MEDYA GÖZLEM VERİTABANI
ENGLISH
BİA MEDYA GÖZLEM / NİSAN - MAYIS - HAZİRAN 2005
Gün Gün Üç Aylık Medya/İfade Özgürlüğü İhlalleri -Tam Metin
2005 2. Çeyrek Medya Gözlem Raporu - Tam Metin
Erol Önderoğlu - Bia Haber Merkezi 22/07/2005

Saldırı ve tehdit
Başbakan Erdoğan’ın partisinin Niğde’de düzenlediği mitingi izleyen bir grup gazetecinin bindiği minibüsün, 26 Haziran’da Başbakanlık korumalarınca durdurulup, şoförünün başına silah dayandığı iddia edildi. “Hürriyet”gazetesi yazarı Yalçın Bayer, “Star” gazetesi yazarı Hadi Özışık ve “Bugün” gazetesi muhabiri Sedat Şimşek’in de içinde bulunduğu özel minibüs Bor- Niğde yolunda ilerlerken Başbakanlık korumalarınca durduruldu. İddiaya göre, otomobilden inen korumalar, silah doğrultarak minibüsü durdurdu ve sürücüden aracı kenara çekmesini istedi. Gazetecilerin Başbakanı izlediklerini belirterek yola devam etmek istemeleri üzerine korumalar sürücüye silah doğrulttu. Minibüste bulunan bir polis kendisini tanıtıp içerdekilerin gazeteci olduğunu söyleyince silah doğrultan polis, “Ben polis molis dinlemem. Bu güvenlik tedbiri vururum” diyerek minibüsün hareket etmesini engelledi. Başbakanlık Basın Merkezi, haberlerin gerçeği yansıtmadığını iddia ederek, “siyah renkli ve camları siyah film ile kaplı araç, tepe lambası açık polis aracınca megafon ve sirenle yapılan ısrarlı ikazlara uymadı. İçerisi görülmeyen aracın şoförü, görevlinin üzerine doğru sürünce bir koruma görevlisi, silahını çekerek aracın tekrar durmasını sağladı” açıklaması yaptı.
Mudanya İlçe Belediye Başkanı Erol Dermirhisar’ın, Haziran başında Belediye Meclis toplantısında “Ekspres” gazetesi kurucusu ve köşe yazarıÖmer Perperik’i yumrukladığı öne sürüldü. Mudanya Gazeteciler Derneği (MGD) Yönetim Kurulu üyeleri, Dermirhisar’ı kınadı. MGD Başkanı Yavuz Gerçekçi, hangi nedenden dolayı olursa olsun gazetecilere saldırmayı normal sayan anlayışı kınadıklarını belirtti.
Edremit’te düğün konvoyunu haber yapmak isteyen Doğan Haber Ajansı(DHA) büro şefi Ahmet Ertan’ın Mayıs sonunda polislerce engellendiği, polis aracında hakarete uğradığı ve kamera görüntülerinin zorla sildirildiği için suç duyurusunda bulundu. Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti, yaşananlar için “basın özgürlüğüne darbe” dedi. Ertan, “Polisin görevinin gazeteciyi sindirmek değil, sağlıklı bir ortamda görev yapmasına yardımcı olmaktır” dedi.
“Bingöl Ab-ı Hayat” gazetesi imtiyaz sahibi Mehmet Eser ve yazı işleri müdürü Faysal Sonakalan, Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Hansu’nun makamında tehdit edildikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundular. Haberin 15 Mayıs’ta yayımlanması üzerine Hansu’nun gazeteyi arayarak Eser ve Sonakalan’ı makamına davet ettiği ve tehditler savurduğu iddia edildi. Gazeteciler ile Hansu arasındaki gerginlik, deprem geçiren Vali Güner Orbay İlk Öğretim Okulu’nun tehlike saçtığı ve bakımsız olduğu iddialarına yer veren “Eğitim Yarası Kanamaya Devam Ediyor” haberinden kaynaklandı.
Sendikaların Taksim’de yapmayı kararlaştırdıkları 1 Mayıs kutlamalarında polis, Beşiktaş İskelesi’nde hareketliliği izleyen “Cumhuriyet” gazetesi muhabiri Alper Turgut “gazeteci olduğunu bile bile” saldırdı. Turgut, Şişli Etfal Hastanesi’ne başvurdu. “Cumhuriyet Pazar” dergisi görsel yönetmeniAynur Çolak ve dergi editörü Berat Günçıkan da gazdan etkilendi. Okmeydanı’nda çatışmaları izleyen “Cumhuriyet” gazetesi foto-muhabiriVedat Arık da başına isabet eden taşla yaralandı. Fotoğraf çekmek isterken saldırıya uğrayan “Vatan” gazetesi muhabiri Bülent Ergün’ü polis gözaltına almak istedi. Arbedeyi izlerken copla vurulan “Radikal” gazetesi muhabiriDemet Bilge Ergün, gazeteci olduğunu söyleyince polisten, “dolaşma o zaman ayağımın altında” yanıtını aldı. Gazeteciyle birlikte “Radikal” gazetesinin diğer muhabirleri Timur Soyka n ve İsmail Saymaz da saldırıya uğradılar. Kanal D’den İhsan Yıldız ve “Radikal” muhabiri Umay Aktaş da coplu saldırının hedefi oldu. Ayrıca, “Su TV”nin bir kamerasının da parçalandığı öğrenildi.
Göztepe Spor Kulübü lehine slogan atan bir grup, 17 Nisan’da, İzmir’de Gaziosmanpaşa Bulvarı üzerinde bulunan “Yeni Asır” gazetesine saldırdı. Ellerinde bira şişeleri bulunan 10-12 kişilik bir grup, taşlar ve gazete önündeki park yeri levhalarıyla gazetenin camlarını ve zemin kattaki plazma televizyonları kırdı. İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, saldırganların güvenlik kamerasıyla tespit edildiğini belirterek, “Saldırganları en kısa sürede yakalayacağız. Bu tür olayların yaşanmasına izin vermeyeceğiz” dedi. Polis, saldırganların kullandığı otomobilin sahibi olduğu belirtilen Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi 29 yaşındaki Çağrı Özdemir’i gözaltına aldı.
Adana’da “Akdeniz TV”de 14 Nisan akşamı yayımlanan “Mertçe Söyleşi” adlı programda yolsuzlukları konuşan sunucu Yüksel Mert ve konuğu “Çukurova Merhaba” gazetesi yayın yönetmeni Zeki Kızılkaya, Selçuk Çabuk ve iki kişinin saldırısına uğradı. Haberciler hastaneye kaldırıldı. Çabuk’un belediyelerdeki çeşitli ihalelere fesat karıştırdığının iddia edildiği programda saldırganlar camları kırdı. Saldırıyı kınayan Çukurova Gazeteciler Cemiyeti (ÇGC) Başkanı Cafer Esendemir, zor şartlarda görev yapan gazetecilere yönelik baskı ve saldırıların artarak devam ettiğini söyledi. Saldırıdan birkaç gün sonra Selçuk Çabuk, Osman Coşkun ve Serhat Sağır adlı kişiler tutuklanarak Kürkçüler Cezaevi’ne gönderildi.
Antalya’nın Manavgat İlçesi’nde yayın yapan “Venüs Radyo”nun yönetim kurulu başkanı gazeteci Doğan Sönmez, 11 Nisan’da işyerinde kimliği belirsiz bir kişinin saldırısına uğradı. Sönmez’e, Eski hisar mahallesinde bulunan radyoya reklam verme bahanesiyle gelen kimliği belirsiz bir kişi saldırdı. Manavgat Devlet Hastanesi’ne giderek tedavi gören Sönmez, saldırgandan şikayetçi olarak Şelale Polis Karakolu’nda ifade verdi. Sönmez’in kendisini darp eden şahsı resimlerden tanıdığı ve Emniyet güçlerinin olayla ilgili araştırma ve faili yakalama çalışmalarının sürdüğü öğrenildi.
AKP çevresinden gazetecilere yönelik diğer bir tehdit iddiası da Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde “4 Temmuz” gazetesi muhabiri Türkan Pampal’dan geldi. Hükümetin sağlık politikalarını eleştiren ve sendikal basın açıklamasına katılan Pampal, Mart ayında AKP Karamürsel Gençlik Kolları yöneticisi ve üyesince tehdit edildiğini iddia etti. Başsavcılığa can güvenliği kalmadığı gerekçesiyle yazılı başvuruda bulunduğunu açıklayan Pampal, üç haftadır başvurusuna yanıt alamamaktan şikayetçi. Türkan Pampal’ın evinin suları kesilirken gazete sahibi Salih Kandır’a ait ilçede kurulu Kafe Sine’ye de olaydan sonra her gün Maliye müfettişlerinin uğramaya başladığı öne sürüldü.
6 Nisan “Öldürülen Gazeteciler Günü” dolayısıyla “Serbesti” gazetesi baş-muhabiri Hasan Fehmi’nin Divanyolu’nda bulunan II. Mahmut Türbesi’ndeki mezarı başında bir açıklama yapan TGC Başkanı Orhan Erinç, “diğer basın meslek kuruluşları gibi, Hrant Dink’in de sadece katillerinin değil azmettiricilerinin de yakalanmasını istediklerini söyledi. Devlet ve ilgili bakanlıkları gazetecilerin can güvenliğinin konusunda acilen önlem almaya çağıran Erinç, “Geçtiğimiz süreç, gazetecilerin görüş ve düşüncelerinden dolayı tehdit altında yaşamaya başladıklarını ve tehditlerin yoğunlaşmaya başladığını gösteriyor” dedi.
Gözaltı ve tutuklamalar
Uzun dönem “Vakit” gazetesinde dış haberler muhabirliği yaptıktan sonra “Gerçek Hayat” dergisi için çalışan Adem Özköse 26 Haziran akşamı Terörle Mücadele Şubesi görevlilerince gözaltına alındı. Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci, “önceki hafta Bursa’da el-Kaide ile irtibatlı oldukları zannıyla çok sayıda Müslümanın gözaltına alındığı ve bunlardan 14’ünün tutuklandığı biliniyor. Gelişmeler Özköse’nin de bir biçimde bu operasyona dahil edilmek istendiğini düşündürtüyor” dedi. Özköşe, daha sonra serbest bırakıldı.
Diyarbakır’da 1. Sulh Ceza Hakimi Mehmet Yücel Kurtoğlu’nun “Rüşvet aldığı için sürgün edildiği”ni yazan “Söz TV ve Gazetesi” haber müdürü Sait Bayram ve muhabiri Fırat Avcı, haberin yayımlandığı 18 Haziran günü tutuklandılar. Habere yer veren iki gazeteciyi Diyarbakır Basın Savcısı Turan Güllüoğlu ifade vermeleri için çağırdı. Savcıya verdikleri ifadelerinin ardından 1.Sulh Ceza Mahkemesi nöbetçi hakimliğine sevk edilen gazeteciler, buradan “basın yoluyla hakaret ettikleri” gerekçesiyle Diyarbakır Kapalı Cezaevi’ne gönderildiler. Tutukluklarına yapılan son itiraz 22 Haziran’da reddedilen iki gazeteci, 20 Temmuz’da Diyarbakır 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacaklar. Yayın Yönetmeni Ömer Büyüktimur, “Üzüntülüyüz, habercilik yaptık ve haberimizin de arkasındayız” dedi.
Eylül 2006’da çeşitli illerde Marksist Leninist Komünist Partisi (MLKP)örgütüne yönelik yürütülen “Gaye” operasyonunda tutuklanan ve aralarında gazeteci ve yazarların da bulunduğu 23 kişi, ilk kez 26 Ekim’de Beşiktaş 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacaklar. 40 yıldan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına kadar ağır cezalar istenenler arasında “Özgür Radyo” genel yayın koordinatörü Füsun Erdoğan, “Atılım” gazetesi Yayın yönetmeni İbrahim Çiçek ve gazetenin yayın koordinatörüSedat Şenoğlu da bulunuyor. Geçen ay tamamlanan dosya üzerinde gizlilik kararı bulunduğu için bu kişilerin hangi gerekçeyle tutuklu bulundukları bilinmiyordu.
21 Eylül 2006 tarihinde MLKP örgütüne yönelik yapılan operasyonlarda tutuklanan 16 kişinin yargılandığı davada 10’u tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. Tutuklandıktan sonra ilk kez hakim karşısına çıkan ve Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) uyarınca yedi ay sonra tahliye olabilenler arasında İstanbul “Özgür Radyo” haber müdürü Halil Dinç ve radyo çalışanı Sinan Gerçek de bulunuyor.
Batman kenti ve çevresini tanıtan bir kitabın hazırlığı için bu kente giden gazeteci Sinan Kara, “Datça Haber” gazetesi sahibiyken verilen hapis cezası nedeniyle iki aydır Batman M Tipi Cezaevi’nde bulunuyor. Altı kişilik bir koğuşta kalan ve sağlık durumu iyi olan Sinan Kara, kitap hazırlıklarının aksamasından ve hakkında Ceza Yasası’nın 301. maddesinden davalar açılmasından dolayı endişeli olduğunu açıkladı. İHD Batman Şubesi’nden avukat Bengi Yıldız’ın Nisan başında ziyaret ettiği Kara, “yayın yoluyla hakaret” iddiasıyla 146 günlük hapis cezası bulunduğu için gıyabi tutuklama kararı çıkarılan Kara üçüncü kez tutuklanmıştı.
Dava ve girişimler
“Tek Yol Devrim Hareket” dergisi yazı işleri müdürü Kemal Bozkurt,1972’deki Kızıldere Katliamı’nda yaşamını yitiren devrimci genç liderleri övdüğü için “suçu övmek” iddiasıyla 28 Haziran’da hakim karşısına çıktı. Mart 2004 tarihli sayıda çıkan “Bir Gün Mutlaka” başlıklı yazıdan İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan ve hukukçu Erdal Doğan’ın temsil ettiği Bozkurt, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için 18 Ekim’i bekleyecek.
56 belediye başkanı hakkında Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’e Roj TV’nin kapatılmaması için mektup gönderdikleri gerekçesiyle açılan davanın görüşmesine 26 Haziran’da devam edildi. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan belediye başkanları katılmadı. Mahkeme, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. 54’ü Demokratik Toplum Partili (DTP), ikisi de Sosyaldemokrat Halk Partili (SHP) olmak üzere 56 belediye başkanının “Terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek”le suçlandığı davada daha önce esas hakkındaki mütalaasını sunan duruşma savcısı, 53 belediye başkanına 7,5 yıl ila 15 yıl arasında değişen hapis cezaları istemişti. Savcı, üç belediye başkanının da beraat etmesini istemişti. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan belediye başkanları katılmadı.
Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) bir panelini izledikten sonra “Kürtlerin Önderi Alındı Faşistlere Teslim Edildi” başlığıyla haberleştiren yerel “Demokrat İskenderun” gazetesi sahibi Ersen Korkmaz’ın yargılandığı dava 22 Haziran’da da bitirilemedi. 4,5 yıldır yargılanan Korkmaz ve TKP yetkilisi Necmettin Salaz “Askeri ve emniyet kuvvetlerini tahkir ve tezyif” iddiasıyla üç yıl hapis istemiyle yargılanıyorlar. İskenderun 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Eylül 2002’de gerçekleştirilen panele ilişkin davayı mahkemede üye değişikliği nedeniyle 14 Kasım gününe bıraktı. Mahkeme, daha önce yerel Güneş TV’den istenen CD’nin çözümünün yapılarak tutanağının gönderilmesi için İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzakere yazılmasına karar verilmişti.
George Jerjian’ın “Gerçek Bizi Özgür Kılacak” kitabını Türkçe’ye kazandırdığı için yargılanan Belge Yayınları sahibi ve gazeteci Ragıp Zarakolu’nun yargılanmasına 26 Haziran’da devam edildi. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, yayıncı Zarakolu’na yazar Jerjian’ın gönderdiği mektubu mahkemeye sunması için ve mahkemenin bilirkişi raporunu değerlendirmesi için duruşmayı 3 Ekim’e bıraktı. 3 Mayıs’ta mahkeme, Prof. Dr. Dora Sakayan’ın “Bir Ermeni Doktorun Yaşadıkları-Garabet Haçeryan’ın İzmir Güncesi” kitabını yargılayan Zarakolu’yu beraat ettirmişti. Kitap davasında çevirmen Atilla Tuygun da, “devleti ve Cumhuriyeti tahkir ve tezyif” ve “Atatürk’ün anısına hakaret” iddialarıyla ve 7,5 yıl hapis istemiyle yargılanacak.
Adıyaman’ın Gerger İlçesi’nde sahibi olduğu “Gerger Fırat” gazetesinde “Türkiye Yanlış Yaptı” başlıklı imzasız yazıya yer veren Hacı Boğatekin, “Devlet yanlış yaptı. Nerde ve Ne zaman? Dün, Doğu ve Güneydoğu’da. Sonra da İstanbul’da. Maraş’ta, Sivas’ta. Bugünse, Trabzon’da, İstanbul’da, Mersin’de ve Güneydoğuda…” dediği için yargılanacak. 10 Mart 2007’de çıkan yazıdan gazeteci, “devleti alenen aşağılamak” iddiasıyla 25 Temmuz’da, Gerger Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak. Aynı savcılık, “Bit, Domuz ve Ağa” yazısında devleti eleştiren Boğatekin’ı, AİHM’in başka ülkeler için verdiği Observer-Guardian Birleşik Krallık Davası ve Prager-Oberschlick Avusturya Davası’na atıf yaparak aklamıştı.
2003’te Kandil Dağı’na giderek, PKK/Kongra Gel yöneticileriyle röportaj yaptığı için “örgüt üyeliği” iddiasıyla hakkında dava açılan “Ülkede Özgür Gündem” gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol beraat etti. 21 Haziran’da İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi, gazetecinin Kandil Dağı’na röportaj amaçlı gittiğine karar verdi. İtirafçı Hakan Bazu’nun verdiği ifadelerden hareketle suçlanan ve 10 yıla kadar hapsi istenen gazeteci, 5237 sayılı TCK’nin 314/2 ve 53. maddeleri ve 3713 sayılı TMY’nin 5. maddesi uyarınca yargılandı. Söz konusu röportajlar nedeniyle gazeteci geçmişte de Terörle Mücadele Yasası (TMY) uyarınca yargılanmıştı.
Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın “haber ve köşe yazısında ”kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu” gerekçesiyle “BirGün” gazetesi ve yazarSaruhan Oluç hakkında açtığı 50 bin YTL’lik manevi tazminat davası 20 Haziran’da Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce reddedildi. Yargıç Zeki Deniz, daha önce mahkemenin verdiği 10 bin YTL’lik manevi tazminat cezasının Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nce bozulduğunu açıkladı. Bozma kararına uyarak yargılamaya devam eden Yargıç Deniz, davayı reddetti. Gazetenin 13 Ağustos 2004 tarihinde yayınlanan haber ile Oluç’un kaleme aldığı “Tüccar politikacılık ve arsızlık” başlıklı köşe yazısında, Yıldırım’ın “kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu” savunulmuştu.
Yargıtay’ın, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilişlerinin yıldönümünde orduyu eleştirdiği için cezalandıran “Türkiye’de ve Avrupa’da Yazın” dergisi yazarı Emin Karaca ile ilgili kararı usulden bozmasının ardından gazeteci, 20 Haziran’da yeniden hakim karşısına çıktı. Yargıtay, cezaya ilişkin kararı, karar tutanağında zabıt katibinin imzasının bulunmamasını gerekçe göstererek bozduysa da İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Eylül 2005’te verilen beş ay hapis cezası ertelemeli 900 YTL para cezasına çevrilen Karaca’nın ek savunma yapması için davaya 4 Ekim’de devam edilmesine karar verdi. “Askeri kuvvetleri tahkir ve tezyif” iddiasıyla yargılanan Karaca, 301/2 maddesi uyarınca cezalandırılmıştı. Davadan yazı işleri müdürü Mehmet Emin Sert’i beraat etmiş, Belçika’da yaşayan derginin Genel Yayın Yönetmeni Doğan Özgüden’in dosyası da ayrılmıştı.
“Popüler Kürtür Esmer” dergisinin Aralık 2005 sayısında yer alan “Konuşmadık, Bastırdık” başlıklı yazısından sosyolog İsmail Beşikçi,dergi sahibi Ferzende Kaya ile yazı işleri müdürü Mehmet Ali İzmirhakkında TCK’nın 216. maddesinden açılan dayaya 10 Aralık’ta devam edilecek. Bağcılar Savcılığına yazdığı yazıya karşılık “Dergi Cağaloğlu’nda basılıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yetkili” yanıtı alan Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 18 Haziran’da, bunun gereği olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazarak gazete nüshalarının Basın Kanunu gereği teslim edilip edilmediğini ve ne zaman teslim edildiğini sormaya karar verdi. Mahkeme, bu bilgilerden hareketle , fiilin işlenme tarihini tespit edecek. Genelkurmay Başkanlığı’nın şikayetiyle Savcılığın kaleme aldığı iddianamede Beşikçi, Kaya ve İzmir hakkında 4’er yıl 6’şar aya kadar hapis cezası isteniyor. Üç kişi, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla suçlanıyor.
“Agos” gazetesi Yayın Yönetmeni Hrant Dink hakkında açılan ve cinayetten sonra düşen “Türklüğü aşağılama” ve “yargıyı etkilemeye teşebbüs”iddiasıyla açılan davalarda gazetenin dört yetkilisi ve yazarın yargılanmasına 14 Haziran’da devam edildi. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakim Metin Aydın, “güvenlik” gerekçesiyle yargılamayı izleyici ve basına kapalı gerçekleştirdi. Reuters Ajansı’na geçen yıl verdiği demeçte “Ermeni soykırımı”na inandığını ifade ettiği için Hrant Dink hakkında açılan ve onun açısından düşen davada, savcı Mücahit Ercan, Agos imtiyaz sahibi Serkis Seropyan ve sorumlu müdürü Arat Dink’ın cezalandırılmasını istedi. “Ermeni Kimliği” dizi yazısından ertelemeli altı ay hapse mahkum olduğunda beraat eden yazı işleri müdürü Karin Karakaşlı, Yargıtay’ın bozma kararından sonra yapılan ikinci yargılamada da aklandı. Mahkeme, “Yargıya Dokunmak Gerek” yazısından yargılanan yazar Aydın Engin ve yetkililer Arat Dink ve Seropyan’ın beraatlerine karar verirken Aydın Enginhakkında yazısında “mahkeme heyetine hakaret ettiği” iddiasıyla Şişli C. Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Dava 18 Temmuz’da sürecek.
Diyarbakır KÜRD-DER sözcüsü İbrahim Güçlü, “Tempo” dergisine verdiği bir röportajdan dolayı muhabir Enis Mazhar Tayman ve sorumlu müdürNeval Barlas ile birlikte yargılanıyor. “Türklüğü ve cumhuriyeti aşağılamak” ve “halkı kanunlara uymamaya tahrik” iddialarına karşı yapılan yargılamaya, 16 Ekim’de devam edilecek. 8 Haziran’da mahkeme eser sahibi belli olduğu için Barlas´tan sorgu almaktan vazgeçti.
7 Haziran’da Adana 1. Asliye Ceza Mahkemesi, cezaevlerine yapılan “Hayata Dönüş” operasyonlarını basın açıklamasıyla protesto eden ve sorumluların yargılanmasını isteyen İHD Adana Şubesi’nin üç yetkilisini 2 yıl 8 ay hapse mahkum etti. Mahkeme, Şube Başkanı Ethem Açıkalın, Şube Sekreteri Mustafa Bağçiçek ve Şube Saymanı Hüseyin Beyaz hakkında verdiği cezaları “ülkenin içinde bulunduğu koşulları dikkate alarak” ertelemedi. Mahkeme, insan hakları savunucularının yaptıkları açıklamaların, “halkı devlete karşı kin ve nefrete tahrik ettiği” sonucuna vardı. Adana Gülbahçe Mahallesi’nde öldürülen 16 Yaşındaki Feyzi Abik ve Diyarbakır’da öldürülen 11 kişi ile ilgili sorumluların bulunup cezalandırılması talebiyle yapılan eylemlerden Ethem Açıkalın hakkında açılan davanın görülmesinde 7 Haziran’da Adana 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nde başlandı.Açıkalın “devletin kolluk güçlerini alenen aşağılamak” iddiasıyla yargılanıyor.
Haziran başında İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, basın yoluyla hakaret ettikleri gerekçesiyle Belediye Başkanı Mete Aslan’ın “Demokrat İskenderun” gazetesi sahibi Ersen Korkmaz, “Körfez” gazetesi sahibi Erdal Yılmaz ve yazar Doğan Süslü hakkında açtığı davayı, “basının haber verme hakkı tüm unsurlarıyla gerçekleşmiştir” diyerek reddettiği öğrenildi. 9 Şubat’ta alınan kararda Cumhuriyet Savcısı Mustafa Tarsuslu, haberin ve yazıların gerçek/doğru olduğu, güncel olduğu ve kamu ilgi ve yararının bulunduğunu kaydetti. Gazeteci Doğan Süslü’nün saldırıya uğraması dolayısıyla yorum ve kınama yazılarına yer veren gazetelerden Korkmaz’ın 1994 ve 1996 yıllarında iki kez bıçaklı saldırıya uğradığı, habercileri bütün saldırıların Mete Aslan’ın Belediye Başkanlığı dönemine rastladığı ve saldırıların faillerinin bulunmadığını yazdı.
31 Mayıs’ta İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı Süleyman Ersöz, Danıştay 2. Dairesi üyelerini yayın yoluyla hedef gösterdiği gerekçesiyle “Anadolu’da Vakit” gazetesi sahibi Nuri Aykon ile Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Harun Aksoy’un cezalandırılmasını talep etti. Gazetecilerin avukatı Ali Pacci, Danıştay’a yönelik saldırı davasından yargılanan Alparslan Arslan’ın ifade tutanaklarının gazetede yayınından etkilenip etkilenmediğinin ortaya konması açısından önemli olduğunu söyleyerek, söz konusu kayıtların mahkemece incelenmesini talep etti. Bu talebi reddeden mahkeme, sanıkların esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için duruşmayı erteledi. 13 Şubat 2006’da manşetten yayımlanan “Başörtüsüne Sokakta Bile Yasak Diyen Üyeler? İşte O Üyeler” başlığıyla yayımlanan haberin TMY’nin 6/1. maddesine aykırılık oluşturduğu iddia ediliyor. Savcı, Aykon için 23 bin 671 YTL; Aksoy için de 12 bin 102 YTL adli para cezası talep etti.
31 Mayıs’ta Ortaca Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi Asuman Zeynep Taştan, Dalaman’da MOPAK Kağıt-ve Karton Şirketinin Muğla’da yayımlanan “Güney Ege” gazetesinden 300 bin YTL’lik öldürücü tazminat istediği davayı reddetti. Gazete sahibi Hasan Karaçelik, yazı işleri müdürü Nuri Tımbıl ve köşe yazarı Yüksel Sarı, şirketin çevre kirliliğine yol açtığı ve çalışanların haklarını görmezden geldiğine ilişkin haber ve köşe yazıları nedeniyle hakaret iddiasıyla yargılanıyorlardı. Mahkemenin bugüne kadar her iki tarafın tanıklarını dinlediği davanın gerekçeli kararı daha sonra yayımlanacak. Şirket, yerel gazeteden 300 bin YTL tazminat ve tirajı 100 bini geçen iki gazetede mahkeme kararının ilanını istiyordu.
31 Mayıs’ta, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Tunceli’de aylık yayımlanan “Dersim’de İklim” gazetesi sahibi ve sorumlu müdürü Ergüder Öner ile yayın yönetmeni Emrah Öner hakkında “suçu ve suçluyu övmek” iddiasıyla dava açtığı öğrenildi. Gazetenin Mart 2007 tarihli 33. sayısında yer alan “Dersim’de Öcalan açıklaması” başlıklı haberin fotoğraf altı yazısında geçen “Kürt Halk Önderi” ibaresinden dolayı iki yetkiliye TCK’nın 215. maddesi uyarınca kovuşturma yürütülecek. İki yıl önce yürürlüğe giren TCK’nın söz konusu maddesine göre, “işlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Doz Yayınevi editörü Ali Rıza Vural, Mesut Barzani’nin iki ciltlik “Barzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi” adlı kitabından “Cumhuriyeti neşren tahkir ve tezyif etmek” iddiasıyla yargılanıyor. Dava, Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 18 Temmuz’da devam edecek.
Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra yazdığı “Teşkilatı Mahsusa İş Başında” başlıklı yazıdan İHD eski başkanı avukat Eren Keskin hakkında yeni bir 301 davasının görülmesine 31 Mayıs’ta başlandı. Beyoğlu Cumhuriyet Savcısı Muzaffer Yalçın’ın 21 Mart’ta kaleme aldığı iddianamede Keskin’in “Birgün” gazetesinde 26 Ocak 2007 tarihinde yayımlanan yazıda, “devletin askeri kuvvetlerini bası yoluyla aşağıladığı” iddia ediliyor. İHD İstanbul Şubesi Düşünceye Özgürlük Komisyonu, bir basın açıklamasıyla davaya tepki gösterdi. Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Keskin’i yargılamaya 27 Eylül’de devam edecek.
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve kızı Zeynep Basutçu Unakıtan’ın, “kişilik haklarına saldırı” iddiasıyla, Zeynep Unakıtan’ın TMSF kontrolündeki Telsim’i ziyaretini haber yapan “Sabah” gazetesi aleyhine açtığı 40 bin YTL’lik tazminat davası 6 Haziran’da Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce reddedildi. Davanın dilekçesinde, Sabah gazetesinde, 23 Şubat 2006 tarihinde, “Kafa karıştıran ziyaretler” ve “Bir garip inkâr” başlığıyla haber yayımlandığı kaydedilmiş, haberde, gerçek dışı ifadelere yer verildiği savunulmuştu.
Mayıs sonunda, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hikmet Önen, BaşbakanRecep Tayyip Erdoğan’ın Avustralya’da 14 Ocak 2000 tarihinde yaptığı konuşmada, Abdullah Öcalan için “Sayın” dediği iddiaları üzerine yaptığı ikinci incelemede de takipsizlik kararı verdi. Önen kararında, “(…) ‘sayın’ tabirlerinin bir övgü veya değer yargısı olarak kullanılmadığı, özellikle tam tersi bir anlamda söylendiği kanısının uyanır şekilde olduğu, halkı şiddet kullanmaya kışkırtan, kin ve düşmanlığa tahrik eden bir konumda da olmadığı, söyleşinin bütününün de bu konuyu kapsamayıp, iki saat otuz dakikalık karşılıklı konuşma içerisinde son cümleler olarak yer aldığı”na işaret etti. Önen kararında herhangi bir suç unsurunun bulunmadığı” ve “zaman aşımı” gerekçelerine yer verdi. 232 kişi Erdoğan hakkında, “suçu ve suçluyu övmek” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu.
26 Nisan 2005’te “Birgün” gazetesinde yayınlanan “Müritleri Haydar Baş’a baş kaldırdı” haberi nedeniyle yazar Yalçın Ergündoğan hakkında, 3 yıl hapis ve para cezası istemiyle açılan davaya 23 Mayıs’ta devam edildi. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Haydar Baş’ın şikayetiyle yazarın yargılanmasına Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. BTP liderinin açtığı tazminat davası da 15 Ekim’de Beyoğlu 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde devam edecek. Baş’ın eşleri olduğu iddia edilen kişilerin Fikri Sınai Haklar Mahkemesi’ne 15 bin YTL tazminat istemiyle açtıkları davaya 26 Eylül’de devam edilecek. İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’ndeki davaya 25 Temmuz’da ve İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki tazminat davasına da 12 Temmuz’da devam edilecek.
DTP kurucularından Mehmet Hatip Dicle’nin Londra’daki bir panelde yaptığı konuşmanın Kürt İnternet sitelerinde yansımalarına yer verdiği gerekçesiyle “Milliyet” gazetesi sorumlu müdürü Hasan Çakkalkurt ve sahibi Aydın Doğan hakkında açılan dava beraatla sonuçlandı. 23 Mayıs’ta İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, “Kamuoyunun genelini ilgilendirdiği, haber değeri taşıdığı ve suç kastı bulunmadığı” yönünde görüş bildiren savcının mütalaasında birleşerek “terör örgütü propagandası” iddiasıyla yargılanan Çakkalkurt, Doğan ve Dicle’yi akladı.
Daha önce “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla mahkum olan, “devlet kurumlarını tahkir ve tezyif” suçlamasıyla yargılandığı 28 Şubat yazılarından ise beraat eden gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, şimdi “Akit” gazetesi için 27 Nisan 2001’de kaleme aldığı “Bir Başkadır Benim Memleketim” başlıklı bir yazı nedeniyle “kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla yargılanıyor. 22 Mayıs’ta Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” iddialarıyla suçlanan Dilipak’ı 9 Eylül’de yargılamaya devam edecek. Yazılarında darbeler ve 28 Şubat’ın ülke ekonomisi ve barışına etkilerini tartışan Dilipak, “devlet kurumlarını tahkir ve tezyif” iddiasıyla yargılandığı “Olacağı Buydu” ve “28 Şubat’ın neresindeyiz” yazılarından gazete sorumlu müdürü Mehmet Özmen ile birlikte beraat etmişti.
Başbakan Erdoğan’ın, “Reco Kongo kenesi Türkiye’nin anasını ağlatıyor”kapağı nedeniyle “Leman” dergisi aleyhine açtığı 25 bin YTL’lik manevi tazminat davasının ret gerekçesi 21 Mayıs’ta belli oldu. 18 Nisan’da davayı reddeden Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi, haftalık mizah dergisinin 6 Temmuz 2006 tarihli sayının kapağında yer alan karikatürle ilgili kararında “Kene de bir varlıktır, benzetme eleştiri hakkıdır” dedi. Türkiye’de dünyanın en pahalı benzinin kullanılması ve yüksek vergi verilmesine tepki olarak çizilen karikatüre dair gerekçeli kararda, Başbakan Erdoğan’ın siyasi bir kişilik olması nedeniyle ağır da olsa eleştirilere katlanması gerektiği belirtildi. Kararda, Kırım Kongo kanamalı hastalığına yol açan kan emici kenenin “dünyada bilinen bir varlık”, benzetmenin de “Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırı değil, eleştiri hakkı” olduğu vurgulandı.
18 Mayıs’ta İstanbul “Anadolunun Sesi” radyosu yetkilileri, Ankara 15.İdari Mahkemesi’nin RTÜK’ün radyonun yayın lisansının iptali yönünde verdiği kararı iptal etmediğini açıkladı. İdare Mahkemesi’nin 17 Nisan’da RTÜK kararının yürütmesinin durdurulması için yaptıkları başvuruyu reddettiğini bildiren radyo yetkilileri, RTÜK’ün verdiği kararın hukuka uygun bulunduğunu ve radyonun kapalı kaldığı süre içerisinde uğradığı zararların dikkate alınmadığını ifade ettiler. Karara karşı Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne itirazda bulunabilecek olan radyoya RTÜK, 30 Ocak’ta süresiz olarak durdurmuş, karar 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanun’ un Geçici 6. maddesi hükmüne dayandırılmıştı. Karar üzerine, radyonun yayını 9 Şubat ‘ta durdurulmuştu. RTÜK, radyonun yayınını 17 Ekim 2006’da 30 gün durdurmuştu. RTÜK kapatmaya da, sanatçı Ahmet Kaya’nın “Gururla Bakıyorum Dünyaya”şarkısının sözlerini, bir gazetedeki Kürt sorunu tartışmasını ve 19 Aralık cezaevi operasyonları ve dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ü eleştiren yayınları ve mağdur ifadelerine yer verilmesini gerekçe göstermişti.
Yazar ve yönetmen Umur Hozatlı hakkında, “Ülkede Özgür Gündem” gazetesinde yazdığı “Gıcık Adamalar” ve “İyi Baba İş Başı Yaptı” başlıklı yazıları nedeniyle 301. maddeden açılan davalara 16 Mayıs’ta devam edildi. Hozatlı ve eski Yayın Yönetmeni İrfan Uçar ve yazar Sinan Kara hakkında kaleme aldıkları yazılardan 301’den açılan beş dava, yurt dışında yaşayan gazete sahibi Hasan Bayar’ın ifadesinin alınması için 19 Eylül gününe bırakıldı. “Mahkeme ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nü Fener Rum Patrikhanesi idare ediyor. Yerli işbirlikçiler çalışıyor” dediği gerekçesiyle 301’den yargılanan Noel Baba Vakfı Başkanı Muammer Karabulut ise 15 Mayıs’ta beraat etti.
Güvenlik güçlerinin açtığı ateşle ölen 11 yaşındaki Mizgin Özbek ile ilgili rapor hazırladıkları için Batman’dan beş insan hakları savunucusunaaçılan dava, sanık avukatların yargılanması için koşul olarak Adalet Bakanlığı’nın iznine bırakıldı. 16 Mayıs’ta Batman Asliye Ceza Mahkemesi, İHD dönem sözcüsü Saadet Becerikli, MAZLUMDER Şube BaşkanıMehmet Şat, Batman Baro Başkanı Sedat Özevin ve MAZLUMDER’denAhmet Sevim ve avukat Bengi Yıldız TCK’nın 288 ve 301/2. maddelerinden yargılıyordu. 5 Eylül 2006´da yaşanan cinayetle ilgili hazırladıkları rapor nedeniyle aktivistlere, “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “askeri teşkilatı alenen aşağılama” iddialarıyla dava açılmıştı.Yargılamayı süresiz olarak erteleyen mahkeme, izin geldiği taktirde yargılama için duruşma günü saptayacak.
Baskılar sonucu kapanan “Nokta” dergisine, güvenlik uzmanı Lale Sarıibrahimoğlu’yla yapılan ve 8 Şubat’ta yayımlanan “Asker iç güvenlikten elini çekmeli” başlıklı röportaj nedeniyle TCK’nın 301.maddesinden dava açıldı. Jandarma Genel Komutanlığı’nın şikayetini görüşen Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, 7 Mayıs’ta, Şık ve Sarıibrahimoğlu hakkında, TCK’nın 301/2 ve 53/1 maddelerinden iddianame düzenledi. İki gazeteci, 24 Ekim’de Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 3’er yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.
Vicdani retçi Erkan Bolot ile yapılan ve “Birgün” gazetesinin 30 Ekim 2005 tarihli Pazar Ekinde “Savaşların İnsan Kaynağını Kurutalım” başlığıyla yer verilen söyleşi nedeniyle muhabir Gökhan Gencay ve gazete sorumlu yazı işleri müdürü İbrahim Çeşmecioğlu hakkında TCK’nin 318. maddesi uyarınca açılan dava Yargıtay’a gitti. 18 Ekim 2006’da Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasası’nda 5532 Sayılı Yasa ile yapılan değişikliğe dayanılarak dosyada görevsizlik kararı vermesinin ardından benzer bir kararı 6 Mart’ta Ağır Ceza Mahkemesi vermişti. Şimdi hangi mahkemenin görevli olduğuna Yargıtay 5. Ceza Dairesi karar verecek. Yerel mahkemede Çeşmecioğlu hakkında Basın Kanunu uyarınca takipsizlik kararı verilmişti.
Bingöl’de Karlıova Kaymakamı Mahmut Ağbal, haftalık yayın yapan “Bingöl Ab-ı Hayat” gazetesinde yayımlanan “Köylülerden yolsuzluk İddiası”haberi nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Kaymakamın gönderdiği tekzibi yayımlamayan gazetenin yazı işleri Müdürü Faysal Sonakalan, Ağbal’ın kamuoyunu aydınlatması yerine mahkemeye başvurmasının düşündürücü olduğunu söyledi. Gazetenin 24-30 Nisan 2007 dönemini kapsayan sayısında yayımladığı “Köylülerden yolsuzluk iddiası” başlıklı haberle “şahsına ve kurumuna iftira atıldığı” suçlamasıyla Sonakalan ile Karlıova Temsilcisi Müştak Eroğlu hakkında şikayetçi oldu. Haberde; Yeni Köy ve Bahçe köyleri sakinlerinin yollarının ihale usulüyle 120 bin YTL karşılığında müteahhitçe yapıldığını, ancak yol yapımında bu paranın tümünün kullanılmadığı, yollarının dört ay sonra tekrar bozulduğu ve yol yapımında haksız kazanç elde edildiği iddialarına yer verilmişti.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen yıl Antalya’nın Alanya İlçesi’nde verdiği bir konserde konuşma yapan Sanatçı Ferhat Tunç hakkında, “PKK’nin propagandasını yaptığı” gerekçesiyle dava açtı. 22 Temmuz 2006’da bir konuşma yapan Tunç, “Bu ülkede ölen askerler nasıl bu ülkenin evladı sayılıyorsa, öldürülen her gerilla da bu ülkenin evladıdır. Ölen her asker için yüreğin yanıyor, öldürülen her gerilla için yüreğim kanıyor…” demişti. Sanatçı bu konuşma nedeniyle 6 Haziran’da İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak. Tunç, 29 Haziran 2006’da kabul edilen (TMY) değişikliğine göre, 1,5 ile 15 yıl arasında hapis istemiyle yargılanacak.
Daha önce TCK’nın 301. maddesinden mahkum olan eski İHD İstanbul Şube Başkanı ve avukat Eren Keskin, kadınlara yönelik cinsel şiddeti eleştirdiği bir konuşmasından davalık oldu. Viranşehir Belediyesi’nce düzenlenen Festival kapsamında 2 Ekim 2004 tarihindeki “Kadın, Toplum ve Aile”panelinde konuşan Keskin, “Kürdistan” ifadesini kullandığı için “kin ve düşmanlığa alenen tahrik” iddiasıyla ve 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak. Eski TCK’nin 312/2 maddesi uyarınca Viranşehir Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Afyonkarahisar’da yayımlanan “Emirdağ” gazetesinin sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Koyuncu “görevli memura hakaret” iddiasıyla bir hafta cezaevinde kaldıktan sonra yargılanacak. Gazetenin 12 Mart 2007 sayısında Emirdağ Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polisleri “AB’ye Böyle mi Girmeliydik? Görevlerini Kötüye Kullanıyorlar” başlıklı bir yazıyla eleştirdikten sonra polisin trafikte durdurduğu gazeteci tutuklanmış ve bir hafta Emirdağ Cezaevi’nde kalmıştı. Emniyet içinden onlarca polisin şikayetçi olduğu Koyuncu, 24 Mayıs’ta Emirdağ Asliye Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıkacak.
PKK’nin eski yetkililerinden Osman Öcalan’la oğlunun doğumundan sonra yapılan ve 29 Nisan 2005’te “Milliyet” gazetesinde “Osman beşik sallıyor”ve “PKK artık çekilsin” başlıklarıyla yayımlanan röportajda “PKK propagandası” yapmakla suçlanan Namık Durukan, 10 Mayıs’ta beraat etti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde beş yıla kadar hapsi istenen Durukan, “Suçlamayı kabul etmiyorum. Örgütün propagandası değil, eleştirisi yapıldı” derken Cumhuriyet Savcısı Emin Aydinç, “…Yazıların bir bütün olarak incelenmesinde PKK’nın propagandasına dair bir içerik olmadığını, hatta Abdullah Öcalan’dan ‘terörist başı’ olarak söz edildiğini, kasıt unsurunun bulunmadığı ve suçun da unsurlarının oluşmadığını” ifade etti. Durukan’ın avukatı Nurcan Çalışkan, “Mütalaaya katılıyoruz. Yazıda örgüt içerisindeki bölünme ve tutarsızlıklar dile getirilmiştir” dedi. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, “yazılarda haber verme sınırları aşılmadı, suç oluşmadı” diyerek Durukan’ın beraatine karar verdi.
Mayıs başında, Cizre Asliye Ceza Mahkemesi, Newroz’da yaptığı bir konuşmada “Suçu ve suçluyu övdüğü” ve “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” iddiasıyla tutuklu olarak yargılanan Cizre Belediye BaşkanıAydın Budak’ı ilk duruşmada tahliye etti. Budak, TCK’nın 215 ve 216/1 ve basın yoluyla işlendiğinde cezada yarı oranında artırım öngören 218. maddeleri uyarınca,.5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Savcı Kamil Altıntaş, sanığa soru sormak için izin istedi. Altıntaş’ın Budak’a, “PKK’nin terör örgütü olduğunu ve Abdullah Öcalan’ın da terörist olduğunu benimsiyor musun, benimsemiyor musun?” diye sorması savunma avukatlarının tepkisine neden oldu. Tahliye edilen Budak’ın tutukluluk hali Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakkında açılan dava nedeniyle devam edecek.
“Osmanlı’dan Günümüze Ordunun Evrimi” başlıklı kitabın yazarı Osman Tiftikçi ve kitabın yayıncısı Sorun Yayınları sorumlusu Sırrı Öztürk’ün “Orduyu alenen aşağılamak” iddiasıyla yargılanmasına 8 Mayıs’ta devam edildi. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, yurtdışında yaşayan Tiftikçi’nin ihzaren celbine ve duruşmayı 4 Temmuz’a erteledi. Öztürk, “Tutarlı bir demokrasi ve iktidar mücadelesi olmadığı sürece bu tür davalar daima bizim aleyhimize döner” dedi. Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde dokuz yıl önce görevliyken adli emanetteki Kalaşnikof marka tüfeği evinde bulundurmak suçlamasıyla yargılanan Cumhuriyet Savcısı Mustafa Turhan, geçen yıl, “Adalete hiçbir zaman güvenmedim” dediği için TCK’nın 301. maddesinden yargılanacak. DTP Kars İl Başkanı Mahmut Alınak, Şemdinli olaylarıyla ilgili “Şemdinli kontrgerilla cumhuriyetinin tetikçileri tarafından bombalandı” dediği için “askeri kuvvetlerini ve TBMM’yi aşağılamak”iddiasıyla 10 ay hapse mahkum oldu. Karar temyiz edildi.
“Birgün” gazetesi çalışanlarından Nezahat Alkan, 29 Aralık 2005 tarihinde yazdığı “Mısır Çarşısında Bomba Israrı” başlıklı haberde savcının adını vererek “terör örgütüne hedef göstermek” suçundan yargılandığı davadan 3 Mayıs’ta beraat etti. Mısır Çarşısı patlamasına ilişkin davanın mütalaa oturumunu haber yaparken mütalaayı veren savcının adını habere yazdığı için hakkında dava açılan Alkan, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde TMY’nin 6/1 maddesi uyarınca yargılanıyordu.
Atatürk ile ilgili sözleri nedeniyle Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.Atilla Yayla hakkında 5816 Sayılı Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlara İlişkin Kanun uyarınca açılan davaya 30 Nisan’da başlandı. 18 Kasım 2006’da düzenlenen “Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri’nin Toplumsal Etkileri” başlıklı panelde, Atatürk’ten “Bu adam” diye söz ettiği için üç yıl hapis istemiyle dava açılmıştı. Öğretim üyesinin yargılanmasına 2 Temmuz’da İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek.
Kandil Dağı’nda Kongra-Gel militanlarıyla röportaj yaptığı için hapisle yargılanan “Hürriyet” gazetesi muhabiri Sebati Karakurt’un dosyası, üçüncü kez Ağır Ceza Mahkemesi’nin önüne geldi. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 7 Mart’ta aldığı bir kararla İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne “dosyaya bakmaya sen görevlisin” deyince, Karakurt’un yargılaması 30 Nisan’da bu mahkemede yeniden başladı. Karakurt, 9 Ağustos’ta yeniden hakim karşısına çıkacak. 2004’teki “Kandil’de kadın bilinci Kürtçülüğü aştı”röportajından Karakurt, “Terör örgütü açıklamalarını yayımlamak” ve “Terör örgütü propagandası yapmak”tan; sorumlu müdürler Necdet Tatlıcan ile Hasan Kılıç ise 7/2 maddesinden davalık oldular.
“Tempo” dergisine verdiği röportajda “Türkler ve Kürtler bir arada yaşayamaz” dediği iddiasıyla Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir hakkında açılan davaya 17 Nisan’da devam edildi. Baydemir’i “Halkı kin ve düşmanlığa tehlikeli şekilde kin ve düşmanlığa tahrik”ettiği gerekçesiyle ve TCK’nın 216. maddesi uyarınca yargılayan Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi, sanık avukatı Özcan İntaş’ın mahkemeye ulaşan bilirkişi raporunu incelemesi için süre tanıdı. Yargılamaya 24 Temmuz’da devam edilecek.Baydemir hakkında yılbaşında Kürtçe kart gönderdiği gerekçesiyle açılan dava ise, İçişleri Bakanlığı izni olmadığı gerekçesiyle durdurulmuştu.
25 Nisan’da Şişli 2. Asliye Mahkemesi, “İdea-Politika” dergisinde 2001’de yayımlanan “Ordu ne işe yarar?” ve “Yeni Barbarlar Apoletli Talibanlar”yazılarından mahkum olduktan sonra yeni Ceza Kanunu’yla (TCK) birlikte yeniden yargılanan gazeteci Erol Özkoray’ı akladı. 14 Mart 2007’de gazetecinin cezalandırılması yönünde mütalaa veren Savcı Mücahit Ercan, gazetecinin aynı suçlamayla açılan bir davadan beraat ettiğini fark edince Mahkeme Başkanı Metin Aydın, mükerrer dava açıldığını belirterek CMK’nın 223. maddesine dayanarak davanın reddine karar verdi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu ifade edilen günlükleri yayımlayan “Nokta” dergisi Yayın Yönetmeni Alper Görmüş hakkında dava açtı. Yayın yoluyla Örnek’e “hakaret” ve “iftira” ettiği iddialarıyla hakkında dava açılan gazeteci Görmüş, 19 Eylül’de 6 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle yargılanacak. Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Remzi Yaşar Kızılhan’ın hazırladığı iddianamede, Görmüş’ün, “hakaret” suçlamasından dört aydan iki yıl sekiz aya, iftira suçundansa bir yıldan dört yıla kadar hapsi istendi. Dergide 29 Mart’ta yayımlanan “Hayret verici ayrıntılarıyla Sarıkız ve Ayışığı. 2004’te iki darbe atlatmışız!” haberinde Örnek’e ait olduğu ve iki darbe planı içerdiği ifade edilen bir günlükten kesitlere yer verilmişti.
Silivri’de Protestanlığı yaymaya çalışarak “Türklüğü aşağıladıkları, kin ve düşmanlığa tahrik ettikleri” ve “hukuka aykırı şekilde veri topladıkları”iddiasıyla Hakan Taştan ve Turan Topal hakkında açılan davanın görülmesine 17 Nisan’da devam edildi. Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi, diğer şikayetçi gencin dinlenmesi için davayı 18 Temmuz’a bıraktı. Dinlenen ilk tanık, “Bana çekim yaptırdılar, bir şey görmedim ve anlatılanları duymadım” dedi. Türkiye Protestan Kilisesi üyesi Taştan ve Topal TCK’nın 301/1, 216/1 ve 135/1. maddelerinden yargılanıyor. İki sanık, mahkemede verdikleri ifadede, kendi dinlerinin yaymanın yasalarda suç olmadığını ve toplumda da suç olarak görülemeyeceğini, Türk olarak Türklüğe ve dini değerleri hakaret etmelerinin mümkün olmadığını ifade etmişlerdi. Adliye önünde yoğun güvenlik önlemleri alınırken polis sanık avukatlarını, pankart açan, slogan atan, tüküren ve hakaret eden gruptan, adliyenin arka kapısından kaçırarak uzaklaştırabildi.
18 Nisan’da Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi, Başbakan Erdoğan’ın, “kişilik haklarına saldırıda bulunduğu” gerekçesiyle Leman Dergisi’ne açtığı 25 bin YTL’lik manevi tazminat davasını reddetti. Dergi yazı işleri müdürü Zafer Aknar “Kararı olumlu buluyoruz. Bu Başbakanın, ‘müstakbel Cumhurbaşkanımızın’ açtığı dördüncü dava. Yenilen pehlivan güreşe doymaz” dedi. Dava dilekçesinde, derginin 6 Temmuz 2006 tarihinde yayınlanan “Reco Kongo Kenesi Türkiye’nin Anasını Ağlatıyor” başlığıyla yayınlanan karikatürün, “Başbakan Erdoğan’ın şahsiyet haklarına tecavüz niteliğinde” olduğunu iddia emişti.
Başbakan Erdoğan’ın, KanalTürk televizyon kanalında yayınlanan “Politika Durağı” adlı programda, “kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu” iddiasıyla, programı hazırlayan Tuncay Özkan aleyhine açtığı 10 bin YTL’lik manevi tazminat davası reddedildi. 10 Nisan’da Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi yargıcı Ahmet Kahraman, tarafların görüşlerini aldıktan sonra davanın reddine karar verdi. Dava dilekçesinde, Özkan’ın, 7 Ocak 2007 tarihinde yayınlanan programda, “Başbakan Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırı kastıyla tahkir ve tezyif edici beyanlarda, fevkalade ağır, katlanılması ve tahammülü gayrı kabil hakaret, iftira ve suç isnadında bulunduğu” iddia edilmişti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Haluk Koç’un “Başbakan kıvırtıyor” açıklamasını haber yapan “Cumhuriyet” gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, 23 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. 6 Nisan’daki karar duruşmasında Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “sövme suçu sabit olduğu” gerekçesiyle verdiği cezayı 14 bin YTL idari para cezasına çevirdi. ÇGD, “Bu, Türkiye’nin yeni bir ayıbıdır. Başbakanı böylesine ilkel bir sonuca yol açtığı için kınıyorum. Eserinizle övünebilirsiniz” dedi. Aynı haberi yayımladığı için açılan ceza davasında “Radikal”gazetesiyse beraat etmişti. 30 Ocak 2006’daki basın toplantısında Koç, “Malvarlığımı açıklayacağım demedim” diyen Erdoğan’ın malvarlığı beyanı konusundaki tutumunu eleştirmek için “Erdoğan kıvırtıyor” demişti.
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Kocaeli Şubesi, “Hürriyet” gazetesinde 6 Nisan’da yayımlanan “Ses… Ses…”başlıklı yazısında darbe çağrısı yaptığı gerekçesiyle üç gün sonra yazarBekir Coşkun hakkında suç duyurusunda bulundu. Şube Başkan Yardımcısı Nigar Gümrükçüoğlu, Adliyede suç duyurusunda bulunmadan önce yaptığı basın açıklamasında, “Bizler her türlü gayri adil, gayri insanı söz ve uygulamaya karşı dururken Bekir Coşkun’un yukarıda belirttiğimiz tarih ve başlıklı darbe çağrılı kışkırtıcı yazısı sebebiyle hukuk önünde hesap vermesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Düzenlemeler ve hak aramalar
22 Haziran’da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay 2. Dairesi ve “Cumhuriyet” gazetesine yönelik saldırılarla ilgili yürüttüğü kovuşturmada, olayların Ümraniye’de bir gecekonduda el bombaları bulunmasıyla ilgili soruşturmayla ilişkisi olup olmadığının araştırılması kararını aldı. Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, Ümraniye’de bir gecekonduda bulunan 27 el bombası, TNT kalıpları ve fünyelere ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekilliğince yürütülen soruşturmanın, Danıştay saldırısı ve gazeteye atılan bombalarla ilgili yürütülen dava dosyası ile irtibatlı olabileceği ihtimali üzerine mahkeme, resen soruşturmanın genişletilmesi yoluna gitti.
“Azınlık Raporu”nu hazırlayan İnsan Hakları Danışma Kurulu’nun eski üyesi Prof. Dr. Baskın Oran’ı elektronik posta (e-posta) yoluyla hakaret ve tehdit ettikleri gerekçesiyle İstanbul, Bodrum ve Ankara’dan dört sanığın yargılanmasına 16 Mayıs’ta Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Prof. Oran’ın suç duyurusu üzerine IP (İnternet Protokolü) adreslerinden tespit edilen sanıklar Kamil Sağlık, Dursun Kaya, Figen Arslan ve Kezban Kılıç duruşmada, haklarındaki suçlamaları reddettiler. İstanbul ve Bodrum’daki iki sanığın ifadelerinin alınması için yazılan talimatlara yanıt bekleyen mahkeme, yargılamaya 19 Eylül’de devam edecek. Baskın Oran’ı hiç tanımadığını söyleyen Kaya, mahkemenin uzlaşma önerisini reddetti. Oran da, mahkemenin sorusuna, “Beni ölümle tehdit eden insanlarla uzlaşamam” diye yanıt verdi.
Konya’da Saadet Partisi’nin mitingini izlerken saldırıya uğrayan “Sabah”gazetesi Muhabiri Aliye Çetinkaya’ya hakaret eden Halil Yılmaz 6 gün hapis cezası aldı, ceza 300 YTL para cezasına çevrildi. Mayıs başında Konya 7. Asliye Ceza Mahkemesi, Şubat 2006’da düzenlenen “Resul’e Sadakat Mitingi”ne katılan ve taşlı saldırıya maruz kalan Çetinkaya’ya saldıranlardan Yakup Kaya’nın dosyasını duruşmalara katılmadığı için ayırdı. Çetinkaya, başı açık ve kot pantolonlu olduğu gerekçesiyle bir grubun sözlü tacizi ve taşlı saldırısına uğramıştı. Olayın ardından Çetinkaya, kendisine saldıranlar hakkında İl Emniyet Müdürlüğü’ne suç duyurusunda bulunmuştu.
Gazeteci Hrant Dink’in 19 Ocak’ta öldürülmesi olayına karıştıkları iddiasıyla haklarında soruşturma yürütülen 12’si tutuklu 18 kişi, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 Temmuz’da yargılanmaya başlayacaklar. Mahkeme, tetikçi olduğu iddia edilen 17 yaşındaki O.S.’nin yaşı dolayısıyla yargılamayı basına kapalı olarak gerçekleştirecek. RSF, Dink cinayetine katılanlara karşı açılan davadan memnuniyet duyduğunu ancak yargılamayla kamu makamlarının cinayetteki olası rolü gibi akıldaki tüm sorulara yanıt bulunabilmesi gerektiğini bildirdi.
İnternet ortamında işlenen suçlarla mücadeleyi öngören Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesi Kanunu Tasarısı 4 Mayıs’ta TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Cumhurbaşkanı Sezer’in 22 Mayıs’ta imzaladığı yasaya göre, kısaca “Atatürk’ü Koruma Kanunu” olarak anılan 25/7/1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanunu’ na aykırılıktan içerikler Telekomünikasyon Kurumu’nca engellenecek. Aralarında Çağrıya Bilgisayar Yazılım Meslek Birliği (BİYESAM), Bilişim Muhabirleri Derneği (BMD), Linux Kullanıcıları Derneği (LKD), Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) ve Tübider Bilişim Sektörü Derneği’nin (TÜBİDER) de aralarında bulunduğu 20 STK ortak bir açıklamayla “İnternet Sansür Değil Hız İster!” diyerek tepki gösterdi.
2 Mayıs’ta İstanbul Cumhuriyet Savcıları Selim Berna Altay ile Fikret Seçen’in itirazını değerlendiren İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi, 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin iade ettiği Hrant Dink cinayetiyle ilgili iddianameye yeniden bu mahkemeye geri gönderdi. İddianamede, cinayete karıştığı öne sürülen 12’si tutuklu 18 sanığın eylemlerinin terör suçu kapsamına girdiği belirtilmişti.
“Gündem” gazetesi çalışanları, 12 Nisan’da düzenlediği basın toplantısında gazetelerini “PKK’nin yayın organı” olarak nitelendirerek hedef gösterdiği gerekçesiyle Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt hakkında suç duyurusunda bulundu. Basın toplantısında Büyükanıt, TSK’da akreditasyon vardır, doğru. O andıç taslaktır. Samimi olarak söylüyorum. Neden akreditasyon var. Biz de isteriz olmasın. Peki, arzu eder misiniz; Türkiye’de bir PKK gazetesi yayınlanıyor. Gündem…. Onun elemanı şuradaki sıralardan birinde otursun. Nasıl arzu edebiliriz?…” demişti.
Muş “Haber 49” gazetesi imtiyaz sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürüEmrullah Özbey’in kendisini tehdit ettikleri gerekçesiyle şikayetçi olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekilli Medeni Yılmaz’ın üç akrabasının yargılanmasına devam edildi. Sanık olarak yargılanan Mahsum Yılmaz, Ferit Yılmaz ve Fatih Yılmaz, Muş 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 4 Nisan’da devam edilen davanın duruşmasında, hakaret ve tehdit suçlamalarını reddettiler. Özbey, tehdit edilmesine gazetenin 1 Aralık 2006 tarihli sayısında yayımlanan “Eşitlik Nerede?” köşe yazısının neden olduğunu ifade etti.
Sansür ve Tekelleşmeye Tepkiler
Aralarında bianet.org, alinteri.org ve atilim.org’ un da bulunduğu İnternet sitelerine erişim İnternet kafelerden, bazen kişisel bilgisayarlarından, bazen de işyerlerinden engelleniyor. Bu sitelere girmek isteyenler, karşılarına sitelerin “yasaklı” olduğunu söyleyen bir mesaj çıkıyor. Bir ilin emniyet birimlerinin elindeki hazır yasaklı adresler listesinde bianet veya diğer sitelerin bulunması nedeniyle İnternet kafe sahiplerinin de ceza almamak için bu adresleri filtreleme programına dahil etmeleri üzerine bu durumun yaşandığı tahmin ediliyor. İnternet kafelerin örgütü olan Tüm İnternet Evleri Derneği (TieV) Başkanı Yusuf Andiç, kaymakamlıkların, emniyet birimlerinin bu tür listelere sahip olduğunu, bildirimde bulunduklarında kafe sahiplerinin bu adresleri filtreleme programlarına elle eklediklerini, hatta bazen gidip listeleri kendilerinin talep edebildiğini söyledi. Hukukçu Fikret İlkiz böylesi “yasaklı siteler” listeleri hazırlamanın suç olduğunu söylüyor. İnternet filtreleme yazılımı MYTR Filter’ı üreten My Yazılım şirketinin Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Meral, 26 Haziran’da bianet’i “yasaklı site” listesinden çıkardıklarını bildirdi.
20 Haziran’da, Genelkurmay Başkanlığı’nın Hudson Enstitüsü’ndeki senaryo toplantısıyla ilgili haberi nedeniyle “maksatlı yalan haber yazmakla”suçladığı gazeteci Yasemin Çongar, bir açıklama yaparak “Haberimin arkasındayım” dedi. Çongar’a destek veren ÇGD de, “Genelkurmay basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına saygı göstermesini beklemek hakkımızdır” diyerek, dernek üyesi olan Çongar’ın yeteri kadar tecrübeli olduğunu ve sadece gazetecilik görevini hakkıyla yerine getirdiğini bildirdi. Açıklamada, “Türkiye’de objektif haber yazan muhabirlerin haksız şekilde hedef gösterilerek karalanmaya çalışılması alışkanlığına Genelkurmayın da katılması bizleri üzmektedir” denildi. Gazeteci, enstitünün ABD’de düzenlediği ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nden de bir grubun da katıldığı toplantıda, henüz emekli olan Anayasa Mahkemesi başkanı Tülay Tuğcu’ya suikast düzenlenmesi ve Beyoğlu’nda 50 kişinin hayatına mal olacak bir bombalı saldırı yaşanması, bunun üzerine de TSK’nın Kuzey Irak’a girmesi senaryolarının ele alındığını yazmıştı.
Kuzey Kıbrıs’ta Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Güney Deniz Saha Komutanlığı,Genç TV, Kıbrıs gazetesi, Kıbrıs TV, Bayrak Radyo Televizyon Kurumu (BRTK), Yenidüzen ile Afrika gazetelerinin, 13 Haziran’da Gazimağusa açıklarında yapılacak Şehit Teğmen Caner Gönyeli Arama Kurtarma Tatbikatını izlemelerine izin vermedi. Kıbrıs Basın Emekçileri Sendikası ( Kıbrıs Basın-Sen), uygulamanın Kıbrıslıtürklerin bilgi ve haber alma hakkını engellediğini belirterek, “Farklı düşüncesi ve yayın politikası nedeniyle medyanın bir kısmının kamuoyuna açık etkinliği izlemesinin engellenmesi kabul edilemez” dedi. Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği de, yaptığı yazılı açıklamada, uygulamanın Kuzey Kıbrıs medyasında ayrımcılık anlamına geldiğini bildirdi.
Friedrich Ebert Stiftung (FES) Vakfı Türkiye Temsilciliği’nin Bilgi Üniversitesi’nde 8 Haziran’da düzenlediği “İfade Özgürlüğü ve Sınırları, Türkiye ve AB Ülkelerinde Ceza Hukuku ve İfade Özgürlüğü” başlıklı uluslararası konferansta konuşan iletişim hukukçusu avukat Fikret İlkiz,”Yargı kararlarında ifade özgürlüğü öne çıkarıldığı halde geriye gidiyoruz. Gerçekten ifade özgürlüğünü istiyor muyuz? Buna öncelikle hukukçular yanıt vermeli” dedi. 2001’de başlayan Avrupa Birliği (AB) reform sürecinde yapılan yasal düzenlemeleri özetleyen İlkiz, geriye gidişe örnek olarak 2004’ten bu yana Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Selahattin Aydar, Mehmet Şevket Eygi ve Hrant Dink ile ilgili aldığı üç kararda ifade özgürlüğüne vurgu yaptığı halde aleyhte karar verilmesini gösterdi.
Bingöl Genç Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 1 Haziran’da ilettiği talebi değerlendiren Genç Sulh Ceza Mahkemesi, ilçede PKK’nin saldırısına uğramasıyla 25 Mayıs’ta raydan çıkan Tatvan-Elazığ Yük Treni’nde silahlar olduğuna ilişkin yayınlara yasak koydu. Mahkeme, “Soruşturma kapsamında, tüm ulusal ve yerel yayın yapan televizyon, bölgesel ve yerel yayın yapan ve dağıtımı yapan gazete ve dergilerde soruşturma kapsamındaki olay ve ele geçen malzemelerle ilişkin her türlü bilgi, belge ve görüntülerin yasaklanmasına karar verilmiştir” dedi. Karar, “Milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliğinin korunması bakımından soruşturmanın kapsamı ve içeriği hakkında basın ve yayın organlarında sesli, görüntülü, yazılı haber veya açıklama yapılmasının yasaklanması”nı içeriyor.
Bilkent Kongre Merkezi’nde 29 Mayıs’ta yapılan Sayıştay’ın 145. Kuruluş Yıldönümü törenine Yargıtay toplantısına davetli olan “Kanal B”, “ART” ve “Kanal Türk” ekipleri toplantının başlayacağı sırada Başbakanlık korumalarınca “Başbakanlığa akredite olamadıkları” gerekçesiyle salon dışına çıkarıldılar. Sayıştay yetkililerinin “bizim konuklarımız” uyarılarına rağmen korumalar, “kurallar böyle” diyerek muhabir ve kameramanları dışarı çıkarttılar. ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay ile TGC, uygulamanın halka haber ulaştırma çabası içerisindeki medyaya haksızlık olduğunu açıkladılar.
Düşünce Özgürlüğü için 5. İstanbul Buluşması’nda konuşan İletişim Hukukçusu Fikret İlkiz , “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” ile ilgili, “İnternet’te herhangi bir şekilde ifade özgürlüğünü geliştirme yönünde gitmiyoruz ve ilk kez altı yıl sonra sınırlandırma yasasına sahip olduk” dedi. “Atatürk’ün Ne Mutlu Türküm Diyene Anlayışlına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyetinin Düşmanıdır ve öyle kalacaktır”sözlerine tepki gösteren Bianet sitesi yetkilisi Nadire Mater, “Bu nefret söylemiyle ilgili son bir aydan aklımda kalan bir örnek” dedi. Gerçek Gündem sitesi editörü Barış Yarkadaş , “Türkiye’de gazeteciler İnternet’te özgürlük alanlarını kaybediyorlar. Kimse bunun farkında değil” dedi. GazeteciPerihan Mağden ise nefret söyleminin yer aldığı mecraların yasaklanmasını, bu sorunla mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti. Gazeteci Ragıp Duranda Çin’de sitelerin yasaklanmasını haber olarak işleyen ana akım medyasının Kürt sitelerinin kapalı kalışına kayıtsız kaldığını vurguladı.
15 ülkeden 40’a yakın temsilcinin ifade özgürlüğü sorunlarını tartıştıkları “Düşünce Özgürlüğü İçin 5. İstanbul Buluşması” Üsküdar Kız Kulesi’nde 25 Mayıs’ta düzenlenen bir basın toplantısıyla başladı. “Türkiye’de, Komşu Ülkelerde ve Bölgede İfade Özgürlüğü” buluşmasına katılmak için Türkiye’ye gelen Uluslararası Yayın Komitesi (IPA) temsilcisi Alexis Krikorian, PEN Hapisteki Yazarlar Komitesi Sekreteri Sara Whyatt ve Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) Türkiye masası araştırmacısı Andrew Gardner, 301. maddenin kaldırılması gerektiğini açıkladılar.

Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesi, Ankara’nın Ulus semtinde 22 Mayıs’ta Anafartalar Çarşısı’nda yaşanan patlamayla ilgili olarak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine yayım yasağı kararı aldı. Mahkeme kararı, “yapılmakta olan soruşturmanın gizliliği, olay yeri görüntülerinin toplumun beden ve ruh sağlığına zarar verecek nitelikte olması nedeniyle ve yapılan yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesinin sağlanması” için alındı. Bombalı saldırıda sekiz kişi hayatını kaybetmiş, 100’den fazla kişi de yaralanmıştı.

1 Mayıs eylemlerini izleyen meslektaşlarına yönelik polis saldırılarını ve yayın yasaklarını protesto eden 100 kadar gazeteci, 4 Mayıs’ta TGS önünden İstanbul Valiliği önüne kadar bir yürüyüş yaptı. Yürüyüş, toplumsal olayları izlerken polisin kava kuvvetiyle karşılaşan habercilerin birkaç yıldır süren sessizliğine de son verdi. Gazeteciler, “Vali İstifa”, “Sözde değil, özde basın özgürlüğü”, “Özgür basın susturulamaz”, “Emeğe saygı”, “Kalemine, örgütüne sahip çık”, pankartlarıyla yürüyüşe başladılar. Yetkililere ellerindeki “Kırmızı kartları” gösterdi. Saldırıya uğ+-rayan sekiz gazeteciden bazıları suç duyurusunda bulundu. Bir gazeteci heyeti İstanbul Valisi Muammer Güler ile görüştü.

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bir açıklama yapan TGC, “2007’de de ifade özgürlüğü ve çok sesliliğin özlenen düzeye ulaşamamasının, yasa yapma yetkisine sahip siyasetçilerin içten olmayan yaklaşımından kaynaklandığı ortadadır” dedi. “Darbe-Şeriat tehdidi arasında Demokrasiden Yanayız” başlığıyla açıklama yapan G9 platformu, gazeteci Hrant Dink’in düşüncelerinden dolayı katledilmesinin “gazetecilerin can güvenliğini sağlama zafiyetini” bir kez daha ortaya koyduğu ifade etti. Türkiye’de 10 basın meslek örgütünü bir araya getiren G9, geçen yıl ifade özgürlüğü hakkını kullanan 300’e yakın kişinin yargı karşısına çıktığını, bu davalarda artış yaşandığını bildirdi.

Taksim’deki 1 Mayıs etkinliklerini izlerken polisin yoğun şekilde başvurduğu gazdan etkilenen haberciler, polisin saldırısını protesto etmek için Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde makine bırakma eylemi yaptı. Eylemde bir basın açıklaması yapan gazeteci Musa Ağacık, “Biz kamu görevi yapıyoruz. Ancak polis bu kamu görevini yapmamamızı engelliyor. Beyoğlu Emniyet Müdürü her ne kadar ‘basına yardımcı olun’ dese de burada polisler keyfi olarak engelleyip habercilere saldırdılar” dedi. 1 Mayıs günü öğlene kadar polis Televizyon kanallarına ait Canlı yayın araçlarını Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) otoparkında tuttu. Durumu “fiili yayın yasağı” olarak değerlendiren gazeteci Mete Çubukçu, önceden yayın kuruluşlarına resmi olarak tebliğ edilmeden başvurulan yasağın 11:00 sularında kaldırıldığını söyledi. TGC ve TGS de yayın yasaklarını kınadı.

Yayımladığı haberlerden askerlerin baskısıyla karşılaşan “Nokta” dergisinin yayın hayatına son verdiğini, Yayın Yönetmeni Alper Görmüş 21 Nisan’da dergi merkezinde düzenlediği basın toplantısıyla resmen açıkladı. Kapatma kararının dergi sahibi Ayhan Durgun’dan geldiğini ifade eden Görmüş, “Durgun bana iktisadi ya da siyasi somut bir baskıdan hiç söz etmedi. Fakat son bir ayda belirgin bir tedirginlik ve endişe içinde olduğunu fark etmemek olanaksızdı” dedi. Durgun’un içinde bulunduğu sıkıntıyı anladığını aktaran Görmüş, ” ‘Demokrasi’ sözcüğünü ağızlarından düşürmeyen siyasetçilerinin biri bile Nokta’nın uğradığı baskına ilişkin tek cümle etmemişken, onun kendini ‘normal’ bir ülkede yaşıyor, ‘normal’ bir ülkede dergi yayımlıyor gibi hissetmesi mümkün müdür?” diye sordu. Hükümeti, kendine yönelik darbe girişimi iddialarının üzerine gitmemekle eleştiren Görmüş, yargının da yayınları ihbar kabul ederek “kendi bağımsızlığının da teminatı olan demokrasiyi korumak üzere” harekete geçmediğini, parlamentonun da iddiaları bir komisyonla araştırmadığını söyledi.

Manavgat’ta yayın yapan “Klas” Televizyonu, elektriklerinin kesildiği 9 Nisan’dan bu yana 3 kilowatt’lık jeneratörle yayın hayatını sürdürüyor. Bu durumu AKP İlçe teşkilatının baskılarına bağlayan “Klas TV” Yönetim Kurulu Başkanı Cengizhan Demirkaya, “Türkiye’de büyük oy kaybı yaşayan AKP hükümeti, baskı ve tehditlerle muhaliflerini susturmaya çalışıyor” dedi. Kanalın elektriklerinin, Manavgat Şehit Aileleri ve Gazileri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Hasan Toptaş’ın konuk olduğu “Gündem” adlı canlı program sırasında TEDAŞ görevlilerince kesildiği ifade edildi.

“İnternet’in kültür ve sanat merkezi” olarak tanıtan www.antoloji.com sitesi 17 Nisan’da mahkeme kararıyla kapatıldı. Sitenin neden kapatıldığı yöneticisi Cengiz Ekrem Teymur’a da bildirilmedi. Bir yazılı açıklama yapan Teymur, “Sitemizin, kimin başvurusu ile, hangi nedenle, hangi mahkeme tarafından kapatılmasına karar verildiğini şu anda bilmiyoruz” dedi. Site, itirazı 27 Nisan’da görüşen Kadıköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla yeniden erişime açıldı. Mahkeme, itiraza konu yazıların silinerek sitenin açılmasına karar verdi. Teymur, itirazlarına “İçinde milyonlarca yazının bulunduğu sitede yer alan bir kaç yazıdan tüm sitenin kapatılması”nın temel teşkil ettiğini bildirdi.

Eyüp 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, Adnan Oktar’ın kişilik haklarına saldırı niteliğinde yayın yaptığı gerekçesiyle popüler İnternet sözlüğü Ekşisözlük sitesine 12 Nisan’da alınan bir kararla mahkeme erişim yasağı koydu. Ekşisözlük avukatı Başak Purut, video paylaşım sitesi Youtube’a yönelik mahkeme kararının Ekşisözlük’le ilgili kararla “orantısızlık açısından aynı, hukuki mahiyet açısından farklı” olduğunu ifade etti. Ancak mahkeme, 18 Nisan’da, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 108. maddesi gereğince erişim yasağını kaldırdı. sozluk.sourtimes.org sitesine erişmek isteyen Sesli Sözlük okuyucuları, “Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir” mesajıyla karşılaşıyorlardı. Oktar’ın yargıya başvurması üzerine, geçen hafta da Superpoligon haber sitesine de erişim yasağı getirildi.

Bir ay kapatmadan sonra 7 Nisan’da yeniden yayına başlayan “Gündem” gazetesine İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bir kararıyla yeniden yayın durdurma cezası verildi. Gazetenin 7 ve 8 Nisan 2007 tarihli nüshalarına “PKK/KONGRA GEL propagandası yapıldığı” gerekçesiyle tamamen el konmasına ve dağıtımının yasaklanmasına karar veren mahkeme, gazete yayının örgütün faaliyeti çerçevesinde yayın yaptığı yönünde kuvvetli şüphe doğduğunu açıklayarak gazeteye 15 gün yayın durdurma cezası verdi. 8 Nisan’da mahkeme başkanı Metin Özçelik, kapatma kararını, Cumhurbaşkanı Sezer’in Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığı Terörle Mücadele Yasası’nın (TMY) 6/son maddesine dayandırdı. Mahkeme, gazete sorumluları hakkında yapılan onlarca yasal takibata rağmen gazetenin PKK’nin hapisteki lideri Abdullah Öcalan’ın “geçmişte ve avukatları aracılığıyla aktardığı güncel olaylar karşısında değerlendirmelerinin ve örgütün hareket etmesi gerektiği tarza ilişkin açıklamalarını” yayımladığını bildirdi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi

1999 depreminde 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i eleştirdiği için hapse mahkum olan “Milliyet” gazetesi yazarı Meral Tamer ve yazı işleri müdürü Eren Güvener AİHM’de açtıkları davayı 26 Haziran’da kazandı. Türkiye, 17 Ağustos 1999’da yaşanan depremle ilgili yazılarda “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ettikleri gerekçesiyle Eylül 2000’de hapis cezasına çarptırılan Tamer ve Güvener’e toplam 6 bin avro (10 bin 500 YTL) tazminat ödeyecek. Gazetecilere hapis cezası verilmesini haklı gösteren bir durum bulunmadığını açıklayan AİHM, “basın alanında yaşanan ihlallerin hapisle cezalandırılması ancak olağanüstü şartlarda gazetecilerin ifade özgürlüğü hakkıyla bağdaşabilir” dedi.

Haziran sonunda, Ermeni soykırım iddialarını tanıdığı için soruşturma geçiren tarihçi Taner Akçam, şimdiye kadar 100’ün üzerine akademisyen, gazeteci ve yazara dava açılan TCK’nın 301. maddesinin “akademik çalışmalar için tehdit oluşturduğu”nu öne sürerek AİHM’e başvuracağını açıkladı. ABD’nin Minnesota Üniversitesi’nde tarih profesörü olan Akçam, 301. maddeye dayanarak akademik çalışmaları hakkında soruşturma yürütülmesinin Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu bildirdi. 301’in, başlı başına sözleşmenin 7, 10, ve 14. maddelerine aykırı olduğu belirten Akçam, maddeyle ifade özgürlüğünün kısıtlandığını iddia etti.

14 Haziran’da AİHM, “Yedinci Gündem” gazetesi yazı işleri müdürü Hünkar Demirel’in açtığı davada ifade özgürlüğü hakkının kısıtlanmadığı kararı aldı. AİHM, “Biri sizi öldürmek istese ona karşı meşru müdafaa hakkınızı kullanırdınız” ve “Eğer dünya bizi ortadan kaldırmak için birleşiyorsa, meşru müdafaa hakkımızı kullanırız” şeklindeki sözleri için, “Şiddet kullanımına teşvik ediyor” dedi. Temmuz 2001’de haftalık gazetede yayımlanan ve “örgüt üyeliğinin nedenlerini” inceleyen bir yazı nedeniyle Demirel, Haziran 2002’de 3 yıl 9 ay hapse mahkum olmuştu. “Terör propagandası yaparak örgüte yardım ve yataklık ettiği” gerekçesiyle suçlu bulunan ve hapis cezası sonunda paraya çevrilen Demirel, adil yargılanmadığı ve ifade özgürlüğü kısıtlandığı gerekçeleriyle AİHM’e başvurmuştu.

Aynı gün AİHM, 10. maddenin ihlal edildiği gerekçesiyle yapılan üç ayrı başvurudaysa Türkiye’yi toplam 5 bin 250 avro (9 bin 180 YTL) tazminata mahkum etti. “Yeniden Özgür Gündem” gazetesi yazı işleri müdürü Mehmet Çolak, gazetenin Olağanüstü Hal Bölgesi’ne Eylül 2002’de sokulması ve dağıtılmasının yasaklanmasını ve işlemin yargı denetimine kapalı olmasını AİHM’e taşımıştı. Mehmet Selim Okçuoğlu ise, Halkın Demokrasi Partisi’nin (HADEP) bülteninde “Yöneticilerimiz Hakkında Sürdürülen Dava Üzerine” başlıklı bir yazı nedeniyle AİHM’e başvurmuştu. Okçuoğlu’nu, DGM Eylül 1998’de aldığı bir kararla, 1 yıl hapis ve para cezasına mahkum etti. Mahkeme, “bölücülük propagandası” ve “kin ve düşmanlığa tahrik” iddialarıyla Okçuoğlu’nu suçlu bulmuştu. “Kürt Sorunu ya da Tam Hak Eşitliği Mücadelesi” başlıklı bir makale nedeniyle DGM’de yargılanan ve Şubat 2000’de “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla cezalandırılan “Yeni Evrensel” gazetesi yazı işleri müdürü Tuncay Seyman ve sahibi Fevzi Saygılı da açtıkları AİHM davasını kazandı.

10 Mayıs’ta AİHM, yönetmen Yılmaz Güney’in yaşamını ve siyasi duruşunu kitaplaştıran yayıncı Saim Üstün’ün açtığı davada Türkiye’yi mahkum etti. 1992’de çıkan kitapta “bölücülük propagandası yaptığı” iddiasıyla 2000’de yargılanmaya başlayan Üstün, DGM’since altı ay hapse mahkum edilmişti. Mahkemenin sonuçta paraya çevirdiği ceza, daha sonra yapılan ikinci bir yargılamayla beraate dönüşmüştü. Küçük bir yayınevinin yayımladığı kitapla, isyan ve silahlı direniş çağrısı yapmadığı ve şiddeti övmediğini vurgulayan AİHM, Üstün’ün bir yıldan fazla bir süre mahkum olmuş bir kişi olarak yaşadığını ve hapse girmemek için de para cezasını ödemek zorunda bırakıldığını açıkladı. AİHM, oybirliğiyle 10. maddeyi ihlal ettiğine karar verdiği Türkiye’nin yayıncıya mahkeme masrafı dahil toplam 3 bin avro (yaklaşık 5 bin 400 YTL) tazminat ödemesine karar verdi.

3 Mayıs’ta AİHM, “Güney Kültür-Sanat-Edebiyat” dergisi yazı işleri müdürü İlyas Emir, “Adaletin Düşmanı” piyesinin ve “Teatra Jiyana nü” (Kürtçe “Yeni Hayatın Tiyatrosu”) oyuncularının “ifade özgürlüğünü ihlal ettiği”gerekçesiyle açtıkları davalarda Türkiye’yi mahkum etti. Türkiye, sonuçlanan bu davalarda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle masraflar dahil 61 bin avro (109 bin 800 YTL) ödeyecek.

12 Nisan’da AİHM, PKK açıklamalarına yer verdiği için cezalandırılan “Yedinci Gündem” gazetesinin iki yöneticisinin ifade özgürlüğünü haklarının kısıtlandığına karar verdi. Gazetenin yazı işleri müdürü Hünkar Demirel ve gazete sahibi Hıdır Ateş, PKK üyelerinin açıklamalarını yayımladığı ve bir PKK yöneticisiyle yapılan röportaja yer verdiği için Haziran 2002’de iki kez para cezasına mahkum edilmişlerdi. Gazete de, bir süreliğine kapatılmıştı. AİHM, nefret beyanı barındırmadıkça, ifade özgürlüğüne sınırlandırma getirilemeyeceğine oybirliğiyle hükmetti; Türkiye’yi iki başvurucuya giderler dahil üç bin avro (5 bin 550 YTL) ödemesine karar verdi.

Mart’ta “terör örgütü propagandası yapıldığı” gerekçesiyle bir ay yayın durdurma cezası verilen “Gündem” gazetesi, TMY’nin ilgili düzenlemeleri Nisan başında AİHM’e taşıdı. Gazete adına avukat Özcan Kılıç’ın yaptığı başvuruda, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in de Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığı TMY’nin 6/2-son maddesinin “öncelikli incelemeye alınması” istendi; yayının “yargılama sonucunda değil, mahkeme kararıyla tedbiren durdurulduğu”nu belirtti.

RTÜK Cezaları

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) 22 Mayıs’ta Ankara’nın Ulus semtinde meydana gelen ve Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin olay yeri görüntüleri için yayın yasağı getirdiği patlamayla ilgili 13 televizyon kanalına ceza vermeyi kararlaştırdı. RTÜK üyeleri, “Suç örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerinin yansıtıldığı” ve “yayınların hukukun üstünlüğüne, milli güvenliğe uygun olarak yapılmadığı” gerekçesiyle müeyyide uygulama kararı aldılar. Bu gerekçeyle Flash TV, Haber Türk, Ulusal 1, Kanal Türk, Kanal 1, NTV, TV 5, Kanal D, Star, CNN Türk, STV, Sky Türk, Kanal 24 yayın kuruluşlarına 3984 Sayılı Yasanın 33. maddesi kapsamında ceza uygulanacak. Kanalların, 3984 Sayılı Yasanın 4. maddesinin (y) bendine ve Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesinin yayım yasağı kararına aykırı yayın yaptıkları iddia edildi. (SON)

Sayfa Başı