Haber sitelerinin 5187 sayılı Basın Kanunu kapsamına alınmasını öngören kanun tasarısından sonra, habercilerin eylem alanlarından uzaklaştırılmaları, kolay şekilde gözaltına alınmaları veya yüzlerini koruyanların hapisle karşılaşmalarına neden olabilecek “İç Güvenlik Paketi” de endişe konusu. Bu dönemde, polise “makul şüphe” ile konut ve işyeri aram yetkisi verildi.
AB İlerleme Raporu’ndan Freedom House bildirilerine, RSF Sıralaması’ndan CPJ heyetine kadar birçok gösterge Türkiye’de İnternet, ifade ve basın özgürlüğüne dair önemli sorunlara işaret ediyor. Hükümet ise, Türkiye’de gazetecilik örgütlerinin ve genel anlamda sivil toplumun yoğun tepkilerine kulak tıkıyor. Medya özgürlüğüyle ilgili soru önergeleri ise ya zamanında ya da hiç yanıt bulmuyor.
Taslakta “hukuk devleti” yok: İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı “İç Güvenlik Paketi” taslağı, cezasızlığın yaygınlaştırmayı, kolluk amirinin yazı veya sözlü emriyle arama yapmayı, kişinin demokratik hakkı olan eylem yerinden uzaklaştırılmayı, gözaltı yetkisinin Cumhuriyet savcısı yerine mülki amirin belirleyeceği kolluğa verilmesini öngörüyor. Taslakta, “kamu düzeninin ciddi şekilde bozulduğu” eyleme katılanlara 1 yıla kadar hapis, polisin gaz kullandığı durumlara “yüzünü kapatanlara” 5 yıl hapis düşünülüyor (30 Aralık).
“Makul şüpheyle arama” paketi geçti: Polise konut ve işyerini “makul şüphe” ile arama yolunu açan “Yargı paketi” Meclis Genel Kurulu’nda 17 redde karşılık 211 oyla kabul edildi (2 Aralık).
Basın İş Kanunu için hazırlık toplantısı:TGC ve TGS, Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün “Basın İş Kanunu Çalıştayı” öncesi İstanbul’da gazeteciler, meslek temsilcileri ve avukatların katılımıyla bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi (25 Ekim).
İnternet gazeteciliği için havuz-sopa: Haber sitelerinin 5187 sayılı Basın Kanunu kapsamına alınmasını öngören kanun tasarısı halen Mecliste görüşülüyor. Gazetecilere sarı basın kartı, sitelere de reklam alma imkanı sağlanıyor. Ancak beyanname zorunluluğunun sansür ve otosansüre neden olmasından endişe ediliyor ( 1 Ekim).
Raporlar
İnternet özgürlüğünde 43. ülke: Freedom House, 2014 İnternet Özgürlüğü Raporu’nda Türkiye’yi, İnternet sansürü, sansürcü düzenlemeler ve gazetecilere saldırılar açısından 65 ülke içinde 43. sırada gösterdi (4 Aralık).
CHP’den “Kalemi Kırılan Gazeteciler” raporu: CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Milletvekilleri Nurettin Güven, Muharrem Işık ve Özgür Özel’le birlikte hazırladıkları “Kalemi Kırılan Gazeteciler” raporu yayınlandı (27 Ekim).
İlerleme Raporu eleştiri dolu: Avrupa Birliği’nin 2104 Türkiye İlerleme Raporu’nda yargı bağımsızlığı ve hukuk devletinden uzaklaşmaya dair endişe bildirildi; AYM’nin YouTube ve Twitter gibi özgürlükçü kararları memnun etti. Raporda, Bilgi Teknolojileri Kurumu’nun ve TİB’in şeffaf ve tarafsız olması gerektiğine işaret edildi. RTÜK’ün üye yapısının da kurulun bağımsızlığını sağlayamadığı belirtildi; MİT Kanunu için “Avrupa standartlarına ters” denildi. Belgede, “Genel bir temel haklar eylem planı zorunlu” mesajı verildi. Türkiye’de 22 gazetecinin hapiste olduğu, TCK’nın 301. Maddesinden Adalet Bakanlığı’na yapılan soruşturma başvurularından 2013’e göre artma gösterdiğini de kayda geçti. Raporda, Gezi’de ölçüsüz şiddet gösteren polislerin “tutarlı ve hemen cezalandırılmaları” da istendi (8 Ekim).
Tepkiler
Gözaltılara kınama: TGC, Twitter mesajı nedeniyle sunucu Sedef Kabaş’ın gözaltına alınmasını, evinde arama yapılmasını kınadı (31 Aralık).
Sansür ve saldırının her türlüsü: Basın Konseyi, “2014 Zor Yıl” raporunda, Twitter ve YouTube’un kapatıldığı, yayın yasaklarının etkisi altında kalınan 2014’te, en az 32 gazetecinin polis şiddeti nedeniyle zarar gördüğü bildirildi (30 Aralık).
Polis operasyonları endişe konusu: Gazeteciler Cemiyeti’nin Özgürlük için Basın Projesi (ÖiB), Aralık raporunda, polis operasyonlarının Fethullah Gülen cemaatine bağlı medya kuruluşlarına uzanmasını kaydetti; bundan böyle de “makul şüphe” ile harekete geçebilmesini eleştirdi (29 Aralık).
RSF’den Erdoğan’a yanıt: RSF, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2014 bilançosuna dair eleştirilerine, “İsrail’i birçok kez kınadık, Mısır’da Sisi yönetimiyle ilgili 18 basın açıklaması yaptık, geçmişte sizi destekledik şimdi de eleştiriyoruz” tespitleriyle yanıt verdi (23 Aralık).
Aydınlardan “otoriterleşme” uyarısı: Ahmet İnsel, Ali Bulaç, Altan Tan, Baskın Oran, Cafer Solgun, Cengiz Çandar, Dengir Mir Mehmet Fırat, Ferhat Kentel, Gençay Gürsoy, Hasan Cemal, Herkül Milas, Nazlı Ilıcak dahil onlarca aydın, change.org sitesinde bir deklarasyonla “AKP hükümetine demokrasi ve hukuka dönüş çağrısı” yaptı (22 Aralık).
Karaca’nın tutukluluğuna tepki: HRW, Samanyolu Yayın Grubu başkanı Hidayet Karaca’nın tutuklu yargılanacak olmasının endişe verici buldu (21 Aralık).
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, “Karaca hangi silahlı örgütün yöneticiliğini yaptı?” diye tepki gösterdi.
Akmen’e dava desteği: Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, TUSAK Tasarısı’nı eleştirdiği yazısında Kültür Bakanı Ömer Çelik’e hakaret ettiği iddiasıyla tazminat davası açılan Evrensel gazetesi yazarı Üstün Akmen’e destek verdi (20 Aralık).
İnternet sansürü “en kötü” olaylardan: Freedom House “2014 En İyi ve En Kötü İnsan Hakları Olayları” raporunda,Türkiye’deki Twitter ve Youtube sansürleri yer aldı (19 Aralık).
Gazeteci için en büyük cezaevi: CPJ, 2012 ve 2013’de Türkiye’yi “Gazeteciler için dünyanın en büyük cezaevi” olarak nitelendirirken bu yıl 10. sırada gösterdi (18 Aralık).
60 gazeteciye 100 yolsuzluk davası: TGC ve TGS, 2014’ün Türkiye’de gazetecilere en çok baskının yapıldığı yıl olduğunu, sadece yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili haberlerden 70’e yakın gazeteciye 120 kadar davanın açıldığını belirtti (17 Aralık).
Dumanlı ve Karaca için kampanya: Onlarca gazeteci, aydın ve hak savunucusu, hükümete darbe şüphesiyle gözaltına alınan Zaman Gazetesi genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Samanyolu TV Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın serbest bırakılması için imza kampanyası düzenledi (16 Aralık).
Saldırılarda dünya üçüncüsü! RSF 2014 bilançocusunda Türkiye, 117 saldırıyla, habercilerin en çok saldırıya uğradığı ülkeler arasında üçüncü oldu (15 Aralık).
Gözaltılara tepki: GÖP, Türkiye Gazeteciler Federasyonu, Türkiye Gazeteciler Sendikası, TGC, Basın Konseyi ve DİSK Basın İş, RSF, IPI, CPJ, EFJ, Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca’nın gözaltına alınmasını kınadı (14 Aralık).
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz da, #Özgürbasınsusturulamaz etiketiyle Dumanlı’nın gözaltısına tepki gösterdi. Kınayanlar arasında Avrupa Birliği Komisyonu Sözcüsü Maja Kocijancic ve AP Başkan Yardımcısı Alexander Graf Lambsdorff da vardı.
Saldırıya EMD kınaması: Ekonomi Muhabirleri Derneği, İHA Antalya Haber Müdürü Sabri Çağlar ile muhabir Alparslan Çınar’ın Akdeniz Üniversitesi Hastanesi otopark görevlilerinin saldırısına uğramasını kınadı (10 Aralık).
Hakaret ve tehdide kınama: TGC, PTT 1. Futbol Ligi’nde Osmanlıspor’un Teknik Direktörü Osman Özköylü’nün, bir basın toplantısında gazetecilerin üzerine yürüyerek hakaret etmesi ve bir kadın gazeteciyi tehdit etmesini kınadı (8 Aralık).
Güvenlik Paketi’ne tepki: Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi, “İç güvenlik paketi”nin yurttaşın temel haklarına yönelik bir saldırı olduğunu bildirdi (4 Aralık).
“Sindirme ve sansür paketi”: Punto24 Bağımsız Gazetecilik Platformu, İç Güvenlik Kanunu için “korkutma, sindirme, sansüre, otosansüre zorlama paketi” dedi (3 Aralık).
Öğrenciler yasağı reddettiler: Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğrencileri, AKP’li dört eski bakan hakkında rüşvet iddiasıyla Meclis’te kurulan Soruşturma Komisyonu’yla ilgili getirilen yayın yasağı kararını tanımadıklarını duyurdular (2 Aralık).
Yasağa ABD tepkisi: ABD merkezli Ulusal Basın Kulübü başkanı Myron Belkind, dört eski bakan için kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu haberlerine yayın yasağı getirilmesiyle ilgili, “Siyasi liderlerden hesap sorulabildiğinin halkça bilinmesi önemlidir” dedi (27 Kasım).
Yasağa her yönden kınama: TGC, TGS, Türkiye Basın Sanayi İşçileri Sendikası, Basın Konseyi, Basın Enstitüsü Derneği, 12 örgütü bir araya getiren G9 Gazeteciler Platformu, IPI ve RSF, rüşvetle suçlanan dört eski bakanın TBMM Soruşturma Komisyonu’ndaki ifadelerine yayın yasağı getirilmesini kınadı (27 Kasım).
DİSK Basın İş davaları kınadı: DİSK Basın İş, hükümeti hedef alan yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili haberlerden gazetecilere dava açılması ve ceza verilmesini kınadı (24 Kasım).
“TRT Diyanet”e tepki: KESK’e bağlı Haber-Sen, “TRT Anadolu” kanalının yerini resmen “TRT Diyanet”e dönüştürülmesine tepki gösterdi (20 Kasım).
Maç sonraki şiddete kınama: TGC, TGS, ÇGD ve Basın Konseyi, Türkiye-Kazakistan futbol maçı sonrası kaleci Volkan Demirel’in korumalarının üç gazeteciyi darp etmesini kınadı (18 Kasım).
Sendika şiddeti kınadı: Medya İşçileri Sendikası Genel Başkanı Gürsel Eser, gazeteci Ekrem Dumanlı’nın korumasının Yeni Akit gazetesi muhabiri Mehmet Özmen’e saldırmasını, Dumanlı’nın da buna izin vermesini kınadı (18 Kasım).
Yazarlara hapis tehdidi: PEN Türkiye, Uluslararası PEN’in Dünya Hapisteki Yazarlar Günü’nde ortak basın toplantısı düzenledi; TYS ve TYB ile birlikte meslekleri yüzünden özgürlükleri ellerinden alınan yazarların sorunlarına dikkat çekti (15 Kasım).
“Önerge yanıtlamak demokrasi gereği”: TGC Başkanı Turgay Olcayto, medyanın sorunlarının yankı yapamamasının nedenleri arasında Mecliste iktidarın soru önergelerini yanıtlamamasını da saydı; Olcayto, “Ne yazık ki, iktidar açık değil. Önergeleri yanıtlamak demokrasinin gereğidir” dedi (13 Kasım).
Çümen’e davaya tepki: TGF ve Basın Konseyi, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun eski Başbakan Erdoğan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen “sıfırlama” konuşmasının tapelerini yayımladığı için Zaman gazetesi sorumlu müdürü Harun Çümen’e dava açılmasını kınadı (11 Kasım).
Akreditasyonu kınadılar: TGC, Ahmet Davutoğlu’nın Başbakanlığa gelir gelmez akreditasyona devam etmesine tepki gösterdi (11 Kasım).
G9 Platformu da, “çağdaş demokrasilere değil despotizme yakışır” dediği akreditasyona karşı çıkmaya devam edileceğini bildirdi.
AB’den akreditasyon tepkisi: AB Komisyonu Sözcüsü Maja Kocijancic, Türkiye’de muhalif medyayı hedef alan akreditasyon uygulamasına karşı çıktı (11 Kasım).
Şiddet kınandı: TGC ve Basın Konseyi, Validebağ’da polisin Cumhuriyet gazetesi muhabiri Kayhan Ayhan ve Ulusal Kanal muhabiri Deniz Çağlayan’ı yaralamasını kınadı (11 Kasım).
ÇGD aşağılayıcı muameleyi kınadı: ÇGD, Başbakan Davutoğlu’nun Bursa ziyaretinde gazetecilere uygulanan aşağılayıcı tutum ve akreditasyonları kınadı (8 Kasım).
Dayanışma ve mücadele çağrısı: TGC Başkanı Turgay Olcayto, Basın İş Yasası’nın genel iş yasasına katılması çabalarına tepki gösterdi (8 Kasım).
Akreditasyon tepkisi: TGC, İktidar partisi kurultayı, devir-teslim törenleri, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın katıldığı etkinlikler, İçişleri ve Adalet bakanlıkları gibi geniş kapsamlı akreditasyon uygulamasını reddettiklerini bildirdi (6 Kasım).
Başbakan’a CPJ tepkisi: CPJ Başkanı Joel Simon, The Guardian’da çıkan makalesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdi; “Erdoğan bir grup uluslararası gazeteciye karşı bu şekilde davranıyorsa, özel olarak neler söylüyor kim bilir” dedi (6 Kasım).
Gazeteciyi uzaklaştırdılar: Basın Konseyi, gazetecilerin Ermenek Maden Ocağı’na yaklaştırılmamalarını kınadı; “Bu sansürün boyutlarını gösteriyor” dedi (3 Kasım).
Bağdu’nun katillerini istediler: İHD Adana Şubesi, 14 Ekim’de Seyhan’da gazete dağıtırken öldürülen Azadiya Welat dağıtımcısı Kadri Bağdu’nun faillerinin bulunması için, HDP ve Demokratik Bölgeler Partisi desteğiyle eylem yaptı (4 Kasım).
Yayına yasağına TGC kınaması: TGC, Yüksekova’da üç askerin öldürülmesiyle ilgili verilen yayın yasağının Anayasa’ya aykırı olduğunu açıkladı (31 Ekim).
Konsey ayrımcılığı kınadı: Basın Konseyi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni yaptırdığı Ak Saray’da vermeyi planladığı resepsiyona, muhalif gazete ve televizyonların davet edilmemesini kınadı (31 Ekim).
AGİT’ten Dink uyarısı: AGİT Medya yetkilisi Dunja Mjatovic, 2 Kasım’daki Uluslararası Cezasızlıkla Mücadele Günü öncesi, Hrant Dink dahil 14 gazeteci cinayetinin ivedilikle aydınlatılmasını istedi (30 Ekim).
Yalçın ve Kara’ya destek: TGC, Soner Yalçın’ın Ankara’da gözaltına alınmasını ve Yeni Şafak muhabiri Kübra Kara’nın AKP milletvekili Metin Külünk’ün sözlü saldırısına uğramasını kınadı (28 Ekim).
Medya-İş CHP raporunu eleştirdi: Medya-İş Sendikası CHP’nin hazırladığı “Kalemi Kırılan Gazeteciler” raporunda sendikanın Bülent Arınç’ın yürüttüğü bir operasyonla kurulduğuna yer verilmesini eleştirdi. Medya İş, Doğan Grubu’nda, Zaman Gazetesi ve Cihan Haber Ajansı’nda işten çıkarmalar olduğunu görmezden geldiğini açıkladı (28 Ekim).
DİSK Basın-İş’ten İnce’ye destek: DİSK Basın-İş, Doğan Grubu’na bağlı Radikal online işyerinde muhabir Elif İnce’nin işten çıkarılmasını kınadı; tüm işten çıkarılanlara sitelerinde yazma çağrısı yaptı (27 Ekim).
İHD Aksu’ya sahip çıktı: İHD, Siirt’ten Öte haber sitesi genel yayın yönetmeni Zana Aksu’ya yönelik gelişebilecek saldırılardan hedef gösteren AKP Siirt Milletvekili Osman Ören olacağını açıkladı (25 Ekim).
İşten çıkarmalara kınama: ÇGD ve TGS Ankara Şubesi, CNN Türk ve Kanal D Ankara bürolarından 12 çalışanın işine son verilmesini kınadı (25 Ekim).
HRW paketi eleştirdi: HRW araştırmacısı Emma Sinclair-Webb, “Güvenlik” paketi tasarısı için “Türkiye, insan hakları alanında geriye gidiyor. Muhalifleri susturuyor” dedi (23 Ekim).
Vicdani retçiye dava kınandı: UAÖ, 56 yaşındaki vicdani retçi Ali Fikri Işık’ın hapis istemiyle yargılanmasını kınadı; acil eylem çağrısı yaptı (23 Ekim).
Diyarbakır gözaltılarına kınama: Alman Gazeteciler Birliği (DJV), Diyarbakır’da üç Almanyalı gazetecinin görev yaparken gözaltına alınmasını kınadı (19 Ekim).
Gazeteciler cinayeti kınadı: TGC,RSF, G-9 Platformu, DİSK Basın-İş ve ÇGD, Azadiya Welat gazetesi dağıtımcısı Kadri Bağdu’nun öldürülmesini kınadı; sorumluların bulunmasını istedi (17 Ekim).
Dağıtımcı cinayetine kınamalar: Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazetesinin çalışanları, DBP yetkilileri ve Özgür Basın çalışanları, dağıtımcı Kadri Bağdu cinayetini kınadılar, sorumluların tespit edilmesi ve cezalandırılmasını istediler (14 Ekim).
Örgütler yayın yasağına karşı: TGC ve Basın Konseyi, Bingöl’de iki polisin öldürülmesiyle ilgili konulan yayın yasağının kaldırılmasını talep etti; Yayın yasağı alışkanlığından vazgeçilmezini istedi (14 Ekim).
Konsey ve ÇGD’den Durukan’a destek: Basın Konseyi ve ÇGD, Suriye sınırındaki bazı HDP’liler ve HDP’li milletvekillerin haber peşindeki Milliyet gazetesi muhabiri Namık Durukan’a “polisin, askerin adamı” denilerek hedef almalarına tepki gösterdi (12 Ekim).
RSF’den Kobanê açıklaması: RSF, Kobanê’den Türkiye giriş yaparken gözaltına alınan 20 kadar yerel habercinin serbest bırakılmasını istedi (10 Ekim).
GÖP başbakanı uyardı: Urfa’nın Suruç’ta sınırda habercileri ziyaret eden GÖP heyeti, gazetecilerin güvenlik güçlerinin engelleme ve şiddetiyle karşılaştığını, can güvenliklerinden hükümetin sorumlu olduğunu bildirdi (8 Ekim).
TGS’den polise tepki: TGS, Kobanê protestoları sırasında görev yapan gazetecilere karşı polis engellerini, “halkın haber alma hakkına yönelik bir gasp” olarak değerlendirdi (7 Ekim).
ÖGC Basut’a tehdidi kınadı: Özgür Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Aydın Bolkan da, Gali Kurdistan TV’den Sidar Basut’un tehdit edilmesini kınadı (6 Ekim).
RSF memnun ama yeterli bulmuyor: RSF ve TGC, Anayasa Mahkemesi’nin TİB’in erişim yasağına dair yetkilerini iptal etmesini memnuniyetle karşıladı. RSF’den Bihr, TİB’in idari sansür yetkisinin, MİT’e İnterneti genel denetime tabi tutma imkanı tanıyan yasanın yürürlükten kaldırılması ve İnternet Kanunu’nun gözden geçirilmesini istedi (4 Ekim).
Sansür üzdü, TİB iptali sevindirdi: TGC, TİB’in Radikal yazarı Ezgi Başaran’ın yazısına erişimi İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca’nın başvurusuyla engellemesini kınadı (3 Ekim).
CPJ-IPI heyeti Türkiye’deydi: CPJ ve IPI heyeti, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AYM Başkanı Haşim Kılıç ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile gazeteci meslek örgüt temsilcileriyle görüştü. Delegasyondan IPI Türkiye Komitesi üyesi Burcu Karakaş ve Emre Kızılkaya’nın Çankaya ve Davutoğlu’yla görüşmelerine izin verilmedi (3 Ekim).
ÖGC saldırıları kınadı: Özgür Gazeteciler Cemiyeti,Kobanê protestolarını izleyen Azadiya Welat gazetesi muhabirleri Bişar Durgut ve Nihat Kutlu ile JINHA Ajansı muhabirleri Beritan Canözer ve Sarya Gözüoğlu’na girişilen bıçaklı saldırıyı kınadı (3 Ekim).
HRW raporunda baskılar: HRW, “Türkiye’nin İnsan Hakları Alanındaki Gerilemesi ve Reform Önerileri” raporunda, Türkiye’de hükümetin eleştirileri sindirmek, medyayı ve interneti kontrol etmek için çok aşırı adımlar attığını belirtti (2 Ekim).
Sitelere baskına kınama: TGC ve Basın Konseyi, Erdoğan ile ilgili tapeleri haberleştiren karsigazete.com ve grihat.com sitelerine düzenlenen polis baskını kınadı; uygulamayı “sansürün yeni bir örneği” olarak değerlendirdiler (2 Ekim).
Soru Önergeleri
CHP Kabaş’ı sordu: CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Davutoğlu’ya, “Gazeteci Sedef Kabaş, hangi suçu işlediği için gözaltına alınmıştır? İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde Zaman ve Bugün Gazetesi çalışanlarının dışarıya çıkarıldığı iddiası doğru mudur?” sorularını yöneltti (31 Aralık).
Bedduaya gözaltı önergede: CHP milletvekili Tanrıkulu, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın 17 Aralık’ta katıldığı Konya-İstanbul hızlı tren hattının açılış töreninde çiftçi Mustafa Şahin’in “Allah hırsızların belasını versin” dedikten sonra gözaltına alınmasını soru önergesiyle sordu (29 Aralık).
Sosyal medya önergesi: CHP milletvekili Tanrıkulu, Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan’ın, sosyal medyada “bazı ahlaki değerlerde zafiyetler” olduğunu ve sahte hesapların Facebook ve Twitter’in güvenirliğini zedelediğine yönelik açıklamalarını soru önergesiyle Meclise taşıdı (26 Aralık).
Alevi sitesine sansür “yanlışlıkla”: CHP milletvekili Tanrıkulu’nun soru önergesine cevap veren TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, alevikulturdernekleri.com sitesine erişim engellemesinin “site kategorisinin yanlış belirlenmesinden” kaynaklamdığını bildirdi (8 Aralık).
Beş yılda 149 yayın yasağı: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın CHP’li Tanrıkulu’nun önergesine verdiği cevaba göre, 2010’da 4, 2011’de 36, 2012’de 43, 2013’de 42 ve 2014’ün ilk yarısında 24 olmak üzere, son beş yılda 149 yayın yasağı kararı verildi (27 Kasım).
Hapiste yayın yasağı Mecliste: CHP’li Tanrıkulu, cezaevlerinde muhalif dergi ve gazetelerin dağıtımının yasaklanmasını soru önergesiyle Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a sordu (22 Kasım).
İTÜ soruşturma mı açtı? CHP İstanbul milletvekili Mahmut Tanal, Meclis’e sunduğu soru önergesinde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’na, Gezi’de polisin gaz sıktığı İTÜ araştırma görevlisi Ceyda Sungur (Kırmızılı Kadın) hakkında üniversite yönetimince soruşturma açılıp açılmadığını sordu (21 Kasım).
Soru önergelerine yanıt yok: CHP İstanbul milletvekili Umut Oran da, 10 Ocak 2012’de Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Meclise sundukları yasa teklifinin halen görüşülmediğini açıkladı (13 Kasım).
CPJ ve RSF’li önerge: CHP milletvekili Oran, The Guardian gazetesinde Eski Başbakan Erdoğan’ın gazetecilere karşı kavgacı bir duruş sergilediğini yazan CPJ Başkanı Joel Simon’un makalesini ve Türkiye’yi 180 ülke arasında 154. sırada gösteren RSF Basın Özgürlüğü Endeksi’ni “Ne önlem alıyorsunuz?” sorusuyla Davutoğlu’na soru önergesi olarak taşıdı (11 Kasım).
Say sansürü için önerge: CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’e, önergesiyle, Cumhurbaşkanlık Senfoni Orkestrası programında piyanist Fazıl Say’ın eserlerine neden yer verilmediğini sordu (21 Ekim).
Sitelere polis baskını önergede: CHP milletvekili Oran, Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Yalçın Akdoğan’a, karsigazete.com ve grihat.com sitelerine 30 Eylül’de yapılan polis baskınlarını sordu (1 Ekim).
Dayanışma
Hasan Cemal’e ödül: Gazeteci Hasan Cemal, Harvard Üniversitesi Nieman Gazetecilik Vakfı’nın verdiği Louis M. Lyons Gazetecilikte Vicdan Dürüstlük Ödülü’ne layık görüldü (16 Aralık).
Ersin Yıldız’ın katilleri nerede? Meslektaşları ve hak savunucuları, Özgür Ülke gazetesinin İstanbul Kadırga’daki binasına yönelik bombalı saldırıda yaşamını yitiren ulaştırma görevlisi Ersin Yıldız’ı andılar. İstanbul ve Diyarbakır’daki anmalarda, Ankara ve Kadırga bürolarında aynı gün düzenlenen saldırılarda yaralanan 23 çalışan da anıldı, sorumluların yargılanmadığına vurgu yapıldı. Saldırılar eski Başbakan Tansu Çiller’in gazeteye karşı etkin önlem alınmasını istedikten sonra yaşanmıştı.
EJN-EFJ’den diyalog toplantısı: Etik Gazetecilik Ağı (EJN) başkanı Aidan White ve EFJ temsilcisi Mehmet Köksal’ın İstanbul’da gerçekleştirdiği “Oto-sansür ve kamu güvenini sağlamak” konulu toplantıda, Türkiye’de gazeteciler arası diyalogun geliştirilmesi yolları tartışıldı (4 Kasım).
Önderoğlu’na Kaspıralı Ödülü: RSF Türkiye Temsilcisi ve bianet için her üç ayda bir Medya Gözlem Raporları hazırlayan Erol Önderoğlu, “İsmail Gaspıralı Bey Gazetecilik ve İnsan Hakları Ödülü”ne değer görüldü (1 Kasım).
Örgütlerden haberler
Yolsuzluk haberciliği konuşuldu: Yolsuzlukla Mücadele Platformu’nun Şeffaflık Derneği’nin desteğiyle düzenlediği “Yolsuzlukla Mücadelede Basının Rolü ve Yayın Yasakları” panelinde, Evrensel gazetesinden Bülent Falakaoğlu, Yurt gazetesinden Çağlar Tekin, BirGün Gazetesi’nden İbrahim Varlı ve bianet’ten Erol Önderoğlu yolsuzluk iddialarını haberleştirmenin bir görev olduğundan birleştiler (20 Aralık).
Yargıçlara ifade özgürlüğü projesi: Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi, “Türk yargısının ifade özgürlüğü konusunda kapasitesinin güçlendirilmesi” amacıyla Türkiye Adalet Akademisi’nin ortaklığında 2.8 milyon avroluk bir proje başlatıldı (11 Aralık).
Kasım raporu uyarıcı: DİSK Basın İş, Kasım raporunda, 29 medya çalışanının işten çıkarıldığını, 6 saldırı yaşandığı ve 11 dava açıldığını bildirdi. Sendika Başkanı Faruk Eren medya sektöründe artan iş güvencesizliğine dikkat çekerek bu durumun iktidara yakın basın kuruluşlarına da yansıyabileceğini ifade etti (10 Aralık).
Konsey’den online platformu: Avrupa Konseyi, önemli hak ihlallerini doğrudan bildirilmesi amacıyla bir online haberleşme platformu kurulması için RSF, IFJ, Article 19, AEJ, INSI gibi uluslararası hak örgütleriyle bir protokol imzaladı (4 Aralık).
Cumhurbaşkanından-Başbakandan–Bakanlardan
Bu özgürlük demokratik ülkelerde dahi yok: “Türkiye’de medya o kadar özgürdür ki, demokratik ülkelerde dahi asla müsaade edilmeyen hakareti, iftirayı, karalamayı, ırkçılığı ve nefret suçlarını işleyebilmektedir. Bunu şahsımda yaşıyorum kusura bakmasınlar. Şahsımda yaşıyorum ailemle yaşıyorum. Onlara yapılan hakareti dünyanın hiçbir yerinde yapamazsınız. Bu hakaretin de yerden tavana sınırı yok… Türkiye’de medya o kadar serbesttir ki hakareti, iftirayı, karalamayı, ırkçılığı ve nefret suçlarını her gün işleyebilmektedir. Bunu şahsımda yaşıyorum. Bu manşetleri ABD’de, Avrupa’da atamazlar…” (Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeniden Büyük Türkiye Sempozyumu’nda konuşuyor, 26 Aralık).
Özgürlükler ülkesi Türkiye:, “Şimdiye kadar hep manipülasyonlarla, aldatmacalarla milleti kandırmaya çalıştılar. 14 Aralık’ta yargının işlettiği sürece ‘gazeteciler tutuklanıyor’ diyorlar. Pazar günü herkes tatilde iken başka bir konuda karar alması haftalarca sürecek olan AB daha olayın aslını bilmeden, araştırmadan Türkiye’yi kınayan açıklamalar yaptı. Çünkü içeride ve dışarıda yürütülen kampanya açık. Kimse gazetecilik dolayısıyla, yaptığı basın görevi dolayısıyla şu anda soruşturma altında değildir. Konuyu saptırarak sanki basına yönelik bir operasyon yapılıyormuş gibi Türkiye’yi mahkûm etmek isteyenler bilsinler ki Türkiye her açıdan özgürlükler ülkesidir. ‘’(Başbakan Davutoğlu AKP Rize il kongresinde konuşuyor, 21 Aralık).
Cumhurbaşkanından Avrupa, RSF ve CPJ’ye ders:“Çok enteresan AB, tatil gününde bununla ilgili açıklama yapıyor ya. Bunlar ne zamandan beri tatil günlerinde bu tür açıklamalar yapmaya başladılar? Ne kadar da hassaslar, ne kadar da bu ülkede olanları, bitenleri seviyor, sayıyor hemen açıklamalarını yapıyorlar. 50 yıldır kapılarında bizi bekletenler acaba bu hassasiyeti nereden elde ettiler?. Ancak bu süreç başladığı andan itibaren malum çevreler, ‘Basın susturuyor’ diye bir kampanya başlattılar ve dünyaya da bunun bu şekilde servisini sağladılar. Uluslararası basın her zaman yaptığı gibi Türkiye aleyhine bu kampanyaya sımsıkı sarıldı. Servisleri önceden yapılmıştı, ne olacağını zaten biliyorlar… Örgüt üyelerine gazeteci diyerek sahip çıkacaksın ama başka ülkelerde olanı görmeyeceksin. Sınır tanımayan gazeteciler bir rapor yayınlamış. Türkiye baş köşeye yerleştirilmiş. Merak ettim bir baktım. Raporun bir yerinde bile İsrail’in adı geçmiyor ama hakkını yemeyelim Filistin’in adı geçiyor…” (Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEİK Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Zaman gazetesi ve Samanyolu Grubu’na yönelik operasyonu eleştirilere karşı çıkarken, 20 Aralık).
Bakandan AGİT’e tepki: “Herkes gazetecilerin tutuklanmasından dolayı üzüntüsünü dile getirebilir ve yargı sürecinin şeffaf olmasını dileyebilir, temenni edebilir, çağrıda da bulunabilir ama bir yargı süreci başladıktan sonra Türkiye’ye ve Türkiye’deki hükümete yönelik bu kadar ağır eleştiriyi biz kabul edemeyiz. Yani ‘Bunları derhal serbest bırak’ talimatını da kabul etmiyorum”(Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Norveç Dışişleri Bakanı Borge Brende ile düzenlenen ortak basın toplantısında AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatović’e tepki gösterdi, 16 Aralık).
Erdoğan’dan “tarafını seç”: “Vatanını seven insaf sahibi, vicdan sahibi herkesi bu kirli odaklara cesur bir duruşla cevap vermesini özellikle hatırlatmak istiyorum. Bitaraf olan bertaraf olur. Onun için tarafınızı çok iyi belirlemeniz lazım. Ekonomi, siyaset ve medya dünyasının hiç tereddüt etmeden saf tutacaklarına ben gönülden inanıyorum. (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmit Rafinerisi’nde Fuel Oil Dönüşüm Projesi’nin açılışında, Cemaat operasyonuna tepkilerle ilgili, 15 Aralık).
Erdoğan’a göre “görevimiz”: “Bu (terörle) mücadelede basına çok önemli görevler düşüyor, Türkiye bu belayı aştığında uçuşa geçeriz, Türkiye’yi yakalayamazlar” dedi (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin ve heyeti kabul ederken, 14 Kasım).
Altaylı için operasyon çağrısı: “Bu projeden vazgeçilme düşünceleri var’ gibi şeyler yazıp, çiziyorlar. Hazımsızlık çok kötü. Oturdu mu bir daha halledemezler. Onun için bunların ani, acil operasyonlara ihtiyacı var.” (Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan-Türkiye İş Forumu’nda Fatih Altaylı’yı hedef alıyor, 10 Kasım).
“Uluslararası medya ihanet içinde”: “Uluslararası medya, Türkiye’yi DEAŞ’a (IŞİD) destek veren bir ülke olarak gösteriyor. Bu bir defa Türkiye’ye karşı çok ciddi bir haksızlıktır. Adeta ihanettir bu. Türkiye hiçbir zaman DEAŞ gibi bir terör örgütüne destek vermemiştir.” (Cumhurbaşkanı Erdoğan, Paris’te Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile düzenlediği ortak basın toplantısında, 31 Ekim).
“Türkiye’de basın özgürlüğü yok diyorlar”: “Bizi kıyasıya eleştiren o uluslararası medyaya, o batılı siyasetçilere soruyorum, kendi ülkelerinde böyle bir vandallığa, böyle bir yağmacılığa, insan hayatına kasteden bu türden şiddete, demokratik hak diye bilirler mi? Özgürlük diyebilirler mi? Türkiye için çok bariz bir çifte standardın devreye girdiğini görüyoruz.” dedi. (Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu’nda PKK ve HDP’yi eleştirirken, 22 Ekim).
Erdoğan’dan ihanet suçlaması: “Son günlerde olan olayların arkasında sadece PKK yok, bu olayların arkasında Türkiye’de her türlü kaosun içinde yer alan çevreler var. Bu olayların içinde Esed rejimi ve Esed rejimiyle kol kola olan malum siyasi parti de var. Terör örgütüne methiyeler düzen sorumsuz bazı medya kuruluşları, o malum uluslararası medya kuruluşları da var. Her türlü fırsatı kollayan Pensilvanya da var. Hepsi aynı dille, ‘Türkiye IŞİD’e yardım ediyor’ dediler… Bu tür iftirayı yapanlar çok açık söylüyorum bunlar alçaktır, bunlar vatan hainidir.” (Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize’de Kobani eylemlerini eleştirirken, 11 Ekim).
Tartışmalı işten çıkarmalar- Ayrılmalar
Üç aylık dönemde en az 47 gazeteci ve medya çalışanı işten çıkarıldı veya işten çıkma zorunda kaldı. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 23 idi.
Milliyet işten çıkardı: Milliyet gazetesi yazarı Mehmet Gündem’in işine “Küçülmeye gidildiği” gerekçesiyle son verildi (19 Aralık).
Milliyet’te yedi işten çıkarma: Milliyet gazetesinde yazı işleri müdürü İlke Gürsoy, Görsel Yönetmen Ersoy Diyar,Gece Yazı İşleri Editörü Can Doker, İstihbarat Servisi muhabirleri Savaş Akın ve Esengül Demirbaş, ekonomi sayfa sekreteri Atilla Karaca,ekonomi servisi editörü Ayfer Yıldız Özdemir işten çıkarıldı (17 Aralık).
Star 4 gazeteci çıkardı: Star gazetesi, muhabir Seda Çakmak, foto muhabiri Murat Düzyol, internet servisinden Zeliha Çakıroğlu, yazı işlerinde MAC operatörü olarak görev yapan Abdullah İlhan’ı işten çıkardı (16 Aralık).
Vidinli’nin işine son: NTV sunucusu Suna Vidinli’nin işine son verildi. Sunucu, Twitter üzerinden, “NTV’den bugün çıkışım verilmiş. Onur duydum. Böyle dönemlerde elde ettiklerimizle değil, tamah etmediklerimizle hatırlanmak nasip olsun” dedi (15 Aralık).
AA’da görevden alma: Anadolu Ajansı Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Ömer Ekşi görevinden alındı (27 Kasım).
Arslan TV’den ayrıldı: Halk TV’de “Medya Mahallesi’ programını sunan gazeteci Ayşenur Arslan kanaldan ayrıldı; Twitter üzerinden “Bu sabah itibariyle Halk TV’den ayrıldığım için programım yayınlanmayacak. Herkesi kucaklıyorum.. Sevgiler” dedi (27 Kasım).
Beş yöneticinin işine son: Star Medya ve TurkMedya Gruplarını elinde bulunduran Ethem Sancak, Star Medya Yayıncılık Grup Başkanı Mustafa Karaalioğlu, Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert ve Akşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan’ın görevine son verdi. Ardından Star’dan köşe yazarı Mustafa Nihat Yükselir işten çıkarıldı (24 Kasım).
Türkyılmaz işten çıkarıldı: Akşam gazetesi İzmir Temsilcisi Ufuk Türkyılmaz, 1,3 tonluk altın dolu uçağın yer verildiği 24 Temmuz 2013 tarihli “Altına baskın” manşeti nedeniyle işten çıkarıldı (15 Kasım).
Doğan Satmış işten çıkarıldı: Habertürk Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Doğan Satmış işten çıkartıldı (8 Kasım).
Ekim’de 64 işsiz: DİSK Basın İş Sendikası, Ekim ayında 64 medya çalışanının işsiz kaldığını bildirdi (7 Kasım).
Doğan yedi kişiyi çıkardı: Doğan Medya Grubu’nda alınan küçülme kararı üzerine Kanal D Haber yayın koordinatörü Deniz Arman, haber müdürü Salih Selçuk, muhabirler Ekrem Açıkel, İhsan Yıldız, Euro D Haber Editörü Erhan Songür, Euro D Haber Spikeri Ahu Uzel Yapıcıve Prodüktör Emin Çevik’in işine son verildi (5 Kasım).
Tekerek ayrıldı: Taraf gazetesi muhabir ve yazarı Tuğba Tekerek altı yıldır çalıştığı ve son dönemde maaş alamadığı gazeteden ayrıldı (5 Kasım).
Sabah’ta beş işsiz: Sabah gazetesinin İstihbarat Servisi’nde çalışan Neslihan Keskin, Orhan Yurtsever, Pervin Metin, Ali Şahin ve Yurt Haberler Servisi editörü İsmail Köprü’nün görevine son verildi (31 Ekim).
Elif İnce işten çıkarıldı: Doğan Grubu’na bağlı Radikal online işyerinde, çevre ve insan hakları haberciliği yapan muhabir Elif İnce’nin işine son verildi (27 Ekim).
10 işten çıkarma: Kanal D ve CNN Türk’ün Ankara bürolarının birleştirilmesi kararıyla birlikte Kanal D Ankara temsilcisi Erhan Karadağ ve muhabirleri Kenan Tümer, İlkan Işık, CNN Türk muhabirleri Ahmet Örsoğlu, Duygu Ayaz, kameramanlar Halil Kalkan, Bülent Arıkan (CNN Türk), Hakan Dikiciler, Hüseyin Çözen (Kanal D) ve montaj servisinden Fatih Kavurmacı işten çıkartıldı (24 Ekim).
Çakır Vatan’dan ayrıldı: Gazeteci Ruşen Çakır, 12 yıldır yazdığı Vatan gazetesinden ayrıldı. Çakır veda yazısında gazeteciliği bırakmadığını belirttikten sonra genç gazeteci adaylarına sık sık gazeteci olmamalarını “Türkiye’de artık gazetecilik muteber bir meslek değil” diyerek tavsiye ettiğini söyledi (11 Ekim) (SON).