MEDYA GÖZLEM VERİTABANI
ENGLISH
BİA MEDYA GÖZLEM / NİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2016
Gün Gün Üç Aylık Medya/İfade Özgürlüğü İhlalleri - Tam Metin
2016 2. Çeyrek Medya Gözlem Raporu - Tam Metin
Erol Önderoğlu - Bia Haber Merkezi 29/07/2016

Medya Gözlem 2016 Nisan-Mayıs-Haziran/ Tam Metin

32 gazeteci ve 10 dağıtımcı Temmuz 2016’ya cezaevinde girdi. Gazetecilerin 22’si ve dağıtımcıların tamamı Kürt medyasından; TMK ile TCK kapsamında “örgüt” bağlantılı olarak hapiste bulunuyor. Geçen yılın aynı döneminde 23 gazeteci ve 9 dağıtımcı cezaevindeydi.

Agos gazetesi yayın yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de öldürülmesinde sorumlulukları oldukları gerekçesiyle 26 Emniyet ve istihbarat görevlisine dokuz yıl sonra açılan davada, istihbaratçılar Muhittin Zenit, Ercan Demir ve Özkan Mumcu tahliye edildi. Eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay cinayet hazırlıklarıyla ilgili uyarılmadığını, “tertemiz bir sicili” olduğunu, Zenit de uyar0ı görevini yerine getirdiğini savundu. Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek’in tutuklu yargılandığı dava 8-9-11-12 Ağustos’ta sürecek.

Aydın ve gazeteci Musa Anter’in öldürülmesi ve 90’larda JİTEM’in işlediği cinayetlerle ilgili tutuklu yargılanan korucu Hamit Yıldırım, Musa Anter ve Orhan Miroğlu’nu tanımadığını ve iftira kurbanı olduğunu ileri sürdü. İki yıldır Adalet Bakanlığı’nın İsveç’teki sanık Aziz Turan’ın (Abdülkadir Aygan) savunmasını sağlaması bekleniyor. Dava 26 Eylül’de sürecek.

BİA Medya Gözlem Raporu’nda “öldürülen gazeteciler”, “hapisteki gazeteciler”, “saldırı, tehdit ve engellemeler”, “soruşturmalar, açılan-süren davalar, kararlar”, “hakaret, kişilik hakları ve tazminat davaları”, “yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar”, “Anayasa Mahkemesi”, “AİHM” ve  “RTÜK”  bölümleri yer alıyor

Gazeteci Cinayetleri / Yargılama

 Hrant Dink Cinayeti

Demir’e tahliye: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’te öldürülmesine ilişkin kamu görevlileri soruşturması ile birleştirilen davada, tutuklu sanık Ercan Demir’in tahliyesine karar verdi; yurtdışı yasağı koydu. Tutuklu sanık Ali Fuat Yılmazer, iddianamede bazı evraklarda sahtecilik yapıldığını öne sürerek, bazı delillerin çarpıtılarak aleyhine kullanıldığını iddia etti. Mahkeme, Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek’in tutuklu kalmasına karar verdi. Tanık dinlenmesi talepleri savunmalardan sonra değerlendirilecek. Mahkeme, İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan, yardımcı istihbarat elemanı Mehmet Kurt kod adlı sanık Erhan Tuncel’in çalıştırıldığı dönemlere ait verimliliğinin değerlendirilmesine dair Trabzon Emniyeti’ne ait kayıt ve belgeleri istedi. Dava 8-9-11-12 Ağustos’ta sürecek (23 Haziran).

Altay dinlendi; Yazar’a tutuklama: Hrant Dink cinayeti davasında ilk savunmayı eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay yaptı. Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu’nun sorularıyla karşılaşan Altay, “tertemiz bir sicile” sahip olduğunu ve Dink cinayeti davasında yargılanmaktan “hicap” duyduğunu belirtti; Temmuz 2006’ta İstihbarat Şube Müdürü görevine getirilen Faruk Sarı’nın bu tarihten Dink’in öldürüldüğü tarihe kadar kendisine suikastla ilgili bir bilgi vermediğini söyledi. Mahkeme, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı’ndan, 1 Ocak 2004-19 Ocak 2007 tarihleri arasında azınlıklara yönelik tehditlere ilişkin yazılan ve tüm illere dağıtılan uyarı yazılarının onaylı bir örneğini göstermesini istedi. Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Teknik Şube Müdürü Yunus Yazar hakkında “Silahlı terör örgütüne üyeliği”nden yakalama kararı çıkarılması da istendi. Mahkeme, sanık Erhan Tuncel’in yurtdışı çıkış yasağının sürmesine, Ahmet İskender ve Coşgun Çakar hakkındaki yakalama kararlarının infazının akıbetinin sorulmasına da karar verdi (26 Mayıs).

Dink davasında Mumcu ve Zenit’e tahliye: Hrant Dink cinayeti davasının görülmesine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sekizi tutuklu 34 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasına tutuklulardan Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Muhittin Zenit, Ercan Demir, Özkan Mumcu ve Yasin Hayal katıldı. Başka suçlardan tutuklu bulunan Tamer Bülent Demirel, Osman Gülbel, Ali Poyraz ve Hamdi Egebatan telekonferans ile duruşmaya katıldı. Tutuksuz sanıklardan Erhan Tuncel, Osman Hayal, Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler, Reşat Altay, Faruk Sarı, Hasan Durmuşoğlu, Sabri Uzun, Onur Karakaya, Şükrü Yıldız ve Mehmet Ayhan duruşmada hazır bulundu. Cinayette kamu görevlilerinin sorumluluğuna ilişkin hazırlanan iddianameyle birleştirilen davada tutuklu sanıklardan dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nde komiser olan Özkan Mumcu ve polis memuru Muhittin Zenit tahliye edildi. İfadesinde, “Dink cinayetine devlet olarak göz yumduk” diyen Zenit, savunmasında “Eğer örgüt üyesi olsaydım, örgütün eylemini sabote edecek şekilde neden 10 ay önceden Yasin Hayal’in Hrant Dink’i öldürmekte kararlı olduğunu devlete bildireyim” şeklinde konuştu (19 Nisan).

 Musa Anter Cinayeti

İki yılda bir ifade gelmedi: Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, aydın ve gazeteci Musa Anter’in öldürülmesi ve 90’larda JİTEM’in işlediği cinayetlerle ilgili Hamit Yıldırım’ın tutuklu yargılandığı davada, halen, sanık Aziz Turan’ın (Abdülkadir Aygan) savunmasının İsveç’ten alınması bekleniyor. Mahkeme bunun için Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne yazılan yazının beklenmesine karar verdi. Duruşmayı HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ve HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik Özkan ve Yalçın Küçük de izledi. Tanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün mazeretini kabul eden mahkeme, SEGBİS ile ifadesinin alınması için bulunduğu yer mahkemesine yazı yazılmasını istedi. Korucu olduğunu, Musa Anter ve Orhan Miroğlu’nu tanımadığını ve iftira kurbanı olduğunu ileri süren Hamit Yıldırım’ın tutuklu kalması kararlaştırıldı. Dava 26 Eylül’de sürecek (20 Haziran).

Mahkeme, bir önceki duruşmada, dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Hüseyin Özbilgin’i tanık olarak dinlemişti; Veli Küçük yine mazeret bildirerek duruşmaya katılmamıştı. Özbilgin, ifadesinde “Olay yerine geldiğimizde ambulans çağırdık. O zaman fazla ambulans bulunmuyor, anonsu tekrar ettim. Ambulans çağırdığımı gören arkadaşlarımız ‘Bırak ölsün en iyi Kürt ölü Kürt’ dediler. Maalesef o zamanlar öyle bir algı vardı” dedi. Saldırıda ağır yaralanan gazeteci-yazar Orhan Miroğlu da, “Beni hastaneye kaldıranlar Arif Bekiroğlu, İhsan Aydemir. Onların da tanıklığı alınsın isterim… MİT’in cinayetten haberi var. Musa Anter Diyarbakır’a gitmeden önce Ankara’ya gelip koruma talep ediyor çünkü” şeklinde konuştu. Anter Ailesi avukatlarından Selim Okçuoğlu, soruşturmanın genişletilmesini talep edeceklerini ancak sanık Aziz Turan’ın savunmasının İsveç’ten acilen alınması gerektiğini bildirmişti (25 Nisan).

Hapis Gazeteciler

 (Türkiye cezaevindeki gazeteci ve medya çalışanların durumu hem ülke içinde hem uluslararası planda farklı şekillerde kamuoyuna yansıyor. Kimi örgüt ve girişimler “gazeteci” oluşlarının temel alarak savunu faaliyetlerinde bulunurken, kimileri de “gazetecilik faaliyetleri kapsamında cezaevinde olup olmadıklarını” esas alıyorlar. Hatta, aynı kriterde yola çıktıkları halde farklı sonuçlar da elde edebiliyorlar. BİA Medya Gözlem Raporu’nda, çalıştıkları medya kuruluşunca gazeteci olarak tanıtılanlar, gazetecilik faaliyeti kapsamı itibariyle herhangi bir tespit ve sonuca gidilmeden, Türk Ceza Kanunu veya Terörle Mücadele Kanunu kapsamında işlem görmeleri dikkate alınarak değerlendirmeye alınıyor.)

32 gazeteci ve 10 dağıtımcı Temmuz 2016’ya cezaevinde girdi. Gazetecilerin 22’si ve dağıtımcıların tamamı Kürt medyasından; TMK ile TCK kapsamında “örgüt” bağlantılı olarak hapiste bulunuyor.

2015’in aynı döneminde 23 gazeteci ve 9 dağıtımcı cezaevindeydi; gazetecilerden 13’ü ve dağıtımcıların tamamı Kürt medyasındandı.

Hapisteki 32 gazeteciden 23’ü ‘Kürdistan Topluluklar Birliği-Türkiye’ (KCK), ‘PKK’ ve ‘DYG’; biri ‘ Maoist Komünist Partisi’ ; biri’Marksist Leninist Komünist Partisi’ (MLKP); biri ‘Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması’ (FETÖ/PDY), biri ‘Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’ (DHKP-C); biri ‘Direniş Hareketi’, biri ‘Türkiye Komünist Emek Partisi/Leninist’ (TKEP/L) örgütü üyeliği, biri “casusluk”, biri “gizli bilgi temini/tahribi” iddiası çerçevesinde yargılanma konusu oldu. Biri de üç örgüte birden üye olmaktan (Ergenekon Örgütü Mersin Teşkilatı, Türk İntikam Birliği Teşkilatı ve İç Örgüt) yargılandı.

32 gazeteciden 16’sı hükümlü, 1’i yerel mahkemede hüküm giydi, Yargıtay kararını bekliyor; 4’ü halen yargılanıyor; 11’i soruşturma geçiriyor. Soruşturma geçirenlerden 6’sı “örgüt üyeliği”, 2’si hem “örgüt üyeliği” hem “örgüt propagandası”, 1’i “örgüte yardım”, 1’i “örgüt propagandası”; 1’i hem “gizli belge temini” hem “casusluk” şüphesiyle soruşturuluyor.

Azadiya Welat gazetesinden 4 gazeteci hapiste; tamamı hükümlü; Dicle Haber Ajansı’ndan (DİHA) 1’i eski muhabir toplam 12 gazeteci hapiste, 2’si hükümlü, 2’si yargılanıyor, 8’i soruşturma geçiriyor; Özgür Halk dergisinden iki gazeteci hapiste, ikisi de hükümlü; bir Radyo Dünya yetkilisi, bir Hevi Jine dergisi yetkilisi, bir Yeni Özgür Politika/Özgür Gündem gazetelerinin yazarı hükümlü…

KCK – PKK – DYG / Hükümlüler: Ferhat Çiftçi (Azadiya Welat Antep temsilcisi- 22 yıl, 8 ay), Hamit Dilbahar/Duman (Azadiya Welat yazarı- 16 yıl), Kamuran Sunbat (DİHA Çukurova eski muhabiri- 11 yıl, 11 ay), Kenan Karavil (Radyo Dünya Yönetmeni- 19 yıl, 9 ay), Nuri Yeşil (Azadiya Welat Tunceli temsilcisi- 1 yıl, 7 ay), Seyithan Akyüz (Azadiya Welat Adana temsilcisi- 22 yıl, 6 ay), Şahabettin Demir (DİHA Van muhabiri- 4 yıl), Mikail Barut (Özgür Halk dergisi editörü- 7 yıl 6 ay), Yılmaz Kahraman (Özgür Halk dergisi editörü- 10 yıl hapis), Gurbet Çakar (Hevi Jine dergisi yazı işleri müdürü- 7 yıl 6 ay hapis), Özgür Amed (Yeni Özgür Politika ve Özgür Gündem gazeteleri yazarı).

KCK – PKK – DYG örgütüne üyelik/ soruşturma aşamasında: Cebrail Parıltılı (Anadolu Ajansı eski muhabiri), Mazlum Dolan (DİHA muhabiri), Nuri Akman (DİHA Van muhabiri), Nedim Türfent (DİHA Van muhabiri), Ziya Ataman (DİHA Van muhabiri), Mehmet Hakkı Yılmaz (DİHA Antep muhabiri), Feyyaz İmrak (DİHA muhabiri), Meltem Oktay (DİHA muhabiri),Abdulkadir Turay (DİHA Mardin muhabiri), Emin Demir (Mersin’de serbest gazeteci), : Serkan Aydemir (Bitlis Aktüel gazetesi muhabiri), Muhammet Doğru (DİHA Sakarya muhabiri).

 “Gizli belge temini ve “casusluk”/soruşturma aşamasında: Şermin Soydan (DİHA Van muhabiri)

MKP/ Hükümlüler: Erdal Süsem (Eylül Hapishane dergisi editörü – ömür boyu hapis)

MLKP/ Hükümlüler: Hatice Duman (Atılım Dergisi sahibi ve yazı işleri müdürü – ömür boyu hapis).

DHKP-C/Hükümlü: Mustafa Gök (Emek-Adalet dergisi Ankara temsilcisi – ömür boyu hapis).

Direniş/ Hükümlü: Erol Zavar (Odak dergisi yazı işleri müdürü)

Ergenekon Mersin/ Türkiye İntikam Birliği Teşkilatı (TİBT) ve İç Örgüt: Mikdat Algül (Mezitli FM genel yayın yönetmeni): 65 yıl ceza aldı, dosyası Yargıtay’da. “Cemaat” yargıçlarını şikayet ettikten sonra Ankara Sincan Cezaevi’ne nakledildi. Şikayeti hala sonuçsuz.

TKEP/L / Hükümlü: Sami Tunca (Yeni Evrede Mücadele Birliği Dergisi yazı işleri müdürü)

FETÖ/PDY / dava aşamasında: Hidayet Karaca (Samanyolu Yayın Grubu başkanı).

 “Devletin gizli belgelerini tahrip/kullanma”/dava aşamasında: Mehmet Baransu (Taraf gazetesi yazarı)

Dağıtımcılar-çalışanlar

10 dağıtımcı ve çalışanın tamamı ‘KCK-PKK-DYG’ davalarından cezaevinde bulunuyor. Dağıtımcıların sekizi hükümlü, biri yargılanıyor, biri soruşturma geçiriyor.

KCK-PKK-DYG / Hükümlüler: Cengiz Doğan (Fırat Dağıtım – Azadiya Welat Nusaybin çalışanı – 3 yıl, 7 ay), Mikail Çağrıcı (Azadiya Welat Diyarbakır dağıtımcısı, müebbet), Sibel Mustafaoğlu (Fırat Dağıtım Antep çalışanı – 21 yıl, 6 ay), Veysi Arancak (Fırat Dağıtım İstanbul çalışanı – 9 yıl, 8 ay, 15 gün), Salman Akpınar (Fırat dağıtım çalışanı- İki kez müebbet ve 7 yıl 8 ay), Neval Aydın (Azadiya Welat Adana dağıtımcısı, 7 yıl, 6 ay), Mevlüt Ayağ (Fırat Dağıtım Batman çalışanı 7 yıl 6 ay), Baran Karadağ (Azadiya Welat Erdiş Dağıtımcısı, 7 yıl 6 ay).

KCK-PKK-DYG / Yargılananlar: Mehmet Emin  (Azadiya Welat Diyarbakır çalışanı).

KCK-PKK-DYG/Soruşturma geçirenler: Semih Elitaş (Azadiya Welat Manisa dağıtımcısı).

 Tutuklamalar

 Fincancı, Nesin ve Önderoğlu tutuklandı: Gazeteci yayıncı Ahmet Nesin, TİHV başkanı Şebnem Korur Fincancı ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi ve bianet raportörü Erol Önderoğlu, Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde Özgür Gündem gazetesinin başlattığı sembolik bir günlük Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasında sorumlu oldukları gazete nüshalarındaki haberler yoluyla “terör örgütü propagandası” yaptıkları iddiasıyla tutuklandı (20 Haziran).

Demir tutuklandı: Mersin’de serbest gazetecilik yapan Emin Demir, sosyal medyadaki paylaşımlarında “PKK propagandası yaptığı” iddiasıyla tutuklanarak Mersin E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Avukatı Abdulselam Demir, kendi rızasıyla ifadeye gelen müvekkilinin tutuklanmasını eleştirdi (31 Mayıs).

Soydan tutuklandı: Van’da gözaltına alınan DİHA muhabiri Şermin Soydan, Hakkari Savcılığı için Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile ifade verdikten sonra tutuklandı. “Devletin gizli belgesini temin” ve “casusluk maksadıyla bilgi yaymak” iddiasıyla tutuklanan Soydan, “İşte Gever’e ‘gizli’ operasyon belgesi” başlıklı belgeyi haberleştirmişti (14 Mayıs).

Türfent’e tutuklama: Van’da gözaltına alınıp Yüksekova’ya nakledilen DİHA muhabiri Nedim Türfent, “PKK üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı (13 Mayıs).

Yayıncıya tutuklama: İstanbul Kadıköy’de metrobüs durağında yapılan rutin polis kontrolü sırasında gözaltına alınan Aram Yayınevi editörü Ferzende Taşan “PKK üyeliği” iddiasıyla hakkında kesinleşmiş cezası bulunduğu gerekçesiyle tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderildi (13 Mayıs).

Turay tutuklandı: Mardin’in Savur ilçesinde yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan DİHA muhabiri Abdulkadir Turay, Savur Belediyesi ve DBP yetkilileri dahil beş kişi “PKK’ye yardım” iddiasıyla tutuklandı; Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi (9 Mayıs).

Yılmaz tutuklandı: DİHA ajansının Antep muhabiri Mehmet Hakkı Yılmaz, kentte emniyete yönelik bombalı saldırıyı “son dakika” haberi olarak geçtikten sonra gözaltına alındı; üç gün sonra da “örgüt üyeliği”nden tutuklandı (4 Mayıs).

Güldem’e tutuklama: Batman’da gözaltına alınarak Mardin’e getirilen DİHA muhabiri Bilal Güldem “PKK üyesi olduğu” iddiasıyla tutuklandı. Güldem’e “Gazeteciliğe başlamandaki amaç nedir?” diye de soruldu (24 Nisan).

Doğru’ya tutuklama: Sakarya Üniversitesi’nden 10 öğrenciyle birlikte gözaltına alınan DİHA muhabiri Muhammed Doğru, dört gün gözaltında tutulduktan sonra “PKK propagandası” ve “örgüt üyeliği” şüphesiyle tutuklandı (19 Nisan).

Oktay tutuklandı: Nusaybin’de 12 Nisan’da gözaltına alınana DİHA muhabiri Meltem Oktay “PKK üyeliği” suçlamasıyla tutuklandı.

Ataman’a tutuklama: Van’da gözaltına alınan DİHA stajyer muhabiri Ziya Ataman, SEGBİS üzerinden Beytüşşebap Sulh Ceza Hakimliği’ne ifade verdikten sonra “örgüt üyeliği”nden tutuklandı. Ataman, Van M Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi (11 Nisan).

 Tahliyeler

 10 gün sonra tahliye: Özgür Gündem gazetesinin başlattığı sembolik bir günlük Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katıldıkları için “terör örgütü propagandası” iddiasıyla tutuklanan TİHV başkanı Şebnem Korur Fincancı Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nden, RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu ve gazeteci-yazar Ahmet Nesin Silivri Cezaevi’nden tahliye oldu (30 Haziran).

Güldem’e tahliye: Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Nusaybin’de haberi takibindeyken tutuklanan DİHA ajansı muhabiri Bilal Güldem’ı davasının ilk duruşmasında tahliye etti (30 Haziran).

Daştan’a tahliye: Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Şubat’ta tutuklanan, “PKK üyeliği, Facebook paylaşımları üzerinden “Örgüt propagandası”, “Tehdit, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” ve “Halkı askerlikten soğutma” suçlamalarından cezalandırma istenen DİHA muhabiri Nazım Daştan’ı ilk duruşmada tahliye etti (23 Haziran).

Oruç’a tahliye: Silopi’de 5 Ocak’ta gözaltına alınıp, zırhlı araçla kaçırılan ve oluşan kamuoyu baskısı sonrası Silopi Emniyet Müdürlüğü’nde tutulduğu kabul edilen DİHA muhabiri Nedim Oruç, “PKK propagandası”, “PKK üyeliği” ve hendek ve barikatları ihbar etmediği gerekçesiyle “Suçu bildirmemek” iddialarından yargılandığı davanın ilk duruşmasında tahliye edildi (10 Haziran).

Avcı’ya tahliye: Selam Tevhid davasından 21 Eylül’de İzmir’de gözaltına alınıp üç gün sonra tutuklanan Bugün gazetesi eski yazarı Gültekin Avcı, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla tahliye edildi (9 Haziran).

Keskin’e tahliye: Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, not defterinde bulunan yazı ve telefon numaraları gerekçe gösterilerek 24 Şubat’ta “PKK üyeliği” suçlamasıyla tutuklanan Yurtsever Gençlik dergisi sorumlu müdürü Muhammed Yusuf Keskin’i tahliye etti (12 Mayıs).

 Gözaltılar

 Nisan-Mayıs-Haziran 2016’da, 33 gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alındı. 2 medya organına baskın düzenlendi; en az 3 uluslararası medya temsilcisi sınırdışı edildi. Geçen yılın aynı döneminde, 30 gazeteci veya medya çalışanı gözaltına alınmıştı. 2015 tamamında bu sayı 120 idi.

 Koç’a gözaltı: Dicle Haber Ajansı (DİHA) Aydın Muhabiri Kenan Koç, Aydın’ın Söke ilçesinde Terörle Mücadele polislerince gözaltına alınıp savcılıkta ifade verdikten sonra serbest bırakıldı (23 Haziran).

Çoban’a gözaltı: Gazeteci – fotoğrafçı Mürsel Çoban, Sakarya Cumhuriyet Savcılığı’nca sosyal medya paylaşımları üzerinden “örgüt propagandası” yaptığı şüphesiyle başlatılan bir soruşturma nedeniyle Diyarbakır’ın Sur ilçesinde gözaltına alındı. Çoban, ifade verdikten sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı (21 Haziran).

Canikligil’e gözaltı: Paris’ten İstanbul’a gelen Hürriyet gazetesi New York Temsilcisi Razi Canikligil, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun sosyal medyadaki paylaşımlarından şikayetçi olduğu bir soruşturma nedeniyle Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alındı. 12 saat havalimanı emniyetinde bekletilen gazeteci savcılıkça ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı (21 Haziran).

Parlak serbest: “PKK propagandası yaptığı” şüphesiyle gözaltına alınan Silvan Mücadele Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ferhat Parlak, tutuklanma talebiyle sevk edildiği mahkemede adli kontrolle serbest bırakıldı (14 Haziran).

 Bay’a gözaltı: Sendika.org sitesi muhabiri Murat Bay Yüksekova girişinde gözaltına alınıp GBT kontrolünden geçirildikten sonra serbest bırakıldı (31 Mayıs).

Değer’e gözaltı: Batman’ın GAP Mahallesi’nde “örgüt üyeliği” şüphesiyle evinden gözaltına alınarak hakimlik önüne çıkarılan fotoğrafçı Mehmet Sait (Cıwan) Değer tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı (30 Mayıs).

Üç eski Zaman çalışanına gözaltı: Düzce’de “Cemaat” soruşturması kapsamında bir dönem Zaman gazetesinin Düzce Temsilciliği görevlerinde bulunan B.Ö., A.Ö. ve İ. Ş. “FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak” ve “teröre finans sağlamak” suçundan gözaltına alındı. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin evlerinde dijital malzemelerine el koydu (25 Mayıs).

Yayıncıya baskın: Polis, İstanbul’da Sultangazi Gazi Mahallesi’ndeki Yürüyüş dergisinin baskıya hazırlık çalışmalarının yürütüldüğü Ozan Yayıncılık’a operasyon düzenledi (25 Mayıs).

Yerel radyoya baskın: Polis, bir Twitter kullanıcının “Şanlıurfa’da yayın yapan Radyo Karacadağ şu anda kesintisiz olarak HDP vekilinin konuşmasını yayınlıyor tüm konuşma hakaret saray düşmanlığı” mesajını paylaşmasından sonra, Urfa Radyo Karacadağ’a baskın düzenledi; çalışanlar Müslüm Polat, Mizgin Çay ve Zozan Kolay’ı gözaltına aldı. Radyo ancak çalışanları serbest bırakıldıktan sonra yayınına geri döndü. Radyo, kendilerinden 3 aylık arşivlerinin istendiğini bildirdi (24 Mayıs).

Demir’e darp ve gözaltı: Van’da polis, Valiliğin karşısında bir gencin gözaltına alınmasını görüntülemek isteyen gazeteci Recep Demir’i darp ederek gözaltına aldı (21 Mayıs).

İki gözaltı ve saldırı iddiası: Özgür Halk dergisi çalışanları Fatih Pekedis ve Mehmet Altun, ofislerine gitmek üzere Taksim Meydanı’ndan geçtikleri sırada yunus polislerince gözaltına alındı. Altun’un çantasından Ezizo Ziyo Bedirxan’ın Kızıl Kürdistan kitabının çıkması üzerine meydan yakınındaki çevik kuvvet merkezine götürülen gazeteciler, burada “Terörist misiniz?”, “Bomba patlatmaya mı geldiniz?” denilerek saldırıya uğradıklarını savundular  (14 Mayıs).

Ud’a gözaltı: Evrensel gazetesi İzmir muhabiri Metehan Ud gazeteci olarak katıldığı bir eylemden dolayı yargılandıktan sonra “yoklama kaçağı” olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı (3 Mayıs).

İki muhabire gözaltı: DİHA muhabirleri Erdoğan Alayumat ile Ergin Çağlar, Hatay’ın Altınözü İlçesi’nde gözaltına alınarak, Karbeyaz Jandarma Karakolu’na götürüldü (3 Mayıs).

 Aktan’a gözaltı: İMC TV Haber Müdürü Hamza Aktan, Twitter yoluyla “kamuoyunu devlete karşı kışkırtmak” iddiasıyla İstanbul Bahçelievler’deki evinden gözaltına alındı; tutuklama talebiyle sevk edildiği nöbetçi mahkemece “adli kontrol” şartıyla serbest bırakıldı (30 Nisan).

Şimşek’e gözaltı ve uzaklaştırma: Şırnak Silopi’de polis, Almanya Haber Ajansı muhabiri Uygar Önder Şimşek’in önünü zırhlı araçla kestikten sonra gerekçe bildirmeden İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürdü, “görüntü ve fotoğraf çekmek yasak” diyerek ilçe dışına çıkardı (28 Nisan).

Gözaltı ve sınırdışı: Van’da yaşayan Finlandiyalı gazeteci-yazar Taina Niemela, “ajanlık faaliyetinde bulunduğu” iddiasıyla gözaltına alındı. Savcılık sorgusu tamamlanan Niemela sınırdışı edildi (27 Nisan).

Lepeska’ya sınırdışı: Müslüman ülkeler, medya, kültür, yemek gibi konularda makaleler yazan El Cezire Muhabiri David Lepeska’ya Türkiye’ye giriş izni verilmedi. Gazeteci Atatürk Havalimanı’ndan ABD’ye geri gönderildi (25 Nisan).

Zileli’ye gözaltı: Gazeteci Ümit Zileli 12 Eylül 1980 dönemi Diyarbakır Cezaevi Müdürü Esat Oktay Yıldıran’a “İşkenceci” dediği gerekçesiyle kitap fuarına katılmak için gittiği İzmir’de gözaltına alındı, ifadesi alındıktan sonra da serbest kaldı (24 Nisan).

Gazeteciye Türkiye yasak: Almanya’da çıkan Bild dergisi foto-muhabiri Giorgos Moutafis’in Atatürk Havalimanı’ndan Türkiye’ye girişine izin verilmedi (24 Nisan).

Umar’a “Erdoğan” gözaltısı: Türkiye’nin Rotterdam Başkonsolosluğu’nun “muhbirlik çağrısını” Hollanda’daki Metro gazetesinde eleştiren Hollandalı gazeteci Ebru Umar “Cumhurbaşkanına hakaret ettiği” gerekçesiyle gözaltına alındı. Kuşadası Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarılan Umar, yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol karşılığında serbest bırakıldı (24 Nisan).

Açıkel’e gözaltı: Kanal D eski muhabiri Ekrem Açıkel “Şike soruşturması” kapsamında gözaltına alındıktan iki gün sonra serbest bırakıldı (22 Nisan).

Akdamar’a gözaltı: Bingöl’ün Karlıova ilçesinde DİHA Muhabiri Doğan Akdamar “hakkında arama kararı olduğu” gerekçesiyle gözaltına alındı (21 Nisan).

 Dara’ya garip gözaltı: Yüksekova Haber sorumlu yazı işleri müdürü Zeki Dara, Hakkari İl Müftülüğü’nce düzenlenen kutlu doğum haftası etkinliğinde Hakkari Valisi Yakup Canbolat’ın yakınında “bacak bacak üstüne attığı” gerekçesiyle gözaltına alındı (14 Nisan).

Schwenck’a giriş yasağı: Alman Devlet Televizyonu ARD’ye bağlı SWR kanalı için çalışan gazeteci Volker Schwenck “sakıncalı kişi” olma iddiasıyla İstanbul Havalimanı’ndan Türkiye’ye sokulmadı; 12 saat gözaltında tutulduktan sonra sınırdışı edildi. Almanya Başbakanı Angela Merkel, ARD televizyonu gazetecisinin Türkiye’ye alınmaması konusunu endişeyle takip ettiklerini ifade etti ve Alman Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’yle bağlantıya geçtiğini söyledi. (19 Nisan).

Kerimov’a Türkiye yasağı: Rus devlet haber ajansı Sputnik’in Türkiye Genel Müdürü Tural Kerimov, Türkiye’ye sokulmadı (20 Nisan).

Akgül’e gözaltı: Nusaybin’de 12 Nisan’da gözaltına alınana DİHA muhabiri Uğur Akgül “PKK propagandası” şüphesiyle ifade verdikten sonra “adli kontrol” şartıyla serbest bırakıldı (14 Nisan).

Ataman’a gözaltı: DİHA stajyer muhabiri Ziya Ataman, hakkında arama kararı olduğu gerekçesiyle Van’da gözaltına alındı (10 Nisan).

Beş gazeteciye gözaltı: Millet Gazetesi eski yayın yönetmeni Değer Özergün, Zaman gazetesi muhabiri Bayram Kaya ve Aydınlık Gazetesi muhabiri Mehmet Bozkurt, Karşı gazetesi sahibi Turan Ababey ve yazar Emre Erciş gözaltına alındı. Karşı gazetesi eski yayın yönetmeni Kutlu Esendemir dışındakiler hakkında yurtdışına çıkış yasağı getirildi. Esendemir, “Hakkımda somut hiçbir delil yoktu dosyada” dedi. Karşı gazetesi muhabiri Ufuk Köroğlu’nun ise evine baskın yapıldı ancak Köroğlu’nun yurtdışında olduğu için gözaltına alınmadı. CHP İstanbul Milletvekili ve Karşı’nın eski genel yayın yönetmeni Eren Erdem’in dosyası ayrıldı (4-5 Nisan).

Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, İstanbul Başsavcı Vekili İsmail Uçar’ın başlattığı soruşturmada, 7’si gazeteci sekiz kişi hakkında gözaltı kararı almıştı. Gazeteciler, “Hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmaya kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olma, gizliliği ihlal” ile suçlanıyorlar.

 Saldırı, Tehdit ve Engellemeler

Nisan-Mayıs-Haziran 2016 döneminde 26 gazeteci ve 1 gazetecilik cemiyeti ofisi saldırıya uğradı; 1 Suriyeli gazeteci öldürüldü. Ayrıca, 4 gazeteci ve 1 medya organı tehdit edildi.

2015’in aynı döneminde 18 gazeteci, 1 yazar ve 1 medya aracı saldırıya uğramış, 7 gazeteci, 1 sosyal medya aktivisti ve 5 medya organın tehdit edilmişti.

2015 yılının tamamındaysa, 3 Suriyeli gazeteci ve 1 gazete yazarı öldürülmüş, 64 gazeteci, 4 medya organı ve 1 yazar da saldırıya uğramıştı. Geçen yıl, 38 gazeteci ve 21 medya organı da tehdit görmüştü. 

Günay’a polis ve esnaf saldırısı: İstanbul’da 14. LGBTİ Onur Yürüyüşünün valilikçe yasaklanmasının ardından Taksim’deki LGBTİ eylemini Mis Sokak’ta izleyen Evrensel gazetesi stajyer muhabiri Yekda Günay polis ve esnafın saldırısına uğradı (27 Haziran).

Siyahtaş hedefte: Van’ın Tuşba Belediyesi ilçeyi etkisi altına alan sel olayını “Tuşba’yı sel aldı” bağlığıyla haberleştiren Van İnternet Medyası Derneği (VİMED) başkanı gazeteci İlhan Siyahtaş’ı “terör yanlısı gazeteci” diye hedef gösterdi (27 Haziran).

Güreş’e saldırı: Gaziantep Güncel gazetesi yayın yönetmeni Murat Güreş, kimliği belirsiz bir kişinin bıçaklı saldırısına uğradı. Ayağına üç bıçak darbesi alan gazeteci, Dr. Ersin Arslan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gördükten sonra taburcu edildi. Gazeteci, kimseyle bir husumetinin olmadığını bildirdi. Güreş, “Kim olduğunu bilmiyorum. Saldırganın ve arkasındaki güçlerin biran önce yakalanarak adalet önüne çıkarılmasını istiyorum” dedi  (13 Haziran).

Bir Suriyeli haberciye daha saldırı: Şanlıurfa’da haftalık çıkarılan Ayn Vatan gazetesi yazı işleri müdürü Amed Abdulkadir iki kişinin silahlı saldırısına uğradı. Gazeteci ağır yaralı olarak Mehmet Akif İnan Eğitim Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Saldırıyı IŞİD üstlendi (13 Haziran).

13 gazeteciye saldırı: Midyat Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik bombalı saldırıyı izleyen Reuters foto muhabiri Sertaç Kayar belinden, BBC Türkçe Servisi’nden Hatice Kamer başından, AFP muhabiri Mahmut Bozarslan “Burada çekim yapamazsınız” diyen bir grubun saldırısına uğradı; Kayar belinden, Kamer başından, Bozarslan ise gözünden yaralandı. Midyat Devlet Hastanesi’ndeki tedavilerine yardımcı olan Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti başkanı Veysi İpek ve bölgede bulunan DHA Nusaybin muhabiri Ahmet Akkuş ve görev yapan TRT Kurdi muhabirleri Bayram Bulut ve Bilal Akyıldırım’ın de aralarında olduğu 10 gazeteci daha sivil polis ve bir grubun saldırısına uğradı. Haberciler şikayetçi oldu (8 Haziran).

Diken’e saldırı: Gaziantep GAP gazetesi sahibi Mustafa Diken, motosikletli iki kişinin saldırısına uğradı. Saldırganlar, ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı (28 Mayıs).

ÖGC binası talan: Diyarbakır’da sokağa çıkma yasağı altındaki Sur ilçesinde bulunan Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC) binasının kapıları ve bilgisayarları kırıldı; kitaplar ve gazete arşivi götürüldü ve kütüphaneleri yakıldı (26 Mayıs).

Güleçyüz’e saldırı: Futbolcu Emre Belezoğlu, Başakşehir Fenerbahçe Süper Lig Maçı sonunda futbolcuları görüntülemeye çalışan TGC üyesi gazeteci Ekrem Güleçyüz’e saldırıp küfretti (9 Mayıs).

Şener’e tehdit: Gazeteci Nedim Şener, CNN Türk’teki “Hafta sonu” programında gazeteci Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’nın Bayrampaşa’da bir panelde konuşma yapacağı haberini sosyal medya üzerinden duyurduğu ve panelin iptal olmasını sağladığı için tehdit aldığını açıkladı (15 Mayıs).

İki gözaltı ve saldırı iddiası: Özgür Halk dergisi çalışanları Fatih Pekedis ve Mehmet Altun ofislerine gitmek üzere Taksim Meydanı’ndan geçtikleri sırada yunus polislerince gözaltına alındı. Altun’un çantasından Ezizo Ziyo Bedirxan’ın Kızıl Kürdistan kitabının çıkması üzerine meydan yakınındaki çevik kuvvet merkezine götürülen gazeteciler, burada “Terörist misiniz?”, “Bomba patlatmaya mı geldiniz?” denilerek saldırıya uğradıklarını aktardılar  (14 Mayıs).

Silahla tehdit: Diyarbakır Yenişehir’de polise ait zırhlı aracın geçişi sırasında meydana gelen patlamaya ilişkin gelişmeleri takip eden DİHA muhabiri Diyar Balkaş’ı yere yatıran polisin, başına uzun namlulu silah dayayarak “Kafana sıkarım, kimse bana bir şey diyemez. Üç saniye içerisinde gitmezsen seni burada öldürürüm” diyerek tehdit ettiği iddia edildi (10 Mayıs).

Dündar’a saldırı, Şenkal yaralandı: MİT TIR’ları haberinden yargılanan Cumhuriyet gazetesi yayın yönetmeni Can Dündar, mahkeme kararını beklerken Çağlayan Adliyesi karşısında silahlı saldırıya uğradı. Dündar’a iki el ateş edilirken kurşunlardan biri NTV muhabiri Yağız Şenkal’ı bacağından yaraladı. Silahlı saldırgan gözaltına alındı (6 Mayıs).

Yardımcı’ya saldırı: Adana Ekspres gazetesi yönetim kurulu başkanı Hakan Bülent Yardımcı kimliği belirlenemeyen bir kişinin saldırısına uğradı. Gazeteci, saldırganın “Hüseyin Sözlü’nün düşmanı mısın lan. Sana selamını getirdim” dediğini aktardı (28 Nisan).

Özel harekâttan tehdit: Şırnak’ta JNHA Ajansı muhabiri Aysel Işık’ın evine giren özel harekat polisleri duvarlara “Her şey sizin bildiğiniz gibi değil JINHA, burası Türkiye” yazarak, evdeki kitap ve giysileri ateşe verdi (28 Nisan).

İki haberciye darp: Van’ın İpekyolu İlçesi’nde özel harekat polisleri, çatışma yaşanan mahallede görüntülemeye çalışan İhlas Haber Ajansı (İHA) ve Van TV muhabirlerini darp etti (18 Nisan).

Denizli’ye saldırı: Adana’da kimliği belirsiz üç kişi Egemen gazetesi imtiyaz sahibi gazeteci Hakan Denizli’ye ofisinden çıktığı sırada saldırdı. Gazete saldırıyı “Susturamazlar” başlığıyla okuyucularına duyurdu (13 Nisan).

Bir Suriyeli haberci daha öldürüldü: Özgür Suriye Ordusu saflarında savaştıktan sonra Halep Today TV’de ISİŞ’ eleştiren Suriyeli gazeteci Mohammad Zahar Alshurgat, Gaziantep’te yolda yürüdüğü sırada bir kişi tarafından silahla ensesinden vuruldu. Gazeteci ağır yaralı olarak 25 Aralık Hastanesi yoğum bakım ünitesine kaldırıldıysa da iki gün sonra öldü (10 Nisan).

Leman’a sözlü saldırı: Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konsolosun Can Dündar’la çektirdiği selfiyi eleştiren Erdoğan’ı, muhtarla yanak yanağa çizen Leman dergisine sözlü saldırıda bulundu. Erdoğan, “O konsolosların yanındasınız. Varsın devam etsinler, biz onların kafasını çok iyi biliyoruz. Kendilerini solcu, aydın olarak tanımlıyorlar, bunlar halk düşmanının önde gidenleridir” dedi (6 Nisan).

 Hak arama ve cezasızlık

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan ve Cumhuriyet Gazetesi genel yayın yönetmeni Can Dündar’a yönelik saldırıları azmettirenlere yönelik soruşturmaları derinleştirilmiyor. Habertrak gazetesi sahibi Cenap Kürümoğlu’nu sopayla ağır şekilde darp edenler cezalandırıldı; Kırklareli’nde gazeteci Haydar Meriç‘in öldürülmesiyle ilgili soruşturma yeniden açıldı. Midyat AKP Parti Teşkilatı Medya Başkanı Sait Turgut Midyat’ta 13 gazetecinin ağır şekilde darp edilmesinden sonra “Sözde gazetecileri dövenlerin ellerine sağlık” dedi. Cezasızlık kültürü cesaret veriyor.

 Dündar’a saldıran tutuklandı: İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi,Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a yönelik silahlı saldırıdan 10 Mayıs’ta tutuklanan sanık Murat Şahin’in tahliye talebini reddetti. Şahin, “cinayete teşebbüs” ve “Ateşli Silahlar Kanunu’nuna muhalefet” suçlarından tutuklanmıştı. Diğer dört şüpheli savcılık veya Nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’nce serbest bırakıldı (30 Haziran).

Saldırıda özür beraat getirdi: Tekirdağ sahili denetimsizliği ve seyyar satıcı çokluğuna işaret eden yazılar nedeniyle günlük Cenap Kürümoğlu yönetimindeki Habertrak gazetesini 17 Temmuz 2013’te silahla basarak çalışanların tehdit edilmesiyle ilgili soruşturma, iki sanığın özür dilemesinin ardından beraatla bitti (30 Haziran).

Darptan 4 ceza: Tekirdağ 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 27 Mart 2013’te de sokak ortasında yüzlerini gizleyerek Habertrak gazetesi sahibi Cenap Kürümoğlu’nu sopayla ağır şekilde darp ettikleri gerekçesiyle 19 ve 47 yaşındaki iki sanığı üçer yıl hapse mahkum etti. Gazeteci, denetimsiz paralı otoparkların sayısında artış göstermesini eleştirdiği yazısından bir gün sonra hedef olmuştu. Tekirdağ 1. Çocuk Mahkemesi, aynı saldırıyla ilgili iki çocuğu da ikişer yıl hapis cezasına çarptırdı (30 Haziran).

Meriç cinayetine 9 tutuklama: Kırklareli’nde gazeteci Haydar Meriç‘in, Fetullah Gülen’ı eleştiren kitap yazacağını açıklamasından sonra kaçırılarak öldürülmesiyle ilgili İstanbul Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nun yürüttüğü soruşturma kapsamında dokuz şüpheli tutuklandı. Tutuklamalara, “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üyelik ve yöneticilik”, “resmi belgede sahtecilik”, ”tasarlayarak suçu gizleme”, “suçun delillerinin gizleme ya da yakalanmamak için öldürme” gibi suçlamalar kapsamında gidildi (27 Haziran).

Dündar’a saldırı davası: Cumhuriyet gazetesi yayın yönetmeni Can Dündar’a Çağlayan Adliyesi önünde düzenlenen silahlı saldırıyla ilgili İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Saldırıda NTV muhabiri Yağız Şenkal da ayağından yaralanmıştı. İddianamede, tutuklu şüpheli Murat Şahin’in “kasten yaralama”, “Silahla tehdit”, “hakaret’” ve 6136 sayılı Kanuna muhalefetten 4 yıldan 11 yıla kadar hapsi istendi. Azmettirmekle suçlanan diğer iki şüphelinin de “kasten yaralama” ve “Silahla tehdit” suçlarından 2 yıl 8’er aydan 7’şer yıla kadar hapsi talep edildi (13 Haziran).

 AK Partili şiddeti savundu: Midyat AK Parti Teşkilatı Medya Başkanı Sait Turgut, ilçedeki bombalı saldırıyı izlerken dokuz gazetecinin saldırıya uğramasını övdü; “Sözde gazetecileri dövenlerin ellerine sağlık” dedi (12 Haziran).

 Agos’a tehdit davası: Agos Gazetesi önüne, 24 Nisan 2015’te siyah çelenk bırakarak, “Bir gece ansızın gelebiliriz” şeklinde tehdit ettikleri iddiasıyla yargılanan Turan Ocakları Genel Başkanı Sanık Ercan Urçar ve Milliyetçi Türkiye Partisi İstanbul il başkanı Bilal Gökçeyurt suçlamaları reddetti. Gökçeyurt, eylemle Karabağ işgaline son verilmesi için devletin dikkatini çekmek ve gazetenin yayın çizgisini protesto etmek olduğunu ileri sürdü. Mahkeme, müşteki Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yedvart Danzikyan’ın zorla getirilmesine karar verdi. Tanık olarak dinlenen hukukçu Fethiye Çetin, “Ermenilere yönelik nefret söylemi ve cümleler vardır, müvekkilim ve gazete çalışanları bu nedenle tedirgin oldular” dedi. Mahkeme, sanıkların MTP Genel Başkanı Ahmet Yılmaz’ın tanık olarak dinlenilmesi talebini reddetti (10 Haziran).

Gezi şiddeti cezasız: Gezi eylemlerini izlerken darp edilerek gözaltına alınan gazeteci Gökhan Biçici’nin şikayeti üç yıl sonra takipsizlikle sonuçlandı (1 Haziran).

Gazeteci şiddeti mahkum ettirdi: Soma’da 301 madencinin hayatına mal olan facianın İstanbul’da protesto edildiği eylemde görev yapan BirGün gazetesinden Pembegül Gökçek, fotoğraf çekerken TOMA müdahalesiyle yaralandığı için İçişleri Bakanlığı’nı 5 bin TL tazminata mahkum etti. Kararda, TOMA’nın göstericilerin can güvenliğini gözetmeksizin defalarca su sıktığı vurgulandı (9 Mayıs).

Hakan’a saldırıda yeni deliller: CNN Türk programcısı ve Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan Coşkun’un darp edilmesiyle ilgili İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, sanıklardan Yahya Kemal Gezer’in telefondan saldırganları yönlendirdiğini gösteren yeni deliller dosyaya girdi. Gezer sildiği, polisin kurtardığı yazışmalara göre sanık, kanal önünde bekleyen saldırganlardan Soner Arık ve Uğur Adıyaman’ı yönlendiriyor. Yedi sanıklı dava, 13 Temmuz’a kaldı (28 Nisan).

Hürriyet’e saldırı davası: Hürriyet gazetesine 6 ve 8 Eylül 2015 günlerinde yapılan iki saldırıyla davada 26 kişinin yargılanmasına Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi dört aydır raporlu olduğundan başlanamadı. Sanıklar, “mala zarar vermek” ve “konut dokunulmazlığını ihlal etmek” suçlamasıyla 9 yıl hapis istemiyle yargılanacak (12 Nisan).

Gazetecilere “telekulak”: İstanbul Başsavcılığı’nın Britanya’dan yapılan bir ihbarla, gazeteci Cengiz Çandar, Kemal Can, Prof. Ahmet İnsel, Başbakanlık Başdanışmanı Hatem Ete, Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu, T24 yazarı Nurcan Baysal, şair Bejan Matur ve iş adamı Şahismail Bedirhanoğlu dahil 36 kişinin üç yıla yayılan bir süreçte “PKK/KCK örgütü üyeliği” şüphesiyle soruşturulduğu, telefonlarının dinlendiği, bazılarının maillerinin de izlemeye alındığı, bir bölümünün de fiziki takiplerinin yapıldığı ortaya çıktı (2 Nisan).

 Soruşturmalar, Açılan / Süren Davalar, Kararlar

 Nisan-Mayıs-Haziran 2016 döneminde 56 gazeteci TMK uyarınca 531 yıl hapis istemiyle yargılandı; 6 gazeteci toplam 15 yıl hapse mahkum edildi. 14’üne dava yeniydi. 4 gazeteci hakkında TMK’dan yeni soruşturma açıldı veya suç duyuruları yapıldı.

66 gazeteci “örgüt yöneticiliği,” örgüt üyeliği” veya “örgüt örgüte yardım”dan toplam 1.685 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılandı. 1’i “örgüt üyeliği”nden 6 yıl hapse mahkum edildi. 5’ine dava yeniydi.

7 gazeteci “darbecilik”, “casusluk” veya “devletin güvenliğine dair belge temin veya yayınlamak” iddiasıyla yargılanıyordu. Bunlardan ikisi, “gizli belge temini/yayınlama” suçlamasıyla toplam 10 yıl 10 ay hapis cezasına mahkum edildi.

7 gazeteci “gizliliği ihlal”den yargılandı; 2’si toplam 1 yıl 8 ay hapis ve 12 bin 600 TL para cezasına çarptırıldı, 3’ü de beraat etti. 5 gazeteci “kin ve düşmanlığa tahrik”ten yargılandı; 2’si toplam 4 yıl hapse mahkum oldu.

5 gazeteci “Türk milletini aşağılamak”; 5’i “dini değerleri aşağılamak”, “suç işlemeye tahrik” veya “suçu övmek” iddiasıyla yargılandı; 2’si “halkın kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla toplam 4 yıl hapse mahkum edildi.

Tüm bu suçlamalardan hepsine istenen cezaların toplamı 2 müebbet ve 2.679 yıl 10 ayı buluyor. Bu dönemde Türkiye’nin birçok bölgesinde yüzlerce Barış İçin Akademisyenler girişimi üyesi hakkında soruşturma ve kovuşturma yürütüldü.

“Nöbetçi”lere 16 dava, 50 soruşturma: 3 Mayıs’ta başlatılan Özgür Gündem gazetesi Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katıldıkları gerekçesiyle 16 gazeteci hakkında “terör örgütü propagandası”, “suçu övmek” ve “suç işlemeye tahrik” iddiasıyla 14,5 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Faruk Eren, Ayşe Düzkan, Ertuğrul Mavioğlu, Hakkı Saruhan Oluç, Celal Başlangıç, Mehmet Fehim Işık, Ragıp Duran, Murat Çelikkan,İhsan Çaralan, Kemal Can, Öncü Akgül, Emine Beyza Üstün, Celalettin CanEylül’den itibaren yargılanmaya başlayacak. İfadelerinin ardından tutuklanan ve 10 gün cezaevinde kalan Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Nesin ve Erol Önderoğlu da 8 Kasım’da hakim karşısına çıkacak.

Bu gerekçelerle, Faruk Eren, Ertuğrul Mavioğlu, Ayşe Düzkan, Celalettin Can, Mustafa Sönmez,Melda Onur, Fehim Işık, Celal Başlangıç, Eşber Yağmurdereli, Ragıp Duran, Nurcan Baysal, Ömer Ağın, Ahmet Abakay, İhsan Çaralan, Işın Eliçin, Murat Çelikkan, Uğur Karataş, Öncü Akgül,Ayşe Batumlu, Sebahat Tuncel, Saruhan Oluç, Nadire Mater, Beyza Üstün, Mehmet Güç, Tuğrul Eryılmaz, Faruk Balıkçı, Şeyhmus Diken, Necmiye Alpay, Jülide Kural, Yıldırım Türker,Kemal Can, Hasip Kaplan, Nevin Erdemir,Tuğrul Eryılmaz, Hakkı Boltan, Cengiz Baysoy, Kumru Başer,Veysi Altay, Hasan Hayri Şanlı, Hasan Cemal, Deniz Türkali, Dicle Anter, Çilem Küçükkeleş, Said Sefaoğlu, Aydın Engin,İhsan Eliaçık,İmam Canpolat, Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Nesin ve Erol Önderoğlu hakkında soruşturma yürütülüyordu.

Soruşturma kapsamında Mustafa Sönmez, Hasip Kaplan, Ahmet Abakay, Nurcan Baysal, Eşber Yağmurdereli ve Melda Onur hakkındaki takipsizlik kararı verildi (30 Haziran).

Doğan Grubu’na TMK soruşturması: Doğan Yayın Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Hürriyet, Posta, Radikal, Kanal D ve CNN Turk ile gazeteci Cüneyt Özdemir hakkında, “planlı ve organize bir şekilde terör örgütü propagandası yapıldığı” iddiasıyla geçen yıl açılan bir soruşturma halen açık olarak gözüküyor (30 Haziran).

Doğan’a “TMK” davası: Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Savcı İdris Kurt’un fotoğrafının izinsiz yayınladığı ve bu yolla “terör örgütlerine hedef gösterdiği” iddiasıyla Hürriyet gazetesi yetkilisi İzzet Doğan’ı TMK’nın 6/1 maddesinden yargılıyor. 15 Kasım’da sürecek davada gazeteci yazılı savunmasını sunacak (30 Haziran).

 1128 “imzacı akademisyen” soruşturması: Güneydoğu’daki operasyonların durdurulması ve hak ihlallerin soruşturulmasını talep eden 1128 akademisyene “örgüt propagandası”ndan açılan soruşturma sürüyor (30 Haziran).

Karaca 564 gündür hapiste: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, “Tahşiyecilere kumpas” davasından Samanyolu Yayın Grubu başkanı Hidayet Karaca’yı 564 gündür tutuklu yargılıyor. Karaca’nın avukatları, ifadelerinin değiştirildiğini savundukları tanık Tarık Şahin’in ifadesini aldıran savcı Hasan Yılmaz ve terörle mücadelede görevli polislerin mahkemede tanık olarak dinlemesini istedi. Karaca’nın, “FETÖ/PDY silahlı terör örgütünü yönetmek”, “resmi belgede sahtecilik”, zincirleme şekilde “delil uydurarak iftirada bulunmak” iddialarından 55 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Yargılama 1 Temmuz’da sürecek (30 Haziran).

Akın’a “yayın yasağı” davası: Hürriyet gazetesi muhabiri Arda Akın hakkında yayın yasağı getirilen 10 Ekim 2015’te Ankara Garı yakınındaki bombalı saldırısını haberleştirdiği iddiasıyla dava açıldı. Soruşturmanın gizliliği ihlal edildiği gerekçesiyle Akın’ın 3 yıla kadar hapsi isteniyor. Ankara’da yetkisizlik kararıyla İstanbul’a gönderilen dosyaya ilişkin dava Bakırköy 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 5 Ekim’de. (30 Haziran).

Doğan ve Duman’a dava: Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Bir Çocuğum Daha Olsa” başlıklı köşe yazısında “Halkın bir kesimini sosyal, sınıf, din, mezhep, cinsiyet ve bölge farklılığı temelinde alenen aşağılamak” iddiasıyla (TCK, 216/2) Hürriyet gazetesi yetkilisi İzzet Doğan ve yazarı Selahattin Duman’ı yargılıyor. 6 Ekim’de sürecek davada Duman’ın ifade vermesi bekleniyor (30 Haziran).

Keskin ve Çapan’a 301 davası: Özgür Gündem gazetesi yayın yetkilileri Eren Keskin ve Reyhan Çapan hakkında, siviller yönelik infaz iddialarını haberleştirirken güvenlik kuvvetlerini “Saray çeteleri” ve “çeteler” olarak nitelendirildiği gerekçesiyle “devletin askeri kuvvetlerini aşağıladıkları” iddiasıyla dava açıldı. TCK’nın 301. Maddesinden açılan İyi yıl hapis istemiyle açılan dava, 20 Ekim’de İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek (30 Haziran).

Kızılkaya ve Aykol’a 9 dava: Nisan’dan beri Cumhuriyet gazetesi yazı işleri müdürü İnan Kızılkaya ve eş genel yayın yönetmeni Hüseyin Aykol hakkında “terör örgütü propagandası” şüphesiyle açılan 29 soruşturma dokuz davaya dönüştü. Davalar İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek (30 Haziran).

Muhabire 3 yıl hapis: Midyat Ağır Ceza Mahkemesi, Mardin’in Dargeçit Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler biriminde çalışan, DİHA muhabiri de olan Murat Verim’i “PKK propagandası” iddiasıyla 3 yıl hapse mahkum etti. Mahkeme, “Devlet saldırıları”, “Devlet güçlerinin kentte yarattığı iz”, “İnsan hakları haftası ve dünya barış günü mesajı” başlıklı haberleri suça gerekçe gösterdi. Karara itiraz edildi (30 Haziran).

İmrak’a “örgüt” davası: Antalya’da 14 Şubat’tan beri tutuklu bulunan DİHA muhabiri Feyyaz İmrak hakkında, Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamalarıyla dava açıldı. Sekizi öğrenci 14 sanıklı davadan 20 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak olan Irmak, Ağustos’ta hakim karşısına çıkacak. Dava, “Kolay gelsin sevgili devlet büyüklerim bu şahıs DİHA muhabiri olduğunu ve Antalya’da olduğunu beyan ediyor. Zaten internetten araştırdım teröristlerin sitesinde de teyitli bu şahıs. Antalya’da istihbarat polislerinin çok kolay bulabileceğine inanıyorum” yazılı bir ihbar mektubundan hareketle açıldı (30 Haziran).

JİNHA davası: İstanbul Çağlayan 14. Ağır Ceza Mahkemesi, İngiliz Konsolosluğu önünde Kasım 2015’te G-20 zirvesi dolayısıyla düzenlenen protestolar nedeniyle JINHA muhabirleri Ceren Karlıdağ ve Öykü Dilara Keskin’i yargılamaya başladı. Duruşmada Karlıdağ ve Keskin, “Halkın haber alma hakkı için oradaydık. Mesleki faaliyetimiz dolayısıyla buradayız. Gazetecilik suç değildir” dedi. Gazeteciler ve ESP’liler [Ezilenlerin Sosyalist Partisi] “Toplantı ve yürüyüşte ihtara rağmen dağılmama” ve “Örgüt propagandası” iddiasıyla yargılanıyor. Mahkeme, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden olay gününe ait görüntüleri istedi. Dava 11 Ekim’e kaldı (28 Haziran).

“Nöbetçi” ifadeleri Emniyete kaydırıldı: Özgür Gündem’in “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına destek verdikleri için haklarında “terör örgütü propagandası” iddiasıyla soruşturma başlatılan ve bu nedenle İstanbul Çağlayan Adliyesi’ne gelen gazeteciler Yıldırım Türker, Nadire Mater, Faruk Balıkçı, Tuğrul Eryılmaz ve Veysi Altay’a “Soruşturma kapsamında ifadeler bundan sonra Emniyet’te alınacak” denildi. İfadeler alınmadı (27 Haziran).

Oktay’a tahliye yok: Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Nusaybin ilçesinde haber peşindeyken 12 Nisan’da gözaltına alınarak iki gün sonra tutuklanan DİHA ajansı muhabiri Meltem Oktay’ı tahliye etmeyi reddetti. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, tutuklamadan iki ay önce Mardin Emniyet Müdürlüğü’ne “gizli” ibareli yazı gönderdiği ve Oktay için “şahsın gazeteci kimliği adı altında yaptığı haberlerle örgüt propagandası yaptığı” ileri sürdüğü öğrenildi. Dava 18 Ağustos’ta sürecek (24 Haziran).

Aktan’a “örgüt” davası: Twitter paylaşımları gerekçe gösterilip 30 Nisan’da evi basılarak gözaltına alınan İMC TV haber müdürü Hamza Aktan hakkında, “PKK propagandası” iddiasıyla Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Suçlamaya konu dokuz Twit mesajıyla ilgili “Benim olduğu öne sürülen tweetleri ilk kez iddianamede gördüm” diyen Aktan, 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmaya 27 Ekim’de başlayacak (24 Haziran).

Savcı ceza istedi: Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “PKK üyesi olmak”, “Facebook paylaşımları üzerinden “Örgüt propagandası yapmak”, “Tehdit, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” ve “Halkı askerlikten soğutmak” suçlamalarından cezalandırma istenen DİHA ajansı muhabiri Nazım Daştan’ı ilk duruşmada tahliye etti. Savcı, esas hakkındaki mütalaasında, “propaganda” dışındaki suçlamalardan beraat istedi. 11 Şubat’ta tutuklanan Daştan, 1 Kasım’da yargılanmaya devam edecek (23 Haziran).

Taraf’a “Balyoz” davası: İstanbul Cumhuriyet Savcısı Faruk Söker, Ocak 2010’da “Balyoz Darbe Planı”nı haber yapan Taraf gazetesi çalışanları Tuncay Opçin, Yasemin Çongar, Ahmet Altan ve Yıldıray Oğur hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açtı. İddianameye göre, Baransu ve Opçin “terör örgütü kurma ve yönetme”, diğer üç gazeteci için de “Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme”, “Terör örgütü propagandası yapma”, “devletin güvenliğine ve siyasal yararına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile çalma” gibi suçlamalarla karşı karşıya bulunuyor. Gazeteciler Altan, Çongar ve Oğur’un 50 yıla kadar hapsi, Baransu  ve Opçin’in 72 yıl hapsi istendi (21 Haziran).

Cemal ve Tatari’ye takipsizlik: Gaziantep Sulh Ceza Hâkimliği, bir evde yapılan aramada bulunan kitapları için toplatma kararı verilip, haklarında “terör örgütü propagandası” yaptıkları iddiasıyla soruşturma açılan gazeteciler Hasan Cemal ve Tuğçe Tatari ile yazar Müslüm Yücel için kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi (17 Haziran).

KCK Ana dava Eylül’de: Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi, gazeteci Ahmet Birsin’in de yargılandığı KCK Ana Davasının 62. Duruşmasında, soruşturmanın derinleştirilmesi, tape kayıtları, ortam dinlemeleri ve dijital verilerin yeniden incelenmesine dair talepleri reddetti. Dava 21 Eylül’e kaldı. 191 sanıklı dava, “silahlı terör örgütün üyelik”, “devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak”, “terör örgütü yöneticiliği” ve “örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla açılmıştı (16 Haziran).

Oruç’a “propaganda” davası: Cizre Ağır Ceza Mahkemesi, 10 Haziran’daki ilk duruşmada tahliye ettiği DİHA muhabiri Nedim Oruç’u, sosyal medya üzerinden “PKK propagandası yapmak”, “PKK üyeliği” ve hendek ve barikatları ihbar etmediği gerekçesiyle “Suçu bildirmemek” iddialarından yargılıyor (10 Haziran).

Avcı ve Uslu’ya “müebbetlik” dava: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, FETÖ/PDY örgütünün Tevhid-Selam örgütüne kumpas kurduğu iddiasıyla tutuklu yargıladığı Bugün gazetesi eski yazarı Gültekin Avcı’yı sanıkların savunmalarını kayda geçirdikten sonra tahliye etti. Mahkeme, Avcı ve iki kişiyi daha, “tutuklu kaldıkları süreyi ve suç vasıflarının değişme ihtimali” üzerine serbest bıraktı. Gazeteci Emre Uslu ve Fethullah Gülen’in de yargılandığı 22’si tutuklu 81 sanığın yargılandığı dava, “Hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” ve “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin” iddiasıyla, ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle açılmıştı. İddianamede, Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Başbakan Davutoğlu, bazı bakanlar, MİT Müsteşarı, üst düzey siyasi parti temsilcileri, gazeteciler ve kamu görevlileri dahil 968 kişi müşteki gözüküyor Dava 2-3-4 Ağustos’ta sürecek (9 Haziran).

Tunç’a hapis: İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi, “zincirleme olarak PKK propagandası yapmak” iddiasıyla JİNHA Ajansı eski muhabiri Hayri Tunç’u 2 yıl hapse mahkum etti. Tunç, gazetecilik yaptığını, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında da sosyal medya paylaşımlarında bulunduğunu ifade etse de TMK’nın 7/2. Maddesi uyarınca cezalandırıldı (7 Haziran).

Akdamar’a hapis: Erzurum’un Hınıs Ağır Ceza Mahkemesi, sosyal medyada DİHA haberlerini ve öldürülen dağıtımcı Kadri Bağdu’nun fotoğrafını paylaştığı gerekçesiyle DİHA muhabiri Doğan Akdamar’ı “PKK propagandası yapmak”tan 1 yıl 3 ay hapse mahkum etti (2 Haziran).

9 kanal, 2 gazeteye soruşturma: Ankara Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu, çeşitli illerde yapılan suç duyuruları, isimsiz ihbarlar ve BİMER’e yapılan şikayetler üzerine 9 kanal, 2 gazeteyle ilgili soruşturma başlattı: Özgür Gündem gazetesi, “Newroz’da her yer direnen Sur olacak” haberinde “terör örgütü propagandası yapmak”, Can Erzincan TV’ “FETÖ-PDY propagandası yapmak” şüphesiyle soruşturma geçiriyor. Yine ihbar üzerine İMC TV, Hayat TV, MED NUÇE TV, STREK TV, K24, VAN TV, RONAHİ TV, NEWROZ TV ve Evrensel gazetesi hakkında da “terör örgütü propagandası yapmak” iddiası ile soruşturma açıldı (2 Haziran).

301’den Gündem’e 13 dava: Özgür Gündem gazetesi sorumlu müdürü Reyhan Çapan ve eş yayın yönetmeni Eren Keskin hakkında “Nusebin ve Gever’den çağrı”, “Edi Bese”, “Susmak katliam, direnmek zafer”, “Türk askeri ve El Nusra Gaspa Soyundu”, Daha kaç çocuk öldüreceksiniz?” ve “Cizir dimdik ayakta” başlıklı haberler ve birçok içerikte “Askeri kuvvetlerini aşağılamak” iddiasıyla 13 dava sürüyor. İki kişi, çeşitli tarihlerde İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya devam edecek (2 Haziran).

 Hukukçuya 301 soruşturması: İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Nuri Gür, avukat Veysel Ok hakkında, Özgür Düşünce gazetesine verdiği bir mülakatla ilgili TCK’nın 301. maddesinden soruşturma açılması için Adalet Bakanlığı’ndan izin istedi (31 Mayıs).

Keskin ve Çapan’a hapis: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesi yayın yönetmeni Eren Keskin ve sorumlu müdürü Reyhan Çapan’ı, birleşen 8 dava çerçevesinde, haberler yoluyla “PKK propagandası yapıldığı” iddiasıyla 3 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum etti (27 Mayıs).

Türköne’ye tehdit davası: Bakırköy Başsavcılığı, 4 Şubat 2016 tarihli “Arınç sarayı Sur’daki tünellere sokuyor” yazısıyla “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret”ten suçlanan eski Zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne hakkında Erdoğan’ı ”tehdit” iddiasıyla dava açtı (26 Mayıs).

Gazeteci Turnalı ve öğretmene dava: Beyaz’a Kanal D’deki Beyaz Show programına telefonla bağlanarak operasyonlar sırasında ölen çocuklara dikkat çeken öğretmen Ayşe Çelik ve program sorumlusu Kadir Turnalı hakkında “PKK propagandası” iddiasıyla dava açıldı. Program sunucusu Beyazıt Öztürk (Beyaz) hakkında takipsizlik kararı verildi. Dava, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Dava tarihi iddianame kabul edildikten sonra belli olacak (27 Nisan).

Dündar’a beraat: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 17-25 Aralık 2013 yolsuzluk iddialarına ilişkin “Fezlekeleri okumak hakkımız” ve “Erdoğan’ın yumuşak karnı” başlıklı makaleler için açılan “soruşturmanın gizliliğini ihlal” davasından beraat etti (25 Nisan).

 Elçi’nin davası düştü: Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “PKK bir terör örgütü değildir” dedikten sonra öldürülen Diyarbakır Barosu başkanı Tahir Elçi’ye “örgüt propagandası”ndan açılan davayı ölümü nedeniyle düşürdü (19 Nisan).

Yıldız ve Alperen mahkum: Tarsus 5. Asliye Ceza Mahkemesi, Adana’da mühimmat yüklü TIR’larla ilgili bazı savcılar hakkında açılan soruşturmada savunmalarını yayımlayan gazeteci Arzu Yıldız’ı “soruşturmanın gizliliğini ihlal” iddiasıyla 1 yıl 8 ay hapis ve iki yıllığına da siyaset, memuriyet, velayet/vesayet haklarından men cezası verdi. Görüntülerin Grihat.com.tr sitesinde yayımlanmasına ilişkin de site yayın editörü Tahir Alperen’e ertelemeli 12 bin 600 TL para cezası verildi (18 Mayıs).

Baransu ve Çoban’a dava: İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Kasım 2013 tarihli “Gülen’i Bitirme Kararı 2004′te MGK’da Alındı” manşetiyle ilgili Taraf gazetesi muhabiri Mehmet Baransu ile eski sorumlu müdürü Murat Şevki Çoban’ı yargılamaya devam etti. Baransu, savunmasında, birden ortaya çıkmadığını, geçmişte çok yolsuzluk haberi yaptığını ifade etti; ”Ben bu haberleri yaptım, kimse benim gazeteciliğimi sorgulayamaz” dedi. Taraf avukatlarının esasa ilişkin savunmaya hazırlanmak için süre istedi. Yargılamaya 22 Eylül’de devam edilecek. İki gazetecinin, “Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin”, “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri ifşa etmek” ve “MİT’in görev ve faaliyetlerine ilişkin belge ve bilgiyi ifşa etmek” suçlamasıyla 52′şer yıla kadar hapisleri isteniyor (2 Mayıs).

Karan ve Çetinkaya için cezaya gerekçe: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, saldırıya uğrayan Charlie Hebdo mizah dergisiyle dayanışmak amacıyla Hz Muhammed’in yer aldığı dergi kapağını köşelerine taşıdıkları için mahkum ettiği Cumhuriyet gazetesi yazarları Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan’la ilgili gerekçeli kararında dinin tanımına yer vererek, “Bu davada somut olarak tahrik edilen husus dindir” ifadesini kullandı. (26 Mayıs).

Demirhan’a dava: İstanbul Başsavcılığı, Halkın Sesi gazetesi yazı işleri müdürü Ali Ergin Demirhan hakkında, “Bu sesi duymayan, katili tanımayan kalmasın” manşeti nedeniyle “Suç ve suçluyu övmek”, “Suç işlemeye alenen tahrik etme”, “Terör örgütü propagandası yapmak” iddialarıyla dava açtı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifadesi alınan Demirhan’ın yargılanması 27 Eylül’de sürecek (26 Mayıs).

İki gazeteciye dava: Özgür Gündem gazetesinin 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde başlattığı dayanışma kapsamında “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” görevini üstlenen gazeteciler Ertuğrul Mavioğlu ve DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren hakkında “terör propagandası” iddiasıyla dava açıldı. Eren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 22 Eylül’de, Mavioğlu 29 Eylül’de yargılanmaya başlayacak (1 Haziran).

Akman’a “örgüt” davası: Malatya Savcılığı’na ifade vermeye gittikten sonra tutuklanan DİHA muhabiri Nuri Akman hakkında, Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “PKK/KCK Üyeliği” iddiasıyla dava açıldı. Akman’ın “PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması olan YDG-H adına faaliyetlerde bulunduğu” iddia edilen Akman’a karşı suç delili olarak Malatya İnönü Üniversitesi’nde okuduğu sırada katıldığı etkinlikler ve Kobanê’de yaptığı haberlere dair sosyal medyada yaptığı paylaşımların gösterildiği ifade edildi. Dava 18 Temmuz’da başlayacak (26 Mayıs).

Gülseven ve Çalışkan’a beraat: Yurt gazetesi eski yayın yetkilileri Hakan Gülseven ve Kerem Çalışkan hakkında, “Rüşvet çarkına göz yumdu” ve “Mustafa Demir’den rüşvetle izin” haberleri yoluyla “gizliliği ihlal etmek”ten açılan dava beraatla sonuçlandı (24 Mayıs).

Ok’a “örgüt” davası: Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 kişiyle birlikte Kürtsat News televizyonu kameramanı Baran Ok’ı “izinsiz gösteriye katılma”, “terör örgütü üyesi olmamakla birlikte terör örgütü adına faaliyette bulunma” suçlamasıyla yargılamaya devam etti (24 Mayıs).

Tartanoğlu’na soruşturma: Cumhuriyet gazetesi muhabiri Sinan Tartanoğlu hakkında, 4 Mart 2016 tarihli “Kamuda ispiyonculuk kurumsallaştırılıyor” haberinde “devletin gizli bilgilerini temin ettiği veya yayımladığı” ve “devlet kurumlarını aşağıladığı” şüphesiyle soruşturma başlatıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü şikayetiyle başlatılan soruşturma sonunda dava açılırsa gazeteci 17 yıldan 35 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak (20 Mayıs).

Çelebi’ye iki soruşturma: İstanbul Başsavcılığı,Özgür Gündem gazetesinde çıkan “Harita denemesi” başlıklı köşe yazısı ile Tükenmez dergisinin yaz 2015 tarihli nüshasındaki “Gire Spi’den özgürlük manifestosu” başlıklı yazısı nedeniyle gazeteci Mehmet Ali Çelebi hakkında, “terör örgütü propagandası” şüphesiyle iki soruşturma başlattı (22 Mayıs).

Sunucuya 301 soruşturması: Flash TV Ana Haber Bülteni sunucusu Mustafa Yenigün hakkında, Temmuz 2015’te Rize’nin Çamlıhemşin ilçesindeki Yeşil Yol eylemiyle ilgili canlı yayında devleti eleştirerek kendi şivesiyle devlete “Sen kimsin la, sen nesin?” dediği için TCK’nın 301. maddesinden soruşturma açıldı (21 Mayıs).

Bozarslan’a dava: Diyarbakır Başsavcılığı, 1 Eylül 2015’te öldürülen AKP eski Gençlik Kolları İl Başkanı Yunus Koca’nın katil zanlılarının verdiği ifadeyi haberleştirdiği için Doğan Haber Ajansı Diyarbakır muhabiri Felat Bozarslan hakkında “gizliliği ihlal”den dava açtı. Bozarslan üç yıl hapisle yargılanacak(21 Mayıs).

Gazete dağıtmak “teröre finansman”: Manisa’da kargoyla gönderilen gazeteleri almaya gittiğinde 9 Mart’ta tutuklanan Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazeteleri Manisa dağıtımcısı Semih Elitaş, “gazete satarak örgüte finansman sağladığı” iddiasıyla suçlanıyor. Manisa Cezaevi’nde olan Elitaş iddianamenin hazırlanmasını bekliyor (20 Mayıs).

Tuncel’e beraat: Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi 2013 Newroz kutlamaları sırasında yaptığı konuşma yoluyla “PKK propagandası yaptığı” gerekçesiyle yargılanan HDP eski milletvekili ve HDK eş Sözcüsü Sebahat Tuncel’i beraat ettirdi (19 Mayıs).

Aslan’a “TMK” davası: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gelecek Gazetesinin 12. Sayısından çıkan haber ve makalelerde “örgüt propagandası yaptığı” gerekçesiyle gazete sorumlu müdürü Aslı Ceren Aslan’ı yargılamaya başladı. Dava 6 Eylül’de sürecek (17 Mayıs).

Keskin’e “üyelik” davası: Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, not defterinde bulunan yazı ve telefon numaraları gerekçe gösterilerek 24 Şubat’ta “PKK üyeliği” suçlamasıyla tutuklanan Yurtsever Gençlik dergisi sorumlu müdürü Muhammed Yusuf Keskin’i tahliye etti. Keskin tutuksuz yargılanmaya 22 Eylül’de devam edecek (12 Mayıs).

Atılım’a toplu “propagandası” davası: Atılım Gazetesi’nin Temmuz ve Ağustos 2015 sayılarında yer alan haber, röportaj ve yazılar nedeniyle gazetenin 14 yazarı ve sorumlu yazı işleri müdürü Mehmet Ali Genç’in yargılanmasına İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Gazete yazarları Ali Haydar Saygılı, Alp Altınörs, Arzu Demir, Aydın Akyüz, Emin Orhan, Erkan Salduz, Fadime Çelebi, Fatih Gür, Hatice Duman, Fuat Uygur, İsminaz Ergün, Sami Özbil, Semiha Şahin, Vahap Biçici ve Uğur Ok ile gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü Mehmet Ali Genç “örgüt propagandası yapmak” ile suçlanıyorlar. Mahkeme, davaya konu olan Atılım gazetesinin Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosuna hangi tarihlerde götürüldüğüne, savunması dinlenmeyen sanıkların savunmasının alınması için davayı 4 Ekim’e bıraktı (12 Mayıs).

Canözer’e ceza: Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, “PKK örgütü propagandası” suçlamasıyla JINHA muhabiri Beritan Canözer’i 1 yıl 3 ay hapse mahkum etti. Hüküm ertelenirken Canözer beş yıl denetimli serbestlik altında yaşayacak. Haber takibi yaparken 19 Aralık 2015’te gözaltına alınıp tutuklanan, 29 Mart’ta da tahliye edilen Canözer, “örgüt üyeliği”nden beraat etti (10 Mayıs).

Türköne’ye soruşturma: Zaman Gazetesi eski yazarı Mümtazer Türköne hakkında, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nin şikayetiyle “Cumhurbaşkanı’nı tehdit”ten soruşturma açıldı. Bakırköy Başsavcılığı, tebligata rağmen ifadeye gelmediği gerekçesiyle Türköne hakkında zorla getirilme kararı çıkardı. Yazar, 4 Şubat 2016 tarihli “Arınç sarayı Sur’daki tünelden sokuyor” başlıklı yazı nedeniyle soruşturma geçiriyor (6 Mayıs).

Üç haberciye soruşturma: Sokağa çıkma yasağının uygulandığı Silopi’yle ilgili Evrensel Gazetesi’nde yayınlanan Erdal İmrek’e ait “Öldürmekle çözülmez halkın taleplerine kulak verin” ile Faruk Ayyıldız ve Beyar Özalp’e ait “Evler bombalandı 5 sivil katledildi” başlıklı haberler nedeniyle soruşturma başlatıldı (10 Mayıs).

Verim’e 6 Yıl hapis: Midyat Ağır Ceza Mahkemesi, Mardin Dargeçit Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler biriminde çalışan, DİHA muhabiri de olan Murat Verim’i daha davanın ilk duruşmasında 6 yıl hapse mahkum etti. Belediyenin hazırladığı ”Özyönetimle özgür kimliğe” başlıklı bülten nedeniyle yargılanan Verim, “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” iddiasından suçlu bulundu. Karara itiraz edilecek (5 Mayıs).

Demir’e bir dava, bir soruşturma: Gazeteci Arzu Demir’e toplatılan kitabı “Dağın Kadın Hali” ve HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’la yaptığı röportaj nedeniyle “örgüt propagandası” iddiasıyla dava açıldı. Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Demir’e, toplatma kararı olan “Devrimin Rojava Hali” kitabı nedeniyle de soruşturma açıldı.

Dündar ve Gül mahkum: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, MİT TIR’ları haberinde “devletin güvenliğine dair gizli belgeleri temin ettiği ve açıkladığı” iddiasıyla Cumhuriyet gazetesi yayın yönetmeni Can Dündar’ı 5 yıl 10 ay hapse, “devletin güvenliğine dair gizli belgeleri açıkladığı” gerekçesiyle de gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül’ü 5 yıl hapse mahkum etti. “Darbeye teşebbüs” suçlamasından her iki gazeteci beraat etti. “Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme” suçlaması dosyadan ayrıldı. Gazetecilerin yurtdışına çıkış yasakları kaldırıldı. Avukatları kararları temyize taşıyacak. Cezalar onanırsa Dündar ve Gül yeniden cezaevine gönderilecek. Gül için seçme ve seçilme haklarını kullanmaktan yoksun bırakılmasına, karar verildi (6 Mayıs).

Eskin’e soruşturma: Diyarbakır Başsavcılığı, Twitter paylaşımlarında “PKK propagandası yaptığı” ve “Örgüt adına faaliyet yürüttüğü” şüphesiyle gazeteci İsmail Eskin hakkında soruşturma başlattı (4 Mayıs).

İki haberciye dava: Evrensel gazetesi genel yayın yönetmeni Fatih Polat ve sorumlu müdürü Vural Nasuhbeyoğlu hakkında, gazete sitesinde 9 Ekim 2015’te yayımlanan “HPG: Yüksekova’da Türk’ün gücünü göreceksiniz diyen polis alıkonuldu” haberinde “PKK propagandası yapıldığı” (TMK 7/2) ve “Suçun övüldüğü” (TCK, 215/1) iddiasıyla dava açıldı. Gazeteciler, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 6 Ekim’de yargılanmaya başlayacak (28 Nisan).

Karan ve Çetinkaya mahkum: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, IŞİD saldırıyla 10 çalışanını kaybeden Charlie Hebdo’nun özel sayısı kapağını köşelerinde yayınlayan Cumhuriyet gazetesi yazarları Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan’ı “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla 2 yıl hapis cezasına mahkum etti. Hz. Muhammed gözyaşı dökerken tasvir edilen bir karikatüre yer veren gazeteciler “dini değerleri aşağılamak”tan beraat etse de, TCK’nın 216/1 maddesinden verilen cezalar ertelenmedi, paraya çevrilmedi. Avukatları kararları temyiz etti (28 Nisan).

24 aktiviste TMK davası: Kanal D’de “Çocuklar ölüyor, sessiz kalmayın” diyen öğretmen Ayşe Çelik’in yargılanmasına Adliye önünden destek veren 24 aktivist hakkında “terör örgütü propagandası” iddiasıyla dava açıldı. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 7 yıl 6 ay hapsi istenenler arasında T24 yazarı Oya Baydar, eski CHP Milletvekili Gülseren Onanç, Prof. Gençay Gürsoy, sanatçı Ferhat Tunç, avukatlar Bahri Belen, Ergin Cinmen ve insan hakları savunucusu Şanar Yurdatapan da var. Dava 23 Eylül’de başlıyor (27 Nisan).

Eyleme İbrahim Akın, Mevlüt Ülgen, Oya Baydar, Ferhat Tunç, Halim Bulutoğlu, Murat Çelikkan, Gürkan Develi, Kemal Özgül, Şanar Yurdatapan, Gençay Gürsoy, Ayşenur İyidoğan, Gülseren Onanç, Dilek Gökçin Coşkun, Nergiz Ovacık, Pınar Önen, Orhan Silier, Osman Gürhan Ertür, Orhan Alkaya, Halil Vecdi Sayar, Ayşegül Akış, Türkcan Baykal, Ayşe Erzan Silier, Neşe Yaşın, Vedii Üner Eyüboğlu, İbrahim Sinemillioğlu, Bahri Belen, Ergin Cinmen, Nil Özsoy Dindar, Ahmet Dindar, Gülşen Denizhan katılmıştı.

Hz. Muhammed cezası:  Burada daha önce yer alan madde, Şile Sulh Ceza Hakimliği’nin Değişik İş No: 2021/471 D. İş nolu ve 14.10.2021 tarihli kararıyla çıkarılmıştır.

Laçiner için 301 şikayeti: Çanakkale 18 Mart Üniversitesi, “Terörün arkasındaki devletleri açıklıyorum” başlıklı yazısında “devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü hedef aldığı” ve “devleti aşağıladığı” iddiasıyla Haberdar sitesi yazarı Prof. Dr. Sedat Laçiner hakkında suç duyurusunda bulundu (25 Nisan).

Avcı’ya altı yazıdan dava: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Eylül ve 10 Ekim 2013 döneminde yazdığı altı yazı yoluyla “hükümeti devirme teşebbüs etmek” ile suçlanan Bugün gazetesi eski yazarı Gültekin Avcı hakkındaki iddianameyi kabul etti. ‘İstihbaratta Acem Hatunlar’, ‘Acem İstilası Karşısında İstihbarattan Beklenen’, ‘Savak’tan Vevak’a İran İstihbaratı’, ‘İstihbaratta Mut’a Operasyonları 1 ve 2′, ‘Mut’a Arşivlerinde Kimler Var’ başlıklı yazıları kaleme alan Avcı ağırlaştırılmış müebbet ve 75 yıl hapis istemiyle yargılanacak. İddianamede, Selam-Tevhid davasından yargılanan emniyet ve askerlerin dosyasından bahsedildi; Avcı’nın Fethullah Gülen’den aldığı talimatla yazı yazdığı iddia edildi (22 Nisan).

Özbudun’a beraat: Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “PKK/KCK silahlı terör örgütüne ait resim, fotoğraflar ve PKK/KCK terör örgütünü övücü nitelikte haberler paylaştığı iddiasıyla yazar ve akademisyen Sibel Özbudun’u “örgüt propagandası” iddiasıyla yargıladı; sonunda beraat kararı verdi (12 Nisan).

Dört barışsever özgür: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza verdikleri ve 10 Mart’ta Barış İçin Akademisyenler İstanbul Grubu adına imza verdikleri gerekçesiyle “PKK propagandası” iddiasıyla tutuklu yargıladığı Akademisyenler Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç.Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy’u tahliye etti. Davayı durduran mahkeme, davanın 301. Maddeden sürdürülmesi ihtimali nedeniyle Adalet Bakanlığı’ndan kovuşturma izni istedi. Dava 27 Eylül’de sürecek.

Yağmur’a dava: İş çevrelerinden Reza Zarrab’ın “iftira, konut dokunulmazlığını ihlal, kişilerin huzur ve sükûnu bozma” suçlamalarıyla şikâyet ettiği hakkında yakalama kararı çıkartılan gazeteci Fatih Yağmur iddiaları reddettiği ifadesinden sonra serbest bırakıldı (20 Nisan).

Ayyıldız’a ceza: Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi, Twitter yoluyla “suçu övdüğü” iddiasıyla Evrensel gazetesi muhabiri Faruk Ayyıldız’ı, önce 5 ay hapse mahkum etti; ardından cezayı 3 bin TL paraya çevirdi (21 Nisan).

Ergenekon davası bozuldu: Yargıtay 16. Ceza Dairesi, gazeteciler Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın ağır cezaya çarptırıldığı “Ergenekon” davasında, örgütünün varlığına ilişkin somut delil ortaya konulamamasını esastan bozma gerekçesi yaptı. Hukuka aykırı dinleme ve aramalar, gizli tanık beyanları gibi sebeplerle karar usulden de bozuldu (21 Nisan).

Odatv davası sona doğru: İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi, 10 gazetecinin tutuksuz yargılandığı Odatv davasında, dosyayı esas hakkında mütalaasını hazırlaması için duruşma savcısına sundu. Boğaziçi Üniversitesi’ne bağlı bilirkişi, gazetecilerin bilgisayarlarına ilişkin dijital dosyalarda yaptığı incelemede, Ergenekon örgütüne yardım etmekle suçlanmasına dayanak oluşturan dosyaların zararlı yazılım yoluyla bilgisayarlara virüs yoluyla gönderildiği sonucuna vardı. Yargılama, 21 Eylül’e kaldı (13 Nisan).

Davadan, gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener ile Odatv sitesi çalışanları Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Doğan Yurdakul, Müyesser Uğur, Coşkun Musluk, Sait Çakır, Ahmet Mümtaz İdil yargılanıyor.

KCK Basın davası yeniden: İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasaya aykırılık iddiasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’nden bir yıldır karar çıkmaması üzerine 46 Kürt basın çalışanının tutuksuz sanık olduğu “KCK Basın Komitesi” davasına devam etti. Medya çalışanları, “örgüt üyeliği” ve “örgüt yöneticiliği” iddiasıyla 7 yıldan 25 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Mahkeme, eksik kalan savunmaların tamamlanması için yargılamayı 15 Temmuz’a bıraktı (8 Nisan).

Hakan ve Güven’e dava yok: Bakırköy Başsavcıvekili İdris Kurt öldürülmeden önce Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin Tarafsız Bölge programında sarf ettiği “PKK bir terör örgütü değildir” sözlerinden yargılanan CNN TÜRK moderatörü Ahmet Hakan Coşkun ve yayın sorumlusu Ali Güven hakkında takipsizlik kararı verdi (6 Nisan).

 

 Tekzipler

Son üç ayda Sözcü, Cumhuriyet ve Yeni Şafak gazeteleri, Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım, Ethem Sancak, Turkuvaz Medya Grubu ve “Fethullahçı” savcılarla ilgili haberler nedeniyle tekzip yayımlamak zorunda kaldı. Hürriyet gazetesi yayın yönetmeni Sedat Ergin, yayınlanan ancak “tekzibi uygun şekilde yayınlamadığı” iddiasıyla yargılanıyor.

Geçen yılın aynı döneminde de BirGün ve Taraf gazeteleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili gündeme getirdikleri iddialarla ilgili tekzip yayımlamak zorunda kalmışlardı.

Hürriyet’e tekzip davası: Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, yayımlanan tekziplerin “haberlerin çıktığı yerde yayımlanmadığı ve puntoda farklılık olduğu” gerekçesiyle Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Sedat Ergin’i, Basın Kanunu’na aykırılık iddiasıyla iki dava kapsamında yargılıyor. Davalar 6 Ekim’de sürecek (30 Haziran).

Sözcü’den tekzibe isyan: Sözcü gazetesi, Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım’ı Singapur’daki kumarhanede rulet oynamasıyla ilgili habere gönderilen tekzibe sert tepki gösterdi. Gazete, “Bu nasıl adalet” başlığıyla tekzip metnine tepki gösterdi (10 Haziran).

Tekzipten beraat: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Ethem Sancak’ın “Erdoğan’ı gördükçe aşık oldum” haberi için açtığı tekzip davasında, Cumhuriyet gazetesinden Can Dündar ve Abbas Yalçın’ı, avukatları Tora Pekin’in tebligatın yetkililer adına yapılmadığı yönündeki savunmasıyla beraat ettirdi (9 Haziran).

Yeni Şafak’a tekzip davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Tutun şu savcıyı” haberi nedeniyle Adana eski savcısı Ahmet Mithat Temel’in Yeni Şafak gazetesi yetkilileri Ersin Çelik ve İdris Saruhan hakkında açtığı davada, gazeteciler lehine alınan “Yazılı emir” kararını incelemeye karar verdi. Dava 25 Ekim’e kaldı (9 Haziran).

“Hakaret” tekzibi: Cumhuriyet gazetesi, 18 Nisan 2016 tarihli sayısında Turkuvaz Medya Grubu’nun tekzibini yayınlamakla birlikte sorumlu müdürü Abbas Yalçın’ın “Neden yayımlıyoruz?” başlıklı bir açıklamasına da yer verdi. Yalçın, Sulh Ceza Hakimliklerinin dayattıkları “hakaret içerikli tekzip metinlerine” ağır para cezalarıyla karşılaşmamak için yer verdiklerini yazdı (18 Nisan).

 Hakaret, Kişilik Hakları ve Tazminat Davaları

 Nisan-Mayıs-Haziran 2016 döneminde 4 gazeteci toplam 1 yıl 5 ay 15 gün hapis ve 43 bin 120 TL adli para cezasına mahkum edildi, 1 gazeteci beraat ederken, 1’inin davası “Şartlı Af” ile kalktı; 7 gazeteciye açılan ceza davaları sürüyor. Kişilik haklarına saldırı gerekçesiyle yargılanan 1 gazeteci toplam 160 bin TL tutarındaki iki tazminat davasından kurtuldu; 1’ine 20 bin TL’lik yeni dava açıldı.

 Geçen yılın aynı döneminde, 5 gazeteci ve bir haber sitesine bin 740 TL’i ertelemeli olmak üzere toplam 24 bin 630 TL adli para cezası verilmiş, 8 gazetecinin davası sürüyordu. Ayrıca, 3’ü beraat etmiş, 3’üne de yeni dava açılmış veya şikayet yapılmıştı. 4 gazeteci, 1 köşe yazarı ve 1 gazeteyle ilgili toplam 1 milyon 315 bin TL’lik tazminat davası devam ediyordu.

2015 yılının tamamında, 15 gazeteci ve 1 siteye “hakaret” suçlamasıyla 1740 TL’si ertelemeli olmak üzere toplam 5 yıl 8 ay 17 gün hapis ve 48 bin 940 TL adli para cezası verilmişti. 3 gazeteci de kişilik haklarına saldırı gerekçesiyle toplam 14 bin TL tazminat ödemeye mahkum edilmişti.

 Boğatekin’e ceza: Adıyaman 4 Asliye Ceza Mahkemesi, “Bodin Köyü Okulunun çocukları ya da öğretmeni nereye s….k?..Valinin k..ı sahipli de öğrencinin k..ı sahipsiz mi?” şeklindeki ifadeler nedeniyle Gerger Fırat gazetesi yetkilisi Hacı Boğatekin’i “hakaret” iddiasıyla 7 bin 080 TL para cezasına mahkum etti. Avukat Taylan Tanay’ın “Müvekkilim bir gazetecidir. Bu yazısıyla Türkiye’de yüz yıllardır konuşulan seçilmiş ve atanmışlar arasındaki tartışmayı dile getirmiştir” sözleri kararı değiştirmedi. (30 Haziran).

 Şener’e iyi haber: İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, “Yasin El Kadı” kitabı nedeniyle Yasin El Kadı’nın Posta gazetesi yazarı Nedim Şener hakkında açtığı 100 bin TL’lik tazminat davasını reddetti (21 Haziran).

Önal’ın dosyasına “Af”: Tekirdağ’ın Şarköy Asliye Ceza Mahkemesi, Eylül 2010 tarihli “Belediye Başkanlığı makamı CHP makamı olmuş” yazısında CHP’li belediye meclis üyesi Ali Bayraktar’a hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan Şarköy’ün Sesi gazetesi yazı işleri müdürü Yakup Önal’ın davasını, Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin bozma ilamına uyarak, erteledi. Mahkeme, kararında “basın suçları için şartlı af” getiren 6372 Sayılı Kanunu’nu temel aldı (16 Haziran).

Avcı hakaretten yargılanıyor: Yazılarıyla “Tevhid Selam terör örgütü soruşturmasını” manipüle etmekten tutuklanan Bugün gazetesi eski yazarı Gültekin Avcı sulh ceza hakimlerinin tarafsız olmamakla eleştirdiği köşe yazısıyla Savcılar İslam Çiçek, Durmuş Karaçalı Cevdet Özkan, Fevzi Keleş, Bekir Altun ve Recep Uyanık’a hakaret ettiği iddiasıyla İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor (9 Haziran).

Avcı’nın hapsi isteniyor: Bugün gazetesi eski yazarı Gültekin Avcı, bir yazısında Van’daki El Kaide operasyonunu devlet yetkililerinin engellediğini, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın da o dosyada görev alan polisleri gözaltına alma talimatı verdiğini iddia ettiği için “hakaret” gerekçesiyle yargılamaya İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam etti (9 Haziran).

60 bin TL’lik davalara ret: İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesi, eski Başbakan Erdoğan’ın danışmanı Cüneyt Zapsu’nun Posta gazetesi yazarı Nedim Şener hakkında açtığı 5 bin TL’lik tazminat davasını reddetti. Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi de, Şener’in “Hukuka tecavüz eden savcı” yazısına eski savcı Zekeriya Öz’ün açtığı 30 bin TL’lik tazminat davasını reddetti. Bir ret kararı da İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, yazar Aziz Tunç’un “Beni Sen Öldür/ Maraş 78” kitabıyla ilgili Şener’in yazdığı yazıya Ramazan Tutal’ın açtığı 30 bin TL’lik dava çerçevesinde verdi (4 Haziran).

Alphan’a “Hatemi” davası: Hukukçu Kezban Hatemi’nin oğluyla röportaj yaptığı için annesince hedef alınan, bunun üzerine sosyal medya üzerinden “Bu kadın bir yalancı” şeklinde tepki gösteren gazeteci Melis Alphan, İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde “hakaret” iddiasıyla yargılanmaya başladı. TCK’nın 125. Maddesinden 2 yıla kadar hapsi istenen Alphan’ın davası 11 Kasım’da sürecek (3 Haziran).

Aydın’a soruşturma: Haberdar sitesi yazarı Orhan Aydın hakkında, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu için “yetersiz’ ve ‘kukla” dediği gerekçesiyle Davutoğlu’na hakaret iddiasıyla soruşturma başlatıldı (1 Haziran).

Özkök’e “Varank” davası: Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök hakkında, “Kuran dersine girenlerin yüzdesi kaç” yazısında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Varank’a hakaret ettiği iddiasıyla Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. 2 yıl 8 ay hapsi istenen Özkök, Varank’ın trolleşen Twitter’daki yayınlardaki etkisini eleştirdiğini söyledi. Dava 29 Eylül’de sürecek (26 Mayıs).

Coşkun’un davası Eylül’de: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, bazı yargıçların ayrıcalıklı lüks konut almasını haberleştiren Cumhuriyet gazetesi muhabiri Canan Coşkun’un “kamu görevlisine hakaret”ten 23 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada, ispat hakkı verildiği halde duruşmaya katılmayan müşteki Başsavcı Vekili Orhan Kapıcı’nın ihtaren çağrılmasına karar verdi. Dava 22 Eylül’de sürecek (26 Mayıs).

Şık’ın Yıldırım davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, AKP-Gülen cemaati ilişkisini anlatan “Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda” adlı kitabında, dönemin Ulaştırma Bakanı olan Başbakan Binali Yıldırım’a “kamu görevinden dolayı hakaret ettiği” iddia edilen gazeteci Ahmet Şık’ı yargılamaya devam etti. Fezlekeleri hazırlayan polis memurlarının dinlenmesi talebini reddeden mahkeme davayı 21 Eylül’e bıraktı. 2 yıl 4 aya kadar hapsi istenen Şık, yine aynı kitabında Yıldırım’ın kişilik haklarına saldırı gerekçesiyle Anadolu 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 4 bin TL manevi tazminat cezasına çarptırılmıştı (24 Mayıs).

Hoş’a beraat: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Big Boss kitabında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arkadaşı Hasan Yeşildağ’a hakaret ettiği iddiasıyla 2 yıl 4 ay hapis istemiyle yargılanan gazeteci Mustafa Hoş’u beraat ettirdi (24 Mayıs).

Ilıcak’a Davutoğlu cezası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 28 Nisan 2015 tarihli “Komplo Teorileri ve Gerizekalılar” başlıklı yazısında Başbakan Ahmet Davutoğlu’na hakaret ettiği iddiasıyla gazeteci Nazlı Ilıcak’ı “Kamu görevlisine hakaret”ten 10 bin 620 TL adli para cezasına mahkum etti.  Avukatı “Müvekkilim komplo teorilerine inananlara karşı zeka özürlü anlamına gelecek beyanı vardır. Sayın Başbakan’a söylenmediği açıktır” dediyse de Ilıcak mahkum oldu (12 Mayıs).

Maman’a hapis: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Bugün gazetesine kayyum atanmasından sonra binadan ters kelepçe takılarak çıkarılan gazeteci Kamil Maman’a, “hakaret” ve “polise direnme” suçlamasıyla 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası verdi. Maman, “Beni darp eden polislerin ifadeleri ile ceza verdiler. Araştırma gereği bile duymadılar” dedi (6 Mayıs).

Gürses’a tazminat davası: İş çevrelerinden Reza Zarrab ve eşi Ebru Gündeş, “Sınırsızca gelen parayı gönlünüzce harcarken hiç mi merak etmediniz “Ya ülkede onca yetişmiş insan var, doktorlar, mühendisler, avukatlar… Hiçbiri 20’li yaşlarında bu serveti yapamıyor. Reza nasıl yaptı acaba?” diye soran Sözcü gazetesi yazarı Özlem Gürses hakkında 20 bin TL’lik tazminat davası açtı (4 Mayıs).

Dündar’a ağar ceza: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 17-25 Aralık 2013 yolsuzluk iddialarına ilişkin “Fezlekeleri okumak hakkımız” ve “Erdoğan’ın yumuşak karnı” başlıklı makalelerde eski Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve iş çevrelerinden Muaz Kadı, Usame Kutub, Cengiz Aktürk, Abdülkerim Çay, Yassen Abdullah A Kadı ve Hasan Doğan’a hakaret ettiği iddiasıyla Cumhuriyet gazetesi yayın yönetmeni Can Dündar’ı 25 bin 500 TL adli para cezasına mahkum etti (25 Nisan).

Cem Yılmaz yargılanıyor: Yalova Valisi Selim Cebiroğlu’nun öğretmen Halil Serkan Öz’ü azarlamasını sosyal medyada kınadığı için komedyen-yönetmen Cem Yılmaz’ın “hakaret”ten yargılanmasına Yalova 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Yılmaz’ın iki yıl hapsinin istendiği dava, 13 Temmuz’da devam edecek (11 Nisan).

Aysever’e “Yalancı” davası: İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi, Habertürk TV’deki programda Kabataş’ta başörtülü bir kadının Gezi sürecinde tacize uğradığı iddiasını ortaya atan Halime Kökçe için “yalancı” demekten gazeteci Enver Aysever’i yargılamaya başladı. Aysever’in 2 yıl 4 ay hapsi isteniyor. Mahkeme başkanı Mustafa Erdoğan 29 Eylül’e bırakılan davayla ilgili, “Dava aslında bitti ama erteliyoruz” dedi (7 Nisan).

Leman için şikayet: İstanbul Muhtarlar Dayanışma Derneği’ne üyesi bir grup muhtar, Cumhurbaşkanı’nın kendisini bir muhtarla selfie çekerken çizen Leman dergisini hedef almasından sonra, Bakırköy Adliyesi’ne gelerek Leman yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Dernek başkanı Selami Aykut, karikatürde PKK lideri Abdullah Öcalan’a benzetildiklerini ileri sürdüler (7 Nisan).

Hakaret yok, düşünce açıklama var

İfade özgürlüğüne vurgu: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Taraf gazetesi eski yazarı Roni Margulies’in 3 Nisan 2010 tarihli “Irkçılar parmak kaldırsın” yazısında Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e “ırkçı” demesini “hakaret değil, değer yargısı” olduğu gerekçesiyle ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirdi. İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nden sonra dosyanın geldiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, “yazarın davacı hakkında ‘ırkçı’ tanımlamasında bulunması değer yargısı olup, değer yargısı eleştiri sınırları içinde değerlendirilmek zorundadır. Bu durumda ifade özgürlüğü anlamında niteleme, eleştiri sınırları içinde kalmıştır” dedi (3 Haziran).

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıkıntısı

Nisan-Mayıs-Haziran döneminde5 gazeteci ve 1’i memur 2 kişi daha, TCK’nın 299. Maddesinden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla toplam 3 yıl 8 ay 4 gün (2 yıl 11 ayı ertelemeli) hapse ve 31 bin 500 TL de adli para cezasına mahkum edildi19 gazeteci (11’i yeni sanık), 8 siyasi parti üyesi ve 1 eski milletvekili toplam 28 kişi yazı, görüş ve eleştirileri nedeniyle 299. Maddeden halen yargılanıyor. 3 gazeteci bu suçlamadan beraat etti. Yine 299’dan 3 gazeteci ve 1 yönetmene yeni soruşturma açıldı.

 1 gazeteci, 1 çiftçi, 1 siyasetçi, 1 eski vekil, 1 manken toplam 4 kişi, yayın yoluyla eski Başbakan Erdoğan’a hakarette bulunduğu iddiasıyla TCK’nın 125/3 maddesi uyarınca 4 yıl 7 ay 24 gün (2 yıl 3 ay 2 günü ertelemeli) hapis ve 3 bin 183 TL adli para cezasına çarptırıldı.

Ayrıca, 2 gazeteci beraat ederken, 1 gazetecinin ceza davası ise sürüyor.

 Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasıyla karşılıklı olarak 100 biner TL’lik manevi tazminat davası açtılar.

 Geçen yılın aynı döneminde, 5 gazeteciye “Cumhurbaşkanına hakaret” başlıklı TCK’nın 299. Maddesinden yeni dava açılmış, 2’si yargılanmaya devam ediyordu, 1’i beraat etmişti.  Ayrıca, 9 gazeteciye de TCK’nın 299. Maddesinden yeni soruşturmalar açılmıştı. Aynı dönemde 8 gazeteci ve 2 gazete, 1 avukat “Erdoğan’a hakaret” (TCK 125) iddiasıyla toplam 4 yıl 6 ay 10 gün hapis (2 yıl 7 ayı ertelemeli) ve 31 bin 860 TL adli para cezası ve 35 bin TL de tazminat cezasına mahkum edilmişti.

2015’in tamamında da, 5’i gazeteci toplam 9 kişi, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” başlıklı TCK’nın 299. Maddesi uyarınca toplam 10 yıl 8 ay 22 gün hapse, 14’ü gazeteci, 2’si karikatürist toplam 19 kişiyse Başbakan olduğu dönemde Erdoğan’a hakaret ettikleri (TCK 125/3) iddiasıyla toplam 10 yıl 9 ay 27 gün hapse mahkum edilmişlerdi. Böylece, geçen yıl, 19 gazeteci ve 2 karikatürist olmak üzere 28 kişi, Erdoğan’a hakaretten mahkum edilmiş oldu.

Hakaret

            Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,

İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.

(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.

 

Cumhurbaşkanına hakaret

            Madde 299- (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/35 md.) Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.

(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.

 

 

TCK 299: 7 kişiye toplam 3 yıl 8 ay 4 günhapis

 

Son üç ayda, 5 gazeteci ve 1’i memur 2 kişi daha, TCK’nın 299. Maddesinden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla toplam 3 yıl 8 ay 4 gün (2 yıl 11 ayı ertelemeli) hapse ve 31 bin 500 TL de adli para cezasına mahkum edildi.

Geçen yılın aynı döneminde TCK’nın 299. Maddesi uyarınca kimse mahkum edilmemişti. Ancak 2015 yılının tamamında, 5’i gazeteci 9 kişi, TCK’nın 299. Maddesinden toplam 10 yıl 8 ay 22 gün hapse mahkum edilmişti.

İki haberciye ceza: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Tayyip’in cihatçıları Kobanê’yi kana buladı” başlıklı haberde “Cumhurbaşkanı’na hakaret edildiği” iddiasıyla Yurt gazetesi sorumlu müdürü Başak Günsever ve diğer yayın yetkilisi Orhan Şahin’i ertelemeli 11 ay 20 gün hapse mahkum etti (14 Haziran).

Yanardağ’a “Erdoğan” cezası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Erdoğan’ın kanlı planı” ve “CHP kanlı planın farkında değil’” başlıklı yazılarında “Cumhurbaşkanına hakaret ettiği” iddiasıyla yargılanan ABC Gazetesi sitesinin genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ’ı 11 ay 20 gün hapisten toplam 10 bin 500 TL adli para cezasına mahkum etti. Yanardağ kararı temyiz etti (14 Haziran).

Hoş’a 299 cezası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Big Boss kitabında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla gazeteci Mustafa Hoş’u TCK’nın 299. Maddesinden hapisten 10 bin 500 TL adli para cezasına mahkum etti. Mahkeme, lehte olan ilk bilirkişi raporunu değil aleyhte olan ikincisini dikkate aldı  (9 Haziran).

Hakime sürgün: “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçunu düzenleyen TCK’nın 299. Maddesinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açan Karşıyaka hâkimi ve YARSAV Başkan Yardımcısı Murat Aydın, HSYK Birinci Dairesi’nin yayınladığı yaz kararnamesiyle Trabzon’a gönderildi. Aydın, “Verdiğim kararlardan ve açıkladığım görüşlerden dolayı sürüldüm” açıklamasını yaptı (6 Haziran).

Aydınlık yazarına ceza: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 4 Mart 2015’te Aydınlık Gazetesi’nde çıkan yazısında “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği” gerekçesiyle Emekli amiral Türker Ertürk’ü 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırdı. Ceza 10 bin 500 TL’ye çevrildi (31 Mayıs).

Karikatür paylaşımına ceza: Antalya’da bir kamu kuruluşunda çalışan B.M. sosyal medyada paylaştığı karikatürlerle “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği” suçlamasıyla Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 11 ay 20 gün hapse mahkum edildi. Hüküm ertelendi (26 Mayıs).

Pankarttan 299 cezası: Didim 3. Asliye Ceza Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen yılki Iğdır mitinginde sırtını dönerek “Edepsiz Erdoğan’a sırtımızı dönüyoruz” yazılı döviziyle kendisini protesto eden Songül Çoban’ı, “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten 11 ay 20 gün hapse mahkum edildi. Kadınlar, “Şurada bir grup, affedersiniz, edebim müsaade etmiyor, sırtlarını dönerek işaret yapıyorlar” sözlerine tepki göstermişti (17 Mayıs).

TCK 299: 11’i yeni 22 sanık gazeteci

 8 gazeteci, yazı, görüş ve eleştirileri nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret”ten ve TCK’nın 299. Maddesinden yargılanmaya devam ediyor. 3 gazeteci aynı suçlamadan beraat etti. Ayrıca, 8 siyasi partili, 11 gazeteci ve 1 eski milletvekili hakkında TCK 299’dan yeni dava açıldı.

Geçen yılın aynı döneminde TCK’nın 299. Maddesi uyarınca beş gazeteciye TCK’nın 299. Maddesi uyarınca yeni davalar açılıyordu.

Özkök’ün iki “Erdoğan” davası: Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök hakkında, “Utan Ey Büyük Adam” başlıklı yazısı nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla açılan dava Bakırköy 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. Yazarın yazılı ve sözlü savunmasını sunduğu davada, TCK’nın 299. Maddesinin Anayasa Mahkemesi’ne sunulması talep edildi. Ayrıca, Özkök, “Halkın yüzde kaçı ondan korkuyor?” yazısından da aynı iddiayla yargılanıyor. Yargılamaya 6 Eylül’de devam edilecek (30 Haziran).

Ergin, Doğan ve Dumanlı’ya dava: Bakırköy 54. Asliye Ceza Mahkemesi, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Dağlıca açıklaması: 400 milletvekili alınsaydı, bunlar olmazdı” şeklindeki tweet nedeniyle, Hürriyet gazetesi yetkilileri Sedat Ergin ve İzzet Doğan ile Zaman gazetesi sitesi eski yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı’yı “Cumhurbaşkanı Erdoğan”ten yargılamaya devam etti. Hürriyet gazetesi avukatları 299. Maddenin Anayasa Mahkemesi’ne taşınması için başvurdu. Dava kapsamında ifade veren Ergin, “Böyle bir hata dolasıyla üzüntü duyduğumuzu belirtmiştik. Kaldı ki, haber başlığı çok kısa bir sürede yayından kaldırıldı. 41 yıllık meslek yaşamımda hakaret içerikli bir yayın politikası benimsemedim” demişti. Dava 19 Ekim’de sürecek (29 Haziran).

İmrek’in davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla ilgili yazdığı yazı nedeniyle Evrensel gazetesi yazarı Ender İmrek’i “Cumhurbaşkanına hakaret”ten yargılamayı sürdürdü. Mahkeme, TCK’nın 299. Maddesini Anayasa Mahkemesi’ne taşımayı veya bu yüksek mahkemeden karar çıkmasını beklemeyi reddetti. Dava esas hakkında savunmalar için 1 Temmuz’a bırakıldı (16 Haziran).

Şükür’e dava: Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesi, 15 Şubat 2015’te paylaştığı Twitter mesajları yoluyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla eski milli futbolcu ve eski AKP milletvekili Hakan Şükür’ü 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılamaya başladı. Avukat Ali Onur Güncel, müvekkili Şükür’ün ABD’ye taşındığını bildirdi. Mahkeme, Şükür’ün adresinin bildirilmesini avukatından istedi  (16 Haziran).

 “Hırsız Katil Erdoğan” için dava: Emek Platformu’yla IŞİD’in Ankara’daki bombalı saldırısını kınayan, saldırıda oğlu ve eşini kaybeden HDP PM üyesi Metin Kılıç ve yedi kişi hakkında  “Hırsız Katil Erdoğan” sloganı atıldığı iddiasıyla Bursa 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. İlk duruşmaya diğer sanıklar Keziban Dumlu, Kubilay Mehmetcan Yıldız, Erdal Yalçın, Atakhan Baş ve Ozan Kaplanoğlu ile Nadir Kırlılar katılmadı.  (16 Haziran).

Erem’e “299” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, BirGün gazetesi muhabiri Onur Erem’i “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargıladığı davada, avukat Ali Deniz Ceylan’ın “TCK’nın 299. Maddeden karar vermeden önce Anayasa Mahkemesi kararı beklensin” talebini, “İptal edilme şansı pek yok” şeklinde bir gerekçeyle reddetti. Yargılamaya 3 Kasım’a kaldı (9 Haziran).

Yağmur’a dava: Gazeteci Fatih Yağmur hakkında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayatını kaybeden askerin babasına yönelik “karaktersiz” sözlerine Twitter üzerinden gösterdiği tepki nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret” davası açıldı. “Evladını hırsız yapanlardır”, “şehit babası için bile karakteri bozuk diyor” gibi sözlerden suçlanan Yağmur, İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 5 Ekim’de yargılanacak (9 Haziran).

İki “299” davasından biri düştü: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Yurt gazetesi yetkilileri Mehmet Çağlar Tekin ve Orhan Şahin’i “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret” iddiasıyla ve 4 yıl 8 ay hapis istemiyle yargılıyor. Dava 3 Kasım’da sürecek. Gazeteciler hakkında TCK 299. Maddeden açılan ikinci bir davaysa, dosya geç açıldığı gerekçesiyle düşürüldü (9 Haziran).

Cemal’e “299” davası: Gazeteci Hasan Cemal hakkında, “Her Allah’ın günü ‘anayasa suçu’ işleyen bir Tayyip Erdoğan’la…” yazısında “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ettiği” iddiasıyla Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. 4 yıl 8 ay hapsi istenen Cemal’ın yargılanmasına 28 Eylül’de başlanacak (9 Haziran).

Öymen’e de dava: Aydınlık gazetesinde yazdığı “Erdoğan’ın yargılanması” yazısında “Cumhurbaşkanına Hakaret ettiği iddiasıyla Prof. Dr. Örsan Öymen hakkında İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Mahkeme, Öymen’in avukatı Turgut Kazan’ın ispat hakkına ilişkin talebi kabul etti. Gezi eylemlerinde 8 kişinin ölümünü, yolsuzluk, anayasayı ihlal, ihalelerde usulsüzlük, yüzlerce kişinin düşüncelerinden tutuklanmasını eleştirdiği için yargılanan Öymen 11 Ekim’de hakim karşısına çıkacak. İspat talebi, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” davalarında ilk kez kabul edildi (31 Mayıs).

Çandar ve Doğan’ın “299” davası: Bakırköy 39. Asliye Ceza Mahkemesi, Radikal sitesinde çıkan yedi yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla Cengiz Çandar ve site yetkilisi İzzet Doğan’ın 4 yıl 8 ay hapis istemiyle yargılamayı sürdürdü. Çandar, “Erdoğan Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığını korumuyor, takipsizlik veya beraat kararlarıyla bari yargı korusun” dedi; TCK 299’dan bir başka dosyanın zaten AYM’ye taşındığını ifade etti. Dosyayı AYM’ye taşımayı reddeden mahkeme, Çandar’a esas hakkında savunmasını hazırlaması için süre verdi. Dava 6 Eylül’e kaldı (31 Mayıs).

Pehlivan’ın davası Ekim’de: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Şaşırtıcı benzerlik” haberinde “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla Odatv sitesi yayın yönetmeni Barış Pehlivan’ı yargılamayı sürdürdü. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş’un açıklamasını haberleştiren Pehlivan’ın 4 yıla kadar hapsi isteniyor. Dava, 18 Ekim’e bırakıldı (24 Mayıs).

Yıldız’ın “299” davası: Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 17-25 Aralık 2013’te gündeme gelen yolsuzluk iddialarıyla ilgili yazısı nedeniyle gazeteci Arzu Yıldız’ı “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Yıldız, yolsuzluk iddialarının Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı değil Başbakanlık dönemine ait olduğunu ifade etti; Erdoğan’ın diplomasının Marmara Üniversitesi’nden istenmesini ve Doğu Perinçek’in de tanık olarak dinlenmesini talep etti. Mahkeme, taleple ilgili kararını 27 Eylül’e bıraktı (24 Mayıs).

Cemal’e Erdoğan davası: T24 sitesi yazarı ve P24 Bağımsız Gazetecilik Platformu başkanı Hasan Cemal hakkında, “Sen Cumhurbaşkanı ol, hem de…” yazısında “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği” iddiasıyla Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nin şikayetiyle yargılanacak olan Cemal’in 4 yıl 8 ay hapsi isteniyor. Cemal ve avukatı Fikret İlkiz, 20 Mayıs’ta İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nde iddianameye karşı savunma yaptı. Cemal, ilk savunmasında, “Yazım sert bir eleştiri yazısıdır. Hakaret yoktur. İfade özgürlüğü çerçevesindedir. Adalet Bakanı’nın da açıkladığı gibi neredeyse 2 bine dayanan Cumhurbaşkanı’na hakaret davaları Türkiye’de ifade özgürlüğüne ölümcül darbeler indirmektedir” dedi. Dava 28 Eylül’de sürecek (20 Mayıs).

 Üç haberciye röportaj davası: Diken sitesi editörü Tunca Öğreten, gazeteciye röportaj veren Yazar Perihan Mağden ve röportajı kullanan Yurt gazetesi yazı işleri müdürü Mehmet Çağlar Tekin’in “Cumhurbaşkanına hakaret”ten yargılanmasına İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Yazılı savunma sunan Mağden,  “Nokta dergisinin toplatılması üstüne, telefonda Diken internet sitesinden arayan muhabire mealen bildirmiş olduğum görüşlerim, eleştiri niteliğindedir. İfade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeli” dedi. Öğreten de “Perihan Mağden’le yaptığım görüşmenin içeriğini olduğu gibi siteye aktardım. Bence bu söylemlerde bir hakaret içeriği yoktur. Kaplan, aslan gibi sözcükler hakaret içeriği olarak kullanılamaz” şeklinde konuştu. Mağden’in avukatı Veysel Ok da, TCK 299. Maddesinin Anayasa Mahkemesi’ndeki görüşme sonucunun beklenmesini talep etti. Dava 20 Ekim’e kaldı (12 Mayıs).

Mumcu’ya “Zalim” beraati: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Zalim ve Korkak” yazısında “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği” iddiasıyla yargılanan Cumhuriyet gazetesi yazarı Özgür Mumcu’yu beraat ettirdi. Mumcu yazısında, “Bilinen eski kural. Zalimler korkak olur. Abdullah Cömert’in annesine dava açacak kadar korkak” diye yazmıştı (10 Mayıs).

Avukata “Diktatör” davası: Sosyal Haklar Derneği Başkanı ve Mimarlar Odası avukatlarından Can Atalay hakkında, “Balık baştan kokar. Recep Tayyip Erdoğan isimli diktatör her istediğini yapabileceğini sandığı içindir ki buradaki bir belediye başkanı buna cüret ediyor” sözleri nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla dava açıldı. Dava 20 Eylül’de Büyük Çekmece 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacak. Hukukçu, İç Güvenlik Paketi’ne karşı düzenlenen bir basın açıklamasında, arka planda bir yurttaşın tuttuğu “Milyonları evde zor tutuyoruz” yazılı pankart nedeniyle ikinci bir “Cumhurbaşkanı’na hakaret” davasından yargılanıyor. Yargılama İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 15 Kasım’da görülecek (6 Mayıs).

İmrak’a “299” davası: PKK’ya üye olmak suçlamasıyla tutuklanan DİHA muhabiri Feyyaz İmrak hakkında, sosyal medya yoluyla “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği” gerekçesiyle Antalya 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Suçlamaları reddeden İmrak, iddianamedeki twitter hesabının kendisine ait olmadığını savundu; “Cumhurbaşkanına yönelik hakaretvari bir ifade kullanmadım. Kullanılmış olsa bile eleştiri mahiyetinde, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi. (6 Mayıs).

Özgentürk’e 299 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet gazetesi yazarı Işıl Özgentürk’ü, 19 Ağustos 2015 tarihli “Çok nazik, çok hassas olanlar için Güneydoğu” yazısı nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılamaya başladı. 4 yıl 8 ay hapsi istenen yazar, “Güneydoğu’ya gittim, gözlemlerimi yazdım. Oradaki çocuk ölümlerini yansıtmak istedim. Fikirlerimi dile getirdim” dedi. Dava 11 Ekim’de sürecek (3 Mayıs).

Belge’ye 299 davası: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Taraf gazetesinde çıkan “Vermezsen 400’ü” başlıklı yazısında “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla Prof. Dr. Murat Belge’yi yargılamaya başladı. Yazar, duruşmada, “Türkiye’nin en kalabalık kulüplerinden birisine üye oldum. Erdoğan’a hakaret edenler kulübü. 2 bin kişi kadar olmuşuz. ‘Bu kadar adam niye başkasına değil de bana hakaret ediyor’ diye bir 10 dakika düşünse diye düşünüyorum” dedi. 4 yıl 8 ay hapsi istenen Belge, bir daha 20 Eylül’de hakim karşısına çıkacak (3 Mayıs).

Evrensel’e “Erdoğan” beraati: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Ali İsmail’in Asıl Faili Erdoğan’dır” haberi nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılanan Evrensel gazetesi imtiyaz Sahibi Arif Koşar ve sorumlu müdürü Vural Nasuhbeyoğlu’nu beraat ettirdi (19 Nisan).

Üç akademisyene “Erdoğan” davası: Mersin Üniversitesinde barış bildirisine imza atan Yrd. Doç. Dr. Hakan Mertcan, Yrd.Doç. Dr. Mustafa Şener ve Yrd.Doç. Dr. Selim Çakmaklı hakkında Mersin 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “Cumhurbaşkanı’na hakaret etmek”ten dava açıldı. Dört yıl hapis istemiyle açılan dava, 6 Eylül’de başlayacak (18 Nisan).

Çandar 299’u reddetti: Bakırköy 39. Asliye Ceza Mahkemesi, 26 Temmuz-19 Ağustos 2015 tarihleri arasında yayımlanan altı yazısında “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla Radikal sitesi yazarı Cengiz Çandar’ı yargılamaya başladı. Dört yıla kadar hapsi istenen Çandar, “Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu anayasaya aykırıdır” diyerek savunma yapmadı. Avukatı Veysel Ok da, “Türkiye’yi büyük yükten kurtaracaktır” diyerek mahkemeden maddeyi Anayasa Mahkemesi’ne taşımasını talep etti. Dava, 31 Mayıs’ta sürecek (7 Nisan).

 TCK 299: 3 gazeteciye yeni soruşturma

 Nisan-Haziran 2016 döneminde 3 gazeteci ve 1 yönetmen hakkında TCK’nın 299. Maddesi temelinde yeni soruşturma açıldı. Cumhurbaşkanlık, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve Gerçek Gündem sitesi hakkında suç duyurusunda bulundu.

Arat’a Erdoğan soruşturması: Adana Başsavcılığı, Rotahaber.com sitesi için kaleme aldığı “Erdoğan’ın amacı başkanlık değil padişahlık” başlıklı yazı nedeniyle gazeteci Cüneyt Arat hakkında soruşturma açtı. Arat, Adana Savcısı Mehmet Çömük’e verdiği ifadede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatlarının uzlaşma tekliflerini reddederek yazdığı yazının arkasında olduğunu belirtti (9 Haziran).

Aydın’a Erdoğan tahkikatı: Sol Haber sitesi yazarı ve tiyatro sanatçısı Orhan Aydın hakkında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “faşist” ve “diktatör bozuntusu” diye nitelendirdiği iddiasıyla soruşturma başlatıldı (1 Haziran).

Altıoklar’a soruşturma: Ankara Başsavcılığı, İstanbul’un Fethi kutlamalarıyla ilgili Twitter üzerinden paylaştığı mesaj nedeniyle Yönetmen Mustafa Altıoklar hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “kin ve düşmanlığa tahrik” şüphesiyle soruşturma başlattı (1 Haziran).

Demirhan’a 299 ve 301 tahkikatı: Halkın Sesi gazetesi yazı işleri müdürü Ali Ergin Demirhan, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve Türk milletini ve devlet kurumlarını aşağılamak” şüphesiyle İstanbul savcılığına ifade verdi (26 Mayıs).

TCK 299’dan 2 suç duyurusu

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve Gerçek Gündem sitesi yetkilileri hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” (TCK 299) suçlamasıyla şikayette bulunuldu. Suç duyuruları Cumhurbaşkanlık’tan geldi.

Kılıçdaroğlu’na 299 şikayeti: Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaptığım eleştiriye karşı ‘sapık’ sözcüğünü kullanıyor. O zata soruyorum, ‘Dolmabahçe’de oturup Kadıköy’den gelen vapurlardaki kadınlara, kızlara bakıyorum’ demek nedir? ‘Onları dikizliyorum’ demek sapıklık değil mi? Bunun adı cinsel sapıklıktır. Söyleyen, bizzat itirafı yapan Erdoğan. Siyasi sapıklık, parlamentonun önüne çıkıp yemin ettikten sonra o yeminini tutmayıp namusunu ve şerefini çöp sepetine atmaktır. Bunun adı siyasi sapıklık değil de nedir?” dediği gerekçesiyle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten suç duyurusunda bulundu (13 Nisan).

Gerçek Gündem için Cumhurbaşkanlık talimatı: Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, Gerçek Gündem internet sitesindeki haber nedeniyle sorumlular hakkında kanuni işlem yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na “gizli” ibareli bir yazı gönderdi. CHP adına Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Meclis’te yaptığı konuşmada, yazının yargıya verilmiş açık bir talimat olduğunu ifade etti (4 Nisan).

 125’den 4 mahkum, 2 beraat, 1 sanık

 1 gazeteci, 1 çiftçi, 1 siyasetçi, 1 eski vekil, 1 manken toplam 4 kişi, yayın yoluyla eski Başbakan Erdoğan’a hakarette bulunduğu iddiasıyla TCK’nın 125/3 maddesi uyarınca 4 yıl 7 ay 24 gün (2 yıl 3 ay 2 günü ertelemeli) hapis ve 3 bin 183 TL adli para cezasına çarptırıldı.

Ayrıca, 2 gazeteci beraat ederken, 1 gazetecinin ceza davası ise sürüyor.

2015’in aynı döneminde, 8 gazeteci, 2 gazete ve 1 hukukçu Erdoğan’a yönelik olarak “kamu görevlisine hakaret”ten (TCK 125) toplam 4 yıl 6 ay 10 gün hapis (2 yıl 7 ayı ertelemeli) cezası ve 31 bin 860 TL adli para cezası ile 35 bin TL de tazminat cezasına mahkum edilmişti.

 2015 yılının tamamında, 14’ü gazeteci, 2’si karikatürist toplam 19 kişiye TCK’nın 125. Maddesi uyarınca “Kamu görevinden dolayı Erdoğan’a hakaret”ten toplam 10 yıl 9 ay 27 gün hapis cezası verilmişti.

Çiftçi’ye Erdoğan cezası: Mersin 17. Sulh Ceza Mahkemesi, 21 Kasım 2006’da bir televizyon programında, “Erkeksen Mersin’e gel Tayyip” sözü üzerine yargılanan ancak “akli dengesi yerinde değil” raporu üzerine cezası Yargıtay’ca bozulan çiftçi Mustafa Kemal Öncel’i tersi yönde bir raporu dikkate alarak ertelemeli 1 yıl 15 gün hapse mahkum etti (2 Haziran).

Mankene “Erdoğan” cezası: İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi, Recep Tayyip Erdoğan’a Başbakan olduğu dönemde sosyal medya paylaşımıyla hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı manken Merve Büyüksaraç’ı “Kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret”ten ertelemeli 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası verdi (31 Mayıs).

Röportaja dava: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Yazar Tarık Ali’yle yaptığı 15 Ekim 2015 tarihli söyleşide eski Başbakan Erdoğan’a “soytarı” ifadesiyle hakaret edildiği gerekçesiyle BirGün gazetesi muhabiri Onur Erem’i yargılamaya devam etti. TCK’nın 125. Maddesinden 2 yıl 4 ay hapsi istenen Erem’in davası 20 Ekim’e kaldı (24 Mayıs).

Gülseven ve Çalışkan’a beraat: Yurt gazetesi eski yayın yetkilileri Hakan Gülseven ve Kerem Çalışkan, “İşte 2. Yolsuzluk dosyasında örtbas edilen dava; Erdoğan’dan rüşvetle villa” haberi yoluyla eski Başbakan Erdoğan’a hakaretten (TCK 125/3) yargılandıkları davada beraat etti (24 Mayıs).

Eski vekile hapis: Ankara 34. Asliye Ceza Mahkemesi, CHP eski milletvekili Hüseyin Aygün’e, Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla 1 yıl 2 ay hapis cezası verdi (15 Mayıs).

Dündar’a ceza: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 17-25 Aralık 2013 yolsuzluk iddialarına ilişkin 3-8 Ağustos 2014 döneminde çıkan yazı dizisinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla Cumhuriyet gazetesi yayın yönetmeni Can Dündar’ı 3 bin 183 TL adli para cezasına mahkum etti. Dündar, “Fezlekeleri okumak hakkımız” ve “Erdoğan’ın yumuşak karnı” başlıklı makaleler için açılan “soruşturmanın gizliliğini ihlal” davasından beraat etti. Dündar’ın toplam 6 yıl 8 aya kadar hapsi talep ediliyordu (25 Nisan).

HKP lideri mahkum: MİT TIR’larıyla Suriye’ye silah ve mühimmat taşınmasına ilişkin yayınlardan sonra yetkililer hakkında Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvuran Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanı Nurullah Ankut, Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı ile MİT Müsteşarı’na hakaret iddiasıyla açılan davada ertelemeli 1 yıl 2 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı (4 Nisan).

Erdoğan’dan 100 bin TL’lik tazminat cezası

 Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP lideri Kenal Kılıçdaroğlu, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasıyla karşılıklı olarak 100 biner TL’lik manevi tazminat davası açtılar.

 Kılıçdaroğlu’na tazminat davası: Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaptığım eleştiriye karşı ‘sapık’ sözcüğünü kullanıyor. O zata soruyorum, ‘Dolmabahçe’de oturup Kadıköy’den gelen vapurlardaki kadınlara, kızlara bakıyorum’ demek nedir? ‘Onları dikizliyorum’ demek sapıklık değil mi? Bunun adı cinsel sapıklıktır. Söyleyen, bizzat itirafı yapan Erdoğan. Siyasi sapıklık, parlamentonun önüne çıkıp yemin ettikten sonra o yeminini tutmayıp namusunu ve şerefini çöp sepetine atmaktır. Bunun adı siyasi sapıklık değil de nedir?” dediği gerekçesiyle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında 100 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı (13 Nisan).

Erdoğan’a dava: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 6 Nisan’daki muhtarlar toplantısında kendisi için, “Muhalefet cinsi sapıklara bel bağlamış durumda. (…) Ana muhalefetin, üzerinden siyaset yapmaya çalıştığı cinsi sapık şu an cezaevinde ve yaptıklarının hesabını adalete veriyor. Peki bu siyasi sapıkları ne yapacağız? Bu kişi, başında bulunduğu partinin de yüz karasıdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında 100 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı (12 Nisan).

Fezlekeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) çeşitli siyasi partilere mensup 152 milletvekili hakkında 787 fezleke bulunuyor.

 Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, haklarında fezleke bulunan ve dokunulmazlıkları kaldırılan 152 milletvekiliyle ilgili 117 dosyanın savcılıklara gönderildiğini açıkladı. Meclis’te 152 milletvekili hakkında 787 fezleke bulunuyor.

Hakkında dosya bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını içeren Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi 20 Mayıs’ta TBMM Genel Kurulu’nda oylanmıştı. Hakkında fezleke bulunan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin yürürlüğe girmesinin ardından 93 dosyası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında iki kez müebbet ve 486 yıl hapis cezası isteniyor. Demirtaş, “Bu bir yargılama değil, ifade vermeyeceğiz, sorulan sorulara cevap vermeyeceğiz. Tek bir siyasi savunma metnimiz var her yerde onu okuyacağız” dedi.

Demirtaş ve Kılıçdaroğlu’na 299 fezlekesi: Ankara Başsavcılığı, yaptıkları konuşmalar yoluyla “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettikleri” iddiasıyla HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında fezleke düzenledi (6 Mayıs).

 Tuncel’e “örgüt” davası: Diyarbakır Başsavcılığı, eski HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel hakkında “silahlı terör örgütüne üyelik” ve “terör örgütü propagandası” iddiasıyla 8 yıldan 20 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul ederek dosyayı Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen KCK Ana Davası’yla birleştirdi (4 Mayıs).

 Yasaklamalar, Kapatmalar, Toplatmalar

 Nisan-Haziran 2016 döneminde 9 yayın yasağı veya geçici yayın yasağı, 1 akreditasyon ayrımcılığı, 26 site, 100 Twitter hesap ve mesajı, 7 haber sansür edildi. 180 kitap, 1 dergi, 1 TV’ye yönelik sansür gerçekleşti. Ayrıca, 4 sansür olayı oldu.

 Geçen yılın aynı döneminde, 169 haber ve yazı, 1 site, 1 film, 1 seçim filmi, 1 belgesel, 1 afiş, 12 video, 1 twitter hesabı sansüre uğramış, 1 gizlilik kararı çıkmıştı. En az 5 olayda 20 medya organı akreditasyonda ayrımcılığa uğramış, ayrıca 3 sansür olayı yaşanmıştı.

 2015’in tamamında, 6 yayın yasağı, 5 gizlilik kararı, 10 akreditasyon ayrımcılığı yaşanmıştı. Ayrıca, 118 site, 353 Twitter hesabı, 399 haber ve köşe yazısı, 21 TV ve 2 gazeteci sansürle karşılaşmıştı. 12 video, 7 kitap, 5 mizah dergisi, 4 film, 2 dergi, 2 gazeteci, 1 belgesel, 1 broşür, 1 panel, 1 anma, 1 seçim filmi, 1 afiş, 1 resim sansür edilmişti.

Başbakanlıktan geçici yayın yasağı: Başbakanlık, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda çok sayıda kişinin ölümüne neden olan saldırıyla ilgili, “Milli Güvenliği” gerekçe göstererek geçici yayın yasağı getirdi; RTÜK kararı yayın kuruluşlarına duyurdu (28 Haziran).

 Havalimanına saldırıya yayın yasağı: Bakırköy 3. Sulh Ceza Hakimliği, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda 42 kişinin ölümüne 239 kişinin yaralanmasına neden olan saldırıyla ilgili, “soruşturma tamamlanıncaya kadar soruşturma konusu olay hakkında yazılı ve görsel basın, sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren medyada her türlü haber, röportaj ve olay görüntülerine ilişkin” yayın yasağı getirdi (29 Haziran).

 Bir sansür talebi: İstanbul Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, FETÖ örgütünün sözcülüğünü yaptıkları gerekçesiyle kapatılan KanalTürk ve Bugün TV’den ve Bugün ve Millet gazetesinden çalışanları bünyesinde topladığı iddiasıyla Can Erzincan TV’nin Türksat ve kablolu TV’den çıkarılması için talepte bulundu (14 Haziran).

Mektuplara sansür: Nusaybin’de “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklanan DİHA muhabiri Meltem Oktay’ın, Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nden gönderdiği mektuplarına gerekçesiz el konuldu (13 Haziran).

Vali’den “sansür” önerisi: Antep Valisi Ali Yerlikaya, “kentin IŞİD ile anılması ve turist sayısında ciddi düşüş”ten sonra yerel basın temsilcileri ve kentin ileri gelenleriyle düzenlediği bir toplantıda, kentte yaşanacak olaylarla ilgili olarak valilik açıklaması beklenmeden haber servisi yapılmamasını istedi. Yerlikaya, “IŞİD’in saldırılarında da Antep kelimesinin kullanılmamalı. Antep Havaalanı yerine havaalanına yakın bir bölge ya da Karkamış sınırı kelimesi de kullanılabilir” dedi (9 Haziran).

Midyat için geçici yayın yasağı: Başbakanlık, Milli Güvenliği gerekçe göstererek Midyat Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik bombalı saldırıyla ilgili haberlere geçici yayın yasağı getirdi (8 Haziran).

Yine yayın yasağı: İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, İstanbul Vezneciler’de 11 kişinin ölümüne neden olan bombalı saldırıyla ilgili soruşturma tamamlanıncaya kadar yazılı, görsel ve internet medyasında, sosyal medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri ve bunun gibi yayın yapılmasını Basın Kanunu’nun 3/2 maddesi gereğince yasakladı (7 Haziran).

Odatv ve Gerçek Gündem’e sansür: Milli Eğitim Bakanlığı’nın Oda TV ve Gerçek Gündem haber sitelerine erişimi engelledi. Birçok bölgede öğretmenlerin ve öğrencilerin kullandığı bilgisayarlarda Gerçek Gündem’e girmek isteyen öğretmen ve öğrenciler, “Bu siteye ulaşılamıyor” ekranıyla karşılaşıyor (1 Haziran).

Çocuk dergisine sansür: Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) okul bilgisayarlarından Uçurtma Çocuk Dergisi’nin internet sitesine girişi gerekçe göstermeden engelledi (1 Haziran).

“FETÖ” için yayın yasağı: Gaziantep 2. Sulh Ceza Hakimliği, kentte “FETÖ/PDY terör örgütü soruşturması” tamamlanıncaya kadar soruşturma dosyası kapsamı hakkında yazılı, görsel ve sosyal medya ile İnternet ortamında faaliyet gösteren her türlü medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri ve benzeri yayınların yapılmasını” yasakladı (31 Mayıs).

Akreditasyon kartı verilmedi: Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın Diyarbakır’a gerçekleştirdiği ziyareti takip etmek isteyen Cumhuriyet gazetesi muhabiri Mahmut Oral’a akreditasyon kartı verilmedi (28 Mayıs).

7 LGBTİ sitesine sansür: Kaos GL’nin Cinsel Yönelim/Cinsiyet Kimliği Temelli İnsan Hakları İzleme Raporu’na göre 2015’te 7 LGBTİ sitesine TİB idari tedbir kararıyla erişime kapatıldı. Bu sitelerden 2’si, medyaya yansıması ve TİB’e başvuru sonrası kaldırıldı (25 Mayıs).

Olmayan habere ihtarname: Ümraniye Erdem Hastanesi, doğum sırasında hayatını kaybeden anne ve bebeğin ölümüyle ilgili savcılığa yapılan suç duyurusundan yola çıkarak olayı araştırmak isteyen ve kendilerini telefonla arayan Hürriyet gazetesi ve muhabir Fırat Alkaç’a, haber yayınlanmadığı halde, ihtarname gönderdi. (23 Mayıs).

ETHA sayfası erişilmez: Facebook, Etkin Haber Ajansı sayfasını ajans yetkililerine bir gerekçe bildirmeden yayından kaldırdı (17 Mayıs).

Bombalı saldırıya yayın yasağı: Diyarbakır 2. Sulh Ceza Hakimliği, Bağlar İlçesi’nde 7. Kolordu Komutanlığı nizamiyesi yakınında yaşanan polis servis minibüsüne yönelik saldırıya ilişkin yayın yasağı getirdi (10 Mayıs).

Kitap cezaevinde yasak: Can Dündar’ın “Tutuklandık” kitabı “sakıncalı” olduğu gerekçesiyle bazı cezaevlerinde tutuklulara verilmedi (7 Mayıs).

  1. sansür:TİB, 24 Temmuz 2015 tarihinden bu yana 35 kez erişime engellenen DİHA Ajansı’nın sitesini erişime kapattı (3 Mayıs).

Dicle saldırısına yayın yasağı: Diyarbakır’ın Dicle Sulh Ceza Hakimliği, İlçe Jandarma Komutanlığına bombalı araçla düzenlenen bombalı saldırıyla ilgili soruşturma tamamlanıncaya kadar “soruşturma dosyası kapsamı hakkında her türlü haber, röportaj, eleştiri gibi yayınların yapılması”na yasak getirdi (1 Mayıs).

Antep saldırısı yayın yasağı: Gaziantep 3. Sulh Ceza Hakimliği, İl Emniyet Müdürlüğü binasına yönelik bombalı saldırıyla ilgili Basın Kanunu’nun 3/2 maddesine dayanarak, “yazılı, görsel ve internet medyasında, sosyal medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri ve buna benzer yayın yapılmasına” yasak getirdi. Yasak Gaziantep 1. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla 6 Mayıs’ta kaldırıldı (1 Mayıs).

Beko’ya CNN Türk sansürü: CNN Türk, Bakırköy’de 1 Mayıs İşçi Bayramı konuşmasında “Senin Saray’ın yerin dibine batsın” diyen DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun önce sözlerini sonra da yayını kesti. Kanal, yayını keser kesmez Sakarya’da HAK-İŞ mitingini ekrana getirdi (1 Mayıs).

Facebook 2 bin 78 içerik engelledi: 2015 yılının ikinci 6 ayına ait verileri kapsayan Küresel Hükümet Talepleri Raporu’nu yayınlayan Facebook, Türkiye’nin altı ayda 503 hesaptan 443 kullanıcı verisi talep ettiğini, bu verilerden yüzde 84.20’sini karşıladığını açıkladı. Ayrıca Türkiye’nin talebiyle 2 bin 78 içerik de engellendi (29 Nisan).

Medyaya müdahale: Polis, TBMM’de milletvekilleri arasında yaşanan kavgayı görüntülemeye çalışan gazetecileri görüşmelerin yapıldığı salondan zorla çıkardı (28 Nisan).

“Ensar” sansürü: BirGün gazetesinin hazırladığı ve yüz binlerce kişinin görüntülediği “Ensar Vakfı İlişkileri” haritası ve Birleşik Haziran Hareketi Eğitim Komisyonu’nun Ensar Vakfı Raporuna ilişkinhaberi sansürlendi (27 Nisan).

İzinsiz gazetecilik yasak: 32. Gün ve Amerika’nın Sesi sitesinden gazeteci Hilmi Hacaloğlu, haber yapmak için gittiği Kilis’te polislerce durdurulduktan sonra, Sarı Basın Kartı veya Antep Medya Merkezi’nin izni olmadan haber yapamayacağı söylendi. Kilis Valiliği Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nden yetkiliyle görüşen Hacaloğlu’na bir günlük çekim izni verildi (27 Nisan).

Belgesel filme yasak: 34 sivilin hayatını kaybettiği Roboski katliamı ve sınırdaki kaçakçılık faaliyetlerini anlatan “Hatırlıyorum (Bîra Mı’têtın)” belgesel filmi, 27. Ankara Uluslararası Film Festivali programından çıkarıldı (26 Nisan).

Moutafis için “kara liste” mi? Alman Bild am Sonntag gazetesinde çalışan Yunanistan kökenli fotoğrafçı Giorgos Moutafis, İstanbul’dan Libya’ya gitmek isterken, havaalanında pasaport kontrolü sırasında “İsminiz listede” denilerek durduruldu; tüm gece havaalanında bekletildi (25 Nisan).

180 kitaba el konuldu: Van Kitap Fuarı’nda Aram Yayınevi’ne ait standa baskın yapan polis aralarında Abdullah Öcalan’ın “Bir Halkı Savunmak” ve Sakine Cansız’ın “Hep Kavgaydı Yaşamım II” kitabının da bulunduğu 180 kitaba yargı kararı gösterilmeden “toplatma kararı olduğu” gerekçesiyle el koydu (23 Nisan).

Altı haber, 1 yazıya sansür: T24 sitesinin,dönemin Erzincan Başsavcısıİlhan Cihaner’in mahkeme kararıyla yaptırdığı telefon dinlemelerine ilişkin olarak Şubat 2010’da yayınına başladığı haberlere, yaklaşık altı yıl sonra erişim engeli geldi. Bakırköy 6. Sulh Ceza Hâkimi, Yeni Şafak gazetesinin patronu Ahmet Albayrak’ın “kişilik haklarına saldırı” iddiasıyla yaptığı başvuruyla, T24 sitesinin altı haberi ve site yayın yönetmeni Doğan Akın’ın bir yazısına erişim engeli getirdi (22 Nisan).

Konser yasak: İstanbul Valiliği, Grup Yorum’un Yenikapı Sahil Miting Alanı’nda yapacağı “Bağımsız Türkiye” konserine “toplumda infial uyandırabileceği” gerekçesiyle izin vermedi (17 Nisan).

Sputnik sitesine TİB sansürü: TİB, “teknik inceleme ve hukuki değerlendirme” sonucu Sputnik haber sitesine erişimi engelledi. Site yetkilileri uyarılmadıklarını açıkladı (14 Nisan).

11 site haberine sansür: İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, öğrencilerin derslerini boykot ettiği MSGSÜ Osmanlıca eğitmeni Yrd. Doç. Esra Keskinkılıç’ın talebiyle, Hürriyet, Birgün, soL, Sendika.org, Odatv, Evrensel, Bianet, Zete, Cumhuriyet, Gerçekgündem ve Diken sitelerinde çıkan haberlere erişim engeli getirdi (13 Nisan).

Goal.com sitesine sansür: Dünyaca ünlü Goal.com isimli futbol sitesi, Şanlıurfa 1. Sulh Ceza Hakimliği’nce “yasadışı bahis oynatıldığı” iddiasıyla Türkiye’den erişime kapatıldı (9 Nisan).

Turkcell isteğiyle 100 tweet’e sansür: Turkcell, Karaman’da çocuklara cinsel istismarla gündeme gelen Ensar Vakfı’nı desteklemeye devam edeceğini açıklamasından sonra gelen Twitter mesajlarından 100’ü için İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hakimliği kanalıyla sansür kararı aldırttı (7 Nisan).

T24’e sansür: İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın talebiyle açılan davayla T24, Cumhuriyet, Radikal ve Patronlar Dünyası sitelerinde çıkan “Yeni yolsuzluk soruşturmasının boyutu 100 milyar dolar iddiası” başlıklı habere “saygınlığına saldırı” şüphesiyle erişim engeli getirdi (7 Nisan).

soL sitesine sansür: soL Haber Portalı’nın “Türkiye” kategorisindeki, tüm haberleri Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından hukuksuz bir biçimde engellendi. Şikayet Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi (2 Nisan).

İki yayın yasağı daha: İstanbul Anadolu Başsavcılığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ramazanoğlu’nun talimatıyla, Tuzla’da ölü bulunan Beratcan Karakütük’ün anne ve babasının yaşadığı eve gece yarısı 10 kişilik grubun saldırdığını hatırlatarak ve “haberler nedeniyle ileride telafisi imkansız zararların doğabileceği” savunularak yayın yasağı koydu. Karar RTÜK ve TİB’e gönderildi. Kocaeli’ndeki çocuk rehabilitasyon merkezi hakkındaki haberlere  yayın yasağı geldi. (1 Nisan).

 Habercilik

  “Lafı kıvırmadan” özür: Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan “ODTÜ mescitlerinde IŞİD yapılanması var, ODTÜ’den IŞİD’e adam devşiriliyor” denilmesini palavra olarak nitelendirdikten sonra, El Kaide iddianamesinde ODTÜ’deki mescit grubunun cihatçı militan devşirmek için kullanıldığı ortaya çıkınca, “Lafı hiç kıvırmadan ODTÜ’den özür dilerim” diye yazdı (17 Haziran).

TRT sunucusundan özür: TRT’de Ramazan ayına özel olarak yayınlanan “Ramazan Sevinci” adlı programı hazırlayıp sunan Serdar Tuncer, Prof. Dr. Mustafa Aşkar’ın kullandığı “Namaz kılmayan hayvandır” sözleri için özür diledi (14 Haziran).

Eygi’den inciler: Vahdet gazetesi yazarı Mehmet Şevket Eygi, “Bir kız İmam-Hatip okulu öğrencilerinin fotoğrafını gördüm. Kızların çoğu gülüyordu, bazılarının dişleri görünüyordu. Dindar kızların böyle resim çektirmelerini çok yadırgadım. En azından hafifliktir” dedi (6 Haziran).

İki gazeteci: Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Taraf gazetesi eski yayın yönetmeni Ahmet Altan’ı, Kuddusi Okkır’ın “Ergenekon”dan tutuklanması, hakkındaki suçlamalar nedeniyle Yarbay Ali Tatar’ın intiharı ve gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener’in Odatv soruşturmasından tutuklanmasından sorumlu tuttu. “Çık programa! Orada hesap ver” diyen Hakan, “Ama kurbanlarınla yüzleşerek vereceksin bu hesabı. O program, senin Fethullahçı özel yetkili mahkemelerin gibi kurgulanmayacak. Sadece senin adam gibi hesap vermen üzerine kurgulanacak” diye yazdı. Hakan da, Haberdar sitesinde Hakan’a iddialarına bir dizi yazısıyla yanıt verdi  (10-16 Mayıs).

“Kaçtılar” yalanı: Hükümete yakın Akşam gazetesi, İsveç Yayıncılar Birliği ödülünü almak için İsveç’e giden gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül için “kaçtılar” şeklinde haber yaptı. Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay da Twitter üzerinden, “Akşam paçavrası, olmasını tutkuyla istediği sonucu yazmış. Daha çok beklersiniz! Bu iftiraların hesabını soracağız!” diye tepki gösterdi (15 Mayıs).

Dündar haberi yok oldu: Demirören Yayın Grubu, Can Dündar’a yönelik silahlı saldırı haberinin, Milliyet sitesine yer aldıktan kısa süre sonra kaldırılmasıyla ilgili iddialara yanıt verdi. Açıklamada, “saldırı, Milliyet ve GazeteVatan sitelerinde haber olarak girmiş ancak bir süre sonra manşette ve iç sayfada görülmemiştir. Yaşanan sorun fark edilip giderilmiş ancak bu esnada bir süreliğine haber sistemde yer almamıştır” denildi (8 Mayıs).

BirGün’den özür: BirGün gazetesi, 8 Mayıs 2016 tarihli Pazar ekinde çıkan Mine Kırıkkanat söyleşinde “aşağılayıcı, onur kırıcı ifadelere yer verildiği” gerekçesiyle bir özür metni yayınladı. Açıklamada, “Yayın hayatını etnik, cinsel, dinsel ayrımcılıkla mücadeleyle geçirmiş ve bu yüzden pek çok bedel ödemiş gazetemizin bu tarz bir durumla anılmasından dolayı üzüntülerimizi bir kez daha belirtiriz” denildi (8 Mayıs).

Akit için “tiyatro”: Akit gazetesi, MİT TIR’ları haberinden yargılanırken Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a Adliye önündeki silahlı saldırıyı “tiyatro gibi bir saldırı” olarak nitelendirdi (6 Mayıs).

Arslan-Övür polemiği: Sabah gazetesi köşe yazısı Mahmut Övür, Meral Akşener ile Abdullah Çatlı’nın tanışıklıklarını düğün fotoğrafıyla kanıtlamasından sonra ayağından vurulmasıyla ilgili kendisini eleştiren ve “Sen de düğün davetlisiydin. Hem Çatlı hem Drej Ali ile tanışıklığın vardı” diyen eski bölüm şefi Ayşenur Arslan’ı “Buna alçaklık denir” sözleriyle hedef aldı. Övür, “O gün derin devlet ve mafya karşısında beni yalnız bırakanlar, Drej Ali’nin tehdit görüntülerini çekmecelerinde kilitli tutanlar, “barışmalısın” diye zorlayanlar bugün benim gazetecilik ahlakımı sorgulayamaz” dedi (5 Mayıs).

Güler “tükürdü”: Ülke TV’deki “En Sıradışı” programının sunucusu Turgay Güler, HDP’li vekillerin dokunulmazlık kararıyla ilgili Hürriyet gazetesinin attığı “Salonu gerilla marşıyla terk ettiler” başlığa, “Bu ifadeler şurama oturuyor. Söylemeden olmuyor. Ben sizin yaptığınız haberciliğe tüküreyim. Bu vatana ihanettir. Teröriste, terörist diyemiyorlar, gerilla diyerek kutsuyorlar” diyerek saldırdı (4 Mayıs).

Hakan-Altan restleşmesi: Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, eski Taraf gazetesi yayın yönetmeni Ahmet Altan’ın, bir süredir ‘Ergenekon davası mağdurları’na ekranda yer verdikleri gerekçesiyle kendisini ve Doğan Grubu’nu eleştirmesine ilişkin  “O Kuddusi’nin bir deri bir kemik kalmış vücudu ve yüzünün içine çökmüş gözleri rüyalarına girecek ve hep peşinden gelecek. Ve evet yargılanacaksın. Er ya da geç. Bu dünyada ya da öbür dünyada…” diye yazmıştı. Altan, Haberdar sitesinden, “CNN’de senin bir programın var… Orada canlı yayına ikimiz çıkalım. Ergenekon’u, Ergenekoncuların ilişkilerini, Balyoz’u, darbe girişimlerini, 17-25 Aralık’taki hırsızlıkları, ‘bağımsız’ yargıyı, yeni ittifakları, senin desteklediğin Erdoğan’ın ‘başkanlığını’, medyayı konuşalım… İstediğin soruyu sor…” diye yanıt verdi (3 Mayıs).

Hakan’dan Özdil’e tepki: Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın “Laiklik yeni Anayasa’da olmamalı” sözlerine “Laikliği kaldırmak isteyen zihniyete. G.t.n yiyorsa dene” şeklinde tepki gösteren Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil’i, “Denemeye falan kalksalar… Ne yapacak bu arkadaş? Mustafa Kemal olup İzmir dağlarına mı çıkacak? Yoksa Gezi’de olduğu gibi 15 günlük izne mi çıkacak?” ifadesiyle eleştirdi (28 Nisan).

Hakan’ın özrü: Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, 18 Nisan tarihli yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan şiiri nedeniyle Alman komedyen Jan Böhermann’a “Aşağılık Alman” dediği için özür diledi (20 Nisan).

“Gazeteci örtbas etmez”:Hürriyet gazetesi okur temsilcisi Faruk Bildirici, Ensar Vakfı olayınıörtbas etmekle suçlanan Hürriyet muhabiri Gülden Aydın’ı eleştirdi. Bildirici, “Gazeteci örtbas etmez”yazısında “Gazeteciler birilerini, özellikle de toplumdaki güç odaklarını memnun etmek değil, tam tersine gerektiğinde hoşnutsuz etmekle yükümlüdür” dedi (19 Nisan).

Muhabirden özür: Hürriyet gazetesi muhabiri Gülden Aydın, Karaman’daki Ensar Vakfı’na dair 12 Nisan tarihli haberiyle ilgili, “Benden kaynaklanan bu hata nedeniyle okurlar, mağdurlar ve ailelerinden özür dilerim. Sadece bir çocuğun ifadesinde Ensar Vakfı geçiyor’ bilgisine sehven yer verdim. Oysa bu sayı daha fazla” dedi (13 Nisan).

Altan’a sert eleştiri: Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, “İktidar medyası AK Parti seçmeninin aptal olduğuna inanıyor” diyen Taraf gazetesi eski yayın yönetmeni Ahmet Altan’a, Ahmet Şık ve Nedim Şener tutuklandığında “Gazetecilikten tutuklanmadılar” manşetini hatırlattı. Hakan, “Bugün gazetecileri tutuklayıp‘Gazetecilikten tutuklanmadılar’diye gerekçe oluşturanlar, senin açtığın o ayıplı yoldan ilerliyorlar. Eserinle gurur duy” dedi (13 Nisan).

Küçük’ten Selvi’ye: Star gazetesi yazarı Cem Küçük, Hürriyet gazetesinde yazmaya başlayan Abdülkadir Selvi’yi, “Aydın Doğan’ın satın aldığı her Müslüman yazarın iki gram itibarı kalmadığını bildiği halde gitti Selvi” sözleriyle hedef aldı (6 Nisan).

Selvi Hürriyet’e geçti: Hükümete en yakın gazetecilerden biri olarak bilinen Abdülkadir Selvi, Yeni Şafak’tan ayrıldıktan sonra Hürriyet’e geçti. Hürriyet, yeni transferini “Usta gazeteci Hürriyet’te” başlığıyla sürmanşetten duyurdu.  Sürmanşetin diğer yarısında da Habertürk’teki yazılarına son verilen Fehmi Koru ile yapılan söyleşi yer aldı (3 Nisan).

Provokatörlük suçlaması: Cumhuriyet gazetesi, MİT TIR’ları haberinden Can Dündar ve Erdem Gül’ün yargılandığı dava sırasında Sabah gazetesi muhabirleri Nazif Karaman ve Dilek Yaman ile Star gazetesi muhabiri Kemal Gümüş’ü soru ve davranışlarıyla “provokatörlük” ile suçladı (2 Nisan).

 Anayasa Mahkemesi

 Nisan-Haziran 2016 döneminde Anayasa Mahkemesi, bir işçi ve bir eğitimcinin bireysel başvurusunda ifade ve haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiğini tespit etti. AYM, bu iki dosyadan mahkeme gideri olarak 2 bin 196 TL ödenmesine hükmetti. AYM, Taraf gazetesi muhabiri Mehmet Baransu’nun Mart 2015’ten beri tutukluluğunda “güvenlik ve ifade/basın özgürlüğü” haklarının ihlal edilmesine kanaat getirdi.

Üç aylık dönemde Turkcell sansürü, soL sitesine erişim yasağı, Hrant Dink cinayeti soruşturmasındaki takipsizlikler AYM’ye taşındı. AYM,  “Cumhurbaşkanına hakaret” fiilini düzenleyen TCK’nın 299. Maddesini esastan görüşmeye karar verdi. Ayrıca, tutuklu Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca da başvurusunun görülmesini bekliyor.

  AYM’de kazandı: Anayasa Mahkemesi, BİMER’e çalışma şartlarını şikayet ettiği için TEİAŞ bünyesinde taşeron işçiliğinden olan İlter Nur’un ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine karar verdi; Nur’a 198 TL harç gideri ödenmesine hükmetti  (14 Haziran).

Turkcell sansürü AYM’de: İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Yaman Akdeniz ile Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin Ensar Vakfı ile ilişkilerini eleştiren 862 tweetin Turkcell talebiyle sansürlemesini Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı (2 Haziran).

Dink’te takipsizlikler AYM’de: Hrant Dink cinayeti soruşturmasında, Dink ailesi avukatları, aralarında Ergenekon davası sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, İstanbul Valisi eski Yardımcısı Ergun Güngör, emekli MİT görevlisi Özel Yılmaz’ın da olduğu 24 kişi hakkındaki takipsizlik kararını Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Başvuruda, AİHM’in Türkiye’yi mahkum eden kararı, kamu görevlilerine yargılanma yolunu açan Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi ve cinayete dair Anayasa Mahkemesi kararları gerekçe gösterildi. (1 Haziran).

soL AYM’ye gitti: soL sitesinde binlerce haberlik “Türkiye” kategorisine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şikayeti sonrası getirilen sansür, mahkemelerin yasağın kaldırılmaması yönünde aldıkları kararlar üzerine Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Başvuruda, AYM’nin Twitter ve Youtube kararları örnek gösterildi (23 Mayıs).

Baransu’ya AYM reddi: Anayasa Mahkemesi, Balyoz soruşturmasını manipüle etmekten 2 Mart 2015’te tutuklanan Taraf gazetesi muhabiri Mehmet Baransu’nun “kişi hürriyeti ve güvenlik” ile “ifade ve basın özgürlüğü” haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle yaptığı bireysel başvuruyu, 1’e karşı 4 oyla reddetti (17 Mayıs).

Karaca ve Avcı AYM’yi bekliyor: “Tahşiyecilere kumpas” davasından yargılanan ve delilsiz tutuklandığını savunan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile altı köşe yazısından yargılanan Bugün gazetesi eski yazarı Gültekin Avcı da AYM’ye yaptığı başvurulardan yanıt bekliyor (17 Mayıs).

299 AYM’ye kaldı: Anayasa Mahkemesi, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunu düzenleyen TCK’nın 299. maddesinin iptal istemiyle ilgili başvurunun ilk incelemesini yaptı; Anayasa’ya aykırılık iddiasını ciddi bularak, iptal istemini esastan görüşmeye karar verdi (7 Nisan).

AYM ihlal dedi: Anayasa Mahkemesi, Eğitim Sen Diyarbakır şube sekreteri Hasan Güngör’e 2007 yılında Demokratik Toplum Partisinin (DTP) yaptığı basın açıklamasına katıldığı için verilen disiplin cezasının Anayasa’nın ifade özgürlüğünü savunan 26. Maddesinin ihlali anlamına geldiğini açıkladı. Güngör’e 1998 TL ödenecek (1 Nisan).

 AİHM

Nisan-Haziran 2016 döneminde AİHM, bir gazetecinin haksız şekilde gözaltına alınarak “özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle Türkiye’yi 2 bin avro (yaklaşık 6 bin 400 TL) manevi tazminat ödemeye mahkum etti.

 Geçen yılın aynı döneminde Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğü hakkını düzenleyen 10. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle 1 emekli askerin açtığı davada mahkum olmuştu. Tutar bildirilmediği için tazminata hükmedilmemişti.

2015 yılının tamamında AİHM, 5 gazeteci, 3 hukukçu, 1 siyasetçi, 1 emekli askerin de aralarında olduğu 26 kişinin açtığı davada Türkiye’yi aynı gerekçeyle toplam 42 bin 043 Avro (134 bin 166 TL) tazminat ödemeye mahkum etmişti.

  Mergen haklı: AİHM, Ergenekon soruşturma kapsamında ÇYDD derneğiyle bağlantılı olduğu gerekçesiyle dönemin Doğan Yayın Holding icra kurulu üyesi Tijen Mergen’in gözaltına alınmasını “özgürlük ve güvenlik hakkının ihali” olarak değerlendirdi; Türkiye’yi Mergen’e 2 bin avro (yaklaşık 6 bin 400 TL) manevi tazminat ödemesine karar verdi (31 Mayıs).

AİHM yayın yasağını inceliyor: AİHM, Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin 27 Kasım 2014’teki Yolsuzluk Meclis Soruşturması ile ilgili geniş “yayın yasağı” kararıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’nce de reddedilen Yaman Akdeniz, Kerem Altıparmak ve Banu Güven’in başvurusunu hızla incelemeye aldı, hükümete sorular yöneltti (26 Nisan).

 RTÜK’ten haberler:

 10 kanala ceza: RTÜK, CHP TBMM Grup Toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik hakaret içerikli sloganları canlı yayınlayan Can Erzincan, Habertürk, NTV, Ulusal, CNN Türk, Bengütürk ve Halk TV kanallarına oy çokluğuyla idari para cezası verdi. Almanya’da bir televizyon kanalında yayınlanan ve Erdoğan’a hakaretler içeren klibe yayınlarında yer verdiği gerekçesiyle HTV Hayat televizyonuna da ceza uygulandı. AyrıcaTRT1 ve TRT AVAZ kanallarına da “Ramazan Sevinci” adlı programda kullanılan “namaz kılmayanlar hayvandır” ifadesi nedeniyle uyarı cezası verildi (16 Haziran).

2 gün yayın durdurma ve para cezası: RTÜK, HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü’nün 5 Ocak’ta telefonla katıldığı ana haber bülteninde sarf ettiği sözler gerekçe göstererek Özgür Gün TV’ye bir gün yayın durdurma cezası verdi. 20 Ocak 2016’da, 2 kişinin devlet güçlerince katledilmesi, İMC kameramanı dahil 12 kişinin de yaralanmasıyla ilgili Cizre’deki gelişmeleri aktaran kanala bir gün yayın durdurma daha verildi. Özgür Gün TV’ye, 11 Ocak’ta bir akademisyenin Cumhurbaşkanı ve Başbakana ilişkin sözleri nedeniyle de  14 bin 359 TL para cezası verildi (10 Haziran).

 Kanal D’ye ceza: RTÜK, yayın hayatını 11 yıldır sürdüren “Arka Sokaklar” dizisindeki ameliyat sahnesi nedeniyle KANAL D’ye “şiddet ve cinsellik içeren sahneler buzlanarak yayınlanmasına rağmen, 300 bin TL ceza verdi (12 Haziran).

 Can Erzincan TV’yi kapatma planı? CHP milletvekili Barış Yarkadaş, RTÜK’ün Can Erzincan, Van TV, Özgür Gün TV, Jiyan TV, Hayat TV ve Azadi TV’nin yayın lisanslarının iptalini gündeme alacağını belirtti; “RTÜK’ün AKP’li üyeleri, Can Erzincan TV’yi Nazlı Ilıcak’ın polisleri eleştiren bir konuşmasını gerekçe göstererek kapatmak istiyorlar. İktidar, aralarında FOX TV’nin de olduğu sekiz kanalı kapatmak için harekete geçti” dedi (27 Nisan).

 RTÜK: “Yayın yasağını ihlal” cezaları artırdı

 RTÜK, Nisan-Haziran 2016 döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 15 uyarı, 45 para cezası ve 1 yayın durdurma cezası verdi. Bu dönemde radyo kuruluşlarına 2 uyarı ve 4 para cezası uygulandı. Kurul, Radyo ve TV’lere toplam 4 milyon 237 bin 059 TL idari para cezası verdi.

 Geçen yılın aynı döneminde RTÜK, televizyonlara 14 uyarı, 53 para cezası; radyolara da 1 uyarı, 1 de para cezası vermişti. Kurul, radyo ve TV’lere toplam 3 milyon 137 bin 334 TL idari para cezası vermişti.

Kurul 2015 yılının tamamında TV’lere 69 uyarı, 168 para cezası, radyolara da 4 uyarı 4 de para cezası vermişti. 2015’te yayın kuruluşlarına 9 milyon 905 bin 674 TL para cezası kesilmişti.

(Çalışma, RTÜK’ün 5 Nisan – 1 Haziran 2016 tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12 toplantının kayıtları temel alınarak hazırlandı).

RTÜK “Bölücülük”ten 1 para cezası; “Gençlerin ahlaki gelişimi”ni ihlalden 3 uyarı cezası, 9 para cezası; “Milli ve manevi değerleri” ihlalden 2 para cezası; ‘Ayrımcılık’tan 3 para cezası, 1 yayın durdurma; ‘Tarafsızlık’ yayından 2 uyarı, 3 para cezası; ‘Aşağılayıcı yayın’dan 4 uyarı, 15 para cezası; ‘Hukukun üstünlüğü’nden 7 uyarı ve 4 para cezası; “Türkçe’nin kullanımı”ndan 1 uyarı, 3 para cezası; “Düşmanlığa tahrik”ten 5 para cezası; “Teröre övgü”den 4 para cezası verdi.

 “Bölücülük”: 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde belirtilen, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne” dair ilkesine aykırılıktan 14.359 TL (Özgür Gün TV – 14.359 TL) para cezası verildi.

Gençlerin ahlaki gelişimi: RTÜK, 6112 Sayılı Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Korumalı saatlerdeki program tanıtımlarında çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde şiddet, cinsellik ve benzeri unsurlar taşıyan içeriklere yer verilemez” ilkesine aykırılıktan 3 uyarı (NR1 Türk, Gala TV (2))  ve 1.506.651 TL (Kral Pop – 14.359 TL; Tempo TV – 14.359 TL; Power Türk -14.359 TL; Star TV-  280.177 TL; Fox TV – 381.633 TL; Show TV – 189.873 TL; TGRT Haber – 14.359 TL; Kanal D – 317.355 TL; Star TV – 280.177 TL) para cezası verdi.

Milli ve manevi değerler: RTÜK, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde belirtilen “Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz” hükmünü ihlalden 386.448 TL (ATV – 367.557 TL; Beyaz TV – 18.891 TL) para cezası verdi.

Ayrımcılık: 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendindeki; “Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez” ilkesine aykırılıktan 43.077 TL (Azadi TV – 14.359 TL; Can Erzincan TV – 14.359 TL; Van TV –  14.359 TL) para cezası ve 1 gün yayın durdurma (Özgür Gün TV- 1 gün) cezası verildi.

Tarafsızlık: RTÜK,6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1 (ı) bendinde yer alan “Haber bültenleri ve haber programları, tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır” şeklindeki ilkeye aykırılıktan 2 uyarı cezası (Can Erzincan TV; HaberTürk TV) ve 279.876 TL (Jiyan TV-14.359 TL; Fox TV – 251.158 TL; Halk TV – 14.359 TL) para cezası verdi.

Aşağılama: 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez” ilkesine aykırılıktan 4 uyarı cezası (Merkür TV, Can Erzincan TV, Burç FM, Radyo Mehtap) ve 1.818.888 TL (Fox TV – 256.189 TL; TV8 – 195.847 TL; Star TV – 486.701 TL; A9 TV – 14.359 TL; Ulusal Kanal – 13.601 TL (2); Kanal A – 12.353 TL; Akit TV – 14.359 TL; Halk TV – 14.359 TL; Ulusal Kanal – 14.359 TL; Beyaz TV – 16.805 TL; Star TV – 280.177 TL; Kanal D – 281.946 TL; Show TV – 189.873 TL; EM TV – 14.359 TL) para cezası verildi.

Hukukun üstünlüğü: 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1 (c) bendinde yer alan “Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz” ilkesine aykırılıktan 7 uyarı cezası (Flash TV, Kanal Çay TV, HTV HAYAT (2), Can Erzincan (2), Van TV) ve 57.436 TL (Halk TV – 14.359 TL (2); Özgür Gün TV – 14.359 TL; Ulusal Kanal – 14.359 TL) para cezası verildi.

Türkçenin kullanımı: RTÜK, 6112 sayılı Kanunun “Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez” (m bendi) düzenlemesini ihlalden 1 uyarı (Can Erzincan TV) ve 39.874 TLpara cezası (Ulusal Kanal – 14.359 TL (2); Süper FM – 11.156 TL) verdi.

Düşmanlığa tahrik: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan; “Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz” hükmünü ihlalden 33.014 TL (Burç FM – 1.432 TL; Radyo Mehtap – 1.432 TL (2); HTV HAYAT – 14.359 TL; Van TV – 14.359 TL) para cezası verildi.

Teröre övgü: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde yer alan; “Terörü övemez ve teşvik edemez….” Hükmünü ihlal etmekten 57.436 TL (HTV HAYAT – 14.359 TL; İMC TV – 14.359 TL (2); Azadi TV – 14.359 TL) para cezası verildi. (EÖ/BA)

 

 

Sayfa Başı