MEDYA GÖZLEM VERİTABANI
ENGLISH
BİA MEDYA GÖZLEM / OCAK-ŞUBAT-MART 2014
Tapeler ve Editoryal Müdehale
2014 1. Çeyrek Medya Gözlem Raporu - Tapeler ve Editoryal Müdehale
Erol Önderoğlu - Bia Haber Merkezi 02/05/2014

BİA Medya Gözlem Raporu Ocak-Mart 2 Ocak – Mart 2014 döneminde Haramzadeler, Haramzadelerucyuzotuzuc ve Haramzadeler Collection gibi sosyal medya hesaplarından yaygınlaştırılan ses kayıtlarında, Başbakan Erdoğan veya ona bağlı görevlilerin Kanal 24, HaberTürk, NTV, Milliyet ve TRT gibi yayın kuruluşları üzerinde içerik çıkarılması, gazetecilerin işlerinden uzaklaştırılmaları veya hukuka aykırı işlem yapılması için nüfus kullandığına, medyayla bağlantılı dosyalarda hukuka açıkça müdahale edildiğine dair iddialar gündeme geldi.

Başbakan Erdoğan, 11 Şubat’ta Zaman gazetesinin sorusu üzerine Habertürk televizyonundan Fatih Saraç’ı aradığını kabul etti; şahsını hedef alan bir altyazıyla ilgili şikayetini dillendirmekten daha doğal bir şey olamayacağını söyledi.

Şimdi de “Alo Akif”: Başçalan isimli İnternet hesabından yayınlanan bir ses kaydına göre, Başbakan Erdoğan gazeteci Akif Beki’yi Kanal 24’te yayınlanan Siyaset 24 isimli programa müdahale etti (24 Mart).

Kayda göre, Erdoğan Ali Bayramoğlu, Hasan Cemal ve Okay Gönensin’in programa çıkmalarından yakınıyor; “Burada bakıyorsun bir tarafta Mustafa Karaalioğlu, öbür tarafta Ali Bayramoğlu, Hasan Cemal, Okay Gönensin… Ben anlamıyorum nasıl böyle bir tablo oluşturuyorsunuz, hayret ediyorum ya” diyor.

“Bizim Mustafa ben şeyi takip edemedim Başbakan’ım, tamponu aldırdığım için televizyon çok bakamadım” yanıtını alan Erdoğan, “Tamam da kardeşim biz buralarda ağırlıklı olarak kendi sesimiz olmuyoruz hala. Ben bunu size anlatamıyorum ya. Bu adamlardan bize bir şey olmaz ya” diye çıkışıyor; durum karşısında kahrolduğunu söylüyor.

Altaylı ve Semerci’ye: Sosyal medya düşen bir ses kaydında, Başbakana ait olduğu iddia edilen bir ses, Habertürk yöneticisi Fatih Saraç olduğu sanılan bir kişiyle konuşuyor; HaberTürk gazetesi yayın yönetmeni Fatih Altaylı ve HaberTürk gazetesi yazarı Yavuz Semerci’yi sert bir dille eleştiriyor (24 Mart).

Gazetenin iç sayfalarında Kılıçdaroğlu’na geniş yer verildiğini öne süren Erdoğan, CHP liderinin bir açıklamasına sinirlenerek “Ula sen kimsin ki beni atayacakmışsın” diyor.

Bakan Baransu için gözaltı istedi: İçişleri Bakanı Efkan Ala ile İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu arasında, gazeteci Mehmet Baransu’nun yenidönem.com internet sitesinde 17 Aralık operasyonundaki savcılık ifadelerini yayınlamasına ilişkin yaptığı üç görüşmeyi içerdiği öne sürülen yeni bir ses kaydı yayınlandı (12 Mart).

Ses kaydındaki görüşmelerden ilkinde Efkan Ala olduğu öne sürülen kişi, Vali Mutlu olduğu iddia edilen kişiye Milli Güvenlik Kuurlu (MGK) belgeleri yayınlayan Baransu’nun hemen gözaltına alınmasını istiyor; “Belgelerine, melgelerine her şeyine el konulması lazım” diyor; Mutlu da, “Başsavcımızla görüşeyim ben şimdi bunu hemen” yanıtını veriyor.

İkinci görüşmedeyse Vali Mutlu, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı ile görüştüğünü söyleyerek, “Konudan bilgisi yoktu, ‘ben şimdi hemen bakacağım’ dedi” diyor.

Ala, Baransu’yla ilgili olarak dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ı aradığını da söyleyerek, “Valim, şimdi ben burada biraz da çok kızarak, Hüseyin Bey’i de aradım. Bakanımız aradı, ben aldım telefonu. Bakın İstanbul’da Türkiye’nin herhangi bir yerinde, insanların suç işleme özgürlüğü yoktur. Suçüstü halinde, şu anda adam yayınlıyor, suçüstü halinde vatandaş bile müdahale eder alır. Lütfen gidin, Hüseyin de oraya gelecek, söyledim. Emniyet müdürü de” ifadesini kullanıyor.

Ala, “Arama kararı vermiyorsa da suçu önlemek için girsinler. Biz her türlü koruruz sizi. Kapıyı kıracak alacak adamı. Böyle kepazelik olmaz. Suçu işliyor şu anda. Hiç burada mahkeme kararına bile lüzum yok” diyor.

Şimdi de NTV’ye müdahale: Sosyal medyada ortaya çıkan bir ses kaydı, Başbakan Eroğan’ı 17 Aralık operasyonunun ardından danışmanı Yiğit Bulut’u NTV’ye çıkarmak için Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk’ten torpil isterken gösteriyor (11 Mart).

İlk kayıtta, Başbakan ile Başdanışmanı Yalçın Akdoğan arasında geçtiği öne sürülüyor; Akdoğan, Erdoğan’a ait olduğu öne sürülen bir kişiye NTV yöneticilerinin “İşte biz burada çok baskı altındayız, hakaret alıyoruz” diyerek Bulut’u yayına çıkarmak istemediklerini aktarıyor. İkinci kayıtta, Başbakan 17 Aralık operasyonu için “Gezi olaylarının başka bir versiyonu” diyor; kanaldan olumlu dönüş alamadıklarını ifade ettiği Şahenk’e ait olduğu iddia edilen ses de “Konuyu Yalçın’la organize edeceğiz” yanıtını veriyor.

Üçüncü kaydın Yalçın Akdoğan ve NTV Genel Yayın Yönetmeni Nermin Yurteri arasında geçtiği öne sürülüyor. Akdoğan “NTV’den konuştuğu Baran’ın ‘çok dengeli yayın yapıyoruz, çok küfür yiyoruz” dediğini aktarıyor, Yurteri “Aynen öyle” karşılığını verince, “Buradaki algı çok öyle değil ya” diyor. Yurteri, NTV yayınlarına ilişkin bu sitem üzerine, “Bunun bir sonraki aşaması kapıya yine 10 bin kişinin yığılması, bu kadar net söylüyorum” karşılığını veriyor. Kanala yönelik tepkileri içeren Twitter ve izleyici görüşleri raporlarının kendisine gönderilmesini isteyen Akdoğan, AKP’nin “Bizi savunacak adamlar (NTV’ye) çok çıkmıyor. Olumsuz şeyler çıkıyor. Yolsuzluk vurgusu ön planda, yargısız infaz yapılıyor” diyor.

Ekrana çıkan konuklardan örnekler veren Yurteri, “Bundan daha dengelisi yok Yalçın. Soruşturmada adı geçen bakanlar niye adımız söyleniyor gibi bir hassasiyet gösteriyor olabilirler. Ama artık ad söylenmemesi gibi bir şey…” diyerek itiraz ediyor. Görüşmelerin ardından Bulut 21 Aralık 2013’te NTV’de yayınlanan bir programa davet ediliyor.

“Manşetler hazır babacığım!”: Sosyal medyada Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında 18 Aralık 2013’te geçtiği iddia edilen bir ses kaydında, Başbakan Fethullah Gülen cemaatine had bildirmek için ciddi medya desteğine ihtiyaç olduğunu ifade ediyor; Bilal Erdoğan da, “Manşetleri göreceksin inşallah. Takvim gazetesi ‘Vaiz Lobisi’ diye manşet attı. Sabah gazetesi ‘Kaset olmadı dosya verelim.’ Onlar tamamen hazır babacım. Şu an sizin talimatlarınızı bekliyorlar.En tepeden vurmaya başlayacaklar” ifadelerini kullanıyor. Erdoğan da, “Tamam, canım ne varsa ellerinde gireceğiz onun şeyi yok” şeklinde karşılık veriyor (9 Mart).

Ses kayıtları yayan üç hesap kapatıldı: 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarının ardından Başbakan Erdoğan ve yakın çevresi arasında geçtiği iddia edilen telefon kayıtlarına yer veren Haramzadeler, Haramzadelerucyuzotuzuc ve Haramzadeler Collection adlı YouTube hesapları askıya alındı (8 Mart).

Başbakan-Demirören konuşması: Sosyal medyaya yansıyan bir ses kaydı, Başbakan Erdoğan’ı Milliyet ve Vatan gazetelerinin sahibi Erdoğan Demirören’ı azarlarken gösteriyor. Başbakan, 28 Şubat 2013’te “İmralı zabıtları” manşetiyle çıkan Milliyet gazetesinin sahibi Demirören’e haber için “rezillik, alçaklık, kepazelik, adilik” ifadelerini kullanıyor. “Gereğini yapmak için” haberi sızdıran kaynağı soran Başbakan’a Demirören “akşama kadar bilgiyi önüne getirme” sözü veriyor. Başbakan’a “Patron” diye hitap eden ve “Sizi üzdük mü” diye soran Demirören’e “Duman ettiniz” karşılığını veren Başbakan, bir daha Milliyet’ten kimseyi uçağına almayacağını söylüyor. Demirören, konuşmanın sonunda “Nasıl girdim bu işe” diyerek ağlamaya başlıyor.

Ses kaydı, Milliyet’te Hasan Cemal ile başlayan, daha sonra Can Dündar, Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak ve Yayın Koordinatörü Tahir Özyurtseven ile devam eden gazetedeki tasfiyenin arka planında yaşananları konusunda fikirler veriyor.

Ses kaydında Demirören’in “Peki benden ne istiyorsun?” sorusuna Başbakan, “Benim senden isteyeceğim bu adamların bu namussuzların hepsine ne yapacaksan yapman lazım, yani bu başlığı nasıl atarsınız demen lazım. İşyerinizde size birisi bir namussuzluk yapsa acaba bir saat tutar mısınız?” şeklinde yanıtını veriyor. İkinci görüşmede, Başbakan, “Gerekeni yapacağım” sözüne karşılık “Derya (Sazak) bu işin birinci derecede sorumlusudur, haberi yapan terbiyesiz (Namık Durukan) bunun sorumlusudur bunu kim ona sızdırdıysa…”  diyor. Demirören, “Nasıl girdim bu işe ya kim için” derken ağlıyor.

Başbakan Doğan’ın peşinde! Başçalan isimli sosyal medya hesabında yayınlanan ve Başbakan Erdoğan ile dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasında geçtiği öne sürülen iki ses kaydında yargıdaki çeşitli davalara ilişkin Erdoğan’ın talimat vererek kararları etkilemeye çalıştığı iddia ediliyor (3 Mart).

Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasından sızdığı anlaşılan ses kaydında Başbakanın “vergi usulsüzlüğü” iddiasıyla astronomik para cezasına çaptırılan Doğan Grubu’nun sahibi Aydın Doğan’ın Sermaye Piyasaları Kurulu ile ilgili bir davasında Ergin’e hızlandırma talimatı verdiği gündeme getiriliyor. Ergin ise takipte olduğunu ifade ediyor. İkinci ses kaydında; Erdoğan’ın istediği yönde karar çıkmadığını Ergin’e aktarırken Ergin ise hâkimin Alevi olduğunu Erdoğan’a söylediği iddia ediliyor. Erdoğan’ın yerel mahkemede sonuçlanan davanın sonraki aşamasını takip ettiği görülürken, Ergin’e davanın gideceği Yargıtay Ceza Kurulu’ndaki üyelerin yakın takibe alınması talimatını verdiği ifade ediliyor.

“Büyüğümüz”den dört kanala talimat: Youtube’da “Haramzadeler” hesabından yayımlanan son ses kaydında Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla dört televizyon kanalına dershaneler konusunda Milli Eğitim Bakanı ile canlı yayın yapılması talimatı gönderildiğinden söz edildi (28 Şubat).

Bu kanallardan biri olan Habertürk’te Fatih Saraç’ın Oğuz Usluer ve yayın yönetmeni Fatih Altaylı ile telefon konuşmaları aktarılıyor. 14 Kasım 2013’teki görüşmelerde Saraç, Altaylı ve Usluer’e talimatın nereden geldiğini anlatabilmek için “Büyüğümüzün yanındayım. O söyledi, anladın değil mi” diyor.

TRT’linin işten atılması için görüşme: Sosyal medyada yayınlanan bir ses kaydında Başbakan Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank olduğu iddia edilen kişi TRT yöneticisini arayarak “dershane hakkı milletin hakkı” şeklinde tweet atan Haber Dairesi Başkan Yardımcısı Erol Yüksel’in işten atılmasını istiyor (22 Şubat).

Sansür için yasaya ne gerek? Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) İnternette Bilgi İletişim Teknolojileri Telekomünikasyon Daire Başkanı Osman Nihat Şen ile Başbakan Erdoğan’ın danışmanlarından Mustafa Varank arasında olduğu iddia edilen ses kaydı yayınlandı (19 Şubat).

Ses kaydına göre, İnternetteki içeriklere yönelik URL bazlı engelleme altyapısı, daha yasa onaylanmadan hazırlanmış. Şen, Varank’ı arayarak “videonun internette yayılmaya başladığını” aktararak Telekom’un “ellerindeki sınırlı sayıda URL için” alt yapı hazırladığını söylüyor. Şen’in aktardığına göre bu URL’ler engellenebilecek. Ancak Resmi Gazete’de yayınlanan kanundan önce yasal olarak URL engelleme mümkün değildi. Ayrıca BTK TİB Daire Başkanı Şen, konuşmada bahsi geçen video ile ilgili ekip kurduklarını Telekom’la beraber çalışarak videoları çıkarttıracaklarını söyledi. Şen YouTube’un mahkeme kararı istediğini aktarırken, Vamank ısrarla URL bazı engellemenin YouTube için de geçerli olup olmadığını soruyor.

Bir Başbakan gazeteyi arıyor: İnternette yayınlanan yeni kaydına göre Habertürk gazetesi, Başbakan Erdoğan’ın yönetici Fatih Saraç’ı arayarak “Şimdi yani bu (başlık) atılırken, bizim bu bütün sağlıkta yaptıklarımızı görmemezlikten gelmemek bizi üzüyor” demesiyle başlayan soruşturma sonucunda üç çalışanın işine son verdi (10 Şubat).

Başbakana telefonda “emriniz olur” diyen Saraç, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nu arayarak birinci sayfadan olumlu bir haber yapacaklarını iletiyor. Saraç durumu Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı’ya da ileterek “Hemen arattır, ya da kendin ara” diyor.

Başbakan Başdanışmanından yayına müdahale: Sosyal medyada tapeleri yayımlanan bir ses kaydına göre Başbakan Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, HaberTürk gazetesi yetkilisi Fatih Saraç’ı telefonla arayarak CHP’lilerin  Meclis konuşmalarının yayınlanmaması konusunda uyarıyor (10 Şubat).

Akdoğan, Saraç’a “Biz Meclis TV’yi kapattırıyoruz kimse görmesin diye siz canlı Meclis’i veriyorsunuz” diyor. Diğer bir tapedeyse Saraç’ın Habertürk’ten Abdullah isimli çalışanı arayıp durumu düzeltmeye çalıştığı görülüyor.

Başbakandan yayına müdahale: Başbakan Erdoğan’ın, MHP lideri Bahçeli’nin yaptığı bir konuşmanın Habertürk kanalında altyazı olarak verilmesinden rahatsız olarak, 4 Haziran’da bulunduğu Fas’tan telefonla Habertürk gazetesi yetkilisi Fatih Saraç’ı arayarak yayına müdahale ettiğini gösteren tapeler kamuoyuna yansıdı (4 Şubat). (EÖ)

 

Sayfa Başı