136 gazeteci 1 Temmuz’a cezaevinde girdi. Tutuklu gazetecilerin 78’i “Fethullah Gülen Cemaati’ne yakın medya” çalışanlardan oluşurken habercilerden 30’u Kürt medyasındandı. Ayrıca, Cumhuriyet gazetesinin 11 yazar, yayın yetkilisi ve muhabiri de “FETÖ’ye yardım ve propaganda” suçlamasıyla tutuklu bulunuyor. Son dönemde bu suçlamayla Sözcü gazetesine ait sitenin yayın yönetmeni Mediha Olgun hapsedildi. Dokuz gazeteci de çeşitli “yasadışı örgütlere üyelik” (MLKP, DHKP-C, TKEP/L, Direniş Hareketi) veya “propaganda” suçlamasıyla hapishanede tutuluyor. Sözcü gazetesinin muhabiri Gökmen Ulu, “Cumhurbaşkanına suikast” iddiasıyla, gazeteciler Kazım Kızıl ve Ozan Kaplanoğlu da “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten tutuklandı. Hapishanedeki 136 gazeteciden 84’ü ya halen soruşturma geçiriyor, ya da haklarında henüz iddianame düzenlendi; 19’u hükümlüyken 23’ün davası sürüyor.
10 yıllık gazeteci Hrant Dink cinayeti, üç değişik iddianamenin de birleşmesiyle, aralarında Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç, İstanbul Emniyeti eski Müdürü Celalettin Cerrah, Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanları Ramazan Akyürek, Sabri Uzun, Ahmet İlhan Güler, Trabzon Emniyeti Eski Müdürü Reşat Altay, Fethullah Gülen, Trabzon Jandarma komutanı Albay Ali Öz ve gazeteciler Ekrem Dumanlı ve Ercan Gün’ün de dahil olduğu toplam 86 sanıklı bir dosyaya dönüştü. Geçmişte “Ergenekon örgütünün işi” diye gösterilen cinayet ile ilgili son tutuklamalar “FETÖ”ye odaklanıldığına işaret etti.
Kürt aydını, gazeteci Musa Anter’in 1992’de öldürülmesi ve 90’larda JİTEM’in işlediği cinayetlerle ilgili Ankara’da görülen davanın tek tutuklusu Hamit Yıldırım tahliye edildi. Devletin “Susurluk Raporu”nda üstlendiği cinayete ilişkin “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım yakalanamasa da, eski itirafçı ve ajan Abdulkadir Aygan’ın İsveç’ten ifadesi yıllardır alınamasa da yargılama, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor.
Gazeteci Cihan Hayırsevener’in Bandırma’da öldürülmesiyle ilgili dava, Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması üzerine ve mahkumiyet kararlarının Yargıtay’da bozulmasıyla birlikte, cinayetten yedi yıl sonra Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor.
BİA Medya Gözlem Raporu’nda “öldürülen gazeteciler”, “hapisteki gazeteciler”, “saldırı, tehdit ve engellemeler”, “soruşturmalar, açılan-süren davalar, kararlar”, “hakaret, kişilik hakları ve tazminat davaları”, “yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar”, “Anayasa Mahkemesi”, “AİHM”, “RTÜK” ve “YSK” bölümleri yer alıyor.
Dink dosyası 86 sanıklı: Gazeteci Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de İstanbul Şişli’deki Agos gazetesi önünde öldürülmesiyle ilgili dava, üç değişik iddianamenin de birleşmesiyle, aralarında Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç, İstanbul Emniyeti eski Müdürü Celalettin Cerrah, Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanları Ramazan Akyürek, Sabri Uzun, Ahmet İlhan Güler, Trabzon Emniyeti Eski Müdürü Reşat Altay, Fethullah Gülen, Trabzon Jandarma komutanı Albay Ali Öz ve gazeteciler Ekrem Dumanlı ve Ercan Gün’ün de dahil olduğu toplam 86 sanıklı bir dosyaya dönüştü (30 Haziran).
Cinayette altı yakalama kararı: Mahkeme, Hrant Dink davasında gazeteci Nedim Şener’i tanık olarak dinledi. Şener “Hrant Dink İstanbul’da yaşıyordu, cinayet İstanbul’da işlendi. Dink öldürüldüyse İstanbul Valisi de Emniyet Müdürü de sorumludur” dedi. Mahkeme İstanbul Emniyeti arşivinden Dink ve cinayeti azmettirenlerden Yasin Hayal’le ilgili belgeleri talep etti. Dink ile İstanbul Valiliği’nde görüşen MİT çalışanları Ergun Güngör, Hüseyin Kubilay Günay, Özel Yılmaz ve Handan Selçuk’un tanık olarak dinlenmesi talebi sonra değerlendirilecek. Dink davasının üçüncü iddianamesinde 28 kişi tutuklu yargılanırken, 51 sanıktan Ekrem Dumanlı, Adem Yavuz Arslan, Halil İbrahim Koca, Faruk Mercan, Metin Canbay ve eski savcı Zekeriya Öz hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Sonraki celse 3, 4, 6 ve 7 Temmuz’da (9 Haziran).
Dink cinayetinde tanıklar dinlendi: Hrant Dink cinayeti davasının 13. celsesinin üçüncü duruşmasında 2008’de cinayetin sorumlularına ilişkin rapor hazırlayan Başbakanlık Teftiş Kurulu Müfettişleri Ayşegül Genç, Mehmet Akın, Yasemin Tuğçe İnanveMütalip Ünal tanık olarak dinlendi. Genç, “Yargıda soruşturma sürüyordu. Raporlar vardı. Biz Başbakanlık adına tüm resme baktık. Şimdi bakınca farklı görebiliriz. 2004’te Hrant Dink’e dönük tehdit bilgisine sahiplerdi. Giderek ağırlaşan sürece rağmen koruma sağlanmadı. Raporda bu değerlendirilmemiş. Hrant Dink öldürüldü. Önemli bir kişidir. Olay çok önemlidir. Korunması gerekirdi. Tedbir alınması gerekirdi” dedi. (13 Nisan)
Emniyetçi Arslan dinlendi: Hrant Dink cinayeti bağlamında kamu görevlilerinin yargılandığı davanın 44. duruşmasında Polis Başmüfettişi Durmuş Demirbaş, Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı tanık olarak dinlendi. Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, “Dink cinayeti FETÖ çetesinin bizlere, askerlere, aydınlara, kendilerine engel olacak kişilere operasyon yapabilmek için yol verdiği bir cinayettir” dedi (14 Nisan).
Dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, Emniyetin gönderdiği ifade edilen ve ByLock kullandığına ilişkin belgelerle ilgili, “Ben böyle bir program kullanmadım” dedi. Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemiyle duruşmaya bağlanan Özkan Mumcu da bu iddiayı reddetti. Tanık Polis Başmüfettişi Durmuş Demirbaş, “Soruşturma Başmüfettişi Şükrü Yıldız bize dosyayı tutanakla teslim etti. Dosyayı inceledik ve bazı eksiklikler gördük. Trabzon’dan gelen F4 raporu üzerinden yürümek gerekti ama yazılarımıza cevap verilmedi, ilerleyemedik. Yazıyı o gün sabah verdik, öğleden sonra Şükrü Yıldız geldi ve ‘size soruşturma yetkisi vermedim, bilirkişilik yapacaksınız’ dedi” diye konuştu.
Anter davası “Yeşil” ve Aygan’ı bekliyor: Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, aydın ve gazeteci Musa Anter’in 1992 yılında öldürülmesi ve 1990’larda JİTEM’in işlediği cinayetlerle ilgili Hamit Yıldırım’ın tutuklu yargılandığı davada gazeteci ve siyasetçi Muhsin Kızılkaya’yı tanık olarak dinledi. Kızılkaya, Anter öldürüldüğü tarihte Özgür Gündem gazetesinde çalıştığını, Diyarbakır Belediyesi’nde düzenlenen kültür festivaline gazete kabul etmemesine rağmen Anter ve kendisinin katıldığını, Anter’in “örgütün tehditleri nedeniyle” Diyarbakır’a gelemediğini söyledi. Kızılkaya’ya tepki gösteren Dicle Anter, “Örgüt tarafından 87-88 yılında babama bir mektup gönderildiği doğrudur. Ancak örgüt daha sonra babamdan özür dilemiştir” dedi. Kızılkaya, Susurluk Raporu’nda devletin itiraf edip “pişmanlık” bildirdiği cinayetle ilgili, “Cinayeti işleyenlerin JİTEM olup olmadığını bilmiyorum” dedi. Duruşmada Diyarbakır Jandarma İstihbarat Komutanı Cahit Aydın da SEGBİS yoluyla dinlendi. Cinayette “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım hiç bulunamadı; İsveç’te yaşayan Abdulkadir Aygan’ın ifadesiyse üç yıldır alınamadı. Mahkeme, MİT’e Mahmut Yıldırım’ın Şemdin Sakık operasyonuna katılıp katılmadığını soracak. Nevin Soyukara, Celal Yeltekin, Turgut Atalay, Ferhat Ünlü, Abdurrahman Şimşek gibi tanıkların da 27 Eylül günü için kararlaştırılan duruşmada SEGBİS yoluyla dinlenmesine karar verildi (7 Haziran).
Yıldırım’a tahliye: Mahkeme, beş yıl hapishanede kaldığı gerekçesiyle davanın tek tutuklusu olan korucu Hamit Yıldırım’ın tahliyesine karar verdi (30 Haziran).
Sekiz yıldır bitmedi: Gazeteci Cihan Hayırsevener’in 18 Aralık 2009’da öldürülmesiyle ilgili dava, Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması üzerine ve mahkumiyet kararlarının Yargıtay’da bozulmasıyla birlikte, sekiz yıl sonra Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen altıncı duruşmayla sürdü. Dosya, esas hakkında mütalaasını hazırlaması için duruşma savcısına sunuldu. Özel Yetkili İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dört yıl süren davada “silahlı suç örgütü kurma, ihaleye fesat karıştırma ve ateşli silahlar kanununa muhalefet”ten 10 yıl hapis cezasına çarptırılan sanık İhsan Kuruoğlu uzun tutukluluk süresi nedeniyle 3 Ağustos 2016’da tahliye edildi. Diğer sanıklar Serkan Erakkuş’a müebbet, Ferda Dündar’a 7 yıl 6 ay, Kuruoğlu Ailesinden Osman ve İlbey Kuruoğlu ile gazeteci Engin Arıcan’a 2 yıl 8’er ay hapis cezası verildi. Kerem Yılmaz’a 11 yıl 8 ay hapisle mahkum edildiyse de, 40 ay tutuklu kaldığından adli kontrol karşılığında tahliye edildi. Sonraki duruşma 13 Eylül’de (19 Haziran).
(Türkiye’de cezaevindeki gazeteci ve medya çalışanların durumu hem ülke içinde hem uluslararası planda farklı şekillerde kamuoyuna yansıyor. Kimi örgüt ve girişimler “gazeteci” oluşlarının temel alarak savunu faaliyetlerinde bulunurken, kimileri de “gazetecilik faaliyetleri kapsamında cezaevinde olup olmadıklarını” esas alıyor. Hatta, aynı kriterde yola çıktıkları halde farklı sonuçlar da elde edebiliyorlar. BİA Medya Gözlem Raporu’nda hapisteki gazeteciler, çalıştıkları medya kuruluşunca gazeteci olarak tanıtılanlar, gazetecilik faaliyeti kapsamı itibariyle herhangi bir tespit ve sonuca gidilmeden, Türk Ceza Kanunu veya Terörle Mücadele Kanunu kapsamında işlem görmeleri dikkate alınarak değerlendirmeye alınıyor.”
136 gazeteci 1 Temmuz’a cezaevinde girdi. Tutuklu gazetecilerin 78’i Cemaat medyasına çalışanlardan oluşurken habercilerden 30’u Kürt medyasındandı. Ayrıca, Cumhuriyet gazetesinin 11 yazar, yayın yetkilisi ve muhabiri de “FETÖ’ye yardım ve propaganda” suçlamasıyla tutuklu bulunuyor. Son dönemde bu suçlamayla Sözcü gazetesine ait sitenin yayın yönetmeni Mediha Olgun hapsedildi. Dokuz gazeteci de çeşitli “yasadışı örgütlere üyelik” (MLKP,MKP, DHKP-C, TKEP/L, Direniş Hareketi) veya “propaganda” suçlamasıyla hapishanede tutuluyor. Sözcü gazetesinin muhabiri Gökmen Ulu, “Cumhurbaşkanına suikast” iddiasıyla, gazeteciler Kazım Kızıl ve Ozan Kaplanoğlu da “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten tutuklandı.
Hapishanedeki 136 gazeteciden 84’ü ya halen soruşturma geçiriyor ya da haklarında iddianame henüz düzenlendi; 19’u hükümlüyken 23’ün davası sürüyor.
2016’nın aynı döneminde 32 gazeteci cezaevindeydi; bunlardan yarısı hükümlüyken beşi halen yargılanıyor, 11’i soruşturma geçiriyordu.
Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilan edildiği 20 Temmuz’dan itibaren tutuklanan Fethullah Gülen Cemaati’ne yakın ulusal ve yerel medya organlarından çalışmış 78 gazeteci ve medya temsilcisi 1 Temmuz itibariyle cezaevindeydi.
“FETÖ yöneticiliği veya üyeliği”, “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs-darbecilik”, “örgüte yardım”, “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım” ve “örgüt propagandası” şüphesiyle bu kişiler hakkında iddianameler bu dönemde açılmaya başladıysa da çoğunluğu, soruşturma aşamasında bulunuyor.
FETÖ/PYD yöneticiliği/üyeliği/darbecilik/örgüte yardım/örgüt üyesi olmamakla birlikte bilerek yardım/örgüt propagandası: Abdullah Kılıç(Meydan gazetesi köşe yazarı), Abdullah Özyurt (Zaman gazetesi Adana muhabiri), Ahmet Altan (Taraf gazetesi eski yayın yönetmeni), Ahmet Memiş (Haberdar sitesi haber müdürü), Ahmet Metin Sekizkardeş (Cihan Medya Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı), Ahmet Turan Alkan (Zaman gazetesi eski yazarı), Ahmet Yavaş (TRT radyosu Erzurum muhabiri), Alaattin Güner (Cihan haber ajansı eski medya direktörü), Alaattin Kaya (Zaman gazetesi eski imtiyaz sahibi), Ali Bulaç (Zaman gazetesi eski yazarı), Ali Ünal (Zaman gazetesi eski yazarı), Ali Yüce (TRT radyosu yayın müdürü), Atilla Taş (Meydan gazetesi yazarı), Ayşe Nazlı Ilıcak (Bugün ve Yarına Bakış gazeteleri yazarı), Ayşenur Parıldak (Zaman gazetesi muhabiri), Aytekin Gezici (Adana’da gazeteci-yazar), Aziz İstegün(Zaman gazetesi eski Diyarbakır bölge temsilcisi), Bayram Kaya (Zaman ve Yeni Hayat gazetesi muhabiri), Bayram Parlak (Diyarbakır Radyo Cihan muhabiri), Burçin Dokgöz (Zaman gazetesi Çorum muhabiri), Bünyamin Köseli (Aksiyon dergisi muhabiri), Cemal Azmi Kalyoncu (Aksiyon dergisi muhabiri), Cihan Acar (Bugün gazetesi muhabiri), Cuma Kaya (Zaman gazetesi yazarı), Cuma Ulus (Millet gazetesi eski yayın koordinatörü), Cumali Önal (Zaman gazetesi eski Arapça servis sorumlusu), Emre Soncan(Zaman savunma eski muhabiri), Ercan Gün (Fox TV haber editörü), Erdal Şen (Meydan gazetesi yazı işleri müdürü), Ersin Şanlı (TRT yurt haberler müdürü), Faruk Akkan (Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü), Fevzi Yazıcı(Zaman gazetesi görsel yönetmeni), Gökçe Fırat Çulhaoğlu (Türk Solu dergisi yazarı), Gültekin Avcı (Bugün gazetesi eski köşe yazarı), Habip Güler (Zaman gazetesi eski muhabiri), Hakan Aksel (TRT Haber ve Spor Dairesi koordinatör yardımcı ve yapımcı), Halil İbrahim Mert (TRT TV Erzurum kameramanı), Hanım Büşra Erdal (Zaman gazetesi eski muhabiri ve köşe yazarı), Hamza Günerigün (TRT Haber spikeri), Haşim Söylemez(Aksiyon dergisi eski yazarı), Hüseyin Aydın (CİHAN eski muhabiri), Hüseyin Turan (Zaman gazetesi yazarı), İdris Okur (CİHAN Çorum muhabiri), İsa Siyi (Haberdar sitesi editörü), İbrahim Balta (Zaman gazetesi eski ekonomi editörü), İbrahim Karayeğen (Zaman gazetesi eski yazı işleri müdürü), Lokman Erdoğan (Çorum Manşet gazetesi yazarı), Mehmet Altan(gazeteci-yazar), Mehmet Dener (Şanlıurfa.com haber sitesi yayın yönetmeni), Mehmet Kuru (Zaman gazetesi Eskişehir muhabiri), Muhammed Taşçılar (Şanlıurfa.com haber sitesi sahibi), Murat Aksoy(Millet ve T24 eski yazarı), Murat Dağdeviren (Demokrat Gebze gazetesi sahibi), Murat Öztürk (Çorum Manşet gazetesi), Mustafa Erkan Acar(Zaman gazetesi eski haber müdürü), Mustafa Ünal (Zaman gazetesi Ankara eski yayın müdürü), Mutlu Çölgeçen (Millet gazetesi yazı işleri koordinatörü), Mümtaz’er Türköne (Zaman gazetesi eski yazarı), Nadir Yücel (Çorum Yıldız gazetesi yayın yönetmeni), Nizamettin İzgi (Batman gazetesi sahibi), Nur Ener (Yeni Asya gazetesi editörü), Nuri Durna (TRT Erzurum muhabiri), Nurullah Kaya (Zaman gazetesi eski Gaziantep Bölge temsilcisi), Oğuz Usluer (HaberTürk TV eski haber koordinatörü), Ramazan Alkan (Yeni Akit gazetesi muhabiri), Resul Cengiz (Zaman gazetesi eski Denizli muhabiri), Seyid Kılıç (TRT eski muhabiri), Şahin Alpay (Zaman gazetesi eski yazarı), Şeref Yılmaz (Irmak TV yönetim kurulu başkanı), Ufuk Şanlı (Vatan gazetesi eski yazarı), Vahit Yazgan (Zaman gazetesi eski İzmir bölge temsilcisi), Yakup Çetin (Zaman gazetesi eski muhabiri), Yalçın Güler(TRT Erzurum muhabiri), Yener Dönmez (Habervaktim sitesi sahibi), Yetkin Yıldız (Aktif Haber sitesi yayın yönetmeni), Zafer Özsoy (Feza Yayın Şirketi ortağı).
FETÖ/PDY (Fethullah Terör Örgütü/Paralel devlet yapılanması” örgütü) dosyası kapsamında daha önce tutuklananlar/ dava aşamasında:Hidayet Karaca (Samanyolu Yayın Grubu başkanı).
“Devletin gizli belgelerini tahrip/kullanma”/ dava aşamasında:Mehmet Baransu (Taraf gazetesi yazarı).
KCK – PKK – DYG / Hükümlüler: Ferhat Çiftçi (Azadiya Welat Antep temsilcisi- 22 yıl, 8 ay), Hamit Dilbahar/Duman (Azadiya Welat yazarı- 16 yıl), Kamuran Sunbat (DİHA Çukurova eski muhabiri- 11 yıl, 11 ay), Kenan Karavil (Radyo Dünya Yönetmeni- 19 yıl, 9 ay), Nuri Yeşil (Azadiya Welat Tunceli temsilcisi- 1 yıl, 7 ay), Seyithan Akyüz (Azadiya Welat Adana temsilcisi- 22 yıl, 6 ay), Şahabettin Demir (DİHA Van muhabiri- 4 yıl), Mikail Barut (Özgür Halk dergisi editörü- 7 yıl 6 ay), Yılmaz Kahraman (Özgür Halk dergisi editörü- 10 yıl hapis), Arafat Dayan (Demokratik Ulus eski sorumlu müdürü- 5 yıl hapis).
KCK – PKK – DYG örgütüne üyelik/ yargılananlar:İnan Kızılkaya (Özgür Gündem gazetesi yazı işleri müdürü),
KCK – PKK – DYG örgütüne üyelik/ soruşturma aşamasında:Cebrail Parıltılı (Anadolu Ajansı eski Derik muhabiri), Nedim Türfent (DİHA Van muhabiri), Ziya Ataman (DİHA Van muhabiri), Abdulkadir Turay (DİHA Mardin muhabiri), Serkan Aydemir (Bitlis Aktüel gazetesi muhabiri), Şerife Oruç (DİHA muhabiri), Hülya Karakaya (Özgür Halk dergisi sorumlu yazı işleri müdürü), İdris Sayılgan (DİHA muhabiri), Sadık Demir (Radyo Karacadağ sahibi), Mizgin Çay (Radyo Karacadağ muhabiri), Salih Erbekler(Radyo Karacadağ muhabiri), Ayhan Demir (Çaldıran Haber Ajansı imtiyaz sahibi), Selman Keleş (Dihaber muhabiri), Hayati Yılmaz (Azadiya Welat gazetesi editörü).
KCK – PKK – DYG örgütüne üyelik / devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak/ Soruşturma aşamasında: Kemal Sancılı (Özgür GündemÖzgür Gündem Gazetesi imtiyaz sahibi).
KCK-PKK-DYG üyeliği ve PKK propagandası / Soruşturma aşamasında: Mehmet Güleş (DİHA Elazığ muhabiri), Deniz Yücel (Die Welt gazetesi muhabiri).
KCK-PKK-DYG üyeliği ve PKK propagandası / Hükümlü: Zehra Doğan(JİNHA editörü – 2 yıl 9 ay 22 gün hapis); Sezgin Kartal (Sosyalist Dayanışma dergisi yazı işleri müdürü – 1 yıl 6 ay hapis), Meltem Okyay(DİHA muhabiri – 2 yıl 4 ay hapis).
MKP/ Hükümlüler: Erdal Süsem (Eylül Hapishane dergisi editörü – ömür boyu hapis)
MLKP/ Hükümlüler: Hatice Duman (Atılım Dergisi sahibi ve yazı işleri müdürü – ömür boyu hapis).
MLKP/ “örgüt üyeliği” / soruşturma aşamasında: Meşale Tolu (ETHA Ajansı çevirmeni).
DHKP-C/Hükümlü: Mustafa Gök (Emek-Adalet dergisi Ankara temsilcisi – ömür boyu hapis).
DHKP-C/ Soruşturma aşamasında:Ömer Çelik (DİHA haber müdürü); Tunca Öğreten (Diken sitesi eski editörü); Mahir Kanaat (BirGün gazetesi editörü).
Örgüt üyeliği / Sınırı ihlal/ Soruşturma aşamasında: Aslı Ceren Aslan(Özgür Gelecek yazı işleri müdürü).
Direniş/ Hükümlü: Erol Zavar (Odak dergisi yazı işleri müdürü- ömür boyu hapis).
Ergenekon Mersin/ Türkiye İntikam Birliği Teşkilatı (TİBT) ve İç Örgüt: Mikdat Algül (Mezitli FM genel yayın yönetmeni): 65 yıl ceza aldı, dosyası Yargıtay’da. “Cemaat” yargıçlarını şikayet ettikten sonra Ankara Sincan Cezaevi’ne nakledildi. Şikayeti hala sonuçsuz.
TKEP/L / Hükümlü: Sami Tunca (Yeni Evrede Mücadele Birliği Dergisi yazı işleri müdürü)
FETÖ/ DHKP-C propagandası yapmak / soruşturma aşamasında: Ahmet Şık (Cumhuriyet gazetesi).
“FETÖ/PKK’ya yardım” / soruşturma aşamasında: Murat Sabuncu(Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, Kadri Gürsel (Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı ve yayın danışmanı ve IPI Türkiye temsilcisi), Hakan Karasinir, (Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi), Bülent Utku(Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi), Güray Tekin Öz (Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi), Mustafa Kemal Güngör (Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi), Önder Çelik (Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi), Turhan Günay (Cumhuriyet Kitap Eki Genel Yayın Yönetmeni), Musa Kart(karikatürist, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi), Akın Atalay(Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı).
“Cumhurbaşkanı’na hakaret” / Soruşturma aşamasında: Kazım Kızıl(Belgesel yönetmeni, gazeteci).
“Cumhurbaşkanı’na hakaret”, “dini değerleri aşağılama”, “örgüt propagandası” / Soruşturma aşamasında: Ozan Kaplanoğlu(Bursamuhalif.com sitesi editörü).
“FETÖ’ye yardım” / Soruşturma aşamasında: Mediha Olgun (Sözcü sitesi yayın yönetmeni).
“FETÖ’ye yardım” ve “Cumhurbaşkanı’na suikast” / Soruşturma aşamasında: Gökmen Ulu (Sözcü gazetesi muhabiri).
“Halkı silahlı isyana teşvik” / Hükümlü: Murat Çapan (Nokta dergisi yazı işleri müdürü).
Özellikle bir yıllık Olağanüstü Hal (OHAL) sürecinde ağırlaştırılan tecrit şartlarını bir tek, hapishaneleri ziyaret ederek tespit raporlarını kamuoyuyla paylaşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri delebildi.
Tutuklu gazetecilerin çoğunluğu, bir yıldır aileleriyle görüşmelerini, haftada bir kapalı görüş, iki ayda bir de açık görüş yoluyla yapabiliyorlar. Avukatlar ise, kimileri müebbet hapis cezasıyla karşı karşıya bulunan, binlerce sayfalık dosyaları değerlendirmek durumunda oldukları müvekkilleriyle yalnızca haftada bir saat görüş yaparak yargılanmaya hazırlanabiliyorlar. Gardiyan ve kamera gözetiminde gerçekleşen bu görüşmeler sırasında herhangi bir belge değiş tokuşu da yasak.
Doğan tutuklandı: KHK ile kapatılan Jin Haber Ajansı (JINHA) editörü Zehra Doğan 23 Temmuz 2016’da gözaltına alındı, gizli tanık beyanlarıyla “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” iddialarıyla Diyarbakır’da tutuklandı. Gazeteci, Nusaybin’de çizdiği resimleri sosyal medyada paylaştığı ve 10 yaşındaki Elif Akboğa’nın notlarını haberleştirdiği için verilen 2 yıl 9 ay 22 gün cezası kesinleşince Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi (12 Haziran).
“İade değil adil yargılanmak istiyorum”: Tutuklu Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya yetkililerine “Sizde çok Deniz var, ben size bunların dosyalarını da verdim” demesini bir mektupla yanıtladı. Yücel, “Mesela 15 Temmuz gecesi dışarıya çıkan çok az sayıda yabancı basın mensuplarından biriydim. Cumhurbaşkanı sabaha karşı Atatürk Havalimanı’nda halka seslendiğinde aramızda iki, üç metre mesafe vardı. İade değil adil yargılama talep ediyorum” dedi (8 Haziran).
Tolu’dan mektup: Etkin Haber Ajansı (ETHA) çevirmeni Meşale Tolu tutuklu bulunduğu Bakırköy Kadın Cezaevi’nden mektup gönderdi. Tolu, kendisine de Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Deniz Yücel gibi “Alman ajanı” muamelesi yapıldığını, eşinin de benzer gerekçelerle 16 Nisan referandumuna günler kala tutuklandığını, 2 yaşındaki oğlunun da hapishanede yanında olduğunu anlatıyor (2 Haziran).
Ulu ve Olgun tutuklandı: İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği darbe girişimi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bulunduğu yerle ilgili haber yaptıkları gerekçesiyle 19 Mayıs’ta gözaltına alınan Sözcü gazetesinin muhabiri Gökmen Ulu’yu“Cumhurbaşkanına suikast”, gazetenin internet sitesinin yayın yönetmeni Mediha Olgun’u da “FETÖ’ye yardım” iddiasıyla tutukladı (27 Mayıs).
Çapan tutuklandı: Nokta dergisi kapağı nedeniyle “Halkı hükümete karşı silahlı isyana teşvik”ten 22 yıl 6 ay hapse mahkum edilen dergi yöneticilerinden Murat Çapan, 24 Mayıs’ta Yunanistan sınırında askerlerce beş kişiyle birlikte gözaltına alındı. Çapan, adliyeden SEGBİS ile bağlandığı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklandı (26 Mayıs).
Kartal tutuklandı: Sosyalist Dayanışma dergisi yazı işleri sorumlusu Sezgin Kartal, Nisan 2016’de çıkan “Zafer direnen halkların olacak” yazısına “Örgüt propagandası”ndan verilen 18 aylık cezanın onanması üzerine İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde gözaltına alınarak tutuklandı. Karar, 17 Ocak 2017’de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce alınmıştı (25 Mayıs).
Kaplanoğlu’na tutuklama: Bursamuhalif.com sitesi editörü Ozan Kaplanoğlu, “Cumhurbaşkanı’na hakaret”, “Dini değerleri aşağılama” ve “örgüt propagandası”dan tutuklandı (7 Mayıs).
Tolu tutuklandı: Etkin Haber Ajansı (ETHA) çevirmeni Almanya yurttaşı Meşale Tolu, “MLKP örgütü üyeliği” suçlamasıyla evine yapılan baskında çocuğuyla birlikte gözaltına alındı. Çocuğunu bir akrabasına bırakmak zorunda kalan Tolu; dört gün gözaltında tutulduktan sonra tutuklandı (5 Mayıs).
Parıldak’a çıkmadan tutuklama: Kapatılan Zaman gazetesi muhabiri Ayşenur Parıldak “FETÖ üyeliği” iddiasıyla yargılandığı davada tahliye edildi, cezaevinden çıkmadan savcı “Yeni delil var” gerekçesiyle itiraz edince tekrar tutuklandı. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi, yurt dışına çıkma yasağı ve kolluk birimine her hafta imza vermesi kaydıyla Parıldak’ın tahliyesine hükmetmişti (2 Mayıs).
Kazım Kızıl tutuklandı: Belgesel yönetmeni Kazım Kızıl referandum sonuçlarına karşı eylemleri izlerken 7 Nisan’da İzmir’de Bornova Küçükpark’ta gözaltına alındı, “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla tutuklandı (22 Nisan).
Oktay tutuklandı: Gazeteci Meltem Oktay, Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin haberleri nedeniyle “örgüt propagandası”ndan verdiği 2 yıl 4 aylık hapis cezası Yargıtay’ca onanınca 3 Nisan’da Edirne’de gözaltına alındı, Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderildi (20 Nisan).
20 TRT çalışanı tutuklandı: Ankara’daki “FETÖ’nün TRT’deki yapılanması”na yönelik 7 Nisan’da başlatılan soruşturmada gözaltına alınan 20 eski TRT çalışanı tutuklandı (18 Nisan).
12 gazeteciye “darbe” tutuklaması: İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, “FETÖ Medya” davasından tahliye edilen Atilla Taş (Meydan yazarı), Murat Aksoy (Millet yazarı), Hüseyin Aydın (CİHAN Ajansı muhabiri), Mustafa Erkan Acar (Zaman gazetesi eski haber müdürü), Seyid Kılıç (TRT eski muhabiri) ve Yetkin Yıldız (Aktif Haber internet sitesi yayın yönetmeni), Gökçe Fırat Çulhaoğlu (Türksolu gazetesi yazarı), Yakup Çetin (Zaman gazetesi eski muhabiri), Bünyamin Köseli (Aksiyon dergisi muhabiri), Cihan Acar (Bugün muhabiri), Abdullah Kılıç (Meydan köşe yazarı) ve Oğuz Usluer’i (Habertürk TV eski haber koordinatörü) 4 günlük gözaltı işleminden sonra “darbecilik”ten tutukladı. Gerekçe: “Anayasal düzeni değiştirmeye” ve “Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya” teşebbüs (7 Nisan).
Amed’e tahliye: KHK ile kapatılan Özgür Gündem gazetesi yazarı Özgür Amed Diyarbakır cezaevinden tahliye oldu. Amed Roboski Katliamı ile ilgili bir yürüyüşe katılması nedeniyle TCK 220/6’dan, örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına mahkum edilmişti. 23 Şubat 2015’ten bu yana hapisti (24 Haziran).
Güven’e tutuklama ve tahliye: Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper’in ölümüyle ilgili atılan başlık nedeniyle 12 Mayıs’ta tutuklanan ve “FETÖ propagandası” ile “Kişinin anısına hakaret”ten tutuklanan Cumhuriyet.com.tr sitesi yayın yönetmeni Oğuz Güven tahliye edildi (14 Haziran).
Güzüpek ve Ertaş serbest: Kapatılan DİHA Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Güzüpek ile Kürtçe editörü Mehmet Ali Ertaş serbest bırakıldı. Gözüpek ve Ertaş Diyarbakır Bağlar’da 31 Mayıs’ta gözaltına alınmışlardı, TEM Şube Müdürlüğü’nde “örgüt adına eylem ve faaliyette bulunmak” şüphesiyle sorgulandılar (6 Haziran).
Yücel’e tutuklama ve tahliye: Aydınlık gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel, Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın gönderdiği “hakaret” tekzibini yayınlamadığı için 100 bin TL borçlandı, borcunu ödemeyince Iğdır’da 2 Haziran’da gözaltına alınıp tutuklandı, borç ödenince tahliye edildi (4 Haziran).
Aydın ve Gültekin’e tutuklama ve tahliye: BirGün gazetesi İmtiyaz Sahibi İbrahim Aydın ve eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Berkant Gültekin Eğitim boykotuna dair Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sloganları da içeren bir haber nedeniyle TCK 299. Maddeden verilen 21 aylık cezanın infazı için Kırklareli Cezaevi’ne girdiler, denetimli serbestlik kararıyla altı gün sonra tahliye edildiler (3 Haziran).
Yeşilyurt’a tahliye: TV’net’teki “Derin Tarih” programında “Atatürk’e hakaret” ve “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek”ten hakkında yakalama kararı çıkarılan, Bakırköy Adliyesi’ne gelerek teslim olan Süleyman Yeşilyurt ilk duruşmada tahliye edildi (1 Haziran).
Mayda ve Yakut’a tahliye: Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “FETÖ ile bağlantı” iddiasıyla yargıladığı Zaman gazetesi muhabirlerinden Özkan Mayda ve Osman Yakut’u tahliye etti (24 Mayıs).
Ölmez’e tahliye: Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi, “PKK üyeliği” ve “PKK propagandası”ndan tutuklu yargıladığı KHK ile kapatılan Radyo Ses Çalışanı gazeteci Fatma Ölmez’i ilk duruşmada tahliye etti. Ölmez, 2 Aralık 2016’da HDP’ye yönelik yapılan operasyondan tutuklanan 72 kişiden biriydi (18 Mayıs).
Dolan’a tahliye: Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Sokağa çıkma yasakları döneminde Sur İlçesi’nde sivillerin tahliye edilmesiyle ilgili haberler yapan DİHA muhabiri Mazlum Dolan dahil dokuz sanığın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi (16 Mayıs).
Kaya’ya tahliye: Ağrı’nın Diyadin ilçesinde 18 Ocak’ta polisin ev baskınında gözaltına aldığı KHK ile kapatılan DİHA Ajansının muhabiri Abdullah Kaya ara kararla tahliye edildi (11 Mayıs).
Akkuş’a tahliye: İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, sekiz ay “FETÖ üyeliği”nden tutuklu kaldıktan sonra “darbecilik”ten 14 gün gözaltında tutulan Zaman gazetesi eski genel yayınlar editörü Ali Akkuş’u adli kontrol şartıyla serbest bıraktı (7 Nisan).
Nisan- Mayıs- Haziran 2017’de, dördü uluslararası medyadan olmak üzere toplam 16 gazeteci gözaltına alındı. Örneğin, Fransız Mathias Depardon Hasankeyf’te gözaltına alındı; 30 saatten sonra Antep Geri Gönderme Merkezi’ne nakledildi. Bir say burada tutulan Depardon ardından sınırdışı edildi.
Geçen yılın aynı döneminde, 33 gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alınmış, iki medya organına baskın düzenlenmiş, en az üç uluslararası medya temsilcisi sınırdışı edilmişti. 2016’nın tamamında ise 201 gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alınmıştı.
Gol’a sınırdışı: BBC muhabiri Jiyar Gol, İstanbul’da havalimanında gözaltına alındı, beş saat süreyle alıkonulduktan sonra sınır dışı edildi. Gol, Twitter’da, “İstanbul Havalimanı’nda alıkonuldum. Beş saat gözaltı, sınırdışı, sebebi ise haberlerim” diye yazdı (30 Haziran).
Jansen’e gözaltı: İstanbul Taksim’de LGBTİ eylemini izlemek isteyen AP muhabiri Hollandalı Bram Janssen “Üzerinde pasaportu yok” diye gözaltına alındığı gece serbest kaldı (26 Haziran).
Depardon’a gözaltı ve sınırdışı: Fransız gazeteci Mathias Depardon, National Geographic dergisi için haber hazırlarken Batman Hasankeyf’te 8 Mayıs’ta gözaltına alındı. 30 saat gözaltında tutulduktan sonra Gaziantep Göç İdaresi’ne nakledildi. Gazetecinin iki fotoğraf makinesine el konuldu. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Brüksel’deki görüşmesinde Depardon da konuşuldu. Gazeteci RSF Genel Sektreteri Christophe Deloire ve Antep’te gelen annesinin ziyaret günü ertesi sınırdışı edildi (9 Haziran).
Gözüpek ve Ertaş’a gözaltı: KHK ile kapatılan DİHA Ajansı’nın yönetim kurulu başkanı Zekeriya Gözüpek ve Kürtçe servisi editörü Mehmet Ali Ertaş, Diyarbakır Bağlar’da gözaltına alındı; yedi günlük sorgularında üye oldukları sivil toplum örgütleri ve kod adları bulunmadığı soruldu; savcılık işlemlerinin ardından serbest bırakıldı (6 Haziran).
Gayip’e gözaltı: ETHA muhabiri Pınar Gayip 19 Mayıs sabah 03.00 civarında polisler tarafından evi basılarak gözaltına alındı. Gayip’in Facebook hesabından aynı saatlerce Ölürüm Türkiyem isimli bir sayfadan milliyetçi içerikli iki gönderi paylaşıldı (19 Mayıs).
İrlan’a gözaltı: dihaber muhabiri Beritan İrlan haber takibi için gittiği Mardin Dargeçit’te gözaltına alındı, gözaltı gerekçesi öğrenilemedi. Muhabir İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden serbest bırakıldı (15 Mayıs).
Yaruk’a gözaltı: Gazeteci Serhat Yaruk Mersin’de aile ziyaretindeyken Van merkezli yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alındı (11 Mayıs).
Özbilgin’e gözaltı: Sendika.Org sitesi editörü Çağlar Özbilgin, “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla yargılandığı davanın duruşması için gittiği Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde, hakkında “kin ve düşmanlığa tahrik”ten yürütülen bir başka soruşturmadan tebligat gelmediği halde yakalama kararı olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı (11 Mayıs).
Yıldız’a gözaltı: KHK ile yayın hayatına son verilen TV10’un eski sorumlu müdürü Nevin Yıldız basın davaları nedeniyle akşam saat 22.00 sıralarında Almanya’dan İstanbul’a giriş yaptığı sırada çocuklarıyla birlikte Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan gözaltına alındı (9 Mayıs).
Belge Yayınları’na baskın: Polis, DHKPC soruşturması kapsamında Ragıp Zarakolu ile Ayşenur Zarakolu’nun kurduğu Belge Yayınları’nı bastı; 2 bin kitaba el koydu (7 Mayıs).
Demirhan’a gözaltı: Sendika.Org sitesi editörü Ali Ergin Demirhan, beş günlük gözaltının ardından 24 Nisan akşamı emniyette ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Gözaltı, “Yapılan referandum oylama sonucunu meşru göstermemeye çalışarak sosyal medya hesaplarından yapılan eylemleri organize etme, halkı kin, düşmanlığa tahrik, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret”e dayandırıldı (25 Nisan).
Del Grande’ye 15 günlük gözaltı: Suriye iç savaşı ve IŞID’in doğuşunu anlatacağı son kitabının araştırmasını yapmak üzere 7 Nisan’da Türkiye gelen ve iki gün sonra Hatay’da gözaltına alınan gazeteci Gabriele Del Grande, avukatlarıyla görüştürülmedi; ilk kez 10 gün sonra Yunanistan’da yaşayan eşi ve bazı arkadaşlarıyla telefonda konuşturuldu. Gazeteci 24 Nisan’da sınırdışı edilmek üzere serbest bırakıldı (24 Nisan).
Deveci’ye gözaltı: Naber Medya muhabiri Anıl Deveci İzmir’de referandum sonuçlarına karşı düzenlenen eylemleri izlerken 7 Nisan’da Bornova Küçükpark’ta gözaltına alındı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı (22 Nisan).
Altan’a gözaltı: Gazeteci Berivan Altan, hakkında yürütülen bir soruşturma kapsamında misafir olarak kaldığı evde yapılan baskınla gözaltına alındı; bir hafta sonra serbest bırakıldı (21 Nisan).
Ödüllük gazeteciye polis baskını: Üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un polislerce vurulduğu anları fotoğraflayan Dihaber editörü Abdurrahman Gök’ün Diyarbakır Bağlar’daki evine baskın düzenlendi. Polis Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri – Jüri Özel Ödülü’ne değer görülen gazetecinin evinde arama yaptı (20 Nisan).
Sendika.org’a baskın: Polis, editör Ali Ergin Demirhan’ın gözaltına alınması için sabah saat 05.45’te Sendika.org sitesine ait büroya baskın düzenledi (20 Nisan).
Gülseven’e gözaltı: Oy kullanmak üzere gittiği Ayvalık’ta gözaltına alınan Redaktif.net sitesi genel yayın yönetmeni Hakan Gülseven adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı (19 Nisan).
Bay’a gözaltı: Sendika.Org sitesi muhabiri Murat Bay, İstanbul Beşiktaş’taki protesto eylemlerinin izledikten sonra dönerken gözaltına alındı (17 Nisan).
Nisan-Mayıs-Haziran 2017 döneminde en az beş gazeteci fiziki, ikisi sözlü saldırıya uğradı. Ayrıca, üç gazeteci de tehdit edildi.
Geçen yılın aynı döneminde 26 gazeteci ve bir gazetecilik örgütü ofisi saldırıya uğramış, bir Suriyeli gazeteci öldürülmüştü. Ayrıca, dört gazeteci ve bir medya organı da tehdit edilmişti.
2016 yılında çatışma ve eylem bölgelerinde görev yapan medya çalışanlarından 56’sı saldırıya uğramıştı. Bu dönemde altı medya organı da saldırının hedefi olurken bir Suriyeli gazeteci de öldürülmüştü. Yine geçen yıl, 118 gazeteci ve beş medya kuruluşu tehdit görmüştü.
Hoş hedefte: Sosyal medyada AKP’ye yakın hesaplardan, CHP’nin Ankara’dan başlattığı ‘Adalet Yürüyüşü’ne dair gazeteci Mustafa Hoş’a ait olmayan, onu hedef haline getiren içerikler montajlayarak üretildi (30 Haziran).
Oran’a hakaret: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, T24, Agos ve Artıgerçek’te yayımlanan “Kürtler üzerine bazı trajikomik deneyler” başlıklı yazısı nedeniyle sosyal medyada tepki gösterdiği Prof. Baskın Oran’a “Kendisini ilim adamı diye pazarlamış yazısının her kelimesini alçakça kurgulamış bir uşak” sözleriyle hakaret etti (26 Haziran).
Düzkan’a ırkçı hareket ve tehdit: Feminist gazeteci ve Artı Gerçek sitesi yazarı Ayşe Düzkan, bir öğretmenin ölümü üzerine kaleme aldığı ‘Türkler için düşünme vakti’ yazısı nedeniyle ırkçı hakaret ve tehditlere maruz kaldı (16 Haziran).
Meşe’ye saldırı: A Milli Futbol Takımı oyuncusu Arda Turan, Makedonya ile hazırlık maçına gitmek için binilen uçakta Milliyet Gazetesi spor muhabiri Bilal Meşe’ye fiziki saldırıda bulundu. Suç duyurusunda bulunacağını açıklayan Meşe “Salladığı bir yumruk muhabir Vedat Danacı tuttuğu için boşa gitti” dedi (6 Haziran).
Kütük’e saldırı: İzmir’de gazeteci Bünyamin Kütük, Bornova Belediyesi’nde yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını gündeme getirdikten sonra kimliği belirlenemeyen iki kişinin saldırısına uğradı (31 Mayıs).
Ünal’a darp: Habertürk gazetesi muhabiri Leyla Ünal, İstanbul Üsküdar Belediyesi zabıtaları hakkında tehditten şikayetçi olacakken saldırıya uğradı. “Gazeteci olduğumu söyleyip basın kartımı çıkardım. Kartımı da kırdılar. Kolumu büküp ‘Değil basın kartı, kim olursan ol, seni tekme tokat döveriz’ dediler” diyen haberci, darp raporuyla Doğancılar Polis Merkezi’nde şikayetçi oldu (28 Mayıs).
Bay’a plastik mermi: Ankara’daki Yüksel Caddesi’nde polisin İnsan Hakları Anıtı yakınındaki milletvekili eylemlerine müdahale etmesini haberleştiren Sendika.org sitesi muhabiri Murat Bay da plastik mermiyle vuruldu (22 Mayıs).
Pınarbaşı’na tehdit: Gazeteci Bülent Pınarbaşı, İzmir’de çıkan Aliağa Ekspres gazetesi için “Milletin ekibi mi, MTP’nin ekibi mi” başlıklı bir haber kaleme almasından sonra Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’ın tehdit ve hakaretine maruz kaldı (2 Mayıs).
Değirmenci’nin evine kurşun: Referandumda “Hayır” oyu kullanacağını açıkladığı için Kanal D’nin işine son verdiği gazeteci İrfan Değermenci’nin evi sabah saatlerinde kurşunlandı. Değirmenci, Twitter üzerinden “Polis inceledi sağ olsun, zabıt tutuldu. ‘Serseri kurşun’ ihtimali üzerinde duruyorlar. İyiyim. Telaşlanmayın” diye yazdı (19 Nisan).
Tezcan’a sözlü saldırı: MHP Lideri Devlet Bahçeli, Referandum sonuçlarını MHP açısından değerlendiren Milliyet gazetesi yazarı Mehmet Tezcan’a, “Ezik, kişiliksiz, bidon kafa, kimliksiz, ahlaksız” gibi sözlerle saldırdı (18 Nisan).
Ali Bayramoğlu’na saldırı: Uzun yıllar çalıştığı Yeni Şafak gazetesinden ayrılan ve Referandumda “hayır” diyeceğini açıklayan gazeteci Ali Bayramoğlu, anayasa referandumunda oyunu kullandığı İstanbul Beşiktaş’taki Şair Nedim İlk Öğretim Okulu’nda saldırıya uğradı (16 Nisan).
Cumhuriyet eyleminde avukatlara saldırı: İstanbul Adliyesi’nde, Cumhuriyet gazetesi operasyonunda tutuklanan meslektaşları Akın Atalay, Mustafa Kemal Güngör ve Bülent Utku için bugün nöbete başlayan avukatlara çevik kuvvet polisi saldırdı. Avukatlar, İstanbul Adliyesi’nden yerlerde sürüklenerek çıkarıldı (6 Nisan).
Ölüm tehdidi: TGRT’deki Medya Kritik programında konuşan gazeteci Cem Küçük, tutuklu Cumhuriyet gazetesi yazarlarını hedef aldı, “Gebereceksiniz ama hukuk yoluyla, başka yollarla” dedi (6 Nisan).
Türkiye, hala 90’lı yıllarda işlenen gazeteci cinayetleriyle ilgili davaları tüm sorumluları ortaya koyacak ölçüde çözemedi. Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerine ilişkin Umut Davası, beş hükümlü bakımından Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülüyor. Hürriyet gazetesine yönelik 6 ve 8 Eylül 2015 tarihlerinden yaşanan saldırılara ilişkin 26 sanığın davası sürerken Doğan Medya Center’ın darbe girişimi gecesi işgal edilmesi ve bir kişinin öldürülmesiyle ilgili üçü tutuklu beşi rütbeli 19 kişiye dava açıldı. Midyat’ta görev yaparken saldırıya uğrayan 10’u aşkın gazeteciden adli tıp raporu olaydan 10 ay sonra istendi. Gazeteci yazar Seray Şahiner, bir basın davası gerekçe yapılarak Bursa’daki otel odasına “izinsiz girilerek” gözaltına alınmasını yargıya taşıdı.
Agos gazetesini siyah çelenk ve mesajla tehdit eden iki kişi mahkum edildi. Suriyeli gazeteci Naji El Jerf’in Aralık 2015’te Gaziantep’te öldürülmesi dahil birçok eylemden sorumlu tutulan bir sanık, iki kez ömür boyu hapse mahkum oldu.
Şahiner şikayetçi: Gazeteci yazar Seray Şahiner, bir yazısında Bilal Erdoğan’a ‘üstün zekalı’ dediği gerekçesiyle para cezasına mahkum edildiği bir dava nedeniyle Bursa’da kaldığı otelde gözaltına alınmasını yargıya taşıdı. Şahiner, 11 Aralık 2016’da otel odasına izinsiz girdikleri gerekçesiyle otel personeli ve polisler hakkında “Konut dokunulmazlığının ihlali, özel hayatın ihlali, görevi kötüye kullanma, cinsel taciz” suçlamasıyla şikayetçi oldu. Şikayet, Bursa Başsavcılığı’na gönderilmek üzere İstanbul Başsavcılığı’na yapıldı (20 Haziran).
Jerf cinayetinde müebbet: Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi, IŞİD katliamları üzerine belgesel hazırlayan Hentah gazetesi sorumlu müdürü Naji El Jerf’in Aralık 2015’te kentte öldürülmesi dahil birçok eylemden sorumlu tuttuğu Yusuf Hamed Chefreihi’yi iki kez ömür boyu hapse mahkum etti. Diğer üç sanıksa kanıt yetersizliğinden tahliye edildi (9 Haziran).
Sekiz ay sonra adli tıp raporu istendi: Midyat Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik bombalı saldırıyı izlerken güvenlik kuvvetlerinin ve bir grubun peş peşe saldırısına uğrayan 10’u aşkın gazeteciden, olaydan sekiz ay sonra adli tıp raporu istendi. Haberciler, Emniyet ve savcılıktan verdikleri üç ifadeyle bir yıldır sorumluların cezalandırmasını bekliyor. Saldırılarda Sertaç Kayar (Reuters foto muhabiri), Hatice Kamer (BBC Türkçe Servisi) ve Mahmut Bozarslan (AFP muhabiri) “Burada çekim yapamazsınız” diyen bir grubun saldırısına uğradı; Kayar belinden, Kamer başından, Bozarslan ise gözünden yaralandı. Midyat Devlet Hastanesi’ndeki tedavilerine yardımcı olan Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti başkanı Veysi İpek ve bölgede bulunan DHA Nusaybin muhabiri Ahmet Akkuş ve görev yapan TRT Kurdi muhabirleri Bayram Bulut ve Bilal Akyıldırım’ın de aralarında olduğu 10 gazeteci daha sivil polis ve bir grubun saldırısına uğramıştı (26 Mayıs).
Hürriyet’e saldırı davası: Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesi, Bağcılar’daki Hürriyet gazetesine yönelik 6 ve 8 Eylül 2015 tarihlerinden yaşanan saldırılara ilişkin 26 sanığı “konut dokunulmazlığını ihlal” ve “mala zarar vermek”ten yargılamaya devam etti. Tanık olarak dinlenen polis Barış Tanerlioğlu, İlk saldırıda bir parti görevlisinin gelip konuşma yapmasıyla kalabalığın dağıldığını, ikinci olayda iki kamyonetin Kanal D binasının önüne gelip park ettiğini açıkladı. Polis, “200 civarında insan vardı. Biz ise sadece 8 kişiydik. Onları durdurmamız mümkün değildi. Gazete bahçesine girdiler. Binaya taş atıp zarar verdiler. Binanın içine girmeye çalıştılar. Hemen takviye ekip istedim. Ancak yolu kapattıkları için takviye ekibin gelmesi kolay olmadı. Kalabalık grup sloganlar atıp bağırıyordu. Takviye ekibin müdahalesi ile olaylar sonlandı” dedi (25 Mayıs).
Arınç mahkum: Bolu Asliye Ceza Mahkemesi, Bülent Arınç’ı Bolu Dağı yakınında FETÖ’nün ticaret ayağı olduğunu ileri sürdüğü alışveriş merkezini ziyaret etmekle eleştiren gazeteci İmdat Aslan’a “sesli ve görüntülü ileti yoluyla hakaret” gerekçesiyle toplam 7 bin 80 TL adli para cezasına mahkum etti (18 Mayıs).
Umut Davası bitmedi: Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı’nın öldürülmesi dahil birçok olayı kapsayan Umut Davası’nda, hükümlülerden Hasan Kılıç, Mehmet Şahin, Yusuf Karakuş, Recep Aydın ve Mehmet Ali Tekin’in yeniden yargılanmasına karar verdi. Kararda, Tekin ve Kılıç’ın “terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçundan 12 yıl 6’şar ay; Karakuş, Şahin ve Aydın’ın “terör örgütü üyesi olmak”tan 6 yıl 3’er ay hapis istemiyle yeniden yargılanacağı belirtildi. Sanıklar, o dönemde işkence altında ifade verdiklerini ileri sürerek, suçlamaları reddetti (9 Mayıs).
Agos’a tehdide ceza: İstanbul 62. Asliye Ceza Mahkemesi, Agos gazetesini siyah çelenk ve mesajla tehdit ettikleri gerekçesiyle yargıladığı MTP İstanbul İl Başkanı Bilal Gökçeyurt ve Turan Ocakları’ı ikinci yargılamada tehditten beşer ay hapse, “Irk ve din temelli aşağılamak”tan da yine beşer hapse mahkum etti. Hükümler ertelendi (25 Nisan).
Darbe gecesi Doğan Medya baskını yargıda: İstanbul Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, darbe girişimi gecesi Doğan Medya Center’ın işgal edilmesi ve olaylar sırasında bir kişinin öldürülmesiyle ilgili üçü tutuklu beşi rütbeli 19 sanık hakkında dava açtı. Davada, Doğan TV, Doğan Müzik Yapım, Hürriyet Radyo, D Yapım Reklamcılık ve Dağıtım, Doğan Uydu Haberleşme Hizmetleri ile CNN Türk Haber Genel Yayın Yönetmeni Abdurrahman Ferhat Boratav dahil 21 kişi müşteki sıfatıyla yer aldı. Sanıklar Süleyman Ahmet Kaya, Mehmet Akif Aslan ve Erdal Şeker’in tutukluluk hallerinin devamına hükmeden İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılamayı 17 Temmuz’da başlatacak. Davanın ilk duruşması 18, 19 ve 20 Temmuz günlerinde de sürecek (6 Nisan).
Nisan-Mayıs-Haziran 2017 döneminde 54 gazeteci ve medya temsilcisi “darbeye iştirak” suçlamasıyla karşılaşarak toplam 142 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanıyor. Bunlardan 2’si toplam 45 yıl hapse mahkum edildi. Beş gazeteci “Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak”tan müebbet hapisle yargılanıyor.
Söz konusu üç ay içerisinde 40 gazeteci “örgüt propagandası” veya “örgüt açıklamalarına yer vermek”ten toplam 306 yıl hapis istemiyle yargılandı; 4’ü beraat ederken 5’i de toplam 10 yıl 3 ay hapse (2 yıl 6 ayı ertelemeli olmak üzere) mahkum oldu.
167 gazeteci, “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği”, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “örgüte yardım” gibi suçlamalar nedeniyle toplam 3 bin 798 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Bunlardan 13’ü beraat ederken 2’si de toplam 12 yıl 6 ay hapse mahkum edildi.
11 gazeteci, “Türk milletini ve emniyet kuvvetlerini aşağılamak” iddiasıyla ve TCK’nın 301. Maddesi temelinde yargılandı; bu davalardan yedisi yeniydi. Dört gazeteci sonuçta ertelemeli 2 yıl 2 ay hapse mahkum oldu. Üç gazeteci de halen, “suçu övmek ve “suça teşvik” iddiasıyla toplam 30 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Bir gazetecinin de “Atatürk’ün anısına hakaret”ten dört yıl altı ay hapsi isteniyor.
Tüm bu suçlamalardan hepsinde 281 gazeteci için istenen cezaların toplamı 142 ağırlaştırılmış müebbet, 5 müebbet ve 4 bin 160 yıl 6 ay hapis cezası oldu. Bu toplama, “hakaret” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”e dair yargılamalar dahil değil.
İddianame altı ay aldı: İstanbul Başsavcılığı, Redhack’in yayınladığı Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait mailleri haberleştirdikleri için altı ay önce tutuklanan DİHA haber müdürü Ömer Çelik, Diken eski haber editörü Tunca Öğreten, BirGün gazetesi editörü Mahir Kanaat ve DİHA muhabiri Metin Yoksu ile ilgili iddianamesini İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. DİHA muhabiri Metin Yoksu, ETHA sorumlu müdürü Derya Okatan ve Yolculuk gazetesi sorumlu müdürü Eray Sargın tutuksuz yargılanacak. Çelik, Okatan, Yoksu, Sargın’a “Örgüt propagandası” ve “Bilişim sistemini engelleme bozma verileri yok etme veya değiştirme”, Kanat’a “Örgüt üyeliği”, Öğreten’e de “Örgüt üyesi olmamak ile birlikte örgüt adına suç işlemek”ten cezalandırma istendi. Yargılama İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 24 Ekim’de başlayacak. Aynı soruşturmada tutuklanan Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel, gazeteci Fatih Yağmur ve “meçhul kişi” olarak kodlanan kişinin dosyası ise ayrıldı (30 Haziran).
Eskin’e TMK cezası onandı: Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, sosyal medya hesabından askeri operasyonların yaşandığı bölgeyi Kürdistan olarak nitelendirdiği, Diyarbakır’daki operasyonlara ve IŞİD’in Kobane’ye saldırısına tepki gösterdiği gerekçesiyle gazeteci İsmail Eskin’i “PKK propagandası” iddiasıyla 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına mahkuk etti. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, cezayı onadı (30 Haziran).
13 gazeteciye “darbe” davası: İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan, “darbeye iştirak”tan suçladığı tutuklu gazeteciler Atilla Taş, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Yakup Çetin, Bünyamin Köseli, Cihan Acar, Abdullah Kılıç, Oğuz Usluer, Hüseyin Aydın, Murat Aksoy, Mustafa Erkan, Seyit Kılıç, Yetkin Yıldız ve Ali Akkuş ile ilgili iddianamesini yazdı. FETÖ’nün medya yapılanması davası ile birleştirme talebiyle İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen belgeye göre gazeteciler, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs”ten ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanacak. Dava 16-17 Ağustos’ta başlayacak (29 Haziran).
“Milli güvenlikte basın özgürlüğü biter”: CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun 25 yıl hapse mahkum edildiği davayla ilgili gerekçeli kararını açıklayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, “Açıklanmasının devletin güvenliğine, iç ve dış siyasal yararlarına zarar vereceği ortaya konulmasına rağmen” ve ulusal güvenlik söz konusuyken basın hürriyetinden bahsedilemeyeceği vurgulandı” dedi. Kararda, MİT’in 6 Şubat 2014 tarihli yazısında işlemin faaliyetin ‘müsteşarlığa verilen görev ve yetkiler uyarınca ülkenin milli menfaatleri doğrultusunda yürütülen faaliyetlerden olduğu” belirtildi (24 Haziran).
Çoban ve İlkan’a dava: Mersin Başsavcılığı, Eylül 2016’da gözaltına alınıp tutuklanan Azadiya Welat gazetesi çalışanları Şirin Çoban ve İlker İlkan hakkında, dokuz ay sonra “PKK üyeliği” ve “PKK propagandası”ndan dava açtı. Gözaltı sırasında Çoban’ın elinde bulunan poşette yasaklı olduğu iddia edilen üç adet Özgür Halk Dergisi, bu dergilerle “örgüt propagandası” yapıldığı iddianameye yansıdı. Tutuklu Ufuk Kurtulmaz’ın İlkan’a gönderdiği cezaevi okuma komisyonunda suç görülmeyen mektubu suç delili olarak yer aldı. İddianamede İlkan’ın gazete dağıtımı için hazırladığı haftalık aidat listesi de suçlama konusu oldu. Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesi, iki kişiyi yargılamaya 12 Ekim’de başlayacak (24 Haziran).
Altan’lar ve Ilıcak’a tahliye çıkmadı: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, gazeteciler Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Ekrem Dumanlı, Tuncay Opçin ve Emre Uslu dahil 17 kişiyi “darbeye iştirak” iddiasıyla üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılamaya başladı. Beş gün süren ilk duruşma sonunda tahliye kararı çıkmadı. Salon dolduğu gerekçesiyle izleyicilerin yarısı içeriye alınmadı. Davaya SEGBİS aracılığıyla katılan tutuklu Ahmet Altan, savunmasında, “Nasıl yargılanmak istiyorsanız, hakkınızda nasıl hüküm verilmesini istiyorsanız, nasıl hatırlanmak istiyorsanız öyle karar verin” dedi. Avukat Veysel Ok, “Ahmet Altan ve Mehmet Altan telefonları yıllarca dinlendi. O konuşmaların içeriklerinden tek bir suç unsuru bulunmamıştır. 5 yıl önceki, 9 yıl önceki üç beş telefon nasıl olur da üçer kez ağırlaştırılmış müebbet için delil oluşturabilir?” derken Ilıcak da, Ilıcak, iddianamede geçen “Teokratik bir darbe getirecekti” iddiasına dair, “Benim kimliğim bir teokratik darbeye uyar mı? Neden Fethullah Gülen’in ülkenin başına gelmesini isteyeyim. Ben laik bir aileden geliyorum… Ben Erdoğan düşmanı değil muhalifiyim. Neden Erdoğan’ın öldürecek bir hamle içerisinde yer alayım?” dedi. “FETÖ” soruşturması kapsamında açılan davada yazar Ahmet Altan, kardeşi Mehmet Altanile gazeteci Nazlı Ilıcak,gazetenin görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı, Şükrü Tuğrul Özşengül (Polis Akademisi’ öğretim görevlisi)ve Yakup Şimşek (Zaman marka müdürü) tutuklu yargılanıyor.Ekrem Dumanlı (Zaman eski genel yayın yönetmeni),Emre Uslu (eski Taraf yazarı), gazeteci Tuncay Opçin, Şemseddin Efe(Samanyolu Televizyonu Washington temsilcisi), Bülent Keneş (Today’s Zaman eski genel yayın yönetmeni), Prof. Dr. Osman Özsoy, Abdülkerim Balcı (Zaman İsrail muhabiri), Mehmet Kamış (Zaman genel yayın yönetmen yardımcısı) ile Faruk Kardıç (yönetici) ve Ali Çolak (Zaman Kültür Sanat bölümü) ve Tibet Murat Sanlıman (darbe çağrışımında bulunduğu iddia edilen reklam filmini çeken ajansın sahibi, şüpheli) hakkında ise yakalama kararı var. Dava 18 Eylül’de sürecek (23 Haziran).
“Gündem” ana davasında tahliye çıkmadı: Özgür Gündem ana davası çerçevesinde Eren Keskin, Necmiye Alpay ve Aslı Erdoğan’ı tutuksuz,Kemal Sancılıile İnan Kızılkaya İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyorlar. Mahkeme başkanı, mahkeme salonunda müvekkili Kızılkaya ile konuşmak isteyen avukat Özcan Kılıç’ı KHK’yı gerekçe göstererek engelledi. Necmiye Alpay da “Bu dava bizim 15 Temmuz’dan sonra aleyhimize açılan bir dava. Yıllarca suç sayılmamış bir konum [gazete Yayın Danışma Kurulundan bahsediyor] darbe teşebbüsünden sonra birden bire suç sayıldı ve hakkımızda inanılmaz suçlamalarda bulunuldu inanılmaz cezalar istendi” dedi. Aslı Erdoğan ise tutuklandıktan sonra Özgür Gündemde yayınlanan yazılarının Fransızca kitaplaştırıldığını, birçok ödül aldığını belirterek “Hakkımda uygulanan yurtdışı yasağı nedeniyle katılmadığım beş ödül töreninde benim yokluğum benden daha fazla konuşuldu” dedi, yurtdışı yasağının kaldırılmasını istedi. Eren Keskin de adli kontrol tedbiri kapsamında haftalık imza atma zorunluluğunun mesleğini engellediğini söyledi. Tahliye taleplerini reddeden mahkeme, Keskin hakkındaki adli kontrol tedbirini, Alpay ve Erdoğan hakkındaki yurtdışı yasağını kaldırdı. Davaya 31 Ekim 2017’de devam edilecek (22 Haziran).
“Gündem” sanıkları için ceza istendi: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla başlatılan “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan gazeteciler Ayşe Düzkan, Ragıp Duran ve gazetenin eski Eş Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol ile gazetenin yazarları Mehmet Ali Çelebi ile Hüseyin Bektaş’ı yargılamaya devam etti. Mahkeme, genel yayın yönetmeninin cezai sorumluluğuna dair Basın Kanunu’nun 11. Maddesinin Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesi yönünde avukat Fikret İlkiz’in ilettiği talebi reddetti. Savcı, Hüseyin Aykol için “Terörle mücadelede yer alanları hedef göstermek” gerekçesi ile 3 yıla kadar, “Örgüt propagandası yapmak” gerekçesi ile 13 yıla kadar, Ragıp Duran, Mehmet Ali Çelebi, Hüseyin Bektaş ve Ayşe Düzkan için ise, “Örgüt propagandası yapmak” gerekçesi ile 7’şer buçuk yıl hapis cezası talep etmişti. Avukatlara esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için 14 Eylül’e kadar süre verildi (21 Haziran).
KCK Basın davası altıncı yılında: İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Kürt medyasının 46 basın çalışanını altı yıldır “KCK Basın Komitesi’ne üyelik”ten yargılamaya devam ediyor. Mahkemede, 15 yıl hapis istemiyle yargılanan çalışanların pasaportlarının iptal edildiği ortaya çıktı. Sanıklar arasında Davut Uçar, Ertuş Bozkurt, Mazlum Özdemir, Çağdaş Kaplan, Sadık Topaloğlu, Turabi Kişin, Evrim Kepenek, Ayşe Oyman, Selahattin Aslan, Güneş Ünsal, Sibel Güler, Hamza Sümeli ve Çağdaş Ulus da bulunuyor. Dava 13 Ekim’de sürecek (20 Haziran).
MİT TIR’ları davasında Berberoğlu tutuklandı: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, “Mühimmat yüklü MİT TIR’ları” haberiyle ilgili Cumhuriyet gazetesi eski yayın yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül ile görüntüleri Dündar’a verdiği iddia edilen CHP’li Milletvekili Enis Berberoğlu’nu yargılamaya devam etti. Mahkeme, CHP’li Milletvekili Enis Berberoğlu’na “siyasi ve askeri casusluk”tan 25 yıl hapis cezası verdi; kaçma şüphesini gerekçe yaparak tutuklanmasına karar verdi. Mahkeme Berberoğlu, Gül ve Dündar’ın “örgüte üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme” suçu yönünden dosyasını ayırdı (14 Haziran).
Türfent’e tahliye yok: Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 aydır tutuklu olan kapatılan Dicle Haber Ajansı muhabiri Nedim Türfent’i tahliye etmeyi reddetti. 13 tanıktan 12’si soruşturma aşamasında verilen ifadeleri reddetti. Çoğu tehdit ve işkence altında tanıklık yapmaya zorlandığını savundu. Avukatı, Türfent’i duruşmaya getirilmeyip SEGBİS yoluyla ifadesinin alınmasına itiraz etti. Türfent, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası”ndan yargılanmaya 9 Ağustos’ta devam edecek (14 Haziran).
İki muhabirden biri mahkum: Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, toplumsal eylemleri izlerken gözaltına alındıktan sonra haklarında “PKK üyeliği ve propagandası” iddialarıyla dava açılan Evrensel gazetesi muhabirleri Cemil Uğur’ı Facebook paylaşımlarını gerekçe göstererek ertelemeli 15 ay hapse mahkum etti; Halil İbrahim Polat’ı beraat ettirdi. Her iki muhabir de “PKK üyeliği”nden beraat etti. Avukat Tugay Bek, suçlayan ancak gazeteciler lehine olacağından olay yeri görüntüleri göndermeyen Emniyet hakkında suç duyurusunda bulunacağını bildirdi. (12 Haziran).
Gazetecilere “FETÖ” davası: Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında açılan soruşturma kapsamında tutuklu gazeteciler Aytekin Gezici ve Abdullah Özyurt, firari Zaman gazetesi Adana Temsilcisi Bilal Öğütçü ve Hasan Ertaş ile tutuksuz Yüksel Evsen, Taner Talaş, Hakan Bülent Yardımcı, Rıfat Söylemez, Ali Pekmezci, TGS Adana Şube Başkanı Salim Büyükkaya, Abdurrahim Haklıkul, Mustafa Naim Yalçınel ve Osman Palamut’u “FETÖ üyeliği”nden yargılamaya devam etti. Sanıkların 15’er yıl hapis istemiyle yargılandığı dava, 12 Temmuz’da sürecek (9 Haziran).
Güven’e “FETÖ” davası: Denizli Başsavcısı Mustafa Alper’in trafik kazasında ölmesine ilişkin Cumhuriyet Gazetesi’nin Twitter hesabından yapılan ve saniyeler sonra düzeltilen paylaşım nedeniyle 15 Mayıs’ta tutuklanan Cumhuriyet.com.tr sitesi genel yayın yönetmeni Oğuz Güven hakkında dava açıldı. 15 Mayıs’ta tutuklanan Güven “FETÖ örgütünün propagandasını yapmak” ve “Terör örgütlerinin yayınlarını basmak veya yayınlamak” iddiasıyla 10,5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak (8 Haziran).
“Gündem” dayanışma davası Aralık’ta: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesi dayanışmasına ‘Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği’ kampanyası kapsamında katıldıkları gerekçesiyle RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, TİHV Genel Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve Gazeteci-Yazar Ahmet Nesin’i “Örgüt propagandası”ndan yargılamaya devam etti. Mahkeme, Nesin’in Fransa’daki adresini bildirmesi üzerine ifadesinin alınması için yazı yazılmasına ve yakalama kararının infazının beklenmesine karar verdi. RSF, Article 19 örgütünden sonra dosyada değerlendirilmek üzere ikinci “Amicus” raporu sundu. Yargılama 26 Aralık’ta sürecek (8 Haziran).
Sarı ve Koşar’a 301 cezası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 13 Mart 2016 tarihli “Polis Nusaybin’de halkı taradı: 3 yaralı” başlıklı haberde “Devletin kurum ve organlarını aşağılamak”tan Evrensel gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü Çağrı Sarı ve eski imtiyaz sahibi Arif Koşar’ı beş ay hapse mahkum etti. TCK’nın 301. Maddesine dair hüküm ertelendi. Avukat Devrim Avcı kararı İstinaf Mahkemesi’ne taşıyacağını açıkladı (6 Haziran).
Sargın’a 301 cezası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Aralık 2015 sayısında çıkan “AKP Kürdistan’da savaşı derinleştiriyor” başlıklı haberde “devletin güvenlik kurumlarını aşağıladıkları” iddiasıyla Gazete Yolculuk yazı işleri müdürü Eray Sargın’ı altı ay hapse mahkum etti. TCK’nın 301.maddesinden verilen ceza ertelendi. “Otomatik silahlı saldırıda 18 yaşındaki Şiyar Selman ve 21 yaşındaki Şerbil Cengiz yaşamını yitirdi. 10’u aşkın kişi ise yaralandı” ve “Silopi ve Cizre’de tankla top atışı” şeklindeki ifadelerin yer aldığı haberde, “Polis ve Özel Harekat Timlerinin saldırıda yaralananlar için çağrılan ambulansların geçişini engellediği”, “Sur’daki yürüyüşlere özel harekat timleri otomatik silahlarla rastgele ateş açtığı” yönünde yer verilen içerikler cezaya dayanak oluşturdu (6 Haziran).
Karaca’nın “FETÖ” davası: “FETÖ/PYD örgütü”ne yönelik olarak İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan, ”Tahşiyecilere kumpas” davasında Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca da, firari sanık Fethullah Gülen dahil 33 sanıkla birlikte “örgüt yöneticiliği”nden yargılanıyor. Son duruşmada tutuksuz sanıklardan eski emniyet müdürü ve senaristBayram Özbek‘in tutuklanmasına karar verildi (1 Haziran).
Armağan’a “Atatürk” davası: Bakırköy Başsavcılığı, Yeni Şafak gazetesi yazarı Mustafa Armağan hakkında “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret”ten 4,5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenledi. Armağan, Genel Yayın Yönetmeni olduğu Derin Tarih Dergisi’nin Mayıs sayısında kaleme aldığı “Latife Hanım konuşursa neler olur?” yazısında “Mustafa Kemal ileAfet İnan birlikte yatıp kalkıyorlardı” şeklinde sözlere yer vermişti. Armağan Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak (31 Mayıs).
Hayatın Sesi’ne TMK davası: İstanbul Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan Hayatın Sesi Televizyonunun ortakları Mustafa Kara veİsmail Gökhan Bayram’ı aynı anda “IŞİD, TAK ve PKK propagandası yapıldığı” iddiasıyla yargılamaya başladı. Dava duruşmaya katılamayan Gökhan Çetin’in savunmasının alınması için 7 Kasım’a bırakıldı (30 Mayıs).
Antalya FETÖ’de tutuklu kalmadı: Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “FETÖ ile bağlantı” iddiasıyla yargıladığı Zaman Gazetesi muhabirlerinden Özkan Mayda ve Osman Yakut’u tahliye etti. 30 Mart’ta da, sekiz aydır tutuklu Zaman Gazetesi Antalya Bölge Temsilcisi Tuncer Çetinkaya, Ömer Özdemir, Serhat Şeftali, Bizim Antalya haber sitesi sahibi Olgun Matur, Zaman ve Cihan Haber Ajansı muhabirleri Kenan Baş ve Cihat Ünal tahliye edilmişti (24 Mayıs).
Güven ve Çapan mahkum: Nokta dergisi yöneticileri Cevheri Güven ve Murat Çapan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Halkı hükümete karşı silahlı isyana teşvik”ten 22 yıl 6’şar ay hapis cezasına mahkum oldu. Nokta dergisi 1 Kasım 2015 seçimleri ertesinde, “2 Kasım: Türkiye’nin İç Savaşı’nın Başlangıcı’” kapağı nedeniyle kapatılmıştı. Sanıklar “örgüt propagandası”ndan beraat etti. Sanıkların tutuklamaya yönelik yakalama kararı da çıkarıldı (22 Mayıs).
Başer ve Küçükkeleş’e cezalar onandı: İstinaf Mahkemesi, KHK ile kapatılmadan önce Özgür Gündem gazetesine “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” destek veren gazeteci Kumru Başer hakkında İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “örgüt propagandası” iddiasıyla verdiği ertelemeli 15 aylık hapis cezasını onadı. Aynı İstinaf Mahkemesi, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “Örgüt propagandası yapmak” ve Örgüt açıklamalarını basma ve yayınlama” iddiasıyla gazeteci Çilem Küçükkeleş’e verdiği ertelemeli 15 ay hapis ve 6 bin TL para cezasını da onadı (22 Mayıs).
Murat Çelikkan’a hapis: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesi dayanışma eylemine katılan gazeteci ve hak savunucusu Murat Çelikkan’ı “örgüt propagandası”ndan 1 yıl 6 ay hapse mahkum etti; “yeterli pişmanlık göstermediği” gerekçesiyle de cezayı ertelemedi (16 Mayıs).
“Çorum FETÖ” davası başladı: Çorum’da “FETÖ” soruşturması kapsamında tutuklanan altı gazeteci Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Mahkeme, Ağustos 2016’da gözaltına alınıp tutuklanan gazetecilerden Murat Öztürk’ü adli kontrolle serbest bırakırken Lokman Erdoğan, Nadir Yücel (Çorum Yıldız gazetesi yayın yönetmeni), Burçin Dokgöz (Zaman gazetesi Çorum muhabiri) ve İdris Okur’un (CİHAN Ajansı muhabiri) tutuklu yargılanmasına karar verdi (16 Mayıs).
Üstün’e ertelemeli hapis: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesi dayanışma eylemine katılan Prof. Dr. Beyza Üstün’ü “örgüt propagandası yapmak”tan ertelemeli 1 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum etti (16 Mayıs).
Taş ve Aksoy’a tahliye reddi: İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği , “FETÖ üyeliği”nden yargılandığı davadan tahliye edildikten sonra bu kez “Darbecilik”ten tutuklanan gazeteciler Atilla Taş, Murat Aksoy ve diğer tutuklu gazeteciler için yapılan itirazları ‘yasaya aykırı bir yön yok’ diyerek reddetti. Kararda, “Verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından itirazların ayrı ayrı reddine” denildi (10 Mayıs).
Coşkun’a 301 cezası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet gazetesi yargı muhabiri Canan Coşkun’u “Soğandan da MİT çıktı” haberi nedeniyle ertelemeli 10 ay hapse mahkum etti. “Devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağıladığı” iddiasıyla Coşkun’a 10 ay hapis cezası veren mahkeme, hükmün açıklanmasını geri bıraktı (9 Mayıs).
Güleş’e TMK cezası: Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 7 Aralık 2016’dan beri tutuklu olan Dihaber muhabiri Mehmet Güleş’i “örgüt üyeliği”nden 6 yıl 3 ay hapse, “örgüt propagandası”ndan da 3 yıl 1 ay 15 gün hapse, toplamda da 9 yıl 4 ay 15 gün hapse mahkum etti. Sokağa çıkma yasağı esnasında Silopi’deki gelişmeleri canlı aktarması, KHK ile kapatılan Kongreya Jinên Azad’ın (KJA) Diyarbakır’da bulunan binasındaki basın toplantısına meslektaşlarıyla gitmek için haberleşmesi, Diyarbakır’da DBP ve HDP ile sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin tutuklanmasına ilişkin haber yapması cezaya dayanak oluşturdu (3 Mayıs).
Zaman gazetesi davası açıldı: Kapatılan Zaman gazetesinin eski yazarları Şahin Alpay, Ali Bulaç, Mümtazer Türköne, Ahmet Turan Alkan, Nuriye (Ural)Akman ve Mustafa Ünal’ın aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 30 medya çalışanı hakkında hazırlanan iddianame İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Türköne, Bulaç, İbrahim Karayeğen, Alkan, Ünal, Alpay, Sedat Yetişkin, Hüseyin Turan, Ahmet Metin Sekizkardeş, Alaattin Güner, Cuma Kaya, Mehmet Özdemir, Faruk Akkan, Murat Avcıoğlu, Yüksel Durgut, Zafer Özsoy, Şeref Yılmaz, Hakan Taşdelen, Hüseyin Belli, Onur Kutlu, İsmail Küçük tutuklu, Ali Hüseyin Çelebi, Ahmet İrem, Süleyman Sargın, Osman Nuri Öztürk, Osman Nuri Arslan, Nuriye Ural, Lale Kemal (Lalezar Sarıibrahimoğlu), Orhan Kemal Cengiz tutuksuz yargılanıyor. İhsan Duran Dağı hakkında yakalama kararı bulunuyor. Sanıkların “darbeye teşebbüs” suçundan üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve “Silahı terör örgütüne üyelik”ten 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacağı dava Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısında yer alan salonda gerçekleşecek. İlk duruşma 18-19 Eylül’de (27 Nisan).
29 sanıklı “FETÖ” davası: İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Fethullah Gülen cemaatine yakın gazetelerde çalışan 26’sı tutuklu 29 gazeteci ve yazarı yargılamaya devam etti. 2009’da Habertürk TV muhabiri olanYasemin Güneri (Çetin) ve 2013’e kadar Habertürk TV’de haber müdür yardımcısı olarak çalışan Ecevit Kılıç tanık olarak dinlendi. 31 Mart gecesi Meydan gazetesi yazarı Atilla Taş ve Millet gazetesi yazarı Murat Aksoy dahil 21 gazeteciyi tahliye eden mahkeme heyeti görevden alındı. Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Atilla Taş, Bayram Kaya, Bülent Ceyhan, Bünyemin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habip Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammet Sait Kuloğlu, Muhterem Tanık, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Said Sefa, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Ünal Tanık, Yakup Çetin, Yetkin Yıldız’ın yargılanmasına 6 Temmuz’da devam edilecek (27 Nisan).
Çelik mahkum, 38 beraat: Kanal D’deki Beyaz Show programına telefon bağlanarak “Çocuklar öldürülmesin” dediği için yargılanan öğretmen Ayşe Çelik “terör örgütü propagandası”ndan 1 yıl 3 ay hapse mahkum edildi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Çelik’e destek açıklaması yapan 37 kişi ve Kanal D TV kanal sorumlusu Kadir Turnalı’yı beraat ettirdi. Yargılananlar arasında gazeteciler Ercan İpekçi, Murat Çelikkan ve Oya Baydar da bulunuyordu (26 Nisan).
Dündar’a 301 davası: Gazeteci Can Dündar hakkında, TCK’nın 301. Maddesi’nde düzenlenen “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni alenen aşağılama” suçundan iki yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede, hakkında çeşitli soruşturmalar ve davalar kapsamında beş ayrı yakalama kararı bulunduğu belirtilen Dündar, Twitter paylaşımları nedeniyle suçlandı (21 Nisan).
Eryılmaz’ın “Gündem” davası: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesine “Nöbetçi yayın yönetmeni” kampanyası kapsamında sembolik bir günlük eylemiyle destek veren gazeteci Tuğrul Eryılmaz’ı yargılamaya devam etti. “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Mülkiyeliler Birliği dışında hiçbir örgütle üyelik bağım olmadı” diyen Eryılmaz, “örgüt propagandası” ve “örgüt açıklamalarını yayınlamak”tan yargılanıyor (20 Nisan).
Yurdatapan, Serinkaya, Özkan’a dava: İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesine dayanışma göstermekten sanık olan RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu’na, sivil itaatsizlik eylemiyle destek veren Şanar Yurdatapan, Zeynep Serinkaya ve Doğan Özkan’ı “PKK propagandası”ndan yargılamaya başladı. Dava 14 Eylül’e kaldı (18 Nisan).
Tahmaz’ın ”Gündem” davası: Özgür Gündem gazetesine “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni” kampanyası kapsamında sembolik bir günlük eylemi katılan gazeteci Hüseyin Tahmaz’ın İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamasına, avukatı mazeret bildirince devam edilemedi. Sonraki duruşma 11 Eylül’de (18 Nisan).
Cumhuriyet iddianamesi çıktı: İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet gazetesinin 11 yazar ve yetkilisi hakkında iddianameyi kabul etti. 19 sanıklı iddianamede, Can Dündar, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Aydın Engin, Bülent Yener ve Günseli Özaltay’ın, “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” suçundan ayrı ayrı 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. Akın Atalay, Orhan Erinç ve Önder Çelik’in “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” ve “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” suçlarından ayrı ayrı 11.5 yıldan 43 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Bülent Utku, Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Hikmet Çetinkaya’nın da “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” ve “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” suçlarından ayrı ayrı 9.5 yıldan 29 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi. Ahmet Şık’ın ise “PKK ve DHKP/C” silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etmek” suçundan 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. İlk duruşma 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’nde başlayıp, 25, 26 ve 27 Temmuz günlerinde sürecek (18 Nisan).
6 gazeteciye 301 davası: İstanbul Başsavcılığı, KHK ile kapatılan DİHA’nın muhabirlerinden Selman Keleş, Özgür Paksoy, Kenan Kırkaya ve Aziz Oruç ile Özgürlükçü Demokrasi gazetesi genel yayın yönetmeni Ersin Çaksu ve gazetenin yazı işleri müdürü İshak Yasul hakkında “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve organlarını aşağılamak” iddiasıyla dava açtı. Adalet Bakanlığı, soruşturma açılmasını izin verdi. İddianamede, “Devletin milli güvenliğini sağlamak amacıyla yaptığı sınır ötesi operasyonlarında sivil katliamı yaptığı, bölgede işgalci bir güç olarak yer aldığı, yine özellikle Güneydoğu illerinde kasıtlı olarak çocukların ölümüne neden olduğu iddia ediliyor (15 Nisan).
Üç tutuklu gazeteciye “darbe” davası: Gazeteci yazar Ahmet Altan, Prof. Dr. Mehmet Altan, gazeteci Nazlı Ilıcak ile kapatılan Zaman gazetesinin eski müdürü Ekrem Dumanlı’nın da aralarında olduğu 17 şüpheli hakkında “FETÖ’nün darbe girişimine katılmak”tan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Sanıklar hakkında “Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme”, “Hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçlamalarına yönelik üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Savcılık, firari durumdaki Ekrem Dumanlı, Emre Uslu ve Tuncay Opçin için “Silahlı terör örgütü yöneticiliği”nden ayrıca ceza isterken, Altan kardeşler ile Nazlı Ilıcak hakkında ise, “Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” suçundan cezalandırılma talep etti (14 Nisan).
Yurdatapan’a ceza onandı: İstinaf Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla başlatılan “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan Şanar Yurdatapan’a verilen 1 yıl 3 ay ve 6 bin TL cezayı onadı (14 Nisan).
Odatv davasında beraat: İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi, Ahmet Şık ve Nedim Şener ile Odatv sitesi çalışanları Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Yalçın Küçük, Doğan Yurdakul, Müyesser Uğur, Coşkun Musluk, Sait Çakır, Ahmet Mümtaz İdil’i “Ergenekon örgütüne üyelik ve yardım”dan yargıladığı davada beraat kararı verdi. Karar duruşmasında tüm sanıklar, kendilerine kumpas kuranların yargılanmasını talep etti. 2011’de olduğu gibi bugün de tutuklu olan Şık, “Bu mafya iktidarı, bu kötülüğün organize olmuş hali hak ettiği sonu bulacak, kaçınılmaz olanı yaşayacak. Kötülüğün organize olmuş hali son bulacak. Cemaat siyasetin hangi çöplüğündeyse AKP iktidarı da oraya gidecek” deyince salondaki izleyiciler, “Ahmet çıkacak yine yazacak” diye slogan attı (12 Nisan).
Dündar ve Altay’ın “Gündem” davası: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılmadan önce Özgür Gündem gazetesi için dayanışma kampanyasına katılan gazeteci Can Dündar ve sinemacı Veysi Altay’ı yargılamaya devam etti. Sanıklar, “Örgüt propagandası yapmak”, “Terör örgütlerinin yayınlarını basmak ve yayınlamak”, “Suçu ve suçluyu övmek”ten yargılanıyorlar. Yargılama 18 Temmuz’a kaldı (11 Nisan).
Önal’a 6 yıl 3 ay: Gazeteci Yunus Önal, Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “PKK üyeliği”nden yargılandığı davada 6 yıl 3 ay hapse mahkum oldu. Önal’ın HDP’nin aday tanıtım gecesini DİHA muhabiri olarak izlemesi, anadilinde eğitim talepli basın açıklamasına katılması, halay çekmesi, slogan atılan yerde bulunması suçlamaya dayanak yapıldı (10 Nisan).
Kaya “pişman”: Yedisi tutuklu 73 sanıklı FETÖ Ana davasından Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Zaman gazetesi eski imtiyaz sahibi Alaattin Kaya, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini açıkladı. Örgütün basından sorumlu imamı olduğu iddia edilen, ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen Kaya’nın, darbe teşebbüsü öncesinde “FETÖ”nün önemli ve etkili yöneticilerinden biri olduğu iddia ediliyor. Kaya, ByLock’u Zübeyir Kaya’nın isteğiyle kurduğunu, bu program üzerinden haberleştiğini; ByLock’ta dört görüşmesi olduğunu, birinde de arayıp görüşmediğini savundu: “Sonra Kakao programıyla iletişime geçildiği için ByLock’u sildim Kakao’yu kullandım, onu da 17-25’ten sonra sildim.” Mahkeme, Kaya, Samanyolu Haber Grubu başkanı Hidayet Karaca ve gazeteci Ekrem Dumanlı’yı da “Anayasayı ihlal”, “hükümeti yıkmaya teşebbüs”, suçlamasıyla ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet, “Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek”, “siyasi ve askeri casusluk”, “hukuka aykırı olarak kişisel verileri ele geçirmek ve bu verileri kaydetmek”, “nitelikli dolandırıcılık”, “zimmet”, “terör örgütü faaliyeti çerçevesinde resmi belgede sahtecilik” ve “suç gelirlerini aklamak” suçlamalarından da 132 yıl 1’er ay hapis istemiyle yargılıyor (1 Nisan).
Nisan-Mayıs-Haziran 2017 döneminde iki gazeteci hakaret suçlamasıyla açılan ceza davası kapsamında toplam dokuz yıl dört ay hapis cezası istemiyle yargılanıyor.
Geçen yılın aynı döneminde dört gazeteci toplam 1 yıl 5 ay 15 gün hapis ve 43 bin 120 TL adli para cezasına mahkum edilmişti. Bir gazeteci beraat ederken, bir diğerinin davası “Şartlı Af” ile kalkmış; yedisine açılan ceza davaları sürüyordu. Kişilik haklarına saldırı gerekçesiyle yargılanan bir gazeteci toplam 160 bin TL tutarındaki iki tazminat davasından kurtulmuştu; birine 20 bin TL’lik yeni dava açılmıştı.
2016 yılının tamamında, 22 gazeteci ve 1 site yetkilisine “hakaret” suçlamasıyla 8 yıl 2 gün hapis ve 99 bin 670 TL adli para cezası verilmişti. Beş gazeteci de toplam 28 bin TL manevi tazminat cezasına mahkum edilmişti. Dört gazeteci bu suçlamadan aklanırken ikisine dava Şartlı Af’tan düşmüştü.
Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
Terkoğlu’na “hakaret” iddianamesi: Milli Gazete yazarı ve Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nureddin Yıldız’ın “çocukların altı yaşından itibaren evlenebileceğine” ilişkin fetvasını haberleştiren Oda TV Haber Müdürü Barış Terkoğlu hakkında “hakaret”ten iddianame hazırlandı (31 Mayıs).
Tazminat davasına ret: İstanbul Avrupa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 10 Mart 2014 tarihli Evrensel gazetesinde çıkan “O manşetleri böyle atmışlar” sürmanşeti nedeniyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın açtığı 50 bin TL’lik tazminat davasını zamanaşımından reddetti. ”Başçalan” isimli twitter kullanıcısınca ses kaydının paylaşıldığı haber, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrası hükümeti desteklemek için atılan manşetlerin nasıl belirlendiğini gündeme getirmişti (30 Mayıs).
Evrensel’e dava reddedildi: İstanbul 21 Asliye Hukuk Mahkemesi, 50’yi aşkın yazı ve makale nedeniyle Evrensel gazetesine Ülker Grubu’nun “şirket itibarı” veya “kişilik hakları” gerekçesiyle açtığı 50 bin TL’lik tazminat davasını reddetti (9 Mayıs).
Şık’ın “Silivri” davası: Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 2012’de Oda TV davası kapsamında tutuklu olduğu Silivri Cezaevi’nden çıktığında söylediği “Bize bu komployu kuranlar bu cezaevine girecek” sözlerinden gazeteci Ahmet Şık’ı “hakaret ve tehdit”ten yargılamaya devam etti. Yedi yıl hapsi istenen Şık, beş yıl sonra bu kez “FETÖ ve PKK’ya yardım”dan tutuklanmıştı. Dava 21 Eylül’de sürecek (26 Nisan).
Nisan- Mayıs- Haziran döneminde, 18 gazeteci, TCK’nın 299. Maddesinden ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten toplam 90 yıl hapis istemiyle yargılandı; dokuzu toplam 4 yıl 5 ay 20 gün hapis ve 84 bin TL de adli para cezasına mahkum edildi.
Hüküm giydikleri için Kırklareli Cezaevi’ne konan BirGün gazetesi yetkilileri İbrahim Aydın ve Berkant Gültekin denetimli serbestlik kararıyla tahliye edildi. Bu dönemde beraat kararı çıkmazken bu suçlamayla gözaltına alınan gazeteciler Kazım Kızıl ve Ozan Kaplanoğlu da tutuklandı.
Hakkında TCK 299’dan yeni dava açılan yedi gazeteciyle, davası süren meslektaşları için istenen toplam ceza 42 yıl 1 ay hapsi buluyor. Ayrıca, tutuklu gazeteci Ahmet Şık hakkında, TCK 299’dan yeni soruşturmalar işleme koyuldu. Bu durumda, sadece son üç aylık dönemde 19 gazeteci Erdoğan’ın mağduru, sanığı ve şüphelisi olmuş oldu.
Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’te Erdoğan’a yönelik eleştiri ve isnatlar için uygulanmaya başlanan TCK’nın 299. Maddesi, bu tarihten 31 Mart 2017’ye kadar, 19’u gazeteci 35 kişinin toplam 35 yıl, 12 gün hapse (15 yıl 1 ay 20 günü ertelemeli) ve 62 bin 500 TL de adli para cezasına mahkum edilmesine zemin oluşturmuştu. Bu durumda, Erdoğan’ın yaklaşık üç yıllık Cumhurbaşkanlık görev sürecinde 28 gazeteci toplam hapis, ertelemeli hapis veya adli para cezasına mahkum edilmiş oldu.
Cumhurbaşkanına hakaret
Madde 299- (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/35 md.) Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır. (3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
|
Son üç ayda, dokuz gazeteci TCK’nın 299. maddesinden ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten toplam 4 yıl 5 ay 20 gün hapis ve 84 bin TL de adli para cezasına mahkum edildi. Hüküm giydikleri için Kırklareli Cezaevi’ne konan BirGün gazetesi yetkilileri İbrahim Aydın ve Berkant Gültekin denetimli serbestlik kararıyla tahliye edildi. Bu dönemde beraat kararı çıkmazken bu suçlamayla gözaltına alınan gazeteciler Kazım Kızıl ve Ozan Kaplanoğlu tutuklandı.
Geçen yılın aynı döneminde 5 gazeteci ve 1’i memur 2 kişi daha, TCK’nın 299. maddesinden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla toplam 3 yıl 8 ay 4 gün (2 yıl 11 ayı ertelemeli) hapse ve 31 bin 500 TL de adli para cezasına mahkum edilmişti. Üç gazeteci bu suçlamadan beraat etmişti.
2016 yılının tamamında da, 12’si gazeteci 16 kişi, 299. maddeden toplam 15 yıl 4 gün hapis (6 yıl ve 2 ayı ertelemeli) ve 42 bin TL adli para cezasına mahkum edilmişti. 13’ü gazeteci toplam 31 kişi de 299. maddeden açılan davalardan aklanmıştı.
Çulhaoğlu’na ertelemeli hapis: Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Kanlı Başkanlık Yolu” kitabı yoluyla “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret” ettiği iddiasıyla tutuklu gazeteci yazar Gökçe Fırat Çulhaoğlu’nu ertelemeli 11 ay 20 gün hapse mahkum etti. Çulhaoğlu, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandığı duruşmada, “Davaya konu kitaptaki yazılar daha öncede gazetede günlük olarak yayınlanmıştır. Bu hali ile eylemin zaman aşımına uğramış olduğu aşikardır” dedi (8 Haziran).
Aydın ve Gültekin’e tutuklama ve tahliye: Eğitim boykotuna dair Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sloganları da içeren bir haber nedeniyle haklarında TCK 299. maddeden verilen 21 aylık cezanın infazı için Kırklareli Cezaevi’ne giren BirGün gazetesi İmtiyaz Sahibi İbrahim Aydın ve eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Berkant Gültekin denetimli serbestlik kararıyla altı gün sonra tahliye oldu. (3 Haziran).
Nasuhbeyoğlu ve Koşar’a 299 cezası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, kapatılan Azadiya Welat gazetesinde yer alan Cemil Bayık röportajından kısa bir alıntı yayınladıkları için Evrensel gazetesi eski sorumlu müdürü Vural Nasuhbeyoğlu ile eski imtiyaz sahibi Mehmet Arif Koşar’ı 11 ay 20 gün hapisten 7’şer bin TL para cezası verdi. Gazeteciler, 20 Mart 2015 tarihli “Bayık: Bir zihniyetin dışa vurumu” haberi nedeniyle TCK 299’dan cezalandırıldı (9 Mayıs).
Keskin, Çapan ve Aykol’a 299 cezaları: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesi yetkilileri Eren Keskin ve Reyhan Çapan’a, “Başkanlığın Batsın”, “Tayyip Erdoğan’ın Son Kullanma Tarihi Bitti Bitiyor“ ve “Deccal Erdoğan’ın Ta Kendisidir!” başlıklı haber ve yazılar nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten 21 biner TL adli para cezası verdi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi de Eren Keskin ve Reyhan Çapan ve Hüseyin Aykol’u hapisten 7 biner TL adli para cezasına mahkum etti (4 Nisan).
Çaksu’ya ceza: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesi yetkilileri Eren Keskin ve Reyhan Çapan ile gazete editörü Ersin Çaksu’yu, 4 Şubat 2016 tarihli “Kim bu katiller” haberinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakarette bulunulduğu iddiasıyla 7 biner TL adli para cezasına mahkum etti (4 Nisan).
Yazı, görüş ve eleştirileri nedeniyle yedi gazeteciye “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yeni davalar açılırken, ikisinin davası sürüyor. Hepsi, toplam 42 yıl 1 ay hapisle yüz yüze bulunuyor. Ayrıca, tutuklu gazeteci Ahmet Şık hakkında, TCK 299’dan yeni soruşturmalar işleme koyuldu.
Geçen yılın aynı döneminde 19 gazeteci (11’i yeni sanık), 8 siyasi parti üyesi ve 1 eski milletvekili toplam 28 kişi yazı, görüş ve eleştirileri nedeniyle 299. maddeden halen yargılanıyordu. TCK 299’dan üç gazeteci ve bir yönetmene yeni soruşturma açılmıştı. Cumhurbaşkanlık, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve Gerçek Gündem sitesi hakkında da suç duyurusunda bulunmuştu.
Çağrı’ya dava: Evrensel gazetesi sorumlu müdürü Çağrı Sarı hakkında, 30 Ocak 2017 tarihli “Kardeşçe, barış içinde, hürce yaşamak için hayır diyelim” yazısı nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten dava açıldı. Gazeteci, dört yıl 8 ay hapis istemiyle Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 12 Eylül’de yargılanmaya başlayacak (30 Haziran).
Gültekin’e 299’dan iddianame: İstanbul Anadolu Başsavcılığı, 12 Aralık 2016 tarihli bir Medyascope yayınındaki görüşleri nedeniyle Diken sitesi yazarı Levent Gültekin hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten iddianame düzenledi. İhbar üzerine Anadolu 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan dava nedeniyle yazarın 4 yıl 8 aya kadar hapsi isteniyor (20 Haziran).
Altan’a 299 davası: İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi, kapatılan Bugün TV’de geçen yıl katıldığı bir programda “Fiili Başkan” olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yetkilerini eleştiren gazeteci-yazar Ahmet Altan’ı “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılıyor. SEGBİS yoluyla, daha önce Silivri Cezaevi’nden ifade veren Altan, eleştirilerin hakaret gibi sunulmaya çalışıldığını savundu. Son duruşmada hakim değişikliği nedeniyle her iki taraf avukatları mazeret dilekçesi sundu. Yargılama 21 Kasım’da sürecek (20 Haziran).
Kızıl’a 299 davası: İzmir’de referandum protestolarını haberleştirdiği sırada eylemcilerle birlikte gözaltına alınıp, tutuklanan gazeteci-belgeselci Kazım Kızıl İzmir Asliye Ceza Mahkemesi’nde “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yedi yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak. Ayrıca ‘Gösteri ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefet’ ile de suçlanan Kızıl, 10 Temmuz’da hakim karşısına çıkacak (16 Haziran).
Şık’a 299 soruşturması: İstanbul Başsavcılığı, 1 Ekim 2016’da Cumhuriyet gazetesine yapılan operasyon sırasında bir gazetecinin sorularını yanıtlarken “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla tutuklu gazeteci Ahmet Şık hakkında dört yıl sekiz ay hapis istemiyle soruşturma başlattı (9 Haziran).
Mahruki’nin 299 davası: İstanbul 52. Asliye Ceza Mahkemesi, katıldığı bir televizyon programında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla Nasuh Mahruki, 4 yıl 8 ay hapis istemiyle yargılanmaya devam ediyor. Mahruki hakkındaki adli kontrol kaldırıldı, sonraki duruşma 17 Ekim’de (8 Haziran).
Mahalli 299’dan sanık: İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi, gazeteci Hüsnü Mahalli’yi “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılamaya başladı. Mahalli savunmasında, “İddiaları kabul etmiyorum. Twitter’da Halit Meşal hakkında paylaştığım yazıda Cumhurbaşkanının adı geçmediği gibi, bu olayla ilgisi de bulunmuyor.” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davaya katılma talebini karar veren mahkeme, Mahalli’nin Halk TV’deki konuşmasının tamamının incelenmesi için kanaldan metnin isteyecek. Duruşma 23 Kasım’da (1 Haziran).
Arslan’a 299 davası: Nokta dergisinin toplatılmasına tepki gösterirken “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ettiği iddiasıyla yargılanan gazeteci Ayşenur Arslan, TCK’nın 299. Madde uyarınca ve 4 yıl 8 ay hapis istemiyle dava açıldı. Gazetecinin, Ankara merkezli dava için İstanbul 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nde talimatla ifadesi alındı. Arslan ceza verilmesi durumunda hükmün ertelenmemesini talep etti (25 Mayıs).
Çaralan’a 299 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 31 Mayıs 2016 tarihli “Aynı yer, aynı katil” haberiyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret edildiği” gerekçesiyle Evrensel gazetesi yazarı İhsan Çaralan’ı yargılamaya başladı. Çaralan Özgür Gündem gazetesiyle bir günlük “Nöbetçi yayın yönetmeni” olarak dayanıştığı için de yargılanıyor. Duruşma 13 (16 Mayıs).
Özbilgin’e 299 davası: Sendika.org sitesi editörü Çağlar Özbilgin, Halkın Sesi gazetesinde yayımlanan bir yazısında “diktatör bozuntusu” ifadesini kullandığı için hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret”ten dava açıldı. Özbilgin duruşmaya katılamadı, çünkü aynı sabah başka bir basın davasından gözaltına alındı (11 Mayıs).
“Neden İzmir’de patlama olmuyor?”a takipsizlik:İstanbul Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu, Beşiktaş’ta 44 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıların ardından sosyal medya üzerinden “Neden hiç İzmir’de patlama olmuyor?” mesajını paylaştığı öne sürülen ve “kin ve düşmanlığa tahrik”ten İzmir Barosu’nun suç duyurusunda bulunduğu Elif Şirin hakkında takipsizlik kararı verdi (24 Haziran).
Nisan-Mayıs-Haziran 2017 döneminde en az 6 siteye, 47 haber ve yazıya, 3 Twitter mesajına, bir kitap ve bir filme sansür getirildi. En az bir akreditasyon ayrımcılığı yaşanırken, 46 medya çalışanına ait pasaportlar iptal edildi. Ayrıca, en az üç değişik sansür olayı daha meydana geldi.
Geçen yılın aynı döneminde, dokuz yayın yasağı veya geçici yayın yasağı, bir akreditasyon ayrımcılığı yaşanmış; 26 site, 100 Twitter hesap ve mesajı, 7 haber sansür edilmişti. 180 kitap, bir dergi, bir TV’ye yönelik sansür gerçekleşmişti. Ayrıca, dört sansür olayı vuku bulmuştu.
2016 yılındaki darbe girişimi sonrası, OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) üzerinde medya temsilcileri tutuklanması, çalıştıkları gazete, dergi, radyo ve televizyonlarının da kapatılması, hukuk devletinin de sonunu getirdi. 2016’da 778 basın kartı iptal edilirken, 54 gazetecinin mal varlığına el konulmuştu. Kimi geçici toplam 29 yayın yasağı olmuş; KHK ile 179 medya ve yayın işletmesi kapatılmıştı; 46 gazetecinin pasaportu iptal edilmiş, üç akreditasyon ayrımcılığı gerçekleşmişti. Ayrıca, 300 Twitter hesabı, 33 Youtube, 79 İnstagram linki, 323 haber, 76 site sansüre uğramıştı.
Sendika48.Org’a engel: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), sansürlendikçe İnternet adresini değiştirmek zorunda kalan Sendika haber sitesine ait Sendika48.Org adresine erişim engeli getirdi (24 Haziran).
46 sanığın pasaportu iptal: İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi, “KCK Basın Komitesi’ne üyelik”ten yargıladığı Kürt medyasının 46 basın çalışanının pasaportlarını iptal etti (20 Haziran).
Taşgetiren’e sansür: Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren’in, CHP’nin başlattığı Adalet Yürüyüşü ile ilgili kaleme aldığı yazısında, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın üslubuna ilişkin, “Bence iktidar ‘Adalet Yürüşü’nü önemsemeli. Bekir Bozdağ üslûbu ile olmaz bu iş” ifadesinin sansürlendiği iddia edildi (19 Haziran).
Siteye BTK engeli: Kürtçe “çuvaldız” anlamına gelen ve Kurmancî, Kirmanckî ve Soranice ile Türkçe, İngilizce ve Arapça yayın yapan Gazete Şûjin sitesine erişim, BTK kararıyla “idari tedbir” kapsamında engellendi (16 Haziran).
Şık’ın kitabına sansür: Silivri Hapishanesi idaresi, FETÖ’nün varlığı ortaya çıkaran, “FETÖ propagandası” iddiasıyla tutuklanan gazeteci Ahmet Şık’a kendi “Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda” kitabını vermedi. “AKP-Cemaat suç ortaklığı” ve bu ittifakın nasıl dağıldığını anlatan kitap bir ay sonra Şık’a teslim edildi (21 Mayıs).
Sendika.org sitesine 39. Sansür: BTK, Sendika.Org sitesine 11 Mayıs itibariyle 39. kez erişim engeli getirdi (12 Mayıs).
Eylem twitlerine sansür: Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği, “Terörü övdüğü, şiddete ve suça teşvik ettiği, kamu düzeninin ve milli güvenliği tehdit ettiği” gerekçesiyle 40 Twitter, 2 Facebook, hesabı 4 internet sitesi paylaşımının kaldırılmasına karar verdi. YSK’nin mühürsüz oyların geçerli sayılması kararının protesto edildiği içeriklere de yasak geldi. CHP İstanbul milletvekili Ali Şeker’in ve Birgün gazetesi İbrahim Varlı’nın eylemler hakkında attıkları tweetlere, @TaksimGeziParkı Twitter hesabının eylemlerden yaptığı paylaşımlara da erişim engeli getirildi (2 Mayıs).
İki yeni KHK: Bakanlar Kurulu, Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında 689 ve 690 sayılı iki yeni kanun hükmünde kararnameler (KHK) çıkardı. 690 Sayılı KHK ile evlilik programları yasaklandı; 689 Sayılı KHK ile Yürüyüş dergisi ve Van İpek Yolu Haber Gazetesi de kapatıldı (29 Nisan).
Wikipedia’ya sansür: BTK’nın, dünyanın en büyük internet ansiklopedisi Wikipedia’ya Türkiye’den erişimi engelledi. Karar, “5651 sayılı Kanun uyarınca yapılan teknik inceleme ve hukuki değerlendirme” sonucunda alındı (29 Nisan).
RTL yayınına sabotaj: Referandum sonuçlarının açıklanmasının ardından Alman RTL televizyonunun canlı yayınına müdahale eden Ahsen TV muhabiri, “Pert oldunuz, yenildiniz. Merkel’e selam söyle… ” ifadelerini kullandı. RTL ekibinin yayına son vermesinin ardından seviyeyi iyice düşüren gerici muhabir bu sefer de “Nasıl koyduk ama” dedi (17 Nisan).
Eyalet tartışmaları sansür getirdi: Anayasa taslağında Cumhurbaşkanına eyalet ilan etme yetkisi verdiği iddiaların MHP’yi rahatsız etmesiyle birlikte, AK Partili bakan, milletvekili ve danışmanların katılacağı programların iptal edildiği iddia edildi. CNN Türk sunucusu Şirin Payzın, AKP Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu’nun 15 Nisan akşamı yapılması planlanan programa katılamayacağını duyurdu (15 Nisan).
46 haber ve içeriğe sansür: İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimi Mustafa Çakar, “Cumhurbaşkanına hakaret”ten bianet,Oda TV, Türk Solu, Haber Sol, Yarın Haber, BirGün, Cumhuriyet, Diken, İleri Haber, Gerçek Gündem, Sözcü, Çağdaş Ses, Evrensel, Halk Haber, Mynet, T24 medya organlarına ait 46 haber ve paylaşımın linkinin (URL) erişime kapatılmasına karar verdi. Haberleri biri debianet’in “Hırsız katil Erdoğan sloganına beraat” haberi oldu (13 Nisan).
Filme sansür: Kültür Bakanlığı, yönetmen Kazım Öz’ün “Dersim katliamı”nı anlattığı ve 36. İstanbul Film Festivali’nde ilk kez gösterime giren “Zer” filmini sansürledi. Öz, sansürü filmin bazı bölümlerini sansürleyerek protesto etti (12 Nisan).
İnanılır gibi değil! HDP Genel Merkezi, Osman Baydemir ve Hüda Kaya’nın, Referandum öncesi kendilerine hiç yer vermeyen TRT’ye çıkacak olmalarını, “İnanılır gibi değil ama yarın akşam TRT’deyiz” mesajıyla duyurdu (11 Nisan).
TRT’ye tepki: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TRT’de saat 19:00’da başlayacak olan canlı yayının, Erdoğan’ın Adana mitinginin canlı yayını nedeniyle 19:30’da başladı. Kılıçdaoğlu, “Şu programı sağlamak için Sayın Numan Kurtulmuş’u aradık. TRT’nin tarafsız davranması lazım. Sayın Başbakan çıktığında ayrı biz, çıktığımızda ayrı veriyorsunuz. Böyle olmaz. Ben bu kanala vergi ödüyorum” dedi (7 Nisan).
Akreditasyon ayrımcılığı: Mersin Valiliği, Mersin İmece gazetesi yazı işleri müdürü Mejdel Aslan’ın Başbakan Binali Yıldırım’ın Mersin programını izlemesine izin vermedi (5 Nisan).
Üç siteye sansür: BTK, “idari tedbir” kapsamında dihaber.net sitesini, Özgürlükçü Demokrasi gazetesine ait sitesini dördüncü kez, Sendika.org sitesini de 19. kez erişime kapattı (3 Nisan).
Türkiye medyasında, “FETÖ” ile mücadele ve “Adalet Yürüyüşü” gibi konularda gazetecileri karşı karşıya getiren söylem oldukça sertleşti. Bu dönemde hükümetin “radikal güvenlik” çizgisi gibi konulara hükümete yakın kalemlerden gelen eleştiriler daha belirginleşmeye başladı. Bu çevreden gazeteciler, aralarında görüş ayrılığına düştüklerinde birbirlerini hedef almaya çekinmiyorlar.
Piri’den uyarı: Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri, “PKK Konferansına katılacağını” yazan Akşam ve Yeni Akit gazetelerini Twitter’dan yalanladı, “Yalanlarınızı düzeltin. Yalan haber yayıyorsunuz” dedi (26 Haziran).
AA rehberi: Anadolu Ajansı (AA), “terör haberleri konusunda medyada ortak dil oluşturulmasına katkı sağlamak amacıyla” hazırladığı “10 Başlıkta Terör Haberleri Nasıl Yapılır” başlıklı kitapçıkta, “örgüt açıklamalarını haberleştirmemeyi” öneriyor (23 Haziran).
Yazık, çok yazık: Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun partinin milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanması üzerine başlattığı “Adalet Yürüyüşü’ ile ilgili “69 yaşında bir direnç yürüyüşüdür bu” diyen Ahmet Taşgetiren için “Yazık, hakikaten çok yazık” dedi (20 Haziran).
CHP’yi manşetle tehdit: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “Yargı sizi de çağırırsa şaşırmayın” sözlerini Güneş, Takvim, Vatan ve Yeniçağ gazeteleri aynı gün manşetine taşıdı. Akşam gazetesi buna manşetin hemen yanında yer verdi. Yeni Şafak gazetesininki, “Yargı seni de çağırır” oldu; Milat gazetesi ise “Bu gittiğin yol değil” manşeti attı. Akşam gazetesi manşetin hemen yanında verdiği haberi yine “Yargı sizi de çağırırsa şaşırmayın” başlığıyla verdi. İstiklal gazetesi ise “Yargı sizi de çağırırsa şaşırmayın” başlığını sürmanşete taşıdı (18 Haziran).
Ahmet Hakan’dan Fehmi Koru’ya: Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ahmet Hakan, Sözcü gazetesine yönelik “FETÖ” operasyonuna tanık olarak verdiği ifadeyle etki eden gazeteci Fehmi Koru’yu eleştirdi; Fethullah Gülen ile yemek yediği fotoğrafı kamuoyuyla paylaştı; “Koru’nun şahitliği kabul edilir mi?” diye de sordu (25 Mayıs).
Akit ve Güneş’in İngiltere alerjisi: İngiltere’nin Manchester kentinde yaşanan, 22 kişinin hayatını kaybettiği bombalı intihar saldırısı Akit gazetesinde “Rüzgar ekenler fırtına biçiyor” manşeti, Güneş gazetesinde “Ektiklerini biçiyorlar” manşetiyle gündeme geldi (24 Mayıs).
“Sayın Cumhurbaşkanı” diyecek: Fox TV program sunucusu İsmail Küçükkaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti’nin başına yeniden geçmesi nedeniyle kendisine artık “Sayın Cumhurbaşkanımız” değil, “Sayın Cumhurbaşkanı” diyeceğini açıkladı (22 Mayıs).
Halk TV’yi hedef yaptı: Aydınlık gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar, Halk TV’yi “PKK-FETÖ’nün medya kalesi” ifadesiyle hedef gösterdi (17 Mayıs).
Şener savunacak: Cumhuriyet gazetesinin kısa süre sonra değiştirdiği yanlış başlık sonrası sitenin yayın yönetmeni Oğuz Güven’i hedef gösterdiği gerekçesiyle eleştirilen Nedim Şener, Güven’in “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla tutuklanmasını haksızlık olarak değerlendirdi; “Oğuz Güven’i savunacağım, diğer tutuklu Cumhuriyet’çileri savunduğum gibi” dedi (16 Mayıs).
Küçük’ten onur dersi! Gazeteci Cem Küçük, Ahmet Taşgetiren, İsmail Kılıçarslan, Kemal Öztürk ve Akif Beki’ye istifa çağrısı yaparken, Twitter’da, “Siz suratınıza tükürülse yarabbi şükür diyen tiplersiniz. Müslüman adam onurlu ve haysiyetli adamdır” yazdı (3 Mayıs).
“Silahlanmalıyız”: Yeni Şafak gazetesi genel yayın yönetmeni İbrahim Karagül, “Haydut dünya düzeni’ ve en acil mesele: O duvar yıkılmalı!” başlıklı köşe yazısında “Türkiye’nin alabildiğine güce, savunmaya, silahlanmaya yönelmesi, çok daha büyük krizlere karşı teyakkuz halinde olması zorunludur” dedi (28 Nisan).
Küçük yine hedef aldı: TGRT Haber’de bir programa katılan Star gazetesi yazarı Cem Küçük, Oda TV sitesi ve Evrensel ile Sözcü gazetelerini hedef gösterdi: “Kadıköy’de Oda TV çağrı yapıyor, Evrensel çağrı yapıyor, Sözcü paçavrası çağrı yapıyor insanları sokağa çağırıyorlar. Ben bi tweet attım; ‘Evet çıktı ama savaş hazır olun’ diye. Bal gibi bunun psikolojik anlamda söylediğimi bildikleri halde bakın sokakları karıştırdılar” (18 Nisan).
Spikerden özür: TRT Spor spikeri Alper Bakırcıgil, Olympique Lyon-Beşiktaş maçını değerlendirirken sarf ettiği “Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı bir bölge olduğu, dolayısıyla Türk taraftarlara karşı provokasyonların olabileceği çok açık bir şekilde dile getiriliyordu” sözleri için özür diledi (14 Nisan).
Küçük için şikayet: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bandırma’daki askeri törenle karşılanmasını Twitter üzerinden “Darbe kışkırtıcılığı” olarak nitelendiren gazeteci Cem Küçük hakkında “kin ve düşmanlığa tahrik”ten suç duyurusunda bulundu (14 Nisan).
Şener’den küfür: Spor spikeri ve televizyoncu Ertem Şener, Twitter üzerinden Birleşik Krallık’ın Türkiye Büyükelçisi Richard Moore’a “Suriye’de kimyasal silah ile çocuk öldüren katilin sahipleri bahardan, laleden konuşamaz! O….çocuğusunuz” diyerek küfür etti. Moore, “Of ya! Bu aptal kim?” diye yanıt verdi (6 Nisan).
TGC karalandı: Akşam ve Star gazeteleri, “TGC, FETÖ’cüleri koruyor” başlıklı haberlerle, Türkiye’nin en köklü gazeteci örgütü TGC’yi hedef aldı (4 Nisan).
Nisan-Mayıs-Haziran döneminde Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gazeteciler yönünden yeni bir başvuru tespit edilemedi. Darbe girişimi sonrası iki üyesi tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Nisan-Mayıs-Haziran 2017 döneminde ifade özgürlüğüne dair tek bir kararı gündemine almadı. AYM, kimileri bir yıldır “tedbir amaçlı” hapishanelerde tutulan, tamamına yakını aylardır ağır tecrit altında hapishanelerde tutulan en az 20 gazetecinin dosyasını 1 Temmuz itibariyle görüşmedi. AYM ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), keyfi tecrit ve tutukluluğa müdahale etmemesi hak örgütleri yönünde ciddi güven bunalımına neden oldu.
AİHM öncesi “bireysel başvuru mercii” haline gelen AYM, geçen yılın aynı döneminde, bir işçi ve bir eğitimcinin bireysel başvurusunda ifade ve haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiğini tespit etmişti. AYM, bu iki dosyadan mahkeme gideri olarak 2 bin 196 TL ödenmesine hükmetmişti. AYM, Taraf gazetesi muhabiri Mehmet Baransu’nun Mart 2015’ten beri tutukluluğunda “güvenlik ve ifade/basın özgürlüğü” haklarının ihlal edilmediğine kanaat getirmişti.
Anayasa Mahkemesi, 2016 yılının tamamındaysa, iki gazeteci, bir eğitimci ve bir işçinin “bireysel” başvurusunda devleti 4 bin 223 TL tazminata mahkum etmişti.
Nisan-Mayıs-Haziran 2017 döneminde AİHM, biri tutuklu diğeri muhasebeci iki başvurucunun dosyasında, Türkiye’yi “ifade özgürlüğünü ihlal”den toplam bin 500 avro (yaklaşık 6 bin TL) manevi tazminat cezası ödemeye mahkum etti.
Anayasa Mahkemesi gibi AİHM de, Türkiye’de OHAL altında gazetecilerin ağır tecrit, keyfi tutukluluk ve muameleye başvuruların ulaştığı altı aydan beri müdahil olmadı. Son dönemde olumlu gelişme beklenen AİHM, ilk tutuklu gazeteci başvurularından beş ay sonra, bazı dosyaları öncelikli değerlendirmeyi olanaklı kılan İç Tüzüğü’nü değiştirmekle yetindi.
Aylardır Silivri ve Bakırköy Hapishanelerinde ağır tecrit altında tutulan Ahmet Altan, Mehmet Altan, Şahin Alpay, Nazlı Iıcak, Ali Bulaç, Murat Aksoy, Atilla Taş, Ahmet Şık, Murat Sabuncu, Akın Atalay, Önder Çelik, Turhan Günay, Mustafa Kemal Güngör, Kadri Gürsel, Hakan Karasinir, Musa Kart, Güray Tekin Öz, Bülent Utku, Deniz Yücel, Tunca Öğreten, Mahir Kanaat ve Ömer Çelik AİHM’den karar bekliyor.
Sonunda AİHM, Cumhuriyet gazetesi tutukluları için Türkiye hükümetinden 2 Ekim’e kadar; Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak ve Murat Aksoy dahil yedi gazetecinin dosyası kapsamında da 4 Ekim’e kadar savunmalarını göndermesini istedi.
Geçen yılın aynı döneminde AİHM, bir gazetecinin haksız şekilde gözaltına alınarak “özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle Türkiye’yi 2 bin avro (yaklaşık 6 bin 400 TL) manevi tazminat ödemeye mahkum etmişti. 2016’nın tamamında AİHM, Türkiye’nin 7’si gazeteci toplam 11 kişiye toplam 27 bin 590 avro (yaklaşık 91 bin 438 TL) ödemesine hükmetmişti. Bir gazeteciye de “haksız tutuklama”dan 2 bin avro (yaklaşık 4 bin TL) ödenmesi söz konusuydu.
KCK Basın dosyası AİHM’de: AİHM, “KCK Basın Komitesi üyeliği”nden altı yıldır yargılanan 46 Kürt medya çalışanının davasında hükümetten, dosyaya ait hukuksuzluk iddialarına karşılık savunmasını vermesini talep etti. Avukat Özcan Kılıç, Adalet Bakanlığı’nın 3. kez AİHM’den süre istediğini söyledi (20 Haziran).
AİHM mahkumiyeti: AİHM, Türkiye Çevre Koruma Vakfı’nı denetleyen müfettişi “Bekçi Murtaza” ve “Fetva vermek” ile eleştirdiği için Ankara Asliye Ceza Mahkemesi’nce önce hapis, ikinci yargılamadaysa paraya mahkum edilen muhasebeci Ali Çetin’i haklı buldu. Türkiye’yi ifade özgürlüğü ihlalden mahkum eden AİHM, Çetin tutar bildirmediği Türkiye’ye herhangi bir ödeme çıkarmadı (19 Haziran).
AİHM’in acelesi yok: AİHM, aylardır cezaevinde olan gazeteciler Murat Aksoy, Atilla Taş, Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan, Ahmet Altan, Şahin Alpay ve Ali Bulaç’ın başvurularıyla ilgili kabul edilebilirliğe dair kararını vermeden önce hükümetten görüşünü 4 Ekim’e kadar bildirmesini istedi (14 Haziran).
AİHM “Cumhuriyet” için savunma istedi: AİHM, yedi aydır tutuklu bulunan Cumhuriyet gazetesi yönetici, yazar ve gazetecilerinden Murat Sabuncu, Akın Atalay, Önder Çelik, Turhan Günay, Mustafa Kemal Güngör, Kadri Gürsel, Hakan Karasinir, Musa Kart, Güray Tekin Öz ve Bülent Utku için Türkiye hükümetinden 2 Ekim’e kadar savunma istedi (12 Haziran).
Çelik AİHM’e gitti: Redhack’in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın maillerini sabote etmesine dair haberleri nedeniyle 147 gündür tutuklu bulunmasına rağmen iddianamesi hala hazırlanmayan gazeteci Ömer Çelik AİHM’e başvurdu. Avukatlar Özcan Kılıç ve Sercan Korkmaz’ın yaptığı başvuruda, Çelik’in özgürlük, adil yargılanma, ifade özgürlüğü haklarının ihlal edildiği savunuldu; darp edildiği, aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye tabi tutulduğuna yer verildi (12 Haziran).
AİHM OHAL Komisyonu’nu bekliyor: AİHM, KHK ile ihraç edilen ilkokul öğretmeni Gökhan Köksal’ın başvurusunu, Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’na işaret ederek, iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle kabul etmedi (12 Haziran).
AİHM’den Şık’a da öncelik: AİHM, yazdığı haberler ve attığı tweet’ler nedeniyle tutuklanan Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ahmet Şık’ın yaptığı başvuru için dosyanın öncelikli kılınanlar arasında yer aldığını bildirdi. AİHM, Nisan’da da Cumhuriyet gazetesinin diğer tutuklu 11 çalışanıyla ilgili de aynı kararı almıştı (10 Haziran).
AİHM’e “Öncelik” başvurusu: Cumhuriyet gazetesinin tutuklu yazar ve yöneticilerinin avukatları, AİHM’e yeni bir dilekçe göndererek, değiştirilen iç tüzük hükümlerine göre, müvekkilleriyle ilgili dosyanın öncelikli görüşülmesini talep etti. Tutuklu gazetecilerin davası 24 Temmuz’da İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanacak (5 Haziran).
AİHM devrede: AİHM, İç Tüzüğü’nün 41.Maddesini başvurulara dair önceliği esnetti; bugüne kadar sadece davacıların yaşam veya sağlıklarıyla ilgili riskin söz konusu olduğu ve “acil” kodlu başvurulara öncelik verirken bundan böyle “konunun önemi ve ivediliği” itibariyle diğer dosyaları da değerlendirebilecek. OHAL döneminde, tutuklu gazeteciler dahil birçok başvuruyu gündeme almaya karar veren AİHM, bunun için, “Ancak daire veya daire başkanı, belirli bir başvuruya öncelik tanımak için bu ölçütlerden ayrılabilir” ifadesini ekledi (31 Mayıs).
Tutuklu gazeteciler için AİHM eylemi: RSF, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde Türkiye’deki mahpus gazeteciler için özgürlük istedi. Ayrıca RSF ve Fransız Sokak sanatçısı C215’in hazırladığı, Türkiyeli mahpus gazetecilerin stencilleri Paris ve Strasbourg sokaklarına resmedildi (29-30 Mayıs).
Taş ve Aksoy yine AİHM’de: Gazeteciler Atilla Taş ve Murat Aksoy’un avukatları, 31 Mart’ta tahliye kararı verilen ancak “Darbe girişimi”nden sorumlu tutularak yeniden tutuklanan müvekkilleri için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Gazeteciler daha önce de “FETÖ üyeliği”nden tutuklandıklarında AYM’ye başvurmuş ancak yanıt alamamışlardı (25 Mayıs).
Sarıgül AİHM’de kazandı: AİHM, Erzurum Cezaevi yönetiminin, tutuklu Resul Sarıgül’ün 2004’te hapishanede yazdığı kitap taslağına “ahlaka aykırı” diye el koymasını ifade özgürlüğü ihlali olarak değerlendirerek Türkiye’yi bin 500 avro (yaklaşık 6 bin TL) manevi tazminat ödemeye mahkum etti (22 Mayıs).
Öğreten ve Kanaat AİHM’e gitti: Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın e-mail hesabının sabote edilmesinden elde edilen bilgileri haberleştirdikleri gerekçesiyle tutuklanan eski Diken editörü Tunca Öğreten ve BirGün gazetesi çalışanı Mahir Kanaat için, tutukluluklarının 119 gününde AİHM’e başvuru yapıldı (16 Mayıs).
Şık AİHM’e gitti: 133 gündür tutuklu bulunan Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ahmet Şık, derhal serbest bırakılması yönünde karar verilmesi için AİHM’e başvurdu (11 Mayıs).
Cumhuriyet dosyası AİHM’de öncelikli: AİHM, yaklaşık dört aydır Silivri Hapishanesi’nde tutulan Cumhuriyet gazetesinin 10 çalışanının başvurusunu “öncelikli” görüşme kararı aldı. AİHM, İçtüzüğün 41. maddesindeki kriterler arasında yer almamasına rağmen davanın konu itibarıyla AİHM’nin öncelikli olarak inceleyeceği davalar arasında yer aldığını belirtti (13 Nisan).
TRT’nin taraflılığını savundu: RTÜK, HDP yayınlarına yer vermeyen TRT ile ilgili şikayete dair yanıtında, “TRT Haber canlı yayınlarının siyasi parti açıklamalarının haber değeri taşıyıp taşımadığı şartına bağlı olduğunu, Meclis’te grubu bulunan tüm siyasi partilerin açıklama ve faaliyetlerini yayınlama zorunluluğu bulunmadığını” ileri sürdü (23 Haziran).
TRT için şikayet: HDP, yasal olarak kamu yayıncılığı yapması gereken TRT’nin partilerine yönelik ayrımcı tutum sergilediği gerekçesiyle bu kanalı RTÜK’e şikayet etti. Başvuruda, TRT Haber’in, 18 Nisan-30 Mayıs 2017 döneminde grup toplantılarının yapıldığı altı haftada AK Parti’ye 283 dakika yer verirken, HDP’ye hiç yer vermediği belirtildi (31 Mayıs).
Akit TV olunca kararsız: RTÜK, ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve eşine yönelik hakaret dolu yayından muhalif üyelerin oyları nedeniyle Akit TV ile ilgili karar alamadı. TV’den “Siz ancak karılarınızı kollarına verirsiniz” ve CHP’li bir vekil hakkında da “Gelirken şişeyi de getir, lazım olacak” sözlerine ceza veremedi (19 Mayıs).
İfade özgürlüğüymüş: RTÜK, eski Refah Partisi Milletvekili ve Yeni Akit gazetesi yazarı Şevki Yılmaz’ın, Akit TV’deki bir programda HDP’lileri işaret ederek, “MİT bazı kelleleri alması lazım. İdam beklenmez yani. Sultan Abdülhamit’in metodur ve İslamidir bu” sözlerini ifade özgürlüğü olarak değerlendirdi; programa ceza vermedi (12 Mayıs).
Hakan isyan etti: Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, RTÜK’ün kendisi için ‘Fino’ ve ‘Sahtekar’ ifadelerini kullanan Cem Küçük’e ceza vermemesine tepki gösterdi. ”Tetikçi pisliğin teki, televizyona çıkıp benim için ‘fino’ dedi, ‘sahtekâr’ dedi. RTÜK ne yaptı? ‘Fino’ ve ‘sahtekâr’ hakaretlerini ifade özgürlüğü sayıp ceza kesmedi” dedi (11 Mayıs).
Yasak yok, cezalar ağır: RTÜK yetkilileri OHAL kapsamında 690 sayılı KHK ile televizyonlarda yayınlanan evlilik programlarının yasaklanmadığını, yaptırımların ağırlaştırıldığını açıkladı (1 Mayıs).
“RTÜK hakaretlere kayıtsız”: RTÜK’ün muhalif üyeleri, 16 Nisan 2017 Referandumu öncesi “Evet” lehine yayın yapan A Haber, TGRT Haber, Beyaz TV, Kanal A, 24 gibi kanallara, hakaret ve iftira içeren yayınları nedeniyle işlem yapılmadığını, bunların “yorum ve eleştiri” olarak değerlendirildiğini savundu (27 Nisan).
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Nisan-Mayıs-Haziran 2017 döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 30 para cezası, 11 uyarı cezası, radyo kuruluşlarına da 8 para cezası, 3 uyarı cezası uygulandı. Kurul, Radyo ve TV’lere toplam 6 milyon 840 bin 052 TL idari para cezası verdi.
Geçen yılın aynı döneminde RTÜK, TV kuruluşlarına 15 uyarı, 45 para cezası ve 1 yayın durdurma cezası vermişti. Bu dönemde radyo kuruluşlarına 2 uyarı ve 4 para cezası uygulanmıştı. Kurul, Radyo ve TV’lere toplam 4 milyon 237 bin 059 TL de idari para cezası vermişti. Kurul 2016 yılının tamamında televizyonlara 50 uyarı, 112 para cezası ve 2 de yayın durdurma cezası; radyolara da 7 uyarı, 11 de para cezası vermişti. Yayın ilkelerini ihlalden verilen para cezalarının toplamı 15 milyon 907 bin 627 TL olmuştu.
(Reklam yayınlarının değerlendirme dışı bırakıldığı çalışma, RTÜK’ün 5 Nisan ile 7 Haziran 2017 tarihleri arasında gerçekleştirdiği 10 toplantının kayıtları temel alınarak hazırlandı).
RTÜK “Aşağılayıcı yayın”dan 7 para cezası 1 uyarı cezası; “Milli ve manevi değerler”den 8 para cezası ve 1 uyarı cezası; “Türkçe’nin kullanımı”ndan 6 para cezası ve 1 uyarı cezası; “Çocuk ve gençlerin gelişimine zararlı yayın”dan 14 para cezası ve 9 uyarı cezası, “Cinsiyetçi yayın”dan 1 para cezası, “Çocuk ve engellileri istismar”dan 1 uyarı cezası, “tütün ürünleri”nden 1 para cezası, “taraflı yayın”dan 1 uyarı cezası, “tekzip kurulını ihlal”den 1 de para cezası verdi.
Aşağılama: 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan “Yayınlar insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez” ilkesine aykırılıktan 1.378.987 TL (Akit TV – 14.908 TL (2); Beyaz TV – 23.600 TL; TV 8 – 1.076.726 TL; A9 TV – 14.908 TL; Beyaz TV- 23.581 TL; Fox TV – 210.356 TL) ve 1 uyarı cezası (Medya FM) para cezası verildi.
Milli ve manevi değerler: 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde yer alan “Yayınlar toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz” hükmünü ihlalden; 2.057.080 TL (Kanal A – 14.359 TL; A9 TV – 14.908 TL; Star TV – 828.917 TL; Kanal D – 594.658 TL; Show TV – 537.193 TL; Flash TV – 14.908 TL; Beyaz TV – 22.872 TL; Beyaz TV – 29.265 TL) para cezası ve 1 uyarı (Best FM) cezası verildi.
Türkçenin kullanımı: RTÜK, 6112 sayılı Kanunun “Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez” (m bendi) düzenlemesini ihlalden 76.875 TL para cezası (Metro FM – 9.750 TL;Süper FM -14.873 TL; Beyaz TV – 19.999 TL; Beyaz TV – 22.872 TL; Star Artı FM – 1.486 TL; Süper FM – 7.895 TL) ve 1 uyarı cezası (Derya TV) verdi.
Çocuk ve gençlerin gelişimi: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan“Çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz”hükmünün ihlalden; 3.198.747 TL (TV8 – 1.076.725 TL; Kanal D – 371.455 TL; Show TV – 355.711 TL; CNN Türk – 75.527 TL; Halk TV – 14.908 TL; Kanal 7 – 94.808 TL; Beyaz TV – 29.265 TL; Best FM – 7.305 TL; Beyaz TV – 23.581 TL; Show TV – 732.051 TL; TV 8 – 385.021 TL; EM TV – 14.908 TL; Best FM – 8.741 TL (2)) para cezası ve 9 uyarı cezası (360 TV; Kanal 24; AS TV; Kanal Urfa; Uzay Haber; Edessa TV; NTV (2), Star Artı FM) verildi.
Cinsiyetçi yayın: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (s)bendinde yer alan“Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez”hükmüne aykırı yayın yapmaktan 22.813 TL (Metro FM – 22.813 TL) para cezası verildi.
Çocuk ve engellilere karşı istismar: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde yer alan, “Çocuklara, güçsüzlere ve engellilerekarşı istismar içeremezve şiddeti teşvik edemez” ilkesinin ihlalden 1 uyarı (Show TV) cezası verildi.
Tütün ürünleri: 4207 sayılı Kanunun 3. maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Televizyonda yayınlanan programlarda, filmlerde, dizilerde, müzik kliplerinde, reklam ve tanıtım filmlerinde tütün ürünleri kullanılamaz, görüntülerine yer verilemez.” hükmünü ihlalde 12.070 TL (Disney Channel – 12.070 TL) para cezası verildi.
Taraflı yayın: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz” hükmünü ihlalden 1 uyarı (One Bal TV) cezası verildi.
Tekzibe saygı: 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (o) bendinde yer alan “Kişi veya kuruluşların cevap ve düzeltme hakkına saygılı olmak zorundadır” hükmünün ihlalden 93.480 TL para cezası (A Haber – 93.480 TL) verildi. (EÖ/BA)