Hükümete yakın bazı gazeteler, bir yandan tutuklu gazetecilerin tahliyesi için mücadele verenleri veya diğer insan hakları savunucularına arka çıkanları hedef alırken diğer yandan özeleştiri veya hükümeti eleştirme yönünde örnekler vermeye başladılar.
Sabah gazetesi, “İrtibat ortaya çıktı” ve “Kaos toplantıcıları CHP ile irtibatlı çıktı” haberiyle Büyükada’da gözaltına alınıp tutuklanan hak savunucularını, Cumhuriyet gazetesinin tutuklu gazetecilerin özgürlüğü için eylem organize eden meslektaşlarını hedef yaptı. Yeni Akit gazetesi yazarı Mehtap Yılmaz ve Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç hükümeti eleştirince Star yazarı Ahmet Taşgetiren’i yazılarına son verinceye kadar hedef aldı.
Star gazetesi yazarı Selahaddin E. Çakırgil ve Yeni Şafak’ta Merve Şebnem Oruç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın IRak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne yönelik ambargo mesajlarını eleştirdi. Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Türkiye gazetesini “tetikçileri üzerine salmak” ile suçladı.
Eleştirebildiler: Star gazetesi yazarı Selahaddin E. Çakırgil ve Yeni Şafak’ta Merve Şebnem Oruç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ndeki bağımsızlık referandumu sonrası yaptığı “Yaptırımlar başlarsa yiyecek dahi bulamayacaklar” tehdidini eleştirenler arasında yer aldı. Çakırgil, “insanları hürriyetle ekmek arasında bir tercih yapmaya zorlamadan, kan tepeye fırlamadan ve devletçi mantıklarla değil, İslam’ın ahlâk ve adâletiyle düşünmek zorundayız” derken Oruç, “İnsanları açlıkla ve ekmekle cezalandırırsak zalimlerden ne farkımız kalır?” diye sordu (28 Eylül).
Medya değil mahkeme: Star, Haber7.com, Milliyet, STV gibi gazete ve siteler, Cumhuriyet gazetesinin beş çalışanı 11 aydır tutukluyken ve mahkeme henüz kararını açıklamamışken “Altı gazetecinin tutukluluğunun devamına karar verildi” şeklinde yayın yaptı (25 Eylül).
Provokasyon: Cumhuriyet Gazetesi davası için Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yapan grubu yanına giderek provoke etmeye çalışan Beyaz TV muhabiri Bülent Yapraklıoğlu, vatandaşlar tepki gösterince polis ekiplerinin yanına sığındı. Yapraklıoğlu, “Çok mu vatansever, çok mu dindar? Bağırırım kardeşim! Vatansever değil vatan haini o!”diyerek kitleyi taciz etti (25 Eylül).
Taşgetiren’e “Hadi naş, naş”: Yeni Akit gazetesi yazarı Mehtap Yılmaz, köşe komşusu Ahmet Kekeç ile tartışması sonrası Star gazetesinden istifa eden Ahmet Taşgetiren ile ilgili olarak “Referandum, Adalet Yürüyüşü, ‘F Tipi yolsuzluk senaryoları’ derken hepimizi çok kızdırdı, çok üzdü, isyan ettirdi, malum. Biz de susup oturmadık tabii. Onu çok kızdırdık, çok üzdük…Hadi naş, naş…” dedi (23 Eylül).
Sözcü’den “Nah”: Sözcü gazetesi, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin referanduma hazırlanması nedeniyle Yönetim Başkanı Mesud Barzani’yi hedef aldı; 18 Eylül’de “Barzani’nin biti kanlandı”; 21 Eylül’de de “Küstah Barzani ‘Referandumu yaparız 2 yıl sonra da devletimizi kurarız’ dedi” ifadelerine yer verdi; manşet ise “Nah kurarsın!” oldu (21 Eylül).
“Bay Taşgetiren” dönemi: Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hakkında ABD’de Reza Zarrab davasında tutuklama kararı çıkarılmasından sonra “Kol saati – milli dava ayrımı” yazısıyla yolsuzluklara dikkat çeken Ahmet Taşgetiren’i hedef aldı; “Başlıktaki ‘Bay Taşgetiren’ ifadesinin mesulü, Ahmet Taşgetiren’in kendisidir. Hak ettiği neyse, bundan sonra onu alacaktır” dedi (17 Eylül).
Tanrıkulu’ya linç: Turkuvaz Medya Grubu’na bağlı Sabah gazetesi, sivil ölümüne tepki gösteren CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nu “Terörle mücadeleden rahatsız oldu” başlığıyla hedef aldı. Star gazetesi de, “PKK’lı alçaklar vuruldu, Tanrıkulu yine isyanda” başlığını kullandı (7 Eylül).
Ramoğlu’nun özrü: Sabah gazetesi yazarı Ersin Ramoğlu, komedyen Cem Yılmaz’ı “FETÖ bağlantılı” ilan ettiği yazısı nedeniyle, “Cem Yılmaz isim benzerliğine kurban gitti. Özür dilerim Cem Yılmaz! … Malum sırtlan sürüsü bizim mahalledeki pireyi deve yapar, göz göre göre iftira atan Kılıçdaroğlu’nu ise alkışlar. İşte böylesine acımasız bir dünyadır bizimkisi!” sözleriyle özür dileyen bir yazı kaleme aldı (6 Eylül).
Sanatçılara “FETÖ” iftirası: Sabah gazetesi yazarı Ersin Ramoğlu, “Tarkan, Sezen Aksu ve Cem Yılmaz’daki FETÖ izi” başlıklı bir yazıda Tarkan’ı dedesinden, Sezen Aksu’yu babasından, Cem Yılmaz’ı da kardeşinden dolayı “FETÖ’cü” ilan etti (4 Eylül).
Pamir Star TV’ye: HaberTürk televizyonunda “Karşıt Görüş” programını sunan Balçiçek Pamir, Star TV’ye geçerken, İnstagram hesabından, “Haber zorlaştı, doğru cümleleri söylemek imkansız hale geldi, meslektaşlar içeri alındı, inandığım savunduğum doğrular bir bir yanlış çıkmaya başladı… Ardından kendi kendini sorgulama, işine heyecan duymama, nefes alamama hissi geldi… Tekrar derin bir nefes alıp baştan başlayabilmek için radikal bir karar gerekiyordu, sanırım aldım” sözlerini paylaştı. Pamir, StarTV’de “Olay Yeri” programını sunacak (2 Eylül).
Türkiye gazetesininki “tetikçilik”: Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, İhlas Holding çatısı altındaki Türkiye gazetesinin, Hürriyet gazetesine kayyım atanması için başlattığı kampanyaya tepki gösterdi; “Beslediğin tetikçilerini üzerimize salarak bizi bezdireceğini mi sanıyorsun be hey Amerikan Mücahit’i” diye yazdı (31 Ağustos).
Kılıçarslan “Korku”yu yazdı: Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, “İnsanım, korkuyorum” yazısında “Uzunca bir süredir siyaset de sosyoloji de çok tuhaf bir aralığa sıkıştı. Bir çeşit ‘metal yorgunluğu’ oluşturdu bu sıkışma (…) Fakat mesela bu sıkışmayı yazamıyorum çünkü yazarsam beni vatana ihanetten yargılayacak, Reis’e ihanetten asacak bir dünya gazeteci-trolün varlığı beni korkutuyor” dedi (26 Ağustos).
Hakan’dan Küçük’e yanıt: Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Doğan Grubu’nu hedef alan Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük’ü, “Hadi, bundan sonra böğür de görelim” diyerek “Hani ‘Ben serçe parmağımla bilmem ne yaparım’ falan diyordun ya… Şimdi al o serçe parmağını da depresif bir şekilde emmeye başla!” sözleriyle eleştirdi (22 Ağustos).
Şimdi de Soner Yalçın hedef: Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük, Odatv sitesi sahibi Soner Yalçın’ı “2017-2018 sezonu hem Ekrem gibi yurt dışına kaçmış azılı Fethullahçı teröristler için hem de Soner Yalçın çetesi için final sezonu olacak. Şu ana kadar önceden yazdığım her şeyin çıktığı gibi bunun da çıkacağını göreceksiniz” sözleriyle hedef aldı. Yalçın, bir hafta önce Küçük’ün “FETÖ” mensubu olmakla suçlanan Hakan Şükür arasında geçtiği iddia edilen bir mesajlaşmayı yayımlamıştı (21 Ağustos).
Özkök’ten “Komedi”li cevap: Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ertuğrul Özkök, Cem Küçük’ün “Bütün Hürriyet’i toplasan benim serçe parmağım kadar güçlüsün. Ben Aydın Doğan’a talimat veririm, gereğini yapar” ifadesine “Televizyonda iki favori komedi programım var… Vücut dili, babalama kabiliyeti, efelenme ustalığı, debelenme düzeyi 10 numara…” sözleriyle tepki gösterdi (19 Ağustos).
Dışarıdaki Gazeteciler hedefte: Sabah gazetesi yazarı Ersin Ramoğlu, gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklandığı Odatv davasından bu yana tutuklu gazetecilerin özgürlüğü için mücadele veren Dışarıdaki Gazeteciler inisiyatifini hedef gösteren “CHP ve yandaşları ülkeyi yakmak istiyor” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Hedef alınanlar arasında, Soner Yalçın ve Odatv sitesi, Can Ataklı, Yılmaz Özdil, Uğur Dündar, Ahmet Hakan, Mehmet Yılmaz, Can Dündar, Emin Çölaşan, Rengin Arslan, Banu Güven, Faruk Arhan, Ceren Sözeri, Gökhan Tan, Ayça Söylemez, Faruk Eren, Elif Ilgaz, Elif Akgül, Zeynel Lüle, Nazan Özcan, Yonca Verdioğlu, Ümit Alan, Murat Kaspar, Filiz Yavuz, Güventürk Görgülü, Ertuğrul Mavioğlu, Gülşah Karadağ, Candan Yıldız, Erol Önderoğlu, Zeynep Erdim, Canan Coşkun, Fatih Polat, Alper Turgut, Timur Soykan, Nevin Sungur, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan da vardı (17 Ağustos).
Alçı “iftira”yı gördü: Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, tutuklu CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun kızı Dilara Berberoğlu’na ilişkin olarak ileri sürülen “Ekrem Dumanlı’nın oğlu ile evli” iddiasını “Çok çirkin bir iftira atıldı… Gencecik, azimli bir kızdır Dilara. Babasını çıkarmak için uğraşıyor” sözleriyle kınadı (14 Ağustos).
TV’ye mizansen cezası: Flash TV’de yayınlanan Yalçın Çakır’ın programıyla tanınan ve sosyal medya fenomeni olan Melek Subaşı, programın ardından kendisine ‘yalan makinesi’ lakabının takıldığını belirterek sunucu ve TV kanalına tazminat davası açtı. Mahkeme, ailenin reyting için kullanıldığını belirterek Flash TV ve sunucu Yalçın Çakır’ı 7 bin TL tazminat ödemeye mahkûm etti (14 Ağustos).
Akşam haberine yalanlama: Beylikdüzü Belediyesi, Akşam gazetesinde yer alan “CHP’li Başkan Karakol Bastı” başlıklı haberin gerçeklerle hiçbir ilgisi olmadığını duyurdu. Düzeltme metninde, “Haberde verilen bilgilerin istisnasız tümü yalandır. Bu haberle, hem belediye kurumuna ve başkanına hem de değerli polis teşkilatımıza hakaret edilmiş ve bu iki kurum da aşağılanmıştır” denildi (13 Ağustos).
Hak savunucuları Sabah’ın hedefinde: Sabah gazetesi, “İrtibat ortaya çıktı” ve “Kaos toplantıcıları CHP ile irtibatlı çıktı” başlıklı bir haberle, Büyükada’da gözaltına alınıp tutuklanan insan hakları savunucularını, Cumhuriyet gazetesi davası öncesinde gazetecilerin özgürlüğü için kurulan “24 Temmuz birlikte özgürüz” WhatsApp haberleşme grubunda yer alan haberciler ve CHP’li Sarıyer ve Şişli belediyelerini hedef gösterdi. Haberde aktivistler “terörist”, CHP lideri Kılıçdaroğlu “vatan haini” olarak suçlanıyor. Yayında, “Büyükada’da kaos toplantısı sırasında basılan grup ile CHP’li belediyelerin ilişkileri belirlendi. Grubun iki CHP’li belediye ile irtibatlı oldukları saptandı. Ayrıca grup ile irtibatlı gazeteciler de tespit edildi. Banu Güven, Elif Ilgaz, Ertuğrul Mavioğlu, Canan Coşkun ve Erol Önderoğlu bu isimler arasında…” (13 Ağustos).
Kov babam kov: Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, köşe yazarlarının işlerine son verilmesine tepki gösterdi; “Kov babam kov. Bir taraf, Yeni Türkiye perspektifine uymadı, Reis’i tam anlayamadı, düşmanlara karşı fazla sert değildi falan diye kovuyor. Bir taraf ise, Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı gitti, Cumhuriyet prensipleriyle başı hoş değilmiş gibi bir intiba verdi diye kovuyor. Kısacası, kovmak açısından yok, aslında birbirlerinden farkı” dedi…(12 Ağustos).
Okur temsilcisi eleştirdi: Hürriyet gazetesi okur temsilcisi Faruk Bildirici, müzisyen Harun Kolçak’ın ölümünün ardından “alkol ve uyuşturucu tedavisi görüyordu” ifadelerinin yer aldığı yazısı nedeniyle yazar Cengiz Semercioğlu’nu eleştirdi. Bildirici, “Bu bilgileri yazarken hayatta olmayan kişinin anısını lekelememek ve yakınlarını haksız yere üzmemek kırmızı çizgimiz olmalıdır” dedi (9 Ağustos).
Akit Kılıçdaroğlu için tutuklama istedi! Yeni Akit gazetesi yazarı Mehtap Yılmaz, yazısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutuklanması çağrısı yaptı; “Kulağından tuttuğunuz gibi atın içeri Kılıçdaroğlu’nu!” dedi (7 Ağustos).
Kahraman “helallik” istedi: “Ben başını örten ama göstere göstere sigara içen bir bayan gördüğümde şöyle bir intibaha kapılıyorum: Siz benim başımı örttüğüme bakmayın, benden ümidinizi kesmeyin, sizinle paylaşacağım daha çok şey var” diye yazan Yeni Şafak gazetesi yazarı Hayrettin Kahraman, iki gün sonra helallik istedi (6 Ağustos).
TRT’den “sehven” yayın: TRT Diyanet kanalında “Yedi Veli Yedi Fetih” programında FETÖ firarisi olduğu iddia edilen Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Osman Eğri’yi konuk etmesi tepkilere neden oldu. TRT, yayının 17-25 Aralık 2013 öncesine ait olduğunu ve “sehven” yeniden yayınlandığını bildirdi (5 Ağustos).
Hakan, Kahraman’ı ayıpladı: Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ahmet Hakan, başını örten kadınlara yönelik aşağılayıcı yazı yazan Yeni Şafak gazetesi yazarı Hayrettin Kahraman’ı “Çok ama çok ayıp Hayrettin Kahraman” başlıklı bir yazıyla eleştirdi (4 Ağustos).
Programı terk ve özür: CNN Türk’te Şirin Payzın’ın “Ne Oluyor” programının konuğu olan gazeteci Nevzat Çiçek, Elif Dördüncü Aydemir ile müftüye resmi nikah yetkisini tartışırken sinirlenerek programı terk etti. Çiçek, “Sinirlerine hakim olamadığı için kamuoyundan ve zor durumda bıraktığını ifade ettiği Payzın’dan özür diledi (1 Ağustos).
Yeni Şafak’tan “senaryo”: Hükümete yakın Yeni Şafak gazetesi, manşetinde “Siverek ve Maçka’daki provokasyonlar, Türkiye’de defalarca denenen kirli tertipleri hatırlattı” diyerek “Senaryoyu kim yazdı” ifadesini kullandı (1 Ağustos).
Gülerce: İtirafçı, tanık…: Yıllarca Fethullah Gülen’in en yakınındaki isimlerden biri olan, Zaman gazetesinde köşe yazarlığı ve genel yayın yönetmenliği yapan, son dönemde ise Cumhuriyet gazetesine açılan davanın tanığı olan Hüseyin Gülerce, “FETÖ ile durmadan mücadele eden 3 isimden biri benim” dedi. Gülerce, Twitter hesabından “Günün Sözü: Karaktersizlerin yalan ve iftiralarla saldırmalarına üzülmeyin. Bu şerefsizlikleri sizin doğru istikamette olduğunuzu gösterir” diye yazınca Cumhuriyet gazetesi yazarı Özgür Mumcu, “Fethullah Gülen’in ibrikçibaşı, cemaatin itirafçı imamı. Sen ağzına şeref lafını alacak son kişisin” şeklinde yanıt vermişti. Mumcu bir önceki gün de Güler için, “Hayatını Gülen’e yanaşarak kazanmış, kursağına geçen her akçe Gülen’den gelmiş, gerçekten itirafçı mı yoksa Gülen’in talimatıyla itirafçı taklidi mi yaptığı belli olmayan bu bukalemunu iddianameye tanık diye sokuşturan nasıl bir iradedir?” demişti (1 Ağustos).
Mumcu’dan Gülerce’ye: Cumhuriyet yazarı Özgür Mumcu, bir dönem Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Star yazarı Hüseyin Gülerce için, “Hayatını Gülen’e yanaşarak kazanmış, kursağına geçen her akçe Gülen’den gelmiş, gerçekten itirafçı mı yoksa Gülen’in talimatıyla itirafçı taklidi mi yaptığı belli olmayan bu bukalemunu iddianameye tanık diye sokuşturan nasıl bir iradedir?” yazdı (30 Temmuz).
“O hapiste çünkü diğerleri sessiz”: Tutuklu gazeteci Ahmet Şık’ın eşi Yonca Verdioğlu Şık, CNN’e verdiği röportajda, “Ahmet bir kahraman ya da süpermen değil. O şu anda bir gazeteci olarak hapiste çünkü doğru soruları sordu, gerçekleri konuştu ve gerçekliği yansıttı. O hapiste çünkü diğerleri sessiz” dedi (29 Temmuz).
Türkiye’den “yeni darbe” yazısı: İktidara yakınlığıyla bilinen İhlas Holding’in gazetesi Türkiye, bugün ‘Yeni darbeyi ulusalcılar yapabilir’ manşetiyle çıktı. Nuri Elibol imzalı yazıda “Eğer sistem zafiyeti giderilmez ve sivil asker ilişkisi Batı normlarına taşınmazsa bir buçuk iki yıl içinde ordudaki Ulusalcılar yeni bir darbeye kalkışabilir” denildi (27 Temmuz).
Gürsel’in gazeteciliği hedefte: Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük, tutuklu Cumhuriyet gazetesi yazarı Kadri Gürsel’i hedef alan bir yazı kaleme aldı. Yazıda, “Gürsel, MİT tırlarını durduran hainleri savundu, yetmedi CNN Türk ekranlarında en kozmik Dışişleri tapesini dinleyerek casusluk yapan FETÖ’cüleri bile övdü. Açıkça vatana ihanet etti…” deniyor (26 Temmuz).
Sanık meslektaşlara “vatan haini”: A Haber muhabiri Pınar Özenç, Cumhuriyet gazetesi davasının ilk gününde canlı yayın yaparken tutuklu gazetecilere destek için gelenlerce engellenmeye çalışıldığını savundu. Özenç “Ellerinde sanıkların fotoğraflarıyla gözlerini büyük büyük açıp, hayli yüksek sesle beni susturmaya çalıştılar” derken, sosyal medyada yayınlanan bir videoda, tutuklu gazetecileri desteklemek için gelen bir DİSK Basın İş üyesinin, Özenç’e yargılamanın sürdüğünü tutuklu gazetecilere neden “vatan haini” diyemeyeceğini anlatmaya çalıştığı görülüyor (25 Temmuz).
“Gerçekle alakası yok”: Tutuklanan hak savunucusu Peter Steudtner’ın avukatları yazılı açıklama yaparak Akşam, Güneş ve Star gazetelerinde “Casuslara alman çipi” manşeti ile çıkan ve Steudtner’ın ağzından verilen “Telefonumuzdaki program sayesinde konsolosluk bizi adım adım izliyor” ve benzer nitelikli ifadelerin, gerçekle ve dürüstlük ile uzaktan yakından ilgisi olmadığını bildirdi (25 Temmuz).
Dava yaygın medyada yok! Basın Konseyi, ÇGD, DİSK Basın İş, PEN Yazarlar Derneği, TGS ve TGC, başladığı gün Cumhuriyet davasının yaygın medyada haber olmamasını eleştirdi Ortak açıklamada, Avrupa basınında geniş yer bulan davanın, yaygın medyada gerektiği kadar yer bulmaması kınandı (24 Temmuz).
Güneş hedef yaptı: AK Parti MKYK Üyesi Ethem Sancak’a ait Esmedya bünyesinde yayınlanan Güneş gazetesi, Büyükada’da gözaltına alınan insan hakları savunucuları, Cumhuriyet gazetesi davasının ilk gün tarihini vurgulayan “24 Temmuz’da Birlikte Özgürüz” ismiyle kurulan WhatsApp dayanışma grubunu hedef yaptı. Toplantıyı “24 Temmuz kaos planı” gösteren gazete, gazeteciler Mustafa Hoş, Banu Güven, Nevin Sungur Lagendijik ve tutuklu gazeteci Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık ile beraber Evrensel gazetesini de hedef gösterdi (24 Temmuz).
Evrensel hedef gösteren Güneş’i şikayet etti: Evrensel Gazetesi avukatları, hak savunucuları ile birlikte gazeteyi de sözde “24 Temmuz kaos planı” ile irtibatlı olarak hedef gösteren Güneş gazetesi yayın yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu (24 Temmuz).
İftiralaraKarşıGazetecilik kampanyasına ilgi: Hükümete yakın Türkiye, Güneş, Takvim ve Akşam gazetelerinin hak savunucuları ve tutuklu gazetecilere destek sunan meslektaşlarını hedef haline getirmesine karşı, #İftiralaraKarşıGazetecilik hastagi ile bir kampanya gerçekleştirildi. Kampanya kısa sürede Twitter kampanyası TT listesinde birinci oldu (23 Temmuz).
Şık ve Dündar hedef yapıldı: Yeni Şafak gazetesi “Teröristten talimat aldılar” başlık bir haber yayımlayarak tutuklu gazeteci Ahmet Şık ve Cumhuriyet Gazetesi eski yayın yönetmeni Can Dündar’ı hedef aldı (19 Temmuz).
AA’ye sansür tepkisi: Basın Konseyi, Fatih Terim ve iki damadının Alaçatı’da bir restoranı basmasıyla ilgili Anadolu Ajansı İzmir Bölge Müdürlüğü’nde görevli muhabir İbrahim Evrim Ayral’ın hazırladığı haberi yayımlamayan Anadolu Ajansı’nı “Muhabirin istifasına neden olduklarını için” kınadı (17 Temmuz).
Manşetlerde itiraf değil tehdit var: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yabancı ortaklı sermaye temsilcilerine yaptığı “OHAL’i grevleri yasaklamak için kullandıkları” itirafı Sabah, Yeni Şafak, Akşam ve Türkiye gibi gazetelerde yer almadı. Ortak manşet, “Sokağa Çıkamaz Hale Gelirsin” oldu (13 Temmuz).
“Adalet Yürüyüşü”nü görmediler: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaklaşık bir ay süren “Adalet Yürüyüşü”, hükümete yakın gazetelerin manşetlerinde yer bulmadı. Bazı gazetelerde birinci sayfasında tek kelime yer almazken, Yeni Şafak, “Maltepe’de bitti”, Türkiye ise “CHP’nin şovu bitti” ifadelerini kullandı. Star gazetesi ‘Hangi Yüzle Adaletten Bahsediliyor’ diyerek Adalet Mitingi’ni Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’yu hedef alması üzerinden kurdu (10 Temmuz).
Medya gündem belirleyemiyor: Araştırma merkezi The Reuters Institute for the Study of Journalism ile Oxford Üniversitesi, Türkiye dahil 36 ülkede medyanın durumuyla ilgili bir araştırma yayınladı. Buna göre, Türkiye merkez medyası gündem belirlemekte geri kalıyor (10 Temmuz).
Akit hedef yaptı: Yeni Akit, aralarında sanatçı ve akademisyenin de bulunduğu kişileri hedef göstererek “İşte ateist olduğunu açıklayan oyuncular! İslam’a ve Müslümanlara hakaret edenler de var” şeklinde manşeti attı (10 Temmuz)
Bu habercilik anlayışı doğru değil! AKP Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Büyükada’da bir otelde gözaltına alınan hak savunucuları hakkında “Gizli toplantıya baskın” ve “İstanbul’da ajan avı” başlıklarını kullanan A Haber’e tepki gösterdi. Yeneroğlu, Twitter’dan şu mesajını paylaştı: “Bu habercilik anlayışı doğru değil, yargısız infaz. Bu ülkenin emniyeti ve yargısı var. Bırakın kimin ne olduğuna yargı karar versin” (7 Temmuz).
Nefret söylemine dikkat! Hrant Dink Vakfı’nın 2009 yılından beri yürüttüğü “Medyada Nefret Söylemi” Projesi’nin 2017 yılının ilk dört ayına ilişkin raporuna göre, “Siyasette, hukukta, gündelik hayatta ve eğitim alanlarında görülen kutuplaşma ve nefret söylemi medyaya da yansıyor” (6 Temmuz).
Karaman’dan “kötü bakış”: Yeni Şafak gazetesi yazarı Hayrettin Karaman, “Eşcinsellere kötü bakış yaygındır; ancak bu hem bir vakıadır, hem de bir haktır” diye yazdı (6 Temmuz).
TRT şikayet edildi: CHP, parti lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “Adalet Yürüyüşü” ile ilgili “CHP’nin sözde ‘adalet’ yürüyüşü yorumlanıyor” ifadeleriyle yayın yapan TRT’yi RTÜK’e şikayet etti (3 Temmuz). (EÖ/APA)