İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, Gezi Parkı eylemleri sırasında “insanları galeyana getirmeye ve yönlendirmeye çalıştığı”, “Olayları engellemeye çalışan kolluk kuvvetlerine yönelik olay yerinde bulunan terör örgütü mensuplarının direncini artırmaya çalıştığı”, “Organizasyon içerisinde kendisine verilen etki ajanlığı görev ve faaliyetini yürüttüğü” iddiasıyla gazeteci Can Dündar hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarttı (6 Aralık 2018).
Soruşturmanın sonucunda Can Dündar’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda hak temelli sivil toplum çalışanının yargılandığı Gezi Parkı Davası olarak da bilinen yargılama 24 Haziran 2019’da başladı.
Yurt dışında yaşayan Can Dündar’ın dosyasının ana davadan ayrılması sonrasında 15 Eylül’de ilk duruşması görülen davaya sanıkların avukatları katıldı. Duruşma savcı da davada yargılanan kişiler hakkında çıkarılan yakalama kararının infazının beklenmesini istedi. Mahkeme istinabe ve derhal beraat taleplerini reddederek bir sonraki duruşmanın 14 Ocak 2021’de yapılmasına hükmetti (15 Eylül)
14 Ocak’ta görülen duruşmada, mahkeme sanıklar hakkında uygulanan yakalama kararlarının infazının beklenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 28 Nisan’da (14 Ocak).
28 Nisan’da görülen duruşmada mahkeme, bu dosyanın verilen beraat kararlarının istinaf mahkemesince bozulmasının ardından 30. ACM’ye dönen Gezi Davası ile birleşmesine karar verdi. Aralarında Osman Kavala’nın da olduğu 16 sanık yeniden birlikte yargılanacak. İlk duruşma 21 Mayıs’ta (28 Nisan).
21 Mayıs’ta beraat kararlarının bozulmasının ardından aralarında 1298 gündür cezaevinde olan iş insanı Osman Kavala’nın da bulunduğu 16 sanığın yeniden yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Mahkeme davanın ertelenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 3 Ağustos’ta (21 Mayıs).
3 Ağustos’ta İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, duruşma açarak Çarşı davası ve Gezi davasının davanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde birleşmesine ve Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi. Sonraki duruşma 8 Ekim’de (3 Ağustos)
8 Ekim’de görülen duruşmada mahkeme oy çokluğu ile “hukuki durumda değişiklik olmaması” ve “kuvvetli suç şüphesi” gerekçeleriyle Kavala’nın tutukluluk hâlinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 26 Kasım’da (8 Ekim).
21 Şubat’ta görülen duruşmada, mahkeme heyetinden sunulan karşı oyda ise Kavala’nın savunmasının alındığı, delillerin toplandığı hatırlatıldı; tahliye istendi. Mahkeme, Can Dündar dahil bazı sanıkların yakalanmasını beklemeye karar verdi. Bir sonraki duruşma 21 Mart’ta (21 Şubat).
21 Mart’ta görülen duruşmada, mahkeme Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına ve Can Dündar dahil bazı sanıkların yakalanmasını beklemeye karar verdi. Bir sonraki duruşma 22 Nisan’da (21 Mart).
22 ve 25 Nisan’da görülen duruşmada, mahkeme Osman Kavala’nın “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılmasına, “casusluk” suçunu işlediğine dair yeterli delil elde edilemediğinden beraatına ve bu suçtan tahliyesine hükmetti. Mahkeme ayrıca yurt dışında bulunan Pınar Öğün, Henri Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi hakkındaki dosyanın ayrılmasına hükmetti (25 Nisan).