2014’de medyanın kutuplaşması ve farklı görüşlere tahammülsüzlük 30 Mart Yerel ve 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri süreci, Barış süreci ve Fethullah Gülen Cemaati’ne yönelik tasfiyelerle hızla arttı.
Kutuplaşma gazeteciler için otosansür ya da işten atılma; okur için de haber alma hakkının ihlali anlamına geliyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı her türlü eleştiriye karşı giderek güçlendirdiği ‘’güvenlik’’ eksenli politikalarını 2014’te hukuk devleti ve temel hak ve özgürlüklerin önüne geçirdi.
Habercinin haber kaynağını gizli tutma hakkı ve özel hayatın gizliliği, Anayasa Mahkemesi Twitter ve YouTube sansürlerine son verdiyse de, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) kanun değişiklikleriyle yok sayıldı.
‘’Kürt’’, ‘’Sol’’, ‘’Laik’’, Gülen Cemaati’ne yakın medya kuruluşlarına Cumhurbaşkanlık, Başbakanlık, çeşitli Bakanlıklar ve Belediyeler ile Parti kongreleri, akreditasyon yoluyla kapatıldı. Başbakan/Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlü saldırıları program konuğu gazeteciden, uluslararası medya temsilcisine, Twitter mesajı atandan uluslararası sivil toplum örgütlerine kadar çok geniş bir alana yayıldı.
Türkiye, RSF Basın Özgürlüğü Sıralaması’nda 180 ülke içerisinde 149. sırada (2014 yılında 154. sıradaydı), temel özgürlükler bakımdan “yarı özgür”, AİHM’de 394 bin 320 avro tazminata mahkum olarak bitirdi.
Bağımsız İletişim Ağı’nın (BİA) 2014’te yayımladığı dört Medya Gözlem Raporu, Türkiye’de medya ve iletişim özgürlüğünün ne şekilde zemin kaybettiği konusunda önemli veriler sağladı.
22 gazeteci ve 10 dağıtımcı 2015’e hapiste girdi. Gazetecilerin 21’i ve dağıtımcıların tamamı Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında “örgüt” bağlantılı olarak hapiste bulunuyor. Bir gazeteci de “polise direnmek”ten hükümlü.
2014’e 59 gazeteci ve 23 gazete dağıtımcısı, 2013’e 68 gazeteci ve 27 dağıtımcı hapiste girmişti.
22 gazeteciden 14’ü ve dağıtımcıların tümü Kürt medyasından hapiste bulunuyor.
2015’e hapiste giren 22 gazeteciden 14’ü ‘Kürdistan Topluluklar Birliği-Türkiye’ (KCK), ‘PKK’ ve ‘DYG’; 1’i ‘ Maoist Komünist Partisi’; 1’i ‘Marksist Leninist Komünist Partisi’ (MLKP); 1’i ‘Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’ (DHKP-C); 1’i ‘Direniş Hareketi’, 1’i ‘Türkiye Komünist Emek Partisi/Leninist’ (TKEP/L), 1’i İBDA/C, 1’i “Paralel örgüt” davalarından hapiste. Biri de üç örgüte birden üye olmaktan (Ergenekon Örgütü Mersin Teşkilatı, Türk İntikam Birliği Teşkilatı ve İç Örgüt) içerde.
2014’e hapiste giren 59 gazeteciden 34’ü ‘Kürdistan Topluluklar Birliği-Türkiye’ (KCK), ‘PKK’ ve ‘DYG’; 9’u ‘Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’ (DHKP-C); altısı ‘Ergenekon’; dördü ‘Marksist Leninist Komünist Partisi’ (MLKP); biri ‘Direniş Hareketi’, biri ise İBDA-C davalarındandı. İki gazetecinin örgütü bilinmiyordu. İki gazeteci Gezi Direnişi operasyonları ile bir gazeteci de “casusluk” iddiasıyla hapisteydi.
2013’e hapiste giren 68 gazeteciden de 49’u ‘Kürdistan Topluluklar Birliği-Türkiye’ (KCK), ‘PKK’ ve ‘DYG’; altısı ‘Ergenekon’; dördü ‘Marksist Leninist Komünist Partisi’ (MLKP); dördü ‘Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’ (DHKP-C); biri OdaTV, biri ‘Direniş Hareketi’, biri Devrimci Karargah, biri ise İBDA-C davalarından hapiste. Bir gazetecinin ise örgütü bilinmiyor.
2015’e hapiste giren 22 gazeteciden 18’i hükümlü, 3’ünün davası sürüyor; 1’i soruşturma geçiriyor.
2014’e hapiste giren 59 gazeteciden 25’i hükümlü, 24’ünün ise yargılanması sürüyordu. 10’u ise 31 Aralık 2013 itibarıyla henüz iddianameleri açıklanmadığı için, ne tür iddialarla hapiste tutulduklarını net olarak bilmeden ilk duruşma gününü bekliyordu.
2013’e hapiste giren 68 gazeteciden 18’i hükümlüydü, 43’ünün yargılanması sürüyordu. Yedisi ise 31 Aralık 2012 itibarıyla iddianameleri açıklanmadığı için, ne tür iddialarla tutulduklarını net bilmeden ilk duruşma gününü bekliyordu.
2012’ye hapiste giren 68 gazeteci çalıştıkları yayınlara göre DİHA (19), Azadiya Welat (9), Özgür Gündem (9), Özgür Halk (3), Demokratik Modernite (3), Dersim gazetesi (1), Evrensel gazetesi (1), Birgün gazetesi (1), Radyo Dünya (1), Gün TV (1), Heviye Jin (1), Ulusal Kanal (2), Aydınlık Dergisi (1), Kanal B imtiyaz sahibi (1), Cumhuriyet gazetesi (1), Kanal Biz (1), OdaTV (1), Devrimci Karargâh (1), Emek ve Adalet dergisi (1), Tavır Dergisi (1), Halkın Günlüğü (1), Yürüyüş Dergisi (1), Eylül Hapishane dergisi (1), Atılım Dergisi (2), Özgür Radyo (1), Odak dergisi (1), Mezitli Fm (1) ve Akıncı Yol (1) olarak dağılıyor.
2013’e hapiste giren 59 gazeteci DİHA (10), Azadiya Welat (9), Özgür Gündem (8), Özgür Halk (2), Demokratik Modernite (1), Evrensel gazetesi (1), Gün TV (1), Radyo Dünya (1), Ulusal Kanal (2), Aydınlık Dergisi (1), Kanal Biz TV (1), Yurt gazetesi (1), Oda TV (1), Emek ve Adalet dergisi (1), Halkın Günlüğü (1), Tavır Dergisi (2), Artı İvme Dergisi (1), Yürüyüş Dergisi (4), Özgür Radyo (1), Atılım dergisi (2), Eylül Hapishane dergisi (1), Odak dergisi (1), Mezitli FM (1), Akıncı Yol dergisi (1), Hatay Asi gazetesi (1), Özgür Gelecek gazetesi (2), Yeni Evrede Mücadele Birliği Dergisi (1) şeklinde dağılıyor.
2014’teki hapis 22 gazeteci çalıştıkları yayınlara göre Azadiya Welat (5), DİHA (3), Özgür Halk (4), Radyo Dünya (1), Havi jin (1), Emek ve Adalet Dergisi (1), Eylül Hapishane dergisi (1), Atılım (1), Yeni Evrede Mücadele Birliği (1), Samanyolu Yayın Grubu (1), Milat gazetesi (1), Odak dergisi (1) ve Mezitli FM (1) şeklinde dağılıyor.
2014 yılında 1 gazeteciye TMK uyarınca 16 yıl 3 ay hapis cezası verildi; 4’ü de 268 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılandı. Aynı dönemde 10 gazeteciye, TCK’nın “düşmanlığa tahrik”, “dini değerleri aşağılamak” ve “hakaret” suçlamalarıyla 3 yıl 5 ay 9 gün hapis ve 14 bin 280 TL de para cezasına mahkum edildi.
Sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret iddiasıyla 2 gazeteci toplam 11 ay 20 gün ertelemeli hapse ve 7 bin TL para cezasına; 61 kişi de, toplam 31 yıl 2 ay 15 gün hapis ve 332 bin 660 TL para cezasına mahkum edildi.
2013 yılında, Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla 8’i gazeteci toplam 11 kişiye 3 yıl 7 ay 7 gün hapis ve 59 bin 700 TL de para cezası verilmişti.
2014’te eski Başbakan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret veya kişilik haklarına saldırı suçlamasıyla 20’si gazeteci, 2’si karikatüriste toplam 18 ceza veya tazminat davası görüldü. Bunun dışında 167 kişi hakkında aynı suçlamayla 46 dava açıldı.
2014’te Toplam 142 gazeteci, 2 gazete, 1 gazete matbaası, 6 internet sitesi, 1 Twitter hesabı saldırının hedefi oldu; gazeteci ve medyaya karşı 23 sözlü saldırı veya tehdit yaşandı; 72 medya temsilcisi gözaltına alındı.
2013’te, Toplam 186 gazeteci, bir yayın kuruluşu ve iki İnternet sitesi saldırının hedefi oldu; gazeteciler ve medyaya karşı 15 sözlü saldırı veya tehdit gelişti. Gezi eylemlerinin etkili olduğu 27 Mayıs-30 Eylül 2013 döneminde polis 153 gazeteciyi darp etti, 39’unu da gözaltına aldı.
2012’de gazetecilere ve medya çalışanlarına yönelik en az 46 fiili, sözlü, sosyal medya üzerinden yazılı saldırı vakası yaşandı. Bir konser, iki panel engellendi. Dört gazete, üç ajans bürosu basıldı. 2011’de gazetecilere yönelik yaklaşık 33 saldırı, tehdit ve darp vakası yaşandı, 31 gazeteci gözaltına alındı.
Eski Başbakan Erdoğan’ın ana akım medyasına yönelik müdahaleleri, hükümetin editoryal dizayna girişmesi, medya sahipliğinin de yeni yayın rotaları belirlemesinin, 2014 yılında 339 gazeteci, yazar ve medya çalışanının işine son verilmesi ya da istifaya zorlanmasında rolü vardı.
2013 yılında, 106 gazeteci, yazar ve medya çalışının işine son verilmiş, 37’si de istifaya zorlanmıştı.
2014 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), aralarında 9 gazeteci ve 1 medya organının da bulunduğu kişi ve kurumlarca açılan davalarda Türkiye’yi ifade özgürlüğünü ihlal ettiği ve bu dosyalarda adil yargılama yapmadığı gerekçesiyle toplam 135 bin 612 Avro (394 bin 320 TL) tazminat ödemeye mahkum etti. 2013’te, 2’si gazeteci 29 kişinin ve 11 yayın kuruluşunun açtığı davalarda mahkumiyet toplamı 198 bin 935 Avro (507 bin 417 TL) idi.
Bağımsız İletişim Ağı’nın (BİA) 2014 yılında yayımladığı dört Medya Gözlem Raporu, yıl içerisinde basın ve ifade özgürlüğünün kaydettiği aşamaları Üç Aylık Raporlar haline gözler önüne serdi.
AİHM, 2013 yılında olduğu gibi 2014 yılında da Türkiye ile ilgili 24 karar verdi. Avrupa Konseyi’ne üye 47 üye devletle ilgili toplam 47 karar verilirken kararların yüzde 50’sinden fazlası Türkiye hakkındaydı. Türkiye hakkında, 1954’den beri ifade özgürlüğünü ihlalden 248 karar verildi ki, ezici çoğunluğu mahkumiyetle sonuçlandı.
2014’te 30 İnternet sitesi veya haberi, 17 gazeteci, 2 gazete, 3 Facebook sayfası, 3 film, 2 afiş, 1 resim sergisi, 1 piyano eseri, 1 konser, 1 kitap sansür edildi. Toplam 7 yayın yasağı, 4 akreditasyon ayrımcılığı, cezaevinde 2 haberleşme yasağı yaşandı.
2013’te 12 İnternet sitesi, 6 film, 5 Facebook sayfası, 3 gazete, 1 kartpostal, 1 konser, 1 klip sansür edilmişti.
Savcılıklar, çeşitli açıklamaları nedeniyle Barış ve Demokrasi Partili (BDP), Halkların Demokrasi Partili (HDP) veya bağımsız milletvekilleri hakkında toplam 129 fezleke düzenledi. Bu sayı 2013 için 43’tü.
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), iki seçimin gerçekleştiği 2014’te televizyonlara 78 uyarı, 254 para cezası, radyolara da 12 uyarı ve 7 para cezası verdi.
2013’te TV’lere 324 uyarı, 1.208 para cezası, radyolara da 124 uyarı ve 92 de para cezası verilmişti (EÖ)
* Grafikler: Korcan Uğur