MEDYA GÖZLEM VERİTABANI
ENGLISH
BİA MEDYA GÖZLEM / OCAK-ŞUBAT-MART 2018
BİA Medya Gözlem Ocak-Şubat-Mart Tam Metin
2018 1. Çeyrek Medya Gözlem Raporu - Tam Metin
Erol Önderoğlu - Bia Haber Merkezi 03/05/2018

Bugün 3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü Günü, kutlu olsun!

Türkiye, anaakımdan Doğan Grubu’nu el değiştirmiş, uluslararası hak çevrelerinin yoğun dayanışmasına rağmen gazetecilerin gruplar halinde mahkum edilmiş olarak 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne giriyor.

Basın özgürlüğü Günü’nde çok sesli, iktidarın değil, halkın haber alma hakkının yanında, eleştirel, bağımsız medyadan söz etmek çok zorlaştı, “demokratik dünya” ile mesafe giderek açılıyor, olağanüstü Hal (OHAL) yönetiminde seçim hazırlığı yapılıyor.

Ocak-Şubat ve Mart 2018’i kapsayan BİA Medya Gözlem Raporu, 301 gazeteci, köşe yazarı, yayın sorumlusu veya çizerin, tüm ceza ve tazminat davaları kapsamında 20 ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet hapis, 3 bin 158 yıl 6 ay 8 gün hapis, 2 bin 545 bin TL adli para cezası ve 2 milyon 545 bin TL de tazminat cezası istemiyle yargılandığını gösteriyor.

Rapora göre 48’i son üç ayda görülen davalar çerçevesinde, “darbecilik”, “örgüt propagandası”, “örgüt üyeliği”, “Devlet kurumlarını aşağılamak”, “hakaret” veya “Cumhurbaşkanı’na hakaret” gibi iddialarla 3 ağırlaştırılmış müebbet, 210 yıl 5 ay 22 gün hapse mahkum edildiğini ortaya koyuyor.

BİA Medya Gözlem Raporu’nda “öldürülen gazeteciler”, “hapisteki gazeteciler”, “saldırı, tehdit ve engellemeler”, “cezasızlık / hak aramaları”, “soruşturmalar, açılan-süren davalar, kararlar”, “hakaret, kişilik hakları ve tazminat davaları”, “yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar”, “Anayasa Mahkemesi”, “AİHM” ve “RTÜK” gibi bölümler yer alıyor.

Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in 9 Ocak 2007’de İstanbul Şişli’deki gazetesi önünde öldürülmesine ilişkin Fethullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, dönemin Trabzon İl jandarma Komutanı Ali Öz, dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, dönemin jandarma ve emniyet görevlileri ile ana dava hükümlülerinin de aralarında bulunduğu dokuzu tutuklu 10’u firari 85 sanığın yargılandığı dava 14-15 ve 17-18 Mayıs günlerinde sürecek.

Kürt aydını ve gazeteci Musa Anter’in 1992’de öldürülmesi ve 90’larda JİTEM’in işlediği cinayetlerle ilgili 18 sanıklı davada, ne “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım bulunabildi, ne de İsveç’te yaşayan PKK itirafçısı ve eski MİT elemanı Abdülkadir Aygan’ın dört yıldır ifadesi alınabildi. Bu dava da 4 Nisan’da sürecek.

Türkiye’de 121 gazeteci, gazetecilik ve politik davalar çerçevesinde 1 Nisan’a hapishanede girdi. Hapishanedeki 121 gazeteciden 36’sının yargılaması sürüyor, 36’sınınsoruşturması henüz tamamlanmadı. Hapis gazetecilerin sadece  22’si hükümlü, 27’si de aldıkları hapis cezalarını üst mahkemeye taşıdı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek’in Silivri Hapishanesi’nde ziyaret ettiği Cumhuriyet gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, “Bedel ödenecekse, ödeyeceğiz ve biz demokrasi ve özgürlük mücadelemize devam edeceğiz” mesajı gönderdi.

Gazeteci Cinayetleri / Yargılama

Hrant Dink Cinayeti

Dink davası Mayıs’a kaldı: Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin Fethullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, dönemin Trabzon İl jandarma Komutanı Ali Öz, dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul İstihabrat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, dönemin jandarma ve emniyet görevlileri ile ana dava hükümlülerinin de aralarında bulunduğu 9’i tutuklu 10’u firari 85 sanığın yargılandığı davanın 71. Duruşması İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.

12-16 Mart günlerinde tutuksuz sanıklar Uzman Çavuş Ecevit Emir, İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü Bölücü Örgüt Faaliyetleri Unsur Komutanı Emre Cingöz ve Uzman Çavuş Musa Yıldırım, İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli eski uzman jandarma Yusuf Bozca, Mustafa Küçük, Rahmi Özer ve Şeref Ateş’in ifadeleri alınmıştı. Yargılama 14-15 ve 17-18 Mayıs günlerinde sürecek (17 Mart).

Şimşek ve Şahin’e tahliye: Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin görülen dava kapsamında tutuklu yargılanan dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat görevlileri Okan Şimşek ve Veysal Şahin tahliye edildi. Karar Şimşek ve Şahin’in ByLock programı kullanmadıkları ve Bank Asya’da hesaplarının olmamasına dayandırıldı. Oysa iddianamede Şimşek ve Şahin’in, Hrant Dink’in öldürülmesi planından haberdar olduğu ifade ediliyordu (13 Şubat).

Eser ve Gürel dinlendi: Mahkeme, gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili 11’i tutuklu, 10 firarlı toplam 85 sanıklı davada, cinayetten önce Trabzon Emniyet İstihbarat Dairesi şubesinde komiser yardımcısı olan sanık Özkan Mumcu’nun Muş’ta “ByLock” iddiasıyla açılan “örgüt üyeliği” davasına ilişkin dosyayı kendi dosyasıyla birleştirdi. 19. Duruşma haftasında, cinayet istihbaratı geldiğinde ve cinayet gerçekleştirildiğinde Trabzon Jandarma görevlisi olan Cevat Eser ile jandarma görevlisi olan Ünsal Gürel savunma yaptı.

Eser, Pelitli bölgesinden sorumlu jandarma komutanı olmasına rağmen orada yaşayan Yasin Hayal’in cinayet işleyeceğinden bilgisi olmadığını söyledi. Eser ayrıca cinayetin ardından Pelitli’de halka sivil kişilere bilgi verilmemesi anonsunu Vali Hüseyin Yavuzdemir’in bilgisi dahilinde kendisinin yaptırdığını söyledi (29 Ocak).

Musa Anter Cinayeti

Dava “Yeşil” ve Aygan’ı bekliyor: Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Musa Anter’in 1992’de öldürülmesi ve 90’larda JİTEM’in işlediği cinayetlerle ilgili 18 sanıklı davada, ne “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım bulunabildi, ne de İsveç’te bulunan PKK itirafçısı ve eski MİT elemanı Abdülkadir Aygan’ın dört yıldır ifadesi alınabildi.

Dönemin Sabah Gazetesi istihbarat müdürü Abdurrahman Şimşek’i Diyarbakır’dan SEGBİS üzerinden tanık olarak dinledi. Şimşek, “Haber kaynağım bana, Hamit Yıldırım’ın yakın akrabalarından birisinin Musa Anter cinayetini Hamit Yıldırım’ın işlediğini, bundan pişman olduğu ve cinayetin işlendiği dönemde genç olduğunu da aktarmış. Ama kime hangi akrabasına söylediğini bilmiyorum” dedi.

Şimşek, “Yeşil”in eski adı Özel Harp Dairesi olan birim personellerince kaçırılıp öldürüldüğünü, öldürüldükten sonra da Yeşil’in video kaydına alınarak, üst düzey jandarma istihbarat komutanlarına izletildiğini söylediğini aktardı; tanığının can güvenliği nedeniyle tanıklık yapmaya yanaşmadığını açıkladı.

Şimşek, saldırıda yaralanan Orhan Miroğlu’nun kendisine “Sen bu işlerle uğraşma. Devlet 20 yıldır uğraştı olayı aydınlatmadı. Devlet bu olayı çözmedi siz niye uğraşıyorsunuz” dediğini de aktardı. Anter ailesinin avukatı Selim Okçuoğlu, Şimşek’in duruşmalara bizzat katılmasını istedi. Dönemin Diyarbakır Belediyesi’nin Kültür ve Sanat Bölümü çalışanı Mahmut Günaçtı, tanık sıfatıyla SEGBİS üzerinden verdiği ifadede, “Musa Anter’i daha önce hiç tanımadım. Ben olayın yaşandığı tarihi sonrasında trafik kazası geçirdim. Kalp krizi geçirdim. Onun için olayı pek hatırlamıyorum” dedi. Gelecek duruşma 4 Nisan 2018’de (20 Aralık).

Hapis Gazeteciler

Hapis gazeteciler tablosu için tıklayınız.

(Türkiye’de cezaevindeki gazeteci ve medya çalışanların durumu hem ülke içinde hem uluslararası planda farklı şekillerde kamuoyuna yansıyor. Kimi örgüt ve girişimler “gazeteci” oluşlarının temel alarak savunu faaliyetlerinde bulunurken, kimileri de “gazetecilik faaliyetleri kapsamında cezaevinde olup olmadıklarını” esas alıyor. Hatta, aynı kriterde yola çıktıkları halde farklı sonuçlar da elde edebiliyorlar. BİA Medya Gözlem Raporu’nda hapisteki gazeteciler, çalıştıkları medya kuruluşunca gazeteci olarak tanıtılanlar, gazetecilik faaliyeti kapsamı itibariyle herhangi bir tespit ve sonuca gidilmeden, Türk Ceza Kanunu veya Terörle Mücadele Kanunu kapsamında işlem görmeleri dikkate alınarak değerlendirmeye alınıyor).

Hapiste 121 gazeteci

Türkiye’de 121 gazeteci, gazetecilik ve politik davalar çerçevesinde 1 Nisan’a hapishanede girdi. 121 hapis gazeteciden 36’sının yargılanması sürüyor; 36’sının soruşturması henüz tamamlanmadı. Cezaevlerindeki gazetecilerden sadece 22’si hükümlü, 27’si ise haklarındaki hükmü üst mahkemeye taşıdı.

Geçen yılın aynı döneminde 118 gazeteciden 16’sı hükümlüyken 18’i halen yargılanıyordu; 84’üyse soruşturma geçiriyordu.

“FETÖ” kapsamında 75 gazeteci

Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilan edildiği 20 Temmuz 2016’dan bugüne kadar “Fethullah Terör Örgütü /Paralel Devlet Yapılanması – FETÖ/PDY” ile bağlantılı operasyonlar kapsamında tutuklanan 73 gazeteci ve medya temsilcisi 31 Mart 2018 itibariyle cezaevindeydi. Daha önce tutuklanmış olan diğer iki gazeteci de, darbe girişimi sonrası “FETÖ” kapsamında işlem görmeye başladı.

Bu kişilerden en az 31’i “FETÖ yöneticiliği veya üyeliği”, “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs-darbecilik”,  “örgüte yardım”, “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım” ve “örgüt propagandası” iddiasıyla yargılanmaya devam ediyor; 25’i mahkum edildi; 19’u halen soruşturma geçiriyor.

“PKK-KCK-DYG” kapsamında 31 gazeteci

14 medya temsilcisi “KCK-PKK-DYG üyeliği veya propagandası” davalarında hükümlüyken, yedisi halen yargılanıyordu; 10’u soruşturma geçiriyordu.

İkisi “MLKP üyeliği”nden, biri “isyana teşvik”, biri TKEP/L üyeliği”, biri “Türkiye İntikam Birliği Teşkilatı (TİBT) üyeliği”, biri “Direniş örgütü üyeliği”, biri “DHKPC üyeliği”nden hükümlü iken, biri “FETÖ/PKK’ya yardım”dan yargılanıyor. Üçü “MLKP üyeliği” şüphesiyle, diğer üçü de henüz bilinmeyen örgütlerle bağlantılı olmak şüphesiyle soruşturma geçiriyor.

İsimler, çalıştıkları yayınlar, yargılandıkları davalar

“FETÖ/PYD”: Abdullah Kılıç (Meydan gazetesi köşe yazarı), Ahmet Altan (Taraf gazetesi eski yayın yönetmeni), Ahmet Memiş (Haberdar sitesi haber müdürü), Ahmet Metin Sekizkardeş (Cihan Medya Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı), Ahmet Turan Alkan (Zaman gazetesi eski yazarı), Ahmet Yavaş (TRT radyosu Erzurum muhabiri), Alaattin Kaya (Zaman gazetesi eski imtiyaz sahibi), Ali Akkuş (Zaman gazetesi genel yayın editörü), Ali Bulaç (Zaman gazetesi eski yazarı), Ali Ünal (Zaman gazetesi eski başyazarı), Ali Yüce (TRT radyosu yayın müdürü), Ayşe Nazlı Ilıcak (Bugün ve Yarına Bakış gazeteleri yazarı), Ayşenur Parıldak (Zaman gazetesi muhabiri), Aytekin Gezici (Adana’da gazeteci-yazar), Aziz İstegün (Zaman gazetesi eski Diyarbakır bölge temsilcisi), Bayram Kaya (Zaman ve Yeni Hayat gazetesi muhabiri), Bayram Parlak (Diyarbakır Radyo Cihan muhabiri), Beytullah Özdemir (Zaman gazetesi ve Cihan Haber Ajansı Düzce temsilcisi), Behram Kılıç (Zaman gazetesi eski yazarı), Burçin Dokgöz (Zaman gazetesi Çorum muhabiri), Cemal Azmi Kalyoncu (Aksiyon dergisi muhabiri), Cuma Kaya (Zaman gazetesi yazarı), Cuma Ulus (Millet gazetesi eski yayın koordinatörü), Cumali Önal (Zaman gazetesi eski Arapça servis sorumlusu), Cüneyt Seza Özkan (Samanyolu TV haber yönetmeni), Emre Soncan (Zaman savunma eski muhabiri), Ercan Gün (Fox TV haber editörü), Erdal Şen (Meydan gazetesi yazı işleri müdürü), Ersin Şanlı (TRT yurt haberler müdürü), Faruk Akkan (Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü), Fevzi Yazıcı (Zaman gazetesi görsel yönetmeni), Gökçe Fırat Çulhaoğlu (Türk Solu dergisi yazarı), Gültekin Avcı (Bugün gazetesi eski köşe yazarı), Habip Güler (Zaman gazetesi eski muhabiri), Hakan Aksel (TRT Haber ve Spor Dairesi koordinatör yardımcı ve yapımcı), Halil İbrahim Mert (TRT TV Erzurum kameramanı), Hanım Büşra Erdal (Zaman gazetesi eski muhabiri ve köşe yazarı), Hamza Günerigün (TRT Haber spikeri), Hüdaverdi Yıldırım (Bugün TV ve Can Erzincan TVmuhabiri), Hüseyin Aydın (CİHAN eski muhabiri), Hüseyin Turan (Zaman gazetesi yazarı), İbrahim Balta (Zaman gazetesi eski ekonomi editörü), İbrahim Karayeğen (Zaman gazetesi eski yazı işleri müdürü), İdris Okur (CİHAN Çorum muhabiri), İsa Siyi (Haberdar sitesi editörü), İsmail Avcı (Zaman gazetesi muhabiri), Mehmet Altan (gazeteci-yazar), Mehmet Gündem (Milliyet gazetesi eski yazarı), Muhsin Pilgir (Zaman ve Cihan eski muhabiri), Murat Dağdeviren (Demokrat Gebze gazetesi sahibi), Mustafa Erkan Acar (Zaman gazetesi eski haber müdürü), Mustafa Ünal (Zaman gazetesi Ankara eski yayın müdürü), Mutlu Çölgeçen (Millet gazetesi yazı işleri koordinatörü), Mutlu Özay (CİHAN Ajansı muhabiri), Mümtaz’er Türköne (Zaman gazetesi eski yazarı), Nadir Yücel (Çorum Yıldız gazetesi yayın yönetmeni), Nuh Gönültaş (Bugün gazetesi eski köşe yazarı), Nuri Durna (TRT Erzurum muhabiri), Nurullah Kaya (Zaman gazetesi eski Gaziantep Bölge temsilcisi), Oğuz Usluer (HaberTürk TV eski haber koordinatörü), Ömer Özdemir (Zaman gazetesi muhabiri), Sait Gürkan Tuzlu (Cihan Ajansı Cumhurbaşkanlığı muhabirliği), Seyid Kılıç (TRT eski muhabiri), Şeref Yılmaz (Irmak TV yönetim kurulu başkanı), Tuncer Çetinkaya (Zaman gazetesi Antalya bölge temsilcisi), Turgut Usul (TRT eski muhabiri), Ufuk Şanlı (Vatan gazetesi eski yazarı), Vahit Yazgan (Zaman gazetesi eski İzmir bölge temsilcisi), Yakup Çetin (Zaman gazetesi eski muhabiri), Yalçın Güler (TRT Erzurum muhabiri), Yener Dönmez (Habervaktim sitesi sahibi), Yetkin Yıldız (Aktif Haber sitesi yayın yönetmeni), Zafer Özsoy (Feza Yayın Şirketi ortağı, CİHAN yayın teknisyeni)

“FETÖ/PDY” kapsamında daha önce tutuklananlar / dava aşamasında: Hidayet Karaca (Samanyolu Yayın Grubu başkanı)

“Devletin gizli belgelerini tahrip/kullanma” / dava aşamasında:Mehmet Baransu (Taraf gazetesi yazarı)

“KCK – PKK – DYG” / Hükümlüler: Ferhat Çiftçi (Azadiya Welat Antep temsilcisi- 22 yıl, 8 ay), Hamit Dilbahar/Duman (Azadiya Welat yazarı- 16 yıl), Kamuran Sunbat (DİHA Çukurova eski muhabiri- 11 yıl, 11 ay), Kenan Karavil (Radyo Dünya Yönetmeni- 19 yıl, 9 ay), Nuri Yeşil (Azadiya Welat Tunceli temsilcisi- 1 yıl, 7 ay), Seyithan Akyüz (Azadiya Welat Adana temsilcisi- 22 yıl, 6 ay), Şahabettin Demir (DİHA Van muhabiri- 4 yıl), Mikail Barut (Özgür Halk dergisi editörü- 7 yıl 6 ay), Yılmaz Kahraman (Özgür Halk dergisi editörü- 10 yıl hapis), Arafat Dayan (Demokratik Ulus eski sorumlu müdürü- 5 yıl hapis), İdris Sayılgan (DİHA muhabiri – 1 yıl 8 ay hapis)

“KCK-PKK-DYG” / Üyelik yargılananlar: Nedim Türfent (DİHA Van muhabiri – 8 yıl 9 ay hapis cezası temyizde), Mehmet Güleş (DİHA Elazığ muhabiri – 9 yıl 4 ay hapis cezası temyizde), Cebrail Parıltılı (Anadolu Ajansı eski Derik muhabiri), Abdulkadir Turay (DİHA Mardin muhabiri), Ziya Ataman (DİHA Van muhabiri), Serkan Aydemir (Bitlis Aktüel gazetesi muhabiri), Şerife Oruç (DİHA muhabiri)

“KCK-PKK – DYG” / Üyelik soruşturma aşamasında: Sadık Demir (Radyo Karacadağ sahibi), Mizgin Çay (Radyo Karacadağ muhabiri), Salih Erbekler (Radyo Karacadağ muhabiri), Kemal Özer (Evrensel gazetesi Tunceli muhabiri), Seda Taşkın (Mezopotamya Ajansı muhabiri), Veli Büyükşahin (TV10 yönetim kurulu başkanı), Veli Haydar Güleç (TV10 yayın kurulu üyesi), Haydar Ergül (Demokratik Modernite dergisi editörü)

KCK-PKK-DYG üyeliği ve PKK propagandası/ Hükümlü: Zehra Doğan (JİNHA editörü – 2 yıl 9 ay 22 gün hapis); Sezgin Kartal (Sosyalist Dayanışma dergisi yazı işleri müdürü – 1 yıl 6 ay hapis), Meltem Okyay (DİHA muhabiri – 2 yıl 4 ay hapis)

KCK-PKK-DYG üyeliği ve PKK propagandası / Soruşturma aşaması: İshak Karakaş (Artı Gerçek sitesi yazarı veHalkın Nabzı gazetesi yayın yönetmeni), İdris Yılmaz (gazeteci)

MLKP/ Hükümlüler: Erdal Süsem (Eylül Hapishane dergisi editörü – ömür boyu hapis) ve Hatice Duman (Atılım Dergisi sahibi ve yazı işleri müdürü – ömür boyu hapis)

MLKP üyeliği/ Soruşturma aşamasında: İsminaz Temel ETHA Ajansı editörü), Havva Cuştan (ETHA muhabiri), Ali Sönmez Kayar (ETHA muhabiri)

DHKP-C/ Hükümlü: Mustafa Gök (Emek-Adalet dergisi Ankara temsilcisi – ömür boyu hapis)

Örgüt üyeliği / Sınırı ihlal/ Soruşturma aşamasında: Aslı Ceren Aslan (Özgür Gelecek yazı işleri müdürü)

Direniş/ Hükümlü: Erol Zavar (Odak dergisi yazı işleri müdürü- ömür boyu hapis)

Ergenekon Mersin/ Türkiye İntikam Birliği Teşkilatı (TİBT) ve İç Örgüt / Hükümlü: Mikdat Algül (Mezitli FM genel yayın yönetmeni – 65 yıl hapis cezası)

TKEP/L / Hükümlü: Sami Tunca (Yeni Evrede Mücadele Birliği Dergisi yazı işleri müdürü)

“FETÖ/PKK’ya yardım” / dava aşamasında: Akın Atalay (Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı)

“Halkı silahlı isyana teşvik” / Hükümlü: Murat Çapan (Nokta dergisi yazı işleri müdürü)

“Örgüt üyeliği” / Örgüt adı tespit edilemedi / Soruşturma aşamasında: Kemal Demir (TV10 kameramanı)

“Örgüt propagandası” / Örgüt adı tespit edilemedi / Soruşturma aşamasında: Emin Şakir (solyayin.com sitesi editörü).

Tutuklamalar

Tutuklu tanıklıkları ve şartları

“Bedel ödenecekse, özgürlük için ödeyeceğiz”: CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Silivri’de tutuklu bulunan Cumhuriyet gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ve iş insanı Osman Kavala’yı ziyaret etti. Atalay ziyaret sırasında, “Bedel ödenecekse, ödeyeceğiz ve biz demokrasi ve özgürlük mücadelemize devam edeceğiz” dedi (29 Mart).

Zaman yayın yönetmeni: İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi,18’i tutuklu 26 medya çalışanının “FETÖ üyeliği” ve “darbe teşebbüsü” suçlamasıyla yargılandığı davada, “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 7 yıl 6 ay hapse mahkum ettiği Zaman gazetesi genel yayın editörü Ali Akkuş’un tutuklanmasına karar verdi (8 Mart).

ETHA muhabiri: Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabiri Ali Sönmez Kayar, İstanbul Aksaray’da gözaltına alındıktan dört gün sonra “MLKP üyeliği”nden çıkarıldığı Bakırköy Adliyesi’ndeki Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı (6 Şubat).

Halkın Nabzı yayın yönetmeni: Sosyal medyada TSK’nın Afrin’e yönelik operasyonunu eleştirdiği için 23 Ocak gecesi İstanbul Maltepe’deki evinden gözaltına alınan Halkın Nabzı gazetesi yayın yönetmeni, Artı Gerçek sitesi yazarı ve Türkiye Barış Vakfı kurucu üyesi İshak Karakaş, emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı İstanbul 9. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından ‘örgüt propagandası’ iddiasıyla tutuklandı (26 Ocak).

Van’da tutuklama: Van’da 21 Ocak günü evinden gözaltına alınan gazeteci İdris Yılmaz, “örgüt propagandası yaptığı” iddiasıyla tutuklandı; Erciş A Tipi Cezaevi’ne gönderildi (23 Ocak).

Demokratik Modernite editörü: Diyarbakır Havaalanı’nda 16 Ocak günü gözaltına alındıktan sonra İstanbul’a getirilen Demokratik Modernite dergisi editörü Haydar Ergül, çıkarıldığı İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği’nce “örgüt üyeliği”nden tutuklandı (23 Ocak).

Mezopotamya Haber ajansı muhabiri: Muş’ta 20 Aralık 2017’de “hakkında ciddi ihbar var” denilerek gözaltına alınıp, “adli kontrol” şartı ile serbest bırakılan Mezopotamya Ajansı muhabiri Seda Taşkın, savcılığın itiraz etmesi üzerine Ankara’da yeniden gözaltına alındıktan sonra bu kez tutuklandı. “Örgüt üyeliği”nden tutuklanan Taşkın, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderildi (23 Ocak).

TV10’dan tutuklamalar: Yedi ilde yürütülen operasyonlarda 10 Ocak’ta 33 kişiyle birlikte gözaltına alınan TV10 yönetim kurulu başkanı Veli Büyükşahin ve Yayın Kurulu üyesi Veli Haydar Güleç, 13 kişiyle birlikte “örgüt üyeliği”nden tutuklandı (10 Ocak).

TRT eski muhabiri: KHK ile meslekten ihraç edilen TRT eski muhabiri Turgut Usul, “FETÖ üyeliği” suçlamasıyla Ankara’da tutuklandı (4 Ocak).

Tahliyeler

Yeni Akit muhabiri: Telefonunda Bylock yüklü olduğu iddiasıyla bir buçuk yıldır tutuklu olan Yeni Akit gazetesi muhabiri Ramazan Alkan tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi (28 Mart).

Fenerbahçe TV: Fenerbahçe TV eski haber müdürü gazeteci Yasir Kaya, “FETÖ üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı davada yurtdışına çıkış yasağı karşılığından tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi (23 Mart).

Habertürk Haber Merkezi’nden Veli Sarıboğa’nn haberine göre, Yasir Kaya, ByLock programı kullandığı ve FETÖ üyeliği suçlamasıyla 16 Ağustos 2017 tarihinde tutuklanmıştı.

Şahin Alpay’a tahliye: Darbe girişiminden sorumlu tutularak 30 Temmuz 2016’da tutuklanan gazeteci yazar Şahin Alpay, Anayasa Mahkemesi’nin ikinci kez ihlal kararı vermesi nedeniyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, yaklaşık 20 ay sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi (16 Mart).

Sabuncu ve Şık’a tahliye: İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet davası kapsamında “terör örgütlerine yardım” iddiasıyla tutuklu yargıladığı gazetenin yayın yönetmeni Murat Sabuncu ile araştırmacı gazeteci Ahmet Şık’ı tahliye etti (9 Mart).

Demir’e “örgüt” davası: Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi25 Mart 2017’de sosyal medya paylaşımları “örgüt bağlantısı”na gerekçe gösterilerek tutuklanan Çaldıran Ajans İmtiyaz Sahibi Gazeteci Ayhan Demir’i 11 ay sonra tahliye etti (28 Şubat).

Ekici’ye ceza ve tahliye: İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi, 217 kez ByLock’a bağlandığı iddiasıyla BirGün gazetesi eski editörü Burak Ekici’yi “FETÖ üyeliği”nden altı yıl üç ay hapse mahkum etti; hapiste kaldığı süreyi göz önünde bulundurarak tahliyesine hükmetti (27 Şubat).

Yeni Asya: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, “FETÖ üyeliği” suçlamasıyla 3 Mart 2017’den beri tutuklu olan Yeni Asya gazetesi eski editörü Nur Ener Kılınç’ı ev hapsi uygulamasıyla tahliye etti. Duruşmada, ByLock uygulamasını kısa süre kullandığını ve Erzurum Üniversitesi’nde iki yıl cemaat evinde kaldığını ifade eden Ener’in yargılanmasına 19 Nisan’da devam edilecek (20 Şubat).

Die Welt muhabiri Yücel: Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın elektronik haberleşme hesabının hacklenmesiyle ilgili haberler nedeniyle arandığını öğrendikten sonra Emniyete giden ve 367 gün tutuklu Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel, Kürt Sorunu’yla ilgili kaleme aldığı haberler ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında iddianame düzenlendikten hemen sonra tahliye edildi. Yüzel, “Neden bir yıl önce tutuklandığımı, bir yıl önce rehin alındığımı bilmiyorum ve aynı şekilde neden bugün serbest bırakıldığımı da bilmiyorum. İddianameyi hala almış değilim. Elbette seviniyorum ama buruk bir tat var. Tutuklanmamın hukuk, yasa ve hukuk devleti ile ilgisi olmadığı gibi serbest bırakılmamın da bunlarla ilgisi yok” dedi (16 Şubat).

Foto-muhabiri Erdoğan’a tahliye: İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi, MİT sosyal tesislerinin fotoğraflarını çektiği iddiasıyla 2 Eylül’de Kadıköy’de gözaltına alınan, 13 Eylül’de de tutuklanan foto-muhabiri Çağdaş Erdoğan’ı tahliye etti. Ancak savcılık tahliye kararını temyiz etti. Çektiği fotoğraflar ve yaptığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle dava açılan Erdoğan, PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “Terör örgütü propagandası yapmak” ile suçlanıyor (13 Şubat).

Antalya’da üç tahliye: Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “Antalya FETÖ” davasında Zaman gazetesi Antalya muhabiri Serhat Şeftali, Zaman gazetesi editörü Recai Morkoç, Zaman gazetesi muhabiri Osman Yakut’u tahliye etti. Zaman eski muhabiri Ömer Özdemir, Bizim Antalya haber sitesi sahibi Olgun Matur, Zaman ve Cihan Haber Ajansı muhabirleri Kenan Baş ve Cihat Ünal ise daha önce tahliye edilmişlerdi. Bu durumda, bir tek böbreklerinin yarısı işlevsiz kalan Zaman gazetesi Antalya Bölge Temsilcisi Tuncer Çetinkaya tutuklu bulunuyor (1 Şubat).

Erdoğan’lara tahliye: Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 28-29 Temmuz’da tutuklanan Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi çalışanları Serkan ve Özkan Erdoğan’ı “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası”ndan yargılamaya başladı. Mahkeme heyeti Özkan ve Serkan Erdoğan’ın taleplerini kabul edip adli kontrol şartıyla serbest bırakılmalarına karar verdi. Bir sonraki duruşma 22 Mayıs’ta görülecek (25 Ocak).

Lokman Erdoğan’a tahliye: Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında tutuklu olan Çorum Manşet gazetesi yayın yönetmeni Lokman Erdoğan’ı 18 Temmuz 2017’de adli kontrol şartıyla tahliye ettiği anlaşıldı (1 Ocak).

Gözaltılar

Ocak-Şubat-Mart döneminde 23 gazeteci, fotomuhabiri veya medya çalışanı gözaltına alındı. Gazetecilerden 17’si “Kürt Sorunu” bağlantılı soruşturmalar çerçevesinde gözaltı yaşadı.

Geçen yılın aynı döneminde, 22’si “FETÖ soruşturması kapsamında, üçü kapatılan Kürt medyası, biri de uluslararası medyadan olmak üzere toplan 38 gazeteci gözaltına alınmıştı.

2017 yılının tamamındaysa 31’i Fethullah Gülen Cemaati’ne yakın medya kuruluşlarında, 20’si Kürt medyasında çalışan, beşi uluslararası medya temsilcisi toplam 85 gazeteci gözaltına alınmıştı. Darbe girişiminin yaşandığı, OHAL’ın uygulamaya girdiği 2016’da bu sayı 201 idi.

Jinnews muhabiri: Adana’da Jinnews muhabiri Filiz Zeyrek, sosyal medya yoluyla “örgüt propagandası yapmak” şüphesiyle gözaltına alınıp Adana İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü (30 Mart).

Özgürlükçü Demokrasi sorumlusu: Özgürlükçü Demokrasi gazetesi sorumlu müdürü İshak Yasul, avukatlarıyla birlikte gittiği İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde hakkında yakalama kararı olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı (30 Mart).

Özgürlükçü Demokrasi’den 20 gözaltı: Özgürlükçü Demokrasi gazetesi imtiyaz sahibi İhsan Yaşar, Gün Matbaası sahibi Kasım Zengin’ın aralarında olduğu 21 kişi “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” iddiasıyla gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında, 19 matbaa çalışanı da bulunuyor. Gazetede yer alan haberlerde, Türkiye’nin Afrin’de “işgalci’” olarak gösterildiği, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Afrin’de sivilleri katlettiği’” gibi “terör örgütünün amacına ve ideolojisine yönelik ifadelerin” yer aldığı savunuluyor (28 Mart).

Mücadele Birliği’nden gözaltılar: Mücadele Birliği gazetesi yayın yönetmeni Süleyman Acar ve Önsöz dergisi yayın yönetmeni Songül Yücel ile Mücadele Birliği muhabiri Serpil Ünal ev baskınlarıyla gözaltına alındı (24 Mart).

Yurtdışı yasağıyla serbest: Ankara’da 20 Mart’ta yapılan operasyon kapsamında aralarında HDP yöneticileri ve gazeteci Duygu Erol’un da bulunduğu 11 kişi, emniyet ifadelerinin ardından “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamasıyla sevk edildikleri Sulh Ceza Hakimliği’nde yurtdışı yasağı karşılığında serbest bırakıldı (24 Mart).

Mezopotamya Ajansı’ndan: Mezopotamya Ajansı (MA) Muhabiri Esra Solin Dal, hakkında ihbar olduğu gerekçesiyle Diyarbakır’ın Bağlar ilçesindeki evinden polislerce gözaltına alındı. Kamerasına el konulan Dal’ın İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi’nde tutulduğu bildirildi (21 Mart).

KOcaeli Cumhuriyet: Muhalif şair ve Kocaeli Cumhuriyet gazetesi yazarı Atilla Yüceak Afrin operasyonuna dair sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek gözaltına alındı (8 Şubat).

Yakalama kararı yokmuş: Gazeteci Hayri Tunç “Van’dan şikayet var” denilerek evine düzenlenen baskın sonrasında gözaltına alınarak emniyet müdürlüğüne götürüldü; ertesi  gün SEGBİS kanalıyla Van Başsavcılığına ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. Bırakıldıktan sonra Tunç hakkında bir yakalama kararı bulunmadığı anlaşıldı (8 Mart).

Jinnews muhabiri: Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1 Mart günü hakkında “arama” kararı olduğu gerekçesiyle 12 kişiyle birlikte gözaltına alınan ve sosyal medya paylaşımlarıyla ilgili sorgulanan Jinnews muhabiri Durket Süren, dört gün sonra hakimlikçe “yurtdışı yasağı” karşılığı serbest bırakıldı (5 Mart).

Sabiha Gökçen’den: Gazeteci İbrahim Gezici, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda 11 Şubat’ta gözaltına alındı; ertesi gün Kartal Adliyesi’nde ifadesi alındıktan sonra yurtdışı yasağı karşılığında serbest bırakıldı (11 Şubat).

Mezopotamya Ajansı’ndan: Mezopotamya Ajansı’nın Sorumlu yazı işleri müdürü Elif Çetiner ve muhabiri Melike Ceyhan haber takibi için gittikleri İstanbul Beyoğlu’ndaki Hacı Ahmet Mahallesi’nde Genel Bilgi Taraması (GBT) kontrolünden sonra gözaltına alındı. Kasımpaşa Polis Karakolu’na götürülen gazeteciler öğle saatlerinden sonra serbest bırakıldı (18 Şubat).

Afrin paylaşımı: Fotoğrafçı Uygar Önder Şimşek, Afrin Operasyonuna dair sosyal medya paylaşımlarında “terör propagandası yaptığı” şüphesiyle gözaltına alındı; Sulh Ceza Hakimliği’nce adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı (6 Şubat).

Sosyal medyada 34 “Afrin” tutuklaması, 449 gözaltı: İçişleri Bakanlığı, 20 Ocak’ta başlatılan Afrin harekatıyla ilgili sosyal medyada paylaşımlar yoluyla “PKK propagandası yapıldığı”, “kin ve düşmanlığa tahrik edildiği” , “Can ve mal güvenliğine kast edildiği ve “nefret söylemlerinin yayıldığı” iddiasıyla 449 kişinin gözaltına alındığını, 934 sosyal medya hesabının işlem gördüğünü ve 260 kişi hakkında da yasal işlem yapıldığını bildirdi. Operasyonun başladığı 20 Ocak 2017’den 1 Şubat’a dek sosyal medyada paylaşım yapanlardan en az 34 kişi tutuklandı (5 Şubat).

Üç gün sonra serbest: Bursa’da aralarında Bursa Muhalif internet sitesi editörü Ozan Kaplanoğlu, HDP, EMEP ve DBP parti temsilcilerini de hedef alan ev baskınları sonucunda gözaltına alındı. Gazeteci üç gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı (5 Şubat).

İz Gazete yönetmeni: İz Gazete genel yayın yönetmeni Ümit Kartal, İzmir Çankaya’da bulunan gazete bürosundan Terörle Mücadele Ekiplerince gözaltına alındı. Evinde yapılan aramanın ardından telefonuna el koyulan Kartal’ın avukatı Dilek Güzel, gözaltı gerekçesinin, “Türkiye’nin Afrin Operasyonu ‘işgal’ olarak nitelendirip halkı galeyana getirmek üzere haberler yapmak” olduğunu ifade etti. Kartal iki gün sonra serbest bırakıldı (4 Şubat).

Seyri Sokak muhabiri: Seyri Sokak muhabiri ve belgesel yönetmeni Sibel Tekin İstanbul Aksaray’da gözaltına alındı. Evinde arama da yapılan Tekin’e polisin zaman zaman dahil olduğu yurttaş gazeteci video kolektifinin Twitter hesabından paylaşılan içerikleri sordu (1 Şubat).

Adli Kontrolle serbest: Sosyal medyada Afrin’e yönelik operasyonu eleştirdiği için Ankara’daki evinden 22 Ocak’ta gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı muhabiri Hayri Demir, “örgüt propagandası”ndan tutuklama talebiyle sevk edildiği mahkemece adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakıldı (26 Ocak).

T24 yazarı: Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye’nin kuzeybatısında bulunan Afrin’e yönelik düzenlediği “Zeytin Dalı” operasyonunu sosyal medyada eleştirdiği için gözaltına alınan T24 sitesi yazarı Nurcan Baysal üç gün sonra savcıya verdiği ifadesinin ardından serbest bırakıldı (24 Ocak).

Mersin Radyo Ses: KHK ile kapatılan Mersin Radyo Ses çalışanlarının evlerine yapılan baskınlarda 16 Ocak’ta gözaltına alınan ve Mersin İl Emniyet Müdürlüğü’nde tutulan Genel Yayın Yönetmeni Semra Özlü adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı (24 Ocak).

Kızıl Bayrak müdürü: Kızıl Bayrak dergisi yazı işleri müdürü Ersin Özdemir, İstanbul Beyoğlu’ndaki Galatasaray Meydanı’nda TAYAD’lı Ailelerin eylemini izlediği sırada gözaltına alındı. Kurum kartını gösterdikten sonra “polise mukavemet”ten gözaltına alınan Özdemir, akşam saatlerinde serbest bırakıldı (13 Ocak).

Artı Gerçek yazarı: Bir yazısı ve sosyal medya paylaşımlarıyla ilgili “PKK propagandası” suçlamasından İzmir’deki evinden gözaltına alınan Artı Gerçek sitesi köşe yazarı Fadıl Öztürk hakimlikçe adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı (9 Ocak).

Davutoğlu’na “hakaret”ten: Gazeteci Ömer Turan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açtığı bir hakaret davası kapsamında ifade vermediği gerekçesiyle otobüs durağında gözaltına alındı; ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı (9 Ocak).

Haziran Yürütme’den: Gazeteci ve Haziran Yürütme Kurulu Üyesi Hakan Gülseven, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun şikayetiyle açılan, beraat kararından sonra yeniden açılan bir basın davasında ifadesi alınmadığı gerekçesiyle Bursa’nın Kemapaşa ilçesinde GBT taraması sonrası gözaltına alındı. Gülseven, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı (4 Ocak).

Saldırı, Tehdit ve Engellemeler

2018’in Ocak, Şubat, Mart döneminde iki haberci saldırıya uğradı; bir gazeteci ve iki medya kuruluşu da tehdit edildi. Uluslararası bir medya temsilcisinin Twitter hesabı da hacklendi.

2017’nin aynı döneminde en az yedi gazeteci ve bir yayınevi saldırı yaşamış, iki gazeteci de sözlü saldırıya uğramıştı. Ayrıca, dört medya organı da çoğu iktidar çevrelerince tehdit edilmişti. 2017 yılının tamamındaysa bir Suriyeli kadın gazeteci İstanbul’da öldürülmüş, 20 gazeteci, bir gazete ve bir yayınevi saldırıya uğramıştı. Ayrıca, 12 gazeteci ve beş medya kuruluşu da tehdit edilmiş, beş haberci de sözlü saldırıya maruz kalmıştı.

Arda Turan’dan tehdit: Milli Futbolcu Arda Turan, eşi Aslıhan Doğan’a “Aslı Hanım, eşinizin evinde düzenlenen sade bir törenle evlendiniz? Hayalinizdeki düğün nasıldı?” şeklinde soru soran bir gazeteciye “Senin kafanı gözünü kırarım, karımla konuşuyorsun” diye bağırdı (25 Mart).

Akit TV’den Cumhuriyet’e tehdit: Akit TV’de yayımlanan “Gün Başlıyor” programının sunucusu Yusuf Ozan, “Afrin’de 11 şehit” manşetini eleştirirken, Cumhuriyet gazetesini “sizin gibileri katletmek mubahtır” sözleriyle tehdit etti (12 Şubat).

Özer yaralandı: Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Özgür Suriye Ordusu ile birlikte Suriye’nin Afrin bölgesine yönelik yürüttüğü “Zeytin Dalı Harekatı”nı takip eden Anadolu Ajansı (AA) kıdemli muhabiri Sarp Özer yaralandı. Tedavi altına alınan Özer’in sağlık durumu iyi (2 Şubat).

CNN Türk’e saldırı: Kilis’in Gülbaba köyünden olduğu iddia edilen bir kişi, Afrin’e yönelik operasyonu sınırda izleyen CNN Türk ekibinden muhabir Kenan Şener ve yanındaki kameramanı ölümle tehdit etti; aracın camlarını kırdı (24 Ocak).

Programcı’dan “Vur” yayını: Kral FM Radyo programcısı Ali Şentürk’ün Afrin Operasyonu için “Operasyona itiraz eden, sesini çıkaran ister gazeteci, ister milletvekili olsun vursunlar” dedi (23 Ocak).

Twitter hesabı hacklendi: Haftalık Der Spiegel dergisinin genel yayın yönetmeni Klaus Brinkbäumer’in Twitter hesabı hacklendi. Brinkbäumer’in Twitter profil sayfasına, bir Türk bayrağı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafını içeren ve “Bugüne dek yapmış olduğumuz haberlerden ötürü Türkiye Devleti ve Recep Tayyip Erdoğan’dan özür diliyoruz!” yazılı bir tweet sabitlendi (14 Ocak).

Hak arama ve cezasızlık

Doğan Grubu’na darbe gecesi baskına ilişkin davada tutuklu üç eski yüzbaşıyı “Anayasal düzeni ihlal”den ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırdı. Suriyeli aktivist Orouba Barakat ile gazeteci kızı Halla Barakat’ı öldürdüğü iddiasıyla yargılanan Ahmet Barakat biri ağırlaştırılmış olmak üzere iki kez müebbet hapse mahkum edildi.

Gazeteci Haydar Meriç’in kaçırılması ve öldürülmesi, çok sayıda kişinin telefonlarının hukuka aykırı şekilde dinlenmesiyle ilgili 143 polisin yargılanmalar sürüyor.

Midyat Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik 8 Haziran 2016’daki bombalı saldırıyı haberleştirirken 10’un aşkın gazetecinin güvenlik kuvvetlerinin ve bir grubun saldırısına uğraması 22 aydır cezasız. Kuzey Kıbrıs’ta Lefkoşa Mahkemesi bir ay bile geçmeden Afrika gazetesine saldırmaktan gözaltına alınan zanlılardan altısını mahkum etti.

Saldırı 22 aydır cezasız: Onu aşkın gazetecinin, Midyat Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik 8 Haziran 2016’daki bombalı saldırıyı izlerken güvenlik kuvvetlerinin ve bir grubun saldırısına uğradığı olay cezasız kaldı. Emniyet ve savcılığa verdikleri üç ifadeyle sorumluların yargı önüne çıkarılmasını talep eden gazeteciden, olaydan sekiz ay sonra adli tıp raporu istenmişti. Saldırılarda Reuters foto muhabiri Sertaç Kayar belinden, BBC Türkçe Servisi’nden Hatice Kamer başından, AFP muhabiri Mahmut Bozarslan gözünden yaralandı. Gazeteciler “Burada çekim yapamazsınız” diyen bir grubun saldırısına uğradı. Midyat Devlet Hastanesi’ndeki tedavilerine yardımcı olan Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti başkanı Veysi İpek ve bölgede bulunan DHA Nusaybin muhabiri Ahmet Akkuş ve görev yapan TRT Kurdi muhabirleri Bayram Bulut ve Bilal Akyıldırım’ın de aralarında olduğu 10 gazeteci daha sivil polis ve bir grubun saldırısına uğramıştı (30 Mart).

Doğan Grubu’na baskından müebbet: İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi gecesi Doğan Yayın Grubu’na bastıkları gerekçesiyle eski yüzbaşı tutuklu sanıklar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya ve Mehmet Akif Aslan’ı “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı (21 Mart).

Barakat cinayetlerine müebbet: İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Suriyeli aktivist Orouba Barakat ile gazeteci kızı Halla Barakat’ı öldürdüğü iddiasıyla yargılanan Ahmet Bereket’i, Orouba Barakat’ı öldürdüğü gerekçesiyle “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezasına, Halla Barakat’ı “bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme” suçundan da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Soruşturma aşamasında cinayetleri ücreti ödenmediği için işlediğini ifade eden katil zanlısı, yargılama aşamasında cinayetleri işlediğini inkar etti (13 Mart).

Yasadışı dinleme davası: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “FETÖ adına milletvekilleri, işadamları ve gazetecilerin de bulunduğu çok sayıda kişiyi yasadışı şekilde dinlenmesiyle ilgili eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan dahil 14’ü tutuklu 143 polisi yargılamaya başladı. Dinlenen haberciler arasında gazeteciler Murat Yetkin, İsmail Küçükkaya, Mirgün Cabbas, Can Dündar, Aslı Aydıntaşbaş, Uğur Dündar’ın adı geçiyor. Sanıklar için, “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek”, “Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği”, “Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve değişen oranlarda hapis cezaları isteniyor. Gelecek duruşma 24, 25 ve 26 Nisan’da.  (2 Mart).

Saldırıya hapis: Lefkoşa Kaza Mahkemesi, “Kıbrıs’a Barış Harekatı, Suriye’ye Zeytin Dalı Harekatı… Türkiye’den Bir İşgal Harekatı Daha” manşetinden sonra Afrika gazetesine saldırdıkları gerekçesiyle zanlılardan Oktay Güney’e 2 ay, Bayram Ak ve Ümit Taş’a 3’er ay, Abdülhadi Doğan’a 4 ay, Mehmet İpek ve Ahmet Türkmen’e de 6’şar ay hapis cezası verdi (21 Şubat).

Meriç cinayetine dava: Kırklareli’nde gazeteci Haydar Meriç’in, Fethullah Gülen’ı eleştiren kitap yazacağını açıklamasından sonra kaçırılması, cesedinin 18 Haziran 2011’de Düzce Akçakova kıyılarında bulunmasıyla ilgili cinayet Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. Emniyet müdür ve personeli ile örgüt lideri Fetullah Gülen’in de bulunduğu 40 sanık yer alıyor. Suçlamalar arasında, “Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek”, “silahlı terör örgütüne üye olma”, “hukuku aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek”, “darbecilik” de yer alıyor. 26 Aralık 2017’de Halk Eğitim Merkezi’ndeki salonda görülen duruşmada dinlenen tutuksuz eski komiser SD, “Meriç’in kaçırıldığı gün dönemin Şube Müdürü İbrahim Şimşek yıllık izne ayrılarak Kırklareli’nde kayboldu” dedi. Duruşmada olan Şimşek’in bu söz üzerine, “Onu söylemeyecektin işte salak” dediği duyuldu (1 Ocak).

Soruşturmalar, Açılan / Süren Davalar, Kararlar

Ocak-Şubat-Mart 2018 döneminde 20 gazeteci ve medya temsilcisi “darbeye iştirak” suçlamasıyla toplam 20 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanıyordu. Bu davaların birinde üç gazeteci ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı. Ayrıca 12 gazeteci “casusluk” veya “devlete ait gizli bilgileri yaymak”tan toplam bir müebbet ve 509 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Habercilerden biri aklandı.

Söz konusu üç ay içerisinde 49 gazeteci veya medya çalışanı “örgüt propagandası” veya “örgüt açıklamalarına yer vermek” gerekçeleriyle toplam 276 hapis istemiyle yargılandı; Altısı toplam 12 yıl 9 ay hapisle cezalandırılırken biri beraat etti; dördüne dava yeniydi.

Bu dönemde 143 gazeteci, “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği”, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “örgüte yardım” gibi suçlamalar nedeniyle toplam 2 bin 159 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Bunlardan 25’i toplam 174 yıl 6 ay hapse mahkum edilirken sekizi beraat etti. Yedisi dava ise yeniydi.  

10 gazeteci, “Türk milletini ve emniyet kuvvetlerini aşağılamak” iddiasıyla ve TCK’nın 301. Maddesi temelinde toplam 21 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılandı; bunlardan beşi toplam 6 yıl 2 ay hapse (1 yıl 8 ayı ertelemeli olmak üzere) mahkum edildi; ikisi aklandı.

10 gazeteci de halen, “suçu övmek ve “suça teşvik” iddiasıyla toplam 32 yıl hapis istemiyle yargılanıyor; Biri, “suça tahrik”ten beş ay hapse mahkum edilirken “suçu övmek”ten açılan bir dava yeniydi. İki haberci de “gizliliği ihlal”den 6 yıl hapis istemiyle hakim karşısına çıktı; biri aklanırken diğerinin davası yeniydi. Üç gazeteci, “kin ve düşmanlığa tahrik”ten toplam 13 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılandı; bunlardan ikisine dava yeniydi. Bir gazeteci de “Atatürk’ün anısına hakaret”ten yargılandığı davada beraat etti.

Tüm bu suçlamalardan hepsinde 250 gazeteci için istenen cezaların toplamı 20 ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet ve 3 bin 21 yıl 6 ay hapis oldu. Sanık sayısı ve cezalara ilişkin bu hesaplamaya “hakaret” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”e dair yargılamalar dahil değil. 

Keskin ve Çapan’a toplam 4 yıl 6 ay hapis: İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 21 Kasım 2015 tarihli “Susmak katliam, direnmek zafer”, 22 Kasım 2015 tarihli “Nisebin ve Gever’den Çağrı: Soykırım Saldırılarına Karşı Her Yerde Serhildana” ve 25 Kasım 2015 tarihli “Êdi bes e” başlıklı haber ve yazıları nedeniyle KHK) ile kapatılan Özgür Gündem gazetesi eski Eş Genel Yayın Yönetmeni avukat Eren Keskin ile sorumlu müdürü Reyhan Çapan’ı ayrı ayrı 2 yıl 3 ay hapse mahkum etti. “Türklüğü, Cumhuriyeti, devletin kurum ve organlarını aşağılama” gerekçesine dayandırılan cezalar ertelenmedi (29 Mart).

Ertelemeli hapis: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesi yazarlarından avukat Ayşe Batumlu’yu bir yazısında “Suç işlemeye tahrik ettiği” gerekçesiyle ertemeli 5 ay hapis cezası verdi (29 Mart).

“Gündem” davası: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılmadan önce Özgür Gündem gazetesi için dayanışma kampanyasına katılan gazeteci Can Dündar ve sinemacı Veysi Altay’ı yargılamaya devam etti. Sanıklar, “Örgüt propagandası yapmak”, “Terör örgütlerinin yayınlarını basmak ve yayınlamak”, “Suçu ve suçluyu övmek”ten yargılanıyorlar. Mahkeme, Dündar’ın talimatlı ifadesinin alınması için Almanya yetkililerinden yanıt bekliyor. Yargılama 4 Eylül’de sürecek. Aynı dayanışma eyleminden aynı mahkemede Said Sefa için açılmış bir dava bulunuyor (27 Mart).

“Atatürk” beraati: Refah Partili eski milletvekil Şevki Yılmaz’ın, “Rize dönmesi Şevki Atatürk’e laf söyleyemez” başlıklı ve 14 Ağustos 2015 tarihli yazısı nedeniyle hakaret davası açtığı Aydınlık gazetesi yazarı Rıza Zelyut, “Atatürk toplumsal bir değerdir, korunması gerekir” gerekçesiyle beraat etti. İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi Zelyut’un “toplumsal değere sahip çıkmak ve korumak arzusu biçiminde tepkisini dile getirdiğini” savundu (26 Mart).

 “MLKP” davası: Tutuklu ETHA muhabirleri İsminaz Temel ve Havva Cuştan hakkında İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “MLKP üyeliği ve propagandası”ndan ve 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. 25 Ekim 2017’de tutuklanan Temel ve Cuştan dahil 13’ü tutuklu 23 kişi 16 Temmuz’da yargılanmaya başlayacak (22 Mart).

Baransu ve Çoban’ın davası “savunma” bekliyor: İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Taraf gazetesinin 28 Kasım 2013 tarihli sayısında, “Gülen’i Bitirme Kararı 2004 MGK’da Alındı” manşetine konu haberle ilgili olarak, muhabir Mehmet Baransu ile gazetenin esli sorumlu müdürü Murat Şevki Çoban’ı “Devletin güvenliğine dair belgeleri temin etme”, “Devletin güvnliği ve siyasal yararlarına ilişkin belgeleri açıklama” ve “MİT belgelerini ifşa etmek” suçlamalsıyla 52’şer yıl hapis istemiyle yargılamaya devam etti. Baransu’nun savunmasının bilgisayarda hazırlanabilmesi için cezaevine yazı yazılacak. Gelecek duruşma  27 Haziran’da (22 Mart).

Güzüpek ve Müftüoğlu’na dava: Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan DİHA Ajansı’nda çıkan haberlerden Ajans eski yönetim kurulu başkanı Zekeriya Güzüpek ile sorumlu müdürü Dicle Müftüoğlu’nu 15 yıl hapis istemiyle yargılamaya başladı. Erzincan’da oturan bir kişinin 2015 yılına ait şikayetiyle başlayan soruşturma süreci, 6 Kasım ile 11 Kasım 2015 döneminde yayımlanan 20 haberden sorumlu tutulan iki kişi hakkında “örgüt üyeliği”nden dava açılmasıyla son buldu. Diyarbakır Silvan’da sokağa çıkma yasağı sırasında yaşanan olaylara ilişkin “sıkıyönetim uygulaması”, “katliam girişimi”, “saldırı”, “halk direnişe geçti” ifadelerine başvurulması, YPS örgüt üyeleri için “direnişçi” denilmesi de suçlama konusu oldu. Mahkeme, raporlu olduğu için duruşmaya gelmeyen Müftüoğlu hakkında zorla getirme kararı verdi. Mahkeme, eksiklerin tamamlanması için davayı 8 Haziran’a erteledi (22 Mart).

“Afrin” davası: Türkiye Barış Vakfı kurucu üyesi ve Halkın Nabzı gazetesi yayın yönetmeni İshak Karakaş, Twitter üzerine Afrin operasyonuna dair bir haberi eleştirdiği için “Örgüt propagandası” iddiasıyla ve 7,5 yıl hapis istemiyle yargılanacak. Dava, İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 8 Mayıs’ta görülmeye başlayacak (20 Mart).

“FETÖ” davası: İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan Zaman gazetesi savunma muhabiri Emre Soncan’ı, “FETÖ’ye üye olmak”tan ve 15 yıl hapis istemiyle yargılıyor. Karar duruşması olması beklenen yargılamaya 10 Nisan’da devam edilecek (20 Mart).

Altı haberciye Red Hack davası: İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın Red Hack tarafından ele geçirilen kişisel e-posta hesabındaki bilgileri haberleştirdikleri gerekçesiyle altı gazeteciyi yargılamaya devam etti. İddianamede Diken Haber editörü Tunca Öğreten, “FETÖ ve DHKP-C’ye üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, ETHA haber müdürü Derya Okatan, Yolculuk gazetesi sorumlu müdürü Eray Sargın, DİHA muhabiri Metin Yoksu ve DİHA haber müdürü Ömer Çelik “örgüt propagandası”, BirGün Gazetesi çalışanı Mahir Kanaat ise ‘örgüt üyeliği’yle suçlanıyor. 25 Aralık 2016’da İstanbul, Ankara ve Diyarbakır merkezli yapılan operasyonda gözaltına alınan altı isimden Öğreten, Kanaat ve Çelik bir süre tutuklu kalırken diğer isimler 17 Ocak’ta adliyeden serbest bırakıldı. Son duruşmada Öğreten ve Kanaat’e yönelik adli kontrolleri kaldıran mahkeme, yurtdışına çıkış yasaklarına dokunmadı. Gelecek duruşma 13 Eylül’de (20 Mart).

Cumhuriyet davasında tahliye yok: İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet gazetesinin 13 yazar ve yetkilisyle üç muhasebe görevlisini Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde yargıladığı davada tek tutuklu Cumhuriyet gazetesi İcra Kurulu Başkanı avukat Akın Atalay’ı tahliye etmeyi reddetti. Eski yayın yönetmeni Can Dündar, İlhan Tanır dahil 20 sanığın yargılandığı davada esas  hakkında mütalaasını sunan Savcı Hacı Hasan Bölükbaşı, gazete yöneticilerinin “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaktan” beraatini talep ederken, Akın Atalay, Orhan Erinç, Önder Çelik, Hikmet Çetinkaya, Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör, Hakan Kara, Bülent Utku, Murat Sabuncu, Ahmet Şık, Aydın Engin, Güray Öz ve Kadri Gürsel’in “PKK, FETÖ ve DHKPC örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüte yardım” suçundan 7 buçuk yıldan 15 yıla kadar hapsini istemişti. Turhan Günay, Günseli Özaltay ve Bülent Yener’in ise bu suçlamadan beraatlerini talep eden Bölükbaşı, muhasebeci Emre İper’in terör örgütü propagandası yapma suçlamasıyla cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme, Can Dündar ve İlhan Tanır hakkında yakalama kararının infazının beklenmesine ve esas hakkında savunmalarını hazırlamaları için avukatlara süre verilmesine karar verdi. Dava, 24-27 Nisan tarihlerine ertelendi (16 Mart).

13 “Gündem” sanığı: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla başlatılan “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan DİSK Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Gazeteci Faruk Eren, Evrensel gazetesi yazarları İhsan Çaralan ve Fehim Işık, gazeteciler Ertuğrul Mavioğlu, Celal Başlangıç, Celalettin Can, Öncü Akgül, Hüseyin Aykol, Ömer Ağın, Dilşah Kocakaya, Mehmet Şirin Taşdemir, Veysel Kemer ve Yüksel Oğuz’u yargılamaya devam etti. Mahkeme, esas hakkında mütalaasını hazırlaması için dosyanın duruşma savcısına sundu. Yargılamaya 7 Mayıs’ta devam edilecek (15 Mart).

Yalçın’a beraat: Cumhuriyet gazetesi yayın yetkilisi Abbas Yalçın, “İBB’den adrese teslim milyarlar” başlıklı haber için gönderilen tekzibi yayımladığı gerekçesiyle yargılandığı davadan beraat etti (15 Mart).

MİT TIRları davası: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, “MİT TIRları” haberleri nedeniyle gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ü “Terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım”dan yargıladığı davaya devam etti. İki haberci 15 yıla kadar hapisle yargılanıyor. İstinaf Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu hakkında verdiği kararın bir örneğini dosyaya koyan mahkeme, Erdem Gül ve Can Dündar hakkındaki Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nce verilen bozma kararının beklenmesine karar verdi. Berberoğlu’nun avukatlarına tanık listelerini sunması için süre veren heyet, yargılamayı 9 Mayıs’a bıraktı (14 Mart).

Deniz Yücel’e “propaganda” davası: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “casusluk” ile suçladığı Die Welt gazetesi Türkiye muhabiri Deniz Yücel, bir yılı aşkın bir süredir tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. Gazeteci hakkında, casusluktan değil “PKK propagandası” ve “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla dava açıldı. Yargılama 28 Haziran’da İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak (10 Mart).

Yargıtay Dündar-Gül kararını bozdu: Yargıtay 16. Ceza Dairesi, MİT TIR’ları davasından mahkum edilen Cumhuriyet gazetesi eski yayın yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül için verilen cezayı bozdu. Gül için beraat isteyen Yargıtay, Dündar için “gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla temin etme” suçundan 20 yıla kadar hapis istedi (9 Mart).

Taşkın’a “örgüt” davası: “Örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası”ndan 22 Ocak’ta tutuklanan Mezopotamya Ajansı muhabiri Seda Taşkın, Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 30 Nisan’da yargılanmaya başlayacak. Taşkın, HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe ile Olağanüstü Hal ve Kadına Şiddet üzerine haber içerikli bir telefon görüşmesi yapması nedeniyle de suçlandığı ifade edildi. İddianamede, “Şüphelinin gerçek isminin Seher olmasına rağmen Seda ismini kullandığı, terör örgütü mensuplarının ifşa olmamak ve tanınmamak maksadıyla kod isim kullandığı ve şüphelinin yürütmüş olduğu faaliyetler sırasında Seda kod ismini kullandığı…” de deniyor (9 Mart).

24 “FETÖ” cezası, bir tutuklama: İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi,18’i tutuklu 26 medya çalışanının “FETÖ üyeliği” ve “darbe teşebbüsü” suçlamasıyla yargılandığı davada, köşe yazarı ve şarkıcı Atilla Taş’ı “FETÖ’ye bilerek yardım”dan 3 yıl 1 ay 15 gün, gazeteci Murat Aksoy’u 2 yıl 1 ay hapse mahkum etti. Medya çalışanları Ali Akkuş, Ahmet Memiş, Muhammet Sait Kuloğlu, Erkan Acar, Oğuz Usluer, Hüseyin Aydın, Ufuk Şanlı, Yetkin Yıldız, Cuma Ulus’a “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 7 yıl 6 ay hapis; Cihan Acar, Bünyamin Köseli, İbrahim Balta, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Habip Güler, Hanım Büşra Erdal, Mutlu Çölgeçen, Ünal Tanık, Yakup Çetin, Seyit Kılıç, Hüseyin Aydın, Abdullah Kılıç ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu aynı suçlamarıyla 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Tutuksuz yargılanan Ali Akkuş tutuklandı. Tüm sanıklar “darbe” suçlamasından beraat etti. Hakkında yakalama kararı bulunan Said Sefa ve Bülent Ceyhan’ın dosyalarını ayrıldı (8 Mart).

Oruç’a tahliye yok: Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan KHK ile kapatılan DİHA Ajansının muhabiri Şerife Oruç’u ve birlikte “örgüt üyeliği”nden yargılandığı iki kişiyi tahliye etmeyi bir kez daha reddetti. Mahkeme heyeti, kuvvetli suç şüphesi ve delil durumunu gerekçe göstererek üç sanığın da tutukluluk halinin devamına hükmetti. Oruç hakkında daha önce beyanda bulunan tanıklara ulaşılamazken duruşmaya iki gün kala D.Ç. adlı yeni bir tanık ortaya çıktı. Yargılamaya 8 Mayıs’ta devam edilecek (7 Mart).

“Gündem” ana davasında iki tahliye: İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, dokuz sanıklı Özgür Gündem ana davasında “Devletin birliğini bozmak” ve “örgüt üyeliği”nden ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargıladığı yayıncı gazeteci Ragıp Zarakolu ile ilgili yakalama kararını, avukatı Sennur Baybuğa aracılığıyla bulunduğu İsveç’ten adli yardıma açık olduğunu bildirdiği için kaldırdı. Davadan, Kemal Sancılı, İnan Kızılkaya, Eren Keskin, Necmiye Alpay ve Aslı Erdoğan da yargılanıyor. Yargılama 4 Haziran’a kaldı (6 Mart).

Ataman tahliye edilmedi: Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesi, tutukluluğunun 20. Ayında “PKK üyeliği”nden yargılamaya başladığı DİHA Ajansı (KHK ile kapatıldı) muhabiri Ziya Ataman’ı  tahliye etmeyi reddetti. İddianamede Ataman aleyhine K.A. isimli bir akrabasının emniyette verdiği ilk ifadede, 25 Eylül 2015 tarihinde PKK’lilerin ilçedeki jandarma ve emniyet binalarına yönelik saldırıda gazeteci Ataman’ın da yer aldığını duyduğunu iddia ediliyor. K.A’nın, “Bana 25 Eylül 2015 tarihinde gerçekleşen terör saldırısına katıldıklarını Necmettin Ataman, Ziya Ataman ve Uğur Ataman ile Bengin Ataman bizzat kendileri çeşitli sohbet ortamlarında söylediler. Saldırı esnasında silah kullandıklarını ve bu suretle saldırıya destek verdiklerini ifade ettiler” dediği ileri sürülüyor. Aynı kişi, 20 Eylül 2016 tarihinde Şırnak Başsavcılığına dilekçe vererek önceki ifadelerinin “baskı, tehdit ve işkence altında” alındığını ve önceki ifadelerini geri çektiğini bildirmişti. Mahkeme, sanıkları suçlayan tutuklu Kadri Ataman ile diğer tutukluların yüzleştirilmesine karar verdi. Dava 25 Mayıs’a kaldı (2 Mart).

Hayatın Sesi’ne TMK davası: İstanbul Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi savcısı Cem Üstündağ, KHK ile kapatılan Hayatın Sesi Televizyonu sorumlu müdürü Gökhan Çetin, şirket ortakları Mustafa Kara veİsmail Gökhan Bayram’ı zincirleme IŞİD, TAK ve PKK propagandası yaptıkları” iddiasıyla 13 yıl hapisle cezalandırılmalarını talep etti. Mahkeme, esas hakkındaki savunmaların hazırlanması için avukatlara 24 Nisan’a kadar süre verdi (1 Mart).

Altan’a bir yazıdan 5 yıl 11 ay hapis: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Grihat isimli sitede çıkan “Ezip Geçmek” yazısı nedeniyle gazeteci yazar Ahmet Altan’ı “terör örgütü propagandası” iddiasıyla 3 yıl hapse, “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten de 2 yıl 11 ay hapis cezasına mahkum etti; yargıya yönelik eleştirel ifadeleri de indirim yapmamaya gerekçe yaptı. Avukatlarının Altan’ın ifade özgürlüğü hakkını kullandığı ve bir yazıdan dolayı iki ayrı ceza verilemeyeceği, olsa olsa ağır cezanın uygulanabileceğine dönük itiraz kabul edilmedi. Kararı temyize taşındı (28 Şubat).

Demir’e “örgüt” davası: Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Mart 2017’de sosyal medya paylaşımları “örgüt bağlantısı”na gerekçe gösterilerek tutuklanan Çaldıran Ajans İmtiyaz Sahibi Gazeteci Ayhan Demir’i 11 ay sonra tahliye etti. Demir, “örgüt üyeliği”nden 15 yıl hapis istemiyle yargılanıyor (28 Şubat).

Ekici’ye “FETÖ” davası: İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi savcısı, 217 kez ByLock’a bağlandığı iddiasıyla BirGün gazetesi eski editörü Burak Ekici’yi “FETÖ üyeliği”nden altı yıl üç ay hapse mahkum etti; hapiste kaldığı süreyi göz önünde bulundurarak tahliyesine hükmetti. İHA istihbarat şefi Ömer Faruk Aydemir, Cihan Haber Ajansı Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık muhabirliği yapan ve 17-25 Aralık dönemi ayrılarak Yıldız Teknik Üniversitesi’nde basın danışmanı olan Gürkan Tuzlu, Mesut Ertaç, eski Zaman ve Cihan muhabiri Muhsin Pilgir, Bugün gazetesi ve Vahdet gazetesi çalışanı Mehmet Ali Ay, TRT eski çalışanı Yusuf Duran, Ahmet Feyzullah Özyurt, Cihan muhabiri Mutlu Özay ile Bugün TV ve Can Erzincan TV çalışanı Hüdaverdi Yıldırım da ayrı ayrı açılan davalar kapsamında yargılanıyor (27 Şubat).

Güreş’e dava: FETÖ soruşturmasından tutuklanan bir inşaat şirketi sahibinin ifadelerini yayımladığı için Ağustos 2017’de iki hafta tutuklu kalan Gaziantep Ayıntap gazetesi yazarı Murat Güreş, “soruşturmanın gizliliğini ihlal”den yargılanacak. Güreş hakkında TCK’nın 285. Maddesinden açılan dava Gaziantep 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 19 Nisan’da başlayacak (26 Şubat).

301’den iki ceza, iki beraat: Van’ın Gevaş Asliye Ceza Mahkemesi, 2 Haziran 2015 tarihinde yayınlanan “Gevaş Emniyeti seçmenleri fişliyor” başlıklı haber nedeniyle “Güvenlik kuvvetlerini aşağılamak”tan yargıladığı gazeteciler Bedran Babat ve Mustafa Ece’yi ertelemeli beş ay hapse mahkum etti; DİHA Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Güzüpek ve Ferhat Çelik’i beraat ettirdi. Ece ve Babat’ın avukatı Sultan Uruk, haberin o dönem ortaya atılmış bir iddiayı içerdiğini, bunun düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade ettiyse de mahkeme cezada karar kıldı (23 Şubat).

“Darbe” davasında tahliye yok: İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, gazeteciler Atilla Taş, Murat Aksoy, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Yakup Çetin, Bünyamin Köseli, Cihan Acar, Abdullah Kılıç, Oğuz Usluer, Hüseyin Aydın, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Seyit Kılıç, Yetkin Yıldız ve Ali Akkuş dahil 19’u tutuklu 27 sanığın “darbeye iştirak” ve “FETÖ üyeliği”nden yargılamaya devam etti. 6 Şubat’taki duruşmada, duruşma savcısı, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Emre Soncan, Habip Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Ufuk Şanlı, Cuma Ulus, Mutlu Çölgeçen, , Ünal Tanık, Bünyamin Köseli, Davut Aydın, Muhammet Sait Kuloğlu, Yetkin Yıldız, Yakup Çetin, Seyid Kılıç, Mustafa Erkan Acar, Hüseyin Aydın, Abdullah Kılıç, Ali Akkuş, Oğuz Usluer ve Atilla Taş’ın “örgüt üyeliği” gerekçesiyle cezalandırılmasını istedi. Savcı, Akkuş, Cihan Acar, Köseli ve Taş’ın tutuklanmasını, tahliye edildikten sonra “darbeye teşebbüs” ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”ten yeniden tutuklanan 13 sanığın bu suçtan da beraatini istedi. Ayrıca, Çetin, Kılıç, Mustafa Erkan Acar, Aydın, Kılıç, Akkuş ve Usluer için “darbe teşebbüsü”nden beraat, “örgüt üyeliği”nden tutuklama istendi. Mütalaada, Aksoy ve Çulhaoğlu’nun “örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım” gerekçesiyle cezalandırılması, Çulhaoğlu’nun da “darbe teşebbüsü” iddiasından beraatını ve tutukluluk halinin kaldırılması talep edildi. Gazeteciler, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs”ten ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Mahkeme heyeti Balta’yı sağlık durumu nedeniyle tahliye etti. 22 Şubat’taki duruşmada esas hakkındaki savunmaları almaya devam eden, hakkında yakalama kararı bulunan Said Sefa ve Bülent Ceyhan ile hakkında başka bir dava açılan Emre Soncan’ın dosyasının ayrılmasına karar veren mahkeme, yargılamaya 7 Mart’ta devam edecek (22 Şubat).

Soydan’a beraat: “Devletin gizli kalması gereken belgelerini ifşa etmek”ten hakkında müebbet hapsi istenen kapatılan DİHA Ajansı’nın Hakkari muhabiri Şermin Soydan, yargılandığı davadan beraat etti. Yüksekova ilçesine yönelik operasyonu, ‘İşte Gever’e ‘gizli’ operasyon belgesi’ başlıklı haberle kamuoyuna duyurduğu için 14 Mayıs 2016’ta tutuklanan Soydan Kasım 2016’da tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti (21 Şubat).

Baysal’a 301 cezası: Gazeteci ve yazar Nurcan Baysal, Cizre’deki sokağa çıkma yasağında polislerin kullandığı evlerin durumuna ilişkin kaleme aldığı ve T24.com.tr sitesinde yayınlanan köşe yazısı nedeniyle “Güvenlik kuvvetleri aşağılamak” iddiasıyla ertelemeli 10 ay hapse mahkum edildi. Avukatı Reyhan Yalçındağ kararı temyiz edecek (20 Şubat).

Ener’e tahliye: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, “FETÖ üyeliği” suçlamasıyla 3 Mart 2017’den beri tutuklu olan Yeni Asya gazetesi eski editörü Nur Ener Kılınç’ı ev hapsi uygulamasıyla tahliye etti. Duruşmada, ByLock uygulamasını kısa süre kullandığını ve Erzurum Üniversitesi’nde iki yıl cemaat evinde kaldığını ifade eden Ener’in yargılanmasına 19 Nisan’da devam edilecek (20 Şubat).

Sayılgan’a tahliye yok: Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 aydır tutuklu olan, “Terör örgütü üyeliği”nden yargıladığı DİHA muhabiri İdris Sayılgan’ı tahliye etmeyi bir kez daha reddetti. 17 Ekim 2016’da yapılan ev baskınlarında gözaltına alındıktan bir hafta sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanan ve halen Trabzon E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Sayılgan’ın 15 yıla kadar hapsi isteniyor. Muhabirin, haber kaynakları ile yaptığı telefon görüşmeleri, haberler, sosyal medya paylaşımları, TV kanallarıyla yaptığı telefon görüşmeleri suçlamaya konu edildi. Sayılgan savunmasında, “Sözü edilen bütün haberlerim yayınlandığı dönem soruşturma açılmamış ve ben bunlardan dolayı yargılanmadım. Igdır’da DAİŞ tarafından kaçırılan Sefer Taş’ın ailesiyle de röportaj yaptım. Bu haber beni Sefer Taş’ın ailesinin üyesi yapar mı? Muhalif gazeteci olmam ya da iktidarın muhalif gazetecileri hedef göstermesi beni örgüt üyesi yapmaz” dedi. Yargılamaya 23 Mayıs’ta devam edilecek (19 Şubat).

Türfent’in gerekçeli kararı: Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “YPS örgütünün basın sözcüsü olduğu” iddiasıyla DİHA muhabiri Nedim Türfent’e verdiği sekiz yıl dokuz ay hapis cezasının gerekçeli kararında, Türfent hakkında ifade veren 24 tanıktan 19’unun ifadelerinin işkence altında alındığına dair beyanlarına itibar etmezken, haberlerini “rahatsız edici” buldu. 13 Mayıs 2016 tarihinde tutuklanan Türfent, biri gizli, üçü ulaşılmayan 24 tanıktan 19’unun ifadelerine dayanılarak mahkum edilmişti (17 Şubat).

Altanlar ve Ilıcak’a ağırlaştırılmış müebbet: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ettikleri” iddiasıyla gazeteci-yazar Ahmet Altan, kardeşi Prof. Mehmet Altan ile gazeteci Nazlı Ilıcak’ın da aralarında bulunduğu altı sanığı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum etti. Silivri Cezaevi Kampüsü’nde görülen davada, Zaman gazetesinin marka müdürü Yakup Şimşek, gazetenin görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı ile Polis Akademisi’nde öğretim görevlisi Şükrü Özşengül de aynı cezaya çarptırıldı. Tutuksuz sanık reklamcı Tibet Murat Sanlıman ise beraat etti. Ahmet Altan son sözlerinde “Bir devlet iki siyasetçi ile iki yargıcın kararı ile bütün sistemin yıkılmasına izin vermez, vermeyecektir. Bu hukuk dışı, yasa dışı, Anayasa dışı eylemlerden yolculuktan vazgeçmek herkes için daha hayırlı olacaktır” derken Mehmet Altan da, “Hepimizin sığınağı evrensel hukuktur. AYM kararıyla çelişen bir yaklaşım hukuk devletini dinamitler” şeklinde konuştu. Şimşek de, “Bu davada haklı olduğum için güçlüyüm. Haklının hakkını teslim edeceğinizden şüphem yok” sözleriyle, Yazıcı, “Masumiyetimin verdiği rahatlıkla diyorum ki, suçsuzum” ifadeleriyle tahliyelerini talep etti (16 Şubat).

“FETÖ” davasında karar: Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu gazeteci Aytekin Gezici ve tutuksuz yargılanan Yüksel Evsen ile Mustafa Naim Yalçınel’i “FETÖ üyeliği”nden 9’ar yıl hapse mahkum etti. Daha önce tahliye edilen Abdullah Özyurt ise 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. TGS Adana Şube Başkanı Salim Büyükkaya, Adana Haber gazetesi sahibi Rifat Söylemez, Ekspres gazetesi sahibi Hakan Bülent Yardımcı, Adana Medya gazetesi sahibi Taner Talaş, gazeteci Ali Pekmezci, Abdurrahim Haklıkul ile Osman Palamut ise beraat etti. Gezici, “Ben aralıklarla Zaman gazetesinde çalıştım. Zaman gazetesinin kapatılma protestolarına katılmadım. Bu terör örgütünü övmedim. ByLock programını yüklemedim ve kullanmadım. Beraatimi istiyorum” ifadesiyle mahkemeyi ikna etmeyi başaramadı (16 Şubat).

301 davası: İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesi, sosyal medya paylaşımları yoluyla “Güvenlik kuvvetlerini aşağıladığı” iddiasıyla gazeteci Faruk Arhan’ı yargılamaya başladı. İlk savunmasını sunan Arhan, düşünce özgürlüğü kapsamında fikirlerini kamuoyuyla paylaştığını ifade etti. Yargılama 29 Mayıs’ta sürecek (13 Şubat).

Foto-muhabiri Erdoğan’ın fotoğraf davası: İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi, MİT sosyal tesislerinin fotoğraflarını çektiği iddiasıyla 2 Eylül’de Kadıköy’de gözaltına alınan, 13 Eylül’de de tutuklanan foto-muhabiri Çağdaş Erdoğan’ı tahliye etti. Çektiği fotoğraflar ve yaptığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle dava açılan Erdoğan, PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “Terör örgütü propagandası yapmak” ile suçlanıyor. Yargılamaya 1 Haziran’da devam edilecek (13 Şubat).

22 çalışana “direnme” davası: İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesinin 16 Ağustos 2016 tarihinde kapatılmasından saatler sonra polis baskınında yaşanan olaylara dair gözaltına alınan 22 gazeteciyi “görevi yaptırmamak için direnme” ve “hakaret”ten yargılamaya başladı. Üç Terörle Mücadele polisinin müşteki olduğu davada Fırat Yeşilçınar, Doğan Güzel, Sinan Balık, Amine Demirkıran, Davut Uçar, Elif Aydoğmuş, Reyhan Hacıoğlu, Zeki Erden, Özgür Paksoy, Mesut Kaynar, Hüseyin Gündüz, Kemal Bozkurt, Burcu Özkaya, Sevdiye Ergürbüz, Günay Aksoy, Ersin Çaksu, Önder Elaldı, Ender Öndeş, Gülfem Karataş, Gökhan Çetin, Bayram Balcı ve Yılmaz Bozkurt sekiz yıl dört ay hapis istemiyle yargılanıyor. 22 medya çalışanının yargılandığı davanın ilk duruşmasına, Davut Uçar, Gülfem Karataş, Fırat Yeşilçınar, Sevdiye Ergürbüz, Mesut Kaynar, Doğan Güzel, Önder Elaldı, Reyhan Hacıoğlu, Sinan Balık ve avukatları katıldı. Özgür Gündem gazetesi editörü Davut Uçar, yaşadıklarını “Polislere sakin olmaları gerektiğini burasının gazete olduğunu söyledik. Zaten bunlar polis kameralarında da sabittir. Beni itekleyerek merdivenlerden düşe kalka indirdiler. Merdiven boyunca yanından geçirildiğim her polis tarafından darbedildim. Sonra da ters kelepçe ile gözaltı aracına götürüldük. Darp ve hakaret gözaltı aracında da sürdü” sözleriyle özetledi. KHK ile kapatılan İMC TV’nin muhabiri Gülfem Karataş, gözaltına alınıp merdivenlerden indirilirken sivil giyimli bir polis memurunun demir bir çubukla sırtına vurduğunu, “ne yapıyorsun” diye sorunca da kendisini tecavüzle tehdit ettiğini söyledi. Karataş, “Gözaltı aracında yedi saat boyunca ters kelepçe ile bekletildik; burada da darbedilmeye devam edildik. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi. Savunmaların ardından mahkeme duruşmaya katılmayan sanıkların zorla getirilmesi için karar aldı; olay anına dair kamera kayıtlarını Emniyet Müdürlüğü’nden istedi. Ayrıca, şikayetçi üç polisin de gelecek duruşmada hazır edilmesi için yazışma gerçekleştirilecek. Yargılamaya 29 Haziran’da devam edilecek (9 Şubat).

Alayumat ve Akman’a dava: Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Antep’te 13 Temmuz 2017’de gözaltına alınıp tutuklanan Dihaber muhabiri Erdoğan Alayumat ve adli kontrolle serbest bırakılan Nuri Akman’ı “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme” ve “örgüt üyeliği”nden yargılamaya başladı. 45’er yıl hapsi istenen gazetecilerden Alayumat, duruşmaya Samsun Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS ile katıldı. Alayumat ve Akman ifadelerinde dosyada örgüt üyeliği ve ajanlık suçlamasına konu olacak bir delil olmadığını ve dosyada gazetecilik faaliyeti dışında birşey olmadığını söylediler. Alayumat, “Casusluk olması için bilgileri bir örgütle ya da ülkeyle paylaşmam gerekir. Mail adresim, kimlere haber gönderdiğim belli. Casusluk faaliyetinde bulunduysam belgeleri kime nereye göndermişim?” dedi. Mahkeme, Alayumat’ın tutukluluğunun, Nuri Akman’ın ise adli kontrol uygulamasının devamına karar verdi. Dava 25 Nisan’da sürecek (2 Şubat).

Boğatekin için “övgü” cezası istendi: Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi, “Cemaat tehlikesi”ne dikkat çektiği “Feto ve Apo” yazısı nedeniyle 2008 yılında 109 gün hapis yatan, “örgüt propagandası”ndan verilen hapis cezasını temyiz eden Gerger Fırat gazetesi sahibi gazeteci Hacı Boğatekin’i “suçluyu övmek” iddiasıyla da akladı. Savcının ceza istediği dosyada mahkeme, delil yetersizliğinden beraat kararı verdi (2 Şubat).

Sekiz haberciye “FETÖ”den ceza istendi: Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Zaman gazetesi Antalya Bölge Temsilcisi Tuncer Çetinkaya, Zaman gazetesi Antalya muhabiri Serhat Şeftali, Zaman gazetesi editörü Recai Morkoç, Zaman gazetesi muhabiri Osman Yakut’u tutuklu; Zaman eski muhabiri Ömer Özdemir, Bizim Antalya haber sitesi sahibi Olgun Matur, Zaman ve Cihan Haber Ajansı muhabirleri Kenan Baş ve Cihat Ünal’ı da tutuksuz olarak yargılamaya devam etti. Mahkeme, savcının  13 sanık için “FETÖ üyeliği”nden 15 yıla kadar hapis cezası istediği dosyaya yeni bilgiler geldiğini bildirerek kararını vermedi. Bu nedenle, yargılama 24 Nisan’a kaldı (1 Şubat).

Taraf’ın “Balyoz” davası: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Taraf gazetesinde “Balyoz planı” ile kumpas kurdukları iddiasıyla gazetenin eski yayın yetkilileri Ahmet Altan, Yasemin Çongar ile Mehmet Baransu, Yıldıray Oğur ve Tuncay Opçin’i yargılamaya devam etti. CMK uyarınca barodan görevlendirilen bir avukatın temsil ettiği Baransu, “Siz Şahin Alpay’ın davasına bakan heyetsiniz, ancak AYM’nin hak ihlali kararını uygulamadınız. AYM kararını uygulamayan bir heyetin tarafsız ve bağımsız olacağına nasıl inanacağım? Yargılandığım 1,5 yıllık süreçte, 11 hâkim değişti” diyerek reddi hakim talebinde bulundu. Talebi reddedildikten sonra Baransu esas hakkındaki savunmasına başladı; yargılamanın süreceği 2-3-4 Mayıs günlerinde de devam edecek. Sanıklara, “Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma çalma”, “Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme”, “Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “Terör örgütü propagandası yapmak” suçlamaları yöneltiliyor. Baransu ve hakkında yakalama kararı bulunan Opçin’in ayrıca “Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme” suçundan da ceza isteniyor. Baransu ve Opçin’in 75 yıla kadar; Çongar, Oğur ve Altan’ın 52’şer yıl hapsi isteniyor (31 Ocak).

Şık’a 301 davası: İstanbul 17. Asliye Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet gazetesi davası kapsamında 370 gündür tutuklu yargılanan gazeteci Ahmet Şık’ı altı tweeti ile “Türk milletini ve devletin kurum ve organlarını aşağıladığı” iddiasıyla yargılamaya başladı. Twitter paylaşımları nedeniyle Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Kerem Kocalar’ın ihbarıyla açılan davaya bir iddianame daha eklendi. Şikayet konusu paylaşımlar Şık’a Cumhuriyet gazetesi davası kapsamında da suçlama olarak yöneltiliyor. Gazeteci toplam üç yıl altı ay hapis istemiyle yargılanıyor. Yargılama 22 Mayıs’a kaldı (30 Ocak).

Cumhuriyet’e “tekzip” cezası ve davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Panama Belgeleri’nde adı geçen şikayetçi: Şeref Doğan Erbek’e at “cevap ve düzeltme”nin usulüne uygun yayımlanmadığı iddiasıyla Cumhuriyet gazetesi yetkililerini 50’şer bin TL’lik para cezasına çarptırdı. Mahkeme hükmün açıklanmasını geri bıraktı. Aynı kişinin aynı gerekçeyle aynı mahkemede açtığı dava ise sürüyor (30 Ocak).

Tahmaz’a ”Gündem” beraatı: İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesine “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni” kampanyası kapsamında sembolik bir günlük eylemi katılan gazeteci Hüseyin Tahmaz’ın “örgüt propagandası”ndan yargılandığı davada beraat kararı verdi. Ancak duruşma savcısı söz konusu beraat kararını temyiz edince dosya İstinaf Mahkemesi’ne gönderildi (29 Ocak).

Ilıcak’a “casusluk” davası: Ankara Başsavcılığı, “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıkladığı” gerekçesiyle gazeteci Nazlı Ilıcak hakkında Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açtı. Darbe girişiminden sonra kapatılan Bugün gazetesinde 2 Ocak 2015’te “Askeri İstihbarat ve Tahşiyeciler” başlıklı yazısı nedeniyle Ilıcak’ın müebbet hapsi talep ediliyor (27 Ocak).

Akbay, Ulu ve Olgun’un davası: İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, Sözcü gazetesi sahibi Burak Akbay’ı “FETÖ yöneticiliği” ve “örgüt propagandası” iddiasıyla, İzmir muhabiri Gökmen Ulu ve gazete sitesinin yetkilisi Mediha Olgun ile Sözcü gazetesi mali işler müdürü Yonca Yücekaleli’yi de, “Silahlı terör örgütünü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte yardım etmek” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Tanık olarak dinlenen gazeteci Fehmi Koru, “2010 yılındaki bir yazımdan hareketle başka şeyler yazıldı. O sebeple 2016 Ağustos’ta savcılığa çağrıldım. Orada anlattığım gibi bir gezi sırasında Ertuğrul Akbay bana, oğlunun yurt dışında öğrenci olduğunu, orada güzel insanlarla tanışarak dini hassasiyetlere sahip olarak yetiştiğini söylemişti” diye konuştu. Mahkeme başkanının, “Güzel insanlar kim, cemaat veya FETÖ geçti mi?” sorusuna Koru, “Bu 1990’ların  ilk yıllarında olan bir konu. O zaman FETÖ yok, cemaat olarak adlandırılan bir grup vardı. ‘Güzel insanlar’ sözünü ben oraya çektim” diye karşılık verdi. Mahkeme, Akbay’ın tutuklanmasına yönelik yakalama kararının infazını bekliyor. Diğer sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin de devamına hükmeden heyet, Gökmen Ulu’nun yurtdışına çıkış yasağını da kaldırmadı. Mahkeme daha önce de Cem Küçük, Hüseyin Gülerce, Fuat Uğur, Ersoy Dede ve Vatan Partisi Öncü Gençlik Ankara Başkan Yardımcısı Anıl Eren Yıldız’ı tanık olarak dinlemişti. Dava 30 Mayıs’a kaldı (23 Ocak).

KCK Basın davası: İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 46 Kürt medya çalışanını “KCK Basın Komitesi’ne üye olmak” ile yargıladığı davada, sanık gazetecilerin yargılandıkları tüm dosyaları istemesine itiraz eden avukat Gülizar Tuncer salondan çıkarıldı. KCK operasyonlarını yapan eski İstanbul TEM Şube Müdürü Yurt Atayün’ün yargılandığı davanın iddianame ve duruşma zabıtları da mahkemeye gönderildi. 15 yıl hapis istemiyle yargılanan sanıklar arasında Davut Uçar, Ertuş Bozkurt, Mazlum Özdemir, Çağdaş Kaplan, Sadık Topaloğlu, Turabi Kişin, Evrim Kepenek, Ayşe Oyman, Selahattin Aslan, Güneş Ünsal, Sibel Güler, Hamza Sümeli ve Çağdaş Ulus da bulunuyor. Yargılama 27 Nisan’a kaldı (19 Ocak).

Mavioğlu ve Demirel’e “Bakur” davası: Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 2013’te Abdullah Öcalan’ın PKK’ye yaptığı çekilme çağrısı sonrasında çekilen “Bakur” belgeseli nedeniyle gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ve belgesel yönetmeni Çayan Demirel’i “terör propagandası” gerekçesiyle yargılamaya devam etti. Mavioğlu ve Demirel, 29 Mayıs’ta sürecek olan yargılamada ifadelerini mahkeme huzurunda verecekler. Film, yönetmenleri hakkında terör propagandasından dava açılmış ilk film oldu (18 Ocak).

Karataş’a DTK davası: Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) soruşturması kapsamında iki ay tutuklu kalan ve 22 Eylül 2017’de tahliye edilen Evrensel gazetesi yazarı Yusuf Karataş’ı yargılamaya devam etti. Mahkemeye yazı gönderen Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, dinleme kayıtlarının silindiğini bildirdi. Mahkeme heyeti “örgüt üyeliği”nden yargılanan Karataş hakkındaki adli kontrol ve yurtdışına çıkış yasağının sürmesine karar verdi. Dava eksiklerin giderilmesi için 30 Mayıs’a kaldı (17 Ocak).

Beş “Gündem”ci mahkum: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem gazetesini sembolik dayanışma eylemiyle destekledikleri için “PKK propagandası”ndan haklarında dava açılan gazeteciler Ayşe Düzkan ve Ragıp Duran’ı, köşe yazarı nedeniyle de Mehmet Ali Çelebi ve Hüseyin Bektaş’ı 18’er ay hapse mahkum etti. Özgür Gündem eski Eş Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol da “suçu zincirleme işlediği” gerekçesiyle 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırıldı. Avukatlar kararları temyiz edecek (16 Ocak).

Beş gazeteciye TMK davası düştü: Ankara’da 10 Ekim 2015 tarihli barışçıl eylemde 102 kişinin hayatını kaybettiği katliamla ilgili haberler nedeniyle Evrensel gazetesi Ankara muhabirleri Cem Gurbetoğlu ve Tamer Arda Erşin ile Cumhuriyet gazetesi muhabiri Kemal Göktaş’a açılan dava zamanaşımından düştü. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “Terörle mücadele görev alanları hedef göstermek”ten ve üç yıla kadar hapis istemiyle açılan davada dört aylık dava açması süresinin açıldığına hükmetti. Davaya, Evrensel gazetesi yayın yönetmeni Fatih Polat ile dönemim Cumhuriyet gazetesi yayın yönetmeni Can Dündar da “suça iştirak”tan dahil edilmişti (15 Ocak).

Bozarslan’a beraat: Bir çocuğa yönelik cinsel saldırı iddiasını gündeme getiren Doğan Haber Ajansı (DHA) Diyarbakır temsilcisi Felat Bozarslan, “gizliliği ihlal” iddiasıyla ve 4,5 yıl hapis istemiyle yargılandığı davadan beraat etti. Diyarbakır 2. Asliye Ceza Mahkemesi, suçun unsurlarının oluşmadığına kanaat getirdi (11 Ocak).

Aydemir’e beraat: İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi, ByLock kullandığı iddiasıyla tutuklanıp daha sonra güncellenen ByLock listesinden çıkarılarak tahliye edilen Eski İhlas Haber Ajansı İstihbarat Şefi Ömer Faruk Aydemir hakkında ilk duruşmasında beraat kararı verdi. Mahkeme başkanı Aydemir’in “Mor Beyin” gibi uygulama sunucularına yönlendirme sonucu Aydemir’in ByLock IP’sinin görüldüğünü söyledi. 29 yıldır ajansta çalışan Aydemir, “Kesinlikle ByLock  indirmedim ve kullanmadım.  ByLock kullandığım iddiasıyla sarı basın kartımın iptal olduğunu öğrendim. Hemen savcılığa başvurup telefonumu teslim ederek incelenmesini istedim. Gözaltına alındığım tarihe kadar evimde bekledim” dedi (4 Ocak).

Ünal’a FETÖ davası: Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Zaman gazetesi başyazarı Ali Ünal’ı “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “FETÖ/PDY yöneticiliği veya üyeliği” suçlamalarıyla yargılamaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mağdur sıfatıyla şikâyetçi olduğu davada Ünal’ın iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 29,5 yıla kadar hapsi isteniyor. İki kez ağırlaştırılmış müebbet ile 29 yıl 6 ay hapsi istenen Ünal’ın “Kakao Talk” gizli görüşme programını kullandığı, Gülen’in talimatıyla Bank Asya’ya yaklaşık 120 bin lira yatırdığı ileri sürüldü. Geçen yıl Eşme’de saklandığı bağ evinde yakalandıktan sonra tutuklandığı ifade edilen Ünal’ın, örgütü yöneten Fethullah Gülen ile doğrudan irtibatlı olduğu, kitaplarının çevirisini yaptığı, örgütün medya yapılanmasında yer aldığı, 46 kez yurt dışına çıktığı, bu yurt dışı gezilerinin büyük bölümünde Gülen ile görüştüğü iddia ediliyor  17 aydır tutuklu bulunan Ünal, dokuz saat süren savunması sırasında 17 köşe yazısı ile ilgili de sorgulandı. Tahliye talebini reddeden mahkeme, yargılamaya 27 Eylül’de devam edilmesine karar verdi (4 Ocak).

“Gündem” dayanışma davası Nisan’da: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesi dayanışmasına ‘Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği’ kampanyası kapsamında katıldıkları gerekçesiyle RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, TİHV Genel Başkanı Prof. Dr. Şebnem Koru Fincancı ve Gazeteci-Yazar Ahmet Nesin’i “Örgüt propagandası”, “suç ve suçluyu övmek” ve “suç işlemeye tahrik” iddiasıyla yargılamaya devam etti. “Suç işlemeye tahrik” başlıklı TCK’nın 214. Maddesinin Anayasa Mahkemesi’ne taşınmasına dair talebi reddeden Mahkeme, Nesin’in Fransa’dan ifadesinin alınmasının ve hakkındaki yakalama kararının infazının beklenmesine karar verdi. Yargılama 18 Nisan 2018’e kaldı (1 Ocak).

Önderoğlu’na destek davası: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem dayanışma eylemine katıldığı için tutuklanan gazeteci Erol Önderoğlu’nun “suç”una iştirak ettikleri gerekçesiyle sivil itaatsizler Şanar Yurdatapan, Doğan Özkan ve Z. Serinkaya’yı yargılamaya devam etti. Mahkeme, “örgüt propagandası” suçlamasıyla yapılan yargılamanın Erol Önderoğlu, Ahmet Nesin ve Şebnem Korur Fincancı’nın birlikte yargılandığı ana dava ile birleştirilmesine ilişkin savcının talebini reddetti. Dosya esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için savcıya tevdi edildi. Yargılama 3 Nisan 2018’de sürecek (1 Ocak).

Güven’e “kin” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, FEMEN eylemiyle ilgili haberde, eylemciyi gösteren fotoğrafta Hz Muhammet’in çiziminin yer aldığı Charlie Hebdo kapağı gözüktüğü gerekçesiyle Cumhuriyet gazetesi sitesi yayın yönetmeni Oğuz Güven’i “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik”ten yargılamaya devam etti. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gelen yazıda eylem sonrası kamu düzenini etkileyecek bir gelişme yaşanmadığı bildiriliyor. Mahkeme, mütalaa için hazırlık yapmaları için yargılamayı 3 Mayıs 2018’e bıraktı (1 Ocak).

 “MLKP” davası: İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi, MLKP üyelerinin cenaze törenlerini izlediği, evinde Maksist Teori dergisi bulundurduğu gerekçesiyle tutuklanan ETHA Ajansının çevirmeni Meşale Tolu’yu, “MLKP örgütü üyeliği”nden yargılandığı davada tahliye etti. 18 sanıklı yargılamaya 26 Nisan’da devam edilecek (1 Ocak).

Zaman gazetesi davası: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Zaman gazetesinin eski yazarları Şahin Alpay, Ali Bulaç, Mümtazer Türköne, Ahmet Turan Alkan, Nuriye Akman ve Mustafa Ünal ve aralarında bulunduğu 21’si tutuklu 30 medya çalışanını Silivri Ceza İnfaz Kurumu Kampüsünde yargılamaya devam etti. Mahkeme, Zaman gazetesi reklam departmanından Hüseyin Belli, İsmail Küçük ve Onur Kutlu’yu tahliye etti. Mümtazer Türköne, Ali Bulaç, İbrahim Karayeğen, Ahmet Turan Alkan, Mustafa Ünal, Şahin Alpay, Sedat Yetişkin, Hüseyin Turan, Ahmet Metin Sekizkardeş, Alaattin Güner, Cuma Kaya, Mehmet Özdemir, Faruk Akkan, Murat Avcıoğlu, Yüksel Durgut, Zafer Özsoy, Şeref Yılmaz, Hakan Taşdelen tutuklu yargılanırken Ali Hüseyin Çelebi, Ahmet İrem, Süleyman Sargın, Osman Nuri Öztürk, Osman Nuri Arslan,  Nuriye Ural, Lale Kemal (Lalezar Sarıibrahimoğlu), Orhan Kemal Cengiz ve İhsan Dağı’nı tutuksuz yargılanıyor. Tüm sanıklar için, “Anayasal düzeni, TBMM ve hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlamalarıyla üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla da 15’er yıla kadar hapis cezası isteniyor. Tutuksuz sanıkların savunmalarını alan mahkeme, yargılamayı 5 Nisan 2018’e bıraktı (1 Ocak).

Koray’a “kin” davası: Kocaeli Başsavcılığı, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra “Yerim Destanınızı” başlıklı bir yazı yazdığı gerekçesiyle gözaltına alınan Kocaeli Koz Gazetesi Sorumlu yazı işleri müdürü Yeliz Koray hakkında “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla dava açtı. Gazeteci, 5 Nisan 2018 tarihinde Kocaeli Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak (1 Ocak).

Çorum “FETÖ” davası:  Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Çorum Manşet gazetesi yayın yönetmeni Lokman Erdoğan ve Çorum Manşet gazetesi yazı işleri müdürü Murat Öztürk’ü tutuksuz, Çorum Yıldız gazetesi yayın yönetmeni Nadir Yücel, Zaman gazetesi Çorum muhabiri Burçin Dokgöz, CİHAN Ajansı Çorum muhabiri İdris Okur ve Musa Ayan’ı tutuklu yargılamaya devam ediyor  (1 Ocak).

Hakaret, Kişilik Hakları ve Tazminat Davaları

Ocak-Şubat-Mart 2018 döneminde 30 gazeteci “hakaret” suçlamasıyla açılan ceza davası kapsamında toplam 76 yıl 4 ay hapis cezası talebiyle yargılandı. Biri beraat ederken dördüne dava yeniydi. Sekiz gazeteci de toplam 2 milyon 545 bin TL maddi veya manevi tazminat istemiyle yargılandı; birine dava reddedilirken altısına dava yeniydi.  

Geçen yılın aynı döneminde beş gazeteci hakaret suçlamasıyla açılan ceza davası kapsamında toplam 43 bin 840 TL adli para cezası ödemeye mahkum edilmişti.

2017 yılının tamamındaysa, bir gazeteci 1 yıl 5 ay 15 gün hapis, beşi de toplam 43 bin 840 TL para cezasına mahkum edilmişti. Biriyle ilgili beraat kararı verilmişti.

Toker’e 1 milyon 500 bin TL’lik dava: Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemei, Giresun merkezli Agrobay Seracılık Şirketi, 15 Kasım 2017 tarihli “Rusya’ya da domatesler Bayburt’tan” başlıklı yazısı nedeniyle Cumhuriyet gazetesi ve köşe yazarı Çiğdem Toker hakkında açtığı 1 milyon 500 bin TL’lik tazminat davasını 19 Haziran’da ele almaya başlayacak. Gazeteci, yazısında, “Domates ihracatı yapacak üç firmadan biri olan Agrobay Seracılık, son dönemlerde altyapı ihalelerinde büyük bedelli işler almasıyla öne çıkan Bayburt Grup bünyesinde yer alıyor” demiş, Rusya’ya ihracat yapacak Agrobay dahil üç firmayı doğrudan Rusya’nın seçmediği, hükümetçe seçildiğine yer vermişti (30 Mart).

Terkoğlu’na “hakaret” davası: İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesi, Milli Gazete yazarı ve Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nureddin Yıldız’ın “çocukların altı yaşından itibaren evlenebileceğine” ilişkin fetvasını haberleştirdiği için Oda TV sitesi Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nu “hakaret”ten yargılamaya başladı. İki yıl 8 ay hapsi istenen gazeteci Terkoğlu, savunmasında, Yıldız’ın sözlerinin kamuoyu ulaşmaması için yaygın bir sansür uygulandığını, odatv sitesinde son üç yılda çıkan 18 haberin de bundan nasibini aldığını ifade etti; “Bu iddianamenin haberi bile yasaklanmış” dedi. Davaya 21 Eylül’de devam edilecek (30 Mart).

Sarı’ya “hakaret” davası: Evrensel gazetesi sorumlu müdürü Çağrı Sarı, Kasım 2017’de yayımlanan Cennet Belgelerinde (Paradise Papers) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve ağabeyi Serhat Albayrak’ın da adının geçtiğine ilişkin haber nedeniyle “hakaret, iftira” davasından yargılanacak. Dört yıl sekiz ay hapsin istendiği yargılama, Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 18 Nisan’da başlayacak (28 Mart).

Karan’a “Turcell’in itibarı” davası: Cumhuriyet gazetesi yazarı Ceyda Karan hakkında, Turkcell Şirketi’nin çocuk taciziyle gündeme gelen Ensar Vakfı’na sponsor oluşunu protesto etmek için başka bir operatöre geçtiğini sosyal medyada yazdığı için “ticari imajı zedelemek”ten dava açıldı. Gazeteci, 3 Nisan’da İstanbul Anadolu 37. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor (26 Mart).

Dirik ve Acarer’e “iftira” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Suriye’ye Sarin Gazı hammaddesi sevkiyatı” iddialarını gündeme getiren Cumhuriyet gazetesi muhabiri Hakan Dirik ve BirGün gazetesi yazarı Erk Acarer’i dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “iftira” şikayetiyle yargılamaya devam etti. Dava, Almanya’da Acarer’in sanık sıfatıyla, Eren Erdem’in tanık olarak ifadelerinin alınması için 27 Eylül’e bırakıldı (15 Mart).

Terkoğlu’na “Papers” davası: İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesi, Başbakan Binali Yıldırım ve iki oğlunun açtığı davada, Odatv haber sitesi imtiyaz sahibi Soner Yalçın ve haber müdürü Barış Terkoğlu’nu toplam 500 bin TL’lik tazminat davası istemiyle yargılamaya başladı. Dava, “Dünyayı sarsacak belgelerden Binali Yıldırım’ın iki oğlu çıktı”, “Oğlu Binali Yıldırım’ı dinlemedi mi?”, “Böyle oğlum olsun 1 milyar borcum olsun diyecek” haberlerinde “kişilik haklarına saldırı” oluşturduğu iddiasına dayandırıldı. Dava 17 Mayıs’a kaldı (15 Mart).

Cumhuriyet’ten 500 bin TL istendi: Cumhuriyet gazetesi adına Orhan Erinç ve gazeteci Pelin Ünker, Paradise Papers belgeleriyle ilgili iki haberde Başbakan Binali Yıldırım ve iki oğlunun adını andıkları gerekçesiyle İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 500 bin TL’lik tazminat davası kapsamında yargılanıyorlar. Dava 17 Temmuz’da devam edecek (13 Mart).

Candemir’e “hakaret” davası: Gazeteci Oktay Candemir hakkında, 22 Aralık 2017 tarihinde çıkan bir yazısında Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım olarak atanan Murat Zorluoğlu için “Badem Bıyıklı” dediği için “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” iddiasıyla Van Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Candemir, yazdığı “Van Valisi Zorluoğlu da badem bıyık bıraktı. İşte ne olduysa o sözlerden sonra oldu” ifadelerden dolayı 2 yıl 4 ay hapis istemiyle yargılanacak (10 Mart).

Küçükkaya’ya “hakaret” davası: Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın eşi İlyas Kaya hakkındaki iddialarla ilgili gazeteci İsmail Küçükkaya ve Avukat Fidel Okan’ı “Kamu görevlisine hakaret” ve “devlet kurum ve organlarını aşağılama” iddiasıyla yargılamaya devam etti.
Talimatla Ankara’da ifadesi alınan Fidel Okan’ın “Gazete direktörü ve gazete sahibi ile konuşarak haberleştirdi” şeklindeki ifadesine ilişkin söz verilen sanık İsmail Küçükkaya, “Fidel Okan’ı tanımıyorum; benim haber kaynağımı da bilemez. Ben bir liste gördüm ve o listeyi teyit etmek amaçlı gazetecilik kaynağımla farklı kaynaklar ile görüştüm. Kamuoyunun bilgilendirme görevimi bu ilkeler ışığında gerçekleştirdim. Haber kaynağımı, bundan sonra haber kaynakları ile kurduğum güven ilişkisinin sarsılmaması için açıklamak istemiyorum” dedi. Duruşmada sanık İsmail Küçükkaya’nın avukatlarının talebi doğrultusunda, yayın çizgisine ilişkin 2 yıl boyunca çeşitli tarihlerde yayınlanan Küçükkaya’nın programın bölümleri duruşmada yaklaşık 10 dakika izlendi. Dava Nisan ayına kaldı (21 Şubat).

22 çalışana “hakaret” davası: İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesinin 16 Ağustos 2016 tarihinde kapatılmasıyla gerçekleşen polis baskınında gözaltına alınan 22 gazeteci ve medya çalışanını, “hakaret” iddiasıyla da yargılamaya devam etti. Fırat Yeşilçınar, Doğan Güzel, Sinan Balık, Amine Demirkıran, Davut Uçar, Elif Aydoğmuş, Reyhan Hacıoğlu, Zeki Erden, Özgür Paksoy, Mesut Kaynar, Hüseyin Gündüz, Kemal Bozkurt, Burcu Özkaya, Sevdiye Ergürbüz, Günay Aksoy, Ersin Çaksu, Önder Elaldı, Ender Öndeş, Gülfem Karataş, Gökhan Çetin, Bayram Balcı ve Yılmaz Bozkurt’un sanık olarak yer aldığı dava 29 Haziran’da sürecek (9 Şubat).

Hoş’un “hakaret” davası: İstanbul 17. Asliye Ceza Mahkemesi, “6 yaşındaki çocukla evlenilebilir” fetvası veren Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız’a “pedofili savunucusu” dediği için gazeteci Mustafa Hoş’u “hakaret”ten yargıladığı davada beraat kararı verdi. 17 Ekim 2017’deki duruşmada Yıldız’ın avukatı Ahmet Emin Şahingöz, Hoş’a “İslam düşmanı” diye bağırıp hakaret yağdırmaya başlayınca mahkeme başkanı avukat Şahingöz’ü mahkemeden dışarı attırmıştı. Hoş savunmasında, “İslam düşmanı değilim. Burada ‘6 yaşında çocukla evlenilebilir” diyenlerin yargılanması gerekirken ben yargılanıyorum” demişti (15 Ocak).

Sarı ve Selvi’ye karikatür davası: Cennet Belgelerinde (Paradise Papers) oğullarının adı geçen Başbakan Binalı Yıldırım, “Çocuklarımı devletle iş yapmaktan uzak tuttum” sözlerini karikatüre yansıttığı için Evrensel gazetesi sorumlu müdürü Çağrı Sarı ve çizer Sefer Selvi’ye 40 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı (1 Ocak).

Hakaret değil, ifade özgürlüğü

Mağden lehine bozma: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Acun Ilıcalı hakkındaki sözleri nedeniyle gazeteci Perihan Mağden ve röportajı yapan gazeteci Hakan Gence’ye verilen beş bin TL’lik manevi tazminat davasını bozdu. Kararda, röportajın eleştiri sınırları içinde kaldığı ve Ilıcalı’nın topluma mal olmuş bir insan olarak eleştirilere katlanma yükümlülüğü bulunduğu ifade edildi. “Ölçüt kamu yararıdır” diyen Yargıtay, tazminatın geri verilmesine oyçokluğuyla karar verdi (29 Ocak).

Hakaret

            Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,

İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.

(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıkıntısı

Son üç ayda, 8 gazeteci TCK’nın 299. Maddesinden ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten toplam 16 yıl 7 ay 22 gün hapse (3 yıl 2 ay 22 gün hapis ertelemeli olmak üzere) ve 21 bin TL de adli para cezasına mahkum edildi. Dört gazeteci de yargılama sonunda aklandı.

Ayrıca, yazı, görüş ve eleştirileri nedeniyle 10 gazeteci halen aynı gerekçeyle toplam 46 yıl 6 ay 6 gün hapis istemiyle yargılanıyor; üç gazeteciye de yeni ceza davası açıldı. Ayrıca, gazeteci Ahmet Şık, Evrensel gazetesi yayın yönetmeni Fatih Polat ve Cumhuriyet gazetesi muhabiri Alican Uludağ ile ilgili de soruşturmalar bulunuyor. Bu durumda, sadece son üç aylık dönemde 28 gazeteci Erdoğan’ın mağduru, sanığı ve şüphelisi olmuş oldu.

Geçen yılın aynı döneminde, ikisi gazeteci 10 kişi, TCK’nın 299. Maddesinden toplam ertelemeli 8 yıl 11 ay 20 gün hapis ve 20 bin 500 TL adli para cezasına mahkum edilmişti. Üç gazeteci beş kişiye TCK 299’dan yeni davalar açılırken, üç gazeteci aklanmış, birine dava da zamanaşımından düşmüştü. Dördünün davası da sürüyordu. TCK’nın 299. Maddesi kapsamında açılan dava ve soruşturmalarda adı geçen gazeteci sayısı 24 idi.

2017 yılının tamamındaysa 17 gazeteci ve köşe yazarı, 299. Maddesi’nden toplam 8 yıl 4 ay 10 gün hapse (4 yıl 10 ay 10 günü ertelemeli) ve 136 bin 500 TL de adli para cezasına mahkum ediliyordu. Dört haberci beraat ederken, bir dava da zamanaşımından düşmüştü. Yıl sonunda altı gazeteci de yeni davalarla karşılaşıyordu.   

Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’te Erdoğan’a yönelik eleştiri ve isnatlar için uygulanmaya başlanan TCK’nın 299. Maddesi, bu tarihten 1 Nisan 2018’e kadar en az 42 gazetecinin mahkum edilmesine zemin oluşturdu.

Cumhurbaşkanına hakaret

            Madde 299- (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/35 md.) Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.

(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.

 

TCK 299/ Cumhurbaşkanına hakaret

Son üç ayda, 8 gazeteci TCK’nın 299. Maddesinden ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten toplam 16 yıl 7 ay 22 gün hapse (3 yıl 2 ay 22 gün hapis ertelemeli olmak üzere) ve 21 bin TL de adli para cezasına mahkum edildi. Dört gazeteci de yargılama sonunda aklandı.

Nasuhbeyoğlu ve Koşar’a 299 cezaları: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Latin Amerika’da 16 siyasi parti ve örgütlerinin 10 Ekim Ankara Katliamı’nın nedeniyle yaptıkları açıklamaları derleyen “Halka destek, Saray’a tepki” haberi nedeniyle gazetenin eski imtiyaz sahibi Arif Koşar ve eski sorumlu müdürü Vural Nasuhbeyoğlu’nu “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten hapisten 7 biner TL adli para cezasına mahkum etti. Avukat Devrim Avcı, yapılan haberin basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptıysa da mahkeme gazetecileri TCK’nın 299. Maddesinden suçlu buldu (29 Mart).

Gündem yazarlarına 299 cezaları: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Cumhurbaşkanına hakaret”ten yargıladığı Özgür Gündem gazetesi eski Eş Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin ve gazetenin Yazı İşleri Müdürü Reyhan Çapan’ı 5’şer yıl 3’er ay hapse mahkum etti. Gazetenin Eş Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol’a da aynı gerekçeyle ertelemeli 1 yıl 3 ay 12 gün hapis cezası verildi. Gazetenin muhabiri Ersin Çaksu için de ertelemeli 11 ay 20 gün hapse karar kılındı. TCK’nın 299. Maddesinden Keskin hakkında, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi ve Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi kararlarıyla verilmiş ve kesinleşmiş 3 yıl 10 ay 20 günlük hapis ve 21 bin TL de asli para cezası bulunuyor (29 Mart).

Gültekin’e beraat: Diken sitesi yazarı Levent Gültekin, “Bu ülkede bu adamın ağzının payını verecek bir Allah’ın kulu yok mu?” şeklindeki sözleri nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılandığı davadan beraat etti (27 Mart).

Altan’a bir yazıdan 5 yıl 11 ay hapis: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Grihat isimli sitede çıkan “Ezip Geçmek” yazısı nedeniyle gazeteci yazar Ahmet Altan’ı “terör örgütü propagandası” iddiasıyla 3 yıl hapse, “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten de 2 yıl 11 ay hapis cezasına mahkum etti; yargıya yönelik eleştirel ifadeleri de indirim yapmamaya gerekçe yaptı. Avukatlarının Altan’ın ifade özgürlüğü hakkını kullandığı ve bir yazıdan dolayı iki ayrı ceza verilemeyeceği, olsa olsa ağır cezanın uygulanabileceğine dönük itiraz kabul edilmedi. Kararı temyize taşındı (28 Şubat).

Mavioğlu’na 299 beraati: İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi, 2015 yılındaki Suruç katliamını eleştirdiği sosyal medya hesabında “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla gazeteci Ertuğrul Mavioğlu’nu yargılamaya başladı. Mahkeme, suçun sabit olmadığı gerekçesiyle Mavioğlu’nu akladı (15 Şubat).

Mahruki’ye 299’dan beraat: İstanbul 52. Asliye Ceza Mahkemesi, katıldığı bir televizyon programında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan Nasuh Mahruki hakkında “hakaret kastıyla hareket ettiği” gerekçesiyle beraat kararı verdi.  (6 Şubat).

Çölaşan’a 299 beraati: Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Sözcü gazetesi köşe yazarı Emin Çolaşan hakkında, Mayıs 2015 tarihli “Ama o hırsız değildi” başlıklı yazısında “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla açılan davada beraat kararı verdi. Kararda, suça gerekçe gösterilen yazıda, 12 Eylül askeri darbenin sorumlusu Kenan Evren ve yönetiminin asla hırsız olmadıkları, “devlet yönetimini ele geçirdikten sonra aile boyu yolsuzluk ve yolsuzluk yapacak kadar namussuz ve ahlaksız olmadıklarını, devletin olanaklarını bir gün olsun kendisi ve ailelerinin çıkarına kullanmadıklarının belirtildiği” hatırlatıldı. Kararda, “Yazı Kenan Evren’in ölümü gibi güncel bir süreçte kaleme alınmış olup, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adının geçmemesi nedeniyle yorum yoluyla Cumhurbaşkanı’na yönelik olduğu kabul edilemez…” denildi (25 Ocak)

Altan’a 299 cezası: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu gazeteci yazar Ahmet Altan’ı, “Cumhurbaşkanına hakaret”ten 7 bin TL para cezası verdi. Altan, savunmasında, “Yargıtay 18. Daire bir sözün hakaret olması için aşağılama amacı taşıması gerektiğini vurguluyor. Amacım aşağılamak, hakaret etmek değil; yaptığı bir hatanın ortaya çıkarılması. Benim sözümün şu anda Cumhurbaşkanı olan zatla alakası yok, o makamda kim olsa kim bunu yapsa eleştirirdim” dedi. Avukatlar cezaya itiraz edecek (11 Ocak).

Arslan mahkum: Ankara 12. Asliye Ceza Mahkemesi, 14 Eylül 2015’de yayımlanan televizyon programı Medya Mahallesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla gazeteci Ayşenur Arslan’ı 1 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum etti. Ceza 11 ay 20 güne indirilerek ertelendi. Nokta dergisinin toplatılmasına tepki gösteren gazeteciyi Konya’da yaşayan bir kişi ihbar etmişti. 28 Kasım 2017’de verilen ceza daha sonra gündeme geldi (5 Ocak).

TCK 299: 21 gazeteciden üçü yeni sanık

Yazı, görüş ve eleştirileri nedeniyle 13 gazeteci “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten toplam 60 yıl 8 ay hapis istemiyle yargılanıyor. Bu üç gazeteciye açılan davalar yeniydi. Ayrıca, gazeteci Ahmet Şık, Evrensel gazetesi yayın yönetmeni Fatih Polat ve Cumhuriyet gazetesi muhabiri Alican Uludağ ile ilgili de soruşturmalar bulunuyor.

Altan’a bir 299 davası daha: İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi, 2016’da yayımlanan “Yeni Ergenekon” başlıklı yazısında “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği” iddiasıyla tutuklu gazeteci yazar Ahmet Altan’ı yargılamaya devam etti. Altan’ın duruşmaya Silivri Cezaevi’nden SEGBİS’le katılırken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vekilinin katılma talebi de kabul edildi. Yargılama 21 Haziran’da sürecek (20 Mart).

Uludağ’a “299” soruşturması: İstanbul Başsavcılığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu, kardeşi, eniştesi, dünürü ve eski özel kalem müdürünün “vergi cenneti” Man Adası’ndaki şirkete 2011’de gönderdiği 15 milyon dolar aktardığına dair iddiaları CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun basın toplantısından sonra gündeme getiren Cumhuriyet gazetesi muhabiri Alican Uludağ hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma Cumhurbaşkanı’na hakaret şüphesine dayanıyor (8 Mart).

Mahalli’nin “299” davası: İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi, yazıları ve TV programlarında yaptığı açıklamaları nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “Kamu görevlisine kamu görevinden dolayı hakaret”ten yargıladığı gazeteci Hüsnü Mahalli’nin basın dosyalarına bakan İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanması için karar aldı. Savunma yapan Mahalli, “Gazetecilik faaliyeti kapsamında özellikle siyasetçilerin söylediklerini kaynak olarak alıyorum, yorumlarımı da bu söylenenlere dayandırıyorum. Bana yöneltilen suçlamaların hiçbiri ciddi nitelikte değildir. Bir gazeteci olarak beni yaralamaktadır. Dolayısıyla beraatime karar verilmesini talep ediyorum” dedi. Yedi yıl dört ay hapsi istenen Mahalli için İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde sürecek davası için yeni bir duruşma günü belirlenecek (1 Mart).

Mağden ve Ketenciler’e 299 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, gazeteci Perihan Mağden ve T24 sitesi muhabiri İnan Ketenciler’i “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılamaya devam etti. Sağlık raporu gönderen Mağden duruşmaya katılmadı. Ketenciler’in ise gelecek duruşmada esas hakkında savunmasını yapması istendi. Yargılama 21 Haziran’a kaldı (15 Şubat).

Kameramanın 299 davası: TRT İzmir Bölge Müdürlüğünde görevli başkameraman iken sosyal medya yoluyla “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla tutuklanıp 32 gün sonra tahliye edilen Haber-Sen yetkilisi Binali Erdoğan dört yıl sekiz ay hapis istemiyle yargılanmaya başladı. Savunma yapan Binali Erdoğan paylaşımının suç unsuru taşımadığını yorum yoluyla suç yaratılmaya çalışıldığını belirtti. Hakaret amacı taşımadığını ifade eden Erdoğan soruşturma ve davalarla TRT çalışanlarına gözdağı verilmek istendiğini dile getirdi. İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesi, sosyal medya paylaşımlarının gazeteciye ait olup olmadığının tespiti için bilirkişi görevlendirdi. TRT’nin müdahillik talebini itirazlara rağmen kabul eden mahkeme, yargılamaya 3 Mayıs’ta devam edecek (2 Şubat).

Arhan’a 299 davası: İstanbul Anadolu 60. Asliye Ceza Mahkemesi, sosyal medya paylaşımları yoluyla “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği” iddiasıyla gazeteci Faruk Arhan’ı yargılamaya başladı. Dört yıl sekiz ay hapsi istenen Arhan’ın davası 26 Haziran’a kaldı (25 Ocak).

Kızıl’ın 299 davası: İzmir 33. Asliye Ceza Mahkemesi, 16 Nisan referandum sonuçlarıyla ilgili protestolar sırasında tutuklanıp tahliye edilen Kamera Sokak kolektifi kurucularından, yönetmen, fotoğrafçı, belgeselci Kazım Kızıl’ı 23 kişiyle birlikte yargılamaya devam etti. Kızıl “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “Gösteri ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefet” ile suçlanıyor (15 Ocak).

Çaralan, Aykol, Kızılkaya’nın 299 davası: Evrensel gazetesi yazarı İhsan Çaralan, Özgür Gündem gazetesinin sembolik eş yayın yönetmenliğini üstlendiği 31 Mayıs 2016 günü çıkan “Aynı yer, aynı katil” yazısı nedeniyle İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılanmaya devam etti. Hüseyin Aykol ve İnan Kızılkaya’nın da sanık olarak yer aldığı dava 5 Nisan’a kaldı (1 Ocak).

Keskin’e 299 davası: Özgür Gündem gazetesi gönüllü genel yayın yönetmeni Eren Keskin, “Sarayın Kiralık Katilleri” haberi nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılanıyor. Mahkemede savunma yapan Keskin, “İktidara sağlanan ifade özgürlüğünün bizlere de sağlanmasını talep ediyorum” dedi. Dava 5 Nisan’a kaldı (1 Ocak).

Güven’e yeni 299 davası: Cumhuriyet.com.tr sitesinde çıkan “Liderlerin ‘doğası’” haberi üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret edildiği iddiasıyla site yayın yönetmeni Oğuz Güven hakkında, dört yıl sekiz ay hapis istemiyle dava açıldı. Yargılama, Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 11 Nisan’da başlayacak (1 Ocak).

Coşkun’a 299 davası: Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün 2015’te tutuklanmasını “Erdoğan emretti, gazeteciler tutuklandı” başlığıyla görülen haberi nedeniyle Cumhuriyet gazetesi muhabiri Canan Coşkun hakkında açılan “Cumhurbaşkanı’na hakaret” davası, İstanbul 40. Asliye Ceza Mahkemesi ile Ankara Asliye Ceza Mahkemesi arasındaki görevsizlik uyuşmazlığının çözülmesini bekliyor (1 Ocak).

Şık’a 299 tahkikatı: Tutuklu gazeteci Ahmet Şık hakkında, Cumhuriyet gazetesine yönelik polis operasyonuyla ilgili bir gazetecinin sorularına verdiği yanıtlar nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” şüphesiyle soruşturma yürütülüyor (1 Ocak).

Polat’a 299 soruşturması: Evrensel gazetesi genel yayın yönetmeni Fatih Polat, gazeteci Craig Shaw’ın “Erdoğan Ailesinin gizli Offshore Anlaşması” başlıklı haberine yer verdiği köşe yazısı nedeniyle “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret”ten ifade verdi. Soruşturma sonucunda gazeteci hakkında dört yıl sekiz ay hapis istemiyle dava açılıp açılmayacağı belli olacak (1 Ocak).

Yasaklamalar, Kapatmalar, Toplatmalar

Ocak-Şubat-Mart 2018 döneminde 9 İnternet sitesine, 73 İnternet haberine, 5 gazeteye, 3 gazete yazısına, 1 TV, 1 TV dizisine, 1 mektup, bir rapora sansür getirildi. Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın çocuk istismarıyla ilgili verdiği resmi yanıtı “Meclis’i çocuk istismarcılığını koruduğu” şeklinde yorumlayan 35 site haberi de sansüre uğradı.

Geçen yılın aynı döneminde en az üç yayın yasağı veya geçici yayın yasağı, üç siteye sansür, üç gazete, bir kitap, bir filme yasak veya engel, bir akreditasyon ayrımcılığı, bir basın kartı ile bir pasaport iptali, uluslararası medya temsilcisine yönelik bir sınırdışı yaşanmıştı. Ayrıca, Bolu’da iş cinayetlerini anlatmak için davet edilen İsmail Saymaz’a salon verilmemiş; HaberTürk TV, 16 Nisan Referandumu için “Hayır” diyen MHP’li vekil Yusuf Hacaloğlu’na yönelik programda davetini sonradan iptal etmiş; Hürriyet gazetesi, Orhan Pamuk’un “Hayır” dediği röportajını basmamıştı.

2017 yılı ise, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası çıkarılan OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) nedeniyle sorgulanamaz idari ve cezai sansür uygulamalarıyla geçmişti. 2017’de, 6 geçici veya daimi yayın yasağı, üç akreditasyon ayrımcılığı, 47 pasaport ve bir basın kartı iptali, KHK ile üç medya kapatması yaşanmıştı. Bu dönemde 10 site, 6 gazete, 97 site haber veya yazısı, 8 kitap, 6 dergi, 3 Twitter mesajı, 8 karikatür de sansüre uğramıştı.Ayrıca, çeşitli 9 sansür olayı daha meydana gelmişti. 

Welat fotokopide çıktı: Günlük Kürtçe yayın yapan Welat gazetesi “baskılar nedeniyle” çıkamadığını, son sayısını da matbaa basmayınca çareyi fotokopide bulduklarını duyurdu (30 Mart).

#MahirÇayan’a sansür: 30 Mart 1972’de Kızıldere’de öldürülen 10 devrimciden biri olan Mahir Çayan’ın 72. doğum günü nedeniyle Twitter’da başlatılan #MahirÇayan etiketi engellendi. Etikete tıkladığınızda “teknik bir sorun” uyarısı karşınıza çıkıyor (15 Mart).

35 habere sansür: Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği, Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın çocuk istismarıyla ilgili verdiği resmi yanıtı “Meclis’i çocuk istismarcılığını koruduğu” şeklinde yorumlayan 35 haber sitesinde yer alan haberleri “kişilik haklarını ihlal”den sansürledi (14 Mart).

Üç gazete yazısına sansür: Bakırköy 4. Sulh Ceza Hakimliği, AKP içinden kaleme aldığı kulis haberleriyle bilinen Yeniçağ gazetesi yazarı Ahmet Takan’ın Şubat 2018’de çıkan üç yazısına erişim engeli getirdi. Sansür edilen yazılar “Papa’dan arabuluculuk istendi mi?”, “Barzani’nin lobi şirketi, Erdoğan için çalışmış” ve “Saray kabinesinde had kavgası” başlıklarını taşıyordu (13 Mart).

TV52 mühürlendi: Ordu’da 25 yıldır yayın yapan TV52 televizyonunun binası “eksikleriniz var” denilerek mühürlendi. Kanal Yöneticisi İsa Akçay kanallarının Ordu Belediye Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz hakkında yapılan imar ve yolsuzluk haberleri nedeniyle  mühürlendiğini ifade etti (13 Mart).

290 hesaba yasal işlem: İçişleri Bakanlığı, 5-12 Mart 2018 döneminde 635 sosyal medya hesabının “terör propagandası”, “teröre övgü”, “kin ve düşmanlığa tahrik”, “devlet büyüklerine hakaret” ve “nefret söylemi” gibi gerekçelerle incelendiğini, kimlikleri tespit edilen 290 kullanıcı hakkında yasal işlem yapıldığını açıkladı (12 Mart).

22 habere sansür: İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği, “Başbakan Yıldırım’a özel sözleşmeyle imar kıyağı” başlıklı açıklamasını yayınlayan 22 internet sitesinin ilgili linkine erişim engeli getirildi. Sansür, CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş’ın Yıldırım’ı eleştiren sözlerini hedef aldı (11 Mart).

Dizide sansür: Milliyet gazetesi yazarı Sina Koloğlu, yazar Azra Kohen’in ‘Fi-Çi-Pi’ üçlemesinden uyarlanan internet dizisi ‘Fi’nin yayıncısı Puhu TV’nin, dizinin önceki bölümlerinde bazı sahneleri ‘buzladığını’ yazdı (2 Mart).

TSK videosuna yasak: YouTube, TSK’nin Afrin’e girmek isteyen konvoyun vurulduğu ana ait yayınladığı videoyu “rahatsız edici içeriğe sahip olduğu” gerekçesiyle kaldırdı. Saat 9.50 itibarıyla YouTube silinen videoyu yeniden erişime açtı (23 Şubat).

Mezopotamya Ajans sitesine dördüncü engel: BTK, “teknik inceleme ve hukuki değerlendirme sonucunda” Mezopotamya Ajansı internet sitesine dördüncü kez erişim engeli getirdi (8 Şubat).

1HaberVar’a erişim engeli: BTK, OHAL KHK’leri yoluyla kapatılan televizyon ve radyo kanallarının çalışanlarınca kurulan 1HaberVar haber sitesini “idari tedbir” kapsamında ikinci kez erişime engelledi (6 Şubat).

A9 bahane, sansür şahane: TBMM’ye sevk edilen torba tasarıda, RTÜK’e “internetten yapılan yayınlar” için de lisans verme ve iptal etme yetkisinin tanındığı ortaya çıktı. Adnan Oktar’ın Kanal A9’daki yayınlarını gerekçe yapan RTÜK, düzenlemenin yasalaşması durumunda internetten yayın yapan kanalların lisans başvurusunu değerlendirecek ve tıpkı televizyonlar gibi “uygunsuz içerik” halinde lisansı iptal edebilecek. Lisansı olmayanlar veya lisansı sonradan iptal edilenler RTÜK’ün talebi üzerine sulh ceza hakimi tarafından erişime kapatılacak. CHP’li RTÜK üyesi İlhan Taşcı, “A9 kılıfıyla sansür uygulaması getirilmek istenmektedir” dedi (3 Şubat).

JinNews ve Demokrasi sitelerine sansür: BTK, JinNews internet sitesine erişimi altıncı kez engelledi. Kararda, “31/01/2018 tarih ve 490.05.01.2018.-41041 sayılı kararına istinaden bu internet sitesin (jinnew5.com.tr) hakkında idari tedbir uygulanmaktadır” denildi. Bir diğer engelleme de Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin İnternet sitesi için getirildi (1 Şubat).

Mektuba sansür: Balıkesir L Tipi Hapishanesi’nde tutuklu bulunan 21 yaşındaki Aysun Kaşdaş’ın göndermek istediği mektup “yalan yanlış ifadeler içeriyor” ve “tamamen sakıncalı” denilerek gönderilmedi (1 Şubat).

Dört gazete cezaevinde yasak: Evrensel, Özgürlükçü Demokrasi, Cumhuriyet ve BirGün gazeteleri “terörü övücü ve ayrıştırıcı olduğu” iddiasıyla Menemen Cezaevi yönetimince tutuklulara verilmedi. Cezaevi yönetiminin bu kararı infaz hakimliği ve ağır ceza hakimliğince de onaylandı (24 Ocak).

Jinnews’a erişim engeli: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), 25 Eylül 2017 tarihinde yayın hayatına başlayan Jinnews’in internet sitesine, MİT haberleri gerekçe gösterilerek erişime kapattı (24 Ocak).

Hükümetten 15 maddelik “Afrin” uyarısı: Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul Çengelköy’de bir araya geldiği Vahdettin Köşkü’nde medya kuruluşu temsilcilerine 15 maddelik bilgilendirme ve uyarı metni verdi. Toplantıya Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Savunma Bakanı Nurettin Canikli, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal ve Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay da katıldı. Metinde, haber ve yorumlarda bu harekatın tamamen terör örgütlerine yönelik olduğu ve terör örgütlerini etkisiz hale getirmeyi amaçlayıp sivil halkı koruduğunun ön plana çıkarılması; uluslararası haber kaynaklarının Türkiye aleyhine yapacağı haberleri yansıtırken Türkiye’nin milli menfaatlerinin gözetilmesi; haber ve yorumlarda bu harekatın tamamen terör örgütlerine yönelik olduğu ve terör örgütlerini etkisiz hale getirmeyi amaçlayıp sivil halkı koruduğunun ön plana çıkarılması; operasyonun Türkiye’nin yerli ve milli silah üretimi ve kabiliyetiyle olduğunun hatırlatılması da istendi (21 Ocak).

Wikipedia sansürlü: Wikipedia’nın bağlı olduğu Wikimedia Vakfı’nın Genel Müdürü Katherine Maher, Türkiye’deki resmi makamları rahatsız eden ve erişim yasağına yol açan makalelerin değiştiğini söyledi. Ancak siteye hala erişim sağlanamıyor (21 Ocak).

15 sansür haberine de sansür: İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şikayeti üzerine, yine Erdoğan’ın, çizer Carlos Latuff’un karikatürlerini sansürletmek istediğine yönelik 15 ayrı URL adresinde yayımlanan haberlere de “Kişilik haklarını ihlal”den erişim engeli getirdi (11 Ocak).

Yarkadaş’ın raporuna da sansür: İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği, CHP milletvekili Barış Yarkadaş’ın “AKP iktidarı, medyaya yönelik baskıyı, Kasım ayında daha da artırdı. Muhalif sanatçılar ise Kültür Bakanlığı desteğinden mahrum bırakıldı” sözleri ile açıkladığı Kasım ayı boyunca yaşanan sansür ve baskılar hakkındaki raporuna erişim engeli getirdi (4 Ocak).

Dört haber sitesine yasak: Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği, Mezopotamya Ajans, Demokrat Haber, Özgürlükçü Demokrasi ve 1HaberVar haber sitelerine erişim yasağı getirdi. Sansür kararıyla Özgürlükçü Demokrasi’nin internet sitesi 44. defa erişime engellenmiş oldu (2 Ocak).

Habercilik

Habertürk televizyonu “Afrin Özel” yayınında konuşan Afrinliler, Özgür Suriye Ordusu’nun kentte yaptığı talan ve zulümleri anlattı, çevirmen “YPG talan etti” diye çevirdi. Bir diğer çarpıtma şikayeti de, Milliyet gazetesi, Reuters’ın “Kaçıyorlar” mesajıyla gündeme getirdiği “Afrin” fotoğrafını  Köyleri temizlenen yerel halk da evlerine dönmeye başladı” başlığıyla sunmasıyla yaşandı.

TRT Haber’de “TSK, sivillere işte bu noktadan saldırıyordu” diyen Spiker Tuğba Dalkılıç kamuoyundan özür diledi. Akit TV sunucusu Yusuf Ozan, “Afrin’de 11 şehit” manşetini eleştirirken, Cumhuriyet gazetesini “sizin gibileri katletmek mubahtır” sözleriyle tehdit ederken Türkiye gazetesi yazarı Halime Gürbüz, Zeydin Dalı Harekâtı’nda fiilen görev almak için Askerlik Şubesine dilekçe verdi. CNN Türk, Aydınlık, A Haber ve Sözcü gibi basın basın kuruluşları, bir Twitter kullanıcısının, bir film karesinden foto alarak “ABD’li YPG savaşçısı Burseya Dağı’nda şehit oldu” şeklinde attığı Tweeti bir haber ajansını yaptığı haber üzerinden kullandı. Kral FM sunucusu Afrikalı Ali, Afrin Operasyonu’na itiraz eden gazeteci ve vekillerin yaşamına kast edilmesi çağrısı yaptı.

İngiliz The Economist dergisi, Afrin haberciliğinde Türkiye medyasının durumunu, “Türkiye’de kimse Suriye’deki savaşı doğru olarak haberleştirmeye cesaret edemiyor” tespitiyle yansıttı.

Cem Küçük, Doğan Grubu’nun iktidara yakın Demirören Grubu’na satışını, “Yepyeni bir dönem ve yepyeni bir zamanın ruhu” sözleriyle alkışladı. HaberTürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, “darbe girişimi”nden sorumlu tutulan Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak ile akademisyen Mehmet Altan’a ağırlaştırılmış müebbet verilmesiyle ilgili hissini, “Hükmün açıklandığını duyduğumda kalbime bir şey saplandı sanki” sözleriyle açıkladı. NTV Yaşam twitter adresi, bir yarışmada giydiği kıyafeti “davetkar” bulduğu Berrak Tüzünataç’tan özür diledi.

Sabah ve Akşam gazeteleri, HDP’lilere yönelik tutuklama ve darbe girişimi gecesi yaşanan hak ihlallerini eleştiren CHP İstanbul İll Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu hedef gösterdi. Kaftancıoğlu’na soruşturma açılması üzerine Akşam Gazetesi genel yayın yönetmeni Murat Kelkitoğlu “çağrımız ses getirdi” diye yazdı.

“Bu başlık bir facia”: Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Ankara’da bir oğulun, annesi ile eniştesinin arasında yaşanan ilişkiyi öğrenmesi sonucu çıkan kavgada damatça öldürüldüğü haberi için gazetesinde atılan “Aşk faciası” başlığını eleştirdi. Hakan, “Kaynana demek anne demektir, kaynana ile aşk maşk olmaz. Dolayısıyla o habere ‘aşk faciası’ diye başlık atmak, tam bir facia…” dedi (30 Mart).

Röportajda manipülasyon: Habertürk televizyonunu 27 Mart tarihli Afrin Özel yayınında konuşan Afrinliler, Özgür Suriye Ordusu’nun kentte yaptığı talan ve zulümleri anlattı, çevirmen “YPG talan etti” diye çevirdi. Söz konusu diyaloğu bianet Kurdî kontrol edip Türkçeleştirdi (29 Mart).

Küçük’ün acımasızlığı: Meslektaşları Doğan Grubu’nun Demirören Grubu’na satışı nedeniyle işsizlikle karşı karşıya kalırken Cem Küçük, “Yepyeni bir dönem ve yepyeni bir zamanın ruhu” başlıklı yazısında, “Doğan Medya’dan geriye sadece Hande Fırat ve Hakan Çelik’in kalacağına kesin gözüyle bakılıyor” diye yazdı (22 Mart).

Milliyet çarpıttı: Milliyet gazetesi, uluslararası haber ajansı Reuters’ın “Kayıçıyorlar” mesajıyla gündeme getirdiği “Afrin” fotoğrafını  Köyleri temizlenen yerel halk da evlerine dönmeye başladı” başlığıyla çarpıtarak verdi (12 Mart).

Economist “Afrin sansürü”nü gördü: İngiliz Economist dergisi, TSK’nin Suriye’de devam eden Zeytin Dalı operasyonuna ilişkin, “Medyanın ağzını bağlamak: Türkiye’de kimse Suriye’deki savaşı doğru olarak haberleştirmeye cesaret edemiyor” başlıklı bir yazı yayımladı. RSF temsilcisi Erol Önderoğlu’nun da, “Gazetecilerin, vatan hainliği ile suçlanmadan eleştirel haber yapabilmesi mümkün değil” ifadelerinin de yer verildi (2 Mart).

NTV’den özür: NTV Yaşam adlı twitter adresinden Berrak Tüzünataç’ın GQ Türkiye dergisinin 16 Şubat’ta düzenlediği “The Man of The Year” yarışmasında giydiği kıyafeti haber yapan NTV, kıyafeti “davetkar” olarak tanımladı. Tüzünataç’ın uyarısı sonrası haberde kullanılan ifade yayından kaldırıldı; atılan tweet silindi; özür dilendi (19 Şubat).

Alçı’nın “kalbine bir şey saplandı”: HaberTürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, gazeteciler Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak ile akademisyen Mehmet Altan’a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına tepki gösterdi; “Hükmün açıklandığını duyduğumda kalbime bir şey saplandı sanki” dedi. Alçı, Deniz Yücel’in serbest bırakılmasına ilişkin ise “Madem hakkında, tutuklanmasını gerektirecek kadar büyük şüphe vardı, ne oldu da yurtdışına çıkış yasağı bile konmaya gerek duyulmaz hale geldi?” diye sordu (17 Şubat).

Akit TV’den Cumhuriyet’e tehdit: Akit TV’de yayımlanan “Gün Başlıyor” programının sunucusu Yusuf Ozan, “Afrin’de 11 şehit” manşetini eleştirirken, Cumhuriyet gazetesini “sizin gibileri katletmek mubahtır” sözleriyle tehdit etti (12 Şubat).

Afrin haberciliğine eleştiri: TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Afrin’e yönelik “Zeytin Dalı” Operasyonu’yla birlikte ana akım medya organlarının milliyetçilik yarışına girerek haber yaptıklarını savundu; DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren de, hükümetin medyaya Afrin operasyonu ile ilgili ayar verdiğini belirtti. RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Türkiye medyasının Afrin’deki operasyonlara ilişkin bağımsız yayın yapamamasını, kamuoyunun İndependent gazetesi muhabiri Robert Fisk ve AFP Ajansı’ndan sivil kayıpları ve tarihi yapılara yönelik yıkımları öğrenmesini eleştirdi. Gazeteci Levent Gültekin, “Gazeteciler iktidarın ağzının içine bakıyor. Halbuki topluma anlatmamız gereken yanlış bir şey var ortada” dedi. Teyit.org sitesi temsilcisi Gülin Çavuş da, Afrin’e dair 13 görüntünün gerçeğe aykırı çıktığını bildirdi (3 Şubat).

Fox TV’e yasağa “çözüm”: FOX TV ekibi, Suriye’deki Azez bölgesine girerek harekat hakkında haber yapmak istedi. Ancak Kilis Valisi Mehmet Tekinarslan, gazetecilerin Azez’e geçmelerine izin vermedi. Fatih Portakal’ın Twitter’dan duyurduğu engelleme, Nuri Bey adında bir görevlinin “son günlerde vatan millet lehine yayın yapıyorlar, alalım” sözleriyle araya girerek giderildi (30 Ocak).

TRT spikerinden özür: TRT Haber’in Afrin operasyonuyla ilgili haberi sunarken “Muhabirlerimiz çok önemli bilgiler verdi. Mesela az önce Bülent Çulcuoğlu hemen çatışmaların yaşandığı bölgeden dedi ki, ‘TSK, sivillere işte bu noktadan saldırıyordu” diyen Spiker Tuğba Dalkılıç kamuoyundan özür diledi. Dalkılıç, “PKK diyecekken sehven TSK dedim” dedi. TRT Haber ise “Söz konusu spikerimiz hakkında gerekli inceleme başlatılmıştır” açıklaması yaptı (28 Ocak).

Aktör Cooper’ü ABD’li YPG yaptılar: CNN Türk, Aydınlık, A Haber ve Sözcü’nün aralarında olduğu pek çok basın kuruluşu, bir Twitter kullanıcısının, bir film karesinden foto alarak “ABD’li YPG savaşçısı Burseya Dağı’nda şehit oldu” şeklinde attığı Tweeti İhlas Haber Ajansı’nın (İHA) yaptığı haber üzerinden kullandı. Söz konusu yayın kuruluşları, Bradler Cooper’e ait olduğu ortaya çıkan fotoğrafı kullanmadan “Eski ABD Özel Kuvvetler askeri YPG saylarında öldürüldü” haberi yayınladı (27 Ocak).

TTB’ye Yeni Şafak saldırısı: Yeni Şafak gazetesi, “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı’nın da hedefi olan Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) “Bu derneği kapatın” başlığı ve “Türk Tabipleri Birliği, PKK’lıların yaşam mücadelesini savundu” ifadeleriyle saldırdı (27 Ocak).

Köşe yazarı askerlik şubesinde: Türkiye gazetesi yazarı Halime Gürbüz, Bakırköy Askerlik Şubesine giderek dilekçe verdi. Dilekçesinde, “Terör örgütüne yönelik Zeytin Dalı Harekâtı’nda fiilen görev almak istiyorum. İyi derecede yabancı dil, bilişim ve silah kullanma bilgim var. Ulusal bir gazetede köşe yazarlığı yapıyorum. Lakin artık masabaşı ve duayla değil bilfiil katkım olsun istiyorum” yazıyordu (26 Ocak).

“Vurun” diyen program sonlandırıldı: Kral FM, Afrin Operasyonu’na ilişkin sözlerinde “Operasyona itiraz eden ister gazeteci, ister milletvekili olsun hemen vurun” diyen Afrikalı Ali’nin programına son verildi. Programı RTÜK’e şikayet eden CHP’li Barış Yarkadaş, “Nefret suçu gazetecilik değildir” dedi 23 Ocak).

Kral FM’den özür: Kral FM Radyo programcısı Ali Şentürk’ün Afrin Operasyonu için “Operasyona itiraz eden, sesini çıkaran ister gazeteci, ister milletvekili olsun vursunlar” şeklindeki sözleri için “Canlı yayın yapan bu programcının akıl dışı sözlerinin hiçbir şekilde tasvip etmemiz mümkün değildir” dedi (23 Ocak).

Üçüncü gün “Afrin” haberciliği: İktidara yakın Sabah gazetesi, “Hedef Afrin’e huzur koridoru” manşetini attı. Yeni Şafak, “Adım adım temizlik”, Türkiye, “İlk hedef güvenli bölge”, Star, “Kaçıyorlar” manşetleriyle okurlarının karşısına çıktı. Doğan Holding’e bağlı bir başka gazete Hürriyet, “Kahramanlar Afrin’de” manşetini atarken Erdoğan’ın “Ezer geçeriz” sözlerini sürmanşete taşıdı. Erdoğan bu ifadeyi savaşa tepki gösterenlere gözdağı olarak söylemişti. Habertürk, “Tüm terör örgütleri temizlenecek” manşetini atarken haberde dün Başbakan Binali Yıldırım’ın medya temsilcilerine verdiği 15 maddelik talimatın etkili olduğu görüldü. Yıldırım’ın vurguladığı gibi harekatta yüzde 70 yerli silah kullanıldığı öne çıkarıldı. Sözcü, “Balyoz gibi tepelerine indiğimiz hava harekatından sonra karadan da girdik” sürmanşetini attı. Manşetinde ise Binali Yıldırım’la yapılan toplantı vardı. Sözcü, Yıldırım’ın “Suriye rejimi ile Moskova üzerinden görüşüyoruz” ifadesini manşetine taşıdı. Aydınlık da aynı yöntemi izledi ve ilgili soruyu kendi muhabirlerinin sorduğunu vurguladı (22 Ocak).

İkinci gün “Afrin” haberciliği: Sabah gazetesi “İnlerinde Vurduk” manşetiyle, Yeni Şafak “Şimdi Zafer Zamanı” manşetini “Başkomutanın emri ile başladı” ifadeleri eşliğinde Erdoğan ve bombardıman fotoğrafı ile servis etti. Star “Teröriste Darbe Halka Zeytin Dalı”, Vatan “Kod Adı Zeytin Dalı”, Türkiye ise “Gazamız Mübarek Olsun” manşetini attı. Takvim gazetesi ise “Kendi Göbeğimizi Kendimiz Kestik, Vurduk” manşeti, Hürriyet gazetesi “Türkiye tek yürek” sürmanşeti ve “Menbiç Sırada” manşetiyle çıktı. Hürriyet haberinde operasyonun amacı “Zulmü ortadan kaldırmak” olduğu yazıldı. Sözcü gazetesi de “ABD’ye rağmen, Rusya’ya rağmen, Afrin’i vururuz dedik…” ifadeleri eşliğinde “Hainleri Vurduk” manşetini attı; “PYD sivilleri kalkan yapıyor” iddialarını gündeme getirdi. Habertürk “Teröre Demir Yumruk” manşetini atarken, Posta gazetesi ise  “Türk Milleti Arkanızda” diyerek birinci sayfasından savaşa desteğini ilan etti. Aydınlık gazetesiyse, operasyon öncesi yaptıkları açıklamalar nedeniyle CHP, İYİ Parti ve HDP’yi hedef aldı. İktidara en yakın televizyon kanalı A Haber’in Afrin’deki operasyon kapsamında “sıcak çatışma” diye yayınladığı görüntülerin, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmaya ilişkin üç yıl öncesine ait olduğu ortaya çıktı (21 Ocak).

Kaftancıoğlu için ceza baskısı: Sabah gazetesi, HDP’li vekillerin gözaltına alınması, 16 Temmuz sabahı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde askerlerin linç edilmesine tepki gösteren twitter paylaşımları nedeniyle CHP 36. Olağan İstanbul İl Kongresi’nde CHP İstanbul İl Başkanı seçilen Canan Kaftancıoğlu’nu hedef gösterdi. Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Kelkitoğlu da “çağrımız ses getirdi” deyip Kaftancıoğlu hakkında soruşturma açılmasındaki payını kabul etti (14 Ocak).

Sabah velileri hedef yaptı: Sabah gazetesi, “Müdür sucuk partisi yapıyor” diyerek saldırdılar! Bakın gerçek ne çıktı?” haberinde, bazı öğrencilerin ızgara partisine gelmek istemedikleri için kendilerini tehdit etmekle suçladıklarını okul müdürü Necati Yener’i savunmak için öğrenci velilerinin isimlerini tek tek yayımlayarak hedef gösterdi. Gazete, velileri ‘ideolojik sol örgütleri’ tahrik etmek” ile suçladı (13 Ocak).

Anayasa Mahkemesi

Ocak-Şubat-Mart döneminde Anayasa Mahkemesi (AYM) 3 gazeteci, 1 gazete ve 1 avukatın gerçekleştirdiği altı başvuruda, ifade özgürlüğünün hukuka aykırı şekilde ihlal edildiği gerekçesiyle mahkeme gideri dahil toplam 58 bin 663 TL tazminata hükmetti.

AYM, 15 Temmuz 2017 tarihli darbe girişiminden sonra hukuka aykırı şekilde tutuklanan ve tahliye talepleri sistemli şekilde yerel hakimlik ve mahkemelerce reddedilen gazetecilerin haklarını ancak 11 Ocak 2018’de teslim edebildi. AYM, Zaman gazetesi eski köşe yazarı Şahin Alpay, gazeteci-yazar Mehmet Altan ve Cumhuriyet gazetesi Kitap Eki yayın yönetmeni Turhan Günay’ın haklarının çiğnendiğini teslim etti. Ancak Ağır Ceza Mahkemeleri, AYM kararlarına direnip tutuklu Alpay ve Mehmet Altan’ı tahliye etmeyi reddedince Türkiye’de “AYM bireysel başvuru anlamında etkili bir yargı yolu değil” eleştirilerini de beraberinde getirdi. Alpay, AYM’nin 11 Ocak 2018 tarihli kararının uygulanmaması üzerine verdiği ikinci bir ihlal kararının ardından ancak 16 Mart’ta tahliye olabildi.

AİHM öncesi “bireysel başvuru mercii” haline geldiği halde OHAL döneminin özellikle ilk yılında gazeteci ve ifade özgürlüğü dosyalarında sessizliğe boğulan AYM, geçen yılın aynı döneminde ifade özgürlüğüne dair tek bir kararı gündemine almıştı. Söz konusu  dosyada Borsa Gündem sitesi yayın yönetmeni Orhan Pala’nın ifade özgürlüğünün hukuka aykırı şekilde kısıtlandığına kanaat getirilerek gazeteciye 2 bin TL tazminat ödenmesine hükmedilmişti.

2017 yılının tamamında da AYM, dört gazeteci, bir televizyon kanalı, bir radyo kanalı, bir yayıncı ve bir askerin başvurusunda Türkiye’yi giderler dahil 23 bin 427 TL tazminata mahkum etmişti. Ancak AYM, özellikle iki üyesi darbe girişimi sonrası tutuklanmasından sonra, OHAL altında tutuklanan 22 tutuklu gazetecinin “bireysel” başvurusunu 2017 boyunca gündemine almadı.

Atalay için AYM’ne ikinci başvuru: Cumhuriyet gazetesi avukatları, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle 513 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın yaptığı bireysel başvuruyu 1 yıl 3 aydır gündemine almayan Anayasa Mahkemesi’ne ikinci bir dilekçe verdi. AİHM ve AYM’nin Şahin Alpay ve Mehmet Altan’la ilgili verdiği ihlal kararlarına dikkat çekilen dilekçede, Atalay’un tutukluluğunun hukuka, Anayasa ve AİHS’ne aykırılıklarının aleni hale geldiği, başvuruyla ilgili ivedilikle karar verilmesi talep edildi (27 Mart).

Mehmet Altan için Bakanlığa gidildi: Avukatları, “darbe girişimi”nden sorumlu tutularak İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen gazeteci Mehmet Altan için Adalet Bakanlığı’na tahliye başvurusu yaptı. Mehmet Altan ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ihlal kararına aynı mahkemece direnilmiş, AİHM ise 20 Mart’ta gazeteci-yazarın tutukluluğunun özgürlük ve ifade özgürlüğü haklarının ihali” olduğuna kanaat getirmişti (24 Mart).

AYM Alpay’a hak verdi: AYM, 11 Ocak 2018’de verdiği ihlal kararının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce uygulanmaması nedeniyle Zaman gazetesi yazarı ve gazeteci Şahin Alpay’ın yaptığı ikinci başvuruda tutukluluğun Anayasa’nın “kişi güvenliği” ilkesini ihlal ettiğine yeniden hükmetti. AİHM’nin AYM’yi “etkili bir iç hukuk yolu olmaktan çıkarma” riski bulunduğu bir dönemde devreye giren AYM, devletin Alpay’a 20 bin TL manevi tazminat ödemesine karar verdi. Karara bu kez yerel mahkeme uyunca Alpay tahliye edildi (16 Mart).

AYM’de Gülen değil, Cumhuriyet haklı: Anayasa Mahkemesi, Fethullah Gülen’in 2009 yılında CHP Basın Sözcüsü Mustafa Özyürek’in basın açıklamasını haberleştiren Cumhuriyet gazetesine açtığı ve bin 500 TL tazminat kazandığını davanın, Anayasanın ifade ve basın özgürlüklerini ihlal ettiğine hükmetti. Ayrıca AYM, kararın tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılması için mahkemesine gönderilmesine, Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ ile imtiyaz sahibi Cumhuriyet Vakfı’na 10 bin TL manevi tazminat ödenmesine de karar verdi. 27 Aralık 2017’de alınan karar, 24 Şubat’ta gündeme geldi (24 Şubat).

AYM Öztürk’e hak verdi: Anayasa Mahkemesi, esas hakkındaki mütalaaya karşı sözlerinde Cumhuriyet savcısını kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle adli para cezasına mahkum edilen avukat Keleş Öztürk’ün açtığı davada, avukatın ifade özgürlüğü hakkının Anayasaya aykırı şekilde ihlal edildiğine karar verdi. Öztürk’e mahkeme gideri dahil 2 bin 006 TL tazminat ödenecek (9 Şubat).

Atalay, Sabuncu, Şık için başvuru: Cumhuriyet gazetesi avukatları, Anayasa Mahkemesi’nin Turhan Günay’ın anayasal haklarının ihlal edildiğine ilişkin karar vermesinin ardından tutuklu Akın Atalay, Murat Sabuncu ve Ahmet Şık için de tahliye talebinde bulundu. Dilekçede AYM’nin Turhan Günay hakkındaki kararının ‘emsal’ olduğu belirtilerek, “Tutuklama kararları aynıdır, iddianame aynıdır, suçlamalar ve kanıt olarak dosyaya konulanlar aynıdır” denildi (12 Ocak).

Yücel için tahliye başvurusu: Avukat Veysel Ok, Anayasa Mahkemesi’nin Şahin Alpay, Mehmet Altan ve Turhan Günay kararlarına dayanarak 11 aydır tutuklu Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in tahliyesi için başvuru yaptı (11 Ocak).

Mahkemeler AYM’yi tanımadı: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin Zaman gazetesi eski köşe yazarı Şahin Alpay, gazeteci-yazar Mehmet Altan hakkında verdiği ihlal kararlarını uygulamayı reddetti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM’nin delil değerlendirmesi ve yerindelik incelemesi yapamayacağını belirterek, tutukluluk halinin devamını gerektirir olguların olup olmadığını takdir yetkisinin yerel mahkemede olduğunu ifade etti (11 Ocak).

AYM’den üç iyi haber: Anayasa Mahkemesi, Zaman gazetesi eski köşe yazarı Şahin Alpay, gazeteci-yazar Mehmet Altan ve Cumhuriyet gazetesi Kitap Eki yayın yönetmeni Turhan Günay’ın tutuklu bırakılmasının“kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı” ve “ifade ve basın özgürlüklerinin” ihlal edildiğine oyçokluğu ile (altıya karşı 11 oyla) karar verdi. Mahkeme, Alpay’ın tazminat talebini reddederken 2 bin 219 TL mahkeme gideri ödenmesine, Altan’a 20 bin TL tazminat ve 2 bin 219 TL mahkeme gideri ödenmesine, Günay’a da 2 bin 219 TL mahkeme gideri ödenmesine karar verdi (11 Ocak).

AİHM

Ocak-Şubat-Mart 2018 döneminde AİHM, beşi gazeteci (Şahin Alpay, Mehmet Altan, Türkan Aydoğan, Fevzi Saygılı ve Ali Karataş), biri girişimcinin yaptığı beş ayrı başvuru sonucunda Türkiye’yi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesini ihlal etmekten 51 bin avro (yaklaşık 245 bin 300 TL) tazminat ödemeye mahkum etti. Abdurrahman Dilipak’ın dosyası işlemden kaldırıldı.

15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkı hariç birçok maddesinin askıya alındığı Türkiye’de tutuklu gazetecilerin bir yılı aşkın bekleyen dosyalarını ancak 20 Mart 2018’de karara bağlamaya başladı. AİHM, bazı dosyalara öncelik vermesine olanak sağlayan Mayıs 2017’deki İç Tüzük değikliğine rağmen ağır davranması ve hükümete, tutuklu gazeteci dosyalarında ard arda süre tanıması hak çevrelerinde tepkiyle karşılandı. Tutukluyken 20 kadar gazetecinin (Ahmet Altan, Atilla Taş, Ahmet Şık, Murat Sabuncu, Akın Atalay, Kadri Gürsel, Bülent Utku, Murat Aksoy, Nazlı Ilıcak, Ali Bulaç, Deniz Yücel, Önder Çelik, Mustafa Kemal Güngör, Hakan Karasinir, Musa Kart, Güray Tekin Öz, Tunca Öğreten, Mahir Kanaat ve Ömer Çelik, Nur Ener Kılınç, Ahmet Turan Alkan) Türkiye’den  AİHM’e başvuru yaptığı düşünülüyor.

Ağır tecrit altında tutukluluğu süren veya henüz tahliye edilmiş gazetecilerin bireysel başvuru kapsamındaki dosyalarına, BM Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye, Avrupa Konseyi eski İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks ve dünyada ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanında faaliyet gösteren 13 hak örgütü de müdahil olmuştu.

Geçen yılın aynı döneminde AİHM, Kürtçe eğitim için sundukları dilekçeden gözaltına alınıp yargılanan 20 başvurucuya Türkiye’nin “ifade özgürlüğünü ihlal”den toplam 199 bin 500 avro (yaklaşık 758 bin 100 TL) tazminat ödemesine karar vermişti. Söz konusu dönemde AYM’nin gündemine almadığı birçok gazeteci dosyası AİHM’ne taşınırken uluslararası Strasbourg Mahkemesi, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Şahin Alpay, Nazlı Ilıcak, Murat Aksoy ve Atilla Taş için “öncelikli inceleme” kararı vermek durumunda kalmıştı. 

2017 yılının tamamındaysa AİHM, Fatih Taş dahil 23 kişinin ifade özgürlüğünü ihlale ilişkin başvurusunda Türkiye’yi Sözleşmenin 10. Maddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle mahkeme gideri dahil toplam 205 bin 430 avro (yaklaşık 782 bin 927 TL) tazminata mahkum etmişti. 

AİHM’de “Alpay” mahkumiyeti: AİHM, darbe girişimi sonrası tutuklanan ve 16 Mart’ta Anayasa Mahkemesi kararıyla tahliye edilen gazeteci Şahin Alpay’ın cezaevinde tutulmasının özgürlük ve güvenlik ile ifade özgürlüğü haklarının ihlali olduğuna bire karşı altı oyla karar verdi. Kararda Türkiye’nin Alpay’a 21 bin avro (100 bin 800 TL) tazminat ödemesine de karar verildi (20 Mart).

AİHM’den Mehmet Altan cezası: AİHM, darbe girişimi sonrası tutuklanan ve 543 gün Silivri Cezaevi’nde tutulan köşe yazarı ve TV yorumcusu Mehmet Altan’ın özgürlük ve güvenlik ile ifade özgürlüğü haklarının ihlal edildiğine bire karşı altı oyla karar verdi. Kararda Türkiye’nin Altan’a 21 bin avro (100 bin 800 TL) tazminat ödemesine de karar verildi (20 Mart).

Uzan AİHM’de kazandı: AİHM, Haziran 2003’te yaptığı bir konuşmada dönemin Başbakanı Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan Genç Parti başkanı Cem Uzan’ın ifade özgürlüğü hakkının hukuka aykırı şekilde kısıtlandığı ve “fazla uzun yargılama”ya gidildiğine hükmetti. AİHM, Uzan’a herhangi bir tazminat ödenmesine hükmetmedi (20 Mart).

Aydoğan’a AİHM’den iyi haber: AİHM, Dara Radyo ve TV’ye yayın lisansı ve bu lisans için gerekli olan güvenlik belgesi verilmediği gerekçesiyle “ifade özgürlüğünü ihlal”den yapılan başvuruda yayın yetkilisi Türkan Aydoğan’a 4 bin 500 avro (20 bin 700 TL) tazminat ödenmesine hükmetti (13 Şubat).

RSF’den AİHM’e son çağrı: RSF, Türkiye’de uzun tutukluluklara son vermesi için AİHM çağrı yaptı. Mart ayında Cumhuriyet gazetesi ile gazeteci Şahin Alpay’ın da yargılandığı “Zaman” ve “FETÖ medya yapılanması” davalarının karara bağlanacağını hatırlatan RSF “AİHM geç olmadan harekete geçmeli ve karar vermelidir” dedi (3 Mart).

Almanya AİHM’de Yücel’i savundu: Almanya hükümeti, Şubat 2017’de gözaltına alınan Deniz Yücel’in Türkiye’de tutuklanmasına ilişkin görüşünü AİHM’ye iletti. Türk Hükümetinin de Kasım ayında savunmasını Strasbourg’daki mahkemeye iletmesinden sonra Almanya hükümeti de, tutuklamayı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde düzenlenmiş olan temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğunu bildirdi (1 Şubat).

Evrensel AİHM’de kazandı: AİHM, Metin Göktepe’yi darp eden iki polisin kimliğini yayımladığı için geçici olarak kapatılan Yeni Evrensel gazetesinin ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti. AİHS’nin 10. Maddesini ihlal ettiği tespit edilen Türkiye, dönemin gazete sahibi Fevzi Saygılı ve sorumlu müdürü Ali Karataş’a 5 bin avro (23 bin TL) tazminat ödeyecek (16 Ocak).

Dilipak’ın AİHM dosyası işlemden kaldırıldı: AİHM, Oramiral Güven Erkaya’nın vefatında yazdığı yazı nedeniyle tazminata mahkum edilen Akit gazetesi köşe yazarı Abdurrahman Dilipak’ın daha önce ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine karar verilen dosyasını,  yazarın Türkiye hükümetiyle dostane çözüme vardığı gerekçesiyle işlemden kaldırdı (9 Ocak).

RTÜK’ten haberler:

Akit TV’ye ceza: CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş’ın başvurduğu RTÜK, “Öldürmek istesek Nişantaşı’ndan başlarız” sözünden dolayı Akit TV’ye bir aylık reklam gelirinin yüzde üçü oranında ceza verdi (14 Mart).

Show TV’ye beş program durdurma: RTÜK, Seda Sayan’ın Show TV programındaki “Kız yazık ne inşaat işçileri var. Onlar insan değil mi? Kız siz ne bekliyorsunuz doğurmak için” şeklindeki sözleri için kanala beş kez program durdurma cezası verdi (9 Mart).

Kürtçe cezası: RTÜK, Yaşam TV’de 14 Aralık 2017’de yayımlanan Cevdet Gülbay ile Govend Show isimli televizyon programındaki katılımcının Kürtçe selamlama yapması ve söylediği şarkılardaki ifadelerin “resmi olmayan çeviri” olduğu gerekçesiyle kanala 13 bin TL para cezası ve beş program durdurma kararı verdi (26 Şubat).

Ceza RTÜK’ten, taciz muhalif medyaya: Türkuvaz Medya Grubu’na bağlı gazete ve televizyonlarda, Beşiktaş’ta 46 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırının sorumlularına A Spor programında “O…çocukları” denilmesine ceza kesen RTÜK kararı için “skandal’ denildi; oysa A Spor Yayın Koordinatörü Serkan Korkmaz program sırasında Erman Toroğlu’nun bu küfrü nedeniyle özür dilemişti. Gruba bağlı yayın kuruluşları Evrensel, Cumhuriyet ve Birgün gazetesinin RTÜK’e bu ceza için baskı yaptığını ileri sürdüler. Hedef haline getirilen CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, “Herkesin izlediği yayınlarda küfür edip bunu ‘yerli’, ‘milli’ sözleri ile savunamazsınız” dedi (9 Şubat).

A9 TV’ye ceza: RTÜK, “Adnan Oktar ile Sohbetler” programında bir ayetin yorumlanması esnasında geçen konuşmalarda müzik parçalarının çalındığı, genç kız ve erkeklerin oyun havaları eşliğinde oyun oynadıkları, bir kadın katılımcının uygun olmayan tavırlar içerisinde Adnan Oktar’a özel, yakın mesafede dans figürleri sergilediği gerekçesiyle A9 TV kanalına beş kez program durdurma cezası ve en üst sınırdan idari para cezası verdi (6 Şubat).

TV8’e “Allah Baba” cezası: RTÜK, TV8’’de yayımlanan “Yetenek Sizsiniz” adlı programda çalan şarkıda yer alan “Allah Baba” ifadesi nedeniyle “Toplumun milli ve manevi değerlerine aykırılık” iddiasıyla kanala 1 milyon TL tutarında ceza kesti. Gerekçede, “Gökten yağmur gibi herif yağacak, kızlar şükredin Allah Baba’ya” şeklindeki şarkı sözleri yer aldı (1 Şubat).

ATV dizisi RTÜK’e şikayet edildi: CHP Manisa Milletvekili Dr. Tur Yıldız Biçer, geçtiğimiz hafta ATV ekranlarında yayına giren “Sen anlat Karadeniz” adlı diziyi kadına yönelik şiddeti meşrulaştırdığı gerekçesi ile RTÜK’e şikâyet etti. Biçer dizinin yayından kaldırılmasını ve  yayıncı kuruluş hakkında da yaptırım uygulanmasını istedi (30 Ocak).

RTÜK: Tartışma/eğlence programlarına ceza ağırlaştı

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Ocak-Şubat-Mart 2018 döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 28 program durdurma cezası, 17 para cezası ve bir uyarı cezası verirken radyo kuruluşlarına da beşprogram durdurma ve beş para cezası verdi. Kurul, Radyo ve TV’lere toplam 33 program durdurma, 22 işlem karşılığında 3 milyon 408 bin 899 TL idari para cezası ve bir de uyarı verdi.

(Reklam yayınlarının değerlendirme dışı bırakıldığı çalışma, RTÜK’ün 3 Ocak ile 9 Mart 2018 tarihleri arasında gerçekleştirdiği dokuz toplantının kayıtları temel alınarak hazırlandı).

RTÜK “Bölücülük”ten 5 program durdurma 2 para cezası; “Ayrımcı yayın”dan 5 program durdurma, bir para cezası; “Adaletsiz yayın”dan 1para cezası; “Aşağılayıcı yayın”dan 5 Program durdurma ve 4 para cezası; “Milli ve manevi değerler”den 8 program durdurma ve 1 para cezası; “Çocuk ve gençlerin gelişimine zararlı yayın”dan 3 para cezası; “Sigara yasağını ihlal”den 2 para cezası; “Masumiyet karinesini ihlal”den bir para cezası; “Türkçe’nin kullanımı”ndan bir uyarı ve 4 para cezası; “Cinsiyetçi yayın”dan 5 program durdurma ve 3 para cezası, “Müstehcenlik”ten bir para cezası; “Şiddeti özendirmek”ten 5 program durdurma cezası verdi.

RTÜK, geçen yılın aynı döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 24 para cezası, radyo kuruluşlarına da bir para cezası uygulamıştı. Kurul, Radyo ve TV’lere toplam 5 milyon101 bin 328 TL idari para cezası vermişti. Bu dönem en ağır cezalar, “Aşağılayıcı yayın” ve “Milli/manevi değerlere aykırılık”tan verildi.

Kurul 2017 yılının tamamında ise, televizyonlara 11 uyarı, 82 para cezası ve 13 de yayın durdurma cezası; radyolara da 3 uyarı, 12 de para cezası vermişti. Yayın ilkelerini ihlalden verilen cezaların toplamı 21 milyon 333 bin 825 TL para cezası, 13 program durdurma, 94 para cezası ve 14 uyarı cezası olmuştu.

“Bölücülük/teröre” övgü: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan; “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı olamaz” ilkesini hükmü ile aynı kanunun 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan; “Terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz”ilkesini ihlalden 14  bin 359TL (FM TV – 14.359 TL)  para cezası ve 5 program durdurma cezası (Yaşam TV – 5 program durdurma) verildi.

Ayrımcı yayın: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan; “Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz” İlkesine aykırılıktan 67 bin 650 TL para cezası (Show Radyo – 67.650 TL) ve 5 program durdurma (Show Radyo – 5 program durdurma) cezası verildi.

Adaletsiz yayın: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz” hükmünün ihlal edildiği gerekçesiyle 17 bin 065 TL (TV8 – 17.065 TL) para cezası verildi. 

Aşağılama: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan “Yayınlar insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez” ilkesine aykırılıktan 1 milyon 516 bin 467 TL  (24 Dinamik Radyo- 13 bin 601 TL; Show Radyo – 67 bin 650 TL; Fox TV – 956 bin 811 TL;  Fox TV – 478 bin 405 TL) ve 5 program durdurma cezası (Life Time TV- 5 program durdurma) verildi.

Milli ve manevi değerler: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan; “Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz” ilkesine aykırılıktan 893 bin 879 TL (TV8 – 893 bin 879 TL) ve 8 program durdurma (Show TV – 5 program durdurma; TV8 – 3 program durdurma) para cezası verildi.

Çocuk ve gençlerin gelişimi: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin 2.  fıkrasında yer alan “Çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz” hükmünün ihlalden; 44 bin 724 TL (S Sony Channel TV – 14 bin 908 TL; Power Türk TV – 14 bin 908 TL; Viva Artı TV – 14 bin 908 TL) para cezası verildi.

Sigara yasağını ihlal: 4207 sayılı Kanunun 3. maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Televizyonda yayınlanan programlarda, filmlerde, dizilerde, müzik kliplerinde, reklam ve tanıtım filmlerinde tütün ürünleri kullanılamaz, görüntülerine yer verilemez” hükmünün ihlalden 27 bin 632 TL (Park TV- 13.816 TL; S Sony Channel TV – 13.816 TL) para cezası verildi.

Masumiyet karinesini ihlal: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde yer alan, Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilân edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez….” şeklindeki ilkesini ihlal edildiği gerekçesiyle 14 bin 908 TL (Abant TV – 14.908 TL) para cezası verildi.

Düzeysiz Türkçe: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde yer alan Türkçenin; özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır;dilin düzensiz, kaba ve argo kullanımına izin verilemez” ilkesini ihlalden 399 bin 051 TL (Show TV – 329 bin 704 TL; Ekin Türk TV – 17 bin 065 TL; Metro FM – 50 bin 796 TL;  Medya FM – 1.486 TL) para cezası ve 1 uyarı (A Spor TV) verildi.

Cinsiyetçi yayın: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (s) bendinde yer alan; “Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez” ilkesinin ihlali nedeniyle 396 bin 099 TL (Life Time TV- 17.065 TL;  A9 TV – 14 bin 908 TL;  Kanal D – 364.126 TL) para cezası ve 5 program durdurma cezası (A9 TV – 5 program durdurma) verildi.

Müstehcenlik: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinde yer alan, yayın hizmetleri; “Müstehcen olamaz”  hükmüne aykırılıktan  17.065  TL (Park TV – 17.065  TL) para cezası verildi.

Şiddeti özendirme: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinde yer alan “Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz” ilkesine aykırılıktan 5 program durdurma (Park TV – 5 program durdurma) cezası verildi. (EÖ/APA)

Sayfa Başı