“Cemaat” ve Kürt Medyasına OHAL Kapatma ve Tutuklamaları
Hükümetin, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan ettiği Olağanüstü Hal (OHAL), çıkardığı Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ve geliştirdiği politikalar, sadece Gülen Cemaati’ne yakın medya çevrelerini değil, Kürtler ve diğer muhalif yapıların yaygın bir baskı iklimiyle karşı karşıya kalmasına neden oldu.
“Fethullah Terör Örgütü (FETÖ)/ Paralel Devlet Yapılanması (PDY)”nın sorumlu tutulduğu darbe girişimi sonra OHAL’in ilan edildiği 20 Temmuz’dan 30 Eylül’e kadar, “FETÖ bağlantısı” şüphesiyle 70, “PKK bağlantısı” suçlamasıyla da sekiz gazeteci tutuklandı.
KHK’ler yoluyla gazetecilerin ve yakınlarının pasaportlarına el konularak seyahat yasağı getirilmesi, medya temsilcilerinin basın kartlarının iptal edilmesi idari tedbirlerin orantılılığına dair yoğun tepkilere neden oldu.
Gözaltı süresi
Diğer yandan, gazetecilerin 5 günü avukatsız olmak üzere 30 güne kadar gözaltında tutulabilmelerinin önünün açılması, kötü muameleye dair şikayetleri de beraberinde getirdi.
Gazetecilerin tutukluluğuna yapılan itirazların özensizce ve nesnel ölçütler dikkate alınmadan reddedilmesi kadar, itirazların sonuçlandırılmasına 30 gün gibi uzun bir süre tanınması da temel eleştiriler arasında yer aldı.
OHAL döneminde “darbe girişiminde etkin sorumluluğu olanların” veya bundan sorumlu tutulan “FETÖ örgütü ve mensuplarının” tespitine yönelik soruşturma ve operasyonlar, Gülen Cemaati’ne yakın yakın medya organlarında çalışanlarının ve gazetecilerin gözaltı merkezlerinde veya adliyelerde asgari hukuki destekten yoksun bırakılmalarına neden oldu.
OHAL, “Cemaat medyası” gibi Kürt medya çevrelerinin de haftalarca gözaltında tutulmalarına yol açtı.
Bu dönemde, “Gülen Cemaati”ne yakın gazete, televizyon, dergi ve sitelerine çalışan en az 33 medya çalışanı çeşitli süreler için gözaltına alınıp adli kontrol ile veya adli kontrolsüz serbest bırakıldı.
Ancak darbe girişimi veya “FETÖ/PDY” ile ilgisi bulunmayan Kürt ve sol medya çalışanlarından 44’ü de bu dönemde gözaltıyla karşılaştı.
30 Eylül itibariyle, KHK ile 155 medya organı (TV, radyo, gazete ve yayınevi) kapatıldı; 3 yayın yasağı veya geçici yayın yasağı kararı çıktı, 18 İnternet sitesi kapatıldı; 4 site haberi sansür gördü. Darbe girişimin yaşandığı 15 Temmuz’la birlikte 7 yayına müdahale edildi. Ayrıca, 2 gazeteci sınırdışı edildi; 1 gazete de toplatıldı.
“Cemaat medyası”na 70, Kürt medyasına 8 tutuklama
OHAL’in ilan edildiği 20 Temmuz’dan 30 Eylül’e kadar “FETÖ’yle bağlantı” şüphesiyle ulusal ve yerel medya organı çalışan 70 gazeteci ile Kürt medya çalışanı 8 gazeteci cezaevine gönderildi. Aynı dönemde, “FETÖ’yle bağlantı” ve “PKK ile bağlantı” şüphesiyle tutuklanan birer gazeteci tahliye edildi.
“FETÖ yöneticiliği veya üyeliği”, “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs-darbecilik”, “örgüte yardım”, “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım” ve “örgüt propagandası” şüphesiyle açılan dosyaların tamamı soruşturma aşamasında bulunuyor. Tutuklu kalan 7 Kürt medya çalışanından dördü soruşturma geçirirken, ikisi yargılanmaya başladı; biriyse hükümlü olduğundan tutuklandı.
Ayrıca, ABD’li serbest gazeteci Lindsey Snell, Suriye’den Türkiye’yi geçerken “askeri yasak bölgeyi ihlal ettiği” gerekçesiyle Ağustos başından bu yana tutuklu bulunuyor.
70 gazeteciye “FETÖ/PDY” tutuklaması
OHAL döneminde, Cemaate yakın medyaya 70 tutuklama getiren operasyonlara şu örnekler verilebilir:
4 tutuklama: İstanbul Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcılığı’nca gözaltına alınan ve üç gün gözaltında kalan Özgür Düşünce yazarı Murat Aksoy, Meydan gazetesi yazarı, şarkıcı Atilla Taş, gazeteci Mutlu Çölgeçen ve Ulusal Parti başkanı ve Türksolu dergisi yazarı Gökçe Fırat Çulhaoğlu “FETÖ üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla 2 Eylül’de tutuklandı.
17 gazeteci tutuklandı: İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, Meydan gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, eski Zaman gazetesi muhabiri Bayram Kaya, gazeteci Haşim Söylemez, TRT Haber’den Seyid Kılıç, eski Zaman Cumhurbaşkanlığı muhabiri Emre Soncan, Millet gazetesinden Cuma Ulus, Yeni Hayat yazarı Hanım Büşra Erdal, Zaman gazetesi eski parlamento muhabiri Habib Güler, Vatan gazetesinden Ufuk Şanlı, gazeteci Yakup Çetin, kapatılan Bugün gazetesinin haber müdürü Mustafa Erkan Acar, Zaman gazetesinden Ali Akkuş, Meydan’dan Abdullah Kılıç, kapatılan Bugün gazetesi muhabiri Cihan Acar, Aksiyon dergisinden Bünyamin Köseli, Gazeteci ve Yazarlar Vakfı’ndan Cemal Azmi Kalyoncu ve gazeteci Hüseyin Aydın’ı 30 Temmuz’da ‘”FETÖ üyeliği”nden tutukladı.
6 gazeteciye tutuklama: İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, daha önce kayyum atanan, “FETÖ” soruşturması kapsamında OHAL Kararnamesi’yle kapatılan Zaman gazetesinin yazar ve yöneticilerinden Şahin Alpay, Ahmet Turan Alkan, Ali Bulaç, Nuriye Akman, Lale Kemal ve Mustafa Ünal’ın “FETÖ’yü övücü, darbe girişimini mazur gösterici içerikleri” gerekçe göstererek 30 Temmuz’da tutuklanmasına karar verdi. Mahkeme, Ekrem Dumanlı hakkında terör suçundan tutuklama kararı sonrasında da 6 gazetecinin Zaman’da yazmaya devam ettiklerini bildirdi.
Akın’a tutuklama ve tahliye: FETÖ soruşturmasından gözaltına alınıp 29 Temmuz’da yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bırakılan Hürriyet gazetesi muhabiri Arda Akın, savcılığın itirazı üzerine teslim olduğu makamlarca “FETÖ’ye yardım” iddiasıyla 15 Ağustos’ta tutuklandı. Akın daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi.
OHAL Kürt medyasını kapattı
OHAL döneminde Kürt medyasına çalışan sekiz gazeteci, darbe girişimiyle ilgisi olmayan koşullar altında tutuklandı.
Bu gazetecilerden, Özgür Gündem gazetesi yayın danışma kurulu üyeleri ve köşe yazarları Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay ile gazetenin yayın yönetmeni Zana Kaya ve yazı işleri müdürü İnan Kızılkaya bu dönemde “PKK üyeliği” iddiasıyla tutuklandılar.
Arslan’a tutuklama ve tahliye: DİHA Erzurum Karayazı muhabiri Mehmet Arslan, eylemlerde “güvenlik personelini teşhir ettiği” gerekçesiyle 2 Ağustos’ta tutuklandıktan sonra avukatının yaptığı itiraz üzerine Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi’nden tahliye edildi.
“Cemaat medyası”nda 33, Kürt-Sol medyasına 44 gözaltı
OHAL’in yürürlüğe girdiği 15 Temmuz’da 30 Eylül’e kadar, Gülen Cemaati’ne yakın gazete, televizyon, dergi ve sitelerine çalışan en az 33 medya çalışanı çeşitli süreler için gözaltına alınıp adli kontrol ile veya adli kontrolsüz serbest bırakıldı.
Ancak darbe girişimi veya FETÖ örgütüyle ilgisi bulunmayan Kürt ve sol medya çalışanlarından 44’ü aynı dönemde gözaltına alındı.
Medya temsilcilerine 17 güne kadar gözaltı
Bu dönemde, Kanun Hükmünde Kararname ile şüphelilerin 30 güne kadar gözaltında tutulabilmeleri belirli ölçülerde gazeteciler için uygulandı: Siirt’te DİHA muhabiri Engin Eren, 17 gün gözaltında tutulduktan sonra, tutuklanma istemiyle sevk edildiği hakimlikçe adli kontrolle serbest bırakıldı.
Evrensel gazetesi muhabirleri Cemil Uğur ve Halil İbrahim Polat Mersin’de PKK lideri Öcalan’a yönelik tecridin protesto edildiği eylemi izlerken gözaltına alındı. Gazeteciler 16 gün gözaltında tutulduktan sonra Mersin Sulh Ceza Hakimliği kararıyla serbest bırakıldı.
OHAL’in hukukçular üzerinde caydırıcı etkisi
Darbe girişiminden sorumlu tutulan Cemaat çevrelerine yönelik intikam havası ve tepki, Cemaate yakında medya kuruluşlarında çalışmış, kamuoyuna mal olmuş birçok gazeteci ve köşe yazarının gözaltı ve soruşturma süreçlerinde temsil etme konusunda hukukçular üzerinde caydırıcı etki yaptı.
Bazı köşe yazarları ve gazeteciler, savcılık ve hakimlik süreçlerinde, ya Baro CMK servislerinden son anda temin edilen destekle veya risk almayı göze alan çok az sayıda avukat tarafından temsil edilebildi.
Cengiz’e dört gün avukatsız gözaltı
Atatürk Havalimanı’nda yurtdışına çıkmak üzereyken 21 Temmuz’da gözaltına alınan Today’s Zaman gazetesi eski yazarı Orhan Kemal Cengiz dört gün boyunca İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde tutulurken avukat yardımından yoksun bırakıldı. Eşi Al Monitor yazarı Sibel Hürtaş ise gözaltına alındıktan birkaç saat sonra serbest bırakıldı.
Gözaltında kötü muamele, cezaevlerinde tecrit
OHAL döneminde bazı gazeteciler, gözaltı merkezlerinde veya cezaevlerinde kötü muamelenin varlığına tanıklık ettiler. Ayrıca, adlarını vermek istemeyen en az iki gazeteci, gözaltı merkezlerinde diğer şüphelilere yönelik işkence uygulamalarına tanıklık ettiklerini beyan ettiler.
Gözaltında taciz: “FETÖ” ile bağlantılı olduğu iddiasıyla tutuklanan Zaman gazetesi eski muhabiri Ayşegül Parıldak, Eylül başında, gözaltında tacize uğradığını açıkladı. Özgür Gündem gazetesine yönelik operasyonda gözaltına alınan İMC TV muhabiri Gülfem Karataş 17 Ağustos’ta tecavüzle tehdit edildiğini, dayağa maruz kaldığını söyledi.
Tecrit: Silivri Cezaevi 9. Kısımda tutuklu olan Özgür Gündem gazetesi yetkilileri Zana Kaya ve İnan Kızılkaya, kendilerine Cumhuriyet ve Birgün gibi gazetelerin verilmediğini, televizyon ve radyo gibi yayın araçlarından da yoksun olduklarını açıkladılar.
Çıplak arama: 22 Eylül’de Kızılkaya, İstanbul Çağlayan Adliyesi’ne getirilirken çıplak aramaya maruz kaldığını bildirdi.
Söz konusu dönemde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Halkların Demokrasi Partisi (HDP) milletvekilleri, muhalif gazetelerin dağıtılmaması, Özgür Gündem gazetesi yetkilileri Zana Kaya ve İnan Kızılkaya’ya yönelik tecrit, gazeteci Miktat Algül’ün Alevi Dedesi’yle görüştürülmemesi gibi cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair şikayetleri Meclis gündemine sundukları soru önergeleri yoluyla taşıdılar. Önergelerden bazıları da, Dilek Dündar’ın pasaportunun iptal edilmesi, İnternet sansürü ve basın kartı iptalleriyle ilgiliydi.
23 gözaltı kararı ve 6 ev baskını
FETÖ soruşturması kapsamından gazeteciler Ergun Babahan, Eyüp Can Sağlık, Mehmet Yavuz Baydar, Erhan Başyurt, Abdülkerim Balcı, Asım Yıldırım, Önder Deligöz, Ali Selçuk Gültaşlı, Şemseddin Efe, Turhan Bozkurt, Yonca Kaya Şahin, Ali Yurttagül, Ayşe Özkalay, Can Bahadır Yüce, Celil Sağır, Faruk Arslan, Hasan Cücük, İbrahim Öztürk, Kemal Gülen, Mahmut Akpınar, Osman Özsoy, İhsan Yılmaz ve Savaş Genç hakkında gözaltı kararı verildi.
FETÖ’den 2 baskın: 30 Ağustos’ta,FETÖ soruşturması kapsamından hakkında gözaltı kararı verilen Dünya Haber Ombudsmanları Örgütü eski Başkanı, STV Haber ve TV24 eski program moderatörü ve Punto24’ün kurucularından gazeteci Yavuz Baydar ile Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu eski siyasi danışmanı ve eski Yeni Hayat gazetesi yazarı Ali Yurttagül’ün evlerine baskın düzenlendi; çilingirle kapı açılarak arama yapıldı. Evine tutanak bırakılan Baydar, Twitter mesajında, “Burası Türkiye. İşini yapmaya çalışan her gazeteci er veya geç işten atılmayı, mahkemeyi ve cezaevini tadacaktır” sözleriyle işleme sert tepki gösterdi.
Kürt medya çalışanlarına 4 baskın: 17 Ağustos’ta polis, Özgür Gündem gazetesi yazarı ve tayıncı Ragıp Zarakolu’nun yasal ikametgâhı olan, oğlu Sinan Zarakolu’nun evine baskın düzenledi. Kimsenin olmadığı ve kapı kırılarak girilen evde, kitaplara el konuldu. Özgür Gündem gazetesi eski yayın yönetmeni Eren Keskin, İmtiyaz sahibi Kemal Sancılı ve yazar Filiz Koçali’nin evlerine de baskın düzenlendi.
Pasaport ve basın kartı iptalleri
OHAL’in etkili olduğu Temmuz-Eylül 2016 döneminde 775 sürekli veya süreli sarı basın kartı ve KCK Basın davasının sanıkları 46 gazetecinin pasaportu iptal edildi; 5 gazetecinin pasaportuna el konulması için talepte bulunuldu. Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar, tutuklu Şahin Alpay’ın kızı, tutuklu Ercan Gün’ün oğlunun pasaportuna el konuldu.
Bu üç aylık dönemde 155 medya organı (TV, radyo, gazete ve yayınevi) kapatıldı; 3 yayın yasağı veya geçici yayın yasağı, 18 İnternet sitesi kapatıldı; 4 site haberi sansür gördü. 7 yayına müdahale edildi; 2 gazeteci sınırdışı edildi; 1 gazete toplatıldı (Bakınız; “BİA Medya Gözlem Raporu Temmuz-Ağustos-Eylül 2016 -Yasaklamalar, Kapatmalar, Toplatmalar”).
Cezasızlık: Dink ve Meriç dosyalarında gelişme
OHAL süreci, 10 yıl önce işlenen Hrant Dink cinayeti ve 5 yıl önce kaybedildikten sonra bedeni deniz kıyısında bulunan gazeteci Haydar Meriç’e dair soruşturmalara ivme kazandırdı.
Komiser yakalandı: Kırklareli’nde gazeteci Haydar Meriç’in Fethullah Gülen’ı eleştiren kitap yazacağını açıklamasından sonra kaçırılması, cesedinin 18 Haziran 2011’de Düzce Akçakova kıyılarında bulunmasıyla soruşturma kapsamında, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli Komiser Tolga G yakalandı. Dosyayla ilgili İstanbul ve Kırklareli Emniyeti’nde çok sayıda gözaltı ve tutuklama yaşandı.
Dink cinayetinde 14 tutuklama daha: İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, Dink cinayetinde sorumlulukları bulunduğu gerekçesiyle dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz, Trabzon jandarma istihbarat müdürü Metin Yıldız, jandarma istihbarat görevlisi Astsubay Veysel Şahin,İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli Astsubay Ecevit Emir ve Uzman Jandarma Adem Sarıgöl’ü “silahlı FETÖ terör örgütüne üyelik” ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla tutukladı.
OHAL 2 bin 500 işsiz yarattı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), OHAL ilan edildiğinden beri, Cemaat ve Kürt çevrelerinden 121 medya organının kapatılması nedeniyle 2 bin 500’e yakın gazeteci ve medya çalışanının işsiz kaldığını bildirdi.
Erdoğan ve medya özgürlüğü
Darbe girişiminin ardından ABD medyasıyla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yandan darbe girişimine karşı direnenlerin ödediği bedeli özetlerken, diğer yandan da medya özgürlüğüne dair endişeleri şu şekilde değerlendiriyordu: “Özgür basın konusunda hiçbir sorunumuz olmamıştır. Basın hala özgür değil deniliyorsa Türkiye’de bir darbe olmuştur ve bu darbenin yanında ve karşısında olan medya vardır. Bu darbeyi destekleyen basın karşısında yargının atabileceği bir adım yoktur. Her an yanlış haberlerle vatandaş kandırılabilir. 208 insan öldü ve bunların çoğu sivil. Bin 500 yaralı var, 150’si ağır… Bunun hesabını yarın soracaklardır…” (19 Temmuz).
29 Temmuz’da Erdoğan, darbe girişiminden sonra ortaya çıkan imkanı iyi değerlendirmek adına, bu zamana kadar şikayetçi olduklarını “bir kereye mahsus olmak üzere affettiğini” açıkladı. (EÖ/HK)