“Medya Özgürlüğü ve Bağımsız Gazetecilik İzleme ve Haber Ağı”- BİA² Medya Gözlem Masası’nın 2006 İfade Özgürlüğü Raporu’na göre, Türkiye’de düşüncelerinden dolayı yargılananların sayısı 293’e çıktı.
318 davayı ve 449 gazeteci, yazar ve aktivistin durumunu ele alan 37 sayfalık Raporun ayrıntısı şu şekilde:
Saldırı ve tehdit
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), İstanbul Tarım İl Müdürlüğü ekibince gıda üretimi çalışmasını izleyen Cihan Haber Ajansı (CHA) muhabiri Orhan Fırat ile kameraman Cihan Paça’ya yöneltilen saldırıyı 27 Aralık’ta kınadı. Sultançiftliği semtindeki Zafer Caddesi’nde yaşanan saldırıya tepki gösteren TGC Başkanı Orhan Erinç, “Meslektaşlarımızın görevlerini yerine getirmelerini engellemekle yetinmeyerek can güvenliklerini de tehdit edenleri kınıyoruz” dedi.
Muş “Haber 49” gazetesi imtiyaz sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü Emrullah Özbey, yazdığı bir yazıdan dolayı AKP milletvekilli Medeni Yılmaz’ın akrabalarınca tehdit edildiğini savunarak 6 Aralık’ta savcılığa suç duyurusunda bulundu. Gazetenin 1 Aralık 2006 tarihli sayısında yayımlanan “Eşitlik Nerede?” köşe yazısında Muş milletvekilleri hakkında çeşitli değerlendirmelerde bulunan Özbey, Yılmaz’ın akrabalarının kendisini işyerlerinde tehdit ettiklerini açıkladı: “Bana saldırıda bulunabilir ve hatta söyledikleri gibi canıma kast edebilirler. Ben adalete güveniyor ve sığınıyorum.”
Mersin Sun TV’de yayımlanan “Farkında mısınız?” adlı programın yapımcısı Umut Koşan, sokağa dökülen tıbbi atıkların çocukların üzerindeki etkilerini araştırırken 18 Kasım’da hastane çalışanları olduğu ileri sürülen kişilerin önce hakaretine sonra da saldırısına uğradı. Mersin Gazeteciler Cemiyeti, sağlık hizmeti veren özel bir hastanenin tıbbi atıklarını sokağa atması ile ilgili bir çekim yapan programcı ve “Yeni Gazete” muhabiri Koşan’a yönelik saldırıyı kınadı.
Karedeniz Ereğlisi’nde Ekim sonunda meydana gelen bir yangını görüntülemek isteyen sırasında “ERT TV” ve “Show TV” Ereğli muhabiri Muhammet Balaban, bazı kişilerin saldırısına uğradı. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabiri Bilgin Avcı’nın üzerinde basın yazan aracına zarar verildi. Karaelmas Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu adına bir açıklama yapan Başkan Osman Sav, bir açıklamayla medyaya saldırıyı kınadı. Sav, “Meslektaşlarımızın uğradığı bu saldırıyı nefretle kınıyoruz. Basın mensuplarına yönelik artan saldırılar, artık bir son bulmalıdır” dedi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay ve Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (FMD), Başbakan Erdoğan’ın 17 Ekim’deki rahatsızlığı sırasında hastane önünde görüntü almaya çalışan “Milliyet” gazetesi foto muhabiri Serdar Özsoy’un engellenmeye çalışıldığını açıklayarak, olayı kınadı. ÇGD Başkanı Abakay ve FMD Yönetim Kurulu adına yapılan yazılı açıklamalarda, Özsoy’un, Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki’nin isteğiyle Başbakanlık korumalarınca engellenmeye çalışıldığı, bunun basın özgürlüğünü engelleyen, yasa dışı bir tutum olduğu savunuldu.
“Bizim Kocaeli” gazetesi kurucusu ve genel yayın müdürü Güngör Arslan’a 22 Eylül’de silahlı saldırıda bulunan ve kaçarken yakalandığı iddia edilen Rıdvan Külüğ (45), Emniyetteki sorgusunun ardından tutuklandı. Cumhuriyet Savcısı Erdoğan İnem’e ifade verdikten sonra tutuklanması istemiyle ertesi gün Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi´ne sevk edilen zanlı Külüğ, mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasının hemen ardından yapılan itiraz üzerine bu kez hapse gönderildi. Saldırıyı kınayan TGC, Kocaeli yöneticilerinin tehditlere ilgisiz kaldığını açıkladı.
Haziran’da yayına başlayan www.solgazete.net sitesi 12 Eylül’de ırkçı hacker(lar)ın saldırısına uğradı. Saldırı nedeniyle site geçici olarak yayınına ara verirken hacker(lar), saldırı düzenledikten sonra siteye Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) eski lideri Alparslan Türkeş’in Bozkurt işareti yapan fotoğrafını yerleştirdi. Saldırıyı kınayan site yetkilileri, kısa bir aradan sonra tekrar yayına geçtiler.
“Milliyet” gazetesi foto-muhabiri Hüseyin Özdemir’e, 5 Eylül’de fotoğraf çekmek için gittiği Fatih’in Çarşamba semtinde sarıklı kişiler sokakta saldırmaya çalıştı. Fotoğraf çekmek isteyen Özdemir’i engelleyen iki kişiden biri, “Canına mı susadın hayvan” diyerek muhabiri kolundan tutup itti.Buna karşın Başbakan Erdoğan, AKP Genel Merkezinde yaptığı konuşmasında, İsmailağa Camii’nde yaşanan linç girişimi olayında basını tek taraflı davranmakla suçladı: “Birçok şeyler, birçok provokatif hareketler, bu aralar yine gazetelerde çıkıyor ya, bu oyunlara asla gelmeyeceksiniz” dedi.
Adıyaman “Mercan Tv”de “Ses Ver Adıyaman” adlı programın yapımcısı ve eski Gazeteciler Cemiyet Başkanı olan Ragıp Ersoy, 5 Eylül’de evinin önünde silahlı saldırıya uğradı. Ersoy olaydan yara almadan kurtulurken “Adıyaman Haber” gazetesi ve Adıyaman Gazeteciler Cemiyeti, saldırıyı kınadılar. Programını hazırlamak için yola çıkan Ersoy, aracına binmek üzere iken saldırgan(lar)ın silahlı saldırısına uğradı.
NTV’de yayımlanan “90 Dakika” adlı programda Fenerbahçe Futbol Takımı’nın yeni transfer ettiği Mateja Kezman’ı eleştiren spor yorumcusu ve “Vatan” gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu, sözlerinin ardından futbol siteleri ve taraftarlardan sert tepkileri ile karşılaştığını ve can güvenliğinin tehlikede olduğunu yazdı. Babaoğlu, 31 Ağustos 2006 tarihli köşesinde “Gazetecilik görevimi yaptım fakat başıma bir şey gelirse…” başlığıyla kaleme aldığı yazısında, Emniyet ve adli makamlara şöyle seslendi: “Başıma en ufak bir tatsızlık gelirse, futbolumuzu yönetenleri ve İnternet’teki taraftar sitelerini hiçbir kurala, insan hakkı ve hukukuna uymaksızın yönlendirenleri bundan sorumlu sayacağım.”
28 Ağustos’ta İHD İstanbul Şubesi, www.ihdist.org adresinde yayınlanan web sitelerinin, bir grup hacker’ın saldırısına maruz kaldığını bildirdi. İnternet sitesinin çökmesine yol açan saldırı sonucu, sitenin ana sayfasına MHP propagandasını içeren bir metin ile sanatçı Mustafa Yıldızdoğan’ın şarkılarına ait sözler yerleştirildi. İHD yetkilileri, durumu fark etmeleriyle birlikte müdahalede bulunarak söz konusu yayına son verdi. Güvenlik açıklarının gözden geçirilmesi amacıyla bakıma alınan İnternet sitesinin 15 gün içinde yayına geçmesi bekleniyor. İHD, “ırkçı” saldırıyı kınadı.
27 Ağustos gecesi, eski.bianet.org sitesinin bilgi işlem sistemine sızan hacker(ler), site sunucusundaki bülten abonesi listesine ulaşarak, abonelere e-posta adresinden, ırkçı propaganda, para talebi, BİA’yı kötüleyen ibareler vb. içeren istenmeyen mesajları gönderdi(ler).
Antalya’nın Manavgat ilçesinde yayımlanan “Söz” gazetesinin sahibi ve “MRT” televizyonu Genel Müdürü Hidayet Özcan, 19 Ağustos’ta kimliği belirlenemeyen iki kişinin silahlı saldırısı sonucu ayağından yaralandı. Manavgat Gazeteciler Cemiyeti Başkan yardımcısı da olan Özcan, saldırının televizyonda yaptığı yorumlardan ve gazetedeki yazılarından kaynaklandığını düşündüğünü açıkladı.
Başbakan Erdoğan’ın “Hürriyet” gazetesi muhabiri Turan Yılmaz’ın “Kuzey Irak’taki PKK varlığına son vermeye yönelik bir planınız var mı?” sorusuna verdiği sert yanıta TGC tepki gösterdi. Erdoğan, İslam Konferansı Örgütü toplantısı için 2 Ağustos’ta Malezya’ya gitmeden önce bir basın toplantısı düzenlemişti. Başbakan, soruya “Bir devletin ve hükümetin bir planı var mı, yok mu, bunları kalkıp medyaya mı açıklayacak” diye sert bir yanıt vermişti.TGC, “Basına sert ve haksız suçlamalar gelenekselleşmemeli” mesajıyla Başbakana tepki gösterdi.
31 Temmuz’da ANKA Ajansı muhabiri Ayça Özyiğit, İsrail ordusunun Lübnan’a saldırısının protesto edildiği İstanbul Taksim’deki eylemde polisin saldırısına uğradı. Kolundan ve dizinden yaralanan gazeteciye beş gün iş göremez raporu verildi.
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde, Çorlu Basın Mensupları Derneği Başkanı Erdal Özcan’a yönelik sopalı saldırıya karıştıkları iddiasıyla gözaltına alınan üç kişi 30 Temmuz’da tutuklandı. Günlük yerel “Devrim” gazetesi ile “Hürriyet” gazetesi ve Doğan Haber Ajansı’nın (DHA) Çorlu temsilciliğini yapan Özcan’a, Kazimiye Mahallesi’nde evine doğru yürüdüğü sırada sopayla saldırdığı belirlenen, A.D. (26), A.A (24) ve Ü.Ç. (23) polisçe gözaltına alındı. Üç zanlı, “Adam öldürmeye teşebbüs” suçundan tutuklanarak Çorlu Kapalı Cezaevi’ne konuldu. 26 Temmuz’da saldırıya uğrayan Özcan, çevredeki vatandaşlarca Çorlu Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınmıştı. Basın Konseyi, gazeteci Erdal Özcan’a yapılan saldırıyı kınadı.
11 Temmuz’da Gaziantep 27 Gazetesi imtiyaz sahibi ve Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti (GGC) Başkan Yardımcısı Ökkeş Özekşi, kimliği belirsiz ve eli sopalı kişilerin saldırısına uğradı. Site güvenliğinin de yardımıyla Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırılan Özekşi yoğun bakıma alındı. İl Jandarma Alay Komutanı Albay Süleyman Yüksel, Emniyet Müdürü Ali Kalkan, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Abdullah Sabri Kocaman, yönetim kurul üyeleri ve meslektaşları Özekşi’yi hastanede ziyaret etti.
1 Temmuz’da Kastamonu’da çeşitli açılış ve temel atma törenlerine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Nasrullah Meydanı’nda halka seslenirken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile ilgili haberleri nedeniyle medyayı hedef aldı: “Hangi dosya, hangi talebiniz geri çevrildi diye bu haberleri yapıyorsunuz? Bunları açıklayacağım günler yaklaşıyor.”
Antalya Manavgat Şelalesi’nde restoran ve kafeteryaların bulunduğu yerde 25 Haziran’da yaşanan patlamadan sonra esnaf, “Ekmeğimizle oynamayın” şeklinde bir tepkiyle durumu görüntülemeye çalışan beş haberciye saldırdı. 200 kadar kişinin karıştığı saldırıda Cihan Haber Ajansı (CHA) muhabirleri Lütfü Aykurt ve Fettullah Akpınar, “Akşam” gazetesi muhabirleri Bülent Tatoğulları ve Sercan Aytiş ile Anadolu Ajansı muhabiri Cem Özdel yaralandı. Saldırganlar olduğu iddia edilen Manavgat Ülkü Ocakları Başkanı Yakup Ekşi, Recep Mutlu ve Mevlüt Ak isimli zanlılar kamera görüntülerinden tespit edilerek gözaltına alındı, ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Mersin’de eli bıçaklı bir kişinin bir kadını rehin aldığı duyumu üzerine olay yerine hareket eden Kanal 7 muhabiri Abdullah Biçer 9 Haziran’da saldırıya uğradı. Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC), Biçer’e yapılan saldırıyı kınadı. Gazeteci Biçer, bıçaklı saldırgandan kaçtığı sırada iki ayak parmağının çıktığını söyledi.
Gazeteci ve televizyon programcısı Metin Uca, Gazi Üniversitesi (GÜ) İletişim Fakültesi’ndeki konferansı çıkışında 12 Mayıs’ta kimliği belirsiz bir kişinin saldırısına uğradı. Burada, Uca’nın yanına, “Bir şey sorabilir miyim” diyerek yaklaşan bir kişi, elindeki kesici aletle saldırdı. Uca’yı yüzünden yaralayan kişi, “Sen Çatlı’ya bir şey söyleyemezsin” diyerek koşarak kaçtı. Uca, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Korkmaz Alemdar ve diğer ilgililerce Gazi Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırıldı. Falçatalı saldırıyı düzenleyen kişi olarak teslim olan Ahmet Çatlı, 2 Haziran’da avukatıyla birlikte Asayiş Şubesi’ne teslim oldu. Çatlı, Susurluk kazasında ölen ülkücü Abdullah Çatlı’nın yeğeni.
10 Mayıs’ta “Cumhuriyet” gazetesinin Şişli’deki merkez binasının giriş kapısı önüne beyaz beze sarılı olarak el bombası atılmasından sonra 11 Mayıs’ta da gazetenin önüne ses bombası atıldı. Binanın önüne gelen iki saldırgan, parça tesirli olduğu ifade edilen el bombasını polisin oluşturduğu güvenlik çemberine karşın gazeteye doğru attı ve kaçtı. Saldırganlardan birinin silahlı da olduğu ifade edildi. Gazete önündeki araçlarda hasara yol açan saldırıyla ilgili Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, “Bu saldırı demokrasi ve basın özgürlüğüne karşı işlendi. Bağımsız yayıncılığımızı sürdüreceğiz” dedi. Gazete yazarı Hikmet Çetinkaya da, saldırının “güvenlik çemberine karşın” gerçekleştirilmiş olmasını bir meydan okuma olarak nitelendirdi. TGC, TGS, Basın Konseyi, İHD, Birleşik Metal-İş Sendikası ve DİSK saldırıyı kınadı.
8 Mayıs’ta Basın Konseyi, Emniyet Genel Müdürlüğü Müfettişlerinin, “Milliyet” gazetesi Ankara muhabiri Tolga Şardan’ı “bilgisine başvurmak” gerekçesiyle sorguya çekmeye kalkışmasını protesto etti. Muhabir Şardan 4 Nisan 2006 tarihli gazetesinde yayımlanan bir haberi nedeniyle, İsmail Yıldız isimli Polis Başmüfettişi tarafından Emniyete çağrıldı. Konsey 2. Başkanı Doğan Heper, “müfettişleri hadlerini bilmeye ve araştırmalarını görev sınırlarını aşmayacak şekilde yapmaya” davet etti.
5 Mayıs gecesi “Cumhuriyet” gazetesinin Şişli’deki merkez binasının bulunduğu bahçesine pimi çekilmemiş bir el bombası atıldı. Bomba, uzmanlarca etkisiz hale getirilirken güvenlik kamerasının görüntülerinden, saldırganların iki kişi olduğu belirlendi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), “Hâlâ, gazetenin yayın ilkelerini silahlı saldırılarla ya da gözdağı vererek değiştirebileceklerini sananlar var” diyerek saldırıyı kınadı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) da, “Saldırıyı, sadece gazeteye yönelik değil, aynı zamanda cumhuriyet rejiminin değerlerine yapılmış bir saldırı olarak da lanetliyoruz” diye tepki gösterdi.
Karabük’te “Batı TV” Genel Yayın Müdürü Ergün Başkaya, 25 Nisan’da televizyon binasının önünde saldırıya uğradı. Kimliği belirlenemeyen dört kişi, haberden döndüğü sırada Başkaya’ya arkadan saldırmış, kafasına sopalarla vurulduktan sonra da yerde tekmelemişti. Karabük’te Şirinevler Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Başkaya’nın bir dişi ve burun kemiği kırılmıştı. Başkaya, kendisini, yaptığı bazı haberlerle yolsuzlukla yapmakla eleştirdiği Karabük Belediye Başkanı Hüseyin Erer’in dövdürdüğünü iddia etmiş, Adalet ve Kalkınma Partisi’ ise iddiaları reddetmişti. Basın Konseyi saldırıyı kınadı.
Nisan ortasında Emniyet Genel Müdürlüğü, Meclis önünde protesto gösterisi düzenleyenlerle, gazetecileri tartaklayan Meclis Polisi hakkında inceleme başlattı. Emniyet Sözcüsü İsmail Çalışkan, Meclis Polisi’nin göstericilere ve gazetecilere müdahale tarzının doğru olmadığını belirtti. Çalışkan, toplumsal olaylara müdahalede eğitilmiş polisin öneminin bir kez daha anlaşıldığını vurguladı. Çalışkan, polisler hakkında inceleme başlatıldığını söyledi.
Gaziantep’te Cennet Süzer Anaokulu’nda müdire ve çalışanların türbanla görev yaptıklarına dair telefonla gelen iddiaları araştıran “Ekspres” gazetesinin muhabirleri Hüseyin Gesoğlu ve Zennure Can, 6 Nisan’da Eğitim-Bir-Sen Başkanı ve üyelerince tehdit edildi. Durumu gözlemlemek için okula “öğrenci velisi” sıfatıyla giren iki muhabir, haberci oldukları anlaşılınca okulda bir odaya kapatıldılar ve tehdit edildiler. Görüntülerinin izinsiz çekildiğini söyleyerek gazetecilere tepki gösteren okul yetkililerine haberciler de, “Burası kamusal alan ve biz görevimizi yapıyoruz” diyerek karşılık verdiler. Polis, gazetecilerin fotoğraf makineleri, ses kayıt cihazları ve kameralarına savcılık emriyle el koydu ve cihazları 17 Ocak’ta iade etti.
Antalya’nın Kaş İlçesi Kalkan Beldesi’nde yayımlanan “Likya Haber” gazetesi sahibi Özer Yılmaz, 4 Nisan gecesi tek tip takım elbise giyen kar maskeli dört kişinin saldırısına uğradı. Muğla’ya bağlı Fethiye Devlet Hastanesi’ne kaldırılan gazetecinin iki kolu ve kaburgalarında kırık oluştu. Yılmaz’ın başına da 30’a yakın dikiş atıldı. Saldırı öncesinde Kaş ve Kalkan bölgesinde sürdürülen kıyı yağmasına gazetesinde yer veren Yılmaz, saldırının planlı yapıldığını açıkladı.
Diyarbakır’da 30 Mart’taki cenaze töreni sonrası çıkan olayları takip eden Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Şakir Uygar polisin açtığı ateş sonucu ayağından yaralandı. Batman’da Diyarbakır’daki olayları protesto eden göstericiler gazeteci Nizamettin İzgi’nin başında bulunduğu “Batman” gazetesine saldırdı. Haber servisi bölümünün bulunduğu Sonsöz Matbaası zarar gördü.
Basın meslek örgütleri, Başbakan Erdoğan’ın Monaco’ya giderken yaptığı “Medyanın ileri gelenleri kendini yormasın. Bir çok iftiranın yalan olduğu ortaya çıktı. Bunun bir şeyler karşılığında olduğunun farkındayız. Bunu da bu kadar ağır söylüyorum” şeklindeki sözlerine 1 Mart’ta tepki gösterdiler. TGC, sözleri “ciddiyetsiz ve kabul edilmez” buldu. Basın Konseyi, suçlamanın üzüntü verici olduğunu kaydederek, buna son verilmesini istedi.
21 Şubat akşamı Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün özel bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, gazetecilerin, “yabancı diplomatların, yabancı servislerin manipülasyonlarına açık olduğu” yönündeki ifadeleri basın meslek örgütlerince tepki gördü. Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD), Dışişleri Bakanı’nın sözlerine açıklık getirmeye çağırırken TGC ve ÇGD sözleri başarısızlığına bağladı.
“Sabah” gazetesi muhabiri Aliye Çetinkaya’nın, Eğitim Araştırma Dayanışma Derneği’nin (HEDA-DER) 10 Şubat’ta Konya’da düzenlenen “Resul’e Sadakat Yürüyüşü” başlıklı mitingi izlerken bir grubun saldırısına uğradı, tehdit edildi ve hakaretine maruz kaldı. Gazetecinin şikayeti üzerine iki kişi gözaltına alındı. HEDA-DER ise, gazeteci Çetinkaya hakkında “mitingin adabını bozmak” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman, 9 Şubat’ta makamına çağırdığı “Zaman” gazetesi Isparta Temsilcisi Arif Bayram Taş ile gazetenin muhabiri Mustafa Altıntaş’a saldırdı. Gazetenin 8 Şubat 2006 tarihli sayısında yayımlanan “AK Partili Başkanının Yetkileri Elinden Alındı” başlıklı haberi beğenmeyen Balaman, korumalarıyla gazetecileri hedef aldı. Basın Konseyi ve ÇGD, saldırıyı kınadı ve sorumluların yargılanmasını talep etti. Balaman’ın koruması Fatih Sarıoğlu, 11 Şubat’ta tutuklanıp ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, Başsavcı Erol Tosun’a ifade veren Balaman ile Hukuk danışmanı Aykut Tecan tutuksuz yargılanacak.
17 Ocak’ta, Diyarbakır “Gün TV” muhabiri Aydın Öztürk, Bismil İlçesi’nde köy ağası olduğu belirtilen Nevaf Kahraman ve ona bağlı kişilerce, güvenlik kuvvetlerinin yanında dövülerek hastanelik edildi. İşçi Partisi’nin daveti üzerine Aslanoğlu Köyü Hanpazarı mezrasına giden Öztürk, köylülerin oturma eylemiyle ilgili ağa ve çevresinin görüşünü almak istiyordu. Bismil Devlet Hastanesi’ne kaldırılan gazetecinin kafasına ve sağ kaşına aldığı darbelerden dolayı 14 dikiş atıldı. Gün TV, muhabirine dayağı bir açıklamayla kınadı.
Gözaltı ve tutuklamalar
15 Kasım’da Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Tunceli’de bir itirafçının verdiği ifadeler doğrultusunda “yasadışı örgüte yardım ve yataklık ettiği” suçlamasıyla yargıladığı DİHA muhabiri Rüştü Demirkaya’yı tahliye etti. 14 Haziran’da gözaltına alınarak tutuklanan Demirkaya, 11’i tutuklu, 18 kişiyle birlikte yargılanıyordu. İlk önce Tunceli Kapalı Cezaevi’ne gönderilen Demirkaya, ardından Malatya Cezaevi’ne nakledilmişti.
“Özgür Halk” ve “Genç Bakış” dergilerinin İstanbul’daki bürolarına 13 Eylül’de yapılan baskında gözaltına alınan “Genç Bakış” dergisi İmtiyaz Sahibi Suat Kolca ile “Özgür Halk” ve “Genç Bakış” dergi çalışanları Yaşar Duman, Selahaddin Sumeli ve Mahmut Bozdağ, çıkarıldıkları İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklandı. Tutuklanan 4 kişi önce Bayrampaşa Kapalı Cezaevi’ne götürüldü; ardından da Edirne F Tipi Kapalı Cezaevine nakledildi. Gözaltına alınanların yolda görevlilerce dövüldüğü iddia edildi.
Marksist Leninist Komünist Partisi (MLKP) örgütüne yönelik İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne bağlı ekiplerin 8 Eylül’de başlattığı ve en az 36 kişinin tutuklanmasıyla sonuçlanan operasyonlarda suçlamalar henüz bilinmiyor. İstanbul’da yayın yapan Özgür Radyo’nun Yayın Yönetmeni Füsun Erdoğan’ın da tutuklanmasına yol açan operasyonların üzerinde altı ay geçmesine karşın, Terörle Mücadele Yasası’ndaki değişikliğe dayanılarak dosya üzerindeki “gizlilik kararı” kaldırılmadı. Tutuklananlar arasında “Atılım” gazetesi yayın yönetmeni İbrahim Çiçek ve gazetenin genel yayın koordinatörü Sedat Şenoğlu da bulunuyor. Terörle Mücadele Daire Başkanlığı’nın koordinatörlüğünde “Gaye” adlı bir operasyon yürütüldüğünü açıklayan İstanbul Valisi Muammer Güler, “MLKP’nin tamamen çökertildiğini” açıkladı. Çiçek, Şenoğlu Bayrampaşa Cezaevi’ne gönderilirken Erdoğan, Üsküdar Paşakapısı Cezaevi’ne oradan da bir kaç gün sonra Gebze Cezaevi’ne gönderildi.
Mersin’de Abdullah Öcalan’ın yakalanılışının yıldönümünde yapılan eylemleri izlerken araçlarında molotof kokteyli bulunduğu iddiasıyla 18 Şubat’ta tutuklanan DİHA muhabiri Evrim Dengiz ile Nesrin Yazar, 21 Kasım’da çıkarıldıkları duruşmada tahliye edildiler. “PKK/Kongra-Gel üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanan ve dokuz aydır cezaevinde bulunan iki muhabirle ilgili olarak Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Adana Emniyet Müdürlüğü Kriminal Laboratuarı’nın araç içinde ele geçirilen maddelerin patlayıcı özelliği taşımadığı yönünde verdiği rapora dayanarak tahliye kararı verdi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne bağlı ekipler, 8 Eylül’de başlatılan MLKP’ye yönelik operasyonların devamı olarak 21 Eylül’de de aralarında “Özgür Radyo”, Emekçi Kadınlar Derneği, “Atılım” büroları, Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV), Tersane Gemi Yapım-Onarım İşçileri Sendikası (Limter-İş) ve Tekstil-Sen’in de bulunduğu bir çok kuruluşta arama yaptı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 20 Eylül’de verdiği izinle başlayan aramalarda, 85 kişi gözaltına alındı. “Özgür Radyo” haber müdürü Halil Dinç ile çalışanı Sinan Gerçek 11 kişiyle birlikte tutuklandı. Operasyonları İHD ve SDP gibi çok sayıda kuruluş kınadı.
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun (Küresel BAK) Mart’ta düzenlediği sergi için Başbakan Erdoğan’ın ABD Başkanı Bush’un köpeği olarak gösteren bir afiş hazırlayan Britanyalı kolaj sanatçısı Michael Dickinson, sergi sorumlusu Erkan Kara’nın yargılandığı davada Başbakanla ilgili yeni bir afiş gösterince 12 Eylül’de gözaltına alındı. Üç gün Ümraniye Cezaevi’nde alıkonan Dickinson, ardından Zeytinburnu’daki Yabancılar Şube Müdürlüğü’nde tutuldu. Dickinson’a Düşünce Suçuna Karşı Girişim destek oldu. Yeditepe Üniversitesi’nin sözleşmesini yenilemediği öğretim görevlisi Dickinson Britanya Konsolosluğu’nun devreye girmesiyle serbest kaldı; 30 Eylül’de ise sınırdışı edildi.
13 Temmuz’da İzmir’de yapılan bir ev baskınında gözaltına alınan ve tutuklanarak Kırıklar F Tipi Cezaevi’ne gönderilen “Atılım” gazetesi yazarı Emin Orhan, 29 Temmuz’da serbest bırakıldı. Sosyalist Gençlik Derneği üyesi oldukları iddia edilen on kişiyle birlikte gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Orhan, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifadesinin alınmasının ardından serbest kaldı.
KADEK yöneticileri ile yaptığı röportajlar gerekçe gösterilerek bir itirafçının ifadeleri doğrultusunda 17 Mayıs’ta gözaltına alınan “Ülkede Özgür Gündem” gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve yazarı Hüseyin Aykol, ertesi gün çıkarıldığı Beşiktaş Cumhuriyet Savcılığı’nda ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. Aykol’un Kandil’de 2003’te yaptığı röportajlar gerekçe gösterildi.
RSF ve Basın Konseyi’nin “Hapisteki gazeteciler” listesinde yer alan “İşçi Köylü” dergisi Genel Yayın Yönetmeni Memik Horuz , Ocak 2007’de tahliye olabilir. “TİKKO örgütü” üyesi olduğu iddiasıyla 15 yıl hapisle cezalandırılan Horuz’un durumu, eski Ceza Yasası’ndaki ilgili maddenin şartlı tahliye için öngördüğü infaz süresi doldurulduktan sonra 5237 Sayılı yeni TCK’ya göre yeniden ele alınacak.
1 Ocak 2006 itibariyle “Hapishanede Bulunan Gazeteci Sıfatlı Kişilerle İlgili Raporu”nu 27 Mart’ta açıklayan Basın Konseyi, Türkiye’de üç kişinin gazetecilik işlevinden cezaevinde olduğunu bildirdi. Basın Konseyi, bu kişilerin Kocaeli 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde bulunan “İşçi Köylü” gazetesi yazı işleri müdürü Barış Açıkel, “Mavi” ve “Kent” gazetelerinin yazı işleri müdürü Cengiz Doğan ve “İşçi Köylü” gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Memik Horuz olduğunu duyurdu.
PKK’ye bağlı HPG grubunun açıklamalarını yayımladığı için 13 Eylül’de tutuklanan Nusaybin “Mavi” ve “Kent” gazetelerin sorumlu yazı işleri müdürü Cengiz Doğan, beş ay sonra Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nden 3 Şubat’ta tahliye edildi. “PKK propagandası yapmak” ve “Suçlu ile suçu övmek” ile suçlanan Doğan, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, bir yıl altı ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı. Doğan’ın hapiste geçirdiği süreyi göz önüne alan mahkeme, gazeteciyi serbest bıraktı. Gazeteci TCK’nın 220/8 maddesinden yargılanıyordu.
“Sabah” gazetesi yazarı Mahmut Övür, Ankara’da kaldığı otelde, 1 Şubat sabahı, saat 5.30 sularında, gözaltına alındı. İki polis memuru, “Hakkınızda tutuklama emri var” diyerek Övür’ü Esat Karakolu’na götürdü. “Ben gazeteciyim, sabah 09.00’da karakola gelip ne olduğunu öğrensem öyle ifade versem olmaz mı?” diye soran gazeteci, “Siz 04.00’te gelmediğimize şükredin” denilerek terslendi. Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürülen Övür, yıllar önce Kanal 6’nın genel yayın müdürü iken açılan hakaret davası kapsamında arandığını öğrendi. Adliye, aylar önce beraatla sonuçlanan davaya ilişkin bilgileri polise bildirmediği için gazeteci gözaltına alındı.
Dava ve girişimler
Üç aylık “İdea Politika” dergisinde yayımlanan bir röportaj nedeniyle RSF Genel Sekreteri Robert Ménard ve derginin yayın yönetmeni Erol Özkoray hakkında açılan davanın geçen yıl beraatle sonuçlandığı 30 Aralık’ta anlaşıldı. Şişli Adliyesi’ne giden Özkoray, kendisine kararla ilgili bir tebliğ yapılmadığını ifade etti. Derginin 28 Aralık 2001 tarihli sayısında çıkan röportajda Ménard’ın “Türk Rejimi Şizofrenik” sözlerine “Askeri ve cumhuriyeti tahkir ve tezyif” iddiasıyla dava açılmıştı. Eski Ceza Yasası’nın 159. maddesinden her iki gazetecinin de 6’şar yıla kadar hapisleri isteniyordu.
“Ülkede Özgür Gündem” gazetesi muhabiri Cengiz Kapmaz hakkında kaleme aldığı iki haberde, “PKK örgütünü ve hapisteki lideri Abdullah Öcalan’ı övdüğü” iddiasıyla 9,5 yıl ağır hapis istemiyle dava açıldı. PKK lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı Cezaevi’nde geçirdiği günleri “2 bin 555 gün geçti” başlığıyla haberleştiren Kapmaz, 15 Şubat 2006’da yayımlanan dosya haberden dolayı 16 Şubat 2007’de İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak. Davanın açıldığı Aralık sonunda öğrenildi. Kapmaz, TCK’nın 215 ve 218 maddeleri uyarınca 4,5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.
ABD’li tanınmış filozof ve dilbilimci Noam Chomsky’nin de yazarı olduğu ve Aram Yayınevi’nin yayımladığı “Kitle Medyasının Ekonomi Politiği: Rızanın İmalatı” başlıklı kitap hakkında açılan dava beraatla sonuçlandı. 20 Aralık’ta İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Sevim Efendiler, Aram Yayınları sorumlusu Fatih Taş ve çevirmeni Ömer Faruk Kurhan ve editör Lürfi Taylan Tosun’un Basın Kanunu uyarınca kitap içeriğinden sorumlu tutulamayacağına, çevirmen Ender Abadoğlu’nun sorumluluğunun AİHS’nin güvence altına aldığı “ağır eleştiri” kapsamında değerlendirildiğini bildirdi. “Türklüğü, Cumhuriyeti ve Meclisi alenen aşağılama” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla suçlan dört kişi, 1,5 yıldan 6’şar yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyorlardı.
Başbakan Erdoğan’ın, çizdiği karikatürde kendisini keneye benzeten çizer Mehmet Çağçağ ve karikatürü yayımlayan “Leman” dergisi aleyhinde açtığı 25 bin YTL’lik manevi tazminat davasına Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 20 Aralık’ta devam edildi. Derginin 6 Temmuz 2006 tarihli sayısının kapağında yayımlanan “Reco Kongo kenesi Türkiye’nin anasını ağlatıyor” başlıklı karikatürle ilgili duruşmada dergiyi yayımlayan LM Basın Yayın Limited Şirketi’nin avukatı Fikret İlkiz, 1 Kasım’daki duruşmada, suçlamaya ilişkin yanıtını içeren 16 sayfalık metnini mahkemeye sunmuştu.
Doğan Yayınları arasında çıkan “Latife Hanım” kitabının yazarı gazeteci İpek Çalışlar hakkında “Atatürk’ü Koruma Kanunu’na muhalefet” iddiasıyla açılan dava 19 Aralık’ta beraatle sonuçlandı. Kitabıyla ilgili verdiği ve “Hürriyet” gazetesinin 4 Haziran 2006 tarihli sayısında yayımlanan röportaj nedeniyle Çalışlar ve “Hürriyet” gazetesi sorumlu müdürü Necdet Tatlıcan 4,5 yıl hapisle karşı karşıya idi. Latife Hanım’ın kardeşi Vecihe Hanım’a dayanarak aktardığı Atatürk’e dair bir anekdot suça gerekçe yapılmıştı. Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “suçun yasal unsurları oluşmadığı”na karar verdi.
19 Aralık’ta, Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Hürriyet” gazetesinin Pazar Eki’nde 6 Şubat 2006’da yayımlanan “Adını Kaybeden Çocuk” başlıklı yazısı nedeniyle yargıladığı gazeteci Ahmet Altan ve gazetenin sorumlu müdürü Necdet Tatlıcan’ı savcının mütalaası doğrultusunda beraat ettirdi. Basın Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca yargılanan Altan, Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bir dosyadaki belgeleri yayımlamak ve olaya yorum getirdiği gerekçesiyle yargılanıyordu. Altan savunmasında, “Bu davayı açan savcı hakkında soruşturma başlatacak hukuki bir otoritenin olmasını isterdim” dedi.
Eski Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Canpolat’ın, Turan Çevik, oğlu ve damadını resen tahliye ettiği cinayet soruşturmasını yazan “Milliyet” muhabiri Lube Ayar hakkında açılan “yargıyı etkileme” davasının görülmesine 19 Aralık’ta Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Basın Kanunu’nun 19. maddesinden yargılanan Ayar, “Suçlamayı kabul etmiyorum. Kamu adına çalışan bir başsavcının oğlunun, hayali ihracattan yargılanmış bir kişinin oğluyla ortak olduğunu ortaya çıkarmak ve başsavcının Çevik ailesiyle yakınlığını gösteren düğün fotoğraflarını yayımlamak basının öncelikli görevidir” dedi. Savcı, dava kapsamında esas hakkındaki mütalaasını hazırlayacak.
Bir yazısında “postmodern darbe” olarak nitelendirilen 28 Şubat sürecini eleştiren gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, bir yazısından “Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tahkir ve tezyif” iddiasıyla yargılandığı dava sonucunda beraat etti. 2001 yılında “Cuma” dergisinde çıkan “28 Şubat’ın Neresindeyiz?” başlıklı yazısındaki “Brifingci paşaların gerçek yüzleri ortaya çıktı” sözleri nedeniyle suçlanan Dilipak, 19 Aralık’ta Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Dilipak, yazısında suç kastı ve suç unsuru bulunmadığını ileri sürdü. Savcı esas hakkındaki mütalaasında suç kastı bulunmadığını, ifadelerin eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, “TSK da dahil tüm kamu kişi ve kuruluşlarının demokratik anlamda eleştiriye açık” olduğunu, suçun unsurlarının oluşmadığı yönünde görüş bildirdi. Mahkeme hakimi de bu talebe uyarak beraat karar verdi.
“Ülkede Özgür Gündem” gazetesi yazarı Sinan Kara, köşesinde kaleme aldığı yazılarda orduyu eleştirdiği için Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde TCK’nın 301/2 maddesi uyarınca yargılanacak. Gazetenin 22 ve 26 Eylül 2006 tarihli nüshasında yayımlanan “Kadrolu Katiller” ve “Kışla Partisi” başlıklı yazılarında “basın yolu ile devletin askeri teşkilatını aşağıladığı” gerekçesiyle Aralık’ta gazeteci Sinan Kara hakkında iki ayrı dava açıldı. Kara, 14 Mart 2007’de Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak.
“Ülkede Özgür Gündem” gazetesi yazarı İrfan Uçar, 25 Ocak 2005’te yayımlanan bir köşe yazısında “süren davayla ilgili mütalaa verdiği” gerekçesiyle 7 Şubat 2007’de Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak. Gazetenin 13 Aralık 2005 tarihli sayısında yayımlanan “301 Numara” başlıklı yazısında Ceza Yasası’nın 301. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle de Uçar, 14 Mart 2007’de aynı mahkemede yargılanacak.
15 Aralık’ta Mersin Asliye Ceza Mahkemesi, “1 Mayıs 1977 katliamı dosyası açılsın” başlığıyla yaptığı basın açıklaması nedeniyle ve “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, organ ve kurumlarını tahkir” iddiasıyla yargıladığı Mersin 78’liler Araştırma ve Dayanışma Derneği Başkanı Ethem Dinçer hakkında beraat kararı verdi. TCK’nın 216/1, 301/2 ve 53/1. maddeleri uyarınca açılan davada Dinçer’in 5 yıla kadar hapsi isteniyordu.
Belge Yayınları’nın sahibi ve gazeteci Ragıp Zarakolu’nun, Prof. Dr. Dora Sakayan’ın “Bir Ermeni Doktorun Yaşadıkları-Garabet Haçeryan’ın İzmir Güncesi” ve George Jerjian’ın “Gerçek Bizi Özgür Kılacak” kitaplarını yayımladığı için yargılanmasına 14 Aralık’ta devam edildi. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 14 Aralık’taki yargılamaya kitapların çevirmenlerinin de dahil edilmesine yönelik adımlar atıldı. Kitabın ilkinde yayıncı “Türklüğü alenen aşağılama” ve “Orduyu tahkir ve tezyif” iddialarıyla 6 yıl hapisle karşı karşıyayken ikinci kitap için savcı, “Devleti ve Cumhuriyeti tahkir ve tezyif” ve “Atatürk’ün anısına hakaret” iddialarıyla 7,5 yıl hapis istedi. Mahkeme, bu kitabı Atilla Tuygan’ın çevirip çevirmediğinin araştırılması için duruşmayı 15 Mart 2007’ye erteledi. Mahkeme, ilk kitabın çevirmeni H. Zafer Korkmaz’ın dilenmesi için duruşmaya çağırdı.
Şemdinli olaylarıyla ilgili haber ve yazılardan dolayı “Günlük Evrensel” imtiyaz sahibi Ahmet Sami Belek ve sorumlu yazı işleri müdürü Şahin Bayar hakkında, TCK’nın 301. maddesi uyarınca ve basın yoluyla “Cumhuriyeti aşağıladıkları” iddiasıyla açılan üç ayrı davadan beraat ettiler. 13 Aralık’ta Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi, eylemlerin basın özgürlüğü kapsamında kaldığını ve haber amaçlı olduğunu açıkladı. Cumhuriyet Savcısı Mücahit Ercan, “sanıkların suç işleme kastının bulunmadığı ve eylemlerinin basın özgürlüğü içerisinde değerlendirilmesi gerektiği” yönünde görüş bildirdi. Davalar, “Susurluk çözülseydi Şemdinli olmazdı” başlıklı haberdeki DTP Eşbaşkanı Aysel Tuğluk’un beyanları, “Halk böyle uğurladı” haberi, yazar Ahmet Yaşaroğlu’nun “Farklı olması için” başlıklı köşe yazısı ve olaylarla ilgili sendika, kitle örgütü ve öğrenci eylemlerine yer veren habere açılmıştı.
13 Aralık’ta İstanbul 7. Asliye Hukuk mahkemesi, Birleşmiş Milletler (BM) yazışmalarında “El Kaide bağlantısı” ile gündeme gelen Suudi iş insanı Yasin El Kadı ile ilgili bir haber nedeniyle “Birgün” gazetesine 10 bin YTL’lik tazminat davası açan Başbakanlık danışmanı Cüneyd Zapsu’nun talebini reddetti. Zapsu’nun avukatları 24 Haziran 2006 tarihinde yayımlanan Hazal Ateş imzalı “AKP’de Zap-su sıkıntısı” başlıklı haberde yanlış ve yanıltıcı bilgiler verilerek Zapsu’nun yok edilmesinin amaçlandığını belirtilmiş, müvekkillerinin kişilik haklarının zarar gördüğü iddia edilmişti.
Genel Yayın Yönetmeni olduğu üç aylık “Idea Politika” dergisinde “Ordu ne İşe Yarar?” başlıklı yazıdan beraat eden gazeteci Erol Özkoray, www.ideapolitika.com sitesinde 2001 yılında yayımlanan aynı yazıdan cezayla karşı karşıya bulunuyor. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 12 Aralık’ta görülen ve Özkoray’ın ifade verdiği duruşmada savcı, esas hakkındaki mütalaasında gazetecinin 301/2. maddeden iki kez cezalandırılması yönünde görüş bildirdi. Mahkeme ise, Özkoray’ın savunmasında adı geçen İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2002/12 esas sayılı dosyanın incelenmek üzere dosya içine sokulmasına ve yargılamaya 14 Mart 2007’de devam edilmesine karar verdi.
Dalaman’da MOPAK Kağıt ve Karton Şirketinin Muğla’da yayımlanan “Güney Ege” gazetesinden 300 bin YTL’lik öldürücü tazminat istediği davaya 12 Aralık’ta devam edildi. Gazete sahibi Hasan Karaçelik ve köşe yazarı Yüksel Sarı, MOPAK Şirketi’nin çevre kirliliğine yol açtığı ve çalışanların haklarını görmezden geldiğine ilişkin haber ve köşe yazıları nedeniyle “hakaret” iddiasıyla Ortaca Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yargılanıyorlar. Bugüne kadar her iki tarafın tanıklarının dinlendiği ve sona yaklaşan dava 20 Mart 2007’ye kaldı.
Eylül 2005’te Osmanlı Ermenileri Konferansı’nın durdurulmasına ilişkin mahkeme kararının ardından yazılan yazılardan dolayı Hukukçular Birliği’nin şikayetiyle “Agos” gazetesinden Hrant Dink, Aydın Engin, Sarkis Seropyan ve Arat Dink’e açılan ceza davasının görülmesine 12 Aralık’ta devam edildi. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi, müşteki sıfatıyla davaya katılıp müdahil olmak isteyen şikayetçi avukatların talebini ve dosyanın bilirkişiye gönderilmesi yönündeki ayrı ayrı ilettikleri talepleri reddetti. Yargılamaya 18 Nisan 2007’de devam edilecek. Dört sanık, “yargıyı etkilemek” iddiasıyla 4,5 yıl hapis istemiyle yargılanıyor.
Muş Milli Eğitim Müdür Vekili Yavuz İçyer’in kendi atamasını kendisi yaptığını iddia eden Muş “Haber 49” gazetesi sahibi Emrullah Özbey’e açılan davanın görülmesine Muş Asliye Hukuk Mahkemesi’nde devam edildi. İçyer davayı mazeret bildirilmeden izlemediği için düştü; üçüncü kez açıldı. 5 Ocak 2005’te çıkan “Bu ne perhiz ne lahana turşusu” başlıklı haber nedeniyle İçyer, 10 bin YTL tazminat istiyor. Yargılama 6 Mart 2007’de sürecek. 17 Ocak 2005’te yayımladığı “İmza Skandalı” haberinden Özbey, Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Sadettin Yıldırım’ın şikayetiyle ertelemeli 854 YTL para cezasına çarptırılmıştı. Gazetecinin bir AKP milletvekilinin yakınlarınca tehdit edildiğine ilişkin şikayetini 5 Mart 2007’de Muş 2. Asliye Ceza Mahkemesi bakacak.
2003 yılında Kandil Dağı’na giderek, PKK/Kongra Gel yöneticileriyle röportaj yaptığı için Ülkede Özgür Gündem gazetesinin Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol hakkında açılan “örgüt üyeliği” davasında gazete kupürleri incelenecek. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 Aralık’ta görülen duruşmada, “Kandil Dağı dönüşü gazetecinin kaleme aldığı röportajların yayımlandığı gazete sayılarının incelenmesi” yönünde duruşma savcısının talebinde birleşti. Dava 20 Mart’ta sürecek.
2003 yılında Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nde görülen Belko davasında sanıklardan Av. Hatice Şahin’in başörtülü olduğu için savunmasını yapamadan mahkeme salonundan çıkarılmasını eleştiren “Yeni Şafak” gazetesinin 133 bin YTL tazminata mahkum olduğu 9 Aralık’ta basından öğrenildi. Yargıtay 4. Ceza Dairesi başkan ve üyelerinin Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı tazminat davası jet hızıyla sonuçlandı. Temyiz başvurusu ise Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nce reddedildi.
“Birgün” gazetesi yazarı Erbil Tuşalp, Başbakan Erdoğan’ın “kişilik haklarına saldırıda bulunduğu” gerekçesiyle açtığı 10 bin YTL’lik tazminat davasında 5 bin YTL ödemeye mahkum edildi. Aynı gazetenin yazarı ve sesonline.net haber sitesi Genel Yayın Yönetmeni gazeteci-yazar Yalçın Ergündoğan’ın üç yıl hapis ve para cezası istemiyle yargılanmasına 6 Aralık’ta devam edildi. Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı kısmen kabul ederek Tuşalp’ı, Başbakanın “kişilik haklarına saldırıda bulundukları” iddiasıyla 5 bin YTL manevi tazminat ödemesine karar verdi. Beyoğlu 2.Asliye Ceza Mahkemesiyse, Ergündoğan’ın yargılandığı davaya 21 Mart 2007’de devam edecek.
1 Mayıs 2005 İşçi Bayramı öncesinde kaleme aldığı bir yazıda hükümeti eleştirdiği için iki yıl hapisle yargılanan yerel “Demokrat İskenderun” gazetesi sahibi Ersen Korkmaz, en son 6 Aralık’ta hakim karşısına çıktılar. Gazeteci ve Türkiye Komünist Partisi’ (TKP) yetkilisini Necmettin Salaz “hükümeti alenen aşağıladığı” gerekçesiyle yargılayan İskenderun 2. Asliye Ceza Mahkemesi, davaya bir daha 30 Mart 2007’de bakacak. Korkmaz, TKP’nin İskenderun’daki panelini izlediği için Salaz ile birlikte üç yıl hapis istemiyle yargılanıyor.
Aralık başında, İHD İstanbul Şubesi eski başkanı Eren Keskin hakkında Tekirdağ Çerkezköy Asliye Ceza Mahkemesi’nde TCK’nın 301. maddesinden bir dava daha açıldı. Savcılık davayı, Keskin’in 2004 yılında DEHAP Çerkezköy ilçe teşkilatının düzenlediği insan hakları konulu söyleşide söylediği “Türkiye’nin resmi tarihi kirli bir tarihtir” sözü üzerine, “Türklüğü aşağılamak” iddiasıyla açtı. Keskin, davanın açıldığını Beyoğlu Adliyesi’nden öğrendiğini, talimatla ifadesinin istendiğini ve ifade verdiğini anlattı. Hakkında 301. maddeden beşin üzerinde dava ve soruşturma bulunduğunu söyleyen Keskin hakkında Kartal 3. Asliye Ceza Mahkemesi 15 Mart’ta yine 301. madde nedeniyle 10 ay hapis cezası vermiş, daha sonra bunu para cezasına çevirmişti.
5 Haziran 2005 “Dünya Çevre Günü”nde Bergama Çamköy’de yaşanan olaylarla ilgili Birgün gazetesinde 6 Haziran 2005’te yayımlanan “Maden yanlıları çevrecilere karşı” ve “Madenci köylü çevreci köylüye karşı” başlıklı haberler nedeniyle Normandy Madencilik A.Ş ve Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek’in açtığı 5 bin 175 YTL’lik tazminat davası reddedildi. Aralık başında sorumlu Müdür İbrahim Çeşmecioğlu ve haberci Elçin Yağız’ın yargılandığı davada İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi Yargıcı Mustafa Uyan, “davaya konu fotoğraflı haberin güncel, içeriğinin doğru olduğu, abartılmadığı ve davacının zarar görmesini gerektiren bir anlatım olmadığı ve haber verme özgürlüğü sınırları aşılmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.
Genelkurmay Başkanlığı’nın şikayetiyle 20 Haziran’da yargılanmaya başlanan “Osmanlı’dan Günümüze Ordunun Evrimi” başlıklı kitabın yazarı Osman Tiftikçi ve kitabın yayıncısı Sırrı Öztürk’ün davasına 5 Aralık’ta devam edildi. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, yurtdışında bulunan Tiftikçi’nin ihzaren celbine ve Cumhuriyet Savcısı’nın esas hakkındaki mütaalasını sunması için süre verilmesine karar verdi. Geçen duruşmada da yazar Tiftikçi ülke dışında ikamet ettiği için duruşmaya katılmamıştı. Yazar ve yayıncı hakkında “Orduyu alenen aşağılamak” iddiasıyla yürütülen kovuşturma 6 Mart 2007’de sürecek. Her iki kişi de 301/2 madde uyarınca yargılanıyor.
Yazar John Tirman’ın kaleme aldığı “Savaş Ganimetleri: Amerikan Silah Ticaretinin İnsani Bedeli” kitabı nedeniyle Aram Yayınları sahibi Fatih Taş ile birlikte kitabın çevirmenler Lütfi Taylan Tosun ve Aysel Yıldırım, 29 Kasım’da beraat ettiler. Savcı mütalaada, “eser sahipleri” olan çevirmenlerin sanık olarak yargılanmaları nedeniyle Taş’ın yasal sorumluluğu bulunmadığını belirtti ve beraatını talep etti. Çevirmenlerin davaya dahil edilmeleri için de yasal sürenin aşıldığına dikkat çeken savcı, haklarında dava açılmasının zaten usul hatası olduğunu bildirdi. Bu görüşe uyan mahkeme hakimi de üç sanığın beraatine karar verdi. Kitabın çevirmenleri 19 Eylül’de ek iddianame düzenlenerek dahil edilmişti. Sanıklar, “Askeri kuvvetleri alenen aşağılama” ve “Atatürk’e hakaret” iddialarıyla yargılanıyorlardı.
Güneydoğu Anadolu’ya karşı yetkililerin ilgisizliğini ve vergi politikalarını eleştirdiği için Ceza Yasası’nın 301/2 maddesi uyarınca dava açılan “Batman Express” gazetesi yazı işleri müdürü ve köşe yazarı Mehmet Şah Ayaz’la gazete sahibi Murat Ayaz 24 Kasım’da beraat ettiler. Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21 Mayıs 2002 tarihli ve 9-123/253 sayılı kararına atıf yapan Batman 2. Asliye ceza Mahkemesi, Savcı Nihat Demir’in ceza istemesine rağmen “suçun unsurlarının oluşmadığı” gerekçesiyle gazetecileri beraat ettirdi.
“Milliyet” gazetesi muhabiri Belma Akçura, kaleme aldığı “Derin Devlet Oldu Devlet” adlı kitabına açılan dava nedeniyle 22 Kasım’da hâkim karşısına çıktı. Akçura, davanın görüldüğü Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin talimatı üzerine İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ifade verdi. Bir dönem ülkücü hareket içinde yer alan Ali Yurtaslan’ın itiraflarında Abdullah Çatlı’nın sağ kolu olduğu öne sürülen Nevzat Bor’un şikâyeti üzerine açılan davada Akçura, Güncel Yayınevi’nin Nisan 2006’da yayımladığı kitapta “yayın yoluyla hakaret” ettiği iddiasıyla yargılanıyor. Suçlamayı reddeden Akçura savunmasında, “Genel ifadelerimi alıp kendisine hakaret ettiğimi iddia ediyor” dedi.
Şarköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, haftalık “Şarköy’ün Sesi” gazetesi yazarı Yakup Önal hakkında “Büyüklere Masallar-Pinokyo ve Dokuz Cüceler” başlıklı masallara yer verdiği için açılan tazminat davasında aldığı karar 21 Kasım’da gazeteciye tebliğ edildi. AKP Belediye Başkanı Can Gürsoy’un şikayetiyle yürütülen kovuşturmada mahkeme, Önal’ı Gürsoy’un “kişilik haklarına vaki haksız saldırısına son vermeye” çağırdı ve Medeni Kanunu’nun (TMK) 25/2 maddesi gereğince “üçüncü şahıslara bildirilmesi amacıyla Şarköy’ün Sesi gazetesinde yayımlanmasına” karar verdi.
Çanakkale “Çağdaş Demokrat” gazetesi sahibi Özge Kaya ve Genel Yayın Yönetmeni İlhan Kaya, Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) öğretim üyesi Ramazan Gülendam ile ilgili bir haber nedeniyle 21 Kasım’da Çanakkale Sulh Hukuk Mahkemesi’nde yargılandılar. Gazeteciler, “Edebiyat Fakültesinde Muhafazakar Hocanın Marifetleri” başlıklı manşet haberi nedeniyle 6 bin YTL’lik tazminat cezasıyla karşı karşıya bulunuyor. İlhan Kaya da, “Yayın Yönetmeni olarak hiçbir hukuki sorumluluğu bulunmadığı halde kendisine dava açıldığı”, Özge Kaya da tekzip yoluyla kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle Gülendam hakkında aynı tutarda tazminat davası açmışlardı. Haberde, Gülendam’ın bir kız öğrenciyi “evlenmek vaadiyle kandırdığı” iddiasına yer verilmişti.
İntihar eden bir şoförle ilgili bir iddiayı haberleştirdikleri için iki yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Değişim Medya Grubu Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Orhan ile “Gündem” gazetesi sahibi gazeteci Ali Suat Eser, Karadeniz Ereğli 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 12 Temmuz’da görevsizlik kararı vermesinin ardından 27 Şubat 2007’de Karadeniz Ereğlisi 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacaklar. Gazeteciler, bir basın açıklamasında dile getirildiği haliyle, intihar eden kişinin uyuşturucu kullandığına dair halk arasında konuşulduğuna yer verdikleri için TCK’nın 130. maddesi uyarınca mahkemelik oldular.
Roj TV’nin kapatılmaması çağrısıyla 2005 yılında Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’e mektup gönderdikleri için haklarında “PKK’ye yardım ve yataklık yaptıkları” iddiasıyla dava açılan Demokratik Toplum Partisi’nden (DTP) 56 belediye başkanının yargılanmasına 21 Kasım’da Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmada, belediye başkanları Abdullah Demirbaş, Orhan Özer, Memet Tahir Karamaner, Hurşit Alptekin ve Mehmet Nasır Aras mektup gönderdiklerini kabul ederek daha önceki diğer sanıkların verdikleri savunmalara katıldıklarını ifade ettiler. 56 sanık hakkında 10’ar yıl hapis cezası isteniyor. Yargılama 23 Ocak’ta sürecek.
20 Kasım’da İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, Koza Madencilik Şirketi’nin, “Asitli Yol” ve “Ovacık Altın Madeni İçin İptal Davası” başlıklı haberlere yer veren “Birgün” gazetesi Sorumlu Müdürü İbrahim Çeşmecioğlu ve haberci Elçin Yağız hakkında açtığı iki davayı reddetti. Davalarda, “Asitli Yol” başlıklı haberin kaynağını oluşturan basın bülteninin yayıncısı Pergamon Derneği Başkanı Sefa Taşkın ile ilgili şikayet de düştü.
Doz Yayınevi editörü Ali Rıza Vural, Mesut Barzani’nin iki ciltlik “Barzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi” adlı kitabı “Cumhuriyeti neşren tahkir ve tezyif etmek” iddiasıyla yargılanıyor. Şubat 2003’te yapılan ilk baskısına dava yasa değişikliği nedeniyle düşen kitap, Mayıs 2005’te gerçekleştirilen ikinci baskıdan sonra yine kovuşturmalık oldu. Üç yıl hapis tehdidiyle karşı karşıya bulunan Vural, 20 Kasım’da Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Davaya 8 Mart 2007’de Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek. İddianamede, “Cumhuriyeti neşren tahkir ve tezyif etmek” ile suçlanan Vural, 301/2 maddesi uyarınca yargılanıyor.
Üç aylık “İdea Politika” dergisinde yayımlanan “Türkiye’nin İflası” ve “Oligarşik Kare” başlıklı yazılar nedeniyle yargılanan gazeteci-yazar Erol Özkoray, Kasım başında eski Ceza Yasası’nın 159. maddesi uyarınca 2 bin 200 YTL para cezasına mahkum edildi. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Özkoray’ı önce hapisle cezalandırdı ardından cezayı paraya çevirdi. Karar temyiz edildi.
Bergama Ovacık Altın Madeni’ni kesinleşmiş yargı kararlarına karşın işletmede tutan Koza Altın Şirketi, “Cumhuriyet” gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya ve sorumlu müdür Mehmet Sucu hakkında açtığı tazminat davasını kaybetti. 16 Kasım’da İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, ”Dava konusu yazının yayımlanması haksız eylem olmayıp basın özgürlüğünün gereğidir” diyerek davayı reddetti. Çetinkaya, ”Politika Günlüğü” başlıklı köşesinde 22 Mayıs 2005 tarihinde Bergama Ovacık Altın Madeni’nin kesinleşmiş yargı kararlarına karşın işletmede tutulmasını eleştirmişti.
Gazeteci-yazar Perihan Mağden, Santa Maria Kilisesi Rahibi Andrea Santaro’nun öldürülmesi olayının sanığı O.A. ile babasını eleştirdiği için “hakaret” iddiasıyla yargılandığı davada beraat etti. Mısır Çarşısı’nda meydana gelen patlamadan sanık olarak yargılanan ve beraat eden Pınar Selek hakkında yazdığı yazı nedeniyle kovuşturmalık olan Selek, “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiği” iddiasından da aklandı. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 14 Kasım’da art arda gördüğü iki davada beraat kararların ilki “hakaret suçunun yasal unsurları oluşmadığı” gerekçesiyle, ikincisi ise “eleştiri sınırları içinde kaldığı” gerekçesiyle verdi. , “İki davadan da beraat ettim. Çok çok mutluyum” diyen Mağden, 288. maddenin 301 kadar sorunlu bir madde olduğunu ifade etti.
14 Kasım’da, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Selahattin Demirtaş Roj TV ve Gün TV’ye yaptığı açıklamalar nedeniyle “örgüt propagandası” suçlamasıyla yargılandığı davada bir yıl üç ay hapis cezasına çarptırıldı. Diyarbakır 4 No’lu Ağır Ceza Mahkemesi, Demirtaş’a “Öcalan’sız barış projesi başarısız olur. Öcalan’ın tecridi ihlalleri artırıyor” sözleri nedeniyle, TCK’nın “örgütün veya amacının propagandasını yapmak” iddiasından ve 220/8 uyarınca ceza verdi. Demirtaş, 2003’te yaptığı “Savaş ve Tecridin Yarattığı Gerginlik, İhlalleri Artırdı” başlıklı basın açıklamasındaki mesajları Roj TV’ye bağlanarak aktarması ve 24 Haziran 2005’te Gün TV kanalındaki “Özel Gündem” programında “Öcalan’ın Türkiye’deki barış projesinin dışında tutulmaması” görüşü nedeniyle yargılanıyordu.
14 Kasım’da Tunceli Sulh Ceza Mahkemesi, askeri birliklerle okulların iç içe oluşlarını eleştirmek için yaptığı basın açıklamasının Roj TV programında yayımlanması üzerine “Askeri kuvvetleri aşağıladığı” gerekçesiyle yargılanan Eğitim-Sen Tunceli İl Başkanı Hanefi Bekmezci hakkında beraat kararı verdi. Bekmezci, İl Jandarma Komutanlığı’nın ihbarı üzerine yargılandı.
Doğan Yayınları’nca yayımlanan “Latife Hanım” kitabında “Atatürk’ün anısına hakaret edildiği” iddiasıyla Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği (VKGB) Başkanı Taner Ünal’ın yaptığı suç duyurusu takipsizlikle sonuçlandı. Haftalık “Yeni Aktüel” dergisinin 15-21 Haziran 2006 tarihli sayısında yayımlanan “83 Yıllık Çankaya Sırrı” başlıklı yazıda “Atatürk’e hakaret edildiği iddiasıyla 4,5 yıl hapis istemiyle dergi muhabiri Ecevit Kılıç’tan şikayet edilmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “Kılıç’ın bu kitapta yer alan bilgiler vesilesiyle bir döneme ışık tutmak amacıyla, Atatürk kastı taşımaksızın, Anayasanın 28. maddesinde sayılan basın özgürlüğü çerçevesinde haber verme ve kamuoyunu bilgilendirme hakkı sınırlarında kaldığı kanaatine varılmıştır” dedi. Cumhuriyet Savcısı Nurten Altınok’un kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında, Kararda, “Atatürk’ü sevmek, düşüncelerine inanmak ile tarihi tartışmaların önünü kesmek apayrı şeylerdir” denildi.
“Cumhuriyet” gazetesi imtiyaz sahibi İlhan Selçuk, “Hakan Şükür ile Fethullah Münasebeti” başlıklı yazısı nedeniyle, “basın yayın yoluyla hakaret” suçundan yargılandığı davadan 8 Kasım’da beraat etti. Selçuk, 6 Eylül 2005’te yayımlanan yazısındaki “yobazın izinde” ve “mürteci” gibi ifadeleri nedeniyle yargılanıyordu. Savunmasında mürtecinin gerici anlamında siyasal bir kavram olduğunu, bu nedenle hakaret içermediğini söyleyen Selçuk, “Yazım bir durum tespitidir” dedi. Yargıç, iki yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen Selçuk’un kaleme aldığı yazının düşünceyi açıklama özgürlüğü kapsamında olduğunu belirtti. Dava, TCK’nın 125/2. ve 5187 sayılı yasanın 11. ve 26. maddeleri uyarınca açılmıştı.
2 Kasım’da, Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesi, “Mizgîn” dergisi yazı işleri müdürü Deniz Tursun ve dergi yazarları Ömer Aybar ile Gülcan Bahtiyar hakkında açılan davada görevsizlik kararı verdi. 16 Haziran’da açılan dava, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” fiilini düzenleyen TCK’nın 216. maddesi uyarınca üç yıla kadar hapis istemiyle açılmıştı. Davaya Ömer Aybar, derginin Şubat 2006 tarihli 18. sayısında yayımlanan “Kürt Çocuklarından Birkaç Manzara” başlıklı yazısı gerekçe gösteriliyor. Yazısında “Kürtlerin geçen yüzyıllık esaret dönemi boyunca en fazla karşılaştıkları politikanın, fiziki imha ve katliam olduğunu savunan Aybar, buna çocukların da dahil edildiğini ileri sürmüştü. Gülcan Bahtiyar’ın “Lozan Antlaşması” başlıklı yazısında ise, “Kürdistan, tamamen çağdışı ve kendi dönemlerinin en zalim yönetimleri arasında paylaştırıldı” demişti.
“Vatandaşlık Tepkilerim” adlı kitabında başörtüsünün Sümerler’de ‘genel kadınlar’ tarafından kullanıldığını yazan 92 yaşındaki Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ve kitabın yayıncısı Kaynak Yayınları yetkilisi İsmet Öğütücü’nün “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme ve aşağılama” iddiasıyla yargılandıkları davanın ikinci duruşmasında, 1 Kasım’da beraat etti. Savcı Mehmet Akıllı’nın esas hakkında mütalaasında “suçun unsularının oluşmadığı” yönünde ilettiği görüşe katılan Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi İrfan Adil Uncu sanıkların beraatlerine karar verdi. Avukat Yusuf Akın’ın şikayetiyle bu kişiler hakkında TCK’nın 216/2 ve 218. maddeleri uyarınca dava açmıştı.
25 Ekim’de, gazeteciler Tuncay Özkan, Cüneyt Arcayürek ve Adnan Bulut’un, “Kanal Türk” televizyonunda yayınlanan bir programda “Türk askerini alenen aşağıladıkları” gerekçesiyle üç yıl hapisleri istendi. Kanalda yayınlanan “Politika Durağı” programında “Türk askerini aşağıladığı” gerekçesiyle yapımcı Özkan, program müdürü Bulut ve konuk gazeteci Arcayürek hakkında TCK’nın 301. maddesi uyarınca 3 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı. Dava 6 Haziran 2007’de Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanacak.
18 Ekim’de Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, vicdani retçi Erkan Bolot ile yapılan ve “Birgün” gazetesinin 30 Ekim 2005 tarihli Pazar Ekinde “Savaşların İnsan Kaynağını Kurutalım” başlığıyla yer verilen söyleşi nedeniyle “Halkı askerlikten soğutmak” iddiasıyla suçlanan sorumlu yazı işleri müdürü İbrahim Çeşmecioğlu ve muhabir Gökhan Gencay’ın DGM’ler yerine geçen “İhtisaslaşmış Ağır Ceza Mahkemeleri”nde yargılanmalarına karar verdi. Mahkeme, Terörle Mücadele Yasası’nda 29 Haziran’da 5532 Sayılı Yasa ile yapılan değişikliğe dayanılarak dosyada görevsizlik kararı verdi. Aynı mahkemede 318/2 maddesinden yargılanan ve yazı ile röportajlardan toplam 21 yıl hapsi istenen “Ülkede Özgür Gündem” muhabiri Birgül Özbarış’ın dosyaları da Ağır Ceza’ya gönderilmişti.
Ekim ortasında Yargıtay Başsavcılığı, Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Raporu nedeniyle Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu (BİHDK) Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve raporun hazırlayıcısı Prof. Dr. Baskın Oran hakkında “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasından verilen beraat kararının onanmasını; “yargı organlarını aşağılama” iddiası yönünden verilen “düşme” kararına bozma istedi. Başsavcılığın gerekçesinde, 159. madde yargılamalarının Adalet Bakanlığı iznine bağlı olduğu anımsatılarak “Bakanlığın yazısında kovuşturma izni verildiği ya da verilmediği noktasında açıklık bulunmadığı, yeniden görüş sorulup sonuca göre hukuki durumun belirlenmesi gözetilmeden yorum yoluyla izin verilmediği sonucuna ulaşıldığı” belirtildi.
18 Ekim’de, Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Yeni Asya” gazetesinde yayımlanan “Yahudilerle ‘dostluğa’ dikkat!” başlıklı bir yazıya “haklı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla açılan davada yazar Ali Ferşadoğlu ve gazetenin eski yazı işleri müdürü Mustafa Döküler’in beraatine karar verdi. Yazıda, “Fransız İhtilali’nden, Marksizm, Komünizm hareketinden tutunuz, hemen her bozgunun, fesadın arkasında Yahudi parmağı izi bulmak mümkündür.” ifadesine yer veriliyor. Daha önce “Yeni Asya International”da yayımlanan “Zelzelelere denk bir felaket” başlıklı yazıdan aynı iddia ile Bağcılar Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan eski yazı işleri müdürü Döküler beraat etmişti.
Selanik’teki Atatürk Evi’nde bulunan anı defterine yazdığı yazıyla gündeme gelen 83 yaşındaki Mehmet Fethi Dördüncü, 16 Ekim’de çıktığı İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nce toplam 9 bin YTL para cezasına çarptırıldı. İki davadan “hükümeti alenen aşağıladığı” gerekçesiyle suçlu bulunan Dördüncü, Adliye çıkışında mahkumiyet kararlarını temyiz edeceğini söyledi. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da anı defterine yazdıklarından dolayı Dördüncü aleyhine toplam 30 bin YTL’lik manevi tazminat davası açmıştı.
Danıştay saldırısıyla ilgili “Oyun geri tepti” başlıklı habere yer verdiği için Bağcılar Başsavcılığı’nın, “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiği” ve “devletin askeri organlarını basın yoluyla aşağıladığı” gerekçesiyle dava açtığı “Yeni Asya” gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü Faruk Çakır 13 Ekim’de mahkemeye çıktı. Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 17 Mayıs’ta Danıştay’a yönelik saldırının ardından yakalanan Alparslan Arslan’ın “Kızılelmacı” bir örgüte bağlı olduğunu savunan, emekli bazı TSK’ya mensup kişilerin ise azmettirici konumda bulundukları iddiasına yer verdiği için Çakır’ı, 6,5 yıl hapis istemiyle yargılıyor. Yargılamaya 13 Şubat 2007’de devam edilecek.
13 Ekim’de, gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, “Anadolu’da Vakit” gazetesindeki köşesinde yazdığı “Sezer hasta mı” başlıklı yazısından, TCK’nın “Cumhurbaşkanı’na hakaret” fiilini düzenleyen 299. maddeden yargılandığı davanın son duruşmasında 1,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi, hafifletici nedenlerle 11 ay 20 güne indirdiği hapis cezasını, 10 bin 600 YTL paraya çevirdi. Dilipak mahkumiyet kararını temyiz etti. Mahkeme, “Sezer kına yaksın” yazısından da Dilipak’ı beraat ettirdi.
Çocuklara işkence yapıldığı iddiasıyla açılan soruşturmayı, doktor raporunu yayımlayarak işleyen “Radikal” gazetesi muhabiri İsmail Saymaz, Basın Kanunu’ nun “Yargıyı etkileme” başlıklı 19. maddesi uyarınca yargılandığı davada 5 Ekim’de hakim karşısına çıktı. 20 bin YTL’lik ön ödemeli para cezasını ödemeyince davalık olan Saymaz, iki sayfalık savunma metnini mahkemeye sundu. Mahkeme, Saymaz’ın avukatı Ferhat Burgul’un talebi üzerine belgelerin incelenmesi için süre verdi. Davaya 15 Şubat’ta devam edilecek. Cumhuriyet Savcısı Ali Çakır, 23 Şubat 2006 tarihinde yayımlanan “11 Yaşındaki Çocuğa İşkence İddiası” başlıklı haberde, Bağcılar Cumhuriyet Başsavcılığı’nda devam eden soruşturma evrakındaki doktor raporuna yer verildiğini bildirmişti.
DTP kurucularından Mehmet Hatip Dicle’nin Londra’da yaptığı konuşmanın Kürt İnternet sitelerine yansıtılışını haberleştiren Doğan Haber Ajansı (DHA) muhabiri İhsan Dörtkardeş, bu haberi yayımlayan “Milliyet” gazetesinin sahibi Aydın Doğan, gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü Hasan Çakkalkurt Terörle Mücadele Yasası’ndan (TMY) yargılandıkları için dava dosyaları “İhtisaslaşmış Ağır Ceza Mahkemesi”ne gönderildi. 5 Ekim’de Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi, TMY’de yapılan son değişiklere dayanarak görevsizlik kararı verdi. Dava, 28 Mart 2007’de İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Gazetenin 25 Ocak 2006 tarihli nüshasında yayımlanan “DTP paneline Öcalan damgası” başlıklı haberden Çakkalkurt ve Dörtkardeş ile DTP’li Dicle “terör örgütü propagandası” iddiasıyla 5 yıla kadar hapis; Aydın Doğan ise para cezası istemiyle yargılanıyorlar.
Evrensel Basım Yayın sahibi Songül Özkan’ın, gazeteci Ahmet Kahraman’ın kaleme aldığı “Kürt İsyanları” başlıklı kitap nedeniyle Ceza Yasası’nın 312. maddesinden yargılanmasına 5 Ekim’de devam edildi. Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, daha önce yayınevi sahibi Özkan’dan aidiyet belgesi istemişti. Yargılamaya 14 Şubat 2007’de devam edilecek. Yargılama Kahraman’ı kapsayabilir.
Diyarbakır KÜRD-DER sözcüsü ve Haklar ve Özgürlükler Partisi’nin (Hak-Par) eski genel başkan yardımcısı İbrahim Güçlü ile ilgili bir röportaj nedeniyle haftalık “Tempo” dergisi muhabiri Enis Mazhar Tayman ve sorumlu yazı işleri müdürü Neval Barlas’ın yargılanmasına 5 Ekim’de devam edildi. Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi, eser sahibi belli olduğu için sorumlu müdür Barlas’tan sorgu almaktan vazgeçti. Mahkeme, Tayman’ın duruşmaya zorla getirilmesine karar verdi. Davaya 15 Şubat 2007’de devam edilecek. Derginin 2 Aralık 2005 tarihli nüshasında yer verilen “Ben o kimliği yırtardım” başlıklı haberlerin “Türklüğü ve Cumhuriyeti aşağıladığı” ve “halkın kanunlara uymamaya tahrik ” ettiği iddia ediliyor.
Kaleme aldığı “Baba ve Piç” adlı romanında “basın yoluyla Türklüğü aşağıladığı” gerekçesiyle 301. maddeden yargılanan yazar Elif Şafak’ın (Sağlık) beraatine ilişkin gerekçeli karar 4 Ekim’de açıklandı. Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararında, “Kitap, yukarıda anlatıldığı şekilde düşüncelere yer verilerek düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında beyanlara rastlanmış olup, düşünceyi ve ifade özgürlüğü cezalandırmak veya cezalandırmaya çalışmak hukuki sorunlar doğurabilir” dedi.
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, operasyonda öldürülen PKK’lilerin 28 Mart’taki cenazeleri sonrası çıkan ve üç gün süren çatışmaları yatıştırmak için söylediği “Acımız 14’tü, 16 oldu” sözünü açılan davada 3 Ekim’de Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Baydemir, TCK’nın 314. maddesi uyarınca “PKK’ya bilerek ve isteyerek yardım etmek” ile suçlanıyor. Olaylarla ilgili CD’lerin yeniden çözümlenmesine ve adı geçen vali yardımcısının mahkemeye çağrılarak sanıkla yüzleştirilmesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.
3 Ekim’de, Fatih 2. Sulh Ceza Mahkemesi, Saraçhane Parkı’nda düzenlenen bir eylemde yaptığı konuşmadan Ceza Yasası’nın 301. maddesi uyarınca yargıladığı “Haksöz” dergisi yazarlarından ve Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür-Der) üyesi Mustafa Bahadır Kurbanoğlu’yu beraat ettirdi. Mahkeme çıkışı Özgür-Der adına bir açıklama yapan Rıdvan Kaya, “Kararı olumlu bulmakla birlikte, 301 benzeri ifade özgürlüğünü ortadan kaldıran tüm maddelerin kaldırılması gerektiğini düşünüyorum” dedi. Kurbanoğlu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’yı ihraç edilmesiyle ilgili kararı eleştirdiği için yargılandı.
3 Ekim’de Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi, Başbakan Erdoğan’ın çeşitli etkinliklerinde söylediği “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısının sözlerini değiştirdiği yazısındaki ifadeler nedeniyle “Günlük Evrensel” gazetesi köşe yazarı Yücel Sarpdere ve gazete hakkında 4 bin YTL tazminat cezası verdi. Gazete ve Sarpdere’nin avukatı İ.Işık Sağdıç bilgi ve belgeler ışığında davanın reddine karar verilmesini istedi. Ancak Yargıç Mehmet Cengiz Çifçi davayı kısmen kabul etti.
Bergama’da siyanürle altın işletmeciliği yapan Koza Altın Anonim Şirketi’nin “Günlük Evrensel” gazetesinde yayımlanan “Altının Laneti” ve “Siyanürlü Yol” başlıklı manşetler ile “Bergama Yine Mahkemelik” başlıklı yazılara açtığı dava mahkemece reddedildi. 2 Ekim’de İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, haberlerde gerçeklik unsuruna dikkat çekerek, halkı bilgilendirme ve haber verme sınırlarının açılmadığını bildirdi.
28 Eylül’de, DİHA muhabiri Birol Duru ve İHD üyesi Daimi Açığ, “PKK örgütüne yardım ve yataklık” iddiasıyla yargılandıkları davada ayrı ayrı 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldılar. Bingöl’ün Karlıova İlçesi Dinarbey Köyü’nde Hint keneviri tarlasını görüntülemek isterken “çantasında HPG militanlarını öven kaset bulunduğu” gerekçesiyle gözaltına alınan Duru, 4,5 ay hapiste kaldıktan sonra 29 Aralık 2005’te tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, TCK’nın 314/3 ve 220/7 maddeleri uyarınca Duru ve Açığ’ı “Örgüt üyelerinin hal ve sıfatlarını bilerek ve isteyerek yardım ve yataklık etmek” iddiasıyla cezalandırdı. Avukat Servet Özen kararları temyiz etti.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, “Cumhuriyet” gazetesi imtiyaz sahibi İlhan Selçuk hakkında tazminat davası açan Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’i haksız buldu. Kurul, Selçuk’un Dinçer hakkındaki yazısının ve yazısındaki “mürteci” nitelemesinin “eleştiri sınırları içerisinde” olduğuna hükmetti. Yazar Selçuk’un gazetenin 31 Aralık 2003 tarihli sayısında yer verilen “Bir İki Numara” başlıklı yazısı nedeniyle Başbakanlık Müsteşarı Dinçer, Selçuk aleyhine tazminat davası açmıştı. Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, Selçuk 5 bin YTL tazminat ödemeye mahkûm edilmişti. Kararın temyiz istemini görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Selçuk’un yazısının eleştiri sınırları içerisinde olduğuna işaret ederek yerel mahkeme kararını bozmuştu. Yerel mahkemenin direnmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gelmişti. Karar kesinleşti.
Okula giderken başörtü takan anaokulu müdürünün idari görevden alınmasını hukuka aykırı bulmayan Danıştay 2. Dairesi kararına tepki olarak yayımlanan haberlerde daire üyelerini “hedef gösterdiği”, üyelere “basın yoluyla görevli memura hakaret ettiği” ve “devletin yargı organlarını aşağıladığı” gerekçesiyle “Vakit” gazetesi yetkilileri hakkında açılan davaya 28 Eylül’de devam edildi. Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “hakaret” ve “devletin yargı organlarını aşağılama” iddialarından yargılamanın 6 Şubat 2007’de süreceğini bildirdi. Mahkeme, Terörle Mücadele Yasası’nın (TMY) 6/1 maddesinde tanımlanan “hedef gösterme” suçundan görevsizlik kararı verdi. Bu iddiadan yürütülen kovuşturmanın İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürdürülmesine karar verildi. Gazete imtiyaz sahibi Nuri Aykon ile sorumlu müdürü Harun Aksoy’ın 34 yıl 6’şar aya kadar hapsi isteniyor.
“Yeniden Özgür Gündem” gazetesine yazdığı “Bir Devrimci Leyla ve Bir Şarkı” başlıklı yazıdan “adliyeyi tahkir ve tezyif” iddiasıyla suçlanan Sanatçı Ferhat Tunç’un yargılanmasına Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 28 Eylül’de devam edildi. Tunç, kaleme aldığı yazıdan bir daha 8 Şubat 2007’de hakim karşısına çıkacak.
Koza Altın Şirketi, “Cumhuriyet” gazetesi yöneticileri hakkında, “yargı ve yargı görevini yapanı etkileme” ve “gizliliğin ihlali” suçlarını işledikleri iddiasıyla, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Sunulan şikayet dilekçesinde gazetenin, 13 Eylül 2006 tarihli sayısında yer alan “Koza’nın Hukuk Oyunu” başlıklı haberde, suç unsurlarının bulunduğu öne sürüldü. Öztürk, Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız ve sorumlu müdürü Güray Öz için, TCK’nın 277. maddesindeki “yargı görevini yapanı etkileme”, 285. maddesindeki “gizliliğin ihlali” ve 288. maddesindeki “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlarından ceza talep etti.
Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in “Hürriyet” gazetesi Başyazarı ve Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, “Hürriyet” gazetesi ve sorumlu yazı işleri müdürü Hasan Kılıç aleyhine açtığı 30 bin YTL’lik tazminat davası, Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi Yargıcı Ahmet Tevfik Erginbay tarafından Eylül sonunda reddedildi. Halen Başbakanlık Müsteşarı olan Ömer Dinçer’in Marmara Üniversitesi’nde Profesör sıfatıyla öğretim üyeliği yaptığı sırada Yardımcı Doçent Yahya Fidan’la birlikte, Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Koçel’in “İşletme Yöneticiliği” isimli kitabından intihal’ (bilgi hırsızlığı) yaptığı ileri sürülmüştü.
18 Eylül’de Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi, RTÜK’ün izinsiz yayın yapmakla suçlayıp şikayet ettiği Ankara İmaj Radyo ile ilgili davada, “Hem izinsiz yayın yaptı diyorsunuz hem de reklam gelirleri söz konusu olduğunda tanıyorsunuz” türünde bir karar verdi. Yargılama sonunda İsmail Yüce, Adnan Yüce, Gıyasettin Vargün ve Gözde Erözgün beraat etti. 19 Nisan’da da Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesi, aynı yönde başka bir karar almıştı. Cumhuriyet Savcısı Hasan Aykaç esas hakkındaki mütalaasında “Radyo İmaj lisans ve yayın izni almak için başvuruda bulunduğu, izin verilmesi ve frekans tahsisine ilişkin RTÜK’ün herhangi bir işlem yapmadığı, ayrıca 10 Kasım 2005 günlü yazıda ilgili radyoya reklam gelirli üst kurul payı, eğitime katkı payının ödenmediğini, ödenmesi hususunda yedi gün süre verildiğini, RTÜK’ün zımnen radyonun yayın yapmasını kabul ettiği, izinsizlikten söz edilmeyeceği anlaşıldı” dedi. Bu görüşü dikkate alan mahkeme de, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 223/2-b maddesi gereğince beraat kararı verdi. Radyonun açtığı bir başka davada ise Danıştay, RTÜK üyelerinin de yargılanabileceğine karar verdi.
Eylül ayında Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı “Agos” gazetesinin 21 Temmuz 2006 tarihli sayısında verilen “301’e Karşı 1 İmza” başlıklı haber ve “Ermeni Soykrımı”na inandığını söylemesi nedeniyle gazeteci Hrant Dink hakkında, “Türklüğü aşağılamak” iddiasıyla dava açtı. Dink’in yanı sıra gazetenin imtiyaz sahibi Sarkis Seropyan ve sorumlu yazı işleri müdürü Arat Dink da yargılanacak. Dink, 14 Temmuz’da Reuters Ajansı’na verdiği ve Ermeni soykırımını savunduğu demecinde “Elbette bu bir soykırımdır diyorum. Çünkü sonuç kendini zaten tanımlıyor ve adını koyuyor. 4 bin yıldır bu topraklarda yaşayan bir halkın bu olaylarla birlikte artık ortadan yok olduğunu görüyorsunuz. Bu zaten kendini anlatıyor” demişti.
20 Eylül’de Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un, “kişilik haklarına hakaret” edildiği gerekçesiyle açtığı davada, haftalık “Penguen” dergisinin 5 bin YTL manevi tazminat ödemesine karar verdi. Mahkeme, bakan Koç’un dergi sahibi Erdil Yaşaroğlu, yazı işleri müdürü Fatih Solmaz ve derginin yayıncısı Pak Basın Yayın Şirketi’nden 20 bin YTL tazminat talebini kısmen kabul etmiş oldu. Derginin 14 Temmuz 2005 tarihli nüshasında, Mensur Şebboy takma ismiyle yayımlanan yazıda, “oyalama bakanı”, “gündem oluşturma bakanı” ve “dalga geçilme bakanı” gibi ifadeler kullanıldığı için Bakan Koç dava açmıştı.
Kandil Dağı’nda Kongra-Gel militanları ile röportaj yaptığı için Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan “Hürriyet” gazetesi muhabiri Sebati Karakurt, sorumlu müdürleri Necdet Tatlıcan ile Hasan Kılıç ile PKK’nin lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’la yaptığı röportajda bu kişinin hayatında olan değişiklikleri yansıtan “Milliyet” gazetesi muhabiri Namık Durukan, Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin TMY değişikliğine dayanarak 21 Eylül’de aldığı kararlarla artık İhtisaslaşmış Ağır Ceza Mahkemesi’nde (eski DGM) yargılanacaklar. Durukan, 10 Mayıs 2007’de Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkacak.
Yazar Elif Şafak, “Baba ve Piç” romanıyla “Türklüğü alenen aşağılama” iddiasıyla üç yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davadan 21 Eylül’de beraat etti. Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “suçun yasal unsurları oluşmadığı ve yeterli delil bulunamadığına” karar verdi. Şikayetçi, “Büyük Hukukçular Birliği” adlı kuruluş mensupları müdahillik talepleri kabul edilmediğinden beraat kararını da temyiz edemiyorlar. Mahkeme, CMK’nın 190/3 maddesinde yer alan “derhal beraat verilebilecek hallerde sanık ifadesine gerek görülmeden beraat kararı verilebilir” düzenlemesine dayanarak beraat kararı verdi. Bir mahkeme, ilk kez bu düzenlemeye dayanarak beraat kararı vermiş oldu.
Avrupa Sosyal Forumu’na “Çok Dillilik Işığında Belediyecilik ve Yerel Yönetimler” başlıklı bir makale gönderdiği için Diyarbakır Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş hakkında açılan dava 19 Eylül’de beraatle bitti. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, “Terör örgütünün amacının propagandasını yaptığı” iddiasıyla suçlanan Demirbaş’ı “suçun unsurlarının oluşmadığı” gerekçesiyle akladı. Aktivist, TCK’nın 220/8. maddesi uyarınca 3 yıl hapis ve görevden alınması istemiyle yargılanıyordu.
PKK’nin geçen yıl kaçırdığı Er Coşkun Kırandi’yi örgütün elinden teslim aldıkları ve gelişmeyi izledikleri için 5 yıl hapis istemiyle yargılanan beş insan hakları savunucu ile dört habercinin dosyası, isnat edilen suçun niteliği gerekçe gösterilerek Malatya Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. 15 Eylül’de Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet savcısı Özgür Bozkurt’un “Yargılama üst nitelikte olan ağır ceza mahkemesinde yapılmalı” şeklinde verdiği mütalaaya uydu. Sanık avukatları kararı temyiz edecek. Davada sanatçı Ferhat Tunç, İHD temsilcileri Mihdi Perinçek ve Selahattin Demirtaş, Tunceli Belediyesi İl Encümeni Özgür Söylemez, gazeteci-yazar Umur Hozatlı, Doğan Haber Ajansı (DHA) ve Reuters Haber Ajansı muhabiri Ferit Demir, Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Haydar Toprakçı, DİHA muhabirleri Abdülkadir Özbek ve Rüştü Demirkaya yargılanıyorlar.
18 Eylül’de Yargıtay Ceza Genel Kurulu, gazeteci Hrant Dink’in “Ermeni Kimliği” bağlıklı dizi yazısından ertelemeli 6 ay hapis cezasına mahkum edilmesiyle ilgili davada, kurumlar eleştirilirken görüş açıklama niteliğinde olmayan küçültücü ve aşağılayıcı sözlerin ifade özgürlüğü olarak değerlendirilemeyeceğine hükmetti. Karara katılmayan Yargıtay Başkanvekili ve Ceza Genel Kurulu Başkanı Osman Şirin ile üye Muvaffak Tatar ise ifade özgürlüğünün Türkiye’de evrensel bakışa uygun korumaya kavuşturulamadığını belirtti.
Başbakan Erdoğan’a suikast girişiminde bulunan Mustafa Bağdat’ın olay yeri keşfini görüntüledikleri için yargılanan AA muhabiri Muharrem Cin, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabiri Hüseyin Efe ile Cihan Haber Ajansı (CİHA) muhabiri Cemil Türken 14 Eylül’de beraat ettiler. Gizlilik kararı bulunan duruşmanın devamında gerçekleştirilen keşif işleminin fotoğraf ve kamera görüntülerini çektikleri gerekçesiyle yargılanan üç haberci, “Gizli duruşmayı görüntüye almak” iddiasıyla suçlanıyordu.
14 Eylül’de üç yazıdan Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak “devlet kurumlarını tahkir ve tezyif” iddiasıyla yargılandığı “Olacağı Buydu” ve “28 Şubatın neresindeyiz” yazılarından beraat etti. Eyyüp Yılmaz başkanlığındaki mahkeme, “Olacağı Buydu” ve “28 Şubatın neresindeyiz” yazıları için beraat yönünde mütalaa veren savcı Erdoğan Doğan’ın görüşüne katılınca Dilipak ve gazete sorumlu müdürü Mehmet Özmen aklandılar. “Akit” gazetesi ve “Cuma” dergisinde darbeler ve 28 Şubat sürecinin eleştirdiği üç yazısından dolayı yargılanan Dilipak, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ile suçlandığı “Bir Başkadır Benim Memleketim” başlıklı yazıdan 27 Şubat 2007’de hakim karşısına çıkacak.
2001 yılında Edirne’den Ankara’ya başlattığı “İşsizliğe, yoksulluğa, yolsuzluğa ve savaşa karşı küresel eşitlik adalet ve barış” yürüyüşü kapsamında Sakarya’da yaptığı konuşmadan “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”na muhalefet ettiği iddiasıyla 18 ay hapis cezası verilen DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, karar Yargıtay 8. Ceza Dairesi”nce bozulduktan sonra Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan ikinci yargılamadan aklandı. DİSK, eylemi “demokratik hak arama” olarak niteleyen Yargıtay kararını “ülkenin demokratikleşme sürecine katkı” olarak nitelendirdi.
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun (Küresel BAK) 11 Mart’ta düzenlediği serginin sorumlusu Erkan Kara, Britanyalı kolaj sanatçısı Michael Dickinson’un ve hazırladığı Başbakan Erdoğan’ı ABD Başkanı Bush’un köpeği olarak gösteren afiş nedeniyle 12 Eylül’de Kadıköy 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Kara’nın avukatı Lütfü Yılmaz, Başbakanın şikayetçi olmadığını ve bunu da mahkemeye bildirdiğini açıkladı. O dönem Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe veren Dickinson, “ortada bir suç varsa Kara değil ben yargılanmalıyım” dediyse de savcılık Dickinson’a dava açmayı gerek görmedi. Karar, “(Dickinson) Hakkında açılmış bir soruşturma ya da dava olmadığı halde sanki hakkında soruşturma varmış gibi bazı sivil toplum örgütlerini harekete geçirerek ülkemiz aleyhinde yayınlar yapılmasını sağladı” şeklinde gerekçelendirildi.
10 Eylül’de Koza Altın İşletmeleri, “Cumhuriyet” gazetesinde “Dikili’de zorbalık” başlığıyla yayımlanan bir haber nedeniyle Cumhuriyet Vakfı adına İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk, gazetenin İzmir Temsilcisi Serdar Kızık, haberi yapan muhabir Ozan Yayman ve gazete aleyhine 250 bin YTL’lik manevi tazminat davası açtı. Şikayetle, 20 Ağustos’ta manşetten yayımlanan haber ile ”Koza’nın Siyah Elbiseli Adamları” başlıklı devamında, “kişilik haklarına haksız saldırı” yapıldığı ileri sürüldü. Koza Altın İşletmeleri’nin avukatları, Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda, şirketin ticari itibarının zedelendiğini ileri sürdü.
“Birgün” yazarı ve sesonline.net sitesi Yayın Yönetmeni gazeteci-yazar Yalçın Ergündoğan hakkında Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Haydar Baş’ın şikayeti üzerine 3 yıl hapis ve para cezası istemiyle açılan davaya 6 Aralık’ta Beyoğlu 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Ergündoğan’ın avukatı Tora Pekin mahkemeye sunduğu dilekçe ile Haydar Baş ve resmi nikahlı eşi Ayşe Baş’ın ilgili Nüfus İdareleri’nden “nüfus kayıt örnekleri”nin istenmesini talep etti. Mahkeme Haydar Baş’ın avukatlarının itirazlarına rağmen talebi kabul etti.Yargılamaya 21 Mart 2007’de devam edilecek. Baş’ın eşleri olduğu ileri sürülen kişilerin açtıkları davalarla ilgili Ergündoğan’ın avukatlarınca dile getirilen “aynı konuyla ilgili açılan davaların birleştirilmesi” talebi değerlendirilecek. Ayrıca, şikayetçinin Beyoğlu 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde yazara açtığı 5 bin YTL istemli tazminat davası da 19 Şubat’ta sürecek. Ergündoğan’ın tazminat davaları, 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nde 13 Nisan’da ve İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde, 14 Şubat’ta görülecek.
Tuzla Belediye Başkanı Mehmet Demirci ve Tuzla Belediye Başkanlığı, ulusal basına da taşınan “Aile İlmihali” kitabıyla ilgili 30 Nisan’da yayımlanan “Tuzla Belediyesi Şeriat mı Öneriyor?” başlıklı haber nedeniyle “Çağdaş Tuzla” gazetesi sahibi ve yazı işleri müdürü Halil Özen hakkında suç duyurusunda bulundu. Ağustos sonunda basına yansıyan şikayet dilekçesinde, Özen’in TCK’nın “hakaret” başlıklı 125. maddesine göre yargılanması, ilgili gazete sayısının toplatılması ve gazeteye ait İnternet yayınının durdurulması talep ediliyor.
Köşesinde yazar Orhan Pamuk ile ilgili yürütülen kovuşturmayı eleştirdiği için “Radikal” gazetesi yazarı Murat Yetkin hakkında “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” iddiasıyla açılan dava 24 Ağustos’ta zamanaşımından düştü. Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi Savcısı, 4 Mayıs’ta sunduğu esas hakkındaki mütalaasında Yetkin hakkında ceza isterken mahkeme, yazar hakkında iki aylık yasal süre içerisinde dava açılmadığına karar vererek davayı düşürdü. Gazetenin 18 Eylül 2005 tarihli nüshasında yayımlanan “Orhan Pamuk’a açılan davada Türkiye yargılanacak” başlıklı yazıdan yargılanan Yetkin, Pamuk davasının AB ile müzakere sürecinde Türkiye’nin karşısına çıkacağına dikkat çekmiş ve “Ancak bu davada Pamuk’un olduğu kadar aslında Türkiye’nin yargılanacağının kaç kişi farkında acaba Ankara’da?” diye sormuştu.
Gazeteci Tuncay Özkan aleyhine eski İçişleri Bakanı Saddettin Tantan’ın Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açtığı davaya ilişkin kararı değerlendiren Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Ağustos ortasında, basın özgürlüğünün belli ölçülerde abartmaya hatta kışkırtmaya başvurmayı da içerdiğine işaret ederek, yazılarda kullandıkları deyimler “polemik” niteliğinde olsa da nesnel bir açıklamayla desteklendiğinde ifadelerin asılsız kişisel saldırı olarak görülemeyeceğini vurguladı. Özkan, “görevinden dolayı basın yolu ile tahkir” iddiasıyla yargılanıyordu. Daire, Özkan’ın dava konusu yazı dizisinde Tantan’ı “görevinden dolayı küçük düşürücü değer yargıları içerdiği ve eleştiri sınırlarını aşarak kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu gözetilmeden” yetersiz gerekçeyle beraat kararı verildiğine işaret ederek, yerel mahkemenin kararını bozdu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, yerel mahkemenin beraat kararının onanmasını istemesi üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Başsavcılığın itirazını kabul etti ve yerel mahkemenin beraat kararını oy çokluğu ile onadı. 20-21-22 ve 23 Nisan 2001’de “Milliyet” gazetesinde “Rüşvet Yolsuzlukla Mücadele Büro Amirliği” adıyla kurulmak istenen yeni yapılanma eleştiriliyordu.
“Radikal” gazetesi için DTP kurucu üyelerinden Orhan Doğan ile yaptığı röportaj nedeniyle gazeteci Neşe Düzel hakkında açılan “propaganda” davası, zamanında açılmadığı için düştü. 10 Ağustos’ta Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi, röportajında Doğan’ın “Elinizde 3 bin silahlı insanınız var ve altı yıldır dağda bekliyor” sözlerine yer verdiği için DTP yöneticisiyle birlikte “terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla yargılanıyordu. Soruşturma talebi Adalet Bakanlığı’ndan gelmişti.
Ağustos başında Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, CHP lideri Deniz Baykal’ın, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e yönelik eleştirilerini aynen yayınlayan “Hürriyet” gazetesinin, Çelik’e tazminat ödemesine hükmeden yerel mahkeme kararını bozdu. Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi, 15 bin YTL tazminat istemiyle açılan davasının, 10 bin YTL üzerinden kısmen kabulüne karar vermişti. İtirazı değerlendiren Yargıtay, yerel mahkemenin kararını bozdu. Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda hukuk düzeninin, çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altında alması düşünülemeyeceği belirtilen kararda, bunda temel ölçütün kamu yararı olduğu ifade edildi. Dava, Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanan 2547 sayılı yasada değişiklik yapılmasına dair yasa tasarısıyla ilgili Baykal’ın eleştirilerini yayımlaması üzerine açılmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebini değerlendiren İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Ağustos’ta “Ülkede Özgür Gündem” gazetesi yönetimine tebliğ ettiği bir kararıyla, gazete yayınını 5 Ağustos’tan itibaren 15 gün süreyle durdurdu. Karara ÇGD, İHD İstanbul Şubesi ve DTP tepki gösterdi. Kapatma kararında, gazete nüshaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde gazetenin “sürekli olarak terör örgütü propagandası içeren yayınlar yaptığı”nın anlaşıldığı belirtildi. Karar, 5532 sayılı yasa ile değişik 3713 sayılı yasanın 6/son maddesine dayandırıldı. Aynı mahkeme, karardan 4 gün sonra kendi kararını iptal etti. Gazetenin Haber Müdürü Nurettin Fırat, yayın yapamadıkları günler için hukuki yollara başvuracaklarını ifade etti.Gazeteci Oral Çalışlar, “Karar, TMK’nun basın özgürlüğü açısından ne kadar tehlikeli olduğunu da bir kez daha ortaya koydu” dedi.
1 Ağustos’ta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Selanik’teki Atatürk Evi Anı Defteri’ne yazdığı eleştirilerin ardından Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e bir mektup gönderen Fethi Dördüncü hakkında takipsizlik kararı verdi. Kararda, Dördüncü’nün Bakan Çiçek’in şahsına gönderdiği mektupla “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni alenen aşağılama” suçunun “aleniyet” şartının gerçekleşmediği belirtildi. Bu arada Bakanlar Kemal Unakıtan, Recep Akdağ ve Binali Yıldırım, Dördüncü hakkında toplam 30 bin YTL manevi tazminat davası açtı. Şikayet dilekçesinde Dördüncü’nün yazısında bakanlar kurulu üyelerini hedef alan, gerçek dışı ve hukuka aykırı ithamlar içeren ifadelerin yer aldığı, eleştiri hakkının sınırsız olmadığı savunuldu.
Literatür Yayınları’nın 2004’te yayımladığı Mara Meimaridi’ye ait “İzmir Büyücüleri” adlı romana TCK’nın 301. maddesi uyarınca açılan dava, 26 Temmuz’da yayınevinin Edebiyat Araştırma İnceleme ve Sosyal Bilimler Yayın Yönetmeni yayın yönetmeni Abdullah Yılmaz için beraatla sonuçlandı. Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, yayınevi sahibi Kenan Kocatürk için “Gereğinin takdiri” başsavcılığa bildirilmesine karar verdi. Başsavcı, Kocatürk hakkında dava açıp açmamak konusunda kararını verecek. Dava açılırsa Kocatürk, “Türklüğü, Türk Devleti’ni ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni aşağılama” iddiasıyla hakim karşısına çıkacak.
28 Temmuz Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, Şehit Anaları Derneği’nin yazar Orhan Pamuk aleyhine İsviçre’de yayınlanan bir dergideki sözleri nedeniyle açtığı tazminat davasını reddetti. Pamuk dosyaya yazılı savunma gönderirken mahkeme hakimi, çok kısa süren duruşmada gerekçesi daha sonra açıklanmak üzere davanın düşmesine karar verdi. Davacı olarak 6 kişinin 36 bin YTL manevi tazminat talep ettiği dava dilekçesinde, Pamuk’un röportajda, “30 bin Kürt’ü ve bir milyon Ermeni’yi öldürdük. Türkiye’de hiç kimse bunu dile getirmeye cesaret edemiyor. Ben ediyorum” sözleriyle “Türk milletini topyekün itham altına soktuğu” iddia ediliyordu. Duruşmaya Şehit Anaları Derneği adına müdahil olarak katılan avukatlar kararı temyiz edeceklerini söylediler.
Vicdani ret hakkını savunduğu yazısı nedeniyle “halkı askerlikten soğutmak” iddiasıyla hakkında dava açılan gazeteci Perihan Mağden 27 Temmuz’da beraat etti. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, yazısının düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanımı kapsamında ağır eleştiri niteliğinde kaldığını belirtti; suçun yasal unsurlarının oluşmadığına karar verdi. Yazar hakkında, “Yeni Aktüel” dergisinde Aralık 2005’te yayımlanan “Vicdani Ret Bir İnsan Hakkıdır” başlıklı yazısında “halkı askerlikten soğuttuğu” iddiasıyla, üç yıl hapis istemiyle dava açılmıştı. Mağden hakkında şikayet Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği’nce yapılmıştı. İddianamede, “Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafi şartlar göz önüne alındığında zorunlu askerliğin ne denli önemli olduğu ortadadır” deniyordu.
24 Temmuz’da Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesi, Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği’nin (Kaos GL) dergisinin Yaz 2006 sayısı, “genel ahlaka aykırı” buldu; toplatılmasına ve el konulmasına karar verdi. Avukat Oya Aydın, dergi sayısının pornografiyi sorguladığını, içeriğininse ifade özgürlüğü dahilinde olduğunu savundu. “Bu karar ifade özgürlüğüne müdahaledir” dedi. Derginin, matbaadan yeni çıktığı sırada ve henüz dağıtılamadan toplatıldığı ifade edildi.. Ankara Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi’nin derginin toplatılması kararını uygun bulması üzerine KAOS GL, kararı AİHM’e götüreceğini açıkladı. Dergi sahibi Umut Güner, 28 Şubat 2007’de “Basın, yayın yoluyla müstehcen görüntü yayınlamak” iddiasıyla ve TCK’nın 226/2 maddesi uyarınca Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak.
“Büyüklere Masallar-Pinokyo ve Dokuz Cüceler” başlıklı masallara yer verdiği için haftalık “Şarköy’ün Sesi” gazetesi yazarı Yakup Önal hakkında Şarköy Asliye Ceza Mahkemesi’nde altı “hakaret” davası açıldığı 19 Temmuz’da öğrenildi. Masallarda kastedilenlerin kendileri olduklarını savunan ve yazıları “basın yoluyla hakaret” olarak değerlendiren Adalet ve Kalkınma Partili (AKP) Belediye Başkanı Can Gürsoy ile belediye meclis üyelerine Avukat Olcay Yücel ve İlyas İnanç ile Ercan Yücel gazeteci aleyhinde TCK’nın 125/3-a ve 126 ve 43/1 maddeleri uyarınca altı kamu davası açmışlardı. Gazetecinin 21 yıl hapsi isteniyor. Şarköy Cumhuriyet Savcısı Taner Soysal, geçen yıl yargılanmaya başlayan gazeteci için 30 gün süreli Adli kontrol altına alınmasını ve masallara yasak getirilmesini talep etmişti. Ancak mahkeme bu talebi geri çevirmişti.
“İşkenceye Beraat” başlıklı habere verilen 60 bin YTL’lik ön ödemeli para cezasını ödemedikleri için “Cumhuriyet” gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk, Sorumlu Yazı işleri Müdürü Mehmet Sucu ile haberi yazan gazete muhabiri Alper Turgut’a açılan kamu davası 18 Temmuz’da Turgut’un 20 bin YTL para ile cezalandırılmasıyla sonuçlandı. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, sorumlulukları bulunmadığına karar verdiği gazete sahibi Selçuk ve müdür Sucu’yu akladı. Turgut’un kaleme aldığı haberde, “Türkiye’de ilk kez üniversitenin verdiği rapor ile işkence bilimsel olarak kanıtlanmasına karşın İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli 3 polis memuru yargılandıkları davada beraat etti” deniyordu. Yerel mahkeme kararı temyiz edildi.
18 Temmuz’da Datça Asliye Ceza Mahkemesi, hakkında çok sayıda dava açılan gazeteci Sinan Kara ile ilgili röportajında “Bazı gazetecilerin yazar kasa olmayı erdem saydığı günümüzde senin dövletin yereldeki dev görünümlü cücelerine tek başına başkaldırman doğru mu ya Sinan?” diye soran “Star” gazetesi yazarı Musa Ağacık’ı hakaret iddiasıyla mahkum etti. Ağacık’ı ilk olarak 3 ay hapis ile 216 YTL adli para cezasına çarptıran mahkeme, cezayı masraflar dahil 732 YTL’ye çevirdi ve erteledi. Avukat Erdal Doğan, İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi kanalıyla mahkeme kararını temyiz etti. Gazeteci, eski TCK’nın 482/son ve 273. maddeleri uyarınca cezalandırıldı.
Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun (OYAK), beş gazeteciye, 5 milyon YTL (5 trilyon TL) tutarında tazminat davası açtığı 16 Temmuz’da öğrenildi. Erdemir’i alan OYAK Grubu, satın almanın Erdemir açısından yarattığı güçlükler, finansman sorunları, yabancı ortaklık gibi farklı açılardan yapılan analizlere karşı peş peşe davalar açmaya başladı. “Milliyet” gazetesi yazarları Güngör Uras ve Metin Münir, “Radikal” gazetesi yazarı Yiğit Bulut, “Sabah” gazetesi yazarı Aydın Ayaydın ve “Star Borsacı” dergisinin yazarı İbrahim Haselçin hakkında 5 milyon YTL’lik davalar açıldı. OYAK’ın, “Akşam” gazetesi yazarı Deniz Gökçe’ye ihtarname çektiği bildirildi.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin, “Cüneyt Abi Faturası” başlığıyla yayımlanan bir yazısından “Star” gazetesinden Serdar Akbıyık’ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Cüneyt Zapsu’ya tazminat ödemesine ilişkin mahkeme kararını bozduğu Temmuz başında basından öğrenildi. Danışman Zapsu, “Fındığa Cüneyt Zapsu faturası bindiriliyor. Fiskobirlik maliyetinin altında fındık satacak” şeklindeki ifadeler nedeniyle manevi tazminat davası açmıştı. Yargıtay, “Davacının, fındık ihracatı yapması ve başbakan danışmanı olması nedeniyle fındık taban fiyatının belirlenmesi konusunda etkili olma olasılığı düşünüldüğünden, basının bu yönde yorumu ve eleştiri hakkı bulunduğunun kabulü gerekir” dedi.
“Günlük Evrensel” gazetesi çizeri Sefer Selvi’nin 5 Nisan 2004^te yayımlanan karikatürüne Başbakan Erdoğan’ın açtığı ve Yargıtay’dan dönen 10 bin YTL’lik manevi tazminat davası Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yeniden görüldü. Dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nce bozulmasının ardından 27 Haziran’da yeniden yargılama yapan Mahkeme, Yargıtay kararına uyulmasına ve davanın reddine karar verdi.
Malvarlığının açıklanmasıyla ilgili tartışmalar sırasında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Haluk Koç’un “Başbakan kıvırtıyor” sözlerine yer verdiği için Başbakan Erdoğan’ın “Radikal” gazetesi hakkında yaptığı şikayet kabul edildi. Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi, 20 Haziran’da, “Radikal” gazetesinin Başbakan Erdoğan’a 2 bin YTL manevi tazminat ödemesine karar verdi. Erdoğan’ın aynı nedenle “Cumhuriyet” gazetesine açtığı davaya ise İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 6 Nisan 2007’de devam edilecek.
Newroz kutlamalarında Tertip Komitesi’nde görev yapan ve yaptığı konuşmada anadilde eğitim hakkını savunan Avukat ve “Tunceli’de Munzur Haber” gazetesi eski sahibi Hüseyin Aygün, dört yıl sonra beraat edebildi. 13 Haziran’da Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi, “ülkede ve Tunceli’deki uygulamaları eleştirdikleri ve topluluğa slogan attırdıkları” iddiasıyla beş yıl hapis istemiyle yargıladığı Aygün’ü, “atılı suçun unsurlarının oluşmadı”ğı gerekçesiyle akladı.
Osmanlı Ermenileri Konferansı’nın durdurulmasına ilişkin mahkeme kararını eleştirdiği için “Radikal” gazetesi yazarı Murat Belge hakkında açılan “yargıyı etkileme” davası 8 Haziran’da beraatla sonuçlandı. Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 24 Eylül 2005 tarihli nüshada yer verilen “Hukukun Katli” başlıklı yazısı açısından kovuşturmayı zamanaşımından düşürdü, 15 Ekim 2005 tarihli nüshasında yayımlanan “Bir mahkeme kararı” başlıklı yazıyı ise esastan değerlendirme yaparak beraat kararı verdi. Yazar Belge ile birlikte aynı iddia ve “yargıyı aşağılama” gerekçesiyle yargılanan yazarlar İsmet Berkan, Haluk Şahin, Erol Katırcıoğlu ve Hasan Cemal beraat etmişlerdi. Ancak savcılık kararı temyiz edince dosya Yargıtay’a taşınmıştı.
3 Nisan 2005’te “Flash TV”de yayımlanan “Alternatif” adlı programda güncel konularla ilgili görüşlerini açıklayan Hukukçu Hasip Kaplan, “kin ve düşmanlığa tehlikeli tahrik” iddiasıyla yargılandığı davadan beraat etti. 8 Haziran’da Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi Savcısı Mehmet Akıllı esas hakkındaki mütalaasında AİHS’nin ifade özgürlüğü ölçüsüne atıf yaparak Kaplan’ın beraat etmesi yönünde görüş bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcısı’nın şikayetiyle 29 Kasım 2005’te hakkında dava açılan Kaplan’ın, Ceza Yasası’ nın 216. maddesinden 4,5 yıl hapsi isteniyordu.
31 Mayıs’ta Peri Yayınları sahibi Ahmet Önal, yazar Evin Çiçek’in kaleme aldığı “Tutkular ve Tutsaklar” başlıklı kitapta “Atatürk’e hakaret” edildiği gerekçesiyle bir yıl üç ay hapse mahkum edildi. Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi İrfan Adil Uncu, sanığın yeniden suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşmadığı gerekçesiyle cezayı ertelemedi. Önal ve “Acının Dili Kadın” kitabının yazarı Murat Coşkun hakkında açılan “Askeri kuvvetleri tahkir ve tezyif” ve kin ve düşmanlığa tahrik” davasına 21 Şubat 2007’de devam edilecek. Hejare Şamil´in yazdığı “Diaspora Kürtleri” adlı kitaptan Önal hakkında açılan davada İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, görevsizlik kararı vererek dosyayı Kadıköy Asliye Ceza Mahkemesi´ne gönderdi. Önal hakkında Ceza Yasası´nın 220. maddesinden açılan dava, “terör propagandası”nı 5 yıl hapis ve de para ile cezalandıran TMY’nin 7. maddesinden devam edecek.
24 Mayıs’ta Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Başbakan Erdoğan’ı “kedi” şeklinde betimleyen karikatürü nedeniyle “Cumhuriyet” gazetesinde karikatürist Musa Kart’a Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği 5 bin YTL’lik tazminat cezasını bozdu. Daire, “karikatür çizilerek yapılan siyasi eleştirilerin basın özgürlüğü ve düşünceyi açıklama özgürlüğüne aykırı olduğunun ileri sürülemeyeceğine” işaret etti. Yüksek mahkeme, siyasi karikatürler, siyasetçiler için rahatsızlık yaratsa da, okuyucuların olayları daha net biçimde anlama ve kavramalarında etkili olduğuna dikkati çekti.
18 Mayıs’ta, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Diyarbakır 5. Kültür Sanat Festivali kapsamında sergilenen “Savaşın Tanıkları Anlatıyor” adlı sözlü tarih sergisinde 20 militana ait resimlere yer verdikleri için “Terör örgütü propagandası” yaptıkları gerekçesiyle sergi sorumluları Mahmut Büyükbayram, Hacı Şirin, Necla Akkaya, Mehmet Tali, Eylem Dilan Polat, Nejla Akat ve Ayşe Akbaş’ı 20’şer ay hapis ve biner YTL para cezasıyla cezalandırdı. Askeri görevde ölüm, baskınlar, faili meçhuller, kayıplar, cezaevinde intihar, örgüt içi infaz olaylarında hayatlarını kaybedenleri yakınlarının hatırladıklarıyla resmeden sergi, 2. gününde polislerce basılmış ve sergi malzemesine el konulmuştu. Mahkumiyet kararları temyiz edildi.
13 Mayıs’ta MAZLUM-DER, gazeteci-yazar Emine Şenlikoğlu’nun da 2000 yılında Antalya’nın Manavgat ilçesinde katıldığı bir televizyon programında düşüncelerini açıkladığı için TCK’nın 216. maddesi uyarınca bir yıl hapse mahkum edilmesine tepki gösterdi. Ayrıca, Fatih 2. Asliye Ceza Mahkemesi, aynı gerekçeyle Şenlikoğlu’yu Mektup Yayınları’nın yayımladığı “Burası Cezaevi” adlı kitap nedeniyle 18 ay hapis cezası verdi.
11 Mayıs’ta Yargıtay 9. Ceza Dairesi, “Agos” gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’e “Türklüğü tahkir ve tezyif ettiği” gerekçesiyle Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği ertelemeli 6 ay hapis cezasının esastan bozulması istemini red gerekçesinde, Dink’in kullandığı ibarenin “Türklüğü tahkir ve tezyif edici nitelikte olduğunda kuşku bulunmadığı” belirtildi. Daire, “Bir toplumu yüceltirken başka bir toplumu aşağılamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile öngörülen ifade özgürlüğü kapsamında bulunduğunu kabul etmenin mümkün olmadığı” kaydedildi.
9 Mayıs’ta “Milli Gazete” yazarı Mehmet Şevket Eygi, 20 Mart 2005’te yayımlanan “Gayret ve Hamiyet Kalmadı” başlıklı yazısında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yazarın avukatı Ali Cahit Polat, mahkumiyet kararını temyiz etti. Cumhuriyet Savcısı Suat Baki Başkan, esas hakkındaki mütalaasında, “din ve mezhep farklılığına dayanarak halkın kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” ile ilgili suçlamada beraat isterken Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi Başkanı Rüveyde Kaner, 216/1 maddesinden ve “suçun işleniş şekli, suç konusunun önemi ve sanığın amacını” da dikkate alarak ceza verdi. Eygi hakkında, 24 Nisan 2005 tarihli iddianame ile dava açılmıştı.
8 Mayıs’ta Ardahan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, İl Emniyet Müdürü Mehmet Gürtekin’i kentte yaygınlaşan seks işçiliğine karşı önlem almamakla suçlayan “Kuzeydoğu Anadolu” gazetesinden Selmi Yılmaz ile Fakir Yılmaz’a, “hakaret” iddiasıyla 8 bin YTL tazminata mahkum edildiklerine dair kararı tebliğ etti. Mahkeme, gazetesinin 2 Haziran 2005 tarihli nüshasında “Nüfusumuz arttı” başlıklı haber ve “Asayiş Berkemal” başlıklı yorum nedeniyle iki haberci açılan 20 bin YTL’lik tazminat talebini kısmen kabul etmiş oldu.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin “Radikal” gazetesi yazarı Yıldırım Türker hakkında Başbakan Erdoğan’a “hakaret” iddiasıyla verdiği tazminat cezasına ilişkin kararını bozdu. 8 Mayıs’ta basın yansıyan habere göre Yargıtay, Türker’in 28 Haziran 2004’te yayımlanan “Sokak kazanacak” başlıklı yazısıyla ilgili, “Davacı bir parti lideri olması yanında Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’dır. Toplumsal ve bireysel taleplere karşı takındığı davranışları, kamuoyu nezdinde tartışılabilir ve sert de olsa eleştirilebilir. Eleştiride bulunmak basının anayasal görevleri arasındadır” dedi. Daire, mahkemenin kararını ikiye karşı üç üyenin oyuyla bozdu.
8 Mayıs’ta Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu, MAZLUMDER üye ve gönüllülerinin de oluşturduğu bir grup, “Cumhuriyet” gazetesinde yayımlanan karikatürü nedeniyle Turhan Selçuk hakkında suç duyurusunda bulundu. Gazetenin 19 Nisan 2006 tarihli sayısında yayımlanan karikatürün, “hakaret ve aşağılama niteliği taşıdığı” iddia edildi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir hakkında “Tempo” dergisine verdiği söyleşi nedeniyle 2 Mayıs’ta dava açıldı. Adalet Bakanlığı’nın istemi üzerine açılan davada savcı, Baydemir’in basın yoluyla “halkı ırk veya bölge farklılığını gözeterek açıkça aşağıladığı” iddiasıyla 1,5 yıla kadar hapsini istedi. Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin istemi doğrultusunda Osman Baydemir, 7 Temmuz’da Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ifade verdi. Savcı Ali Çakır, derginin “Baydemir, Roj TV’nin kapanmamasını, Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılmasını istiyor” sözlerini de iddianamesinde yer verdi. Dava 12 Nisan 2007’de sürecek.
1 Mayıs’ta Yargıtay 9. Ceza Dairesi, “Agos” gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’e “Türklüğü tahkir ve tezyif ettiği” gerekçesiyle Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 6 ay hapis cezasının ertelenmesine ilişkin kararı, uygulama eksikliklerini gerekçe göstererek bozdu. Daire, suça konu yazıdaki “Türk’ten boşalacak zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin, Ermenistan ile kuracağı asil damarında mevcuttur” şeklindeki ibaresinin “Türklüğü tahkir ve tezyif edici” nitelikte olduğuna işaret etti.
23 Nisan’da, Hukukun Üstünlüğü Derneği Başkanı Hüseyin Kara, “Cumhuriyet” gazetesinde yayımlanan bir karikatüre ilişkin Turhan Selçuk ile gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Güray Öz hakkında suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen suç duyurusu dilekçesinde, 19 Nisan 2006 tarihli gazetede Turhan Selçuk’un çizdiği ”Türbanlı domuz Avrupa Birliği yolunda” başlıklı bir karikatür yayınlandığı belirtildi. Karikatürün İslam dini mensuplarına hakaret içerdiği öne sürülen dilekçede, Selçuk ve Öz hakkında yasal işlem yapılması istendi.
21 Nisan’da Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi, Barış Anneleri’ne “Mücadeleniz mücadelemizdir. Biz de barıştan yanayız, Barış Analarına teşekkür ediyoruz” dediği için “suçu övmek” iddiasıyla yargılanan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Başkanı Alaaddin Dinçer’i ve PKK’nin hapisteki lideri Abdullah Öcalan’dan “Kürt halk önderi” olarak söz etmekle suçlanan İHD Genel Merkez yöneticisi Yüksel Mutlu’yu akladı. Mahkeme, gerekçesinde, Mutlu’nun 12 Temmuz 2004’te konuşma yapmadığını, konuşma yapan kişinin Müyesser Güneş olduğu belirtti.
20 Nisan’da Adana 5. Asliye Ceza Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve duruşma Savcısının mütalaalarına rağmen Adana Radyo Dünya yetkilisi Sabri Ejder Öziç’i, TCK’nın 301. maddesi uyarınca 6 ay hapse mahkum etti; cezayı ne erteledi ne de para çevirdi. Mahkeme, Asker bulundurma ve Irak’a asker gönderme tezkeresinin Bakanlar Kurulu’ndan Meclise gönderildiği 24 Şubat 2003’te radyoda sarf ettiği sözlerden Öziç’i “Meclisi alenen aşağılama” iddiasıyla cezalandırıldı. “Kaptanın Seyir Defteri” programında Öziç, “Terör eylemlerine asker gönderme, asker bulundurma eğer böyle bir Meclisten alınacaksa, bu Meclis teröristtir” demişti.
Nisan ortasında Yargıtay’ın, Başbakan Erdoğan’ın karikatürist Musa Kart’a ait karikatürle ilgili açtığı “kişilik haklarına saldırı” iddiasıyla açtığı davada suç unsuru görmediği basına yansıdı. Yargıtay, Başbakanın Kart’ın karikatürünü yayımlayan Eskişehir’deki “Sakarya” gazetesine açtığı 10 bin YTL’lik tazminat davasını reddetti. Böylece Yargıtay, Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin “karikatürde suç unsuru yok” kararını onamış oldu.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın’ın tutukluluğunu yakalarına beyaz kurdele takarak protesto ettikleri için haklarında “yargıyı etkilemek” iddiasıyla dava açılan Üniversitenin Basın ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Nalan Akgün ile İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü Araştırma Görevlisi Azer Banu Kemaloğlu, 17 Nisan’da görülen davanın ilk duruşmasında beraat ettiler. Van 3. Asliye Ceza Mahkemesi, üniversite görevlilerini TCK’nın 288. maddesi uyarınca ve üç yıla kadar hapis istemiyle yargılıyordu.
Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, “Ortadoğu” gazetesine yazılan “Omurgalı mı, solucan siyaseti mi?” başlıklı yazıya Başbakan Erdoğan’ın açtığı 10 bin YTL’lik tazminat davasını 11 Nisan’da reddetti. Gazete ile yazar Zeki Saraçoğlu, Başbakanı başörtüsü sıkıntısını siyasi malzeme konusu yapmakla eleştirmişti.
Osmanlı Ermenileri Konferansı’nın durdurulmasına ilişkin mahkeme kararını eleştirdikleri için “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “Yargıyı alenen aşağılama” iddiasıyla gazeteciler Hasan Cemal, İsmet Berkan, Haluk Şahin ve Erol Katırcıoğlu hakkında 6 aydan 10 yıl hapis istemiyle açılan dava 11 Nisan’da zamanaşımından düştü. Ancak Bağcılar Savcılığı kararı temyiz etti. Aynı davada yargılanan “Radikal” gazetesi yazarı Murat Belge hakkındaki şikayet ise yazısı zamanaşımına girmediği için düşmedi. Belge’nin yargılanmasına Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek.
7 Nisan’da Filmin oyuncusu Necati Şaşmaz, yönetmen Raci Şaşmaz, Hasan Kaçar ve Bahadır Özdener, Kurtlar Vadisi dizisi ve Kurtlar Vadisi-Irak filmi hakkındaki ifadeleri nedeniyle gazeteciler Metin Uca, Hıncal Uluç ve Perihan Mağden hakkında suç duyurusunda bulundu. Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı, “Kurtlar Vadisi” filmine “basın yoluyla hakaret” ettiği gerekçesiyle gazeteci Mağden hakkında iki yıl hapis istemiyle dava açtı. Yargılamaya 1 Şubat 2007’de devam edilecek.
3 Nisan’da Başbakan Erdoğan, “Penguen” dergisinde yayımlanan “Tayyipler Alemi” başlıklı karikatür nedeniyle açtığı 40 bin YTL’lik manevi tazminat davasının reddedilmesine ilişkin kararı temyiz etti. “Davalıların niyeti üzüm yemek değil bağcıyı dövmek şeklinde tezahür etmiştir” denilen temyiz dilekçesinde Ankara 1. Hukuk Mahkemesi’nin verdiği kararının bozulması istendi. Mahkeme kararında, “Bilim adamı, sanatçı, yazar ve çizerleri tazminat silahıyla susturulmuş toplumlar ilerleyemez” denilmişti.
Başbakan Erdoğan, SEKA Kağıt Fabrikası’nın kapatılmasına karşı işçilerin ve ailelerinin sloganlarına yer veren “Günlük Evrensel” gazetesine açtığı tazminat davasını da kaybetti. Gazetenin 1 Şubat 2005 tarihli sayısında yayımlanan “SEKA’lı AKP’ye Lanet Okuyor” başlıklı haberden Başbakan ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), gazeteden 15 bin YTL manevi tazminat talep ediyordu. 28 Mart’ta Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi, “gazete haberinde SEKA eyleminde atılan sloganlara gelişmeler eşliğinde habercilik gereği yer verildiğine” karar verdi.
Kumkapı’daki işyerlerine astıkları pankartla Emniyeti protesto eden dokuz işletmeciye 301. maddeden açılan dava, ilk duruşmada, 24 Mart’ta beraatla sonuçlandı. Duruşmaya katılmayan iki sanığın dinlenmesinden vazgeçen İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi, esnafın beraatına karar verdi. Lokanta, bar ve disko gibi içkili işyeri işleten sanıklar, 24 Kasım 2005’te işyerlerine, “İşyerimiz, polisin yasalara ve hukuka aykırı keyfi olarak denetim adı altında yaptığı uygulama ve baskılar nedeniyle tarafımızdan bir gün süreyle kapatılmıştır” yazılı pankart astılar.
Mart ortasında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), Eximbank’la ilgili murakıp raporunu sekiz aydır işleme koymamakla eleştiren “Vatan” gazetesi yazası Bilal Çetin hakkında suç duyurusunda bulundu. TGC, BDDK’nin şikayetini “hapis cezası tehdidiyle ifade özgürlüğünü engellemeye yönelik, haksız ve yersiz bir girişim” olarak nitelendirdi.
Başbakan Erdoğan’ı protesto ettiği için azarlanan çiftçi Mustafa Kemal Öncel hakkında, Mart ortasında, “kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla ve iki yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Öncel hakkında soruşturma açan Mersin Cumhuriyet Savcısı Hatice Tatar, Öncel’in Başbakan’a, “Çiftçi kan ağlıyor. Ne yüzle geldiniz?” demesini hakaret olarak değerlendirdi. Öncel, 11 Şubat’ta Mersin’e yaptığı gezisinde Başbakanı bağırarak protesto etmişti. Erdoğan, konuşmak için yanına çağırdığı çiftçiyi herkesin gözü önünde, “Lan” diye azarlamış ve “Ananı da al git” demişti.
2002’de Almanya’da yapılan “Kadın Hakları: İnsan Hakları mıdır?” başlıklı panelde “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin manevi şahsiyetine hakaret ettiği” gerekçesiyle yargılanan İHD İstanbul Şubesi Başkanı Eren Keskin 15 Mart’ta 10 ay hapse mahkum edildi. Kartal 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 301. maddeden verdiği cezayı paraya çevirdi. Soruşturma aşamasında ifade veren Keskin, Gözaltında Cinsel Taciz Ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu’na başvuran kadınlara cinsel tacizde ve tecavüzde bulunan kişiler arasında asker, polis, korucu ve itirafçılar olduğu yönünde bir konuşma yaptığını söylemişti. Keskin, para cezasını ödemeyeceğini duyurdu.
15 Mart’ta Başbakan Erdoğan, CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç’un, malvarlığı tartışmalarıyla ilgili sözlerini yansıtan “Cumhuriyet” gazetesi ve yazar İlhan Selçuk hakkında 20’şer bin YTL’lik tazminat davası açtı. Başbakanın avukatı Fatih Şahin, Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde, gazetede 31 Ocak ve 1 Şubat 2006’da yayımlanan “Başbakan Kıvırtıyor” ve ”Başbakan Kaçacak, CHP Kovalayacak” başlıklı haberlerde, müvekkilinin “kişilik haklarının ihlal edildiği, katlanılması ağır hakaretlere yer verildiği” iddia edildi.
1999 Marmara Depremi sonrasında yaşananları anlattığı “Boyalı Bank Nöbetini Terk Etmek” kitabında “Askeri kuvvetleri alenen aşağıladığı” iddiasıyla yargılanan “SoL” dergisi yazarı ve Emekli yüzbaşı Murat Papuç’ın davası 7 Mart’ta zamanaşımından düştü. Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, davayı TCK’nın 26/1-2 ve Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 223/8 maddesi uyarınca düşürdü.
Yeni Dünya için “Çağrı” ve “Güney” isimli dergilerin sahibi ve sorumlu müdürü Aziz Özer, 159’dan açılan ve dört kez Yargıtay’dan döndükten sonra bu kez 301’den yine mahkumiyetle sonuçlanan davayı beşinci kez Yargıtay’a taşıdı. 9 Mart’ta avukat Özcan Kılıç, Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği 720 YTL’lik para cezasını temyize götürdü. Özer, Şubat 2001’de çıkan özel sayıdaki “Operasyonlarda” ve “Cezaevlerine Devlet Saldırısı” başlıklı yazılardan suçlu bulundu.
“Türkiye’de Cuma” dergisinde yayınlanan “Paşalar Laf Dinlemezse” başlıklı yazısı nedeniyle gazeteci Abdurrahman Dilipak’a Askeri Mahkemede açılan dava, eğer Askeri savcı ikinci kez itiraz etmezse nihayet sivil mahkemeye taşınacak. 1 Mart’ta 3. Kolordu Askeri Mahkemesi, Orgeneral Hurşit Tolon’un emriyle temyiz edildikten sonra Askeri Yargıtay’ca bozulan önceki karara oybirliği ile direndi. Dilipak, Askeri Ceza Kanunu 95/4-5 maddesi uyarınca ve “astlık üstlük münasebetlerini zedelemek” iddiasıyla suçlanıyor. İkinci kez temyiz edilmezse dosya Bağcılar Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilecek ve Dilipak Ceza Yasası’nın 301. maddesinden yargılanacak.
Eğitim-Sen Tunceli Şube Başkanı Hanefi Bekmezci, bir basın açıklamasıyla 12 kamu emekçisinin sürgün edilmesini ve Şemdinli olaylarını kınadığı için açılan davada 28 Şubat’ta beraat etti. Mahkeme başkanı Murat Sekmen, “suçun yasal kurucu maddi ve manevi unsurları oluşmadı” dedi. Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi, savcı Sedat Ertaşkın’ın “301’den ceza verilsin. Bazı haklardan mahrum kalsın” yolundaki esas hakkındaki mütalaasına katılmayarak sendikacıyı akladı. Sendikacının avukatı Barış Yıldırım, Ertaşkın’ın beraat kararını temyiz ettiğini açıkladı. Bekmezci, “devleti alenen aşağılamak” iddiasıyla iki yıl hapis istemiyle yargılanıyordu.
Emeğin Partisi (EMEP) Hozat İlçe Başkanı Erdem Ulaş Çelik’e, Parti binasının camlarına Deniz Gezmiş’in fotoğrafını astığı için açılan dava 22 Şubat’ta beraatla sonuçlandı. “Suçu övdüğü” iddiasıyla hakkında eski Ceza Yasası’nın 312/1. maddesinden dava açılan ve Hozat Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Çelik, “yüklenen suçun sanıkça işlenmediğinin sabit olması” nedeniyle, CMK’nın 223/2-b maddesi uyarınca beraat etti.
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, “Star” gazetesinin Pazar ekine verdiği röportaj nedeniyle Hukukçular Birliği’nin şikayet ettiği gazeteci Hrant Dink hakkında takipsizlik kararı verdi. 15 Aralık 2005’te alınan takipsizlik kararı 22 Şubat’ta tebliğ edildi. Dink’i “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek” ve “Türklüğü alenen aşağılamak” ile suçlayan Avukat Kemal Kerinçsiz, takipsizlik kararına itiraz etmedi. Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş, yazının tümü dikkate alındığında atılı suçları işleme kastı bulunmadığını, yazının eleştiri mahiyeti bulunduğuna karar verdi. Dink ile birlikte, “Star” gazetesi Sorumlu müdürü İbrahim Sarp ile röportajı yapan yazar Metin Yüksel de suçlanıyordu.
Adana’da dokuz yaşındaki bir erkek çocuğuna tecavüz edildiği iddiasıyla Adana ve İstanbul Adli Tıp Kurumları’ndan verilen raporları, kurum ve doktor adı vermeden eleştiren gazeteci-yazar Ahmet Altan, 6 bin YTL tazminat ödemeye mahkum edildi. Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28 Aralık 2005’te aldığı kararın gerekçesi 31 Ocak 2006’da tebliğ edildi. Altan’ın avukatı Ceyda Yüzçelik, Şubat ortasında kararı temyiz etti. 1 Kasım 2004’de gazetem.net haber sitesinde yayımlanan “İnsan Faktörü” başlıklı yazıya dava açan Adana Adli Tıp Kurumu Müdürlüğü’nde görevli iki doktor, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle 5’er bin YTL’lik tazminat davası açmışlardı.
Şubat ortasında Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı, Av. Kemal Kerinçsiz’in şikayetiyle Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı Joost Lagendijk hakkında başlattığı soruşturmayı tamamlayarak takipsizlik karar verdi. Kerinçsiz, hem Lagendijk hakkındaki karara itiraz ettiklerini hem de takipsizlik kararı veren savcıyı şikayet ettiklerini açıkladı. Lagendijk, 19 Aralık 2005’te İstanbul’da yaptığı konuşmada Türk ordusunun PKK’yla savaşmayı sevdiğini söylemiş ve bu durumun orduyu daha değerli hale getirdiğini öne sürmüştü.
Altı buçuk yıl önce 17 Ağustos depremi için yazdığı iki yazısında depremi “ilahi ikaz” olarak nitelendiren “Yeni Asya” gazetesi yönetim kurulu üyesi ve yazarı Sami Cebeci, 312. maddeden açılıp TCK’nın 216. maddesinden süren davada 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” iddiasıyla ve yeni TCK’ye göre verdiği 9 Aralık 2005 tarihli kararını gazete yönetimine Şubat ortasında tebliğ etti. Mahkeme Başkanı Şeref Akçay, Cebeci’nin cezasında indirime gitmedi ve onu kamu görevi üstlenmesinden, bütün memuriyet ve hizmetlerden istihdam edilmekten yoksun bıraktı.
14 Şubat’ta Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi, öldürülen taksici Hasan Akdağ ve ardından gelişen olaylarla ilgili açıklama yapan Eğitim-Sen Tunceli Şube Başkanı Hanefi Bekmezci’yi, “Askeri kuvvetleri alenen ağıladığı” gerekçesiyle altı ay hapse mahkum etti. Mahkeme, Bekmezci’nin cezasını “iyi hali” nedeniyle beş aya indirdi; ardından da 3 bin YTL’ye dönüştürdü. Bekmezci, kararı temyiz edecek. Aynı mahkeme, iki hafta önce de, Enerji, Sanayi ve Maden İşçileri Sendikası’nın (ESM) Genel Merkez yöneticisi Hüseyin Ser’i aynı cezaya çarptırmıştı. 6. Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nin ertelenmesiyle ilgili Emek ve Demokrasi Platformu’nun hazırladığı ortak basın açıklamasını okuyan Ser’e verilen cezada sonuçta 3 bin YTL’ye çevrildi.
Kürtlere yönelik linç gibi saldırılara sessiz kalınmasını bir basın açıklamasıyla eleştiren İHD Bingöl Şubesi Başkanı Rıdvan Kızgın “suç işlemeye tahrik” iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşmasına beraat etti. 14 Şubat’ta Bingöl 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan Kızgın, gönderdiği açıklamalarla düşüncelerini ifade ettiğini savundu. Savcı Müslüm Canpolat’ın beraat yönünde verdiği mütalaaya Oğuzhan Kılıç başkanlığındaki mahkeme kabul edince sendikacı aklandı.
“Tayyipler Alemi” başlıklı kapaktan Başbakan Erdoğan’ın haftalık “Penguen” dergisine açtığı 40 bin YTL’lik tazminat davası 14 Şubat’ta reddedildi. Önceleri, aralarında “Cumhuriyet” gazetesi çizeri Musa Kart’a açılan davaların da bulunduğu üç dosyanın Yargıtay’dan dönüşlerini beklemeyi tercih eden Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, bundan vazgeçti. Başbakan, “Düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü hiçbir zaman hakaret özgürlüğünü getirmez, getirmemelidir” dedi.
2002’de düzenlenen “Küresel Güvenlik, Terör ve İnsan Hakları, Çok Kültürlülük, Azınlıklar ve İnsan Hakları” panelindeki konuşmaları nedeniyle haklarında, “Hükümetin manevi şahsiyetini ve Türklüğü alenen tahkir ve tezyif” iddiasıyla dava açılan Mazlum-Der yetkilisi avukat Şehmus Ülek ve Agos Gazetesi yazarı Hrant Dink 9 Şubat’ta beraat ettiler. Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi Adnan Rahmi Karaçam, savcı Ali Ergen’in mütalaası doğrultusunda beraat kararı verdi.
Yargıyı etkilemek iddiasıyla verilen ön ödemeli para cezasını ödemediği için Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılan “Munzur” gazetesi sahibi ve yazı işleri müdürü Ender Can Cevahir 7 Şubat’ta beraat etti. Savcı, “sanığın kastı yargıyı etkilemek değil; ulusal gazeteler aynı fiilden yargılanmazken sanığın yerel gazetesindeki haberinden dolayı cezalandırılması hakkaniyete aykırı olur” deyerek beraat istedi, Mahkeme hakimi Murat Sekmen de bu talebe uydu. Cevahir’in “Tüfek ile öldürülmesi infazı çürütmez” ve “Şahin cinayetlerinin asli tıp raporu açıklandı” başlıklı haberlerden cezalandırılması isteniyordu.
ATV’deki “Siyaset Meydanı” adlı tartışma programında, 12 Eylül’den bu yana adaletin durumuyla ilgili düşüncelerini açıklayan gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ve programı sunan Ali Kırca eski Ankara 1 No’lu DGM’si Başkanı Orhan Karadeniz’e “hakaret” ve “3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası’na muhalefet etmek” iddialarıyla yargılandıkları davada beraat ettiler. 7 Şubat’ta İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi hakimi, “suçun unsurları oluşmadığı ve cezaya yeterli inandırıcı delil elde edilemediği” gerekçesiyle üçer yıla kadar hapis istemiyle yargılanan iki gazetecinin beraatını kararlaştırdı.
İzmir “Haber Ekspres” gazetesi yazarı Bülent Turan ve yazı işleri müdürü Yaşar Eyice hakkında, Bergama’da Çevre Günü’ndeki olayları kaleme aldıkları için Koza Maden Şirketi’nin şikayetiyle açılan tazminat davası 6 Şubat’ta düştü. İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, davacıların ilgisiz kalması üzerine yargılamayı durdurdu. Davayla ilgili üç ay süreyle başvuru olmaması durumunda dosya işlemden kaldırılacak. Gazete, Çevre Günü’nde yaşananları yansıtmakla suçlanıyor. İzmir Savcılığı, aynı günde yaşanan saldırıları yazan gazete yazarı Macit Sefiloğlu hakkında dava açılmasına yer olmadığına karar vermişti. Şikayet edilenler arasından, “Haber Ekspres” gazetesi muhabirleri Mazlum Karaaslan ve Ümit Yaldız, “Birgün” gazetesinden Elçin Yağız, “Cumhuriyet” gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya ve “Hürriyet” gazetesi de bulunuyordu.
Genelkurmay Başkanlığı, 15 Haziran 2005’da yayımladığı “Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Washington’daki Türk – Amerikan Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’nin içine sokulduğu teslimiyeti apaçık ortaya koydu” başlıklı haber nedeniyle Katman Info web sitesi kurucusu Mehmet Eymen hakkında suç duyurusunda bulundu. Site yöneticisi Eymen, 31 Ocak’ta İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Basın Bürosu’ndan Savcı İsmail Onaran’a ifade verdi.
Ocak sonunda Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, “Yeni Şafak” gazetesinin 17 Eylül 2002 tarihli sayısında yer verilen ve Başbakan Erdoğan’ın 2002 seçimleri öncesinde milletvekili adaylığına ilişkin verilen yargı kararını ele alan ”Yargıtay 8. Ceza Dairesi Suç İşliyor” başlıklı yazıyı eleştiri olarak kabul etti ve yazıda kişilik haklarına saldırı görmedi. Davayı, bir Yargıtay üyesi açmıştı. Yargı kararlarının eleştirilebileceğine işaret eden Daire, ”Yargı kararları eleştirilemez diye bir kural yoktur. Demokratik bir toplumda ve hukukun üstünlüğünü kabul eden bir devlette, hiçbir kurum ve kişi eleştiri dışında kalamaz” dedi.
26 Ocak’ta Bağcılar Cumhuriyet Savcısı Fahrettin Küçüköz, gazeteci Neşe Düzel ve Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Başkanı avukat Kazım Genç ile ilgili yürüttüğü soruşturmada dava açılmasına yer olmadığına karar verdi. “Radikal” gazetesinin 10 Ekim 2005 tarihli nüshasında yayımlanan “Alevilik Başka İslam Başka” başlıklı röportaj soruşturmaya konu olmuştu.
24 Ocak’ta Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi, Başbakanın, “İsyan” adlı kitapta kişilik haklarının ihlal edildiği iddiasıyla yazar Yalçın Küçük ve yayıncısı aleyhine açtığı 40 bin YTL’lik manevi tazminat davasını reddetti.
Yazar Orhan Pamuk’a, İsviçre’deki haftalık “Das Magazin” dergisine verdiği röportajda “Bu topraklarda 1 milyon Ermeni 30 bin de Kürt öldürüldü” dediği için 301. maddeden açılan dava 23 Ocak’ta düştü. Pamuk’un avukatı Haluk İnanıcı, dava ile düşüncenin yargılandığı gerçeğinin arka planda bırakıldığını açıkladı. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi, üç yıl hapis istemiyle yargıladığı Orhan Pamuk ile ilgili Adalet Bakanlığı’nın ilettiği “Yargılama için izin yetkimiz yok” kararının yargılama izni olarak değerlendirilemeyeceğine karar vererek davayı düşürdü.
Tempo Dergisi’nin 6 Aralık 2005 tarihli sayısında çıkan “İçten takmalı türban” başlıklı yazısı nedeniyle hakkında dava açılan “Hürriyet” gazetesi yazarı Bekir Coşkun, 4 Ocak’ta, elektronik postadan küfürlü mesajlar aldığını açıkladı. Coşkun, Konya Barosu’nun 3 Ocak’ta “Bekir Coşkun salaklığı…” adıyla bir basın toplantısının düzenlediğini yazdı.
Düzenlemeler ve hak aramalar
“Cumhuriyet” gazetesi ve Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik saldırılarla ilgili 7’si tutuklu 9 sanığın yargılandığı davada mahkeme, Danıştay Başkanlığı avukatının soruşturmanın genişletilmesi istemini kabul etti. 21 Aralık’ta görülen duruşmada Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci, yeniden mütalaada bulunmak için süre verilmesine ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi. Mahkeme, Danıştay Başkanlığı avukatı Canan Sibel Özkan’ın soruşturmanın genişletilmesi talebinin kabul edildiğini belirtti. Hakim Orhan Karadeniz, soruşturmanın genişletilmesi yönünde başka bir talep olmadığı takdirde dava dosyasını esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcısına verilmesine ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Kasım başında Yargıtay 9. Ceza Dairesi, “Cumhuriyet” gazetesi yazarlarından Uğur Mumcu ve Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’nın öldürülmesi dahil çok sayıda saldırı olayını kapsayan Umut Davası’nda “Anayasal düzeni cebren değiştirmeye teşebbüs etme” suçundan sanık Ferhan Özmen’e verilen ağırlaştırılmış müebbet hapsini bir kez daha onadı. Sanık Ekrem Baytap’a verilen 15 yıl hapis cezası kararı ise eksik soruşturma nedeniyle bozuldu. Dairesi sanıklar Abdulhamit Çelik, Hasan Kılıç, Mehmet Ali Tekin, Mehmet Şahin, Fatih Aydın, Muzaffer Dağdeviren ve Yusuf Karakuş’un ise Topluma Kazandırma Yasası’ndan yararlanamayacaklarına işaret etti. 28 Temmuz 2005’te Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, yedi sanığı 6 yıla kadar hapis cezasına çarptırmıştı. Sanıklar Topluma Kazandırma Yasası’ndan yararlanmıştı.
Makam odasında “Zaman” gazetesi Isparta Temsilcisi Arif Bayram Taş ile muhabiri Mustafa Altıntaş’ı dövdüğü gerekçesiyle Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman’ın yargılanmasına 4 Ekim’de devam edildi. Balaman, iddiaları beş ay sonra inkar etmişti. Isparta 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Abdulgaffar Korkmaz, duruşmada, taraflara uzlaşma çağrısı yapılması için Balaman ile Aykut Okur’un bir sonraki duruşmaya çağrılmalarına karar verdi. Hakim Korkmaz, dosyadaki diğer eksikliklerin de tamamlanması amacıyla duruşmayı erteledi.
5 Eylül’de Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Sezer’in 5532 sayılı “Terörle Mücadele Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” un 5 ve 6. maddelerinin iptali için 3 Ağustos’ta yaptığı başvurunun ilk incelemesini yaptı. Başvuruda herhangi bir eksiklik tespit etmeyen Anayasa Mahkemesi, davayı esastan görüşmeye karar verdi.
Eylül başında İHD ve TİHV, Danıştay Nöbetçi Dairesi’nin “tavsiye niteliğinde olduğu” gerekçesiyle “Gizli Anayasa” olarak nitelendirilen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin (MGSB) yürütmesinin durdurulmasını reddetmesine itiraz etti.
Cumhurbaşkanı Sezer, TBMM Genel Kurulu’nca 29 Haziran’da kabul edilen ve 18 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanan 5532 sayılı TMY değişiklik yasasının 5 ve 6. maddelerinin iptali için 3 Ağustos’ta Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Cumhurbaşkanı Sezer, TMY’nin 6 ve 7. maddelerinde tanımlanan “terörle mücadele eden kamu görevlilerinin kimliklerini açıklama” ve “Terör örgütlerinin bildiri ya da açıklamalarını yayınlama” fiillerinin “işlenişine iştirak etmemiş olsalar da basın ve yayın organlarının sahip ve yayın sorumlularına” ceza öngörülmesinin Anayasa’nın 38. maddesinin 7. fıkrasına ve “ceza sorumluluğunun kişisel olduğu” ilkesine aykırı olduğunu bildirdi. Sezer, “yayın durdurmayı” olanaklı kılan 5532 sayılı Yasanın 5. maddesiyle eklenen fıkrayı da Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
17 Temmuz’da Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı Erdoğan Kahya, Manavgat Şelalesi’nin yakınında yaşanan patlama sonrası gazetecilerin esnafın saldırısına uğradığı olaylarda güvenliği sağlamadığı gerekçesiyle Kaymakam Fikret Dayıoğlu hakkında soruşturması açılması için İçişleri Bakanlığı’na başvurdu. Patlama sonrası oluşan zararı görüntülemeye çalışan Bülent Tatoğulları, Cem Özdel, Özgür Uzun, Mesut Gengeç ve Sercan Aytiş adlı gazeteciler saldırıya uğramıştı. Dilekçede, Dayıoğlu’nun “Genel güvenliği sağlamamak suretiyle görevi ihmal etmekle” suçlandı.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliği, Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik 17 Mayıs’ta saldırı gerçekleştiren Alparslan Arslan ile bu saldırıya karışmakla suçlanan İsmail Sağır, Osman Yıldırım ve Tekin Irşi’yi tutukladı. “Cumhuriyet” gazetesine düzenlenen saldırıya da karışmakla suçlanan zanlılar, 22 Mayıs’ta Sincan F Tipi Cezaevi’ne kondu. Danıştay’a yönelik saldırıyı azmettirdiği ileri sürülen ve intihar girişiminde bulunan eski subay Muzaffer Tekin ise daha sonra serbest bırakıldı.
25 Nisan’da televizyon binasının önünde yerel “Batı TV” Genel Yayın Müdürü Ergün Başkaya’ya saldıranlar aradan geçen iki aya rağmen hala bulunamadı. 4 Temmuz’da bir açıklama yapan “Batı TV” imtiyaz sahibi Atilla Karaaslan, saldırıyla ilgili Emniyetin teknik izlemeyi sürdürdüğünü ancak sorumluların henüz bulunamadığını söyledi.
13 Nisan’da hükümetin reform paketini açıklayan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, yeni TCK’nın uygulanmasında bir sorun olmadığını,Pamuk davasıyla gündeme gelen 301. maddede de bir değişiklik öngörmediklerini söyledi.
Eylül 2003’te İstanbul Dolmabahçe’de, Başbakan Erdoğan’ın korumasının attığı tekmenin peşini bırakmayan “Star” gazetesi yazarı Musa Ağacık, iki buçuk yıl sonra Başbakan’ın koruması Murat Öksüz’ü 3 bin YTL adli para cezasına mahkum ettirdi. 20 Haziran’da İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesi, korumanın “efrada kötü muamele” yaptığına karar verdi. Ağacık’ın avukatı Doğan, “Eylemi yapan kamu görevlisi polis memurunun cezalandırılması kamu vicdanını rahatlattı” dedi.
Silahlı tehdit gerekçesiyle tutuklandıktan sonra savcının itirazı üzerine 4 Mart’ta yeniden yakalanarak Belçika’nın başkenti Brüksel’deki Forest Cezaevi’ne gönderilen gazeteci Abdi İpekçi cinayeti faillerinden Yalçın Özbey 21 Mayıs’ta serbest bırakıldı. “Çetecilik ve haraç toplama” suçlarından tutuklanan Özbey, savcının tutukluluk halinin devamı için ek süre talebinde bulunmaması üzerine tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
3 Nisan’da Ankara 4. İdare Mahkemesi, “Hürriyet” gazetesi muhabiri Nurettin Kurt’un açtığı ve Konya Gazeteciler Cemiyeti ile Antalya Sanayi ve Ticaret Odası’nın da müdahil olduğunu davada, basın mensuplarıyla birlikte fotoğraf makinelerinin adliye binasına alınmamasına ilişkin Adalet Bakanlığı’nın işleminin yürütmesini durdurdu. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 183. maddesine göre, “Adliye binası içinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonundaki adli işlemlerin icrasında her türlü sesli ve görüntülü kayıt ve nakil olanağı sağlayan aletler yasak” idi.
Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, BİHDK eski başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve üyesi Prof. Dr. Baskın Oran’ın “bir avuç zibidi” dediği için Emekli Orgeneral Kemal Yavuz’a açtıkları davayı reddetti. Mahkemenin 21 Aralık 2005’te aldığı karar öğretim üyelerine Mart başında tebliğ edildi. Mahkeme, Yavuz’un kaleme aldığı ve “Akşam” gazetesinin 27 Ekim 2004 tarihli nüshasında yayımlanan “Cumhuriyetimiz ve Kürtçülük” başlıklı yazı ile ilgili, “Davacıların kişisel haklarına hukuka aykırı biçimde saldırıldığı iddiasına dayalı manevi tazminat talebi yerinde görülmemiştir” dedi.
Mart başında Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Mehmet Ali Ağca’ya Abdi İpekçi cinayeti ve iki ayrı gasp suçundan verilen cezaların birleştirilmesine ilişkin, Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2004’te verdiği kararı oybirliğiyle bozdu. Buna göre Ağca, 18 Ocak 2010 yılında tahliye olamayacak, bu tarihe Ağca’nın iki ayrı gasp suçundan alacağı hapis cezası da eklenecek. Yargıtay, Ağca’nın, İpekçi cinayetinden aldığı ölüm cezasının 10 yıl olarak infaz edilmesi gerektiğini belirtti.
Devrek “Bölge Haber” gazetesinin 24 Mayıs 2005 tarihli gazete nüshasında çıkan “Bu kaymakama kim dur diyecek” başlıklı yazıdan gazete sahibi ve yazı işleri müdürü İbrahim Tığ’ı,”basın yoluyla hakaret” ettiği gerekçesiyle ceza davasından 3 ay hapis ve 440 YTL para cezası, tazminat davasında da 4 bin YTL para cezasına çarptıran Kaymakamı Süleyman Tapsız, karar kesinleşmeden hem dava haberini Devrek Kaymakamlığı web sitesinde yayımladı hem de 7 Şubat’ta Ankara 13, İcra Hakimliği aracılığıyla gazeteciye icra takibi yaptı. Mahkemenin hükmettiği 7 bin 200 YTL’lik alacağını tahsil etmek için gazeteye gelen Kaymakamın avukatı, peşin ödeme yapılamayınca gazeteye ait baskı makinesine el koydurdu. Gazeteci, birkaç gün içinde cezayı ödemek zorunda kaldı.
Danıştay, altı yıldır Kürtçe yayın yapmak isteyen, yasal reformlar sonrası iki yıldır da izin bekleyen Diyarbakır”Gün TV”nin, 25 Ocak 2004 tarihli “Türkçe dışında farklı dil ve lehçelerde radyo ve televizyon yayını ” na ilişkin yönetmeliğin iptali için yaptığı başvuruyu reddetti. Danıştay 13. Dairesi’nin 26 Ekim 2005’te aldığı karar, radyo yetkililerine 31 Ocak’ta tebliğ edildi. Kararda, “Türkçe dışı dillerin öğretimine ve çocuklara yönelik yayın” ile ilgili itirazlara yanıt verilmiyor. Yayın Yönetmeni Cemal Doğan AİHM’sine başvurmayı düşündüklerini açıkladı. Dört sayfalık kararda, yönetmeliğin yerel ve bölgesel yayın kuruluşlarına tanınan, bu dillerdeki yayın hakkının izleyici-dinleyici profil çalışmasından sonraya bırakılması, normal karşılanıyor.
1996’da hazırlanan Susurluk Raporu’nda adı geçen ve JİTEM adına çok sayıda faili meçhul olaya karıştığı öne sürülen PKK itirafçısı Hayrettin Toka 10 yıl sonra Kocaeli’nin Karamürsel İlçesi’nde yakalandı. Ancak Toka, 16 Ocak’ta çıkarıldığı Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sorgulandıktan sonra tahliye edildi. Toka, 1990’da yerel “Nusaybin gazetesi” ile “Yeni Ülke” gazetesi Diyarbakır bürosunun bombalanarak yakılması eylemine katılmakla suçlanıyordu.
Tunceli’de gençler ve polisler arasındaki kavgayı görüntülemek isterken dövülen “Günlük Evrensel” gazetesi muhabiri Cem Emir 16 Ocak’ta, saldırıya karışan Emniyet Müdürlüğü’nde görevli memurlar hakkında suç duyurusunda bulundu. Gazeteci olduğunu söylediği halde dövülen Emir, dilekçesinde, “Saldırı esnasında, gazeteci olarak haber alma hakkım engellendi. Bu konuda da şikayetçiyim” ifadesine de yer verdi.
Tunceli’de görev yapan 17 gazeteci son dönemde haberlerine konu olan çevrelerin sözlü ve fiili saldırılarına maruz kaldıklarını bildirerek, 3 Ocak’ta Yer altı Çarşısı üzerinde bir ortak basın açıklaması yaptılar. Ulusal medya temsilcileri ve yerel gazete çalışanlarında yer aldığı gazeteci grubu, saldırıların özellikle son bir yıl içerisinde kendisini hissettirdiğini savundular.
“Birgün” gazetesinin 29 Aralık 2005 tarihli sayısı, Mısır Çarşısı davasıyla ilgili yayımlanan “Mısır Çarşısı’nda Müebbet Israrı” başlıklı haber nedeniyle, Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı’nın talebi ve Beyoğlu 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin müteferrik kararı ile toplatıldı. Gazetenin avukatı Hüseyin Güçlü toplatma kararına 3 Ocak’ta itiraz etti.
Sansür ve Tekelleşmeye Tepkiler
Kitap çevirileri nedeniyle mahkeme karşısına çıkan çevirmenler, 25 Aralık’ta İstanbul’da düzenledikleri bir basın toplantısıyla, yargılanmalarına dayanak oluşturan Basın Kanunu başta olmak üzere yasal düzenlemelere tepki gösterdiler. TGC Lokali’nde düzenlenen basın toplantısında Birleşik Konferans Tercümanları Derneği, Kitap Çevirmenleri Meslek Birliği (ÇEVBİR), Çeviri Derneği, Edebiyat ve İlim Eserleri Sahipleri Meslek Birliği (EDİSAM), Türkiye PEN, Yayıncılar Meslek Birliği (YAY-BİR), Türkiye Yayıncılar Birliği ve Türkiye Yayıncılar Sendikası’nın imzaladığı ortak basın bildirisi okundu. Açıklamada, Basın Yasası’nın, yazarı yurtdışındaysa kitabın içeriğinden “eser sahibi” sıfatıyla çevirmeni sorumlu tuttuğu ve cezai sorumluluk yüklediği kaydedildi.
“Uluslararası Müzik ve Sansür Konferansı”nın üçüncüsü 25-26 Kasım’da İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Konferansa dünyanın 22 ülkesinden 50’nin üzerinde müzisyen, müzikolog, müzik yazarı ve müzik yapımcısı katıldı. Freemuse’un organize ettiği konferanstaki toplantılar on başlık halinde ve neredeyse tüm dünya ile ilgili sansür uygulamalarını tanıklarıyla dile getirildi.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) İnsan Hakları Merkezi desteğiyle 30 Kasım’da düzenlenen İnsan Hakları Ortak Platformu’nun (İHOP) “İfade Özgürlüğü: İlkeler ve Türkiye” uluslararası konferansında katılımcılar, ifade özgürlüğüne yönelik ihlallerinin sonlanmasının bir irade meselesi olduğuna, tek başına yasaların değiştirilmesi veya kaldırılmasının yetersizliğine işaret etti.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Toplumsal Demokrasi gazetesinin 27 ve 28 Kasım 2006 tarihli sayılarını toplattı. Toplumsal Demokrasi, Ülkede Özgür Gündem gazetesinin 16 Kasım’da 15 gün süreyle kapatılmasının ardından yayına başlamıştı. Mahkeme, toplatma kararına Toplumsal Demokrasi’nin dünkü sayısının 10. sayfasında yer alan “PKK bir anlam hareketidir” başlıklı yazıda “PKK propagandası yapıldığını” gerekçe gösterdi.
23 Kasım’da TGC Başkanı Orhan Erinç ile Türk Ceza Hukuku Derneği (TCHD) Başkanı Prof.Dr. Duygun Yarsuvat, yaptıkları ortak basın açıklamasıyla TCK’nın 301. madde değişiklik önerilerini kamuoyuyla paylaştı. 301. madde başlığı olarak “Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” yerine “Türk Milletine ve anayasal organlara hakaret” ifadesini öneren TGC-TCHD komisyonu, ceza üst sınırını 3 yıldan 2 yıla kadar indiriyor ve belirli Türk milleti ve Cumhuriyet’e yönelik olanlar hariç, diğer kurumlara yönelik suçun soruşturulmasının söz konusu organların izine başlanmasını öneriyor.
20 Kasım’da, TGC ve Konrad-Adenauer Vakfı geleneksel yıl sonu değerlendirme toplantısına katılan TGC Başkanı Orhan Erinç, Basın Yasası değişikliği ile oluşan iyimser havanın TCK ve TMY ile ortadan kalktığını belirterek, basın özgürlüğünün kısıtlanmasında iktidar ve muhalefet partilerini eleştirdi. Erinç, “Önce TCK, ardından da TMY, demokratikleşme yolunda atılmış olan adımları yok saydı. Gazetecilere hapis tehdidiyle baskı yapılması yolunu açtı” dedi.
İHD, MAZLUM-DER, İHGD ve HYD’nden oluşan insan hakları örgütleri, ortak açıklamayla, 18 Kasım’da düzenlenen “Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri’nin Toplumsal Etkileri” konulu konferansta Atatürk’ü eleştirdiği için hedef alınan Prof. Dr. Atilla Yayla’ya destek verdi: “Prof. Dr. Yayla hakkında başlatılan karalama ve linç kampanyasının vardığı boyut, Türkiye’de ifade ve akademik özgürlüklerin durumunu ve medyanın insan haklarına yaklaşımını bir kez daha gözler önüne sermiştir.” TBMM Başkanı Bülent Arınç da, “linç kampanyası”nı kınadı.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin “Edebiyat Günleri” kapsamında, yerel televizyon “Gün TV”de “Diyarbakır’da yaşayan yazarlar sorunları tartışıyor” programının 18 Kasım’da canlı yayımlanması, Diyarbakır Valiliği izniyle harekete geçen polisin çekim yapmak istemesi üzerine iptal edildi. TV Yayın yönetmeni Cemal Doğan, “Emniyet dahil herkesin canlı olarak izleyebildiği bir programın kamerayla çekilmek istenmesinin mantığı nedir?” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın “301 ile ilgili bir önerisi olan varsa, bunları bekliyoruz” sözlerine dayanarak Erdoğan’a 15 Kasım’da bir mektup gönderen Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, maddedeki “Türklük” kavramı yerine “Türk Ulusu” kavramının getirilmesi, ceza üst sınırının bir yıla düşürülmesi, basının haber verme görevine dair yayınların cezalandırılmamasını önerdi.
“Ülkede Özgür Gündem” gazetesinin yayını, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın “yayınına müsaade edilmemeli” beyanatından altı gün sonra, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 16 Kasım’da aldığı kararla 15 gün süreyle durduruldu. Gazetenin 26, 27, 30, 31 Ekim; 1, 2, 3, 8, 9, 10, 13, 14 ve 15 Kasım 2006 tarihli gazete nüshalarını inceleyen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 13 nüshada PKK-Kongra Gel propagandası yapıldığını, “terör örgütünün işlediği suçlar ile suç ve suçlunun övüldüğünü” bildirdi. Mahkeme, 5532 sayılı TMY’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 3713 sayılı Yasa’nın 6-son maddesine göre suç işlemeye alenen teşvik, suçları övme ve terör örgütü propagandası yapıldığına hükmetti.
TGC ve Televizyon Yayıncıları Derneği, eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in 11 Kasım’daki cenaze törenin yayının sadece TRT ve Anadolu Ajansı’nca yapılması ve protestoların gösterilmemesini eleştirdiler. TGC, “Yayının, siyasal iktidarın yönetimlerini belirlediği yayın organları tarafından gerçekleştirilmiş olması dikkate değer” diye bildirdi.
Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’nin son bir yıl içinde Avrupa Birliği’ne üyelik yolunda geldiği noktaya ilişkin 8 Kasım’da yayımladığı Türkiye İlerleme Raporu’nda ifade özgürlüğüne dair sorunların giderilemediği işaret ediliyor. İfade ve medya özgürlüğü konusunda Adalet Bakanlığı’nın Ocak ayında savcılar yönelik bir sadece Türkiye’deki yasaların değil AİHM düzenlemelerini de dikkat almalarını isteyen bir genelde yayımladığına yer veren Raporda, “Yeni TCK’da belirli düzenlemelere dayanılarak şiddet içermeyen düşüncenin kovuşturulması ve cezalandırılması ülkede bir oto-sansür havasının yaratılmasına yol açabilir” deniyor. Raporda, “Mecliste son olarak değiştirilen TMY, toplumda suç alanını terör eylemi olarak yaygınlaştırıyor ve medya haberlerine kısıtlamalar getiriyor. Medya alanında Avrupa standartlarına erişim çok sınırlı” denildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün gazetecilere yönelik 6 Kasım’da Polis Akademisi Başkanlığı’nda başlattığı “Terörle Mücadelede Medyanın Rolü” başlıklı eğitim semineri gazetecilerce yayın politikasına bir müdahale olarak değerlendiriliyor. ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay, “Gazetecilerin nasıl haber yazacaklarını anlatmak yerine, emniyet görevlilerinin gazetecilere nasıl davranmaları gerektiği yolunda bir seminer yapmalarından yarar var” dedi. Diyarbakır’dan gazeteci-yazar Nevzat Bingöl de, “Toplumun olaylardan gerçek anlamıyla haberdar olmasını engelleyecek bir girişim olur. Bu ülkeye en büyük zararı verirler” diye konuştu.
BİA2 Projesi’nin 4-5 Kasım günlerinde gerçekleştirdiği İstanbul Uluslararası Bağımsız Medya Forumu, eylem çağrılarının açıklanmasıyla sona erdi. IPS İletişim Vakfı Danışma Kurulu Üyesi Cumhur Kılıççıoğlu tarafından okunan metinde, katılımcılar “yaygın medya”ya, “yerel ve bağımsız medya”ya ve “hükümetler”e seslendi. Deklarasyonda, hükümetler “halkların ifade özgürlüğü ve bilgiye erişme özgürlüğünü kullanması için kendilerine düşen eylemi gerçekleştirmeye” çağrıldı.
Uluslar arası Bağımsız Medya Forumu’nda ikinci panelin konusu “Bağımsız Medya Evreni ve Yaygın Dışı Medyanın Gelişme Olasılıkları” oldu. IPS mütevelli heyeti başkanı Dr. Roberto Savio’nun kolaylaştırıcısı olduğu panelde konuşan BİA2 Proje Koordinatörü Ertuğrul Kürkçü, “Hepimize düşen görev, kamusal yayıncılık alanını açmak ve başka bir iletişimi imkanlar aşısından mümkün kılmak için politik arayışları yapmaktır” dedi. “Birgün” gazetesinden Şengül Kılıç, gazete sahipliği anlamında patronsuzluğun özgürlük anlamına gelmediğini, binlerce ortaklı bir gazete olarak Birgün’ün kimsenin direkt müdahalesine uğramadığını ancak bu durumda reklam ilişkisi bulunduğu meslek gruplarının etkisinde kalabildiklerini ifade etti. Aylık “Express” dergisinden Yücel Göktürk, bağımsız haberciliğin her türlü sermaye grubu, siyasal parti ve sivil toplum örgütü ile diğer yayın modellerinden bağımsız olmayı içerdiğini kaydetti. Forumda hem muhalif hem de alternatif bir yayın kuruluşu olduklarını ifade eden “Özgür Radyo” yetkilisi Songül Özbakır, radyoya ve muhalif medyaya yönelik baskılara Yayın Yönetmenleri Füsun Erdoğan’ın tutuklanmasını örnek vererek, TMY’na değindi.
TRT Genel Müdürlüğü için seçim süreci devam ederken Haber-Sen’in TRT emekçilerinin taleplerini içeren 1650 imzalı dilekçe 2 Kasım’da Cumhurbaşkanlığı’na gönderildi. Anayasanın 133. maddesine göre TRT’nin özerk ve tarafsız bir kamu tüzel kişiliğine sahip olması gerektiğini bildiren Haber-Sen, Anayasanın bu maddesinin 1993’de değişmesine rağmen, 1983 yılında çıkarılan 2954 sayılı TRT Yasası’nın değiştirilmediğini ifade etti.
Hükümet yetkililerinin değiştirme niyeti taşımadıkları 301. maddeyi İHOP düşünce özgürlüğü kampanyasının merkezine aldı. HYD, İHD, MAZLUMDER ve UAÖ Türkiye Şubesi’nin oluşturduğu platform, Meclis Çankaya Kapısı’nda 30 Ekim’de yaptığı bir basın açıklamasıyla düşünce özgürlüğü kampanyası başlattı.
RSF örgütünün bu yıl 5’incisini yayımladığı Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması’ na göre basın özgürlüğü alanında 2005’e kadar 15 sıra ilerleyerek gelişme gösteren Türkiye, bu yıl “yerinde saydı”. Basın özgürlüğü alanındaki durumu ölçen sıralamada geçen yıl 167 ülke içerisinde 98. sırada gösterilen Türkiye, bu yıl 168 ülke içerisinde aynı sırayı Butan ve Fildişi Sahili’yle paylaştı.
17 Ekim’de yaptığı toplantının ardından RTÜK, Parlamentosunda “Ermeni Soykırımının İnkarına hapis ve para cezası öngören Tasarıyı onaylayan Fransa’nın medya ürünlerinin yayımlanmamasını tavsiye etti. TVYD Yönetim Kurulu Başkanı Nuri M. Çolakoğlu, Fransa’nın ürettiği içeriklerin medyaya yayınlanmamasına dair RTÜK’ün tavsiye kararını yanlış bulduğunu açıkladı.
Eylül sonunda Düşünce Suçuna Karşı Girişim Sözcüsü müzisyen Şanar Yurdatapan, öğretim üyesi Prof.Dr. Taner Akçam, öğretmen Erdal Yıldırım, öğrenci Gülnur Elçik ve editör-yazar Nihat Ateş, Reuters Haber Ajansı’na verdiği röportajda Ermeni soykırımına inandığını açıkladığı için “Türklüğü aşağıladığı” gerekçesiyle dava açılan Hrant Dink’e destek veren bir “sivil itaatsizlik” kampanyası açtı. 14 Temmuz’da Reuters’e röportaj veren Dink, bir soru üzerine “Elbette bu bir soykırımdır diyorum, çünkü sonuç kendisini zaten tanımlıyor ve adını koyuyor. 4 bin yıldır bu topraklarda yaşayan halkın bu olanlarla birlikte artık ortadan yok olduğunu görüyoruz” demişti.
Yer verdiği haberler nedeniyle Tuzla Belediyesi’nin tepkisini çeken “Çağdaş Tuzla” gazetesine ait işyeri, 26 Eylül’de “ruhsatsız olduğu” gerekçesiyle Belediyeye bağlı zabıta ekiplerince mühürlendi. Gazetenin yayına hazırlandığı ve basım işlerini yürüttüğü büronun mühürlenmesine gazete çalışanları, ertesi gün belediye binası önünde kitlesel bir basın açıklaması yaparak ve üç günlük açlık grevi başlatarak protesto etti. Belediye yetkililerinin 8 Eylül’de tebliğ ettikleri “eksik evraklarını yedi gün içinde tamamlayarak belediyeye başvurun” şeklindeki encümen kararının gereğini yapmak için girişimde bulunduklarını ifade eden gazete sahibi ve yazı işleri müdürü Halil Özen, “Biz de ruhsat harcımızı yatırarak (makbuzumuz var) bu yedi gün içinde dosyamızı hazırladık ve belediyeye başvurduk. Ancak İktisat ve Küşat Müdürlüğü işyerimizin bulunduğu mahallenin ‘iskansız’ olduğunu söyleyerek dosyamızı almadı” dedi.
26 Eylül’de UAÖ, gazeteci Hrant Dink’e açılan üçüncü “Türklüğü aşağılama” davasının ifade özgürlüğünü kullanmaya karşı hukuki yıldırma taktiğinin bir parçası olduğunu açıkladı; Türkiye’yi bir kez daha TCK’nın 301. maddesini kaldırmaya ve belirsizlik içeren maddenin getirdiği keyfi uygulamalara son vermeye çağırdı: “UAÖ, yazarın muhalif fikirlerini barışçıl bir şekilde ifade etmesine karşı bir ‘hukuksal yıldırma örüntüsü’ oluşturduğu için bu davayla ilgili kaygı duyuyor.”
Başbakan Erdoğan’ın “301. maddeyi muhalefetle oturur, konuşuruz” şeklindeki sözlerine, Cumhuriyet Halk Partisi lideri Deniz Baykal, “Başbakan, Türkiye’de Türk kimliğine hakaret etmeyi serbest bırakmanın ayıbına ortak arıyor. Benim cevabım ise başka kapıya” karşılığını verdi. “301 Ayıbına artık son verilsin” açıklaması yapan ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay, 27 Eylül’de yaptığı açıklamada, “CHP, AKP ile milliyetçilikte değil demokraside yarışmalıdır” dedi. Yazar Elif Şafak’ın 301’den beraat etmesinin sorunu çözmediğini, bu maddenin her gazeteci ve yazar için tehdit oluşturduğunu savunan Abakay, “Dink’in yargılanmasına neden olan açıklamasına katılmıyorum. Ancak Dink’in düşüncelerini özgür şekilde açıklayabilmesini sonuna kadar destekliyorum” dedi.
20 Eylül’de TİHV, ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kalkması için yalnızca 301. maddenin değiştirilmesinin yetmeyeceğini, yasada “ifade özgürlüğü bakımından sorun yaratabilecek en az 14 madde olduğunu” açıkladı. TİHV, TMY, Atatürk’ü Koruma Yasası, Basın Yasası ve RTÜK Yasası gibi yasaların da ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte olduğunu belirtti. TCK’daki sansürcü maddeler arasında, 84. (İntihara teşvik ve yardım), 125. (Onur, şeref ve saygınlığı rencide etme, kamu görevlisine hakaret), 132. (Haberleşmenin gizliliğini ihlal), 134. (Özel hayatın gizliliği), 215. (Suçu ve suçluyu övme), 216. (Halkı kin ve düşmanlığa tahrik), 218. (Basın yoluyla kamu barışına karşı işlenen suçlar), 285. (Soruşturmanın gizliliğini ihlal), 286. (Soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde ses ve görüntü kaydı), 288 . (Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs), 299. (Cumhurbaşkanına hakaret), 305. (Temel millî yararlara karşı faaliyette bulunmak için yarar sağlama) ve 318. (Halkı askerlikten soğutma) maddeler sayıldı.
Elif Şafak davasında duruşma güvenliğinin sağlanmasını 19 Eylül’de isteyen ÇGD Genel Başkanı Abakay, “TBMM gündemindeki Uyum Paketi’ne istismara müsait, düşünce ve ifade özgürlüğünü engelleyen 301. maddesi de dahil edilerek değiştirilmeli. Şiddeti öngörmeyen ve teşvik etmeyen hiçbir görüş suçlanamaz” dedi. Abakay, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanacak olan Avrupa Birliği (AB) Uyum Paketi’ne 301. maddesinin de dahil edilmesini istedi: “Uygulamada ciddi sıkıntılar ortaya çıkmıştır. Mahkemeler gazeteci ve yazarlar için yol geçen hanına dönmektedir.”
Haber-Sen Genel Müdür seçiminde “Bizim de söyleyecek sözümüz var” diyerek TRT emekçilerinden topladığı 1650 imzalı dilekçeyi 13 Eylül’de Radyo Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) verdi.
TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin yayımladığı rapora göre, en az 80 gazeteci, yazar ve aydın 2006 yılında yazıları nedeniyle yargılandı. 20 Ağustos’ta TİHV, gazete, kitap ve dergi toplatmaları ile kitap yasaklama uygulamalarının sürdüğüne işaret etti. Vakıf, Avrupa Birliği’ne üyelik çabaları kapsamında düşünce özgürlüğüne ilişkin 2001’de Anayasa değişiklikleri ile başlayan sürecin 2006’da sekteye uğradığını açıkladı.
12 yıl boyunca haftalık yayın yaptıktan sonra 15 Ağustos’ta günlük yayına geçen Kürtçe “Azadiya Welat” gazetesini dağıtım şirketi dağıtmak istemedi. Beş yıldır gazetelerini dağıtan şirketin bu hizmeti günlük yayın için yerine getirmeyi reddetmelerini değerlendiren gazete yetkilileri, sorunun “Kürtçe yayın” yapmalarından kaynaklandığını düşünüyorlar. İlk sayıları gazete büroları aracılığıyla dağıtıldı.
İstanbul FM 106’nın Radyo ve Televizyon Kuruluşlarına Kanal ve Frekans Tahsisi Şartları ve Bunlara İlişkin İhale Usulleri ile Yayın Lisansı ve İzni Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına dair Yönetmelik’ in iptal için yaptığı başvuruyu 6 Haziran’da değerlendiren Danıştay 13. Dairesi, 31 Temmuz’da tebliğ ettiği kararında RTÜK uygulamasının uygulamanın 3984 sayılı RTÜK Yasası’na aykırı olduğunu belirtti. Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM), Danıştay’ın medya kuruluşlarından, frekans bedeli karşılığında kira alımına dair RTÜK uygulamasının yürütmesinin durdurulmasından memnun değil. RATEM Başkanı Yusuf Gürsoy, “Frekans ihale uygulamasının televizyonlar için anlamı yok. Onlar zaten sayısal karasal yayıncılığa geçiyorlar. İhale radyolar için gündeme gelecek. Bundan özellikle yerel ve bölgesel radyolar olumsuz etkilenecek” dedi.
Türkiye’de Sansürün Kaldırılışı’nın 98. Yıldönümü’nde TGS Yönetim Kurulu Başkanı Ercan İpekçi, “Türk basını 98 yıl önce, Abdülhamit’in baskıcı rejimi altında sansüre karşı gösterilen direnci, 21. yüzyıl koşulları karşısında yaşama geçirebilmekten acizdir” dedi. İpekçi, açıklamasında “Medya sahipleri ve onların fikir danışmanlığını yapan üst düzey medya yöneticilerinin bildiği tek mücadele alanı, basın emekçilerinin haklarını gasp etmek ve onların özgür habercilik yapmalarını alıkoyacak yöntemler geliştirmekten ibaret” ifadesine yer verdi.
Gazeteci Hrant Dink’in, “Türklüğü aşağılama” iddiasıyla mahkum olmasından sonra harekete geçen insan hakları örgütleri, meslek kuruluşları ve muhalif siyasi partiler 301. maddenin yürürlükten kaldırılması için sansürün kaldırılışının yıldönümü olan 24 Temmuz’da milletvekillerine karşı “Toplu Telefon Eylemi” düzenlediler. Türkiye’nin bir çok yerinde gerçekleşen eylemle, düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki en büyük engellerden biri olan 301. maddenin acilen kaldırılması istendi.
13 Temmuz’da Düşünce Suçuna Karşı Girişim, daha önce 20’nin üzerinde aydınla birlikte başlattığı sivil itaatsizlik eylemini “Agos” gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in Düşünceye Özgürlük Kitapçığı’nda yer alan yazısından mahkum edilmesi üzerine yayma kararı aldı. Dink için genişleyen eylemin metninde, “Hrant Dink’in, yeni Ceza Yasası’nın 301. maddesine dayandırılarak suç sayılan yazısını fikir özgürlüğü adına savunduğumuzu ve bu “suç”a iştirak ettiğimizi açıklıyoruz. Düşünce ve ifade özgürlüğüne engel olduğu, bu uygulamayla bir kez daha kanıtlanmış olan 301. maddenin acilen kaldırılmasını talep ediyoruz” deniyor.
İHD Genel Merkezi’nin katkılarıyla Ankara’da sergilenen gazeteci Ahmet Şık’e ait “Başkasının Acısına Bakmak” Sergisi, kapanmasına üç gün kala 6 Temmuz’da, Kültür Bakanlığı’nın müdahalesiyle karşılaştı. Salondaki bakanlık yetkilileri sergide yer alan altı fotoğrafı “sakıncalı” bularak indirdi. Olay ortaya çıkması üzerine harekete geçen İHD fotoğrafları yerlerine yeniden astı. İHD Genel Saymanı Yüksel Mutlu, sergide yer alan altı fotoğrafa eşlik eden mağdur ifadelerinde “devlet düşmanlığı” yapıldığı iddiasıyla sansür girişimiyle karşılaştığını belirtti. Sergi, mayınlardan ve savaş atıklarından yaralanmış, fiziksel mağduriyete uğramış 42 insanın fotoğraflarından oluşuyordu.
Ulusal ve uluslararası ifade özgürlüğü kuruluşlarının endişelerini çeken, PKK lideri Abdullah Öcalan’a af getirdiği gerekçesiyle CHP’nin ertelettiği TMY Tasarısı, 29 Haziran’da Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. “Yayın sorumlusu” gibi geniş bir kavramı da içeren yasadaki “Terör örgütü açıklamaları yayımlamak” veya “terör örgütü propagandası yapmak” gibi ifade özgürlüğünü kısıtlayabilecek düzenlemeler, hapis cezasını yaygınlaştırıyor.Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Meclisteki görüşmeler öncesinde, “Keşke böyle bir tasarı ile gelmeseydik, sevimsiz bir tasarı” dedi. Yasanın kabulünden sonra ise Çiçek, “hak ve özgürlükler sınırlandırılmayacak” diyerek teminat verdi.
Sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmalarına sınırlama getiren 5530 Sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, Meclis Genel Kurulu’nda 29 Haziran’da kabul edildi. Yasa sivillerin, askeri kişilerle birlikte askeri nitelikte bir suç işlemedikleri sürece, normal mahkemelerde yargılanmalarını olanaklı kılıyor. Ancak yasaya göre sivil mahkemeler, Askeri Ceza Kanunu hükümlerine atıf yapabilecek.
22 Haziran’da CHP Antalya Milletvekili Feridun Baloğlu, TRT’nin 12 Ocak 2004’den bugüne kadar yerli ve yabancı firmalardan aldığı çizgi film sayısını ve bu filmlerin neye göre belirlendiğini soruyor. Baloğlu, Devlet Bakanı Beşir Atalay’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu önergesinde, TRT Televizyon Daire Başkanı’nın, bir gazetede yer alan “TRT olarak Türk kültürüne aykırı yayın yapmıyoruz. Zaten ‘Winnie The Pooh’ adlı çizgi filmi bu yüzden almadık” şeklindeki açıklamasına işaret etti. Baloğlu, alınan filmlerin, hangi kanallarda ve saatlerde yayınlandığını, yayınlanmayan varsa bunun gerekçelerini öğrenmek istedi.
Yayıncı ve yazar kuruluşlarının temsilcileri, AB ile üyelik müzakerelerinin resmen başlatılması kararının alındığı 12 Haziran’daki Lüksembourg zirvesinde Genişlemeden Sorumlu üye Olli Rehn’in “ifade özgürlüğü” konusundaki uyarlarına yol açan sorunların çözümünün zaman alacağını ve sürecin zorlu geçeceği kanısında. Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) Genel Sekreteri Metin Celal, “Özgürlük getiren tüm yasaların uygulayıcılarca farklı yorumlanması veya uygulamaması biçimine bürünen bir direnç söz konusu. Geleceğe pek olumlu bakamıyoruz ne yazık ki” diyor. PEN Türkiye Merkezi Başkanı Vecdi Sayar ise iyimser ancak sorunun bugünden yarına çözülemeyeceğini düşünüyor.
12 Haziran’da, Diyarbakır “Gün TV” Yayın Yönetmeni Cemal Doğan, TV’ler için haftalık 4 saat, radyolar için de beş saat olan Anadilde yerel yayın sürelerinin “sinema ve müzik gibi kültürel yayınlar için” gevşetildiği yolundaki haberlerden memnuniyet duyamadıklarını açıkladı. Varolan koşullarda ciddi zorluklarla yayın yaptıklarını açıklayan Doğan, RTÜK’ün münferit yayınlarla ilgili değil düzenli yayın şartlarında kolaylık sağlamasını bekliyor: “Yönetmeliğin kapsamı bu şekilde kaldığı sürece sıkıntılar sürecek. Eğer bu konuda bir adım atılmak isteniyorsa, yönetmelik tamamen gözden geçirilsin”.
“TRT’de baskı ve sansüre hayır” diyen, aralarında Haber-Sen ile Küresel BAK ve TRT çalışanlarının bulunduğu yaklaşık iki yüz elli kişilik grup, 7 Haziran’da TRT İstanbul Radyosu önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. TRT muhabiri ve Haber-Sen Beyoğlu Şubesi Basın-Yayın Sekreteri Mehmet Demir TRT uygulanan sansür ve baskıyla ilgili pek çok örnek verdi. Eyleme akademisyen Ufuk Uras, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, DİSK Genel Sekreteri Musa Çam, sanatçı Salih Güney ve TRT Radyosu sanatçısı Umut Akyürek de destek verdi.
30 Mayıs’ta TGC Başkanı Orhan Erinç, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nce düzenlenen “Salı Konferansları” çerçevesinde, öğrencilere basının sorunlarını anlattı. Erinç, “sendikasızlaştırmanın, gazetecilerin hem kişilik, hem de özlük haklarına yöneltilen bir saygısızlık olduğunu” söyledi.
12 Mayıs’ta “Seçmen Sizi Gözetliyor” isimli Girişimin sözcülerinden Şanar Yurdatapan, TMY Tasarısı’na, “terörden çok özgürlüklerini kısıtladığı, işkenceye yeşil ışık yaktığı ve DGM’leri geri getirdiği için karşı olduklarını bildirdi. Tasarının kabul edilmesi halinde yasanın, kavram kargaşasına neden olduğu için hukuksal bir kaosa da yol açacağı uyarısında bulunan Yurdatapan, “Yasanın o veya bu maddesi değil tümü geri çekilmelidir” dedi. TGC 16 Mayıs’ta Türk Ceza Hukuku Derneği ile ortaklaşa “Terörle Mücadele Yasası Tasarısı” konusunda bir panel düzenledi.
Ceza Yasası’ndaki düşünceyi kısıtlayan düzenlemelerin geri çekilmesi için 28 Mart’ta sivil itaatsizlik eylemi gerçekleştiren aydınlar, haklarında açılan soruşturma kapsamında 5 Mayıs’ta İstanbul Sultanahmet Adliyesi’nde Savcı Nurten Altınok’a ifade verdiler. Yeni TCK’nın antidemokratik maddelerini 31 paragraflık bir metinle çiğneyip kendilerini ihbar eden 20 kişi içerisinde İstanbul’da bulunanlardan yedi kişi, ifadelerinde, kendilerini ihbar ettiler.
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun (KPK) 5 Mayıs’ta Ankara’da yapılan 56. toplantısının sonunda bir basın toplantısı düzenleyen AB-Türkiye KPK Eş Başkanı Joost Lagendijk, “Açılışta söylediklerim geçerli. Avrupa Parlamentosu açısından Türkiye’deki reformlara bakarsak, karşı karşıya olduğumuz resim karışık” diye konuştu.
19 Nisan’da Muş İl Mili Eğitim Müdürlüğü, “Haber 49” gazetesi için yazılar yazan Endüstri Meslek Lisesi Edebiyat Öğretmeni Kasım Sığınç’ı, “kınama”yla cezalandırdı. Cezayı 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/B-d maddesine dayandıran Müdürlük, 19 Nisan’da Sığınç’ın cezasını “olumlu çalışmaları ve temiz sicili” sayesinde “uyarı”ya dönüştürdü.
RTÜK’ün izniyle 23 Mart’ta Kürtçe’nin Kırmançi lehçesinden yayına bağlayan Şanlıurfa “Medya FM”, anadilde yayını zor şartlarda gerçekleştiriyor. Hafta içerisinde toplam beş saat Kırmançi yayın yapan radyonun Genel Koordinatörü Mustafa Arısüt, 6 Nisan’da, program hazırlığı, sunumu ve bürokratik yükümlülüklerin yerine getirilmesi için iki kişiyi günde on saat çalıştırdıklarını ifade etti.
Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) 2005 Dünya Basın Özgürlüğü Raporu’nda, Türkiye’de birçok gazeteci ve yazarın kovuşturmaya uğradığı belirtilerek, bu durumun basın özgürlüğü açısında Avrupa Birliği’nde kaygı yarattığı kaydedildi. Yeni Ceza Yasası’nı “basın özgürlüğünü zedeleyen baskıcı hükümler” içerdiği için eleştiren Enstitü, 30 Mart’ta, gazetecilere hapis cezaları öngörmesi dışında yasanın medyayla ilgili cezaları arttırdığını ve basını hedef aldığını bildirdi.
26 Mart’ta Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), üyesi olan kuruluşları ve kamuoyunu 301. maddenin yürürlükten kaldırılması için Türkiye yetkililerine kartpostal göndermeye çağırdı. Kartpostal eyleminin 1-10 Nisan günleriyle sınırlı olduğunu duyuran UAÖ, “Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” başlıklı 301. maddenin temel ifade özgürlüğü hakkına yönelik bir tehdit olduğunu bildirdi.
1995’te yazar Yaşar Kemal’in DGM’sinde yargılanmasına tepki olarak başlayan ve 11 yılda toplam 80 bini aşkın kişinin katıldığı sivil itaatsizlik eylemi 28 Mart’ta yeniden başladı. 1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren Yeni Ceza Yasası’ nın düşünce ve ifade özgürlüğü üzerindeki olumsuz etkilerinden endişe eden bir grup aydın, TCK’da özgürlüğü kısıtlayıcı 22 maddesini 31 paragraflık tek bir metin yayımlayarak sivil itaatsizlik yaptı. Eylem, “Temel millî yararlara karşı hareket” başlıklı 305, “Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” başlıklı 301, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” başlıklı 216 ve “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” başlıklı 288. madde ile Terörle Mücadele Yasası’nın 6. maddesinin yürürlükten kaldırılmasını amaçlıyor.
RTÜK’ün taahhütname imzalatarak Kırmançi yayın için izin verdiği “Gün TV”, 23 Mart akşamı “Derguşa Çande” (Kültür Beşiği) başlıklı bir kültür sanat programı yayımladı. Kürtçe yayın izni alan Şanlıurfa “Medya FM” ve Diyarbakır “Söz TV” de, aynı gün bu dilde yayına başladılar.
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’nın (TESEV) hazırladığı ve Prof. Dr. Baskın Oran’ın kaleme aldığı “Türkiye İnsan Hakları Bilançosu: 2005 İzleme Raporu”, 23 Mart’ta kamuoyuna açıklandı. Raporun hazırlayıcısı Prof. Dr. Basın Oran, “Küreselleşme ve silahlı Kürt milliyetçiliğine tepki olarak etnik milliyetçiliğin yargının işleyişine etki edecek derecede yükselişe geçtiğini ve Derin Devlet’in tekrar baş gösterdiğini” bildirdi. Avrupa Birliği müzakere sürecinde demokratikleşme çabaları zorluklarla da olsa sürdüğünü belirten Prof. Oran, 2004 sonunda ve yeni Ceza Yasası’ nın yürürlüğe sokulmasından önce insan hakları örgütleri ve kamuoyunun büyük umutlar beslediğini hatırlattı; buna karşılık 2005’te insan hakları açısından son derece üzücü bir yıl geçirildiğini söyledi.
Ardahan Sulh Ceza Mahkemesi, DTP İl Başkanlığı’nın “Newroz Şöleni’ne Davet” başlıklı ilanda “Nevruz” ifadesi kullanılmadığını için kentte yayımlanan “Kuzey Doğu Anadolu” gazetesini toplattı. 19 Mart’ta gazete bürosuna gelen polis, tutanak karşılığında gazetenin 238 adet sayısına el koydu. Mahkeme, DTP İl Başkanlığı’nın 2820 Sayılı Siyasi Partiler Yasası’ na tabi olduğunu, bu partinin Türkçe içerikli olmayan “Newroz” kelimesini kullanamayacağını bildirerek, bu ilanı ücret karşılığında yayımlanan gazete hakkında toplatma kararı verdi.
7 Mart’ta RTÜK, Güneydoğuda yayın yapan üç yerel medya kuruluşuna Kürtçe yayın yapma izni verdi. RTÜK, farklı dil ve lehçelerde yayın yapma izni verdiği Diyarbakır “Gün TV” ve “Söz TV” ile Şanlıurfa “Medya FM” yetkilileriyle, gelecek günlerde taahhütname imza töreni düzenleyecek. İşlemlerin ardından Kırmançi ve Zazaca yayına geçilebilecek. Bu üç yayın kuruluşu, Kürtçe yayın yapmak için 17 Mart’ta RTÜK ile bir taahhütname imzaladı.
2 Mart’ta bir açıklama yapan RTÜK Başkanı Zahit Akman, işlemlerini tamamlayan dört yerel kanalın bu ay içinde Kürtçe yayına geçeceğini söyledi. Diyarbakır’da RTÜK’ün bölge temsilciliğinde incelemelerde bulunan ve Vali Efkan Ala ile görüşen Zahit Akman, başvurucu 12 yerel radyo ve televizyonu içerisinde dördünün tüm evraklarını tamamladığını söyledi. Akman, “Tahmin ediyorum içinde bulunduğumuz Mart ayı içinde yayına geçerler” dedi.
Kürtçe yayına ilgi duyan yerel kuruluşlardan “Gün TV”nin Yayın Yönetmeni Cemal Doğan, “Uluslararası Anadil Günü” olan 21 Şubat’ta yaptığı açıklamada, Kürtçe’nin Kırmançi lehçesinde yayın için yaptıkları başvurunun hala sonuçlanmadığını bildirdi. Özel Kürtçe dil öğretiminin başarısızlığa uğradığını ifade eden Kürt Enstitüsü Yönetim Kurulu üyesi ve Dil Bölümü Başkanı Zana Farqini, “Varlığını sürdürmesi için Kürtçe tıpkı Türkçe gibi devlet eliyle öğretilmeli” diyor.
169 aydının 26 Aralık’ta başlattıktan sonra “301’e Hayır” web sitesinde devam eden “301 Kere Hayır! Düşünceye Sınırsız Özgürlük!” başlıklı kampanya 31 Ocak’ta tamamlandı. Bir ayı aşkın bir sürede kampanyaya, Türkiye ve dünyanın çeşitli yerlerinden 4 bin 88 kişi destek verdi. Kampanyaya katılanlar, 301 ve 305. maddelerinin yürürlükten kaldırılmasını, ifade özgürlüğü davalarında yaşanan şiddetin durdurulması istediler.
RSF, 1 Ocak 2006’da Avrupa Birliği’nin Dönem Başkanlığı’nı devralan Avusturya’nın Başkanı Wolfgang Schüssel’e 5 Ocak’ta bir mektup göndererek, Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik saldırılarından duyduğu endişeyi iletti. RSF, düşünceyi cezalandıran 301 ve 305. maddeleriyle ilgili Schüssel’den, Ankara nezdinde girişimde bulunmasını istedi.
Adıyaman’da kamu kurumlarında memur veya sözleşmeli personel olarak çalışan gazete yazarlarına, Valiliğin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve 4857 sayılı İş Kanunu’ na dayanarak kurumlarına gönderdiği yazı ile yazı yazmalarına yasak getirdi. Uygulama kentteki televizyon, radyo ve gazetelerdeki 27 kişiyi etkiliyor. Anadolu Basın Birliği (ABB) Bölge Başkanı Murat Sönmüş, Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Gafai İzci ve Demokrasi Platformu uygulamayı kınadı.
4 Ocak Basın Konseyi, yeni TCK’nin iletişim özgürlüğüne karşı olarak nitelendirilen ve hapis cezası içeren hükümlerine ilişkin Pangaltı Ramada Plaza’da basın toplantısı düzenledi. Başkan Oktay Ekşi, “Basın Konseyi olarak, 301. maddede getirilen üç aydan üç yıla kadar hapis cezaları yerine para cezası verilmesini öngörüyoruz” dedi. Ekşi, daha önce yaptığı “Bu yasa bu şekilde yürürlüğe girerse Türkiye dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olacak” açıklamasını anımsattı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
19 Aralık’ta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), “2000’de Yeni Gündem” gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü Erdal Taş, gazetenin sahibi Mehmet Emin Yıldız, “Yeni Evrensel” gazetesi yazı işleri müdürü Bülent Falakaoğlu, gazetenin sahibi Fevzi Saygılı ve MÜSİAD eski başkanı Mehmet Erol Yarar’ın “ifade özgürlüğünü ihlal” ettiği gerekçesiyle şikayet ettiği Türkiye’yi toplam 34 bin 325 avro (65 bin 217 YTL) tazminata mahkum etti. Başvurular, “Bölücülük propagandası yapmak”, “terörle mücadelede görevli kişilerin kimliğini açıklayarak terör örgütlerine hedef göstermek” ve “halkı, ırk ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etmek” gibi iddialara verilen cezalar nedeniyle yapılmıştı.
9 Kasım’da AİHM, Ankara DGM’sinin önünde dağıttığı bildiriyle vicdani retçi Osman Murat Ülke’ye destek vererek “halkı askerlikten soğuttuğu” gerekçesiyle Askeri Mahkemesi’nce mahkum edilen gazeteci Koray Düzgören’in davasında Türkiye’yi mahkum etti. Adil yargılama yapılmadığı ve ifade özgürlüğün kısıtlandığına oybirliğiyle karar veren AİHM, Türkiye’nin Düzgören’e 3 bin 500 avro (yaklaşık 6 bin 500 YTL) tazminat ödemesine hükmetti. AİHM, partisinin Olağanüstü Kongresi sırasında “Biji PKK” (“Yaşasın PKK”) dediği ve zafer işareti yaptığı gerekçesiyle hapis cezası verilen Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Bayrampaşa İlçe Başkanı Mehmet Cemal Kavak’ın adil yargılanmadığına karar verdi; ifade özgürlüğü ihlali iddiasının ayrıca değerlendirmeye gerek görmedi. Kavak’a 2 bin 500 avro (yaklaşık 4 bin 600 YTL) tazminat ödenecek.
31 Ekim’de AİHM, Emeğin Partisi’ne ait “İMF’siz Türkiye için emek programıyla 1 Mayıs’a” afişini Olağanüstü Hal Yasaları’nın yürürlükte olduğu OHAL Bölgesi’nde yasakladığı için Türkiye’yi toplam 2 bin 500 avro (4 bin 620 YTL) tazminata mahkum etti. AİHM, 430 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamesi’nin 1 (a) maddesiyle yürürlüğe sokulan 2935 Sayılı OHAL Yasası’nın 11 (e) maddesi yoluyla afişin yasaklanmasının “ifade özgürlüğü hakkının kısıtlanması” anlamına geldiğini oybirliğiyle kararlaştırdı.
3 Ekim’de AİHM, “Özgür Bakış” gazetesine yazdığı ve 1 Haziran 1999’da yayımlanan bir yazıda Kürt Sorunu bağlamında yetkilileri eleştirdiği için DGM’ce bir yıl hapse mahkum edilen yazar Fikret Başkaya’nın açtığı davada ifade özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle Türkiye’yi 8 bin 735 avro (yaklaşık 16 bin YTL) tazminata mahkum etti. “Bölücülük propagandası” iddiasıyla 13 Haziran 2000’de hapse mahkum edilen Başkaya, ceza Yargıtay’da da bozulmayınca, “ifade özgürlüğü hakkı” ve “adil yargılanma hakkı”nın ihlal edildiğini savunarak AİHM’ye başvurmuştu.
13 Temmuz’da Türkiye, EMEP Elazığ Şubesi yönetici sıfatıyla yaptığı konuşmadan “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla cezalandırılan Ender İmrek’in AİHM’de açtığı davada dostane çözüme gitti. AİHM, Türkiye’nin İmrek’e 3 bin 500 avro (7 bin YTL) tazminat ödemesi karşılığında dosyayı kayıtlardan sildi. Nisan 1998’deki bir toplantıda konuşma yaptığı için eski TCK’nın 312. maddeden suçlanan İmrek, 1999’da Malatya DGM’since bir yıl hapis ve de para cezasına çarptırılmıştı.
Türkiye, seçim döneminde 12 yıl önce Bingöl’de yaptığı konuşmadan kapatılan Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan’a ceza verdiği için AİHM’de mahkum oldu. “Kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla ceza alan Erbakan’ın ifade özgürlüğü ve adil yargılama haklarının kısıtlandığını 6 Temmuz’da açıklayan AİHM, Erbakan’a tazminat ödenmesine gerek olmadığını bildirdi. AİHM, Erbakan’a olaydan 4 yıl 5 ay sonra sadece bir video kaydından hareketle dava açıldığını hatırlattı. 10 Mart 2000’de Diyarbakır DGM’si, Erbakan’ın “inananlar” ile “inanmayanlar” arasında ayırım yaparak, siyasi tartışma özgürlüğünün kabul gördüğü sınırları aştığına karar vermişti.
27 Haziran’da AİHM, “Özgür Bakış” gazetesinin 1 Haziran 1999 tarihli sayısında yazar Fikret Başkaya’a ait bir yazıdan “bölücülük propagandası” iddiasıyla cezalandırılan gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü Hasan Deniz’in ifade özgürlüğü hakkının kısıtlandığına karar verdi. AİHM, 4 Ocak 1999’da “Yeni Evrensel” gazetesinin Olağanüstü hal yasalarıyla yönetilen bölgeye sokulması ve dağıtılmasıyla ilgili Türkiye’yi gazete yetkilileri Fevzi Saygılı ve Tuncay Seyman’a 6 bin 500 avro (13 bin YTL) ödemeye mahkum etti. AİHM, Tunceli Kültür ve Dayanışma Derneği başkanı Selman Yeşilgöz ile dernek komite üyesi Ali Firik’in başvurusunda Türkiye’yi, 16 bin avro (32 bin YTL) tazminata mahkum etti.
22 Haziran’da AİHM, “Türkiye Komünist Partisi 5. Kongre Belgeleri” başlıklı kitap nedeniyle yetkilisi 13 ay 10 gün hapse mahkum olan Ürün Yayınları’nın ifade özgürlüğü davasında Türkiye’yi 3 bin 500 avro (7 bin YTL) ödemeye mahkum etti. Kitap, 28 Mart 2003’te “bölücülük propagandası” iddiasıyla cezalandırılmıştı. AİHM, “faşizm” ve “Kürtlerin ayrılık hakkı” gibi ifadelerin belirli bir sertliğe işaret edebileceğini ancak vatandaşlar arası şiddet kullanımını, kin ve düşmanlığı teşvik edici ifadeler olarak görülemeyeceğini bildirdi.
11 Mayıs’ta AİHM, “1900’dan 2000’e Kürtler” Kronolojik Albümü’nün editörü olarak kaleme aldığı yazılarda “bölücülük propagandası” yaptığı gerekçesiyle hapse mahkum edilen gazeteci Zeynel Abidin Kızılyaprak’ın başvurusunu yaptığı ön incelemede kabul etti. Kapanan “Özgür Bakış” gazetesinin okurları için hazırladığı albümün editörü olan Kızılyaprak, İstanbul 2. Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce (DGM) 1 yıl 4 ay hapis ve bin 612 YTL para cezasına çarptırılmıştı.
4 Mayıs’ta AİHM, ifade özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle Türkiye’yi toplam 33 bin 052 avro (52 bin 880 YTL) ödemeye mahkum etti. Kürt kimliğinin tanınması ve “şiddet politikaları”nın terk edilmesini istedikleri konuşmaları nedeniyle hapse mahkum edilen Demokrasi Partisi (DEP) milletvekilleri Mahmut Alınak, Sırrı Sakık ve Ahmet Türk’ün açtıkları davada Türkiye, 26 bin 500 avro (42 bin 400 YTL) ile cezalandırıldı. “Asker uğurlamaları ve toplumsal hafıza” başlıklı haber nedeniyle Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde cezalandırılan “Günlük Emek” gazetesi yazı işleri müdürü Ahmet Ergin’e de 3 bin 500 avro (5 bin 600 YTL) ödenmesine karar verdi.
2 Mayıs’ta da AİHM, “İslamiyet Gerçeği” kitabının yazarı Erdoğan Aydın Tatlav’ı “İslam’a hakaret” iddiasıyla cezalandıran Türkiye’yi, 3 bin 052 avro (4 bin 880 YTL) tazminat ödemeye mahkum etti.
11 Nisan’da AİHM, Demokrasi Partisi eski milletvekili Mehmet Hatip Dicle, “2000’de Yeni Gündem” gazetesi sahibi Mehmet Emin Yıldız ve çalışanları ile Emeğin Partisi Elazığ Şubesi’nde konuşma yapan Sevgi Yılmaz’ın açtığı ifade özgürlüğü davalarında, Türkiye’yi 24 bin 800 YTL ödemeye mahkum etti. AİHM, “2000’de Yeni Gündem” gazetesinin OHAL Bölgesi’ne sokulmamasıyla ilgili 9 bin avro (14 bin 400 YTL) tazminata hükmetti.
4 Nisan’da AİHM, DGM’sinin Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı iken hapse mahkum ettiği Hasan Celal Güzel’in başvurusunda Türkiye’yi adil yargılama yapmadığı için mahkum etti. Kararını oybirliğiyle alan AİHM, kararın kendisinin manevi zararlarının giderilmesi için yeterli olduğunu belirtti; Güzel’e bin avro (bin 600 YTL) mahkeme gideri ödenmesine hükmetti. AİHM, en uygun tavrın Güzel’in bağımsız ve tarafsız bir mahkemece yeniden yargılanmaları olacağını da bildirdi.
RTÜK’ün İstanbul “Özgür Radyo” ya verdiği biri üç aylık, diğer bir yıllık iki yayın durdurma cezasını “orantısız ve demokratik toplumda gereksiz” bulan AİHM, 30 Mart’ta Türkiye’yi ifade özgürlüğü ihlal etmekten 17 bin avro (27 bin 200 YTL) tazminat ödemeye mahkum etti. AİHM, radyo yayınlarının demokratik bir toplumda medyaya atfedilen “denetçi” (watchdog) rolüne tamamen uygun olduğunu bildirdi. Radyoya, Haziran 1998-Mart 1999 döneminde üç uyarı ve iki yayın durdurma cezası verilmişti.
22 Mart’ta AİHM, aylık “Eşitlik, Özgürlük ve Barış İçin Devrim” dergisi sahibi Tayfun Koç ve derginin sorumlu yazı işleri müdürü Musa Tambaş’ın açtığı ifade özgürlüğü davasında Türkiye’yi, 10 bin 64 avro (6 bin 290 YTL) tazminat ödemeye mahkum etti. 24 Ağustos 1998’de İstanbul DGM’si, başvuru sahiplerini, “bölünmez bütünlüğe yönelik propaganda” yapıldığı ve “terörle mücadele görevi yapanı hedef gösterdiği” gerekçesiyle para cezası mahkum etmiş, dergiyi bir ay süreyle kapatmış ve ilgili dergi sayılarını toplatmıştı.
8 Mart’ta AİHM, “Sosyalizm ve Özgürlük Mücadelesinde Devrimci Gençlik” dergisinde “PKK ve DHKP örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla ceza alan Sevinç Hocaoğulları’nın ifade özgürlüğü hakkının meşru şekilde kısıtlandığına karar verdi. 1999’da çıkan “Hangi Barış?” ve “Gençlik İsyan Demek İstiyor” başlıklı haberlerle şiddetin övüldüğü ve insanların şiddete teşvik edildiğine karar veren AİHM, DGM’deki yargılama nedeniyle Türkiye’yi sadece adil yargılama yapmadığı için mahkum etti. Türkiye, Hocaoğulları’na bin avro (bin 600 YTL) ödeyecek.
İçişleri Bakanlığı’ndan izin almadan 1994’da Türkiye dışındaki toplantılara katıldıkları için hapse mahkum olan İzmir Savaş Karşıtları Derneği yöneticileri, “örgütlenme özgürlüğü kısıtlandığı” iddiasıyla AİHM’de açtıkları davayı kazandılar. 3 Mart’ta AİHM, Osman Murat Ülke ve Ali Serdar Tekin’e toplam 7 bin avro (11 bin 200 YTL) ödenmesine karar verdi. Mahkeme, devletin “ulusal güvenlik” veya “kamu güvenliği” adına uygun gördüğü her önlemi alamayacağını tekrar etti. 1999’da Ankara DGM’since “bölücülük propagandası” iddiasıyla 3 yıl 9 aya mahkum edilen yazar Yalçın Küçük, Türkiye aleyhinde açtığı ifade özgürlüğü davasında dostane çözüme gitti. Türkiye, yazara 6 bin 450 avro (10 bin 320 YTL) ödeyecek.
21 Şubat’ta AİHM, “Düş ve Yaşam” başlıklı kitabın yazarı şair-yazar Yılmaz Odabaşı ve kitabın yayımcısı Niyazi Koçak’ı “Atatürk’ün manevi şahsiyetini tahkir” iddiasıyla mahkum eden Türkiye’yi toplam 10 bin 450 avro (16 bin 720 YTL) tazminatla cezalandırdı. Kitaptaki ifadelerin Atatürk’ün şahsını hedef almayıp Kemalist ideolojiyi eleştirdiğine kanaat getiren AİHM, oybirliğiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinin ihlal edildiğini bildirdi.
Kapatılan “Özgür Bakış” gazetesi sahibi Halis Doğan’ın açtığı ifade özgürlüğü davasında Türkiye, 7 Şubat’ta bin avro (bin 600 YTL) ödemeye mahkum edildi. Gazete ile birlikte satılan “1900’dan 2000’e Kürtler” başlıklı kronolojik albümün mahkeme kararıyla 2000’da toplatılmasıyla ilgili AİHM, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebinin tebliğ edilmemesini “adil yargılama hakkı”nın ihlal edilmesi olarak değerlendirildi.
17 Ocak’ta Türkiye, “Cumhuriyet” gazetesinde çıkan yazılarını “Öcalan ve Burkay’la Kürt Sorunu” kitabında derlediği için İstanbul DGM’since hapisle cezalandırılan gazeteci-yazar Oral Çalışlar’ın AİHM’de açtığı davada 4 bin avro (6 bin 400 YTL) karşılığında dostane çözüme gitti.
10 Ocak’ta Türkiye, “Özgür Bakış” gazetesi çalışanları Halis Doğan, Cihan Çapan, Hasan Deniz, Varlık Özmenek ve Ragıp Zarakolu ile Zeynep Tosun’un açtığı ifade özgürlüğü davasında, toplam 14 bin avro (22 bin 400 YTL) tazminat ödemeye mahkum oldu. Gazete, 7 Mayıs 1999’da OHAL Bölgesi’nde girişi, dağıtımı ve satışı yasaklanmıştı. Demokrasi Partisi Merkez Komite üyesi Refik Karakoç’un açtığı davada ise Türkiye, 2 bin 500 avro (4 bin YTL) ile cezalandırıldı.
AİHM, “Ülke Tehlike Altında, Onları Durdurun! Mezhebe Göre Asker Alımı” başlıklı yazı dizisinden Askeri Mahkemece, 14 ay hapse mahkum edilen ve 42 gün hapis yatan “Akit” gazetesi yazarı Yaşar Kaplan’ın açtığı davada, Türkiye’yi oybirliğiyle mahkum etti. Askeri Ceza Kanunu’ndan verilen 14 aylık hapis cezası daha sonra 4454 Sayılı Şartlı Af Kanunu ile ertelendiyse de AİHM, 24 Aralık’ta, Kaplan’a 5 bin avro (8 bin YTL) tazminat ödenmesine karar verdi.
RTÜK Cezaları
RTÜK Başkanı Zahid Akman, ATV’de 9 Haziran’da yayınlanan ve Mehmet Ali Erbil’in canlı sunduğu “Ya Şundadır, Ya Bunda” programında bir konuğun şortu indirerek insan haklarına aykırı davrandığı gerekçesiyle kanala 12 program durdurma cezası verildiğini bildirdi. Akman, kanalın cezanın uygulandığı süre içerisinde, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluşları ve Yayınları Hakkındaki Kanun uyarınca eğitici mahiyette “ikame yayın” yapacağını açıkladı. Akman, ATV’ye verilen cezanın kendi dönemlerinde ilk kez gerçekleştiğini kaydederek, “Zannediyorum geçmişte de böyle bir uygulama olmadı” diye konuştu. Tepkiler üzerine sunucu Erbil, kamuoyundan özür dilemişti. Ancak sadece RTÜK kanala ceza uygulamadı ATV de Erbil hakkında tazminat davası açtı.
Bir süredir yayın durdurma cezalarına başvurmayan Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) sanatçı Ahmet Kaya’nın “Gururla Bakıyorum Dünyaya” şarkısı, Kürt Sorunu ve cezaevi operasyonlarıyla ilgili yayınlar nedeniyle İstanbul “Anadolu’nun Sesi” radyosunu 17 Ekim’de geçerli olmak üzere bir ay süreyle kapattı. 7 Ekim 2003’te radyonun yayımladığı Ahmet Kaya’ya ait “Gururla Bakıyorum Dünyaya” parçasındaki, “Bizler gider, biner gider, biner ölürüz. Cana cana, döne döne yine geliriz vay canım. Biz dostu da, düşmanı da elbet biliriz. Vurulup düşenler canım, darda kalmasın ey gülüm” sözleri de suça gerekçe gösterildi.
Yıl içinde RTÜK yöneticileri, TV kanallarında yayımlanan kadınlara yönelik programlara yoğun tepki aldıkları gerekçesiyle kanalları yöneticileriyle birkaç kez toplantı yaptılar. Toplantılar sırasında kanal yöneticileri, müeyyidelerle karşılaşabilecekleri konusunda uyarıldılar. (SON)