MEDYA GÖZLEM VERİTABANI
ENGLISH
“MİT TIR’ları” Davası- Can Dündar “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri açıklama” iddiası
İLGİLİ KİŞİ VEYA KURUM
Can Dündar
ŞEHİR
İstanbul
MÜDAHALENİN YILI
2015
SON GÜNCELLEME TARİHİ
07/10/2020
İFADE TÜRÜ
Siyasi
KULLANILDIĞI ARAÇ
Basılı Yayın
Gazete
MÜDAHALE EDİLENİN SIFATI
Editör / Genel Yayın Yönetmeni
ALT ÖZGÜRLÜKLER
Bilgi ve Düşünceleri Yayma Hakkı
MÜDAHALE BİÇİMİ
Yargı Organlarının Müdahaleleri
Ceza Mahkemeleri
Hapis cezası verilmesi
HUKUKİ DAYANAK
Türk Ceza Kanunu
md. 329/1

Cumhuriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Ankara temsilcisi Erdem Gül  hakkında 29 Mayıs 2015’te “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle yayınlanan MİT TIR’ları haberi gerekçesiyle “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “siyasi ve askeri casusluk”, “gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “terör örgütünün propagandasını yapma” suçlamalarıyla Recep Tayyip Erdoğan’ın şikayeti üzerine soruşturma başlatıldı. Erdoğan’ın dilekçesinde Dündar’ın Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 312, 327, 328, 330, 220, 285 ve 289. maddeleri uyarınca bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet ve 42 yıl hapsi cezası ile cezalandırılması isteniyor.

Can Dündar ve Erdem Gül, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 26 Kasım 2015 tarihinde tutuklandı. Tutuklama kararında“silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme”, “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askerî casusluk amacıyla temin etme” ve “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama” suçları isnat edildi.

Cumhuriyet Başsavcı Vekili İrfan Fidan imzalı ve 27 Ocak 2016 tarihli iddianamede her iki gazeteci için birer kez ağırlaştırılmış, birer kez de müebbet, 30 yıla kadar da hapis talep edildi.

Anayasa Mahkemesi 25 Şubat 2016’da, Dündar ve Gül’ün avukatlarının 6 Aralık 2015’te yaptığı bireysel başvuruda, Anayasanın 19. ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. ve 10. maddelerinde güvence altına alınan “kişi güvenliği ve özgürlüğü” ile “ifade özgürlüğü”nün yanı sıra Anayasanın ise 26. ve 28. maddelerinde düzenlenen “düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü” ile “basın özgürlüğü” haklarının ihlal edildiğine karar verdi. Erdoğan, AYM’nin kararına saygı duymadığını belirtti. Gazeteciler 26 Şubat’ta sabaha karşı tahliye oldu.

25 Mart 2016’da başlayan davada mahkeme, savcının talebi üzerine duruşmaların kapalı görülmesine karar verdi. 

Savcı 22 Nisan’daki duruşmada mütalaasını açıklamak için süre istedi. 3 Mayıs’ta açıklanan mütalaada, Dündar için 25 yıl, Gül için 10 yıla kadar hapis talep edildi. Savcı “FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım ve bu şekilde suça iştirak”, “casusluk ve casusluk amacıyla belge bilgi temin edip açıklama” iddiasının Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde görülen MİT TIR’larına ilişkin davadan bağımsız düşünerek hüküm vermenin mümkün olmadığını savunarak Yargıtay’daki davanın sonucunu beklemek üzere, “darbeye teşebbüs ve silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme” suçunun dosyadan ayrılmasını istedi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi 16 Mayıs 2016’da devletin güvenliğine ilişkin belgeleri açıklamak) gerekçesiyle Dündar’a 7, Gül’e 6 yıl hapis cezası verdi. Cezalarda indirime gidilerek Dündar için 5 yıl 10 ay, Gül için de 5 yıl hapis cezası hükme bağlandı. Mahkeme, terör örgütüne yardım suçuna ilişkin dosyanın ayrı görülmesine karar verdi.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, ilk derece mahkemesinin kararını bozdu. Dündar hakkında 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngören TCK madde 328’de düzenlenen “gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla temin etme” suçundan hüküm kurulması gerektiğine; Gül’ün ise beraat etmesi gerektiğine karar verdi. Ayrıca Yargıtay, Dündar’ın gıyabında tutuklama ve kırmızı bültenle arama kararı çıkardı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma kararından sonra yeniden yargılamaya başladı.  Erdem Gül yönünden dosyayı ayıran mahkeme, 16 Temmuz 2018’de Gül için beraat kararı verdi.

6 Şubat 2019’da yapılan dokuzuncu duruşmada mahkeme, Dündar’ın dosyasını ayırdı. Mahkeme Dündar’ın yurtdışında olması nedeniyle yakalama kararının uygulanmasını beklemeye karar verdi. 15 Mayıs 2019’da yapılan onuncu duruşmada mahkeme, Dündar’ın; yargılama sürecinde ayrılan tüm dosyalarının birleştirilmesine de karar verdi.

Mahkeme Dündar’ın Almanya’dan iadesine ilişkin talebin yerine getirilmesini bekliyor. 19 Mart 2020 tarihli duruşma, korona virüsü nedeniyle 19 Haziran 2020’ye ertelendi.

9 Temmuz’da kapalı olarak gerçekleşen 7.duruşmada, Dündar’ın iadesi talebinin sonuçlanmasının beklenmesine ve dosyanın esas hakkındaki mütalaa için duruşma savcısına gönderilmesine karar verildi. Bir sonraki duruşma 18 Şubat 2021’de (9 Temmuz)

7 Ekim’de yapılan ara duruşmada, mahkeme usulüne uygun yapılan ilana rağmen Can Dündar’ın mahkemeye veya Türkiye sınırlarındaki herhangi bir adliye veya kolluk kuvvetine teslim olmadığını belirterek, Dündar’ın “kaçak” sayılmasına yönelik hüküm kurdu. Mahkeme Dündar’ın tanınan sürede teslim olmaması nedeniyle mal varlıklarına el konulmasına karar verdi (7 Ekim).