Sevindik de bulunuyor. Dink Ailesi Avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu da mahkemeden, dönemin İstanbul İl Jandarma Komutanı Ünal Karaosmanoğlu, İstanbul İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Aycan Oktaylar, Aşırı Sağ Faaliyetler (ASAF) Tim Komutanı Serkan Özel ve İstanbul MİT Bölge Başkanı Ahmet Köksoy’un dinlenmesini talep etti. Mahkeme, bu talebi daha sonra değerlendireceğini açıkladı. Ayrıca, Köksoy’un adres ve kimlik bilgilerinin araştırılarak bildirilmesi için MİT Müsteşarlığına yazı yazılacak. Davaya 10, 11, 12 Temmuz’da devam edilecek (17 Mayıs).

Musa Anter Cinayeti

Dava “Yeşil” ve Aygan’ı bekliyor: Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, aydın ve gazeteci Musa Anter’in 1992’de öldürülmesi ve 90’larda JİTEM’in işlediği cinayetlerle ilgili 18 sanıklı davada, ne “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ı bulabildi, ne de İsveç’te bulunan PKK itirafçısı ve eski MİT elemanı Abdülkadir Aygan’ın dört yıldır ifadesini alabildi. Genelkurmay eski İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin’in katıldığı bir televizyon programında Mahmut Yıldırım’ın yaşadığı ve Türkiye’de olduğu yönünde kendisine kimi bilgilerin ulaştığını söylediğine ilişkin 2 Nisan 2018 tarihli kayıtlar mahkemede dinlendi. Mahkeme, Pekin’in duruşmada tanık olarak dinlenilmesi yönünde avukat Selim Okçuoğlu’un ilettiği talebi celse arasında değerlendirecek. Yargılama 11 Temmuz’a kaldı (4 Nisan).

Hapis Gazeteciler

 (Türkiye’de cezaevindeki gazeteci ve medya çalışanların durumu hem ülke içinde hem uluslararası planda farklı şekillerde kamuoyuna yansıyor. Kimi örgüt ve girişimler “gazeteci” oluşlarının temel alarak savunu faaliyetlerinde bulunurken, kimileri de “gazetecilik faaliyetleri kapsamında cezaevinde olup olmadıklarını” esas alıyor. Hatta, aynı kriterde yola çıktıkları halde farklı sonuçlar da elde edebiliyorlar. BİA Medya Gözlem Raporu’nda hapisteki gazeteciler, çalıştıkları medya kuruluşunca gazeteci olarak tanıtılanlar, gazetecilik faaliyeti kapsamı itibariyle herhangi bir tespit ve sonuca gidilmeden, Türk Ceza Kanunu veya Terörle Mücadele Kanunu kapsamında işlem görmeleri dikkate alınarak değerlendirmeye alınıyor).

127 mahpus: 33 sanık, 40 şüpheli, 30 mahkum, 24 hükümlü

Türkiye’de 127 gazeteci, gazetecilik ve politik davalar çerçevesinde 1 Temmuz’a hapishanede girdi. Hapishanedeki 127 gazeteciden 33’ü halen yargılanmaktayken, 40’ı halen soruşturma geçiriyordu. Hapishanedekilerden sadece 24’ü hükümlüyken 30’u da aldıkları hapis cezalarını üst mahkemeye taşıdı.

Geçen yılın aynı döneminde hapishanedeki 136 gazeteciden 84’ü soruşturma geçiriyorken ya da haklarında henüz iddianame düzenlenmişken, 23’ü yargılanıyor, 19’u da hükümlüydü.

FETÖ davaları”nda

Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilan edildiği 20 Temmuz 2016’dan bugüne kadar “Fethullah Terör Örgütü /Paralel Devlet Yapılanması – FETÖ/PDY” ile bağlantılı operasyonlar kapsamında tutuklanan 71 gazeteci ve medya temsilcisi 1 Temmuz 2018 itibariyle cezaevindeydi. Daha önce tutuklanmış olan iki gazeteci daha, darbe girişimi sonrası “FETÖ” davasından işlem görmeye başladı.

Hapistekilerden en az 24’ü “FETÖ yöneticiliği veya üyeliği”, “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs-darbecilik”, “örgüte yardım”, “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım” ve “örgüt propagandası” iddiasıyla yargılanmaya devam ediyor; 28’i mahkum edildi; 21’i halen soruşturma geçiriyor.

“PKK davaları”nda

Tutuklu 15 medya temsilcisi “KCK – PKK – DYG üyeliği veya propagandası” davalarında hükümlüyken, 10’u halen yargılanıyor; 14’ü soruşturma geçiriyor. “MLKP üyeliği” ve/veya “MLKP propagandası”ndan tutuklu seki kişiden 4’ü soruşturma geçiriyor, biri yargılanıyor, ikisi de hükümlü. Diğer tutuklular da çeşitli silahlı veya yasadığı örgütlerle (DHKPC, TKEP/L, Direniş Hareketi vs) bağlantıda olmakla suçlanıyor.

* * *

“FETÖ/PYD” yöneticiliği/üyeliği/darbecilik/örgüte yardım / örgüt üyesi olmamakla birlikte bilerek yardım / örgüt propagandası: Abdullah Kılıç(Meydan gazetesi köşe yazarı), Ahmet Altan (Taraf gazetesi eski yayın yönetmeni), Ahmet Memiş (Haberdar sitesi haber müdürü), Ahmet Metin Sekizkardeş (Cihan Medya Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı), Ahmet Turan Alkan (Zaman gazetesi eski yazarı), Ahmet Yavaş (TRT radyosu Erzurum muhabiri), Alaattin Kaya (Zaman gazetesi eski imtiyaz sahibi), Ali Ahmet Böken (TRT Haber Koordinatörü), Ali Akkuş (Zaman gazetesi genel yayın editörü), Ali Ünal (Zaman gazetesi eski başyazarı), Ali Yüce (TRT radyosu yayın müdürü), Ayşe Nazlı Ilıcak (Bugün ve Yarına Bakış gazeteleri yazarı), Ayşenur Parıldak (Zaman gazetesi muhabiri), Aytekin Gezici(Adana’da gazeteci-yazar), Aziz İstegün (Zaman gazetesi eski Diyarbakır bölge temsilcisi), Bayram Kaya (Zaman ve Yeni Hayat gazetesi muhabiri), Bayram Parlak (Diyarbakır Radyo Cihan muhabiri), Beytullah Özdemir(Zaman gazetesi ve Cihan Haber Ajansı Düzce temsilcisi), Behram Kılıç(Zaman gazetesi eski yazarı), Burçin Dokgöz (Zaman gazetesi Çorum muhabiri), Cemal Azmi Kalyoncu (Aksiyon dergisi muhabiri), Cuma Ulus(Millet gazetesi eski yayın koordinatörü), Cumali Önal (Zaman gazetesi eski Arapça servis sorumlusu), Cüneyt Seza Özkan (Samanyolu TV haber yönetmeni), Ece Sevim Öztürk (Çağdaş Ses gazetesi yayın yönetmeni), Emre Soncan (Zaman savunma eski muhabiri), Ercan Gün (Fox TV haber editörü), Erdal Şen (Meydan gazetesi yazı işleri müdürü), Eren Erdem(Karşı gazetesi eski yayın yönetmeni), Ersin Şanlı (TRT yurt haberler müdürü), Faruk Akkan (Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü), Fevzi Yazıcı(Zaman gazetesi görsel yönetmeni), Gökçe Fırat Çulhaoğlu (Türk Solu dergisi yazarı), Gültekin Avcı (Bugün gazetesi eski köşe yazarı), Habip Güler (Zaman gazetesi eski muhabiri), Hakan Aksel (TRT Haber ve Spor Dairesi koordinatör yardımcı ve yapımcı), Halil İbrahim Mert (TRT TV Erzurum kameramanı), Hanım Büşra Erdal (Zaman gazetesi eski muhabiri ve köşe yazarı), Hamza Günerigün (TRT Haber spikeri), Hüdaverdi Yıldırım (Bugün TV ve Can Erzincan TVmuhabiri), Hüseyin Aydın (CİHAN eski muhabiri), İbrahim Balta (Zaman gazetesi eski ekonomi editörü), İbrahim Karayeğen (Zaman gazetesi eski yazı işleri müdürü), İdris Okur(CİHAN Çorum muhabiri), İsa Siyi (Haberdar sitesi editörü), İsmail Avcı(Zaman gazetesi muhabiri), Mehmet Gündem (Milliyet gazetesi eski yazarı), Muhsin Pilgir (Zaman ve Cihan eski muhabiri), Murat Dağdeviren(Demokrat Gebze gazetesi sahibi), Mustafa Erkan Acar (Zaman gazetesi eski haber müdürü), Mustafa Ünal (Zaman gazetesi Ankara eski yayın müdürü), Mutlu Çölgeçen (Millet gazetesi yazı işleri koordinatörü), Mutlu Özay (CİHAN Ajansı muhabiri), Mümtaz’er Türköne (Zaman gazetesi eski yazarı), Nadir Yücel (Çorum Yıldız gazetesi yayın yönetmeni), Nuh Gönültaş (Bugün gazetesi eski köşe yazarı), Nuri Durna (TRT Erzurum muhabiri), Nurullah Kaya (Zaman gazetesi eski Gaziantep Bölge temsilcisi), Oğuz Usluer (HaberTürk TV eski haber koordinatörü), Ömer Özdemir(Zaman gazetesi muhabiri), Sait Gürkan Tuzlu (Cihan Ajansı Cumhurbaşkanlığı muhabirliği), Seyid Kılıç (TRT eski muhabiri), Şeref Yılmaz (Irmak TV yönetim kurulu başkanı), Turgut Usul (TRT eski muhabiri), Ufuk Şanlı (Vatan gazetesi eski yazarı), Vahit Yazgan (Zaman gazetesi eski İzmir bölge temsilcisi), Yakup Çetin (Zaman gazetesi eski muhabiri), Yalçın Güler (TRT Erzurum muhabiri), Yener Dönmez (Habervaktim sitesi sahibi), Yetkin Yıldız (Aktif Haber sitesi yayın yönetmeni).

“FETÖ/PDY” (Fethullah Terör Örgütü/Paralel devlet yapılanması” örgütü) dosyası kapsamında daha önce (15 Temmuz 2016 öncesi) tutuklananlar/ mahkum: Hidayet Karaca (Samanyolu Yayın Grubu başkanı).

“Devletin güvenliği ve siyasal yararlarına ilişkin belgeleri açıklama” ve “Devletin gizli belgelerini tahrip/kullanma”/ dava aşamasında:Mehmet Baransu (Taraf gazetesi yazarı).

* * *

Devletin birliğini bozmak ve “KCK – PKK – DYG örgütleri”ne üyelik /Yargılananlar: Kemal Sancılı (Özgür Gündem gazetesi imtiyaz sahibi).

KCK – PKK – DYG / Hükümlüler: Ferhat Çiftçi (Azadiya Welat Antep temsilcisi- 22 yıl, 8 ay), Hamit Dilbahar/Duman (Azadiya Welat yazarı- 16 yıl), Kamuran Sunbat (DİHA Çukurova eski muhabiri- 11 yıl, 11 ay), Kenan Karavil (Radyo Dünya Yönetmeni- 19 yıl, 9 ay), Nuri Yeşil (Azadiya Welat Tunceli temsilcisi- 1 yıl, 7 ay), Seyithan Akyüz (Azadiya Welat Adana temsilcisi- 22 yıl, 6 ay), Şahabettin Demir (DİHA Van muhabiri- 4 yıl), Mikail Barut (Özgür Halk dergisi editörü- 7 yıl 6 ay), Yılmaz Kahraman (Özgür Halk dergisi editörü- 10 yıl hapis), Arafat Dayan (Demokratik Ulus eski sorumlu müdürü- 5 yıl hapis), İdris Sayılgan (DİHA muhabiri – 1 yıl 8 ay hapis),

KCK – PKK – DYG örgütüne üyelik/ yargılananlar:Nedim Türfent (DİHA Van muhabiri – 8 yıl 9 ay hapis cezası temyizde), Mehmet Güleş (DİHA Elazığ muhabiri – 9 yıl 4 ay hapis cezası temyizde), Cebrail Parıltılı(Anadolu Ajansı eski Derik muhabiri), Abdulkadir Turay (DİHA Mardin muhabiri), Ziya Ataman (DİHA Van muhabiri), Serkan Aydemir (Bitlis Aktüel gazetesi muhabiri), Şerife Oruç (DİHA muhabiri), Kemal Özer (Evrensel gazetesi Tunceli muhabiri).

KCK – PKK – DYG örgütüne üyelik/ soruşturma aşamasında:Sadık Demir(Radyo Karacadağ sahibi), Mizgin Çay (Radyo Karacadağ muhabiri), Salih Erbekler (Radyo Karacadağ muhabiri), Veli Büyükşahin (TV10 yönetim kurulu başkanı), Veli Haydar Güleç (TV10 yayın kurulu üyesi), Haydar Ergül (Demokratik Modernite dergisi editörü), Kemal Demir (TV10 kameramanı), Mehmet Ali Çelebi (Özgürlükçü Demokrasi), Reyhan Hacıoğlu (Özgürlükçü Demokrasi), Hicran Urun (Özgürlükçü Demokrasi), Ferhat Parlak (Silvan Mücadele gazetesi sahibi).

KCK-PKK-DYG üyeliği ve PKK propagandası / Hükümlü: Zehra Doğan(JİNHA editörü – 2 yıl 9 ay 22 gün hapis); Sezgin Kartal (Sosyalist Dayanışma dergisi yazı işleri müdürü – 1 yıl 6 ay hapis), Meltem Okyay(DİHA muhabiri – 2 yıl 4 ay hapis), Reyhan Çapan (Özgür Gündem gazetesi sorumlu müdürü – 1 yıl 3 ay hapis).

KCK-PKK-DYG üyeliği ve PKK propagandası / Yargılananlar: Seda Taşkın (Mezopotamya Ajansı muhabiri),

KCK-PKK-DYG üyeliği ve PKK propagandası / soruşturma aşamasında: Mehmet Sıddık Damar (DİHA muhabiri), Berzan Güneş (Mezopotamya Ajansı muhabiri).

Kin ve düşmanlığa tahrik / soruşturma aşamasında: İdris Yılmaz(gazeteci).

* * *

MKP/ Hükümlüler: Erdal Süsem (Eylül Hapishane dergisi editörü – ömür boyu hapis)

MLKP/ Hükümlüler:  Hatice Duman (Atılım Dergisi sahibi ve yazı işleri müdürü – ömür boyu hapis).

MLKP üyeliği ve propagandası / Yargılananlar: İsminaz Temel (ETHA Ajansı editörü), Havva Cuştan (ETHA muhabiri).

MLKP üyeliği ve propagandası / Soruşturma aşamasında: Semiha Şahin(ETHA editörü), Pınar Gayıp (ETHA muhabiri), Adil Demirci (ETHA Almanya muhabiri).

MLKP üyeliği / Soruşturma aşamasında:Ali Sönmez Kayar (ETHA muhabiri).

* * *

DHKP-C/Hükümlü: Mustafa Gök (Emek-Adalet dergisi Ankara temsilcisi – ömür boyu hapis).

Örgüt üyeliği / Sınırı ihlal/ Soruşturma aşamasında: Aslı Ceren Aslan(Özgür Gelecek yazı işleri müdürü).

Direniş/ Hükümlü: Erol Zavar (Odak dergisi yazı işleri müdürü- ömür boyu hapis).

* * *

Ergenekon Mersin/ Türkiye İntikam Birliği Teşkilatı (TİBT) ve İç Örgüt / Hükümlü: Mikdat Algül (Mezitli FM genel yayın yönetmeni – 61 yıl hapis cezası).

TKEP/L / Hükümlü: Sami Tunca (Yeni Evrede Mücadele Birliği Dergisi yazı işleri müdürü – 49 yıl hapis)

Halkı silahlı isyana teşvik / Hükümlü: Murat Çapan (Nokta dergisi yazı işleri müdürü – 22 yıl 6 ay hapis).

Örgüt propagandası (örgüt bilinmiyor) / hükümlü: Doğan Baran (Odak dergisi yazı işleri müdürü).

Tutuklamalar

Tutukluluk şartları

Alkan’ın Silivri şartları: Zaman gazetesi davasında “darbeye iştirak”tan ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanan köşe yazarı Ahmet Turan Alkan, yaklaşık iki yıldır tutulduğu Silivri Hapishanesindeki şartlarla ilgili P24’e, “Sabahtan güneş batana kadar açık olan hücre avlusunun üzeri tellerle kapalı. İlk savunmamı elle yazdım. Haftada iki saat bilgisayar hakkımız vardı, yetmiyordu. Daha sonra bu kısıtlama kaldırıldı. Esas hakkında savunmamı bilgisayarda hazırlayabildim. Duruşmalara getirilip götürülürken jandarmaca sürekli kaba davranışa maruz kalıyoruz. Cezaevi içinde ciddi bir sorun yaşamadım” dedi.

Beş aydır hücrede: “FETÖ Adana dosyası”ndan “örgüt üyeliği”nden dokuz yıl hapis cezasına mahkum edilen gazeteci Aytekin Gezici, Şubat ayından bu yana tek kişilik bir hücrede tutulduğu bildirildi.

Yılmaz’a ağır tecrit: Afrin Operasyonu ile ilgili sosyal medya paylaşımından dolayı ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek’ iddiasıyla tutuklanan gazeteci İdris Yılmaz, dört aydır Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevinde ağır bir tecrit altında tutuluyor. Yılmaz, kendisini ziyaret eden Savaş Avcı’ya, “Yaklaşık 4 aydır tek kişilik hücrede tutuluyorum. İnsanlarla sohbetim yasak. Spora bile tek başıma çıkarılıyorum. Gazetelere gönderdiğim mektuplar sansürleniyor. Avukat görüşü bile gardiyan nezaretinde yapılıyor. TV yok, radyo yok. Evrensel ve Cumhuriyet gazetelerinden haber alıyoruz. Kitap ihtiyacımız var” dedi (14 Mayıs).

Erdem tutuklandı: Eski milletvekili ve Karşı gazetesi eski yayın yönetmeni Eren Erdem, 17-25 Aralık 2013 döneminde, özellikle “Fethullah Gülen örgütü”nün yargıdaki kadrolarının sorumlu tutulduğu yolsuzluk operasyonlarını ve MİT TIR’larını haberleştirdiği gerekçesiyle tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi (29 Haziran).

Öztürk tutuklandı: İstanbul Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca 15 Temmuz darbe girişimi sonrası “FETÖ lehine paylaşımlarda bulunduğu” iddiasıyla gözaltına alınıp 13 gün gözaltında tutulan gazeteci Ece Sevim Öztürk, “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım” suçlamasıyla tutuklandı. CHP kulislerinden haberler veren Çağdaş Ses sitesinin yayın yönetmenliğini yapan Öztürk, son dönemde 15 Temmuz soruşturmalarında yaşananlara ilişkin yazılarıyla dikkat çekmişti (20 Haziran).

Gülseven’e tutuklama ve tahliye: 11 Kasım 2013 tarihli Yurt gazetesinde çıkan “Gavat’ Üzerine…” yazısında Vali Hüseyin Avni Coş’a “hakaret”ten 10 bin TL ceza alarak hüküm giydiği ve cezayı ödemediği gerekçesiyle Burhaniye Cezaevi’ne konan gazeteci Hakan Gülseven, arkadaşları tazminatı ödeyince ertesi gün tahliye edildi (19 Haziran).

Güneş tutuklandı: Mezopotamya Ajansı muhabiri Berzan Güneş, Iğdır’da yürütülen bir soruşturma kapsamında sosyal medya paylaşımları yoluyla “PKK propagandası yaptığı” şüphesiyle gözaltına alınarak tutuklandı (11 Haziran).

Kurtcebe’ye tutuklama ve tahliye: Karikatürist ve çizgi romancı Nuri Kurtcebe, “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten kesinleşmiş cezası bulunduğu gerekçesiyle Yalova’da gözaltına alınıp tutuklandı. Fethiye 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 2017’de verilen 1 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası onandığı için tutuklanan Kurtcebe, ertesi akşam adli kontrol karşılığında tahliye edildi (5 Haziran).

Baran tutuklandı: Odak dergisi yazı işleri müdürü Doğan Baran, dergide yayınlanmış içerikler nedeniyle daha önce verilmiş cezaların onanması üzerine tutuklanarak İzmir Kandıra F Tipi Cezaevi’ne gönderildi (30 Mayıs).

Sancılı tutuklandı: Edirne İpsala’da gözaltına alınan, 29 Ekim 2016’da Kanun Hükmünde Kararname’yle (KHK) kapatılan Özgür Gündem gazetesinin imtiyaz sahibi Kemal Sancılı iki gün gözaltında tutulduktan sonra çıkarıldığı mahkemeye tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi (11 Mayıs).

Çapan tutuklandı: Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem gazetesinin eski yazı işleri müdürü Reyhan Çapan, İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “PKK propagandası” iddiasıyla verdiği 1 yıl 3 ay hapis cezasının onanması üzerine Artvin Hopa’da gözaltına alınarak tutuklandı. Artvin Cezaevi’ne gönderilen Çapan’ın daha sonra Sivas Kadın Açık Cezaevi’ne gönderileceği belirtildi (14 Mayıs).

Damar tutuklandı: KHK ile kapatılan DİHA Ajansı’nın muhabiri Mehmet Sıddık Damar, sosyal medya paylaşımları ve sokağa çıkma yasağı uygulanan bölgelerde yaptığı haberlerden dolayı “örgüt propagandası” şüphesiyle İstanbul’da gözaltına alınarak tutuklandı (1 Mayıs).

Şahin ve Gayıp’a tutuklama: İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, 13 Nisan’da evlerinden gözaltına alınan Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Semiha Şahin, ve Ajans muhabiri Pınar Gayıp’ı “MLKP üyeliği ve örgüt propagandası” gerekçesiyle tutukladı (20 Nisan).

Demirci tutuklandı: İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, beş gün gözaltında tutulan ETHA Ajansının Almanya yurttaşı Adil Demirci’yi “MLKP üyeliği ve örgüt propagandası” gerekçesiyle tutukladı (17 Nisan).

Parlak tutuklandı: Diyarbakır’ın Silvan Sulh Ceza Hakimliği, “örgüt üyeliği”nden gözaltına alınan Silvan Mücadele Gazetesi Sahibi Ferhat Parlak’ın tutuklanmasına karar verdi ve Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderdi (14 Nisan).

Çelebi, Hacıoğlu, Urun tutuklandı: İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, Kayyım atanan Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin yedi gün önce gözaltına alınan editörleri Mehmet Ali Çelebi, Reyhan Hacıoğlu ve Hicran Urun’u “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutukladı (10 Nisan).

Tahliyeler

Mehmet Altan’a tahliye: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, yerel mahkemece ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan gazeteci ve köşe yazarı Mehmet Altan’ın tahliyesine karar verdi. Daire, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak dahil 6 gazetecinin durumunu 21 Eylül’de ele almaya devam edecek (27 Haziran).

Şakir’e tahliye: Solyayin.com web sitesinin editörü Emin Şakir, iddianamesinin İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmesiyle birlikte bulunduğu İstanbul Maltepe Cezaevi’nden tahliye edildi (7 Haziran).

Alayumat’a tahliye: Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Antep’te 13 Temmuz 2017’de gözaltına alınıp tutuklanan, “casusluk” ve “örgüt üyeliği”nden yargılanan Dihaber muhabiri Erdoğan Alayumat’ı tutuksuz yargılanmak üzere tahliye etti (23 Mayıs).

Bulaç ve Özdemir’e tahliye: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “Zaman” gazetesi eski yazarları ve çalışanları ile FİYA Prodüksyon Şirketi, CİHAN gibi medya şirket temsilcilerinin yargılandığı davada köşe yazarı Ali Bulaç ve gazetenin yazı işleri müdürü Mehmet Özdemir’i tahliye etti (11 Mayıs).

Karakaş’a tahliye: İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi, Twitter üzerine Afrin operasyonuna dair bir haberi eleştirdiği için “Örgüt propagandası”ndan tutuklu yargılanan Türkiye Barış Vakfı kurucu üyesi ve Halkın Nabzı gazetesi yayın yönetmeni İshak Karakaş’ı tahliye etti (8 Mayıs).

Özsoy’a beraat ve tahliye: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “darbecilik” ve “FETÖ üyeliği”nden tutuklu yargıladığı Feza Yayın Şirketi ortağı Zafer Özsoy’u beraat ettirdikten sonra tahliyesine karar verdi (30 Nisan).

Kaya, Turan, Güner’e tahliye: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “darbecilik” suçundan beraat ettirdiği, “FETÖ üyeliği”nden de beş yıl hapis cezası verdiği Zaman gazetesi yazarları Cuma Kaya ve Hüseyin Turan ile eski Cihan Medya A.Ş. Dağıtım Direktörü Alaattin Güner’i tahliye ettirdi (30 Nisan).

Atalay’a tahliye: İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, 20 sanıklı Cumhuriyet davasında Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ı “örgüte yardım” suçlamasından 7 yıl, 3 ay, 15 gün hapis cezası verdikten sonra tutukluluğunun 541. Gününde tahliye etti (25 Nisan).

Çetinkaya’ya ceza ve tahliye: Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “FETÖ üyeliği”nden yargıladığı Zaman gazetesi Antalya Bölge Temsilcisi Tuncer Çetinkaya’yı, dosyasını 14 sanıklı dosyadan ayırdıktan sonra yedi yıl altı ay hapisle cezalandırdı. Mahkeme, sorunlarından dolayı Tuncer Çetinkaya’yı adli kontrol şartıyla serbest bıraktı (24 Nisan).

Gözaltılar

Nisan-Mayıs-Haziran döneminde beş gazeteci gözaltına alındı. Gazetecilerden 4’ü “Kürt Sorunu” bağlantılı soruşturmalar çerçevesinde gözaltı yaşadı.

Geçen yılın aynı döneminde, dördü uluslararası medyadan olmak üzere toplam 16 gazeteci gözaltına alınmıştı. 2017 yılının tamamındaysa31’i Fethullah Gülen Cemaati’ne yakın medya kuruluşlarında, 20’si Kürt medyasında çalışan, beşi uluslararası medya temsilcisi toplam 85 gazeteci gözaltına alınmıştı. Darbe girişiminin yaşandığı, OHAL’ın uygulamaya girdiği 2016’da bu sayı 201 idi.

Demirhan’a gözaltı: Sendika.Org sitesi editörü Ali Ergin Demirhan, haber sitesinde yayınlanan “Diktatörlüğü durdurabiliriz” başlıklı haber ve sosyal medya paylaşımlarıyla “terör örgütü propagandası yaptığı” gerekçe gösterilerek gözaltına alındı; ifade verdikten sonra serbest bırakıldı (28 Mayıs).

Koçuk’a gözaltı: Kayyum atanan Özgürlükçü Demokrasi gazetesi eski editörü Gülşen Koçuk “hakkında yakalama kararı bulunduğu” gerekçesiyle Kocaeli’nin Darıca İlçesi’nde gözaltına alındı; Darıca Adliye’sinden İstanbul Başsavcılığı’na SEGBİS ile bağlanıp ifade verdikten sonra serbest bırakıldı (17 Mayıs).

Zeyrek’e gözaltı: Adana’da 30 Mart günü gözaltına alınan JinNews sitesi muhabiri Filiz Zeyrek, adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Gözaltıya, Zeyrek dahil 31 kişinin mahalledeki komşuları olan YPG üyesi Şemdin Eye için kurulan taziye çadırında bulunması ve Zeyrek’in daha önce göz altına alındığında incelenen bilgisayarında bulunan Irak’taki fotoğraflar gerekçe yapıldı (12 Nisan).

Yaşar’a gözaltı: Van’da sabah saatlerinde yapılan ev baskınında Gazeteci Naif Yaşar gözaltına alındı. Çözüm sürecinde yaptığı söyleşilerle ilgili sorgulandığı ifade edilen Yaşar, Van Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi’nde tutulduktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı (11 Nisan).

Ödemiş’e gözaltı: Hatay’da gözaltına alınan ABC gazetesi ve TELE 1 Televizyonu Ortadoğu temsilcisi Ömer Ödemiş tutuklama talebiyle sevk edildiği Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği’nce denetimli serbestlik şartıyla serbest bırakıldı. Ödemiş, “THKP-C/Acilciler örgütünün propagandasını yapmak” ile suçlandı (11 Nisan).

Saldırı, Tehdit ve Engellemeler

2018’in Nisan-Mayıs-Haziran döneminde iki haberci ve bir medya bürosu saldırıya uğradı; bir medya organı da sözlü saldırının hedefi oldu. Yedisi ölümle tehdit olmak üzere toplam 65 gazeteci de tehdit edildi. “Cumhur İtitakı”na dahil olan MHP lideri Devlet Bahçeli, 24 Haziran 2018 Seçimleri sürecinde partisini eleştiren 59 gazeteciyi ilanla hedef yaptı. Bahçeli’nin hastanede ziyaret ettiği tutuklu suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı da Karar gazetesinin altı yazarı için cezalandırma çağrısı yaptı.

2017’nin aynı döneminde en az beş gazeteci fiziki, ikisi sözlü saldırıya uğramıştı. Ayrıca, üç gazeteci de tehdit edilmişti.

2017 yılının tamamındaysa bir Suriyeli kadın gazeteci İstanbul’da öldürülmüş, 20 gazeteci, bir gazete ve bir yayınevi saldırıya uğramıştı. Ayrıca, 12 gazeteci ve beş medya kuruluşu da tehdit edilmiş, beş haberci de sözlü saldırıya maruz kalmıştı.

Çakıcı’dan ölümle tehdit: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin seçimden önce ziyaret ettiği organize suç örgütü liderliğinden hükümlü Alaattin Çakıcı, AKP ve MHP tarafından kurulan “Cumhur İttifakı”na karşı yazılar kaleme aldıkları iddiasıyla Karar gazetesini tehdit etti. Çakıcı’nın yazılı mesajında, gazete sahibi Mehmet Aydın, köşe yazarları Akif Beki, Etyen Mahçupyan, Ali Bayramoğlu, Hakan Albayrak, Gürbüz Özaltınlı’nın da adı geçiyor. Polis, ölümle tehditle ilgili gazetecilere koruma verdi (29 Haziran).

Sendika.org bürosunda şiddet ve arama: İstanbul Polisi, editör Ali Ergin Demirhan hakkındaki bir soruşturmayı gerekçe göstererek gece 2;15 sularında Sendika.org haber sitesinin İstanbul Şişli’deki bürosuna baskını düzenledi. Ofiste hiçbir yetkili ve avukat yokken, apartman yöneticisi nezaretinde kapı kırılarak arama yapıldı (28 Haziran).

59 gazeteciye MHP tehdidi: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gazetelere verdiği ilanda, 24 Haziran Seçimleri öncesinde partiyi eleştiren bazı gazeteciler, medya kuruluşları, anket firmaları ve akademisyenleri hedef gösterdi. Bahçeli, MHP’nin oy oranı ile ilgili yorumlarla “iftira” edildiğini ileri sürdü. İlanda adı geçenler Uğur Dündar (Sözcü), Yılmaz Özdil (Sözcü), Rahmi Turan (Sözcü), Emin Çölaşan (Sözcü), Necati Doğru (Sözcü), Soner Yalçın (Sözcü), Namık Kemal Zeybek (Anayurt), Birgül Ayman Güler (Aydınlık), İsmet Özçelik (Aydınlık), Mehmet Yuva (Aydınlık), Oktay Ekşi (Aydınlık), Oktay Yıldırım (Aydınlık), Rafet Ballı (Aydınlık), Rıza Zelyut (Aydınlık), Sabahattin Önkibar (Aydınlık), Ahmet İnsel (Cumhuriyet), Ali Sirmen (Cumhuriyet), Aslı Aydıntaşbaş (Cumhuriyet), Aydın Engin (Cumhuriyet), Erdem Gül (Cumhuriyet), Hikmet Çetinkaya (Cumhuriyet), Kadri Gürsel (Cumhuriyet), Orhan Bursalı (Cumhuriyet), Özgür Mumcu (Cumhuriyet), Öcal Uluç (Gözlem), Nagehan Alçı (Habertürk), Nihal Bengisu Karaca (Habertürk), Oray Eğin (Habertürk), Sevilay Yılman (Habertürk), Abdulkadir Selvi (Hürriyet), Ahmet Hakan (Hürriyet), İsmail Saymaz (Hürriyet), Taha Akyol (Hürriyet), Etyen Mahçupyan (Karar), Mehmet Ocaktan (Karar), Can Ataklı (Korkusuz), Hüsnü Mahalli (Korkusuz), Ümit Zileli (Korkusuz), Mehmet Tezkan (Milliyet), Hıncal Uluç (Sabah), Hilal Kaplan (Sabah), Melih Altınok (Sabah), Nuh Albayrak (Star), Adnan İslamoğulları (Türkiye’de Yeniçağ), Agah Oktay Güner (Türkiye’de Yeniçağ), Ahmet Gürsoy (Türkiye’de Yeniçağ), Ahmet Takan (Türkiye’de Yeniçağ), Arslan Bulut (Türkiye’de Yeniçağ), Burhan Ayeri (Türkiye’de Yeniçağ), Orhan Uğuroğlu (Türkiye’de Yeniçağ), Yavuz Selim Demirağ (Türkiye’de Yeniçağ), Güngör Mengi (Vatan), Kemal Öztürk (Yeni Şafak), Hakan Bayrakçı (SONAR), Bekir Ağırdır (KON-DA), Özer Sancar (METROPOL), Faruk Acar (ANDY-AR), Murat Gezici (GEZİCİ) İbrahim Uslu (ANAR), Gürkan Hacir (CNN Türk), Murat Sarı (KONSENSÜS), Mehmet Murat Pösteki (ORC), Mehmet Ali Kulat (MAK), Ahmet Kasım Han (Kadir Has Üniversitesi), Doç. Dr. Barış Doster (Marmara Üniversitesi), Tanju Tosun (Ege Üniversitesi), Şaban Sevinç (Halk TV), İsmail Dükel (Halk TV), İsmail Küçükkaya (Fox TV), Fatih Portakal (Fox TV). (26 Haziran).

Tezcan’dan AA’ya sözlü saldırı: CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, Anadolu Ajansı’nın manipülasyon yaptığını belirterek, “Yüzde 70’le başlayıp 51’de fit olacak. Milletin algısıyla pazarlık yapıyorlar. Suçüstü yakalandılar. Erdoğan kaybedecek. İnce kazanacak” dedi (24 Haziran).

Sivri’ye saldırı: Önceki gün France24 TV’de “Tartışma Programı” isimli programa katılan Hasan Sivri, program bitişinde yan stüdyoda bulunan Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Cahit Tuz’un saldırısına uğradı. Sivri, Cahit Tuz programdaki eleştirilere tahammül edemeyip çıkışta bina girişinde ifade özgürlüğüme saldırmış, nesne fırlatmış ve tehdit etmiştir. Dilekçemiz hazır avukatımla savcılığa suç duyurusunda bulunuyoruz” şeklinde açıklama yaptı (20 Haziran).

Özkılıç’a silahlı saldırı: Gaziantep’teki Nurtepe Mahallesi’ndeki evinden çıkan İleri Gazetesi imtiyaz sahibi Mahmut Özkılıç, kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerin silahlı saldırısına uğradı. Sağ bacağı ve göğsünün sol bölümünden yaralanan Özkılıç, “sağlık durumum iyi ama ölebilirdim. Ben yetkililerden olayın faillerini bulmasını istiyorum” dedi (27 Nisan).

Çölaşan’ı ölümle tehdit: Sözcü gazetesi köşe yazarı Emin Çölaşan, 10 Nisan 2018 tarihinde, adı ve adresi belli bir kişi tarafından, üstelik de sahibi olduğu şirketin mail adresinden ölümle tehdit edildi (10 Nisan).

Hak arama ve cezasızlık

15 Temmuz 2016 darbe girişimi gecesi TRT’nin Harbiye binasının işgal edilmesi ve Taksim Meydanı’nın kontrol altına alınmaya çalışılmasıyla ilgili davada, 16 sanık “Anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 15’i de müebbet hapse mahkum oldu. Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ile Yurt Atayün dahil 41’i tutuklu 210 sanık, birçok siyasetçi, sanatçı, gazeteci ve girişimciyi “FETÖ adına yasadışı şekilde dinledikleri” gerekçesiyle halen yargılanıyor. Gazeteci Haydar Meriç cinayetiyle ilgili 40 sanığın Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davası da devam ediyor.

Diğer yandan, KHK ile “Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu” iddiasıyla yayını karartılan ve malvarlığına el konulan Jiyan TV’nin yöneticilerinin açtığı iade davası reddedildi. Ayrıca, 10 gazetecinin Midyat Emniyeti’ne karşı 8 Haziran 2016’daki bombalı saldırıyı izlerken güvenlik kuvvetlerinin ve bir grubun saldırısına uğramasıyla ilişkin soruşturma iki yıldır sonuç vermedi.

Saldırı 2 yıldır cezasız: Onu aşkın gazetecinin,Midyat Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik 8 Haziran 2016’daki bombalı saldırıyı izlerken güvenlik kuvvetlerinin ve bir grubun saldırısına uğradığı olay cezasız kaldı. Emniyet ve savcılığa verdikleri üç ifadeyle sorumluların yargı önüne çıkarılmasını talep eden gazeteciden, olaydan sekiz ay sonra adli tıp raporu istenmişti. Saldırılarda Reuters foto muhabiri Sertaç Kayar belinden, BBC Türkçe Servisi’nden Hatice Kamer başından, AFP muhabiri Mahmut Bozarslan “Burada çekim yapamazsınız” diyen bir grubun saldırısına uğradı; Kayar belinden, Kamer başından, Bozarslan ise gözünden yaralanmıştı. Midyat Devlet Hastanesi’ndeki tedavilerine yardımcı olan Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti başkanı Veysi İpek ve bölgede bulunan DHA Nusaybin muhabiri Ahmet Akkuş ve görev yapan TRT Kurdi muhabirleri Bayram Bulut ve Bilal Akyıldırım’ın de aralarında olduğu 10 gazeteci daha sivil polis ve bir grubun saldırısına uğramıştı (30 Haziran).

Telekulak davası Eylül’e kaldı: Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, “FETÖ/PDY faaliyetleri” kapsamında siyasetçi, sanatçı, gazeteci ve girişimci dahil birçok kişiyi usulsüz dinledikleri iddiasıyla 41’i tutuklu 210 kişinin yargılandığı davada sanıklardan Salim Doğan Zengin, Doğan Tombul, Bayram Ali Devecioğlu, Tülay Çebi Üçgül, Murat Ahmetoğlu, Mehmet Dündar, Murat Akkul ve Yasin Köse’yi tahliye etti. Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ile Yurt Atayün’ün de aralarında bulunduğu sanıklar, 19-20 Eylül’de yargılanmaya devam edecek (6 Haziran).

TRT işgali davasında karar: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi gecesi TRT’nin Harbiye binasının işgal edilmesi ve Taksim Meydanı’nın kontrol altına alınmaya çalışılması sırasında üç kişinin ölümü, 89 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylara ilişkin davada, 16 sanığı “Anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 15’ini de müebbet hapse mahkum etti (4 Mayıs).

Meriç cinayetine dava: Kırklareli’nde gazeteci Haydar Meriç‘in, Fethullah Gülen’ı eleştiren kitap yazacağını açıklamasından sonra kaçırılması, cesedinin 18 Haziran 2011’de Düzce Akçakova kıyılarında bulunmasıyla ilgili cinayet davası Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. Emniyet müdür ve personeli ile Gülen’in de bulunduğu 40 sanık yer alıyor. Suçlamalar arasında, “Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek”, “silahlı terör örgütüne üye olma”, “hukuku aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek”, “darbecilik” de yer alıyor. 26 Aralık 2017’de Halk Eğitim Merkezi’ndeki salonda görülen duruşmada dinlenen tutuksuz eski komiser SD, “Meriç’in kaçırıldığı gün dönemin Şube Müdürü İbrahim Şimşek yıllık izne ayrılarak Kırklareli’nde kayboldu” dedi. Duruşmada olan Şimşek’in bu söz üzerine, “Onu söylemeyecektin işte salak” dediği duyuldu (30 Nisan).

Jiyan TV’nin talebine ret: Ankara 5. İdare Mahkemesi, KHK ile “Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu” iddiasıyla yayını karartılan ve malvarlığına el konulan Jiyan TV’nin yöneticilerinin açtığı iade davasını reddetti. Kararda, “Adı geçen televizyon kanalının milli güvenliğe tehdit oluşturduğu veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı olduğunun tespit edildiğinden bahisle kapatılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiş olup, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından el konulan mal varlığının iadesine karar verilmesi isteminin reddi gerekmiştir” denildi. Kanalın avukatı Resul Temur, karara karşı Ankara Bölge Adliyesi Mahkemesi’nde istinaf talebinde bulunacak (4 Nisan).

Soruşturmalar, Açılan / Süren Davalar, Kararlar

Nisan-Mayıs-Haziran 2018döneminde 24 gazeteci veya medya temsilcisi “darbeye iştirak” suçlamasıyla karşılaşarak toplam 47 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanıyordu. Bu davaların birinde iki gazeteci ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı. Ayrıca 9 gazeteci “casusluk” veya “devlete ait gizli bilgileri yaymak”tan toplam 1 müebbet ve 402 yıl hapis istemiyle yargılanıyor.

Söz konusu üç ay içerisinde 69 gazeteci veya medya çalışanı “örgüt propagandası” veya “örgüt açıklamalarına yer vermek” gerekçeleriyle toplam 508 yıl hapis istemiyle yargılandı; Yedisi toplam 28 yıl 8 ay 14 gün hapisle cezalandırılırken beşi beraat etti; sekizine dava yeniydi.

Bu dönemde 121 gazeteci, “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği”, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “örgüte yardım” gibi suçlamalar nedeniyle toplam bin 850 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Bunlardan 18’i toplam 104 yıl 4 ay 15 gün hapse mahkum edilirken ikisi beraat etti. Dördüne dava ise yeniydi.

Dokuz gazeteci, “kin ve düşmanlığa tahrik”ten toplam 40 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılandı; bunlardan ikisi toplam 2 yıl 3 ay 15 hapse mahkum edilirken (1 yıl 3 ayı ertelemeli) beşine dava yeniydi.

22 medya çalışanı “görevli memura karşı direnmek”ten toplam 66 yıl hapis; üç gazeteci “suçu övmek”ten toplam dokuz yıl hapis; ikisi “Türk milletini ve devlet kurumlarını aşağılamak”tan toplam dört yıl; biri “soruşturmanın gizliliğini ihlal”den üç yıl hapis istemiyle yargılanıyor.

Tüm bu suçlamalardan hepsinde 260 gazeteci için istenen cezaların toplamı 47 ağırlaştırılmış müebbet, 1 müebbet hapis, 2 bin 881 yıl 6 ay hapis oldu. Sanık sayısı ve cezalara ilişkin bu hesaplamaya “hakaret” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”e dair yargılamalar dahil değil.

22 çalışana “direnme” davası: İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesinin 16 Ağustos 2016 tarihinde kapatılmasından saatler sonra polis baskınında yaşanan olaylara dair gözaltına alınan 22 gazeteciyi “görevi yaptırmamak için direnme” ve “hakaret”ten yargılamaya başladı. Üç Terörle Mücadele polisinin müşteki olduğu davada Fırat Yeşilçınar, Doğan Güzel, Sinan Balık, Amine Demirkıran, Davut Uçar, Elif Aydoğmuş, Reyhan Hacıoğlu, Zeki Erden, Özgür Paksoy, Mesut Kaynar, Hüseyin Gündüz, Kemal Bozkurt, Burcu Özkaya, Sevdiye Ergürbüz, Günay Aksoy, Ersin Çaksu, Önder Elaldı, Ender Öndeş, Gülfem Karataş, Gökhan Çetin, Bayram Balcı ve Yılmaz Bozkurt sekiz yıl dört ay hapis istemiyle yargılanıyor. Yargılama 30 Ocak 2019’a kaldı (29 Haziran).

Erdem’e dava ve tutuklama: Milletvekillliği sona eren Eren Erdem, yayın yönetmenliği yaptığı Karşı gazetesinde 17-25 Aralık 2013 döneminde, özellikle Fethullah Gülen örgütünün yargıdaki kadrolarının sorumlu tutulduğu yolsuzluk operasyonlarını haberleştirdiği gerekçesiyle tutuklandı. Erdem, “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım”, “gizli tanığı deşifre etmek” ve “soruşturmanın gizliliğini ihlal” iddiasıyla 22 yıla kadar hapsi isteniyor. “Kaçma şüphesi” iddiasıyla Silivri Cezaevi’ne gönderilen Erdem’in 19 Eylül’de İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına başlayacak (29 Haziran).

Yücel’e “propaganda” davası: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “teröristlik” ile suçladığı, bir yıl tutuklu bırakılan Die Welt gazetesi Türkiye muhabiri Deniz Yücel’ın yargılanmasına İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gıyabında başlandı. Mahkeme, dosyadaki kişisel verilerin çıkarılmasını reddetti; Yücel’in ifadesinin bulunduğu ülkede alınmasına karar verdi. Gazetecinin, “PKK propagandası” ve “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla 18 yıl hapsi isteniyor. Yargılama 20 Aralık’a kaldı (28 Haziran).

Baransu ve Çoban’ın davası: İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Taraf gazetesinin 28 Kasım 2013 sayısında, “Gülen’i Bitirme Kararı 2004 MGK’da Alındı” manşetiyle ilgili olarak, muhabir Mehmet Baransu ile gazetenin eski sorumlu müdürü Murat Şevki Çoban’ı “Devletin güvenliğine dair belgeleri temin etme”, “Devletin güvenliği ve siyasal yararlarına ilişkin belgeleri açıklama” ve “MİT belgelerini ifşa etmek” suçlamasıyla 52’şer yıl hapis istemiyle yargılamaya devam etti. Mahkeme, Baransu’nun Genelkurmay Harekat Başkanlığı’nın eylem planının mahkemece istenmesi talebini reddederken, Odatv davasının klasörleri içinde bulunan Kaşif Kozinoğlu ile ilgili eklerin dosyaya gönderilmesine dair talebini kabul etti. Yargılama 17 Ekim’e kaldı (27 Haziran).

Üç haberciye “kin” davası: Didim’de yayın yapan Özgürses Gazetesi Sahibi Mustafa Öge ve Mavi Didim gazetesi temsilcileri Erdem Özden ve Ergun Korkmaz, Emek Partisi Didim teşkilatının Afrin Operasyonları’nı eleştiren açıklamasını yayımladığı için “halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek” iddiasıyla yargılanmaya başladı. Didim 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayan dava 16 Ekim’e kaldı (22 Haziran).

Erbil’e TMK davası: Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i sosyal medya mesajlarıyla tehdit ettiği ve örgüt propagandası yaptığı iddiasıyla Fransa’da serbest gazetecilik yapan Halil İbrahim Erbil’i yargılamaya devam etti. Mahkeme, Erbil hakkında verilen yakalama emrimin devamına karar vererek yargılamaya 1 Ekim’de devam edilmesine karar verdi. Avukatı, duruşmada, “Türkiye’ye giriş yaptığında gözaltına alınacağı ve uzun bir tutukluluğa maruz kalacağı ortadadır. Hakkında hüküm verilmesi durumunda başta seçme ve seçilme olmak üzere birçok haktan mahrum kalacaktır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, gazetecilerin düşüncelerini ifade ettikleri ceza aldıkları gerekçesiyle yapılan başvurularla dolu olduğunu hatırlatmak istiyorum” dedi (21 Haziran).

Özer’in davası başladı: Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Eylül 2017’den bu yana ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla tutuklu bulunan Evrensel gazetesi Dersim muhabiri Kemal Özer’i yargılamaya başladı. Tutuklu sanıkların savunmalarını alan mahkeme, Özer’in tutukluluğunu uzattı. Yargılamaya 10 Ağustos’ta devam edilecek (20 Haziran).

Foto-muhabire hapis: Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sosyal medya üzerinden çektiği fotoğrafları tanıtan foto-muhabiri Uygar Önder Şimşek’i “PKK propagandası”ndan yargılandığı davada 2 yıl 6 ay hapis cezasına karar kıldı. Şimşek, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda gözaltına alınmış, bir hafta Bursa Emniyeti’nde gözaltında tutulmuştu (19 Haziran).

Kabakçı’ya “FETÖ” davası: İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, “FETÖ üyeliği” suçlamasıyla yargıladığı, Konya Cezaevi’nde bulunan Zaman gazetesi Konya temsilcisi Şirin Kabakçı’yı tahliye etmeyi reddetti. Kabakçı, duruşmada, “Bank Asya’da maaş hesabım var. Kaçma girişimindeyse bulunmadım” dedi. Avukatı da, içeriği belli olmayan HTS kayıtlarının delil niteliği olamayacağını söyledi. Mahkeme, dinlenmeyen tanıkların dinlenilmesinden vazgeçilmesine, Bank Asya’ya yazı yazılmasına, Digitürk kaydının iptal tarihinin sorulmasına karar verdi. Yargılamaya 16 Ağustos’ta devam edilecek (19 Haziran).

Yedi haberciye TMK davası: Diyarbakır Başsavcılığı, “Kuşatmanın adı ‘Bayrak 12’, başındaki isim Musa Çitil” başlığıyla Şubat 2016’da yayınlanan haberi sosyal medya hesaplarında paylaşarak “Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterdikleri” iddiasıyla KHK ile kapatılan DİHA’nın Haber Müdürü Ömer Çelik, DİHA muhabirleri Çağdaş Kaplan, Hamza Gündüz, Selman Çiçek ve gazeteci A. Vahap Taş ile haberi, kapatılan Özgür Gündem gazetesinin resmi sosyal medya hesabında paylaşan gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya ve gazetenin İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı hakkında üç yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. İddianamede ayrıca, DİHA muhabiri Selman Çiçek hakkında sosyal medya paylaşımları nedeniyle “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Haberciler Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak (14 Haziran).

Şakir’e dava: İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi, Türkiye’de çıkan sol, sosyalist yayınları arşivleyen solyayin.com sitesinde yayımlanan bazı içeriklerin “yasaklı” olduğu gerekçesiyle 28 Kasım 2017 tarihinde tutuklanan Solyayin.com adlı web sitesinin editörü Emin Şakir’i “örgüt propagandası”ndan yargılayacak. Şakir, mahkemenin iddianamesini kabul etmesiyle birlikte 7 Haziran’da tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti (10 Haziran).

Güzüpek’e beraat, Müftüoğlu’na ertelemeli hapis: Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan DİHA Ajansı’nda çıkan 20 haberde “Terör örgütünün yöntemlerini meşru gösterdikleri” gerekçesiyle yargıladığı Ajansın eski yönetim kurulu başkanı Zekeriya Güzüpek’ı aklarken sorumlu müdürü Dicle Müftüoğlu’nu 1041 gün adli para cezasına mahkum etti; cezayı da erteledi. Erzincan’da oturan bir kişinin 2015 yılına ait şikayetiyle başlayan soruşturma süreci, 6 Kasım ile 11 Kasım 2015 döneminde yayımlanan 20 haberden sorumlu tutulan iki kişi hakkında “örgüt üyeliği”nden dava açılmasıyla son buldu. Diyarbakır Silvan’da sokağa çıkma yasağı sırasında yaşanan olaylara ilişkin “sıkıyönetim uygulaması”, “katliam girişimi”, “saldırı”, “halk direnişe geçti” ifadelerine başvurulması, YPS örgüt üyeleri için “direnişçi” denilmesi de suçlama konusu olmuştu (8 Haziran).

Zaman davası sona yaklaştı: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “Zaman” gazetesi eski yazarları ve çalışanları ile FİYA Prodüksiyon Şirketi, CİHAN gibi medya şirket temsilcilerinin yargılandığı davada, tutuklu sanıklar Ahmet Turan Alkan, Mümtazer Türköne, İbrahim Karayeğen ve Mustafa Ünal’ı tutuklu; yazar Ali Bulaç, Şahin Alpay, Lale Sarıibrahimoğlu, Nuriye Ural Akman, Orhan Kemal Cengiz ve İhsan Dağ ile sorumlu müdür Mehmet Özdemir’i “darbecilik” ve “örgüt üyeliği”nden yargılamaya devam etti. İddianamede, tüm sanıklar için, “Anayasal düzeni, TBMM ve hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlamalarıyla üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla da 15’er yıla kadar hapis cezası isteniyor. Esas hakkında son savunmaları kayda alan mahkeme, yargılamaya 5-6 Temmuz’da devam edecek (8 Haziran).

Karaca ve Kaya’ya müebbet: Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, FETÖ Çatı Davası’nda tutuklu eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, Zaman Gazetesi kurucularından Alaeddin Kaya ve Kazım Avcı’yı “darbe girişimine iştirak”tan ağırlaştırılmış müebbet, “suç gelirlerini aklamak” ve “dini duyguları istismar ederek nitelikli dolandırıcılık” suçlarından da 17 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum etti. Karaca son sözlerinde, “Ben televizyondaki görevimden ayrılırken ‘Allah var gam yok’ demiştim. Yine aynı şeyi söylüyorum. Bu kaderimse o zaman kederlenmeye gerek yok. Onun dışında söyleyecek bir sözüm yok” dedi (8 Haziran).

Fox TV’ye 301 soruşturması: İstanbul Bakırköy Başsavcılığı, Sağlık Bakanlığı avukatlarının şikayeti üzerine, FOX TV spikeri Fatih Portakal ile sorumlu müdürü İbrahim Onur Kumbaracıbaşı hakkında Mersin Şehir Hastanesi ile ilgili haberleri nedeniyle “devletin organlarını aşağılama”, “hakaret” ve “iftira” suçlamalarıyla soruşturma başlattı. Portakal, soruşturmaya ilişkin “Sizlerden çekinip de habercilik yapmayanın gözü kör olsun, dili tutulsun” dedi. Öte yandan basın açılaması düzenleyen Mersin Tabip Odası, şehir hastanelerinin yarattığı sorunları ve bütçeye yükünü somut verilerle ortaya koydu (6 Haziran).

Coşkun’a TMK davası: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Eylül 2017’de yayımlanan “Nuriye ve Semih’in 14 avukatı tutuklandı” ve “Avukatlar savcılık sorgusunda: Neden Nuriye ve Semih’in avukatlığını yaptınız?” başlıklı haberleri nedeniyle Cumhuriyet gazetesi muhabiri Canan Coşkun’u “Terörle mücadelede görev alanları terör örgütlerine hedef göstermek” iddiasıyla yargılamaya başladı. Coşkun, İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde bir çok davayı izleyerek görevini yerine getirdiğini ifade ederken avukatları Bülent Utku ve Evren İşler de suçun unsurlarının oluşmadığını beyan ederek beraat talep etti. Dosya esas hakkındaki mütalaasını sunmak için savcıya teslim edildi. Dava 10 Temmuz’a kaldı (6 Haziran).

“Gündem” ana davası: İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem ana davasında gazetenin yazar ve yayın danışma kurulu üyeleri Filiz Koçali, Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay, Ragıp Zarakolu, Genel Yayın Yönetmeni Zana (Bilir) Kaya ile Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya, yazar Eren Keskin, İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı ve yayın danışma kurulu üyesi Bilge Aykut’u “Devletin birliğini bozmak” ve “örgüt üyeliği”nden yargılamaya devam etti. Dokuz sanık ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezasıistemiyle yargılanıyor.Mahkeme,Zarakolu hakkındaki yakalama emrini kaldırdı; Koçali hakkındaki yakalama emrinin devamına hükmetti. Keskin’in yurtdışına çıkış yasağının devamına karar verilirken Necmiye Alpay’ın duruşmalardan vareste tutulmasına, Mayıs’ta Edirne İpsala’da tutuklanan Sancılı’nın ise tutukluluk halinin devamına karar verildi. Dava 10 Ekim’e kaldı (4 Haziran).

Foto-muhabiri Erdoğan’ın davası: İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi, MİT sosyal tesislerinin fotoğraflarını çektiği iddiasıyla 2 Eylül’de Kadıköy’de gözaltına alınıp tutuklanan, 13 Şubat’ta da tahliye edilen foto-muhabiri Çağdaş Erdoğan hakkındaki yurtdışı yasağını kaldırdı. Çektiği fotoğraflar ve yaptığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle dava açılan Erdoğan, PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “Terör örgütü propagandası yapmak” ile suçlanıyor. Yargılama 2 Kasım’a kaldı (1 Haziran).

Coşkun’a beraat: Manisa 4. Ağır Ceza Mahkemesi, aracında Özgürlükçü Demokrasi gazetesi taşıdığı için “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla yargılanan gazeteci İbrahim Coşkun’ı akladı. Karara uygun olarak, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’ndan gelen yazıda, 25 Ağustos 2016 tarihli gazeteler hakkında herhangi bir toplatma kararı olmadığına yer verildi (1 Haziran).

Kaplan’a hapis: Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan DİHA’da çalışırken 2010 yılında hakkında “örgüt üyeliği”nden dava açılan Gazete Karınca editörü Çağdaş Kaplan’ı 6 yıl 3 ay hapse mahkum etti. Kaplan’ın “örgütün kitleyi harekete geçirmek için yayın yaptığı televizyon kanalları ve internet siteleri ile doğrudan bağlantılı olduğu iddiasıyla örgüt üyeliği ile cezalandırılması” isteniyordu (31 Mayıs).

Akbay, Ulu ve Olgun’un davası: İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, Sözcü gazetesi sahibi Burak Akbay’ı “FETÖ yöneticiliği” ve “örgüt propagandası” iddiasıyla, İzmir muhabiri Gökmen Ulu ve gazete sitesi haber müdürü Mediha Olgun ile Sözcü gazetesi mali işler müdürü Yonca Yücekaleli’yi de, “Silahlı terör örgütünü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte yardım etmek” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Olgun ve Ulu hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması talebini reddeden mahkeme heyeti, Akbay hakkındaki yakalama emrinin infazını bekleyecek. Mahkeme daha önce de Cem Küçük, Hüseyin Gülerce, Fuat Uğur, Ersoy Dede ve Vatan Partisi Öncü Gençlik Ankara Başkan Yardımcısı Anıl Eren Yıldız’ı tanık olarak dinlemişti. Yargılama 7 Kasım’a kaldı (30 Mayıs).

Karataş’a DTK davası: Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) soruşturması kapsamında iki ay tutuklu kalan ve 22 Eylül 2017’de tahliye edilen Evrensel gazetesi yazarı Yusuf Karataş’ı “örgüt yöneticiliği” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Yargılama 21 Kasım’a bırakıldı (30 Mayıs).

Demir’e TMK hapsi: Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 90’lı yıllarda öldürülen gazetecileri anmak amacıyla verilen gazete ilanını paylaştığı için Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Hayri Demir’e “örgüt propagandası”ndan 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verdi. Demir, cezayla ilgili açıklamasında, “Meslektaşlarımızı anmak dahi ceza gerekçesi oldu” dedi (30 Mayıs).

TRT davasında tahliye yok: Ankara’da 30 Aralık 2016’da tutuklanarak Ankara Sincan Cezaevi’ne gönderilen TRT Şeş haber müdürü Cumali Çaygeç, eski TRT Diyarbakır Bölge Müdür yardımcısı Sezai Yavaş, Ankara yayın görevlisi Niyazi Özkan dahil dokuz TRT çalışanının “FETÖ üyeliği”nden yargılandığı TRT davasında tahliye çıkmadı (30 Mayıs).

Mavioğlu ve Demirel’e “Bakur” davası: Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 2013’te Abdullah Öcalan’ın PKK’ye yaptığı çekilme çağrısı sonrasında çekilen “Bakur” belgeseli nedeniyle gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ve belgesel yönetmeni Çayan Demirel’i “terör propagandası” gerekçesiyle yargılamaya devam etti. Mavioğlu ve Demirel, verdikleri ifadelerde haklarındaki suçlamaları reddetti. Mavioğlu, bağımsız gazetecilik yaptığı için kariyeri boyunca yargı baskısı altında tutulduğunu ifade etti. Yargılama 23 Ekim’e kaldı.Film, yönetmenleri hakkında terör propagandasından dava açılmış ilk film oldu (29 Mayıs).

Arhan’a 301 davası: İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesi, sosyal medya paylaşımları yoluyla “Güvenlik kuvvetlerini aşağıladığı” iddiasıyla gazeteci Faruk Arhan’ı yargılamaya başladı. İlk savunmasını sunan Arhan, düşünce özgürlüğü kapsamında fikirlerini kamuoyuyla paylaştığını ifade etti. Yargılama 9 Ekim’e kaldı (29 Mayıs).

Ataman tahliye edilmedi: Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesi, iki yıldır “PKK üyeliği”nden tutuklu yargıladığı DİHA Ajansı (KHK ile kapatıldı) muhabiri Ziya Ataman’ı tahliye talebini reddetti. İddianamede Ataman aleyhine K.A. isimli bir akrabasının emniyette verdiği ilk ifadede, 25 Eylül 2015 tarihinde PKK’lilerin ilçedeki jandarma ve emniyet binalarına yönelik saldırıda gazeteci Ataman’ın da yer aldığını duyduğunu iddia ediliyor. Ataman’ı “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak”, “Tasarlayarak Kamu Görevlisini Görevinden Dolayı Kasten Öldürme” gibi suçlamalarla yargılayan mahkeme, yargılamaya 7 Ağustos’ta devam edecek (25 Mayıs).

Kılınç’a “FETÖ” cezası: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, ByLock kullandığı iddiasıyla tutuklanan, 20 Şubat’ta da ev hapsi şartıyla tahliye edilen Yeni Asya gazetesi editörü Nur Ener Kılınç’ı “FETÖ üyeliği”nden 7 yıl 6 ay hapse mahkum etti; ev hapsinin uygulamasının devamına karar verdi (24 Mayıs).

Çizere hapis: Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 15 Şubat 2018 tarihli Gırgır dergisinde yayımlanan “Musa Kızıldeniz’i ayırır ve Yahudileri kurtarır” başlıklı karikatürde Musa Peygamber’e hakaret edildiği, bu şekilde “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağıladığı” iddiasıyla dergi sorumlu yazı işleri müdürü Seyfi Şahin’i 1 yıl 15 gün hapse mahkum etti. Mahkeme, “sanığın sabıkalı geçmişi ve aynı suçtan derdest davanın bulunması, kişilik özellikleri, cezanın bireyselleştirilmesi ve ıslahı kapsamında sanığın yeniden suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat oluşmaması” gerekçeleriyle cezayı ertelemeyi reddetti (24 Mayıs).

Alayumat ve Akman’a dava: Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Antep’te 13 Temmuz 2017’de gözaltına alınıp tutuklanan Dihaber muhabiri Erdoğan Alayumat ve adli kontrolle serbest bırakılan muhbir Nuri Akman’ı “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme” ve “örgüt üyeliği”nden yargılamaya devam etti. Alayumat, hakkındaki suçlamaları reddedip, “Bir yıla yakın bir süredir haksız bir şekilde tutukluyum. Gazeteciyim ve gazetecilik faaliyetlerimden ötürü yargılanıyorum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi. Mahkeme, 45 yıl hapsi istenen Alayumat’ın tahliyesine karar verdi. Dava 19 Ekim’de sürecek (23 Mayıs).

Sayılgan’a tahliye yok: Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 20 aydır tutuklu, “Terör örgütü üyeliği”nden yargıladığı DİHA muhabiri İdris Sayılgan’ı tahliye etmeyi bir kez daha reddetti. 17 Ekim 2016 tarihinde yapılan ev baskınlarında gözaltına alındıktan bir hafta sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanan ve halen Trabzon E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Sayılgan’ın 15 yıla kadar hapsi isteniyor. Muhabirin, haber kaynakları ile yaptığı telefon görüşmeleri, haberler, sosyal medya paylaşımları, TV kanallarıyla yaptığı telefon görüşmeleri suçlamaya konu edildi. Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) avukatı Veysel Ok ve Sayılğan’ın avukatı Barış Oflas’ın yaptığı savunmalarda, Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası sözleşmelere dikkat çekildi. Ok, “İdris’in haberleri sizi rahatsız edebilir ama tutuklayamazsınız. Yapacağın şey onun haberlerini okumamaktır. Hiçbir örgüte bağlı olmayan bir gazeteciyi haberlerinden dolayı tutuklamak hak ihlalidir. İdris düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanarak haber yapmıştır” dedi. Dava, 5 Ekim’e kaldı (23 Mayıs).

Ilıcak’a “casusluk” davası: Darbe girişimi soruşturmaları kapsamında 25 Temmuz 2016’da Bodrum’da gözaltına alınıp tutuklanan ve ağırlaştırılmış müebbet cezasına mahkum edilen tutuklu gazeteci Nazlı Ilıcak, Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklamak” suçlamasıyla yargılanıyor. Ilıcak, darbe girişiminden sonra kapatılan Bugün gazetesinde 2 Ocak 2015’te “Askeri İstihbarat ve Tahşiyeciler” başlıklı yazısı nedeniyle de müebbet hapisle karşı karşıya. Mahkeme, Ilıcak’ın Basın Kanunu’nun haberlere dava açma süresinin dört ayla sınırlı olduğu ve zamanaşımı nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiği yönünde yaptığı savunmayı reddetti; Milli Savunma Bakanlığı’nın davaya katılma talebini ise kabul etti (23 Mayıs).

Şık’ın 301 davası: İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Twitter mesajı yoluyla “Devleti aşağıladığı” iddiasıyla gazeteci Ahmet Şık’ı TCK’nın 301. maddesinden yargılamaya devam etti. Şık, duruşmadaki ifadesinde, “Bu sadece Türkiye Cumhuriyeti’ne dair bir fikir değil. Bugüne dek eline kan bulaşmayan devlet yoktur. Türkiye de bundan bağımsız bir yapıya sahip değildir. Bu dava siyasi iktidarın talimatıyla açılmıştır. Tehdit ve susturma için açılmıştır. Siyasi bir yargılamadır” dedi. İki yıl hapisle yargılanan Şık hakkındaki dava, Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Kerem Kocalar’ın Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) ihbarının ardından açılmıştı. Dava, esas hakkında savunmanın hazırlanması için 18 Eylül’e bırakıldı (22 Mayıs).

Atar’a “TMK” cezası: Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan Azadiya Welat gazetesinin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aydın Atar’ı, 2012 ve 2013 yıllarında yayınlanan dokuz yazıda “örgüt propagandası yapmak”tan 6 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Mahkeme, Atar’ın avukatı Resul Tamur’un mütalaaya karşı, gazetenin kullandığı dil ve gazetenin haberi sunma biçiminden dolayı dava açıldığını savunsa da mahkumiyette karar kıldı (17 Mayıs).

Baysal’a “kin” davası: Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi, Türkiye’nin Afrin’e yönelik 20 Ocak’ta başlattığı askeri operasyona karşı sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı savaş karşıtı paylaşımları nedeniyle gazeteci-yazar Nurcan Baysal’ı “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek”ten yargılamaya başladı. Baysal, bir yazar olarak sadece düşüncelerini paylaştığını ve “Kürt-Türk fark etmeksizin savaşa ve çocukların ölmesine karşı biri olduğunu” dile getirmişti. Baysal’ın üç yıl hapisle yargılandığı dava, 16 Ekim’de sürecek (17 Mayıs).

Hürtaş ve Demir’e TMK davası: Ankara Başsavcılığı, Afrin Operasyonu’na dair sosyal medya paylaşımları ve haberlerinden sorumlu tuttuğu Artı TV Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş ile gazeteci Hayri Demir hakkında, “örgüt propagandası” ve “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla dava açtı. Demir, üç Twiti nedeniyle yargılanırken Hürtaş, 23 Ocak 2018 tarihinde Artı TV’de yaptığı Özel Yayında, AKP eski Milletvekili Ahmet Faruk Ünsal ve vekilliği düşürülen HDP Milletvekili Osman Baydemir’le röportaj yapmıştı. 10’ar yıl 6’şar aya kadar hapsi istenen iki haberci, 6 Eylül’de yargılanmaya başlayacak (15 Mayıs).

MİT TIR’ları davası: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, “MİT TIRları” haberleri nedeniyle gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül ve CHP milletvekili Enis Berberoğlu’yu “Terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım”dan yargılamaya devam etti. İki haberci 15 yıla kadar hapisle yargılanıyor. Mahkeme, Berberoğlu’nun avukatı Murat Ergün’ün CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, CHP Milletvekilleri Mustafa Balbay ve Dursun Çiçek, gazeteciler Vahap Munyar ve Ertuğrul Özkök, eski emniyet müdürleri Hanefi Avcı ve Sabri Uzun’un tanık olarak dinlenilmesi için ilettiği talebi kabul etti. Yargılama 18 Temmuz’a kaldı (9 Mayıs).

Karakaş’a “Afrin” davası: İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi, Twitter üzerine Afrin operasyonuna dair bir haberi eleştirdiği için “Örgüt propagandası”ndan tutuklu yargılanan Türkiye Barış Vakfı kurucu üyesi ve Halkın Nabzı gazetesi yayın yönetmeni İshak Karakaş’ı tahliye etti. 7,5 yıl hapsi istenen Karakaş, adli kontrol karşılığında serbest bırakıldı. Davası, 18 Eylül’e kaldı (8 Mayıs).

Oruç’a tahliye yok: Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan DİHA Ajansının tutuklu muhabiri Şerife Oruç’u “örgüt üyeliği”nden yargıladığı davada Oruç’u tahliye etmeyi bir kez daha reddetti. Mahkeme, Oruç aleyhine ifade veren tanıkların zorla duruşmaya getirilmesine karar verdi. Dava 9 Temmuz’a kaldı (8 Mayıs).

“Gündem anadava’’da sona doğru: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan Özgür Gündem gazetesinde çıkan yazılarda “PKK propagandası yapıldığı” gerekçesiyle gazetenin dokuz yazar ve çalışanını yargılamaya devam etti. Duruşmaya avukatlarıyla katılan gazetenin eski eş yayın yönetmeni Eren Keskin, “30 yıldır insan hakları savunucusuyum. İHD Eş Genel Başkanıyım. İfade özgürlüğünü savundum, savunmaya devam edeceğim. Özgür Gündem çalışanları öldürülmüş, gazete binası bombalanmış, kapatılmış bir gazete olduğundan 2013’te dayanışma amaçlı gazetenin genel yayın yönetmeni hanesine ismimin yazılmasını istedim. Ancak fiilen bu görevi yapmadım. Avukatı Özcan Kılıç, İstanbul 23 Ağır Ceza Mahkemesi’nde müebbet hapisle yargılanan Keskin’in dosyasının bu nedenle bu dosyadan ayrılmasını talep etti. Duruşma savcısı, daha önce sunduğu mütalaasında, Keskin’in yanı sıra sorumlu müdürü Reyhan Çapan ve Hüseyin Aykol’un “zincirleme şekilde örgüt propagandası yapmak”tan cezalandırılmalarını istemişti. Ayşe Batumlu, Nuray Özdoğan, Ayşe Berktay, Reyhan Hacıoğlu, Celalettin Can ve Filiz Koçali içinse ceza verilmesine yer görülmemişti. Dava esas hakkındaki savunmalar için 9 Temmuz’a kaldı (7 Mayıs).

12 “Gündem” sanığı için ceza talebi: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı, kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla başlatılan “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan DİSK Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Gazeteci Faruk Eren, Evrensel gazetesi yazarları İhsan Çaralan ve Fehim Işık, gazeteciler Ertuğrul Mavioğlu, Celal Başlangıç, Celalettin Can, Öncü Akgül, Hüseyin Aykol, Ömer Ağın, Dilşah Kocakaya, Veysel Kemer ve Yüksel Oğuz için “örgüt propagandası” suçlamasıyla ceza talep etti. Yargılama esas hakkındaki savunmaların sunulması için 16 Temmuz’a kaldı (7 Mayıs).

MİT TIR’ları davası: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, MİT TIR’ları haberine yer verdikleri gerekçesiyle “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken belgeleri açıklama” suçlamasından 5 yıl hapse mahkum edilen Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Erdem Gül’e ilişkin Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bozma kararına uydu; dosyanın ayrılmasına karar verdi. Heyet, 5 yıl 10 ay hapse mahkum edilen Dündar’ın iadesine ilişkin başvurunun beklenmesine hükmetti. Mahkeme, Suriye Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği’nce Güvenlik Konseyi Başkanı ve Genel Sekreterine 5 Haziran 2015 tarihli, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni şikayet eden özdeş mektubun bir örneğini ve tercümesinin gönderilmesi için Yargıtay’a ve Dışişleri Bakanlığına yeniden yazı yazılmasına karar verdi. Dava 2 Ekim’e kaldı (7 Mayıs).

Taraf’ın “Balyoz” davası: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Taraf gazetesinde “Balyoz planı” ile kumpas kurdukları iddiasıyla gazetenin eski yayın yetkilileri Ahmet Altan, Yasemin Çongar ile Mehmet Baransu, Yıldıray Oğur ve Tuncay Opçin’i yargılamaya devam etti. Duruşmada, suçtan zarar gördüklerini belirten CHP Milletvekili ve emekli Albay Dursun Çiçek, emekli Albay Suat Aytın, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü, emekli albay Hüseyin Hançer ve emekli Tuğgeneral İzzet Ocak’ın müdahillik talepleri kabul edildi Yargılama 7, 8, 9 Ağustos günlerine kaldı. Sanıklara, “Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma çalma”, “Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme”, “Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “Terör örgütü propagandası yapmak” suçlamaları yöneltiliyor. Baransu ve hakkında yakalama kararı bulunan Opçin’in ayrıca “Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme” suçundan da ceza isteniyor. Baransu ve Opçin’in 75 yıla kadar; Çongar, Oğur ve Altan’ın 52’şer yıl hapsi isteniyor (4 Mayıs).

Zaman davasında 10 ceza, 1 beraat: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Zaman gazetesinin 9’u tutuklu 15 çalışanı hakkında açılan davada, sanıklar Hakan Taşdelen, Cihan Medya yönetim kurulu başkan yardımcısı Ahmet Metin Sekizkardeş ve Cihan Haber Ajansı genel müdürü Faruk Akkan’a “FETÖ üyeliği”nden 9 yıl hapis, Osman Nuri Arslan, Ahmet İrem ve Yüksel Durgut’a ise 7 yıl 6’şar ay hapis cezası verdi. Sanıklardan Murat Avcıoğlu’na ise “örgüte üye olmamakla birlikte bilerek isteyerek yardım” suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verilirken Cuma Kaya, Alaattin Güner, Hüseyin Turan aynı suçtan 5’er yıl hapis cezasına çarptırılarak tahliyelerine karar verildi. Sanıklar Zafer Özsoy, Hüseyin Belli, Onur Kutlu, İsmail Küçük ve Ali Hüseyin Çelebi ise beraat etti. Beraat eden Özsoy da tahliye edildi. Sanıklar Osman Nuri Öztürk, Şeref Yılmaz ve Süleyman Sargın hakkında dava dosyasının ise ayrılmasına karar verildi. Mahkeme, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasından tüm sanıkları beraat ettirdi (30 Nisan).

Taşkın’a “örgüt” davası: Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “Örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” iddiasıyla tutuklu yargıladığı, Mezopotamya Ajansı muhabiri Seda Taşkın’ı tahliye etmeyi reddetti. Mahkeme, Taşkın’ı yargılamaya 2 Temmuz’da devam edecek. 22 Ocak’ta tutuklanan Taşkın’ın, “Şüphelinin gerçek isminin Seher olmasına rağmen Seda ismini kullandığı, terör örgütü mensuplarının ifşa olmamak ve tanınmamak maksadıyla kod isim kullandığı ve şüphelinin yürütmüş olduğu faaliyetler sırasında Seda kod ismini kullandığı…” ileri sürülüyor (30 Nisan).

KCK Basın davası: İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 46 Kürt medya çalışanını “KCK Basın Komitesi’ne üye olmak” ile yargıladığı davada, sanık gazetecilerin yurtdışına çıkış yasaklarının kaldırılmasına ilişkin talebi reddetti. 15 yıl hapis istemiyle yargılanan sanıklar arasında Davut Uçar, Ertuş Bozkurt, Mazlum Özdemir, Çağdaş Kaplan, Sadık Topaloğlu, Turabi Kişin, Evrim Kepenek, Ayşe Oyman, Selahattin Aslan, Güneş Ünsal, Sibel Güler, Hamza Sümeli ve Çağdaş Ulus da bulunuyor. Dava, 7 Eylül’e kaldı (27 Nisan).

Tolu’nun “MLKP” davası: İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi, MLKP üyelerinin cenaze törenlerini izlediği, evinde Marksist Teori dergisi bulundurduğu gerekçesiyle tutuklanan ETHA Ajansının çevirmeni Meşale Tolu’yu, “MLKP örgütü üyeliği”nden tutuksuz yargılandığı davada Tolu hakkındaki adli kontrolü kaldırırken yurtdışı yasağına dokunmadı. Tolu ve eşi Suat Çorlu’nun da aralarında olduğu 18 sanıklı dava, 16 Ekim’e kaldı (26 Nisan).

Özdemir’e “FETÖ” davası: Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “FETÖ” soruşturması kapsamında 27 Ekim 2016’da tutuklanan eski Zaman gazetesi ve Cihan Haber Ajansı Düzce temsilcisi Beytullah Özdemir’i “örgüt üyeliği”nden yargılamaya devam etti. Cep telefonunda ByLock’a rastlandığı ve 631 giriş tespit edildiği gerekçesiyle tutuklu yargılanan Özdemir, “ByLock kullanmadım, ismi okunan kişileri de tanımıyorum. Ben Zaman gazetesinde muhabir olarak görev yaptım. Onların bu düşüncede olduğunu düşünseydim orada çalışmazdım. Devletime ve milletime karşı yanlış bir şey yapmadım. Ekmek parası için Zaman gazetesinde çalıştım. Uzun süredir tutukluyum. Ailem geçim sıkıntısı çekiyor, herhangi bir gelirleri yok” dedi. Mahkeme, eski Zaman gazetesi Düzce Büro Müdürü Ahmet Özdemir’in yakalanmasının beklenmesine karar verdi. Beytullah Özdemir’in tahliye talebiyse reddedildi. Dava 5 Temmuz’da sürecek (26 Nisan).

Yaşar’a TMK davası: 1HaberVar Platformu muhabiri Fuat Yaşar hakkında sosyal medya paylaşımları nedeniyle “terör örgütü propagandası” iddiasıyla Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Sokağa çıkma yasağı döneminde öldürülen Taybet İnan’ın günlerce sokakta bekletilen cenazesi için yaptığı paylaşımlar ve TOMA önünde poz verdiği fotoğrafı da kovuşturmaya gerekçe yapıldı (25 Nisan).

14 “Cumhuriyet” çalışanına ağır cezalar: İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet gazetesinin 14 yazar ve yetkilisini “PKK, FETÖ ve DHKPC örgütlerine yardım” iddiasıyla yargıladığı davada, toplam 81 yıl 45 gün hapis verdi. Mahkeme, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde yargıladığı Cumhuriyet gazetesi İcra Kurulu Başkanı avukat Akın Atalay’a “güveni kötüye kullanmak” suçlamasından beraat, “örgüte yardım” suçlamasından 7 yıl 3 ay 15 gün hapis cezası: gazeteci Ahmet Şık’a “terör örgütüne yardım” suçundan toplam 7 yıl 6 ay hapis; Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç’a 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Gazeteci Kadri Gürsel 2 yıl 6 ay, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ve gazete yazarı Aydın Engin 7 yıl 6 ay, çizer Musa Kart 3 yıl 9 ay, yazar Hikmet Çetinkaya 6 yıl 3 ay, gazete okur temsilcisi ve yazarı Güray Öz, Mustafa Kemal Güngör, Hakan Kara, Önder Çelik’e 3 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum edildi. Cumhuriyet Gazetesi Kitap Eki Yayın Yönetmeni Turhan Günay hakkında her iki suçlamadan da beraat kararı verildi. ByLock suçlaması ile tutuklanıp daha sonra telefonunda ByLock olmadığı anlaşılarak tahliye edilen Cumhuriyet Gazetesi Muhasebe Çalışanı Emre İper hakkında 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildi. Gazete avukatı Bülent Utku, “görevi kötüye kullanmak” suçlamasından beraat ederken “örgüte yardım ve propaganda”dan ise 2 yıl 4 ay hapisle cezalandırıldı. Mahkeme 542 gündür tutuklu olan Atalay’ın tahliyesine karar verdi. Önceki genel yayın yönetmeni Can Dündar ve İlhan Tanır’ın dosyaları ayrıldı. Gazete çalışanlarından Bülent Yener ve Günseli Özaltay da aklandı. Tüm tutuksuz sanıklara adlî kontrol getirilirken kararlar, Gürsel için oy çokluğuyla, diğerleri için oy birliğiyle alındı (25 Nisan).

Hayatın Sesi’ne TMK davası: İstanbul Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan Hayatın Sesi Televizyonunun sorumlu müdürü Gökhan Çetin, şirket ortakları Mustafa Kara veİsmail Gökhan Bayram’ı zincirleme IŞİD, TAK ve PKK propagandası yaptıkları” iddiasıyla ve 13 yıl hapisle yargılamaya devam etti. Üç televizyon yetkilisi esas hakkında savunmalarını yaptıktan sonra mahkeme, avukatlarına son savunmalarını sunmaları için 19 Eylül’e kadar süre tanıdı (24 Nisan).

Sekiz haberciye “FETÖ”den ceza istendi: Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Zaman gazetesi Antalya Bölge Temsilcisi Tuncer Çetinkaya, Zaman gazetesi Antalya muhabiri Serhat Şeftali, Zaman gazetesi editörü Recai Morkoç, Zaman gazetesi muhabiri Osman Yakut’u tutuklu; Zaman eski muhabiri Ömer Özdemir, Bizim Antalya haber sitesi sahibi Olgun Matur, Zaman ve Cihan Haber Ajansı muhabirleri Kenan Baş ve Cihat Ünal’ı da tutuksuz olarak yargılamaya devam etti. Mahkeme, savcının 13 sanık için “FETÖ üyeliği”nden 15 yıla kadar hapis cezası istediği dosyaya yeni bilgiler geldiğini bildirerek kararını vermedi (24 Nisan).

Çetinkaya’ya ceza ve tahliye: Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “FETÖ üyeliği”nden yargıladığı Zaman gazetesi Antalya Bölge Temsilcisi Tuncer Çetinkaya’yı, dosyasını 14 sanıklı dosyadan ayırdıktan sonra yedi yıl altı ay hapisle cezalandırdı. Mahkeme, sağlık sorunlarından dolayı Tuncer Çetinkaya’yı adli kontrol şartıyla serbest bıraktı (24 Nisan).

Güreş’e dava: Gaziantep 9. Asliye Ceza Mahkemesi, FETÖ soruşturmasından tutuklanan bir inşaat şirketi sahibinin ifadelerini yayımladığı için Ağustos 2017’de iki hafta tutuklu kalan Gaziantep Ayıntap gazetesi yazarı Murat Güreş’i “soruşturmanın gizliliğini ihlal”den yargılamaya başladı. Mahkeme, hakkında TCK’nın 285. Maddesinden yargıladığı Güreş ile ilgili adli kontrolleri kaldırdı. Yargılama 27 Eylül’e kaldı (19 Nisan).

Fincancı, Önderoğlu ve Nesin’in davası: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan RSF Türkiye Temsilcisi ve BİA Medya Gözlem Raporları raportörü Erol Önderoğlu, TİHV Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı ile yazar Ahmet Nesin’i 14 yıl 6 ay hapisle yargılamaya devam etti. Mahkeme, Fransa’da yaşayan Nesin’in ifadesinin beklenmesine karar verdi. “Örgüt propagandası”, “Suç ve suçluyu övmek” ve “Suç işlemeye alenen tahrik” iddiasıyla görülen yargılama 9 Ekim’e kaldı (18 Nisan).

Polat’a eski dava yenilendi: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Evrensel gazetesi sorumlu yazişleri müdürü olduğu 2013 yılında “süreli yayınlarda kimliğin açıklanması” suçlamasıyla ertelemeli 10 bin TL ceza alan Evrensel gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat’ı, denetim süresinde başka bir suçtan cezası kesinleşince ilk davadan yeniden yargılamaya başladı. “Lise öğrencisine ders ortasında gözaltı” başlıklı ve 23 Mayıs 2012 tarihli haber nedeniyle açılan dava, Polat’ın avukatı Mustafa Söğütlü’nün esasa ilişkin ayrıntılı savunmasını sunması için 6 Eylül’e bırakıldı (17 Nisan).

Kayar’a MLKP davası: ETHA Ajansı muhabiri Ali Sönmez Kayar ile ESP MYK üyesi Sıtkı Güngör ve SGDF MYK üyesi Ali Deniz Esen’in de aralarında olduğu 6’sı tutuklu 8 kişi hakkında İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. “MLKP üyeliği” iddiasına dayanan yargılama 13 Temmuz’da başlayacak (13 Nisan).

Soncan’a 7 yıl 6 ay hapis: İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan Zaman gazetesi savunma muhabiri ve “Son Akıncı: Muhsin Yazıcıoğlu’nun Sır Ölümü” başlıklı kitabının yazarı Emre Soncan’ı “örgütle mücadele kapsamında yapılan soruşturmaları itibarsızlaştırdığı ve FETÖ’nün operasyonlarını överek meşruiyet sağlamaya çalıştığı” iddiasıyla “FETÖ’ye üye olmak”tan yedi yıl altı ay hapis cezası verdi (10 Nisan).

Zaman davasında 9 müebbet istendi: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi savcısı, 17’si tutuklu 31 sanıklı “Zaman” gazetesi eski yazarları ve çalışanları ile FİYA Prodüksyon Şirketi, CİHAN gibi medya şirket temsilcilerinin yargılandığı davada Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan, Mümtazer Türköne, Şahin Alpay, İbrahim Karayeğen, Mustafa Ünal, Orhan Kemal Cengiz ve İhsan Duran Dağı için “Anayasayı ihlal”den ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. İddianamede, tüm sanıklar için, “Anayasal düzeni, TBMM ve hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlamalarıyla üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla da 15’er yıla kadar hapis cezası isteniyor (5 Nisan).

Kandal’a TMK davası: Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı, Mezopotamya Ajansı muhabiri Ahmet Kanbal hakkında 9 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Kandal, “zincirme olarak örgüt propagandası yaptığı” gerekçesiyle İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak. Sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yapmış olduğu 31 paylaşımın suç sayıldığı iddianamede, Kanbal’ın paylaştığı Reyhanlı’yı hedef alan roketlerin Ahrar el Şam tarafından atıldığı iddiaları ve Dünyaca Ünlü Karikatürist Carlos Latuff’un Afrin operasyonuna dair hazırladığı karikatür de yer aldı (5 Nisan).

Koray’a “kin” cezası: 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra “Yerim Destanınızı” başlıklı bir yazı yazdığı gerekçesiyle gözaltına alınan Kocaeli Koz Gazetesi Sorumlu yazı işleri müdürü Yeliz Koray, Kocaeli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada, “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla ertelemeli 1 yıl 3 ay hapse mahkum edildi (5 Nisan).

Cemal’e TMK hapsi: İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi, “Çekilme Günlüğü” yazı dizisi yoluyla “PKK propagandası” yaptığı iddiasıyla beraat eden, karar temyiz edince yeniden 13 yıl hapisle yargılanan T24 sitesi yazarı Hasan Cemal’e 3 ay 22 gün hapis cezası verdi. PKK’nin 2013’te Türkiye sınırları dışına çıkma sürecini yazı dizisinde kaleme alan Cemal, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nin beraat kararını 10 Kasım 2017’de bozmasıyla gerçekleştirilen bu ikinci yargılamada bu kez mahkum edildi (3 Nisan).

Böken’e “FETÖ” cezası: Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesi, darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan TRT Haber eski koordinatörü Ali Ahmet Böken’i, “FETÖ üyeliği” ve “ByLock kullanmak”tan yargılandığı davada 9 yıl 9 ay hapis cezasına hükmetti. Böken, “Gazetecilik dışında hiçbir şey yapmadım” dediyse de cezalandırılmaktan kurtulamadı (3 Nisan).

Önderoğlu’na destek davası: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem dayanışma eylemine katıldığı için tutuklanan gazeteci Erol Önderoğlu’nun “suç”una iştirak ettikleri gerekçesiyle yargıladığı sivil itaatsizler Şanar Yurdatapan, Doğan Özkan ve Zeynep Serinkaya’yı beraat ettirdi. Mahkeme, dayanışma fiilinin “örgüt propagandası” suçunu oluşturmadığına kanaat getirdi. Daha önce de mahkeme, dosyanın Erol Önderoğlu, Ahmet Nesin ve Şebnem Korur Fincancı’nın birlikte yargılandığı ana dava ile birleştirilmesine dair savcının talebini reddetmişti (3 Nisan).

Dündar ve Altay’ın “Gündem” davası: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılmadan önce Özgür Gündem gazetesi için dayanışma kampanyasına katılan gazeteci Can Dündar ve sinemacı Veysi Altay’ı yargılamaya devam etti. Sanıklar, “Örgüt propagandası yapmak”, “Terör örgütlerinin yayınlarını basmak ve yayınlamak”, “Suçu ve suçluyu övmek”ten yargılanıyorlar. Mahkeme, Dündar’ın talimatlı ifadesinin alınması için Almanya yetkililerinden yanıt bekliyor. Yargılama 4 Eylül’e kaldı. Aynı dayanışma eyleminden aynı mahkemede Said Sefa için açılmış bir dava bulunuyor (1 Nisan).

Temel ve Cuştan’a “MLKP” davası: Tutuklu ETHA muhabirleri İsminaz Temel ve Havva Cuştan hakkında İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “MLKP üyeliği ve propagandası”ndan ve 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. 25 Ekim 2017’de tutuklanan Temel ve Cuştan dahil 13’ü tutuklu 23 kişinin yargılanmasına 16 Temmuz’da başlanıyor (1 Nisan).

Altı haberciye Red Hack davası: İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın Red Hack tarafından ele geçirilen kişisel e-posta hesabındaki bilgileri haberleştirdikleri gerekçesiyle altı gazeteciyi yargılamaya devam etti. İddianamede Diken Haber editörü Tunca Öğreten, “FETÖ ve DHKP-C’ye üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, ETHA haber müdürü Derya Okatan, Yolculuk gazetesi sorumlu müdürü Eray Sargın, DİHA muhabiri Metin Yoksu ve DİHA haber müdürü Ömer Çelik “örgüt propagandası”, BirGün Gazetesi çalışanı Mahir Kanaat ise ‘örgüt üyeliği’yle suçlanıyor. 25 Aralık 2016’da İstanbul, Ankara ve Diyarbakır merkezli yapılan operasyonda gözaltına alınan altı isimden Öğreten, Kanaat ve Çelik bir süre tutuklu kalırken diğer isimler 17 Ocak’ta adliyeden serbest bırakıldı. Son duruşmada Öğreten ve Kanaat’e yönelik adli kontrolleri kaldıran mahkeme, yurtdışına çıkış yasaklarına dokunmadı. Dava 13 Eylül’e kaldı (1 Nisan).

Ünal’a FETÖ davası: Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Zaman gazetesi başyazarı Ali Ünal’ı “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “FETÖ/PDY yöneticiliği veya üyeliği” suçlamalarıyla yargılamaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mağdur sıfatıyla şikâyetçi olduğu davada Ünal’ın iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 29,5 yıla kadar hapsi isteniyor. İki kez ağırlaştırılmış müebbet ile 29 yıl 6 ay hapsi istenen Ünal’ın “Kakao Talk” gizli görüşme programını kullandığı, Gülen’in talimatıyla Bank Asya’ya yaklaşık 120 bin lira yatırdığı ileri sürüldü. Geçen yıl Eşme’de saklandığı bağ evinde yakalandıktan sonra tutuklandığı ifade edilen Ünal’ın, örgütü yöneten Fethullah Gülen ile doğrudan irtibatlı olduğu, kitaplarının çevirisini yaptığı, örgütün medya yapılanmasında yer aldığı, 46 kez yurt dışına çıktığı, bu yurt dışı gezilerinin büyük bölümünde Gülen ile görüştüğü iddia ediliyor 17 aydır tutuklu bulunan Ünal, dokuz saat süren savunması sırasında 17 köşe yazısı ile ilgili de sorgulandı. Tahliye talebini reddeden mahkeme, yargılamaya 27 Eylül’de devam edilmesine karar verdi (1 Nisan).

Güven ve Dönmez’e dava: Ankara Başsavcılığı, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile eski MHP’li yöneticilerin özel hayatlarının İnternette teşhir edilmesine ilişkin “FETÖ” lideri Fethullah Gülen’in de arasında bulunduğu 171 şüpheli hakkında, “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme” ve “özel hayatın gizliliğini ihlal” gibi sekiz ayrı suçlamayla dava açtı. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede, kapatılan Nokta dergisinin eski genel yayın yönetmeni Cevheri Güven ve suç tarihlerinde Vakit gazetesi Ankara temsilcisi olan ve ‘Habervaktim’ internet sitesinde yazan gazeteci Yener Dönmez ‘şüpheli’ olarak gösterildi (1 Nisan).

Hakaret, Kişilik Hakları ve Tazminat Davaları

Nisan-Mayıs-Haziran 2018 döneminde 32 gazeteci “hakaret” suçlamasıyla açılan ceza davası kapsamında toplam 77 yıl 4 ay hapis cezası talebiyle yargılandı; dördü toplam 1 yıl 10 ay 5 gün hapse (11 ay 20 günü ertelemeli) mahkum edildi. Yedi gazeteci de toplam 4 milyon 40 bin TL maddi veya manevi tazminat istemiyle yargılandı; Üçüne açılan 1 milyon 540 bin TL’lik davalar yeniyken diğer ikisine açılan 500 bin TL’lik tazminat davası yerel mahkemece reddedildi.

Geçen yılın aynı döneminde iki gazeteci hakaret suçlamasından toplam dokuz yıl dört ay hapis istemiyle yargılanıyordu. 2017 yılının tamamındaysa, bir gazeteci 1 yıl 5 ay 15 gün hapis, beşi de toplam 43 bin 840 TL para cezasına mahkum edilmişti. Biriyle ilgili beraat kararı verilmişti.

Sarı ve Selvi’ye karikatür davası: Cennet Belgelerinde (Paradise Papers) oğullarının adı geçen Başbakan Binalı Yıldırım, “Çocuklarımı devletle iş yapmaktan uzak tuttum” sözlerini karikatüre yansıttığı için Evrensel gazetesi sorumlu müdürü Çağrı Sarı ve çizer Sefer Selvi’ye 40 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı (30 Haziran).

22 çalışana “hakaret” davası: İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesinin 16 Ağustos 2016 tarihinde kapatılmasıyla gerçekleşen polis baskınında gözaltına alınan 22 gazeteci ve medya çalışanını, “hakaret” iddiasıyla da yargılamaya devam etti. Fırat Yeşilçınar, Doğan Güzel, Sinan Balık, Amine Demirkıran, Davut Uçar, Elif Aydoğmuş, Reyhan Hacıoğlu, Zeki Erden, Özgür Paksoy, Mesut Kaynar, Hüseyin Gündüz, Kemal Bozkurt, Burcu Özkaya, Sevdiye Ergürbüz, Günay Aksoy, Ersin Çaksu, Önder Elaldı, Ender Öndeş, Gülfem Karataş, Gökhan Çetin, Bayram Balcı ve Yılmaz Bozkurt’un sanık olarak yer aldığı dava 30 Ocak 2019’a kaldı (29 Haziran).

Yalçın ve Terkoğlu’na “Malta”dan iyi haber: İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesi, Malta Belgeleri’ne dair haber nedeniyle Başbakan Binali Yıldırım ve iki oğlunun Odatv sitesi imtiyaz sahibi Soner Yalçın ve haber müdürü Barış Terkoğlu’na açtığı toplam 500 bin TL’lik tazminat davasını reddetti. Dava, “Dünyayı sarsacak belgelerden Binali Yıldırım’ın iki oğlu çıktı”, “Oğlu Binali Yıldırım’ı dinlemedi mi?”, “Böyle oğlum olsun 1 milyar borcum olsun diyecek” haberlerinde “kişilik haklarına saldırı” oluşturduğu iddiasına dayandırılmıştı. Avukat Tugay Topbaş ise, kamuoyunun haberdeki unsurları öğrenmesinde kamu yararı bulunduğunu vurguladı (28 Haziran).

Ünker’e “Cennet Belgeleri” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Enerji Bakanı Berat Albayrak, kardeşi Serhat Albayrak ve Ahmet Çalık’ın şikayetiyle Cumhuriyet gazetesi muhabiri Pelin Ünker’i Cennet Belgeleri (Paradise Papers) ile ilgili yargıladığı dava hakim izinli olduğu için 22 Kasım’a ertelendi. Gazeteci “hakaret” ve iftira” iddiasıyla yargılanıyor (20 Haziran).

Toker’e 1 milyon 500 bin TL’lik dava: Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, Giresun merkezli Agrobay Seracılık Şirketi, 15 Kasım 2017 tarihli “Rusya’ya da domatesler Bayburt’tan” başlıklı yazısı nedeniyle Cumhuriyet gazetesi ve köşe yazarı Çiğdem Toker’i 1 milyon 500 bin TL’lik tazminat davası kapsamında yargılamaya başladı. Duruşmada gazetecilik görevini yerine getirdiğini ifade eden gazeteci Toker, Rusya’ya ihracat yapacak Agrobay dahil üç firmayı doğrudan Rusya’nın seçmediği, hükümetçe seçildiğine yer vermişti. Yargılama, tarafların delillerini sunmaları için 6 Aralık’a bırakıldı (19 Haziran).

Sarı’ya “hakaret” davası: Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Kasım 2017’de yayımlanan Cennet Belgelerinde (Paradise Papers) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve ağabeyi Serhat Albayrak’ın da adının geçtiğine ilişkin haber nedeniyle Evrensel gazetesi sorumlu müdürü Çağrı Sarı’yı “hakaret ve iftira” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Gazetecinin dört yıl sekiz ay hapsinin istendiği davada Albayraklar’ın katılma talebi kabul edildi. 8 Kasım 2017 tarihli “Paradise Papers kayıtlarından Albayrak ve ağabeyi de çıktı” ve 9 Kasım 2017 tarihli “Paradise Papers: Kendilerine cennet halka cehennem” başlıklı haberler nedeniyle açılan dava, avukatların delillerini sunmaları için 25 Eylül’e kaldı (13 Haziran).

Üç gazeteciye “Yıldıran” hapsi: İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 1980-83 döneminde Diyarbakır Cezaevi’nde yapılan işkencelerde adı geçen Esat Oktay Yıldıran’ın “anısına hakaret” iddiasıyla Nagehan Alçı, Rasim Ozan Kütahyalı ve Ümit Zileli’yi 105 gün hapis cezası verdi. Hâkim Sabri Usta, gerekçeli kararında, “kanıtlanmadığı” gerekçesiyle kimsenin “Diyarbakır Cezaevi’nde işkence yaşandı” diyemeyeceğini, Yıldıran’a “işkenceci” demenin yargısız infaz olacağını savundu. Kararda, Yıldıran’a, “Cumhurbaşkanlığı övünç madalyası” ve “TSK övünç madalyası” verildiğini de belirtildi. (13 Haziran).

Toker bir ağır tazminat davası daha: Bayburt Grup şirketi, “Tasarruf Arıyorsanız Metro İhalelerine Bakın” başlıklı yazısında gerçeğe aykırı ifadeler yer aldığı iddia edilen Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Çiğdem Toker hakkında, 1.5 milyon TL’lik manevi tazminat davası açtı. Toker, davaya, “Bu davalar açıldı diye kamu kaynaklarının nasıl harcandığını kimlere aktarıldığını gazetecilik ve hukuk dairesinde sorgulamaktan vazgeçecek değiliz” sözleriyle tepki gösterdi. Gazeteci, “Hattı yürüten ikiliden biri olan Kolin, 3. Havalimanı’nı yapan beşli grupta. Diğeri Beyburt Grup bünyesindeki Şenbay. Şenbay’a bu hattın verilmesinde; gerek piyasa gerekse siyaset arenasında giderek daha çok konuşulmaya başlanan “Başbakan Yıldırım’a yakınlık kriter midir?” sorusu meşrudur. (Şenbay’ın kardeş şirketi Aga Enerji de Rize Havalimanı ihalesini Cengiz İnşaat ile birlikte kazanmıştı.) 1 milyar Avro’luk işi verdiniz de, 3. Havalimanı’nın açılmasına bir yıldan az zaman kaldı. Nasıl bitecek 33 km’lik bu hat?” diye yazmıştı (25 Mayıs).

Küçükkaya’ya 16 ay 20 gün hapis: Gazeteci İsmail Küçükkaya ve avukat Fidel Okan,Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın eşinin “ByLock kullanınlar listesinde olduğu” iddiasına ilişkin “kamu görevlisine alenen hakaret” ve “devlet kurum ve organlarını aşağılama” suçlamasıyla yargılandıkları davada, 16 ay 20’şer gün hapis cezası verildi. Cezanın 11 ay 20 gününü “kamu görevlisine hakaret”ten veren Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi, hükmün açıklanmasını erteledi (25 Nisan).

Güreş’in hakaret davası: Gaziantep 21. Asliye Ceza Mahkemesi, Facebook paylaşımında yaptığı bir yorum yoluyla polise hakaret ettiği iddiasıyla gazeteci Murat Güreş’i yargılamaya başladı. Üç polisin şikayetçi olduğu dava, 25 Eylül’e kaldı (17 Nisan).

Aydın Doğan davalarını geri çekti: Doğan Grubu Onursal Başkanı Aydın Doğan, 40 yıllık gazetecilik hayatına nokta koyduğunu hatırlattığı yazılı açıklamasında, yazıları ve söylemleri nedeniyle haklarında manevi tazminat davası açtığı gazetecilerle de helalleşmek istediğini, haklarında açtığı davaları çektiğini açıkladı (10 Nisan)

Terkoğlu’na “hakaret” davası: İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesi, Milli Gazete yazarı ve Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nureddin Yıldız’ın “çocukların altı yaşından itibaren evlenebileceğine” ilişkin fetvasını haberleştirdiği için Oda TV sitesi Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nu “hakaret”ten yargılamaya başladı. İki yıl 8 ay hapsi istenen gazeteci Terkoğlu, savunmasında, Yıldız’ın sözlerinin kamuoyu ulaşmaması için yaygın bir sansür uygulandığını, odatv sitesinde son üç yılda çıkan 18 haberin de bundan nasibini aldığını ifade etti; “Bu iddianamenin haberi bile yasaklanmış” dedi. Davaya 21 Eylül’de devam edilecek (1 Nisan).

Dirik ve Acarer’e “iftira” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Suriye’ye Sarin Gazı hammaddesi sevkiyatı” iddialarını gündeme getiren Cumhuriyet gazetesi muhabiri Hakan Dirik ve BirGün gazetesi yazarı Erk Acarer’i dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “hakaret” şikayetiyle yargılamaya devam etti. Dörder yıl hapsin istendiği dava, Almanya’da Acarer’in sanık sıfatıyla, Eren Erdem’in tanık olarak ifadelerinin alınması için 27 Eylül’e bırakıldı (1 Nisan).

Cumhuriyet’ten 500 bin TL istendi: Cumhuriyet gazetesi adına Orhan Erinç ve gazeteci Pelin Ünker, Paradise Papers belgeleriyle ilgili iki haberde Başbakan Binali Yıldırım ve iki oğlunun adını andıkları gerekçesiyle İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 500 bin TL’lik tazminat davası kapsamında yargılanıyorlar. Dava 17 Temmuz’da devam edecek (1 Nisan).

Hakaret değil, ifade özgürlüğü

“Soykırımı Anma” ifade özgürlüğü: İstanbul Basın Suçları Savcılığı, İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyonu üyelerine karşı bu yıl “Ermeni Soykırımını tanı, af dile, tazmin et” konulu 24 Nisan Anması sonrası açılan soruşturmada takipsizlik kararı verdi. “Kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla bir kovuşturma yürütülmesine gerek görmeyen Savcılık, gözaltına alınıp kötü muamele gören Leman Yurtsever, Jiyan Tosun ve Gamze Özdemir ile ilgili kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına atıfta bulunarak, “…kabul edilemeyecek; rahatsız edici nitelikte de olsa, tarihçileri ilgilendiren konuların farklı yorumlanış biçimlerini…” düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında kabul etti (30 Mayıs).

Hakaret

Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

  1. a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
  2. b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
  3. c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,

İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.

(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıkıntısı

Son üç ayda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilişkin görüş ve eleştirileri nedeniyle toplam 16 gazeteci, toplam 74 yıl 8 ay hapis istemiyle yargılandı. Bunlardan ikisi (Ahmet Altan ve Faruk Arhan) aklanırken ikisine (Kamil Tekin Sürek ve Ahmet Altan) açılan dava da yeniydi. Ayrıca, altı haberci (Selma Erdal, Alican Uludağ, Ahmet Şık, Fatih Polat, Kutlu Esendemir ve Levent Gültekin) hakkında da TCK’nın 299. Maddesi temelinde soruşturmalar yürütülüyor. Bu durumda, sadece son üç aylık dönemde 22 gazeteci Erdoğan’ın sanığı ve şüphelisi olmuş oldu.

Geçen yılın aynı döneminde, 18 gazeteci, “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten toplam 90 yıl hapis istemiyle yargılanmış, dokuzu toplam 4 yıl 5 ay 20 gün hapis ve 84 bin TL de adli para cezasına mahkum edilmişti. Ayrıca, hükümlü olarak Kırklareli Cezaevi’ne konan BirGün gazetesi yetkilileri İbrahim Aydın ve Berkant Gültekin “denetimli serbestlik” ile tahliye edilmişti. Bu dönemde beraat kararı çıkmazken aynı suçlamayla gözaltına alınan gazeteciler Kazım Kızıl ve Ozan Kaplanoğlu ise tutuklanmıştı.

2017 yılının tamamındaysa 17 gazeteci ve köşe yazarı, 299. Maddesi’nden toplam 8 yıl 4 ay 10 gün hapse (4 yıl 10 ay 10 günü ertelemeli) ve 136 bin 500 TL de adli para cezasına mahkum ediliyordu. Dört haberci beraat ederken, bir dava da zamanaşımından düşmüştü. Yıl sonunda altı gazeteci de yeni davalarla karşılaşıyordu.

Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’te Erdoğan’a yönelik eleştiri ve isnatlar için uygulanmaya başlanan TCK’nın 299. Maddesi, bu tarihten 1 Temmuz 2018’e kadar en az 42 gazetecinin mahkum edilmesine zemin oluşturdu.

Cumhurbaşkanına hakaret

Madde 299- (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/35 md.) Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.

(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.

 

TCK 299: 2’si yeni 16 sanık, 2 beraat, altı soruşturma

Son üç ayda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilişkin görüş ve eleştirileri nedeniyle toplam 16 gazeteci, toplam 74 yıl 8 ay hapis istemiyle yargılandı. Bunlardan ikisi aklanırken ikisine açılan dava da yeniydi. Ayrıca, altı haberci hakkında da TCK’nın 299. Maddesi temelinde soruşturmalar yürütülüyor.

Sürek’e 299 davası: Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, iktidara yönelik eleştiri getiren “Faşist Diktatörlük” yazısından Evrensel gazetesi köşe yazarı Kamil Tekin Sürek’i “Cumhurbaşkanına hakaret”ten yargılamaya başladı. Sürek savunmasında, yazıda Erdoğan’ın şahsıyla ilgili değil, sistemden, iktidardan ve AKP’den bahsedildiğini belirterek, “Erdoğan’ın niçin alınganlık yaparak hakkımda dava açtığını anlamış değilim” dedi. Sürek’in avukatı Devrim Avcı Özkurt ise suçlama konusu yazıda iktidarın bütününe yönelik bir eleştiri olduğunu kaydetti. Yargılama 24 Ekim’e kaldı (28 Haziran).

Arhan’a 299 beraati: İstanbul Anadolu 60. Asliye Ceza Mahkemesi, sosyal medya paylaşımlarıyla “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği” iddiasıyla yargıladığı gazeteci Faruk Arhan’ı “suç unsuru yok” tespitiyle beraat ettirdi. Gazeteci, Güneydoğu’daki insan hakları ihlallerine tepki gösterdiği için dört yıl sekiz ay hapisle yargılanıyordu (26 Haziran).

Coşkun’a 299 davası: Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün 2015’te tutuklanmasını “Erdoğan emretti, gazeteciler tutuklandı” başlığıyla görülen haberi nedeniyle Cumhuriyet gazetesi muhabiri Canan Coşkun hakkında açılan “Cumhurbaşkanı’na hakaret” davası, İstanbul 40. Asliye Ceza Mahkemesi ile Ankara Asliye Ceza Mahkemesi arasındaki görevsizlik uyuşmazlığının çözülmesi üzerine 17 Ocak 2019’a bırakıldı. Davayı İstanbul 40. Asliye Ceza Mahkemesi ele alacak (25 Haziran).

Altan’a bir 299 davası daha: 2016’da yayımlanan “Yeni Ergenekon” başlıklı yazısında “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği” iddiasıyla tutuklu gazeteci yazar Ahmet Altan hakkında açılan dava İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi izinli olduğu gerekçesiyle ertelendi (21 Haziran).

Mağden ve Ketenciler’e 299 davası: Gazeteci Perihan Mağden ve T24 sitesi muhabiri İnan Ketenciler hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten açılan dava, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi izinli olduğu gerekçesiyle ertelendi Yargılama, Ketenciler’in esas hakkında savunması için ertelenmişti (21 Haziran).

Altı haberciye “Erdoğan” soruşturması: Çeşitli savcılıklar, “Cumhurbaşkanına hakaret” şüphesiyle beş gazeteci hakkında soruşturma yürütüyor: Aydın’ınMavi Didim gazetesi yazarı Selma Erdal, 7 Mayıs 2018 tarihli “Kaygılanmayınız, Tayyip yine teşekkür edecek” yazısı; Cumhuriyet gazetesi muhabiri Alican Uludağ, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı Man Adası belgelerine ilişkin savcılığın verdiği takipsizlik kararını “Savcılık: Man belgeleri gerçek” başlığıyla haberleştirmesi, gazeteci Kutlu Esendemir attığı bir Tweet; gazeteci Levent Gültekin, Medyascope.tv’de yayınlanan programında Erdoğan’e yönelik eleştirisi; Evrensel gazetesi yayın yönetmeni Fatih Polat da, gazeteci Craig Shaw’ın “Erdoğan Ailesinin gizli Offshore Anlaşması” haberine yer verdiği köşe yazısı; Ahmet Şık da, Cumhuriyet gazetesine yönelik polis operasyonuyla ilgili bir gazetecinin sorularına verdiği yanıtlar nedeniyle soruşturmalık oldu (10 Haziran).

Kızıl’ın 299 davası: İzmir 33. Asliye Ceza Mahkemesi, 16 Nisan referandum sonuçlarıyla ilgili protestolar sırasında tutuklanıp tahliye edilen Kamera Sokak kolektifi kurucularından, yönetmen, fotoğrafçı, belgeselci Kazım Kızıl’ı 23 kişiyle birlikte yargılamaya devam etti. Kızıl “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “Gösteri ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefet” ile suçlanıyor (4 Haziran).

Mağden, Öğreten, Şahin, Çağlar’ın 299 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Nokta dergisinin “Erdoğan Selfiesi” kapağı nedeniyle toplatılmasının ardından Diken sitesinde verdiği röportaj nedeniyle yazar Perihan Mağden, gazeteciler Tunca Öğreten, Orhan Şahin ve Mehmet Çağlar hakkında açılan “Cumhurbaşkanı’na hakaret” davasını ele almaya devam etti. 14 Eylül 2015’te Diken’de yayınlanan röportaja Yurt gazetesinde de yer verilmesinden dolayı hakkında dava açılan Çağlar, söz konusu dönemde sorumlu yazı işleri müdürü olmadığını belirterek önceki savunmalarını tekrar ettiğini söyledi. Çağlar’ın ardından söz alan Öğreten de ayrıntılı savunma için süre talep etti. Mağden’in avukatının da dosyadaki eksikliklerin giderilmesini talep etmesinin ardından dava 18 Ekim’e ertelendi (17 Mayıs).

Kameramanın 299 davası: TRT İzmir Bölge Müdürlüğünde görevli baş kameraman iken sosyal medya yoluyla “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla tutuklanıp 32 gün sonra tahliye edilen Haber-Sen yetkilisi Binali Erdoğan’ın dört yıl sekiz ay hapis istemiyle yargılanması devam etti. Savunma yapan Binali Erdoğan paylaşımının suç unsuru taşımadığını yorum yoluyla suç yaratılmaya çalışıldığını belirtti. Hakaret amacı taşımadığını ifade eden Erdoğan soruşturma ve davalarla TRT çalışanlarına gözdağı verilmek istendiğini dile getirdi. Sosyal medya paylaşımlarının gazeteciye ait olup olmadığının tespiti için bilirkişi görevlendiren İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesi, kararını 25 Eylül’de görülecek duruşmada verebilir (3 Mayıs).

Altan’a 299 beraatı: İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi, “Devlet yardakçılığı ve ahlak” başlıklı yazısında “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla yargıladığı gazeteci-yazar Ahmet Altan’ı beraat ettirdi (26 Nisan).

Çaralan, Aykol, Kızılkaya’nın 299 davası: Evrensel gazetesi yazarı İhsan Çaralan, Özgür Gündem gazetesinin sembolik eş yayın yönetmenliğini üstlendiği 31 Mayıs 2016 günü çıkan “Aynı yer, aynı katil” yazısı nedeniyle İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılanmaya devam etti. Davada, Hüseyin Aykol ve İnan Kızılkaya da sanık olarak yer alıyor (5 Nisan).

Keskin’e 299 davası: Özgür Gündem gazetesi gönüllü genel yayın yönetmeni Eren Keskin, “Sarayın Kiralık Katilleri” haberi nedeniyle İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılanıyor. Mahkemede savunma yapan Keskin, “İktidara sağlanan ifade özgürlüğünün bizlere de sağlanmasını talep ediyorum” demişti (5 Nisan).

Mahalli’nin “299” davası: İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi, yazıları ve TV programlarında yaptığı açıklamaları nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargıladığı gazeteci Hüsnü Mahalli’nin dosyasını diğer basın dosyalarına bakan İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderme kararı aldı. Savunma yapan Mahalli, “Gazetecilik faaliyeti kapsamında özellikle siyasetçilerin söylediklerini kaynak olarak alıyorum, yorumlarımı da bu söylenenlere dayandırıyorum. Bana yöneltilen suçlamaların hiçbiri ciddi nitelikte değildir. Bir gazeteci olarak beni yaralamaktadır” demişti (1 Nisan).

Yasaklamalar, Kapatmalar, Toplatmalar

Nisan-Mayıs-Haziran 2018 döneminde, bilinmesinde kamu yararı olan 32 haber, 77 Tweet, 22 Facebook paylaşımı, 5 Youtube videosuna sansür getirildi. Dünyanın en tanınmış Özgür İnternet ansiklopedisi Wikipedia, 14 aydır Türkiye’de yasak!

Bu dönemde bir yayın yasağına karar verilirken bir yazı, 10 kitap, 1 TV kuruluşu sansür edildi; cezaevlerinde de 1 mektup, 2 gazete, 1 dergi yasak gördü. Ayrıca, bu dönemde iki sansür olayı daha yaşandı.

Geçen yılın aynı döneminde en az 6 siteye, 47 haber ve yazıya, 3 Twitter mesajına, bir kitap ve bir filme sansür getirilmişti. En az bir akreditasyon ayrımcılığı yaşanırken, 46 medya çalışanına ait pasaportlar iptal edilmişti. Ayrıca, en az üç değişik sansür olayı daha meydana gelmişti.

2017 yılı ise, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası çıkarılan OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) nedeniyle sorgulanamaz idari ve cezai sansür uygulamalarıyla geçmişti. 2017’de, 6 geçici veya daimi yayın yasağı, üç akreditasyon ayrımcılığı, 47 pasaport ve bir basın kartı iptali, KHK ile üç medya kapatması yaşanmıştı. Bu dönemde 10 site, 6 gazete, 97 site haber veya yazısı, 8 kitap, 6 dergi, 3 Twitter mesajı, 8 karikatür de sansüre uğramıştı. Ayrıca, çeşitli 9 sansür olayı daha meydana gelmişti. 

Muhabire engel: Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, İstanbul ve Antalya’daki mağazaları Migros’a devredildikten sonra işsiz kalan Makro Market (Uyum Marketleri) işçileriyle görüşen Evrensel gazetesi muhabiri Elif Ekin Saltık’ı engelledi (29 Haziran).

104 içeriğe “Tanürek” sansürü: İstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliği, Cumhurbaşkanı’nın oğlu Burak Erdoğan’ın da adının geçtiği Sevim Tanürek kazasıyla ilgili 77 tweet, 22 Facebook sayfası ve aralarında Muharrem İnce’nin konuşmalarını da içeren beş YouTube videosu dahil toplam 104 içeriğe erişim yasağı getirdi (22 Haziran).

24 habere sansür: İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Ahmet Burak Erdoğan’ın 20 yıl önce karıştığı ve Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin konuşmasında gündeme getirdiği Sevim Tanürek kazasıyla ilgili Diken, Cumhuriyet gibi haber sitelerinde çıkan 24 erişim engeli getirdi. Kararda, kamuoyunun bilgilenmesindeki kamu yararı değil, Burak Erdoğan’ın “kişilik hakları” gözetildi (19 Haziran).

Habere üç yıl sonra sansür: İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği, Evrensel gazetesi yazarı Erol Aral’ın üç yıl önce yayınlanan, CNN Türk’teki programa katılan Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu’nun eleştirildiği “İlhan hangi dehlizin Yaşar’ı?” başlıklı yazısına erişim yasağı getirdi (18 Haziran).

Suruç yayın yasağı: Suruç Sulh Ceza Hakimliği, AK Parti Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ve beraberindekilerin seçim çalışması yürüttükleri sırasında yaşanan kavga, seçim çalışmalarını yürüttükleri sırada sonucu ölen ve yaralananların olduğu, Suruç Başsavcılığı’nca soruşturma yürütülen kavgayla ilgili yayın yasağı getirildi. Kararda, “olay yerinde ve hastanede yaşanan olaylara ilişkin görüntü, video, kamera ve ses kaydının yanı sıra olayın öncesinde ve sonrasında video, kamera kaydı, fotoğraf, ses kaydı ve benzeri tüm görüntülerin yazılı, görsel ve sesli yayın organlarında yayımlanmamasına” karar verildi (18 Haziran).

Tele1 yayını durduruldu: D-Smart yayınları, “borçlarının ödemediği” gerekçesiyle TELE1 televizyonunun yayınını durdurma kararı aldı. Kararın 24 Haziran 2018 seçimleri öncesi alınması dikkat çekerken, TELE1 borçlarını yapılandırdığını, buna rağmen seçimler öncesi televizyonlarının kapatılmasının tesadüf olmadığını bildirdi (8 Haziran).

Silivri’den gazeteye mektup sansürü: Silivri 9 No’lu cezaevinde kalan Rıza Özçolak’ın Evrensel gazetesine gönderdiği mektup fotokopi çekilerek ilginç bir şekilde sansürlendi. Mektup Okuma Komisyonu, mektuptan geriye sadece üç cümle bıraktı (8 Haziran).

Cezaevinde gazete, TV yasağı: Kırşehir E Tipi Kapalı Cezaevi’nde Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’ne mektup gönderen mahpuslar, defalarca talepte bulunmalarına rağmen Evrensel ve BirGün gazeteleri için “yasaklı” denilerek kendilerine verilmediğini ifade etti; “FOX TV gibi muhalif olan herhangi bir kanalı da açtıramıyoruz” dedi (7 Haziran).

Dergiye yasak: İzmir’in Konak İlçe Seçik Kurulu, AK Parti iktidarı döneminde çalışanların yaşadığı kayıplara dikkat çeken “Tamam” başlıklı DİSK’in Sesi dergisini yasakladı (2 Haziran).

Habere erişim engeli: Cumhuriyet gazetesine ait sitede 1 Mart 2018 tarihinde yayınlanan “Erdoğan’ın ‘yazlık sarayı’ için 40 bin ağaç katledilmesini protesto edenlere jandarmadan ‘damperli’ engel” başlıklı habere erişim engeli getirildi (14 Mayıs).

Dokuz kitaba yasak: Avesta Yayınları’nın dokuz kitabının mahkemece “teröre mücadele” gerekçe gösterilerek toplatılmasına karar verildi. Yasaklanan dokuz kitap şöyle: “Kan, İnançlar ve Oy Pusulaları”, “Cesur Adamların Ülkesine Yolculuk”, “Tasavvur Mu Gerçek Mi?”, “Mahabad Kürt Cumhuriyeti Büyük Güçlerin Politikasında Kürtler 1941-1947”, “Mağdur Diasporadan Sınır-Ötesi Vatandaşlığa Mı?”, “Ülkemde Bir Yabancı”, “Çaldıran Savaşı’nda Osmanlılar Safeviler ve Kürtler”, “Tanrı ve Şeyh Adi Kusursuzdur: Yezidi Tarihinden Kutsal Şiirler ve Dinsel Anlatılar”, “Kürdistan Bayrağının Altında ve Irak’ta Soykırım” (14 Mayıs).

Wikipedia’ya sansür bir yıllık: Özgür Ansiklopedi Wikipedia (Vikipedi) ‘Suriye İç Savaşı’na yabancı müdahalesi’ (Foreign involvement in the Syrian Civil War) ve ‘Devlet destekli terörizm’ (State-sponsored terrorism) başlığında yazılan maddelerin içeriğindeki bazı ifadelerden 29 Nisan 2017’den bu yana, Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla Türkiye’de erişime kapalı (29 Nisan).

HaberTürk yayından kaldırdı: HaberTürk sitesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Erbakan Ödülleri öncesi Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı Cumhurbaşkanı adayı olmaması için 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ikna için ziyarete gönderdiğini bildirdi. Haber, ilerleyen saatlerde yayından kaldırıldı (27 Nisan).

Kaypakkaya kitabına yasak: Şair Nihat Behram’ın İbrahim Kaypakkaya’yı anlattığı, “Ser Verip Sır Vermeyen Bir Yiğit” adlı kitabı 25 yıl sonra yasaklandı. Behram, kişisel sosyal medya hesabından, “Bu ne ya! 40 yıl önce yazdığımda yasaklanan 15 yıl yargılanıp beraat eden, 25 yıldır serbest olan kitabım yine yasaklandı! Gel de isyan etme” (26 Nisan).

Hürriyet sitesine yedi sansür: Sulh Ceza Hakimlikleri, Hürriyet.com.tr sitesinde çıkan yedi habere erişim engeli getirdi. Bu haberler arasında, Fatih İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün iki kadın memura cinsel saldırıda bulunmasına dair iddia, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Burak Erdoğan’ın ses sanatçısı Sevim Tanürek’in ölümüne neden olan trafik kazasına ilişkin 1998 tarihli Emin Çölaşan yazısı, Yalova’daki bir cerrahın “bıçak parası” nedeniyle tutuklanması, WikiLeaks belgeleri ile ilgili “ABD en başından beri vaziyete hakimmiş” başlıklı haber de bulunuyor (15 Nisan).

Habercilik

Bu dönemde 24 Haziran 2018 seçim süreci ve Suruç’ta AKP Milletvekili Adayına itirazla yaşanan silahlı çatışma basın özgürlüğünden ziyade gazeteci etiğini gündeme getirdi: CHP’nin Cumhurbaşkanlık adayı Muharrem İnce, büyük şehirlerdeki mitinglerine yer vermediği gerekçesiyle seçimin ertesi günü TRT ekibine tepki gösterirken Anadolu Ajansı’nı manipülasyon yapmakla suçladı. Muhalefet, “adaletsiz yayıncılık” gerekçesiyle TRT’yi YSK’ya şikayet etti; “KHK ile yaptırım getirme yetkimiz elimizden alındı” şeklinde karşılık gördü.

CHP’lilerin açıklama beklediği Muharrem İnce, seçim gecesi gazeteci İsmail Küçükkaya’ya attığı “Adam kazandı” mesajıyla ilgili gazeteciyle tartışma yaşadı. İnce, “arkadaşça bir mesajdı” derken gazeteci, “her gazeteci bunu kamuoyuna aktarır” sözleriyle kendini savundu. Çeşitli siyasi partiler, seçim sürecinde ATV ve CNN Türk gibi medya kuruluşlarını protesto etti.

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan ve Habertürk gazetesi Yazarı Nagehan Alçı arasında, Hakan’ın “FETÖ Terör Örgütü’nün Bank Asya’sından aldığınız kredinin toplam miktarı nedir?” soruyla birlikte polemik yaşandı.

Henüz veriler toplanırken Anadolu Ajansı, Doğan Haber Ajansı ve İhlas Haber Ajansı, Suruç’ta bir esnafın, seçim ziyareti sırasında AKP Milletvekili Adayına tepki göstermesiyle başlayan; dört kişinin ölümü ve sekiz kişinin yaralanmasına neden olan olayları “Suruç’ta Ak Partililere Saldırı” başlığı ile abonelerine servis etti.

Yeni Akit gazetesi, trans kimlikleri ‘ruhsal hastalıklar’ kategorisinden çıkaran Dünya Sağlık Örgütü (WHO) için “sapıttı” dedi; Akit TV’de sunucu Mehmet Arslan, dekolte giyen kadınları “tacizci” olarak ilan etti; A Spor muhabiri Rahmi Turan, Almanya’nın Dünya Futbol Kupası’ndan elenmesini “Her genç kızın başına gelebilecekler Alman milli takımının da başına geldi” şeklinde seviyesizce yorumladı. Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük, satılarak yönetimleri Demirören Grubuna devredilen Kanal D, Hürriyet ve Kanal D gibi yayın kuruluşlarında çalışan yüzlerce kişinin kapı önüne konulacağını yazdı.

Cinsiyetçi düzeysizlik: A Spor adlı televizyon kanalında yayınlanan programda, Almanya’nın Dünya Futbol Kupası’ndan elenmesini yorumlayan muhabir Rahmi Turan, “Her genç kızın başına gelebilecekler Alman milli takımının da başına geldi” dedi. Bu cinsiyetçi sözler tepki çekti (28 Haziran).

AA’ye eleştiri ve destek: CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, “Anadolu Ajansı manipülasyon yapıyor, asla sandıkları terk etmeyin” dedi. İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın, “Anadolu Ajansı, büyük bir manipülasyon yapıyor. Yöneticilerimiz teyakkuzda olsun” dedi. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ise, seçim sonuçlarıyla ilgili olarak AA’ya dair eleştirilere karşılık, “Milletin iradesine saygı göstermeyenler, bahanelerini Anadolu Ajansı üzerinden yapmaya çalışıyorlar” dedi (25 Haziran).

İnce TRT’yi istemedi: CHP’nin Cumhurbaşkanlık adayı Muharrem İnce, seçim sonuçlarına dair ilk basın toplantısında, büyük mitinglerini ekranlara yansıtmadığı gerekçesiyle TRT’ye tepki gösterdi ve TRT ekibini salonda çıkarttı. İnce, “Benim mitinglerimi bile göstermeyen TRT’nin şimdi burada ne işi var, bunu mu çekecek? Arkadaşlar sizler emekçisiniz, bu tavrım bize karşı değil hatta isterseniz toplantı çıkışında size bir kahve ısmarlayayım” dedi (25 Haziran).

Küçükkaya’dan “İnce” eleştiri: Fox TV sunucusu İsmail Küçükkaya, “Ben Muharrem İnce’yle rakı balık masasında değildim, gazeteci olarak soru sordum” diyen Küçükkaya, İnce’yle mesajlaştıktan 20 dakika sonra “Bu dostaneydi, neden duyurdun?” yazılı yine kendisine mesaj geldiğini ifade ederek eleştirisini sürdürdü: “Muharrem İnce attığı mesajları kullanacağımı biliyordu ve o mesajlar nedeniyle kitlesi üzerinde oluşan olumsuz havayı dağıtmak için bir gazeteciyi harcamayı tercih etti” (25 Haziran).

Trans kimlikler hedefte: Yeni Akit gazetesi, internet sitesinde “Dünya Sağlık Örgütü sapıttı” başlıklı haberinde, trans kimlikleri ‘ruhsal hastalıklar’ kategorisinden çıkaran Dünya Sağlık Örgütü (WHO) için “sapıttı” ifadesini kullandı (25 Haziran).

AGİT’e “kaos” yaftası: Anadolu Ajansı, seçimleri izlemekle görevli AGİT heyetini hedef alan bir haberi servis etti. Haberde, “Aralarında bölücü terör örgütü PKK’yı açıktan destekleyenlerin de bulunduğu bazı AGİT gözlemcilerinin, 24 Haziran sonrası için ‘şaibe’ algısı oluşturarak, Türkiye’de kaos planı yaptığı bildirildi” denildi (24 Haziran).

Oruç’tan Çakır’a: Karar gazetesi yazarı Elif Çakır’ın, Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile röportaj yapmasına, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başdanışmanlarından Star gazetesi yazarı Saadet Oruç tepki gösterdi. Oruç, “Deri eldivenli gazetecilik” başlıklı yazısında, “Mesleği yıllarla değil, önüne açılan yollarla ilerlemiş. ‘Derili’ iftiralarla sütun dolduranlar. Bu profilleri büyütenlerde de vebal var elbette. Onları geçer akçe haline getiren ve yazdıkları, anlattıkları safsataları habercilik çerçevesinde sunanlar da bu suça ortak” dedi (24 Haziran).

Propaganda, yasağa rağmen: Seçim yasaklarının başladığı 23 Haziran saat 18:00 itibariyle birçok medya kuruluşunun internet sitesinden kaldırılan siyasi içerikli haberler hükümete yakın Star, Yeni Şafak, Akşam, Sabah, Yeni Akit gibi medya kuruluşları ve İnternet sitelerinde de manşetlerden indirilmedi. Bu kuruluşları, AKP’nin Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrılarını manşet ve sürmanşetlerine taşıdı (24 Haziran).

İnce-Küçükkaya mesajlaşması: 24 Haziran 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, seçim gecesi gazeteci İsmail Küçükkaya’ya attığı ve tepki çeken “Adam kazandı” mesajıyla ilgili, “Ben İsmail Küçükkaya’ya arkadaşça bir mesaj attım. Bunu haber yapacağını tahmin edemedim. Ama elin olun onun haber yapacağını düşünmediğim için attım. O sırada sonuçları takip ediyordum” dedi (24 Haziran).

ATV’yi protesto: İstanbul’un Esenyurt ilçesinde röportaj yapan ATV ekibi halkın tepkisiyle karşılaştı. Esenyurt halkı, iktidar yanlısı yayınlar yaptığı gerekçesiyle ATV’yi “Satılık medya istemiyoruz” sloganıyla protesto etti. Eylemin, ATV ekibinin 20’li yaşlarda bir gence “80’lerde, 90’larda Türkiye’nin durumu nasıldı?” şeklinde soru sorması ve bir yurttaşın, “Ben 47 yaşındayım, gelin bana sorun. O dönemi yaşamayan çocuklara sormayın” demesinden sonra başladığı iddia edildi (22 Haziran).

Medyanın “Suruç” sınavı: Anadolu Ajansı, Doğan Haber Ajansı ve İhlas Haber Ajansı, Suruç’ta bir esnafın, seçim ziyareti sırasında AKP Milletvekili Adayına tepki göstermesiyle başlayan; dört kişinin ölümü ve sekiz kişinin yaralanmasına neden olan olayları “Suruç’ta Ak Partililere Saldırı” başlığı ile abonelerine servis etti. Sözcü, Milli Gazete, Yeniçağ ve Aydınlık da ajansların geçtiği haberi bu şekilde sayfalarına taşıdı. Milliyet, Yeni Şafak, Hürriyet, Vatan, Akşam, Posta, Star ve Hürriyet gazeteleri, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu olay PKK ve HDP’nin Kürtlerin kanından beslenerek büyüme stratejilerini hâlâ terk etmediklerinin en bariz örneğidir” sözlerini ilk sayfada başlıklarda kullandı. Evrensel gazetesi, Suruç’ta yaşanan olaya ilişkin AKP, HDP ve CHP’nin bölgedeki temsilcilerinin anlatımlarına yer verdi. Haberde olay, görgü tanıklarının ifadelerine de yer verilerek anlatıldı. Cumhuriyet, “Suruç’ta seçim turunda kavga: 4 ölü 8 yaralı”; Karar, “Sandığa kan sıçradı”; Haber Türk, “Seçim ziyareti kana bulandı” başlıkları ile olayı birinci sayfalarına taşıdı (16 Haziran).

“Haber dili” şikayet konusu: CHP Medya Komisyonu üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Hürriyet’in internet sitesinde yayınlanan “Muharrem İnce’ye peş peşe yalanlama” haberine tepki gösterdi. Yarkadaş, “Bu haber dili @Hurriyet ‘in ölümüdür! Kurumun yeni yöneticileri, KURUMSAL İLETİŞİM adlı bir wassap grubundan İnce aleyhine yayın yapılması ve ‘YALANCI’ denilmesi için sürekli talimat veriyor. Ve bu iğrenç haber dili ortaya çıkıyor…” (10 Haziran).

TRT’yi KHK kurtardı: RTÜK üyeleri İsmet Demirdöğen ve İlhan Taşçı’nın, TRT’nin siyasi parti ve adaylara yönelik ayrımcılığına karşı yaptığı başvuruda YSK, “Radyo ve televizyon yayınlarından eşit olarak yararlanılması konusunda düzenlemeler yasalarımızda yer aldığı halde buna aykırı hareketler 687 sayılı KHK 10’uncu maddesinin yürürlüğe girmesiyle müeyyidesiz bırakılmıştır. Müeyyidesiz olan bir durumla ilgili kurulumuzun cezai işlem yapması mümkün değildir” dedi (9 Haziran).

Küçük işten çıkarmaları savundu: Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük, satılarak yönetimleri Demirören Grubuna devredilen Kanal D, Hürriyet ve Kanal D gibi yayın kuruluşlarında çalışan yüzlerce kişinin kapı önüne konulacağını yazdı. Yazısında Demirören Grubu’nu ‘yerli ve milli’ olarak niteleyen Küçük, grup bünyesinde çalışan Ahmet Hakan, İsmail Saymaz, Cüneyt Özdemir gibi isimleri örnek vererek, “Hem bu siyasi propaganda yazılar konusunda hem de sosyal medya militanlığı olayında Demirörenler kesin karar aldılar ve yeni sezona girerken bu davranış kalıplarının hepsi yasaklanıyor” diye yazdı (8 Haziran).

Sabah seçimde “taraf”: Sabah gazetesi, 2 Aralık 2008 günü Demirtaş ile dönemin DTP Eş Genel Başkan Yardımcısı Kamuran Yüksek’e ait olduğu iddia edilen bir konuşma kaydını manşetine taşıdı. “CHP’nin koruduğu PKK’li Demirtaş’ın suçüstü belgeleri” manşetiyle çıkan Sabah, Demirtaş’ı PKK’li olmakla Yüksek’i ise KCK sözcüsü olmakla itham etti (6 Haziran).

CNN Türk’ü protesto: Yaklaşık bin İYİ Partili, CNN Türk’ün, partileri ve Genel Başkanları Meral Akşener’e ambargo uyguladığı gerekçesiyle kanalı protesto etti. Ellerinde meşalelerle televizyon kanallarını protesto eden partililer, Habertürk TV’de Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtlayan Akşener’in görüntüleri projektör ile duvara yansıttı (6 Haziran).

Alçı-Hakan atışması uzadı: Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan ve Habertürk gazetesi Yazarı Nagehan Alçı arasındaki polemik, Hakan’ın Alçı’ya Bank Asya ile ilgili yönelttiği, “FETÖ Terör Örgütü’nün Bank Asya’sından aldığınız kredinin toplam miktarı nedir?” soruyla devam etti (5 Haziran).

Alçı-Hakan atışması: Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, köşesinde kendisine “Ne oldu sizin şu Bank Asya işi?” diye soran Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a cevap vererek, “muhbirliğini bir kez daha tescilledin” dedi ve Barış Atay’ın gözaltına alınmasını hatırlattı. Alçı, “Bu yaptığını tarif etmek için çok daha ağır sıfatlar var ama erkek egemen kültürün çirkin kelimelerini kullanmak istemiyorum” dedi (4 Haziran).

TRT YSK’ya taşındı: RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyeleri İsmet Demirdöğen ve İlhan Taşçı, 24 Haziran seçimleri öncesi tarafsız yayıncılık yapmayarak iktidar lehinde açık tutum aldığı gerekçesiyle TRT’yi Yüksek Seçim Kurulu’na şikayet etti. Başvuruya göre, 14-30 Mayıs tarihleri arasında TRT 1, TRT Haber ve TRT Kurdi (Kurdi) kanalları, Cumhur İttifakı ve Recep Tayyip Erdoğan’a 67 saat 58 dakika 56 saniye, CHP ve Muharrem İnce’ye 6 saat 43 dakika 31 saniye, İyi Parti ve Meral Akşener’e 12 dakika 43 saniye, Vatan Partisi ve Doğu Perinçek’e iki dakika yer verirken HDP ve Selahattin Demirtaş’a hiç yer verilmedi. Sadece TRT 6 (Kurdi) SP ve Temel Karamollaoğlu’na sadece 8 dakika 40 saniye, HÜDAPAR 23 dakika yer verdi (1 Haziran).

Erdoğan için yayına ara: CNN Türk’te Şirin Payzın’ın konuğu olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, konuştuğu sırada yayın kesilip Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iftar programı verildi. Yaklaşık yarım saat stüdyoda Erdoğan’ın konuşmasının bitmesini beklemek zorunda bırakılan Özkan, yayın yeniden başladığında “Ben yıllarca televizyonculuk yaptım böyle bir şey görmedim” dedi; Payzın’ın işine ve izleyicilere olan saygısından dolayı stüdyoyu terk etmediğini ifade etti (30 Mayıs).

TRT çalışanlarından eylem: Birlik Haber-Sen çağrısıyla TRT Genel Müdürlüğü önünde toplanan ve “TRT milletindir. Bizler TRT çalışanları olarak milletin kurumuna sahip çıkmaya devam edeceğiz” yazılı pankart açan kurum çalışanları, “Şiddete karşıyız tarafsız yayınız” sloganları attı. Sendika TRT Şube Başkanı Fatih Adem Gençbay, “Cumhurbaşkanlığı adaylığına soyunan değerli isimlere buradan seslenmek istiyoruz; TRT Kurumunu ve bizleri, lütfen kendinize seçim malzemesi yapmayın… Son günlerde seçim meydanlarında ağırlıklı olarak, TRT’nin konuşuluyor olması, çalışanları derinden üzüyor” dedi (30 Mayıs).

TRT “taraflı yayını” savundu: TRT, 24 Haziran 2018 seçim döneminde taraflı yayın yaptığına dair suçlamalarla ilgili Twitter üzerinden açıklama yaptı: “Sayın Muharrem İnce’nin iddiasının aksine, 13 – 20 Mayıs tarihleri arasında kendisinin 13 ayrı seçim faaliyetine canlı yayın olarak TRT ekranlarında toplam 125 dakika yer verilmiştir… Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adaylığı gibi iki farklı kimliği bilinçli olarak birbirine karıştırılarak süre çarpıtması yapılmaktadır”. TRT ‘de tarafsız ve dengeli yayıncılık yapıldığı öne sürülen açıklamada Cumhurbaşkanı adayları Meral Akşener , Selahattin Demirtaş, Doğu Perinçek ve Temel Karamollaoğlu’nun adı anılmadı (30 Mayıs).

Seçim sürecinde TRT Haber: RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyeleri İsmet Demirdöğen ve İlhan Taşcı’nın yaptığı çalışma, TRT Haber kanalının 1-25 Mayıs tarihlerinde CHP ve Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye 3 saat 38 dakika 26 saniye, AKP ile MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’na 31 saat 24 dakika 59 saniye süre ayrıldığı gösterdi. TRT Haber, İyi Parti ve Meral Akşener’e Mersin miting yayınından dolayı 9 dakika 30 saniye süre ayırdı. Bu dönemde, kendi Cumhurbaşkanı adaylarını çıkaran Saadet Partisi ve HDP’ye ise hiç yer ayrılmadı. Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu ve Selahattin Demirtaş TRT Haber ekranlarında hiç görülmedi (28 Mayıs).

Reklam sıklığına eleştiri: Oyuncu Zafer Algöz, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin CNN Türk programında sık sık reklam arası verilerek sözünün kesilmesine tepki gösterdi (25 Mayıs).

Kanallara haber uyarısı: HDP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş adına, Twitter hesabından, CNN Türk, TRT, NTV ve HaberTürk haber kanalarına, “HDP ve Demirtaş haberlerine de yer vermeyi düşünüyor musunuz” diye soruldu. Demirtaş’ın TRT’ye mesajı ise şöyle: “Seçmenlerimizin vergilerini tek bir partinin propagandası için kullanmanız hem günah hem de suçtur. TRT’yi iktidarın borazanı haline getirip kul hakkı yiyen yöneticilere hakkımızı helal etmiyoruz. Yaptığınızın suç kısmıyla da, adil yargının bir gün ilgileneceğine inanıyorum” (24 Mayıs).

Ombudsmandan Hakan’a eleştiri: Hürriyet gazetesi okur temsilcisi Faruk Bildirici, Barış Atay hakkında yazı yazarak “Haddini bildirin” diyen gazetesinin yazarı Ahmet Hakan’ı eleştirdi: “Bir yazar, elbette eleştirebilir ama kimsenin düşüncesini dile getirmesine set çekmeye çalışamaz, sırf düşüncesini açıkladığı için uslandırılmasını, cezalandırılmasını isteyemez. Zira bir kişiyi yargılamak, hüküm bildirmek gazeteciye düşmez” (21 Mayıs).

Haber-Sen’den TRT’ye tepki: KESK’e bağlı Haber-Sen, Anayasa’da özerk bir kurum olarak tanımlanan TRT’yi hükümet lehine taraflı yayın yapmakla suçladı. Haber-Sen Genel Başkanı Musa Özdemir, kamu yayın kurumlarının hükümet, siyasi parti ya da diğer güç odakları için değil halkla hizmet için var olduklarını hatırlattı (18 Mayıs).

TRT’den yanlı yayıncılık: Kamu yayıncısı TRT, 17 Nisan ile 6 Mayıs 2018 döneminde, Saadet Partisi ve HDP’ye bir saniye bile yer vermedi. İYİ Parti ise TRT ekranlarında sadece 9.5 dakika yer alabildi. AKP-MHP ittifakına ise 37 saat 40 dakika 2 saniye ayrıldı (13 Mayıs).

Ana akım medya için #KapatGitsin: Seçim öncesinde muhalif sesleri ekrana taşımayan ve yüzde 90’ı hükümete yakın isimlerce yönetilen ana akım medya organları, #KapatGitsin etik altında sosyal medyada protestonun konusu oldu (18 Mayıs).

Yazıyla “had” bildirildi: Oyuncu Barış Atay’ın bir Somalı madenciyi tekmeleyen dönemin Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel’in “özür” açıklamasına karşılık sosyal medyada paylaştığı “Yargılanacaksınız” şeklindeki mesajı sonrası gözaltına alınması Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’ın yoğun şekilde eleştirilmesine neden oldu. Hakan, Atay’ın mesajı sonrası İYİ Parti Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener ve CHP Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’ye “Lütfen bu adama haddini bildiriniz!” başlıklı bir yazıyla çağrı yapmıştı. Gözaltıyı köşesine taşıyan Hakan, “Çağrım polise, savcıya değil Muharrem İnce ve Meral Akşener’eydi” diye yazdı (17 Mayıs).

Avukat TRT’den şikayetçi: Avukat Gonca Aytaş, kamu adına eşit ve tarafsız yayın yapmadığı gerekçesiyle TRT’ye ihtarname gönderdi. Dilekçede, TRT’nin eşit ve tarafsız yayın yapılması için tahsis edilen payları amacına uygun kullanmadığını, siyasi partilere eşit mesafede durmayarak kanunları ihlal ettiği savunuldu. Avukat, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, Haber Dairesi Başkanı Yaşar Taşkın Koç ve diğer sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağını bildirdi (9 Mayıs).

Sabah, şehitleri alet etti: Sabah gazetesi, 24 Haziran 2018’de yapılacak erken seçime ilişkin olarak yayımladığı “Sıra bizde, sandıkta ‘vatan için’ diyeceğiz” başlıklı haberi nedeniyle tepki çekti. “El Bab’da, Afrin’de, Cerablus’ta şehit olan kahramanların aileleri konuştu; evlatlarımızın emaneti için oyumuz ‘cumhur ittifakı’na” denen haber için gazeteci İsmail Saymaz, “Şehitleri ve şehit ailelerini seçime alet etmek, memleketi bölmektir” paylaşımında bulundu. KRT Haber Müdürü Çağlar Cilara “Bugün utanç günü. Şehitlerimizi, ailelerini, kahraman askerlerimizi rahat bırakın. Vicdan yok mu” diye yazdı. (22 Nisan).

Sunucudan homofobi: Akit TV’de Rabbiyatcı isimli programda sunucu Mehmet Arslan, dekolte giyen kadınları “tacizci” olarak ilan etti. Kadın sorununun ve çocuk istismarının konuşulduğu programda, Arslan’ın, “Buna karşı tavır alınması lazım, tedbir alınması lazım, cezalandırılması lazım. Ancak, altta yatan sebepler de araştırılmazsa, fakat ‘şu şuna sebep oldu, bundandır diye’ de, erkek taciz ve şiddetini hafife alma tarzında da değil. Olayı basitleştirme adına da değil. Psikolojik, sosyolojik bir çözümleme adına, muhakkak orada kadının da payı olabilir mi diye düşünmek lazım” dedi.

Anayasa Mahkemesi

Nisan-Mayıs-Haziran döneminde Anayasa Mahkemesi (AYM) Anayasa.gen.tr ve İdare.gen.tr sitelerinin editörü Kemal Gözler’ın ifade özgürlüğü hakkının Anayasaya aykırı şekilde ihlal edildiğine dair başvurusunda devleti mahkeme gideri olarak 206 TL ödemeye mahkum etti. AYM, bir sendikacı ve bir askerin başvurusunda ifade özgürlüğü anlamında bir ihlal tespit etmedi.

15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra hukuka aykırı şekilde tutuklanan ve tahliye talepleri sistemli şekilde yerel hakimlik ve mahkemelerce reddedilen gazetecilerle ilgili ancak 11 Ocak 2018’de harekete geçen AYM’e son olarak HaberTürk TV eski haber koordinatörü Oğuz Usluer için başvuruldu. AYM’nin ihlal kararı altı ay sonra İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nce dikkate alınınca, yerel mahkemece ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan gazeteci ve köşe yazarı Mehmet Altan tahliye oldu. AYM önünde, Ahmet Turan Alkan gibi çok sayıda gazetecinin dosyası bekliyor.

Darbe girişimi sonrası iki üyesi tutuklanan AYM, geçen yılın aynı döneminde ifade özgürlüğüne dair tek bir kararı gündemine almamıştı. 2017 yılının tamamında da AYM, dört gazeteci, bir televizyon kanalı, bir radyo kanalı, bir yayıncı ve bir askerin başvurusunda Türkiye’yi giderler dahil 23 bin 427 TL tazminata mahkum etmişti. Ancak AYM, özellikle iki üyesi darbe girişimi sonrası tutuklanmasından sonra, OHAL altında tutuklanan 22 tutuklu gazetecinin “bireysel” başvurusunu 2017 boyunca gündemine almadı.

Usluer AYM’ye başvurdu: Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), “FETÖ üyeliği” iddiasıyla İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 7 yıl 6 ay hapse mahkum ettiği, Silivri Hapishanesi’nde bulunan HaberTürk TV eski haber koordinatörü Oğuz Usluer’in dosyasını AYM’ye taşıdı (15 Haziran).

AYM’den Gülen başvurusuna ret: Anayasa Mahkemesi, 17 Aralık 2013 tarihinde yapılan operasyonlar sonrasında Yeni Akit gazetesinde yazar Yusuf Kaplan’ın “Cemaat, İslâm’ı protestanlaştırıyor” başlığıyla yayımlanan röportajla ilgili başvuru yapan Fethullah Gülen’in başvurusunu reddetti. Röportajda Gülen’in kişilik haklarının ihlal edilmediğine hükmeden AYM,” başvuru açıkça dayanaktan yoksun” dedi (30 Mayıs).

Demir’e AYM reddi: AYM, Tarım ve Ormancılık Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) Yönetim Kurulu üyesi Hıdır Demir’in bir açıklaması nedeniyle “hakaret”ten ertelemeli cezaya mahkum edilmesine dair şikayetini, “iddia dayanaktan yoksun” diyerek oyçokluğuyla reddetti. Bir üye, “Başvuranın ve sendika üyesi olup görev yeri değiştirilen tanığın anlatımları karşısında, söz konusu orman suçuyla ilgili tutanak ile görev değişikliği işlemi arasında ilginin kurulabilmesi durumunda eylemin eleştiri kapsamında kalacağı ve suç oluşturmayacağı açıktır” diyerek karara muhalif kaldı (10 Mayıs).

AYM’den Beştepe’ye ret: AYM, emekli bir tümgeneral Naci Beştepe’nin farklı görsel ve yazılı medya organlarında Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında yazmış olduğu yazılar ve vermiş olduğu beyanatlar nedeniyle TSK Sosyal Tesisleri’ne girişinin geçici olarak yasaklanması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine dair başvurusunu, “Başvuru yolları tüketilmedi” diyerek reddetti (10 Mayıs).

AYM Gözler’e hak verdi: AYM, “usulsüz alıntı” konusuna dair içerikler hukuka aykırı şekilde sansürlenen Anayasa.gen.tr ve İdare.gen.tr sitelerinin editörü Kemal Gözler’ın ifade özgürlüğü hakkının Anayasaya aykırı şekilde ihlal edildiğine oyçokluğuyla hükmetti. 206 TL yargılama gideri karşılığında ödeme yapılmasına karar kılan AYM, yeniden yargılama için dosyayı Ankara 21. Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderdi (19 Nisan).

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi

Nisan-Mayıs-Haziran 2018 döneminde AİHM, biri gazeteci ve biri yayıncı olmak üzere beş kişinin yaptığı dört ayrı başvuru sonucunda Türkiye’yi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesini ihlal etmekten 19 bin 500 avro (yaklaşık 101 bin TL) tazminat ödemeye mahkum etti.

Mayıs 2017’deki İç Tüzük değişikliğinin ardından Türkiye’den gelen tutuklu gazeteci başvurularıyla ilgili ilk kez 20 Mart 2018’de Şahin Alpay ve Mehmet Altan ile ilgili ihlal kararı alan AİHM, son üç aylık dönemde tutuklu gazeteciler özelinde herhangi bir karar almadı. AİHM önünde, “özgürlük hakkının ihlali” gerekçesiyle Ahmet Turan Alkan, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak gibi çok sayıda gazetecinin başvurusu bekliyor. Son olarak, “PKK üyeliği”nden 8 yıl 9 ay hapse mahkum edilen gazeteci Nedim Türfent de dosyasını AİHM’e taşıdı.

Ağır tecrit altında tutukluluğu süren veya henüz tahliye edilmiş gazetecilerin bireysel başvuru kapsamındaki dosyalarına, BM Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye, Avrupa Konseyi eski İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks ve dünyada ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanında faaliyet gösteren 13 hak örgütü de müdahil olmuştu.

Geçen yılın aynı döneminde AİHM, biri tutuklu diğeri muhasebeci iki başvurucunun dosyasında, Türkiye’yi “ifade özgürlüğünü ihlal”den toplam bin 500 avro (yaklaşık 6 bin TL) manevi tazminata mahkum etmişti. 2017 yılının tamamındaysa AİHM, Fatih Taş dahil 23 kişinin ifade özgürlüğünü ihlale ilişkin başvurusunda Türkiye’yi Sözleşmenin 10. Maddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle mahkeme gideri dahil toplam 205 bin 430 avro (yaklaşık 782 bin 927 TL) tazminata mahkum etmişti. 

Türfent davası AİHM’de: “Örgüt üyeliği” suçlamasıyla Van T Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu olan gazeteci Nedim Türfent’e 15 Aralık 2017’de verilen sekiz yıl dokuz aylık hapis cezası AİHM ve Anayasaya Mahkemesi’ne taşındı. Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Van’da 13 Mayıs 2016 tarihinde tutuklanan DİHA muhabiri Nedim Türfent’i üst sınırdan cezalandırmıştı (25 Haziran).

AİHM’den Sarıtaş ve Geyik’e tazminat: AİHM, Grup Yorum konserinde “Devrimci tutsaklar ölümsüzdür”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Mahir, Hüseyin, Ulaş; Kurtuluşa kadar savaş” şeklinde slogan attıkları için “örgüt propagandası” suçlamasıyla Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nce ceza verilen Emrah Sarıtaş ve Mesut Geyik’e Türkiye’nin toplam 10 bin avro (yaklaşık 53 bin TL) tazminat ödemesine karar verdi (19 Haziran).

AİHM’de Kula kazandı: AİHM, Mersin Üniversitesi öğretim görevlisi Onur Bilge Kula hakkında “AB’nin kültürel, Türkiye’nin geleneksel yapısı” ile ilgili bir panele konuşmacı olarak katılması nedeniyle disiplin soruşturması açılması ve ifade özgürlüğü hakkının hukuka aykırı şekilde kısıtlanmasıyla ilgili başvuruda Türkiye’yi bin 500 avro (yaklaşık 8 bin TL) tazminat ödemeye mahkum etti (19 Haziran).

Türkiye AİHM’de mahkum: AİHM, Aram Basım ve Yayıncılık Şirketi yetkilisiyken üç kitap nedeniyle “PKK propagandası”ndan yargılanan yayıncı Fatih Taş’ın yaptığı başvuruda Türkiye’yi iki dosyada “ifade özgürlüğü, etkili başvuru ve adil yargılanma haklarını ihlal”den 7 bin avro manevi, bin avro da maddi olmak üzere toplam 8 bin avro (yaklaşık 40 bin TL) tazminat ödemeye mahkum etti (24 Nisan).

Ergündoğan AİHM’de kazandı: AİHM, BTP lideri dahil dört kişiye yayın yoluyla hakaret ettiği gerekçesiyle 2005’te adli para cezasına mahkum edilen BirGün gazetesi eski yazarı Yalçın Ergündoğan’ın ifade özgürlüğü hakkının çiğnendiğine hükmetti ancak yazara tazminat ödenmesine gerek olmadığına karar verdi (17 Nisan).

RTÜK’ten haberler

HalkTV ve TGRT Haber’e ceza: RTÜK, 24 Haziran seçimleri gecesi yazar Ataol Behramoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sözlerini hakaret olarak değerlendirerek Halk TV idari para cezası verilmesini kararlaştırdı. TGRT Haber’deki “Medya Kritik” programda, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin eşi Ülkü İnce’ye yönelik sözlere de aynı gerekçeyle ceza verilecek (28 Haziran).

YSK seçimde cezada yetkisiz: YSK, RTÜK üyeleri İlhan Taşcı ve İsmet Demirdöğen seçim döneminde muhalefet liderinin gündeme getirdiği “TRT’nin taraflı yayın yaptığı” iddiasına ilişkin başvuruyla ilgili olarak, “Ceza verme yetkimiz OHAL kapsamında KHK ile kaldırıldı” yanıtı verdi (9 Haziran).

RTÜK: Tartışma/eğlence programlarına ceza ağırlaştı

 

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Nisan-Mayıs-Haziran 2018 döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 6 program durdurma cezası ve 12 para cezası verirken radyo kuruluşlarına da 1 para cezası verdi. Kurul, Radyo ve TV’lere toplam 6 program durdurma, 14 işlem karşılığında 1.211.367 TL idari para cezası ve bir de uyarı verdi.

(Reklam yayınlarının değerlendirme dışı bırakıldığı çalışma, RTÜK’ün 3 Nisan ile 13 Mayıs 2018 tarihleri arasında gerçekleştirdiği yedi toplantının kayıtları temel alınarak hazırlandı).

RTÜK “Çocuk ve gençlerin gelişimine zararlı yayın”dan 7 para cezası; “Sigara yasağını ihlal”den 1 para cezası; “Türkçe’nin kullanımı”ndan 2 para cezası; “Cinsiyetçi yayın”dan 2 para cezası, “Müstehcenlik”ten 1 para cezası ve 6 program durdurma verdi.

RTÜK, geçen yılın aynı döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 30 para cezası, 11 uyarı cezası; radyo kuruluşlarına da 8 para cezası, 3 uyarı cezası uygulamıştı. Kurul, Radyo ve TV’lere toplam 6 milyon 840 bin 052 TL idari para cezası vermişti.

Kurul 2017 yılının tamamında ise, televizyonlara 11 uyarı, 82 para cezası ve 13 de yayın durdurma cezası; radyolara da 3 uyarı, 12 de para cezası vermişti. Yayın ilkelerini ihlalden verilen cezaların toplamı 21 milyon 333 bin 825 TL para cezası, 13 program durdurma, 94 para cezası ve 14 uyarı cezası olmuştu.

Çocuk ve gençlerin gelişimi: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan“Çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz”hükmünün ihlalden; 119.455 TL (Dream TV – 17.065 TL(4);Planet Çocuk TV – 17.065 TL; Power TV – 17.065 TL; NR1 TV- 17.065 TL) para cezası verildi.

Sigara yasağını ihlal: 4207 sayılı Kanunun 3. maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Televizyonda yayınlanan programlarda, filmlerde, dizilerde, müzik kliplerinde, reklam ve tanıtım filmlerinde tütün ürünleri kullanılamaz, görüntülerine yer verilemez” hükmünün ihlalden 13.816 TL (NR1 TV- 13.816 TL) para cezası verildi.

Düzeysiz Türkçe: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde yer alan Türkçenin; özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır;dilin düzensiz, kaba ve argo kullanımına izin verilemez” ilkesini ihlalden 50.929 TL (Ulusal Kanal – 17.065TL; Metro FM – 33.864TLpara cezası verildi.

Cinsiyetçi yayın: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (s) bendinde yer alan; “Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez” ilkesinin ihlali nedeniyle 1.010.102 TL (TV8 – 420.676 TL; Fox TV – 589.426TLpara cezası verildi.

Müstehcenlik: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinde yer alan, yayın hizmetleri; “Müstehcen olamaz” hükmüne aykırılıktan 17.065 TL (One Best TV – 17.065 TL) para cezası ve altı program durdurma cezası (Kanal Yalova TV – üç program durdurma; One Best TV – üç program durdurma) verildi. (EÖ/APA)

Sayfa Başı