Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın elektronik haberleşme hesabının hacklenmesiyle ilgili haberler nedeniyle arandığını öğrendikten sonra emniyete giden Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel Şubat 2017’de gözaltına alındı ve akabinde tutuklandı. Gazeteciye Kürt Sorunu’yla ilgili kaleme aldığı haberler ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle, “PKK propagandası” ve “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 10 Mart 2018’de dava açıldı. 367 gün tutuklu kaldıktan sonra 16 Şubat 2018’de tahliye edildi.
Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in Yücel, “Neden bir yıl önce tutuklandığımı, bir yıl önce rehin alındığımı bilmiyorum ve aynı şekilde neden bugün serbest bırakıldığımı da bilmiyorum. İddianameyi hala almış değilim. Elbette seviniyorum ama buruk bir tat var. Tutuklanmamın hukuk, yasa ve hukuk devleti ile ilgisi olmadığı gibi serbest bırakılmamın da bunlarla ilgisi yok” dedi.
Mahkeme, 28 Haziran 2018 tarihli ilk duruşmada dosyadaki kişisel verilerin çıkarılmasını reddetti; Yücel’in ifadesinin bulunduğu ülkede alınmasına karar verdi.Gazetecinin, “PKK propagandası” ve “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla 18 yıl hapsi isteniyor. Yargılama 20 Aralık 2018’e ertelendi.
Yücel, Berlin’de gerçekleşen istinabe duruşmasında ifade vermişti. İfadesinde, hapishanede işkence ve kötü muamele gördüğünü belirtmişti. Mahkeme, talepte bulunduğu Almanya makamlarından Yücel’in ifadesini göndermelerini bekleyecek. Gelecek duruşma 17 Ekim 2019’da (17 Temmuz)
Ayrıca Anayasa Mahkemesi, 28 Mayıs 2019’da, Deniz Yücel’in “özgürlük ve güvenlik hakkı” ile birlikte “ifade özgürlüğü hakkının” Anayasa ve yasalara aykırı bir şekilde ihlal edildiğine karar verdi.
Bu sırada Die Welt gazetesi, Deniz Yücel’in altı aydır tutuklu olmasını hem kendilerinin hem de muhabirlerinin ifade özgürlüğü hakkını hiçe saydığını savunarak AİHM’e başvurdu. Türkiye’nin iki kez süresini uzattıktan sonra gönderdiği cevabında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kamuoyu önüne Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’i suçladığı gibi “ajanlık” iddiasına ilişkin bir isnat yer almamıştı. Hükümet, Yücel’in PKK yöneticisi Cemil Bayık’la yaptığı röportajı öne çıkaran ve bunun “gazetecilik faaliyeti olmadığı”nı öne sürdüğü bir savunma gönderdi; başvurunun reddedilmesini istedi.
Öte yandan İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Türkiye’de bir yıl tutuklu kaldıktan sonra Şubat’ta tahliye edilen Deniz Yücel’in Türkiye aleyhine açtığı 2.9 milyon TL’lik tazminat davasını, Yücel’in yargılandığı ceza davasının derdest olmasına dayanarak “dava şartları oluşmadığı” gerekçesiyle reddetti. Gazetecinin avukatı Veysel Ok, karara ilişkin istinaf başvurusunda bulundu. 8 Mayıs 2019 tarihinde ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi, gözaltı süresinin yasaları aştığı iddiasına ilişkin karar verilmesi için davanın bitmesine gerek olmadığını belirterek 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını bozdu ve yeniden incelemesi için mahkemesine gönderdi. Yeniden inceleme yapan 17. Ağır Ceza Mahkemesi 12 Eylül’deki duruşmada kararı ikinci kez reddetti.
17 Ekim 2019’da İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen beşinci duruşmada, mahkeme, ifadesini 10 Mayıs’ta Berlin’den istinabe yoluyla veren, bu arada Anayasa Mahkemesi’nin de tutukluluğunu ihlal gördüğü Yücel ile ilgili dosyayı, esas hakkındaki mütalaasını sunması için duruşma savcısına verilmesine karar verdi. Yargılama 13 Şubat 2020’de sürecek (17 Ekim).
13 Şubat’ta görülen duruşmada Yücel’in Avukatı Ok’un mütalaanın ellerine duruşmadan bir gün önce ulaştığını belirterek esasa ilişkin savunma yapmak için mahkemeden istediği sürenin kabul edilmesi üzerine duruşma 2 Nisan’a ertelendi (13 Şubat).
Davanın 8 duruşması 24 Haziran’da görüldü. Yücel’in savunmanlığını üstlenen MLSA’nın karar çıkmasının beklendiğini duyurduğu duruşmada karar çıkmadı ve yargılama 16 Temmuz’a ertelendi.
16 Temmuz tarihli duruşmada savcı, gazeteci Yücel’in “örgüt propagandası yapmak” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlamalarından cezalandırılmasına yönelik mütalaasını tekrar ederken, avukat Ok mahkemenin Anayasa Mahkemesi kararına uymasını ve beraat kararı verilmesini istedi.
İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi, Deniz Yücel’in “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasından beraatine, hükmederken, basın yayın yoluyla “PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığı” gerekçesiyle 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasına çarptırdı.
Mahkeme ayrıca, gazeteci Deniz Yücel hakkında 2016’da Die Welt’te yayınlanan iki yazısı nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” ve TCK’nın 301. maddesinde düzenlenen “Türkiye Cumhuriyet Devletini, hükümetini, yargı organlarını ve devletin emniyet teşkilatını aşağılama” suçları uyarınca suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Şubat 2017’de Türkiye’de 367 gün cezaevinde tutulan Die Welt gazetesinin eski Türkiye Temsilcisi Deniz Yücel‘in tutukluluğuna ilişkin ‘hak ihlali’ kararı verdi.
Mahkeme Yücel’in ifade ile özgürlük ve güvenlik haklarının ihlal edildiğine hükmederek Türkiye’yi 13 bin 300 Euro tazminata mahkum etti (25 Ocak).