2012 ifade özgürlüğü ihlalleri, ihlallere karşı mücadeleler, Türkiye ve dünyadaki gazeteciler, sanatçılar, hak savunucuları, gazetecilik ve hak örgütlerinin gazeteci, hak savunucusu, yayıncı, yazar ve sanatçıların yargılanması, hapsedilmesi ve her türlü engellemeye karşı çıktığı, raporlarla, açıklamalarla özgürlük talep ettiği bir yıl oldu.*
Uluslararası, ulusal ve yerel örgütler açıklamalarında ve raporlarında, özellikle Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) ifade özgürlüğünü engelleyen maddelere ve uzun tutukluluk sürelerine dikkat çektiler. Örgütlerin raportörleri ve temsilcileri yıl boyunca OdaTV, Ergenekon ve KCK davalarını izlediler. **
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Barış ve Demokrasi Partisi’nden (BDP) milletvekilleri mecliste soru önergeleri ve konuşmalarıyla hapis gazeteciler, uzun tutukluluk süreleri, TCK ve TMK’nin terörle ilgili maddelerini gündeme getirdiler.
Düzenlemeler
3. Yargı Paketi, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) Özel Yetkili Mahkemeleri (ÖYM) düzenleyen 250, 251 ve 252. maddelerini yürürlükten kaldırdı (2 Temmuz). Bu paketle 31 Aralık 2011’e kadar basın yayın yoluyla ya da düşünce açıklama yöntemleriyle işlenen, adli para cezası ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı kamu davası açılması ile kovuşturmanın veya kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazı ertelenebiliyor.
Doğan Yayın Holding yayın ilkeleri ve ortak değerleri barış gazeteciliği, nefret söylemi, kadın ve çocuk odaklı habercilik, basın gezilerinin reklamlara alet edilmemesi, ekonomi ve borsa habercilerinin borsa işlemleri yapmamaları, gazetecilerin başka ticari faaliyet gösterememeleri düzenlemelerle güncellend (10 Aralık)
27 Kasım’da yürürlüğe giren 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası’nda 28 işkolu 20’ye indirildi; internet çalışanları artık İletişim İşkolu’nda örgütlenecek. DİSK Basın İş haber portallarının Gazetecilik İşkolu’nda yer almasını istedi (28 Kasım).
Bakanlar Kurulu, Adalet Bakanlığı’nın 4. Yargı Paketi taslağına “terör suçlarındaki şiddet kriteri”, “kamu görevlilerine soruşturma zırhı”, AİHM’in düşünce özgürlüğüne aykırı gördüğü “Türklüğü ve devlet organlarını aşağılama”ya (TCK 301) ilişkin düzenleme önerileri itirazla karşıladı. (27 Kasım).
Anadilinde savunmayı da düzenleyen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda onaylanarak Meclis Genel Kurulu’na gönderildi (15 Kasım). TBMM Adalet Komisyonu, tasarıyı kabul etti.
SGK Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Koordinatörlüğü’nde gazetecilere yıpranma payı verilmesi için oluşturulan bilim kurulunun ilk toplantısında (6 Aralık) TGS hükümetin sadece alanda çalışan gazetecilere yıpranma payı verilmesi önerisine tepki gösterdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın gazetecilere yıpranma hakkı tanınması, sendika üyeliğinin zorunlu olması, medya patronlarına kamu ihale yasağı getirilmesi, internet medyasının yasal statüye kavuşturulması, stajyer muhabirlere de ücret ödenmesi düzenlemelerini içeren yasa teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda AKP milletvekillerinin oylarıyla reddedilmişti. (7 Kasım).
Raporlar
“Türkiye Tarafından Hazırlanan 2012 İlerleme Raporu” yayımlandı (31 Aralık). Raporda, TMK’daki süreli yayınları durdurma cezası düzenlemesinin kaldırıldığı, basın ve ifade özgürlüğünü daha güçlendirecek 4. Yargı Reformu Paketi’nin çalışmalarına devam edildiği kaydedildi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), 2012 raporunda Türkiye’yi gazeteciler için dünyanın en büyük cezaevi olarak tanımladı (17 Aralık). Rapora göre; Türkiye’de en az 42’si mesleki faaliyet bağlantılı 72 gazeteci ve dört medya çalışanı hapiste, sınırlı yasal reformlar, medyadaki terörle mücadele adına girişilen tutuklama, baskın ve kovuşturmaları engelleyemiyor.
Meclis İnternet Araştırma Komisyonu, Meclis Başkanlığı’na sunduğu raporda erişimin ve internetin, Anayasa’da temel bir hak olarak düzenlenmesi gerektiğini belirtti (17 Aralık). Bilişim, elektronik haberleşme ve siber suçlar alanında uzmanlaşmış hakim ve savcıların yetiştirilmesini ve bu alanlarda ihtisas mahkemeleri kurulmasını önerdi.
Freedom House’un 2012 raporunda Türkiye yarı özgür ülkeler arasında yer aldı (15 Aralık). Raporda son yıllarda gazeteci tutuklamaları ve ifade özgürlüğü ihlallerinin arttığı, medyanın büyük holdinglerin elinde bulunduğu ve otosansürün yaygınlaştığı belirtildi.
Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) 27 ülkeyi kapsayan yıllık raporda, Türkiye’deki hapisteki gazeteci sayısını 49’a düşürdü (18 Aralık). CPJ, 22 Ekim’de yayımladığı “Türkiye’nin Basın Özgürlüğü Krizi” raporunda 61’i doğrudan meslekleri nedeniyle, toplam 76 gazetecinin hapiste olduğunu duyurdu. Rapor TCK ve TMK başta olmak üzere, baskıcı yasaları ve hükümetin basına yönelik katı üslubuna dikkat çekti.
TBMM İnternet ve Bilişim Komisyonu, siber güvenlik taslak raporunda kamu ve özel kurumlarda internet aracılığı ile verilen hizmetlerin saldırılardan korunması için Ulusal İnternet Ağı İzleme Sistemi kurulmasını önerdi. Siber güvenlik konusunda yasal düzenlemelerin yapılması ve toplum düzenini bozabilecek kritik altyapı sistemlerinin güvenlik anlamında güçlendirilmesi gerektiği belirtildi. Raporla ilgili basında çıkan haberlerde tasarının kişi hak ve özgürlükleri açısından tehdit oluşturabileceği vurgulandı.
Google Şeffaflık Raporu’nun Türkiye ile ilgili kısmı şöyle (13 Kasım): Türkiye’den 501 başvuruda 2074 öğenin kaldırılması talep edildi. Gerekçeler arasında pornografi, resmi makamlar hakkında eleştiri ve iftira öne çıktı. Google’a Türkiye’den giden içerik kaldırma isteklerin sonucunda Türkiyeli kullanıcıların YouTube videolarının yüzde 63’üne erişimi kısıtlandı. Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumunun Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan, azınlıkların bağımsızlığını tartıştığı ve siyasetçilerin özel hayatları hakkında bilgi ifşa ettiği gerekçesiyle blogların kaldırılması için başvuruda bulunuldu ama Google içeriği kaldırmadı. Türkiye 120 kullanıcı hakkında veri istedi, Google bu talebi yerine getirmedi.
Avrupa Komisyonu 2012 Türkiye İlerleme Raporu’nda artan ihlallerin endişe verici olduğu ve basın özgürlüğünün önemli kısıtlamalara maruz kaldığı açıklandı (10 Ekim). “Terör”le ilgili TMK 6. ve 7. maddeleri ile TCK 220. ve 314. maddelerinin ifade özgürlüğü konusunu suiistimallere açık hale getirdiği belirtildi.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) Avrupa’da Medya Özgürlüğü’nün Durumu raporu, Türkiye’de medyanın durumunu eleştirdi (2 Ekim). Raporda hapse atılan, tutuklanan veya haklarında dava açılan gazeteci sayısının şoke edici olduğu belirtildi. 3. Yargı Paketi’nin gazeteci davalarında yetersiz kaldığı, 301. maddenin kaldırılması gerektiği ve TCK 285-288, TMK 6. maddelerinin medya özgürlüğü ihlali olduğu vurgulandı.
Tepkiler
Basın Konseyi Vatan yazarı Reha Muhtar’ı, 9 ve 11 Kasım’daki bir doktoru ve bir hastayı hedef alan yazıları üzerine uyardı (27 Aralık).
TGC, Çağlayan İstanbul Adalet Sarayı’ndaki Oda TV duruşmasının küçük salonda yapılmasının gazetecilerin habere ulaşma hakkını engellediğini ve duruşmaların açık yapılması ilkesini zedelediğini bildirdi (27 Aralık)
TYB, TYS, TGC, PEN Türkiye Merkezi ve Çevirmenler Meslek Birliği toplantılarında yasaklı yayınlara dikkat çekti (18 Aralık). Örgütler emniyetin 67 kitap ve 16 dergi, gazetenin yasağının devamı için başvuruda bulunduğunu belirtti.
Habervaktimdenberiyiz inisiyatifi Hilal Kaplan’ın kilisede çekilen fotoğraflarını yayımlayarak karalama kampanyası yürüten Habervaktim’e karşı imza kampanyası başlattı (17 Aralık).
Ezgi Başaran, Can Dündar, Sedat Ergin, Mehveş Evin, Banu Güven, Nuray Mert, Özgür Mumcu, Ahmet Hakan, Nazlı Ilıcak, Soli Özel, Mehmet Tezkan ve Yıldırım Türker, Taraf yazarı Mehmet Baransu’nun 17 Aralık’ta twitter’dan yazdığı isim vermeden, gazeteci Aslı Aydıntaşbaş’ı hedef alan mesajı üzerine kınama mesajı yayınlayarak, imza kampanyası başlattı. Basın Konseyi de Baransu’yu özür dilemeye davet etti (18 Aralık).
Basın Konseyi, Basın Enstitüsü Derneği, TGS ve CPJ Evrensel muhabiri Sadiye Eser’in tutuklanmasını kınadı (19 Aralık).
ÇGD, zamanında maaş ödemeyen medya kuruluşlarını kınadı (4 Aralık).
TGF Tunceli’nin Ovacık İlçesi’nde 16 Kasım’da güvenlik güçlerince MKP/HKO militanlarına yönelik operasyon görüntülerinin sadece Anadolu Ajansı’na servis edilmesini kınadı (29 Kasım). TGF olayı haberin tek taraflı, devletin gözüyle yansıtılmak istenmesi şeklinde değerlendirdi.
Adliye muhabirleri savcılarla randevularının kayıt altına alınmasına tepki gösterdi ve savcının masasına, gazetecilerin görevini tanımlayan Anayasa’nın 28. maddesinin yazılı olduğu bir metin bıraktı (26 Kasım). İGC ve TGC de uygulamanın ‘haber alma ve yayma’ faaliyetlerini kontrol altına almayı amaçladığını açıkladı (23 Kasım).
Alternatif Bilişim Derneği, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından yürürlüğe sokulan “Güvenli internet hizmeti” uygulamasının birinci yılını değerlendirdi (22 Kasım). Açıklamada güvenli internet hizmetinin devlet eliyle merkezi filtre sistemi uygulaması olduğu, ilişkin yürütmeyi durdurma istemiyle açılan iptal davasının Danıştay’da sürdüğü belirtildi.
Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD), maç sonrası hakem Fırat Aydınus ile röportaj yapamayınca apartman yöneticisine hakemin aidat borcunu, eşiyle arasının nasıl olduğunu soran BEYAZ TV muhabirini kınadı (21 Kasım).
Kati Marton ve Jean-Paul Marthoz’un da yer aldığı CPJ heyeti “Türkiye’nin Basın Özgürlüğü Krizi” raporlarını İstanbul’da düzenledikleri basın toplantısında açıkladı, Ankara’da hükümet yetkilileriyle yaptıkları görüşmeleri değerlendirdi (8 Kasım).
GÖP 5 Kasım Gazetecilik İçin Ayağa Kalk gününde Tünel’den Taksim’e yürüdü, Özel Yetkili Mahkemelerin isim değiştirerek varlığını sürdürdüğü ve hapis gazetecilerin dışarıdaki gazeteci ve yayıncılara karşı tehdit unsuru olarak kullanıldığını açıkladı.
Mücadele Birliği Platformu, Yeni Evrede Mücadele Birliği ve Zafere Kadar Genç Yoldaş dergilerinin Antep 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde toplatılması üzerine İHD İstanbul şubesinde açıklama yaptı (23 Ekim).
Basın Konseyi, Vatan’da 15 Eylül’de yayımlanan, “Yazarımız Serhat Ulueren F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın NTV Spor’daki sözlerini yorumladı: Aziz Yıldırım Doğruyu Söylemiyor” manşet haberi nedeniyle gazetenin uyarılmasına karar verdi (23 Ekim).
Basın Konseyi ve GÖP CPJ’in Türkiye Raporu’nu değerlendirdi (23 Ekim). Örgütler raporun Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğü sorunlarının uluslararası alanda kabul edildiğini gösterdiğini belirtti. Siyasal iktidarı basın düşünce ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskıları durdurmaya davet etti.
RSF, 3. Yargı Paketi’ni Türkiye’deki tutuklu gazeteciler sorunun çözümünde yetersiz buldu (17 Ekim).
Basın Konseyi TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun, Silivri L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnceleme Taslak Raporu’na karşı, tutuklu gazetecilerin cevaplarını tespit etmek için bir komisyon oluşturdu (19 Ekim). Komisyon üyeleri hazırlayacakları raporu, milletvekillerine ve Adalet Bakanlığı Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’ne gönderecek.
Lambdaistanbul LGBT Dayanışma Derneği, İstanbul LGBT Dayanışma Derneği, Sosyalist Yeniden Kuruluş (SYK) ve Sosyalist Feminist Kolektif (SFK), Habertürk’ün 11 Ekim’deki ‘Kadın PKK’lıların şoke eden görüntüleri’ haberini gazete önünde protesto etti (18 Ekim).
Liberal Demokrat Parti, yazıları durdurulan gazeteci Can Ataklı ve artık yazdırılmayan köşe yazarları için Vatan Gazetesi’ne siyah çelenk bıraktı (13 Ekim).
Tuncay Özkan’a Özgürlük Girişimi TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun Silivri Cezaevi raporunda tutukluların tek sorunlarının su ve akustik olduğunu iddia ettiği gerekçesiyle TBMM önünde protesto etti (13 Ekim). Girişim 6 Ekim’de de Ankara’da gazeteci, yazar ve akademisyenlerle buluştu.
Tutuklu gazetecilerin aileleri TBMM’de BDP, CHP ve AKP gruplarını ziyaret etti (11 Ekim). Dokuz gazetecinin aileleri ve avukatları, grup başkanvekillerine KCK Basın Davası’nın 800 sayfalık iddianamesini ve davaya ilişkin hukuki değerlendirme içeren metinleri verdi.
Oyuncular Sendikası, Oyuncular Meslek Birliği ve Sinema Emekçileri Sendikası Sabah yazarı Sevilay Yükselir’i ‘Pardon İlyas Salman neyin onurunu taşıyor?’ yazısında Salman’ın kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiyle kınadı (11 Ekim).
Fransa’da 5-11 Ekim’de düzenlenen Dünya Demokrasi Forumu’na davet edilen IPI Türkiye Komitesi Başkanı Kadri Gürsel Türkiye’de hapis gazetecilere ve basına yönelik baskılara dikkat çekti.
ÇGD, TGC, TGF, Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC), Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD), Basın Konseyi ve Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Golf Federasyonu Başkanı Ahmet Ağaoğlu’nun Zaman ve Cihan Haber Ajansı muhabiri Cihat Ünal’a saldırısını kınadı (10 Ekim).
Dünya Gazeteler Ve Haber Yayıncıları Derneği (WAN-IFRA) ile Dünya Editörleri Forumu, gazetecilerin yargılandığı KCK davası ile ilgili Başbakan Erdoğan’a mektup yazdı (5 Ekim). Örgütler bu davayı hükümetin basını sindirme ve eleştirileri susturma hareketi olarak gördüğünü açıkladı.
TRT çalışanları, Haber-Sen, Türk Haber-Sen ve Birlik Haber-Sen ,TRT İstanbul Radyosu Harbiye binasının Birleşmiş Milletler’e (BM) verilmesi ihtimaline karşı çıktı (4 Ekim). KESK Haber-Sen ayrıca 12 Ekim’de Ankara’da basın açıklaması yaptı.
TGF Genel Başkanı Atilla Sertel Başbakan Erdoğan’ın akreditasyon eleştirilerine “O medyaya haddini bildirmek bizim cevabımızdır” demesi üzerine Erdoğan’a açık mektup yazdı (3 Ekim). Sertel ‘haddini bildirmek’ tabirinin tehdit içerdiğini ve muhalif gazetecileri yıldırmak için bakanlara, hâkimlere, bürokrasiye emir verme olduğunu belirtti. TGS de Erdoğan’ın sözlerini kınadı.
GÖP, Basın Konseyi IPI ve alt kuruluşu Güneydoğu Avrupa Medya Organizasyonu (SEEMO) yedi gazetenin AKP genel kuruluna akredite edilmemesini eleştirdi (2 Ekim).
İnternet Medya ve Bilişim Federasyonu, 20 gazetenin TV, internet sitesi ve haber portallarının kaynak göstererek dahi içeriklerini kullandırmama kararına tepki gösterdi (1 Ekim). Federasyon yayınlandıktan sonra kamu malı haline gelen haberin/ yazının/fotoğrafın kaynak gösterilerek özet şekilde alıntılanmasının uygun olduğunu belirtti.
Soru Önergeleri
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, internette mizah dergisi içeriği paylaşan Ankara Defterdarlığı’nda görevli altı memur hakkında soruşturma iddiasıyla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması talebiyle soru önergesi verdi (31 Aralık).
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Erdoğan’a sosyal medyada şahsına, Bakanlar Kurulu ve AKP’ye yönelik eleştirilerde bulunanların emniyet güçlerince gözaltına alındıkları ve baskı ile karşılaştıklarına ilişkin iddiaları sordu (7 Aralık).
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın işten çıkarılan gazeteciler ve Başbakanın köşe yazarlarını gazete patronlarına şikayeti hakkındaki soru önergesini yanıtladı (12 Kasım). Arınç gazetecilerin işe alınması veya işten çıkarılmasının hükümetle ilgili olmadığını, başbakanın işten çıkarılan gazeteciler için üzüldüğünü belirtti.
Avrupa Parlamentosu milletvekili Patrick le Hyaric Soner Yalçın için Avrupa Parlamentosu Komisyonu’na soru önergesi verdi (10 Kasım). Hyaric “16 Kasım’daki OdaTV davasına gözlemci gönderilecek mi?” ve “Türk makamlarını basın ve ifade özgürlüklerini güvence altına almak ve özellikle özel yetkili yargılama konusunda yasalarını değiştirmeye ikna için ne gibi önlemler alınması düşünülüyor?” gibi sorular sordu.
CHP milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a sorduğu AA’daki kadrolaşma hareketi sorusu yanıtlandı (27 Ekim). AA Genel Müdürü Kemal Öztürk imzalı yanıtta 3 Ağustos 2011’den beri 201 personelin ajanstan ayrıldığı ve 115 yeni personelin işe alındığı belirtildi. Devlet bütçesinden AA’ya ne kadar aktarıldığı, ajansın abonelik ücretlerinin kriterleri ise yanıtlanmadı.
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e, geçmiş toplatma kararlarına dayanarak bazı kitapların cezaevi idarelerince tutuklu ve hükümlülere verilmeme nedenini sordu (8 Ekim).
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce yazılı olarak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a TRT İstanbul Radyosu’nun BM’ye verileceği iddialarını sordu (3 Ekim).
Dayanışma
bianet Medya Gözlem ve İfade Özgürlüğü Raporu külliyatından yola çıkılarak hazırlanan “İfade Özgürlüğünün On Yılı” yayınlandı (27 Aralık). Gülsüm Depeli ve Emek Çaylı’nın hazırladığı İfade Özgürlüğünün On Yılı, 2001-2011 döneminde haberciliğe, konuşmaya, yazmaya, özetle ifadenin her biçimine ket vurma üzerinden oluşturulan, oluşturulmaya çalışılan ortamı ve bu ortama itiraz edenlerin mücadelesini, yaşadıklarını anlatıyor.
TGS hapisteki meslektaşlarına hitaben yeni yıl mesajı yayımladı, ÇGD hapisteki gazetecilere yeni yıl kartı gönderdi (31 Aralık). Dışarıdaki Gazeteciler, internet sitelerinden cezaevindeki gazetecilere yeni yılda dayanışma mektupları kampanyası başlattı (14 Aralık).
RSF hapis gazeteciler için düzenlediği kampanyasında gazeteciler için ayrılan fona tüm dünyadan katılım talep etti (27 Aralık). Örgütün hapisteki gazetecilerin ailelerini desteklemek için yılda 300 dolayında aileye yardımda bulunduğu belirtildi.
Basın Enstitüsü Derneği ve Basın Konseyi gazeteci Soner Yalçın’ın tahliyesine memnuniyetlerini ve hapis gazetecilerle ilgili yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması temennilerini açıkladılar (27 Aralık).
Dışarıdaki Gazeteciler, Başbakan Erdoğan’ın 100 bin liralık manevi tazminat davası açtığı BirGün Gazetesi’nin yanında olduğunu açıkladı (21 Aralık).
Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA), 11 Aralık ve 1 Ekim’de İstanbul KCK davası öncesi tutuklu çevirmen-yayıncı Deniz Zarakolu ile yargılanması süren yayıncı Ragıp Zarakolu’na üzerlerine atılı suçların ortadan kaldırılması, Deniz Zarakolu’nun serbest bırakılması çağrısında bulundu.
İktisadi Kalkınma Vakfı’nın Avrupa Komisyonu ziyaretinde, Türkiye Masası Şefi Jean Christopho Filori Türkiye’de basın özgürlüğüyle ilgili açıklamalar yaptı (6 Aralık). Filori, TMK’nın medyada otosansüre neden olduğunu, TCK’da da yargıçların yorumlarına açık maddeler bulunduğunu belirtti.
TGS başkanı Ercan İpekçi ve EJF yetkilisi Patrick Kamenka Aram Yayınları sahibi ve Hawar gazetesi yazı işleri müdürü Bedri Adanır’ın Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar duruşmasını izlediler (27 Kasım).
Redhack, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Redhack Davası’nın duruşması için sosyal medyada imza kampanyası başlattı (26 Kasım).
bianet’in Öldürülen Gazeteciler ve Cezasızlık yazı dizisi başladı (19 Kasım). 20 gün boyunca aileleri, arkadaşları ve avukatları öldürülen 20 gazetecinin hikayelerini anlattılar.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde OdaTV davasının 16 Kasım’daki duruşmasında Basın Konseyi, CHP milletvekilleri İlhan Cihaner, Melda Onur, Veli Ağbaba, İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, avukat Eşber Yağmurdereli, gazeteciler Uğur Dündar ve Ayşe Arman ile PEN Başkanı John Ralston Saul destek verdi. Duruşma öncesi adliye önüne getirilen tahtadan yapılmış ağaca tutuklu gazetecilere yazılan mektuplar asıldı.
Dünya Yazarlar Birliği PEN, 15 Kasım Hapisteki Yazarlar Günü’nde Türkiye’de yargılanan yazar, gazeteci, yayıncı, çevirmenlere dikkat çekmek için Türkiye’deydi. Heyet, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ve hak örgütleriyle görüştü ve ifade özgürlüğü önündeki en büyük engelin TMK’nın çok geniş çaplı, muğlak kullanımı olduğunu söyledi. IPA Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Ragıp Zarakolu ise Türkiye genelinde 13 yazar ve çevirmenin ”terör suçlamaları” nedeniyle hapishanede olduğunu açıkladı.
İsveç Gazeteciler Sendikası’nın (SJF)12-14 Kasım’da Stockholm’de düzenlediği konferansta Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün yoğun baskı gördüğünü belirtti. EFJ İsveçli gazetecilere Türkiye’de cezaevlerindeki meslektaşlarıyla dayanışma çağrısında bulundu.
12 Kasım’da Silivri’deki İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen KCK basın davasını, Avrupa Parlamentosu Türkiye’de Basın Özgürlüğü İzleme Komisyonu, IPI Türkiye Ulusal Komitesi, Basın Konseyi ve BDP Milletvekilleri Mülkiye Birtane ve Pervin Buldan izledi.
Ergenekon, OdaTV, KCK gibi gazetecilerin yargılandığı davaların gazeteci sanıkları, 12 Kasım’da yayına başlayan Dışarıdaki Gazeteciler grubunun internet sitesinden kamuoyunu KCK davasına destek vermeye çağırdı.
Dicle Haber Ajansı (DİHA çalışanları Diyarbakır’da Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde, gazeteciler Zeynep Kuriş, Ali Buluş ve Ferhat Arslan’ın tutuklanmalarını protesto etti (6 Kasım, 8 Ekim).
EFJ cezaevlerindeki açlık grevi yapan 683 kişiden dokuzunun gazeteci (Tayip Temel, Fatma Koçak, Ayşe Oyman, Pervin Yerlikaya, Faysal Tunç, Selahattin Aslan, Mehmet Emin Yıldırım, Şahabettin Demir, Ömer Faruk Çalışkan) olduğunu açıkladı (4 Kasım). TGS, Adalet Bakanlığı’na başvurarak açlık grevindeki gazetecileri ziyaret etmek istediğini söyledi (2 Kasım). TGS Başkanı Ercan İpekçi açlık grevleriyle ilgili “Ölüm Haberleri Yapmak İstemiyoruz” açıklaması yaptı (1 Kasım). Dışarıdaki Gazeteciler açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla “Ölüm haberleri yapmak istemiyoruz” diyerek bir günlük açlık grevi yaptı (1 Kasım).
İHH İnsani Yardım Vakfı Suriye’de tutuklu gazeteciler Al Hurra kameramanı Cüneyt Ünal ve muhabir Başar Fehmi Kadumi için basın toplantısı yaptı (10 Ekim). Haber Kameramanları Derneği salı günleri Suriye Konsolosluğu önünde toplanarak, iki gazeteciyle dayanıştı. Basın Konseyi gazetecilerin Kurban Bayramı’ndan önce serbest bırakılması için Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a mektup gönderdi (23 Ekim). TGC gazeteciler için BM Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisi Lakhdar Brahimi’ye mektup yazdı (23 Ekim).
Aydınlar, sanatçılar, sanatseverler piyanist Fazıl Say’ın 18 Ekim’deki duruşması öncesi Beyoğlu’ndaki Ses Tiyatrosu’nda “Sesimiz seninledir” etkinliğinde Say’a destek verdi (16 Ekim). Alevi Bektaşi Federasyonu ve TKP duruşmaya katılım çağrısı yaptı. Almanya Sol Parti Federal Parlamento Grubu Say davası hakkında Başbakan Erdoğan’a mektup yazdı ve duruşmayı izledi.
Basın Konseyi, yeni yasama yılı açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ifade özgürlüğünü destekleyen cümleleri için teşekkür etti (3 Ekim). Gül konuşmasında kimsenin fikirlerini medya yoluyla açıkladığı için hapse düşmemesi gerektiğini belirtmişti.
Adalet Talebimiz Var İnisiyatifi Dink cinayetiyle ilgili yeniden yargı süreci başlatılması ve adil yargılama yapılması için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan randevu istedi (2 Ekim).
Cezaevi ziyaretleri
TGF’nin aylık tutuklu gazeteciler ziyaret programı kapsamında gazetecilerden oluşan 12 kişilik heyet, Ergenekon Davası’nın 12 Aralık’taki duruşması öncesi Silivri Cezaevi’nde Mustafa Balbay, Soner Yalçın, Tuncay Özkan, Deniz Yıldırım, Hikmet Çiçek ve Turhan Özlü ile açık görüşte bir araya geldi.
Basın Konseyi, Silivri Cezaevinde tutuklu gazeteciler Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Soner Yalçın, Mehmet Deniz Yıldırım, Turhan Özlü ile görüştü ve cezaevi koşullarını değerlendirdi (3 Aralık).
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), açlık grevlerinin sona ermesinin ardından gazeteci Tayyip Temel’i hastanede ziyaret etti (18 Kasım). Ayşe Oyman ve Fatma Koçak’a 20 Kasım’da yapılacak cezaevi ziyareti ise Adalet Bakanlığı’nca tutuklu gazetecilerin hastanede olmaları nedeniyle iptal edildi.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) tarafından gazetecilerden oluşturulan bir heyet Silivri Cezaevi’ndeki gazeteciler Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Deniz Yıldırım, Soner Yalçın ve Hikmet Çiçek ile açık görüşte bir araya geldi (14 Kasım).
TGF tarafından gazetecilerden oluşturulan bir heyet Silivri Cezaevi’nde tutuklu gazeteciler Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Deniz Yıldırım ve Soner Yalçın’la görüştü (23 Ekim).
TGC üyeleri Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteciler Tuncay Özkan, Soner Yalçın ve Mustafa Balbay’la açık görüş yaptı, gazetecilere destek verdi (17 Ekim).
Basın Koneyi Silivri’deki KCK duruşmasını izledi ve Silivri Cezaevi’nde tutuklu gazeteciler Tuncay Özkan, Soner Yalçın ve Mustafa Balbay’ı ziyaret etti (5 Ekim).
Toplantılar-konferanslar
TGC ve Konrad Adenauer Stiftung (KAS) ortaklaşa “Gelişen Teknoloji Karşısında Gazeteciliğin ve Gazetecinin Konumu” başlıklı seminer düzenledi (24 Aralık).
Dünya Uluslararası Telekomünikasyon Konferansı Dubai’de düzenlendi (17 Aralık). Rusya, Çin gibi ülkelerin desteklediği Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin önerdiği düzenlemenin tartışıldığı toplantı Uluslararası Telekomünikasyon Düzenlemesi (ITR) çıkararak sona erdi. Türkiye’nin de arasında bulunduğu 89 ülkenin imzaladığı düzenlemeyi hiçbir Avrupa Birliği üyesi ülke imzalamadı.
TGC, IPI Türkiye, TGS ve GÖP, hapis gazetecilerin sorunlarıyla ilgili toplantı düzenledi, gazetecilerin yakınlarıyla buluştu (5 Aralık). Amerika, Almanya, Avusturya, Yeni Zelanda, Nijerya ve Hindistan’dan gelen gazeteciler de destek verdi.
Friedrich-Ebert-Stiftung, Umut Vakfı, bianet ve Avrupa Gazeteciler Federasyonu “Türkiye’de Medya ve İfade Özgürlüğü, Güncel Gelişmeler” başlıklı bir konferans düzenledi (24 Kasım). Türkiye’deki medya temsilcileri ve OSCE Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatovic, AİHM Hakimi Işıl Karakaş, Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkan Arne Konig katıldı.
TESEV ile Friedrich Ebert Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği Piyasa, İktidar ve Sahiplik Kıskacında Medya: Türkiye’nin Basın Özgürlüğü Sorunu başlıklı bir konferans düzenledi (23 Kasım).
Hükümetin Açıklamaları
* Türkiye dışından rapor yazanların zannettiği gibi, düşündüğü gibi özgürlük yerlerde sürünmüyor. Ama kısıtlandığı yerler var. Terörle mücadele yasasına bakmak lazım. Türkiye’nin gerçeklerine bakmak lazım. O konular da araştırılmalı. Ama hiç bir gazeteci, sayısı önemli değil gazetecilik mesleğini yaptığı için içeride olmamalı. Hürriyeti engellenmemeli. Gerçekten gazetecilik yaptıkları için mi içeride bazı isimler, yoksa yazılı kanunların men ettiği suçlardan dolayı mı? Tarafsız ve objektif bir gözle hukuki açıdan değerlendirme yapmak lazım. Bunu da yapmaya çalıştık. (Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ankara’nın Nabzı Programı, 16 Aralık)
* Gazetecileri Koruma Örgütü adıyla meşhur olan örgüt, ülkemizdeki tutuklu gazeteci sayısını önce 76, herhalde bizim izahlarımızdan da istifade etmiş olabilir, bu sayıyı 46 olarak tavsiye etti. Bu sayının 4, 6 bile olması önemli ama bu raporların, gerçeği ne kadar yansıttığı konusunda bize bir fikir verebilir. Bizim için sayı önemli değil, bir gazetecinin bile yazdıklarından, çizdiklerinden, gazetecilik faaliyetlerinden dolayı içeride tutulmasını büyük üzüntüyle karşılıyoruz.’ (Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Yeni Yüzyılda Medya ve İletişim Arama Konferansı, 15 Aralık)
* 76 kişilik raporu Ekim ayında açıklayan CPJ, dün itibariyle 76 kişilik raporu revize etti ve 49’a indirdi. Ekim’den bu yana ne değişti de 49’a indirildi? Adalet Bakanlığı’nın açıklamaları ilgili platformlarda paylaşılmıştır, bunun üzerine 76 kişilik liste dün itibariyle 49’a indirilmiştir. Bu 49 kişilik liste de indirilecektir. 49 kişilik liste içerisinde, banka soyan, adam öldüren, polisi öldüren, bekçiyi öldüren, adam kaçıran, gasp yapan… Yargılananlardan 7’sinin davası bitmiştir, mahkumiyetleri kesinleşmiştir. Bunların gazetecilik ile ilgisi yok. Polisi şehit eden katilin tabi olduğu örgüt mensuplarının işlediği fiillerdir bunların bir kısmı. Bunlara gazeteci sayısını artırmak adına lütfen sahip çıkmayalım. Gazetecilik faaliyetinden dolayı cezaevinde olan varsa, onların sorunlarını çözmek için burada beraberce çalışalım. Gazetecilikten dolayı cezaevinde olanlar için, ortak akil çözümler üretebiliriz ama elinde silah, soygun yapıp adam öldürenleri ne olur bu kürsüye, Türkiye’nin önüne gazeteci olarak getirmeyin. (Adalet Bakanı Sadullah Ergin, TBMM Genel Kurulu, 12 Aralık)
* Yanlış olan Muhteşem Yüzyıl ismi. Muhteşem Aşk denilmiş olsaydı, Hürrem ve Kanuni aşkı üzerine odaklanılmış olsaydı, iddiayla ortaya çıkan ürün arasındaki fark bu kadar hissedilmezdi. Muhteşem Yüzyıl deyince insanlar bir tarih dönemini, Viyana Kuşatması, Zigetvar’ın alınması gibi başka şeyler de beklediler. Şimdi biraz çıta aşağıya düşmüşe benziyor. Fakat nihayet bir kurgudur, bir filmdir. (Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Canan Barlas ile Gündem programı, 10 Aralık)
* Sanki tarihimiz savaşlardan, sanki tarihimiz entrikalardan, Harem’den ibaretmiş gibi gösteriliyor. Ama, bizim tarihimizi şekillendiren, bizim tarihimize damga vuran, bizim medeniyetimize yön veren kalemden ve kitaptan hiç kimse bahsetmiyor, bahsetmek istemiyor. Bizden olmayanlar, bizim tarihimizi nasıl anlatırsa anlatsın, biz, kendi tarihimizi, kendi öz medeniyetimizi doğru tanımak, doğru anlamak ve o tarihten ilham alıp, geleceği şekillendirmek zorundayız. …Çocuklarımızı, gençlerimizi, genç nesillerimizi, artık böyle bir anlayışla, böyle bir özgüvenle, böyle bir tarih ve medeniyet bilinciyle yetiştirmek zorundayız. Eğer gençlerimiz bizim tarihimizi doğru şekilde okur ve anlarsa, eğer ecdadımızı doğru şekilde tanırsa, inanın işte o zaman bu gençliğin önünde hiç kimse duramaz, bu gençlikle hiç kimse rekabet edemez. (Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İnovasyon Haftası etkinlikleri, 6 Aralık)
* Gazeteci sıfatıyla bazı gazetelerde faaliyet gösteren insanlar terör örgütünün propagandasını yapıyor, terörü teşvik ediyor. Bunun dışında gazetecilik faaliyeti nedeniyle hüküm giyenlerin sayısı 2-3 kişiyi bulmaz. Köşe yazarlığı yapmış, kitap yazdığı için suçlu bulunmuş kimseyi hatırlamıyorum. … Nedim Şener, Ahmet Şık ve Soner Yalçın gibi gazetecilik yaptığını bildiğimiz kişiler uzun süre tutuklu kaldılar; ancak sonra ikisi tahliye edildi, biri hala içeride. Bu konuda 100 kişiyi düşüneceksek en azından 20’si adi suçlar nedeniyle yargılanmış kişilerdir. Hepsine gazeteci olarak baktığımızda rakam yüksek görünüyor ama hepsinin gazetecilik faaliyeti nedeniyle içeride olduğunu söyleyemem. … Propaganda konusunu silah ve şiddeti teşvik etmek olarak anlayabiliriz. İfade özgürlüğü tüm özgürlüklerin bileşkesidir. Onu kısıtlayacak bir şey olmamalı. Ama bazı biçimlerde sınırlandırılabilir. Konuşma, bildiri ve eylem örgütün silah ve şiddet kullanmasına yol açabilecek nitelikteyse propaganda suçundan ceza alabileceklerdir. (Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) heyeti görüşmesi, 6 Aralık)
*Hiç kusura bakmasınlar. Biz 7 milyarlık bu dünyanın içinde yaşıyoruz. Bizim görevimiz nedir, bunu çok iyi biliriz. Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz, her yerle biz de ilgileniriz ama bunlar televizyon ekranındaki ecdadımızı zannediyorum o ‘Muhteşem Yüzyıl’ belgeselindeki gibi tanıyor. Bizim öyle bir ecdadımız yok. Biz öyle bir Kanuni tanımadık. Biz öyle bir Sultan Süleyman tanımadık. Onun ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Sarayda o gördüğünüz dizilerdeki gibi geçmedi. Bunu çok iyi bilmeniz, anlamamız lazım. Ve ben o dizilerin yönetmenlerini de o televizyonun sahiplerini de milletimizin huzurunda kınıyorum. Ve bu konuda da ilgilileri uyarmamıza rağmen yargının da gerekli kararı vermesini bekliyorum. Böyle bir anlayış olamaz. Bu milletin değerleriyle oynamaya, milletçe gereken dersin, milletçe gereken cevabın hukuk içinde verilmesi gerekir. (Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kütahya Zafer Havalimanı açılış töreni, 25 Kasım)
*Bazı medya kuruluşları sorgusuz sualsiz açlık grevi eylemlerini gündemde tutuyor. Açlık grevi oksijenini bu medyadan alıyor. Pervari’de şehit olan kahramanlara göstermediğiniz şefkati nasıl oluyor da terör örgütüne gösteriyorsunuz. (Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP Grup Toplantısı, 13 Kasım)
*Haklarındaki suçlamalar, devam eden dosyalar gazetecilik görevlerinden öte, başka türlü yanlış bir takım faaliyetler içine girdikleri şüphesiyle ya da bu iddialarla devam eden çalışma. Dolayısıyla biz Türkiye Cumhuriyeti’ni bir hukuk devleti yapabilmenin yoğun mücadelesini veriyoruz. (Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Bakanlar Kurulu sonrası, 23 Ekim)
*İlerleme Raporu’nun özellikle siyasi kriterlere ilişkin bölümünü hayal kırıklığıyla karşıladık. Çünkü hükümetimize, milletimize, ülkemize karne verecek yegane makam milletimizin bizzat kendisidir. Bizim için ilerleme raporları kendimize tuttuğumuz aynadır. Ancak bu yıl AB’nin kırık aynasının bizim için büyük ölçüde yol gösterici olmaktan uzak bir ilerleme raporunu ortaya çıkardığını görüyoruz. Raporda münferit olaylara fazlasıyla yer verildiği, bu münferit olaylardan tehlikeli genellemelere ulaşıldığı özellikle dikkat çekmektedir. (AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB Raporu değerlendirmesi, 10 Ekim)
*Etmem, bu bizim sorumluluğumuz. Mecbur muyum? Nereden çıkıyor bu? Her gün her türlü hakareti yapacaksın, yalan yanlış her türlü şeyi yazacaksın, söyleyeceksin. Buna rağmen biz seni davet edeceğiz. Yok, öyle 25 kuruşa bir simit. O gün salonda yazılı ve görsel medyada bize saldıranlar yine vardı. Salon onlarla tıklım tıklım doluydu ama 3-5’ine böyle bir şeyi uyguladık. Niye rahatsız oluyorlar? Onlar Türkiye’nin Başbakanını recm edecek kelimeler, ifadeler kullanırken, attığımız her adımı kalkıp da hamasice ağza gelmeyecek ifadelerle değerlendirirken buna kimsenin sesi çıkmayacak. Bunun muhatabı olan bir parti, kongresi ile ilgili tavır takındığı zaman hemen suçlu duruma düşürülecek.(Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM AKP Grubu konuşması, 2 Ekim)
Ve Avukattan…
*Yaklaşık 8 aydır Sayın Başbakanımızın davalarını bizzat takip ediyorum. Bu sürede açtığımız davaların sayısı 15’i bulmaz. Eleştiri sınırlarını aşmayan ifadelerle ilgili açılmış dava gösteremezsiniz. …Yanılmıyorsam 700 civarında dava var. Bu davaların çoğu da sosyal medyayı kullanan sıradan vatandaşlar hakkında. Bizim sokakta geçen vatandaşa açtığımız dava yok. Savcılıklar hakaret içeren ifadeler üzerine kendiliğinden harekete geçiyor. Sayın Başbakanımız, bu davalardan sadece 30’unda şikayetçi konumunda. Bunların önemli kısmı da ya siyasetçi ya üst düzey kamu görevlisi. Rakamlar Sayın Başbakanımızın çok az dava açtığının göstergesi. Biz en çok CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na dava açtık ve tazminat kazandık. Kılıçdaroğlu aleyhine 25 dava açtık. Sayın Başbakanımız 10 davadan feragat etti. 7 dava lehimize sonuçlandı. 2-3 dava ise reddedildi. Diğer davalar devam ediyor. Kılıçdaroğlu da bize 9 dava açtı ama tümü reddedildi. MHP lideri Devlet Bahçeli’ye de dava açtık. Ama Kılıçdaroğlu kadar fazla değil. Tek bir dava nedeniyle en büyük tazminatı ise Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’den aldık, 30 bin lira kazandık.
Şunu da özellikle vurgulamakta fayda var! Basına yönelik açtığımız tazminat davaları, önemli ölçüde caydırıcı rol oynadı. Özellikle köşe yazarlarının üsluplarında 2003 – 2004 yıllarına göre hissedilir bir değişim oldu. Artık yazarlar ve yorumcular eleştiri sınırını dozunda tutuyor. Hakaret içerikli yazı ve yorumlar ise en aza inmiş durumda…. (Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Ali Özkaya, Akşam gazetesi röportajı, 23 Ekim)
Tartışmalı işten çıkarmalar /ayrılmalar
Taraf gazetesi genel yayın yönetmeni Ahmet Altan, yardımcısı Yasemin Çongar ve Neşe Düzel istifa etti (14 Aralık). Medyada Taraf gazetesinin misyonunu doldurduğu, gazetede maddi sorunlar yaşandığı, iktidar baskısı olduğu gibi iddialar yer aldı. Altan konuyla ilgili açıklama yapmadı.
Vatan İstihbarat Servisi’nde görevli muhabir Cahit Yüce işten çıkarıldı ve Twitter’dan gazete ile yollarını ayırdığını duyurdu (30 Kasım). Yüce, “Vatan’da kan kaybı yaşanmaya devam edecek” diyen aynı gazetedeki meslektaşlarına ise “Kansızların olduğu yerde kan kaybı yaşanması normaldir” şeklinde yanıt verdi.
Taraf gazetesi yazarı Barbaros Altuğ, yazısı gazeteye konulmadığı için istifa etti (17 Kasım). Altuğ twitter’dan gazete yönetiminin Tuna Kiremitçi, Pelin Batu ve Nazlı Ilıcak’ı eleştirdiği yazısını değiştirmesi, Ilıcak ile ilgili sözlerinin yazıdan çıkartılması talebinde bulunduğunu ve bu yüzden Taraf’ta yazmayacağını açıkladı.
Gazeteci Nail Güreli Milliyet’ten istifa etti (22 Ekim). Güreli medyanın yapısını bilenlerin ayrılış gerekçesini tahmin edeceğini söyledi.
24 Eylül’de hiçbir açıklama yapılmadan Yeni Şafak’taki yazılarına son verilen Teodora Doni 28 Ekim’de açlık grevine başladı. Doni 17 Aralık’ta greve son verdi. (EG/BA)
* Dünyada Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), Dünya İşkence Karşıtı Örgütü (OMCT), Freedom House, Google, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), Twitter, Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FDIH), Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN); Türkiye’de Alternatif Bilişim Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP), Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF), Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB).
** TGC, TGF, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP), Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP), Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ve İHD.