MEDYA GÖZLEM VERİTABANI
ENGLISH
BİA MEDYA GÖZLEM / OCAK-ŞUBAT-MART 2015
Düzenlemeler, Tepkiler, Hak Aramalar
2015 1. Çeyrek Medya Gözlem Raporu - Düzenlemeler, Tepkiler, Hak Aramalar
Erol Önderoğlu - Bia Haber Merkezi 30/04/2015

BİA Medya Gözlem Raporunun 2015 Ocak-Şubat-Mart döneminde, Başbakanlığa ve bakanlara dört saat içinde İnternet sitelerinin erişime kapatılması veya içeriğin engellenmesi yetkili veren düzenleme ve örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayacak İç Güvenlik Paketi, uluslararası ve ulusal ifade özgürlüğü örgütlerinin uyarılarına rağmen Meclisten geçti.
İç Güvenlik Paketi, her yurttaş gibi gazetecilerin üstü, eşyası, aracının kolluk amirinin sözlü emriyle aranabilmesine, gazetecilerin eylem alanlarından uzaklaştırılması, telefon haberleşmesinin izlenmesine, başkalarının can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü gerekçesiyle kişilerin eylem alanlarından uzaklaştırmasına yol açabilecek.
Düzenlemeler
İç Güvenlik Paketi çıktı: “İç Güvenlik Paketi” olarak bilinen Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 12 Mart’ta görüşülmesine ara verilen 69 maddesi, Meclis Genel Kurulu’nda 32 redde karşılık 199 oyla kabul edildi (27 Mart).
Kanun, her yurttaş gibi gazetecilerin üstü, eşyası, aracının kolluk amirinin sözlü emriyle aranabilmesini sağlıyor.
Kolluk amirinin kararı 24 saat içinde hakim onayına sunulacak. Kişiye arama gerekçesini içeren belge verilecek. Polis, başkalarının can güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü her düşündüğünde kişileri eylem alanlarından uzaklaştırabilecek.
Polis müşteki, mağdur ve tanıkların istemesi halinde evde veya iş yerinde ifade alabilecek. Polis toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin dağıtılmasında boyalı su kullanılabilecek.
Emniyet Genel Müdürü veya İstihbarat Dairesi Başkanı’nın yazılı emriyle, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin tespit edilip, dinlenip, sinyal bilgileri değerlendirilirken; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verilen yazılı emir, artık 24 saat yerine 48 saat içinde hakim onayına sunulacak.
Yasa dışı örgüt ve topluluklara ait amblem, işaret taşıyarak veya bunları üzerinde bulunduran üniformayı andırır giysiler giyerek katılanlar; kanunların suç saydığı afiş, pankart, döviz, resim, levha, araç, gereçler taşıyarak, bu nitelikte sloganlar söyleyerek veya ses cihazlarıyla yayınlayarak katılanlar, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası alacak.
Kimliklerini gizlemek için yüzlerini tamamen veya kısmen bez vesaire unsurlarla örterek toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılmak suç kapsamına alınacak. “Terör örgütü”nün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerini gizlemek amacıyla yüzünü tamamen veya kısmen kapatanlara, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası uygulanacak.
Sansür Kanunu kabul edildi: Kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması gibi şartlarda Başbakanlığa dört saat içinde İnternet içeriğinin çıkarılması ve erişimin engellenmesi yetkisi veren kanun TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi (27 Mart).
Bakanlıklar da, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması durumlarında TİB’den sansür talep edilebilecek. 
İçerikler çıkarılıncaya kadar erişimin engellenmesi tedbirine devam edilecek.
Karar, 24 saat içinde sulh ceza hakiminin onayına sunulacak. Hakim, kararını 48 saat içinde açıklayacak; aksi halde, karar kendiliğinden kalkacak. Teknik olarak içerik engellenemezse sitenin tümü engellenecek. Verilen içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararın gereğini yerine getirmeyen erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara 50 bin liradan 500 bin liraya kadar idari para cezası verilecek.
Raporlar
IPI uyarısı: IPI 2015 Genel Kurulu için hazırlanan “Demokrasi Risk Altında” raporunda, “Türkiye genel seçimlerine yaklaşırken, insan haklarına ve özellikle de ifade ve medya özgürlüğü genel bir aşınmaya uğruyor” denildi (27 Mart).
Sansür-otosansür yaygın: Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin, cezasızlıkla mücadelede medyanın rolüne dair anketine göre gazetecilerin yüzde 86’sı medyada sansür veya otosansürün yaygın olduğuna inanıyor (17 Mart).
UAÖ uyardı: Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) 2014 raporunda Türkiye’de yargı bağımsızlığının zayıflatıldığı, İnternet özgürlüğüne yeni kısıtlamalar getirildiği, MİT güçlendirilirken barışçıl gösteri hakkının ihlal edildiği ve polisin aşırı güç kullanımının cezasız kaldığını bildirdi (25 Şubat).
Sansür isteyen ikinci ülkeyiz: Facebook Hükümet Talepleri Raporu’na göre Facebook Şirketi’nin en çok sansür uyguladığı ülkeler Hindistan, Türkiye ve Pakistan oldu. Türkiye’de yayınlanan 1.893 sayfa ve fotoğraf, “hükümet eleştirisi” ve “dine saldırı” gerekçesiyle kaldırıldı (11 Şubat).
AİHM cezaları 9’dan 24’e: AİHM, 2014 raporunda Türkiye’de ifade özgürlüğü ihlalinden 2013’te 9 olan ihlal sayısının 24’e çıktığını, bunun Avrupa ülkelerinde verilen 47 AİHM kararının yüzde 50’sinden fazlasını oluşturduğunu bildirdi (30 Ocak).
HRW’den Türkiye uyarısı: İnsan Hakları İzleme (HRW) Türkiye raportörü Emma Sinclair-Webb, Dünya Raporu’nun Türkiye kısmıyla ilgili, “Adalet sisteminin dizginlenmesi, polisin yetkilerinin artırılması ve denetimsizliği ve basının susturulmasının Türkiye vatandaşlarını yaraladığını ve ülkenin uluslararası itibarını zedelediğini” söyledi (29 Ocak).
Türkiye, yeniden “Yarı Özgür”: Freedom House, 2015 Dünyada Özgürlük Raporunda, insan hakları, demokrasi ve şeffaflık konusunda Türkiye’yi yeniden “kısmen özgür” ülkeler arasına aldı; “Türkiye demokratik normlardan çok uzağa sürüklendi” tespiti yaptı (28 Ocak).
Hak örgütleri BM oturumunu izledi: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Cenevre’de BM Evrensel Periyodik İnceleme Toplantıları’nda Türkiye’deki insan haklarına dair açıklamalarını, Siyahbant, P24, Freemuse ve İHOP’un düzenlediği 60 kişinin katıldığı bir toplantıda naklen izlendi (27 Ocak).
AP özgürlükte uyardı: Avrupa Parlamentosu, Türk hükümetinden düşünce, ifade ve medya özgürlükleri, hukuk devleti, demokrasi, eşitlik ve insan hakları alanlarında reform beklentisine vurgu yapan bir karar tasarısını 11 ret oya karşılık 511 oyla kabul etti (15 Ocak).
Tepkiler

RSF sıralamasına göre ifade özgürlüğünde 180 ülke içinde 149. olan, Freedom House örgütüne göre “kısmen özgür” olan Türkiye, İç Güvenlik Paketi, İnternet sansürü, “Cumhurbaşkanına hakaret” gözaltı ve tutuklamaları, Savcı Kiraz’ın rehin alınmasıyla ilgili geçici yayın yasağı, Adımlar dergisine yönelik bombalı saldırı, Mehmet Baransu’nun tutuklanması, Charlie Hebdo desteğinden Cumhuriyet gazetesinin tehdit edilmesi ve Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink’e dava açılması gibi pek çok konuda içeriden ve dışarıdan yoğun tepki toplandı.

TGS kınadı: TGS, Akşam gazetesi muhabiri Hilal Yıldırım’ın Çağlayan Adliyesi’nde rehine olayını basın odasından görüntülemeye çalışırken darp edilmesini, Birgün muhabiri Ece Aydın’ın da gözaltına alınmasını kınadı (31 Mart).
Yayın yasağına tepkiler: TGC, Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın adliyedeki odasında rehin alınmasına ilişkin haberlere yayın yasağı konmasını eleştirdi; “Başbakan Davutoğlu’nun toplumun birlik ve dayanışma içinde olması gerektiğini belirttiği bir günde basına yine akreditasyon uygulanması düşündürücü” dedi (31 Mart).
Basın Konseyi de, “Fotoğraflar etik açıdan tartışılabilir. Fakat bir idari kararla bunun ‘cezasını kesmek’ basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına açık bir müdahaledir” dedi.
Bombalı saldırıya kınama: Basın Konseyi, Adımlar dergisine yönelik bombalı saldırı için “demokrasi ilkelerine aykırı, tüm topluma işlenen insanlık suçu” dedi(26 Mart).
Baskılara kınama: ÇGD, tweetleri nedeniyle gazeteciler Abdullah Özyurt ve Aytekin Gezici’nin evlerinin basılmasını, gazeteci Mustafa Hoş’a kitabından soruşturma açılmasını kınadı (19 Mart).
Sansüre kınama: Gazeteciler Cemiyeti Özgürlük için Basın (ÖiB) Projesi’nin Şubat raporunda, “Resmi gezi ve temaslardaki engellemelerin yanı sıra Bank Asya merkezinde yapılan basın toplantısında veya AB yetkilileri ile ortak basın toplantılarında bile bazı medya muhabirlerine uygulanan sansür kabul edilemez” dedi (13 Mart).
Baransu’nun hapsine tepki: Basın Konseyi ve TGC, Mehmet Baransu’nun tutuklanmasına tepki gösterdiler; “Gazeteciler tutuksuz yargılanmalı” dediler (4 Mart).
RSF’den uyarı: RSF, İç Güvenlik Yasa tasarısıyla ilgili uyardı: “Gazeteciyi sindirmek için polisin eli daha da güçlenecek” (18 Şubat.
UAÖ’den acil eylem: UAÖ, “Cumhurbaşkanına hakaret”ten tutuklanan Onur Kılıç’ın derhal ve koşulsuz serbest bırakması için acil eylem çağrısı yaptı (17 Şubat).
TGS’den Yıldırım’a destek: TGS, Twitter hesabından, İstanbul Gülsuyu’nda üyeleri Meryem Yıldırım’ın gazetecilik yaparken polisçe darp edilmesini kınadı; “Sorumluları istiyoruz” dedi (13 Şubat).
TGS’den gözaltıya tepki: TGS İzmir Yönetim Kurulu, TMMOB eylemini izlerken Ege Meclisi sitesi muhabiri Eda Ebru Naneci’nin gözaltına alınmasını kınadı (13 Şubat).
CPJ’den Başbakana mektup: Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Başbakan Davutoğlu’ya bir mektup yazarak, Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink’in yargılanması, Cumhuriyet gazetesine yönelik tehditleri ve Zaman ile Samanyolu Televizyonuna yapılan baskınlara tepki gösterdi (10 Şubat).
ÇGD’den polise tepki: ÇGD Malatya Şubesi, Güneş TV ve malatyahabersaati.com.tr sitesi muhabiri Mehmet Yalman’a yönelik polis baskısını kınadı (6 Şubat).
İşten çıkarmalara kınama: TGS Başkanı Uğur Güç, Yurt gazetesinde beş gazetecinin işten çıkarılmasını kınadı (4 Şubat).
Geerdink’e davaya kınama: IPI, gazeteci Frederike Geerdink’in Diyarbakır’da gözaltına alındıktan sonra hakkında bir de “örgüt propagandası”ndan dava açılmasını kınadı (4 Şubat).
Artan sansüre tepki: HRW, 2015 Dünya Raporu’nda , “Türkiye Hükümeti 2014’te yargıyı yürütmenin kontrolüne almak, sosyal medyayı susturmak, medya ve internet sansürünü arttırmak ve gazetecileri yargılamak için eşi görülmemiş adımlar attı” tespiti yaptı (29 Ocak).
Türkiye yeniden “kısmen özgür”: Freedom House’un 2015 Özgürlükler Raporu’nda sert eleştirel yer aldıysa da Türkiye’yi geçtiğimiz yıl bulunduğu “Özgür Olmayan” ülkeler statüsünden yeniden “Kısmen Özgür” ülkeler arasında gösterdi (28 Ocak).
Dink davası için uyarı: RSF, “Yargı, nihayet at gözlüklerini çıkardı. Umuyoruz ki, Hrant Dink cinayetinin tamamen aydınlatılması için geç kalınmamıştır ve de soruşturma bir kez daha politik amaçlar uğruna araçsallaştırılmaz” dedi (23 Ocak).
Twitter’a ihtarname: Ankara Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak ile İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yaman Akdeniz Twitter’a ihtarname göndererek insan hakları ve ifade özgürlüğünü korumaya çağırdı (23 Ocak).
İnternet sansürüne kınama: TGC ve TGS, “Yayın yasaklarıyla başlayan yeni yılda muhalif gazetecilerin ve vatandaşların twitter hesaplarına erişimin mahkeme kararıyla engellenmesi basın ve ifade özgürlüğünden duyulan korkunun yeni bir yansımasıdır” dedi (21 Ocak).
Gerçek suçlular nerede? TGC, “Gazeteci Hrant Dink’in katilleri ve azmettiricileri hala açığa çıkarılamamıştır. Kamu vicdanı, ancak adil bir yargılama ile bu cinayetin ardındaki gerçek suçluların ortaya çıkmasıyla rahatlayacaktır” dedi (19 Ocak).
BHH’den Cumhuriyet’e destek: Birleşik Haziran Hareketi, Charlie Hebdo seçkisi sonrası tehditler alan Cumhuriyet gazetesine destek için bir açıklama yaptı (17 Ocak).
“Paket” için uyarı: TGC, Meclis’e gelen İç Güvenlik Paketi’nin bu haliyle yasalaşmaması gerektiğini bildirdi; düzenlemenin protesto etme, gösteri yürüyüşü düzenleme ve hatta bu eylemleri dışarıdan izlemenin bile artık tehlikeli hale geldiğini belirtti. Polisin yoğun gaz kullandığı durumlarda yüzünü kapayan, gaz maskesi kullanan kişilerin TMK’ya göre 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıyla, 2911 sayılı Kanuna göre de 2 yıldan 4 yıla kadar hapisle cezalandırılabileceğimi hatırlattı (16 Ocak).
Şiddete kınama: Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal, Mersin Büyükşehir Belediyesi toplantısı sırasında yerde yatan bir işçiyi görüntüleyen gazetecilerin saldırıya uğramasını kınadı (16 Ocak).
Dağıtımı engellemek anayasal suç: TGC Başkanı Turgay Olcayto, Charlie Hebdo’ya destek amacıyla karikatürlerin de yer aldığı 14 Ocak 2014 sayısının gazete okuruna ulaşmasının engellenmesinin “anayasal suç” olduğunu bildirdi (15 Ocak).
HDP’den Cumhuriyet’e destek: Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş da hükümetin Cumhuriyet’i hedef almasına tepki gösterdi. Demirtaş, “Başbakan, Cumhuriyet’e olsa olsa teşekkür edebilirdi. Çünkü ortada bir hakaret, Hz. Peygamber’e saldırı yok” dedi (17 Ocak).
Sürekli basın kartları neden verilmedi? TGC Başkanı Turgay Olcayto, 94 gazeteciye sürekli basın kartı verilmemesini “ilk defa böyle bir şeye tanık olduk” derken Basın Konseyi de gerekçesini sordu (14 Ocak).
Cumhuriyet’e destek: TGC, ÇGD, TGS, DİSK Basın İş, Basın Konseyi ve G-9 Gazeteciler Platformu, Charlie Hebdo dergisi kapağındaki Hazreti Muhammet karikatürüne ver verip vermediğini denetlemek için polisin Cumhuriyet Gazetesi’nin dağıtımını engellemesini kınadı (14 Ocak).
IPI açıklaması: IPI Hukuk Bürosu Direktörü Steven M. Ellis, “Bir gazete dağıtımının ancak hükümet yetkilisinin onayından geçtikten sonra yapılabilmesi kabul edilemez bir sansür biçimidir ve Türkiye için çok tehlikeli bir emsal oluşturmaktadır” dedi.
RSF’nin itirazı var: RSF, Başbakan Davutoğlu’nun Charlie Hebdo saldırısı sonrası Paris Yürüyüşü’ne katılmasını eleştirdi: “Baskıcı politikalarını devam ettirmek için bu duygu selini kullanmaları kabul edilemez” (11 Ocak).
Ülger’e destek: DİSK Basın İş, EFJ ve NVJ, izlediği bir duruşmada fotoğraf çektiği iddiasıyla Hollandalı gazeteci Mehmet Ülger’in gözaltına alınmasını kınadı (7 Ocak).
Gözaltı şok etti: Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders, Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink’in gözaltına alınmasına “Şok oldum. Bunu Türkiyeli meslektaşım Mevlüt Çavuşoğlu ile bizzat konuşacağım” dedi (6 Ocak).
Seyahat kısıtlamasına tepki: TGC ve TGS, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin toplu taşımada kullanılan ücretsiz seyahat kartlarıyla ilgili getirdiği sınırlamanın gazetecileri mağdur ettiğini bildirdi (2 Ocak).
Soru Önergeleri
Bu dönemde HDP ve CHP milletvekilleri, Cumhuriyet gazetesine matbaada polis baskınını, Karşı gazetesinin çalışanlarına yönelik soruşturma iddiasını, yoğun ifade özgürlüğü ihlallerine işaret eden BİA Ekim-Aralık 2014 Medya Gözlem Raporu’nu, “Cumhurbaşkanına hakaret”ten gözaltı, dava, tutuklamaları, sosyal medya aktörlerine yönelik baskıları, Mecliste gazetecilere yönelik yasakları soru önergesi olarak Meclis gündemine taşıdılar. HDP, “Cumhurbaşkanı’na hakaret”i düzenleyen TCK’nın 299. maddesinin yürürlükten kaldırılması için kanun teklifi sundu.
Gazeteciye Meclis yasağı önergede: CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM başkanı Cemil Çiçek’ın yanıtlanması istemiyle gazeteci Uğur Telli’nin “Parlamento Muhabiri” kartının geri alınmasıyla ilgili bir soru önergesi sundu (27 Mart).
CHP’den sosyal medya sorusu: CHP’li Sezgin Tanrıkulu, bir soru önergesiyle Başbakana, “2010-2015 yılları arasında sosyal medyada yolsuzluk ile ilgili eleştiri yapan, paylaşımlarda bulunan kaç kişiye dava açıldı?” sorusunu yöneltti (10 Mart).
HDP’den kanun teklifi: HDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Cumhurbaşkanı’na hakarete bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngören TCK’nın 299. maddesinin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin kanun değişikliği teklifi verdi (24 Şubat).
“Cumhurbaşkanına hakaret” işlemleri soruldu: HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Başbakan Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde özellikle ÖDP’ye yönelik “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla yürütülen gözaltı, yargılama ve tutuklama işlemlerinin sayısını sordu (19 Şubat).
BİA Medya Gözlem Raporu HDP önergesinde: HDP Mersin milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Ekim-Kasım-Aralık 2014 dönemine ilişkin BİA Medya Gözlem Raporu’nu bir soru önergesi yoluyla Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ’ın dikkatine sundu (27 Ocak).
Kürkçü, “Hükümetiniz, savcılıkların medya temsilcilerine yönelik olarak açtığı keyfi davaları ve medyaya yönelik şiddetin cezasızlığını bir sorun olarak görmekte midir? Bakanlığınız politikasıyla mevcut durum uyum halinde midir?” ve “Son beş yılda kaç gazeteci veya medya temsilcisi gözaltına alınmıştır? Kaç gazeteci veya medya temsilcisi görev başındayken güvenlik kuvvetlerinin şiddetine maruz kalmıştır?” sorularını da yöneltti.
CHP Karşı gazetesini sordu: CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle sunduğu soru önergesinde, “Karşı gazetesinin çalışanlarına ve yöneticilerine yönelik, AKP Hükümetinin talimatıyla başlatılmış bir soruşturma olduğu iddiası doğru mu?” sorusunu yöneltti (23 Ocak).
Oran Show TV’yi sordu: CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, Show TV’nin Ciner Grubuna satışının iptal edilmesine itiraz edilmemesiyle kanalın başına Sabah-ATV (Turkuaz Grubu) Reklam Grup Başkanı Ümit Önal’ın getirilmesi arasında ilişki olup olmadığını açıklamasını istedi (21 Ocak).
Kürkçü şiddeti Meclise taşıdı: HDP milletvekili Ertuğrul Kürkçü, 20 kişilik bir grubun, İHA muhabiri Kıymet Gökçe, Mersin İmece gazetesi muhabiri Soner Aydın, Sabah gazetesi muhabiri Adnan Açıkgöz, Akdeniz gazetesi muhabiri Necdet Taş ve Haberci gazetesi muhabiri Taylan Candar’ı darp etmesini soru önergesi yoluyla İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya sordu. Kürkçü, “Darp eden gruptakiler kimlerdir, kimlerden maaş alıyorlar?” (20 Ocak).
Karikatür baskını Mecliste: CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Charlie Hebdo’nun son sayısından karikatür seçkisi yayımlayan Cumhuriyet gazetesine matbaada polis baskını hakkında Başbakan Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi (14 Ocak).
Dayanışma
Ercan ve Emeç anıldı: TGC, 7 Mart 1990 tarihinde şoförü Sinan Ercan ile birlikte öldürülen Hürriyet gazetesi yayın yönetmeni Çetin Emeç’i andı (7 Mart).
Düşünce özgürlüğünün 20 Yıl Forumu: Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim’in “Dün, Bugün, Yarın 1995 – 2015 Türkiye’de düşünce özgürlüğü mücadelesinin 20 yılı” Forumu İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde gerçekleşti (15 Şubat).
Köşe yazarından çalışan dayanışması: Yurt gazetesi yazarı Fatih Yaşlı, bir köşe yazısında, gazete işvereninden işten çıkarılan çalışanların işe geri alınmasını istedi (5 Şubat).
TGC İpekçi’yi andı: Gazeteci Abdi İpekçi öldürülmesinin 36. yılında Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı; TGC, “1908’den beri 64’ü bulan öldürülen gazeteciler arasında Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı gibi değerlerimizin tetikçileri bulunsa da azmettiricileri hala ortaya çıkarılamadı” dedi (1 Şubat).
Keskin’in “suç”una iştirak: İHD İstanbul Şube Başkanı Abdülbaki Boğa, TİHV İstanbul Temsilciliği adına Ümit Efe ve İHD üyesi Ahmet Demirsoy hak savunucusu Eren Keskin’in TCK’nın 301. maddesinden mahkum edilmesini kınamak için “suçuna” iştirak etti (27 Ocak).
Yayınlama özgürlüğü çalıştayı: Türkiye Yayıncılar Birliği’nin (TYB) Yayınlama Özgürlüğü Konusunda Farkındalık Artırma ve Bilgilendirme Çalıştayı’nda Fikret İlkiz, Filiz Kerestecioğlu, Ege Koçak, Ireneusz Fidos, Metin Celal, Mehmet Eroğlu, José Borghino, Tuğrul Paşaoğlu da konuştu (27 Ocak).
Mumcu anıldı: TGC, Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu’yu 22. ölüm yıldönümünde andı; “tetikçileri azmettirenlerin hala ortaya çıkarılamamasını bir demokrasi ayıbı sayıyoruz” dedi (24 Ocak).
Uğur Mumcu unutulmadı: 24 Ocak 1993’te uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybeden Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu, ölümünün 22. yılında anıldı. CHP Malatya İl Örgütü, CHP PM Üyesi İlhan Cihaner, gazeteci-yazarlar Barış Yarkadaş ve İsmail Saymaz’ın katıldığı “Uğur Mumcu ve Kalemi Kırılan Gazeteciler” paneli düzenledi. Meslek örgütleri de Mumcu cinayetinin aydınlatılmadığını açıkladılar (24 Ocak).
Düşünce “Suçluları” 20 yıl sonra: Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim, Yaşar Kemal’in Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde sorgulandığı 23 Ocak 1995 gününün 20. yıldönümünde, “düşünce” suçlularını buluşturdu (23 Ocak).
SODEV ödülleri: Sosyal Demokrasi Vakfı’nın “2014 İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma” ödülü basın ve ifade özgürlüğü dalında Evrensel, BirGün, Cumhuriyet ve Yurt gazetelerine verildi (22 Ocak).
Hrant anıldı: TGC, Agos gazetesi yayın yönetmeni Hrant Dink’i, ölümünün 8. yılında andı; “Gazeteci Hrant Dink’in katilleri ve azmettiricileri hala açığa çıkarılamadı. Kamu vicdanı, ancak adil bir yargılamayla cinayetin ardındaki gerçek suçluların ortaya çıkmasıyla rahatlayacak” dedi (19 Ocak).
Cumhuriyet’e destek: Bir grup aydın ve okur, Charlie Hebdo’ya destek verdiği için tehditler alan Cumhuriyet gazetesi ve çalışanlarına destek olmak için Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde “Cumhuriyet” sattı (18 Ocak).
PEN Başkanı Oral oldu: PEN Türkiye Yazarlar Birliği’nin yeni başkanı gazeteci-yazar Zeynep Oral oldu. Oral, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik ihlallerle mücadele edeceklerini açıkladı (17 Ocak).
Cumhuriyet’e dayanışma ziyaretleri: Turgay Olcayto başkanlığındaki TGC heyeti, Charlie Hebdo karikatürlerinden seçki yayımladığı için tehdit edilen Cumhuriyet gazetesini ziyaret etti (16 Ocak).
Charlie Hebdo’dan Türkiye desteği: 7 Ocak’taki silahlı saldırıda 10 çalışanını kaybeden Charlie Hebdo dergisinin yayın yönetmeni Gerard Biard, yeni dergi sayısının çeşitli dillerde basılacağını duyururken, “En önemli baskımız Türkçe olacak çünkü Türkiye zor bir dönemden geçiyor, orada laikliğe saldırı var” dedi (14 Ocak).
AYM’ye ödül: ABD merkezli Columbia Üniversitesi, “Küresel İfade Özgürlüğü Ödülü”nü Anayasa Mahkemesi’ne verdi (12 Mart).
Örgütlerden haberler
Jurno çıktı: TGS’nin iki ayda bir yayımlanacak ve gazetecilerin hazırladığı yeni dergisi Journo yayın hayatına başladı (18 Mart).
Bilgi Edinme Kolokyumu: İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi, İllüzyon-İstanbul ve Ortak Gelecek için Diyalog Derneği ile birlikte bir Bilgi Edinme Özgürlüğü Kolokyumu düzenledi (16 Mart).
Cezasızlık ve Medya Atölyesi: Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin “Cezasızlık ve Medya Atölyesi’nde avukat Arif Ali Cangı, Taraf yazarı Hayko Bağdat ve Şeffaflık Derneği’nden Özlem Zıngıl, gazeteci Kemal Göktaş’ın moderasyonunda Türkiye’de yolsuzluk ve medya alanındaki cezasızlığı tartıştı. Bağdat, Hrant Dink davasına atıfta bulunarak cezasızlık kültürüne değindi; Zıngıl da bir kültür olarak cezasızlığın sürekliliğine vurgu yaptı (9 Şubat).
Hollande’dan TGC’ye teşekkür: Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Charlie Hebdo saldırısı nedeniyle başsağlığı mesajı gönderen TGC Başkanı Turgay Olcayto’ya teşekkür yanıtı gönderdi (5 Şubat).
Yayınlama özgürlüğü çalıştayı: Türkiye Yayıncılar Birliği Yayınlama Özgürlüğü Konusunda Farkındalık Artırma ve Bilgilendirme Çalıştayı’nda Fikret İlkiz, Filiz Kerestecioğlu, Ege Koçak, Ireneusz Fidos, Metin Celal, Mehmet Eroğlu, José Borghino, Tuğrul Paşaoğlu da konuştu (27 Ocak).
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlardan
AB Bakanı’nın sıkıntısı: Bozkır AB Bakanı Volkan Bozkır, geçtiğimiz Aralık Avrupa Birliği’nin sert biçimde eleştirdiği Gülen Cemaati’ne mensup gazetecilere yönelik operasyonların Türkiye’nin AB ile ilişkilerine “sıfır” maliyeti olduğunu söyledi (ABD ziyareti sırasında, 6 Şubat).
ABD Kongresi’nden 88 milletvekilinin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’ye bir mektup yazarak Fethullah Gülen’le ilişkili gazetecilerin gözaltına alınmalarını ve Türkiye’de tutuklanan gazetecilerin sayısının 29’a ulaştığını vurgulayan mektubu eleştiren Bozkır, “29 tane gazeteci diyorsunuz. Var mı isim? Yok, isim yok. O zaman ben diyeyim ki 35. Sen de 22. Böyle bir şey olur mu” diye konuştu.
Cumhurbaşkanının “Nefsi müdafaa” hakkı: Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nefsi müdafaa hakkı diye bir şey var. Bana saldıranlara, bana hakaret edenlere karşı gereğini yapmak, öncelikle hukuk ortamında benim nefsi müdafaa hakkımdır” dedi (Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu heyeti kabulünde yaptığı açıklama, 4 Şubat).
“Tutuklu gazeteci ismi verin”: Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Şimdi gerçekçi olmanız lazım. Spekülasyon var, sanki birçok gazeteci cezaevinde. Bugün editörlerle toplantım vardı, isim sordum kimse isim veremedi. Bir gazeteciler kurumu var, bugün sordum kaç kişi dedim 10 dediler, 3’ü serbest dedim. Bunlara sözde gazeteci deniyor, ellerinde bir gazeteci kartı var. Başka suçlar işlediler. Bu 7 kişi arasında hiçbiri gazetecilik faaliyetleri ile ilgili tutuklanmadı. Ben hiçbir gazeteciyi tutuklamadım ve salıveremem de, bunu mahkemeler yapar. Türkiye’de gazetecilerin tutuklu olduğunu söyleyenlerin bu gazetecilerin ismini vermeleri lazım” dedi. (Davos’ta iş dünyasıyla yaptığı toplantıda “Biz G20 başkanlığı içinde gazetecileri affetmenizi istiyoruz” diyen bir gazeteciye yanıt verdi, 23 Ocak)
Başbakan Dink mesajı: Başbakan Ahmet Davutoğlu, ölüm yıldönümünde anılan Hrant Dink için mesaj yayınladı; “Ermeni kökeninden de, Türkiye’ye bağlılığından da ödün vermeden Türkler ile Ermenilerin ortak geleceklerini inşa edebilmelerinin yol ve yöntemini arayan değerli bir Anadolu aydınıydı” dedi (20 Ocak).
Davutoğlu’na göre “küfür”: Başbakan Davutoğlu, “Paris’teki yürüyüşü doğru bulduğum için gittim. Biri yolda size neden bunu yaptın dediğinde, dönüp izah edersiniz ama biri size küfür ettiğinde bu tartışılacak bir konu olmaktan çıkar…. Bizim herkesi koruma sorumluluğumuz var. İlkesel olarak ben kimseye hakaret etmedim, kimsenin de benim değerlerime hakaret etmesine izin vermem. Eğer birisi benim benimsemediğim bir dinin değerlerine de hakaret etse aynı tavrı alırım. 1,5 milyar insanın inandığı ve hepimizin onuru kendi onurundan aziz gördüğü bir insana hakaret edilmesini mazur göremeyiz… (NTV için gündemi değerlendirirken, 16 Ocak).
Başbakan “Cumhuriyet”i hedef yaptı: Başbakan, “Basın özgürlüğü hakaret etme özgürlüğü anlamına gelmez. Hele hele bu bizim şahsiyetimizden, kişiliklerimizden çok daha büyük anlam taşıyan ve alemlere rahmet olan bir Peygamber’e, şahsiyete yönelik bir hakaret ise bu basın özgürlüğü değildir. Şahsına gelebilecek bir hakareti dahi müsamahayla, sabırla karşılayabilecek olan insanlar, Hazreti Peygamber’e bir hakaret olduğunda, onu, o ölçüde karşılamayacağı açıktır” dedi.
“Neredeyse gelin bize saldırın diye hakaret karikatürü basacaksınız, güvenlik güçlerimiz tedbiri alır…. Bu kadar hassas süreçten geçerken açık tahrik niteliği taşıyan bir tavır takınılıyorsa başka bir hesap var mı sorusu akıllara getirir. ‘Paralel yapının’ bu konudaki tavrına da dikkat çekmek gerekir.” (Ankara Esenboğa Havalimanı’ndaki basın toplantısı, Cumhuriyet gazetesinin Charlie Hebdo’dan seçki basmasıyla ilgili, 15 Ocak).
İşten ”çıkarmalar/ayrılmalar”
Üç aylık dönemde en az 8 gazeteci ve medya çalışanı işten çıkarıldı veya işten çıkma zorunda kaldı. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 60’tı.
Sokak TV’de iş bırakma: CHP milletvekili Durdu Özbolat’ın sahibi olduğu Sokak TV’de çalışanlar eksik maaşlarının ödenmesi için iş bıraktı. Yayın yönetmeni Orhan Salkınaz eyleme saygı duyduklarını, ay sonuna kadar eksik ödemelerin tamamlanacağını söyledi (13 Mart).
Cengiz işten çıkarıldı: İki yıldır Halk TV’de çalışan muhabirMakbule Cengiz’in işine “gerekçe gösterilmeden” son verildi (4 Şubat).
Beş işten çıkarma: Yurt gazetesi, aralarında TGS iş yeri temsilcisi Çiğdem Korkmaz’ın da olduğu beş gazeteciyi işten çıkardı. Yayın yönetmeni Derya Sazak, gerekçesini “yazı işlerini güçlendirme” olarak açıkladı. TGS işe iadelerini istedi (4 Şubat).
Karakaş’ın işine son: Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın işadamlarından biri olarak görülen Ethem Sancak’a ait Star gazetesi, Prof. Dr. Eser Karakaş’ın yazılarına son verdi (7 Ocak).
Erdemli’nin işine son: Star Gazetesi ekler yayın yönetmeni ve okur temsilcisi Gülay Erdemli’nin 2006’dan beri sürdürdüğü görevine son verildi (2 Ocak 2015). (SON)

Sayfa Başı